25 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

25 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a 75.8. 535 ankara Al A) Askeri Terfi 30 AĞUSTOS ———— Listesi Tasdike Arzediliyor (Ozel aytarımız bildiriyor) Ankara, 24 30 Ağustos Zafer ve Tayyare bayrammda ilân edilecek olan #skeri terfi listesinin hazırlanması bitmiş ve İiste yüksek tasdi- a arzedilmek üzere Sü Bakanlığı zat işleri daire başkanı Gene- Tal Lütfi tarafından İstanbula göt rülmüştür. İçbakanlıkta Terfi Projesi “Ankara, 24 (Özel aytarımız bildiriyor) — Iç Bakanlık, Dahili- Ye meurları için bir sicil ve terfi kanunu projesi hazırlamakta- ir. Proje Kamutayın bu devresine yetiştirilecektir, Romanya Bisiklet Turuna Giren Sporcularımız Bükreş 24 (Ozel aytarımız bildiriyor) — Romanya bisiklet Hü yarın on bir merhale üzerinden başlıyor. Turneye iştirak et- Mek üzere buraya geien Türk bisikletçileri iki takım halinde İ —— Yarışa iştirak etmektedirler. Yarış 8 Eylül Pazar günü nihayet- 'tnecektir, Yöney Meler a Fabrik Yor Klan, th tür, Celâl Bayar Egede Bir Yeni Fabrikayı Açtı . (Baş tarafı 1 incidel .. İzmir panayfı rasında fiyatların istikrarı lunacağı zanmediliyor. a nasıl kurulacak? azilli, 24 (Özel aytarımız bildiri. Ki, Pün büyük törenle temeli a- azilli fabrikası, Kayseride ya- Kömakta olan kombina tipindedir. i mesabası ona nazaran, yüzde 1$ küçüz ası y Bu fabrikanın dokumaha- Ve iplik kısmı vardır. . Bunlar valid bir boyahane ile ütüleme kr- İârı kurulacaktır. Ayrca pamak Vei , ri, mamul mevad ambarı, kuv » muharrike dâiresi ve Mender:s k, Silden su akrtmağa mahsus tulum İm e Kombina, MAK bir m tes tasyonları bulunacaktır. , Menederes nehrine 1600 te mesafede kurulacaktır. Mende. Uyu, nehrin kenarında yapılacak sisatla tasfiye edilecek. © belirl fabrikaya verile Mu kar yakani 103 İnşaat eze yineki, şi giz Himtak “ bin edir, ni VE Yetişti ii Bö, let. Müş kan pamuğun, kalite itiba “le İnci sınıf pamuğu öyarın da duğu sonuçuna varmışlardır. ındadır. istasyon miştir. Ni undan 20 bi rika, Nazilli ile Menderes Yanıbaşında kurulan pa binasının inşaatı tamam azilli fabrikası, | Kânu- Yacani 1937 de basma imaline başlı. ir. Ki 'ombina, ayrı ayrı 24 parça 'tân mürekkeptir, Hacim itibari» metre mikâplık yer işgal Tohumu üretme çiftliği - mdiden 600 dönüm pamuk ekil « Fabrika, bi iği zaman, Nazilli in balya pamuk Köylüye makine verilme- irme usullerinin öğretilme kararlaştırılmıştır. Birçok » en modern İt pamuk istasyonunu yakım. Tmek arzusunu göstermekte - teşisatla kuru- ehassıslar, Nazilli mmntaka 8lâl Bayarın temel alma töreninde söylevi İn Pm yeli, 24 (A.A) — Celâl Baya keşiş Sok kısımları sürekli alkerş'ır'a Asın, bi Sok eh bir Fabri; Agi levi şudur; kömbin, > Nazillililer ; bugün Nazilli m. temellerini atıyorum. inası sanayi programımız emmiyetli yer alan büyük i müessesesidir. Bakırköy sından ve bugün bütün Tİyle mükemmel bir eser © ve Ereğli kombinalarm- Sıra buraya geldi. Nazili in gece görünüşü kombinasının ayrı bir hatta diyebili- rim ki, bizim cephemizden de sevinç. li bir hususiyeti vardır. Diğer pamuk İn mensucatımız hususi ve resmi va. sıta ile iyi ve kötü yapılmış bulunu- yordu. Hükümet, pamuklu meselesi - ni ele almak süretiyle memleketin u- mumi ihtiyacını karşılamayı düşünür ken hususi olarak ta basmaya ehem- miyet vermişti, İşte buradaki kombi- na, Türklerin ilk defa kuracakları bas ma fabrikası olacaktır. Fabrika yalmz Balkanlar bakımından değil, belki Avrupa bakımından mükayese ettiğimiz zaman küçük sayılamıyacak bir eserdir, Fakat teknik itibariyle bü tün dünya ile-boy ölçüşebilecek mü - kemmeliyettedir. Bunu: bitti; güzel eserlerile de göreceksiniz. Fab rikamız 1937 senesi iptidasında bit - miş olacaktır. Bu fabrikaya bir ınil- yon lira rfedeceğiz. “Günde 2,500 amele çalışacaktır: Her sene 15,000 balya pamuk alınacaktır. Senelik istih salâtı 20 milyon metre olacaktır. Zan nederim ki buna küçük bir eser deni- lemez. Müsaade ederseniz Nazillileri böyle mükemmel bir eseri kendi sine lerine çektiklerinden dolayı tebrik ede yim. Fibrikanın teknik itibariyle mü kemmeliyetini söylerken şunu da ilâ ve edeyim ki, Türk - Sovyet dostluğu, Sovyet tekniği ile elele kuvvetlenmiş biribirilerini tekâmül ettirmiştir. Kay seride gene bu cümleden olârak tet- kike şayan mükemmel bir eser vücu- de gelmiştir. Buradaki belki ondan daha iyi olacaktır, Benden evvelki ha tip Türk « Sovyet dostluğundan bah- sederken kuvvetli. bir ifadede buluna rak, “bu dostluk kara günler yarligâ- rıdır.., dediler. Evet, bu böyledir. Ta rih seyrini asla değiştiremez. Tarik, Türk ve Sovyet dostluğunu, kara gün lerin bir hâdisesi bir şaheseri olarak kaydetmiştir. Biz bunu unutmuyoruz ve unutmıyacağız. Bunu huzurunu. da hulüs ile tekrar ediyorum. Gördüm ki Sovyet memleketinin her tarafın- erişmiş, halka mal olmuştur. Ben de da Türk dostluğu herkesin kulağına ayni dostluğun canlirklarını sizde gö rerek cidden bahtiyar oluyorum. Biz endüstriyi büyük ziraatm yardımcısı olarak kuruyoruz. Ben, serbest fırka vakalarından sonra Nazilliye gelmiş idim. O vakit bana mahsulün para et mediğinden bahsettiniz. O vakit, Ji- beralizm denilen iktisadi sistem bili Ankara Gazi Enstitüsü Yük- sek Mekteptir aytarımız diriyor) Ankara, 24 Gari enstitüsünün yüksek mektep olup olmadığı etrafında bâzı mahal lerde tereddüt edilmekte olduğu rüldüğünden, Kültür Bakanlığı alâ kadarlara gönderdiği bir o tümimde mektebin yüksek mekteplerden bu- lunduğunu bildirmiştir. Vilâyetlerdeki umuru huku- kiye müdürlükleri Ankara, 24 (Özel aytarımız bildi. riyor) — İç Bakanlıkta, vilâyetler. deki umuru hukukiye müdürlükle- ri teşkilât kaldırılması etrafın- da yapılan tetkikat bitirilmiştir. Yakında kanun projesinin hazır- lanmasına başlanacaktır. Kaçakcılar Ankara, 24. A.A. — Geçen iki haf- ta içinde güfnrük . muhafaza örğüdü biri yarak altmış bir kaçakçı, bin yet- miş dokuz kilo gümrük kaçağı, beş yüz kırkbeş kilo tekit (inhisar) ka- çağı, 180 defter sigara kâğıdı, üç ta- banca, bir tüfek, onbeş kaçakçı hay- nt ele geçirmiştir. ———————— an merek, bilinmiyerek münakaşa edili - yordu. O zaman size mahsulü dışarı- ya satmak müşküldür dedim. Fabrika yapmak lüzumunu işaret ettim. Bu fabrikayı kendi vesaitinizle kurabi- lir misiniz, dedim. Bunun cevabı men- fi oldu. Memleketin başka yerlerinde kiler gelip te sizin ihtiyacınız için bu fabrikayı kurarlar mı? büyük ve dâhi Önderimiz hakkında candan izhar edi. len minnettarlık duyguları Yerinde- dir, Türk milleti için Atatürkü sev. mek daima bir ibadettir. Bir hükü - met reisimiz vardır, Biliyorsunuz ki, adı İnönü kahramanı, Lozân kahtama n: İsmet İnönü. Bu iki yerin ismini bir arada söylemekteki maksadım giz. dur ki, İsmet İnönü, harp cephelerin de olduğu kadar bütlin cihan diplo - matları müvacehesinde de zekâ, irfan ve kabiliyetle muvaffak olmuş, bize Lozan rmahedesi gibi bir şaheser he- diye etmiştir, Saltanat idaresi sizi dü şünmedi, Cümuriyet rejimi reji- minizdir. Bütün düşünceleri ancak si indir. Türk milletinin ikbal ve indir. Ben hep sizin yüzünü 26 baktığım zaman bir ilham duyuyo- rum, Ankara ve İstanbula gidince min nettarlık duygularınızı Atatürke söy- İemekliğimi arzu ediyorsunuz. (Şid - detli alkışlar). Bunu kendilerine söy- liyeceğim. Sizin duygularınızı tam ifa de edebilmekten acizim, Fakat, çalı sacağım. Şimdi son sözlerimin mühim bir kısmını fabrikanın açılış resmine bırakıyorum. Nazillililer: Sümer Ban kın yaptığı iş, herkesin menfaatine - dir. Burada kurulacak olan fabrika kimsenin ekmeğini elinden almıyacak tır, Civarda el sanayii ile çalışanlar vardır. Onlara yardım edeceğiz. Ar- zu ettikleri kadar bu milesseseye ame Je verebilirler, Çok geçmiyecek, bura da bir mamure yükselecektir. Şimdi hep beraber bu mesut eserin teme ni atalrm,,, Fabrika gezildi Keçiburlu, 24 (Özel) — Ekonomi Bakanı Celâl çk Sümerbank ge- nel direktörü © Nurullah Sümer, Sovyet heyeti, İzmir Sovyet konso- losu ve buradaki saylavlarla gazete cilerden mürekkep. heyet kükürt fabrikasını ve madenlerini açmak için buraya geldiler, Celâl Bayar açış söylevinde ya pılan ve yapılacak işler etrafında söylediği sözlerden sonra muvaffa- kiyetler dilemiş ve tesisatın geniş - ese i istiyerek, şirket direk - törünl faaliyetinden “dolayı tebrik etmiştir. Bundan sonra fabrika ve maden - ler gezilmiştir. Celâl Bayar İstanbula dönmek ü- zere saat on dörtte İzmire uğurlan- mıştır, İzmire dönüş. İzmir, 24. (Özel aytarımız bildiri- yor) — Celâl Bayar Keçihurludan otokarla beraber gittiği saylavlar ve diğer zevat ile birlikte saat 23 te geldi. Vaktin geç olmasına rağmen Alsancak istasyonunda (o tezahüratla karşılandı. Celâl Bayar istasyondan doğruca şehir kazinosuna gelerek, şe- refine verilen gâtden partiye iştirâk etti, Yarm sekizde General Kâzim Diri- ke köylülerin vereceği çay şöleninde bulunacaktır. irde parti esnaf ve işçi birlikleri bürosunun açılma tö- reninde bulunacaklar. Öğleyin tecim odasının İzmir Palastaki ziyafetinde bulunacak, öğleden sonra bazı ziya- fetleri kabul edecek ve Sakarya v; purü ile İstanbula hareket edecektir. TARiIHSEL ARAŞTIRMALAR Ayasofyayı da Müzeye Taşısak Bari İki gün evvel, “Haşmetli Kazma Hazretleri” adını verdiğim bir yazım. da Edirnekapıdan Sultanahmede ka- dar sıralanan Türk ve Bizans anıtla- rını sayarken şöyle bir cümle de kul. lanmıştım: v “,, Kemankeş Mustafa Paşa cami- inin harabesi altındaki Bizans impa- ratorları Kağo'su ki, lsviçreli Şaz » man tarafından tahrip edilmiştir. Dostlarımdan bir ikisi bana bunun- la ne demek istediğimi sordular, bir okur telefon etti ve bir diğeri yazdı- ğı bir mektupta diyor ki: “Bu cümleyi gelişigüzel kullanmış olamarsınız. Her halde yerinde gidip tetkikler yaptıktan sonra ulaştığınız bir neticeden bahsetmiş oluyorsunuz. Gazetelerin hepsi Kemankeş Musta- fa Paşa harabesinde yapılan kazıyr bize arkeolojinin bir muvaffakiyeti olarak göstermekte rsrar ederlerken siz nasıl oluyor da taban tabana zit bir fikre delâlet eden telmihlerde bu- lanuyorsunuz?” Binaenaleyh iddiamir... (iddiam mı? hayır...) müşahedemi daha açık ve geniş bir tarzda izah etmeğe kendimi zorlanmış addediyorum. İlkin esası bir sorgu halinde tekrar edeyim: Profesör Şarman Kemankeş Mus- tafa Paşa camlinin altındaki Kavo'- yu TAHRİP etmiş midir? — Evet,, etmiştir, Ve bunu gözlerinizle görmek için Aspar sarnıcınm önünde tramvaydan inip bozuk Arnavut kaldırım bir yokuşta kunduralarınızın topukların: çarpıtmağa ve süprüntülü, torlu bir harabeye kadar gitmeğe hiç te lüzum yoklar. Yukardaki resimlere şöyle bit bakmanız size kâfi bir kanaat ve- rebilir. Çift sütun klişe kası yerinin tepeden görünüşüdür ki, tesbit etti ği alt: deliğin herbiri birer kubbeni daha doğrusu kemer bağlantı yerinin harap edilmiş olduğunu ifade eder. Prolesör Şazman bunlar: yumurta | kırar gibi kırmıştır. — İsviçreli, kullandığı amele. nin kazmalarına neden böyle yanlı; bir hareket yaptırmıştır? ey Çok düşünmeğe lüzum yok. Fazla arası vermemek ve bir an evvel Kavo'nun içine girebilmek için. Eğer Profesör Şazman, Lüksor'da “Tut-Ank-Amen” in mezarımı bulan bir Karter veya Sultanahmette uğra- şan Bakster gibi bilgiye tesadlfü ka- rıştırıp çalışmağa mecbur kalmış bir | âlim olsaydı; yani bir meçhulü mey- | danâ çıkarmak için kazma ve kürek mangaların: o tümsekten bu tilmse- ğe, © toprak yığınından bu tepeye koşturup saldırmak zorluğunda bu - lunmuş olsaydı hiç tereddüt etmeden derdik ki: “— Elbette yıkacak. Bir eserin yüzde yür toprak altında kalmış ol- | masından bir kısmı bozuk olarak meydana çıkarılmış olması daha kâr- h sayılmaz mı? Yugoslav Kabinesinde .. o. Değişiklik (Baş tarafı 1 incide) dinoviç kabinesinde değişiklik bek- liyorlar. Buhran ihtimali Belgrad, 24 A.A. — Kabinede, üç bakanın istifası dolayısile yapılma- sı icabeden değişiklik, küçük anlaş ma konferansı toplanmadan evvel | yapılacak gibi görünmektedir. Bazı söylentilere göre, hiç beklen miyen bazı güçlüklerin bir buhran doğurması ihtimali vardır. Bakanlardan Yankoviğ bu akşam Bohinge'ye giderek arkadaşlarını istifasını kral naibi Prense bildir - recektir . PARKELERİ Kurudulmuş ve fırınlanmıştır Bütün memleketlerde takdir | dir. Kemankeşte ZiNGAL—..| e Fakat ne yazık ki, gu dakikada bu- nu söyliyebilecek vaziyette bulunmu- yoruz. * Zira Profesör Şarman. bize yeral- tından ne bir Mısır definesi, nede bir Bakster mozayiki bulup çıkarmış- tır. Bilâkis Kemankeş Mustafa Paşa camiine temel olarak kullanıldığı her- kes tarafından bilinen bir Bizans ese- rini, belki yarın yerli veya yabancı bir başka müteşebbis tarafından daha | ihtimamir bir | az dürüşt, daha çok sistemle tetkik edilebilecek olan bir eseri delik deşik edivermiştir. Bugün tiç diği kalmış bir avurt ke miğinden başka bize kazanç olarak gösterilebilecek ortada ne vardır? Peki, diyeceksiniz ki: — Arkadaş, müzeye freskleri unutuyor musun? Hayır.., unutmuyorum. Bilmem ne kâğıdı kullanılarak ve bilmem hangi usul ile Kavo'nun duvarlarından çı » gönderilen karılmış olan o fretkleri nasıl unuta- | bilirim ki, müze idaresi ile profesör elele vermişler ve onları da bulun - dukları yerden çıkarmakla ikinci bü- yük bir hatada bulunmuşlardır. Evet ikinci büyük bir hatada bulun- muşlardır. Zira böylelikle eseri son kıymetlerinden de mahrum etmişler- ancak, Sultanah » metteki şekli avnen taklit etmekle doğru bir iş görülmüş olabilirdi. Ya- ni Kano'ya bir tarafından ve mümkün mertebe #z yıkmağa çalışarak girile- cek, içi temizlenecek, üstündeki yı- kık cami duvarları ve minare kırpın- tısı kaldırılıp atılacak, ve etrafındaki toprak seviyesi Kavo'nun zeminine Kadar indirildikten sonra çiçekli “çim- libir büyücek boske yapılacaktı, Ve hatta bir de küçücük nöbetçi kulübe si ki, içinde bulundurulacak hademe hem gezmeğe ve görmeğe gelenlere bilet kesecekti, hem de buranın bek- giliğini yapacaktı. Pai suretle şehir, kıymeti küçük bö yük, ne olursa olsun bir tarihi eser daha kazanmış ve Müze Idaresi de az çok bir gelir yeri daha bulmuş ola - caktı, *. Müze İdaresinin eski eserlerin te$- hirini merkezileştirmek hususundaki sarsılmaz azmi, bu gidişle, bir gün Ayasolyayı da. Çemberlitası da, Sul. tanahmedi de yerlerinden kaldırıp Müze salonlarma sığdırmağa kalkı- şırsa hiç hayret etmemeli. Acaba Kariyenin, Ayasofyanın mo- zayiklerini söküp Müzeye taşımağı neden ihmal ediyorlar? 3 eee ZEBUNKÜŞLÜK Doğrüsu bu tabiri öz türkçeye çeviremedim. Belki bu huy bir Türk huyu değildir de türkçesi yoktur. Sanırım Napolöon'un (im- kü kelimesi fransızca değildir) ben de bu zebünküş- türkçesi olmamasını özlüyorum. Gelen gazetelere bakılırsa bus günlerde yine Almanya'da Yahu- di düşmanlığı aldı yürüdü. Bunun | akıbeti neye varır? Almanya bun- dan kâr mı eder zarar mı? Orala- rmı düşünmek bana düşmez. Ben sadece bu hareketlerin şeklini, ren gini incelemek istiyorum. Eskiden, Yahudilere karşı du - varlara: “Yahudilerden alış veriş stmeyin” falan gibi bazı yaftalar ştırmak ve Yahudi mağazala- şeylerle ir perükâr dükküni kapı sına: “Buraya Yahudi giremez!” diye yazmış. Bir otel de: “Yahudi müşteri kabul edilmez!” diy eskiden birçok Yahudi müşter vardı, Yahudiler bugünkü g menküp değiller lerler idiler. Şimdi, günün modası- na uyarak hoş görünmek ve bu yüzden müşteri kazanmak için Ya- üşteri diye kabul etme- çirkin ve kendi işini becermek için yapılmış bir zebünküşlük sayarım ve ayıplarım. Eğer bu adamlar sa- mimi olarak Yahudi düşmanı olsa belki de hoş göreceğim. Lâkin bir- kaç para kazanmak için başmı kaldırmağa cesaret edemiyen ezil- miş bir ırka düşman görünmek çok kolay bir kabadayılık ve çok güç ama çok güç beğenilen bir hare « kettir. Insanların en kötü tarafı bu zebunküşl B. FELEK Telefon sosyetesi ile mukavele yarın imzalanıyor Bayındırlık Bakanlığı ile Telefon sosyetesi arasında imzalanacak sstış mukavelesinin son hazsrlıkları tamam lanmış ve sosyete delegeleri tarafın- dan mukavelenin ingilizce tercümesi üzerinde yapılan tetkikler dö sona er miştir. Mukavelenin iki taraf arasın- da yarın imzalanması kuvvetle mub- temeldir, Bayındırlık Bakanlığı mu « rahhasları tarafından yapılan tetkik- İ derde vazifelerine nihayet verilecek 11 ecnebi memurdan 4tane kablo müte. hassısının alakonulması kararlaştırıl- muştır. Telefon sosyetesi hükümete geçer geçmez, bugün yalnız Arkara, İzmir, Bükreş; Belgrat ve Sofya i olan şehirler arası mubaberatı nişletilmesine başlanacak ve şimdi ancak bu beş şehir arasında olan mu- haberat Anadoludan santrale bağla- nacak, birçok yeni şehirlerle on dördü bulacaktır, Bu suretle kurulacak olan şehirler arası santralinn şimdiki sosyete bi. nasına sığmayacağı anlaşılmıştır. Bu. nun için yeni santra Galatasarayda. ki binaya nakledilecektir. Telefon sosyetesi senelerdenböri hizmetinde çalıştırdığı memurlara ve receği iktamiyeler için 7 - 8 bin lira ayırmıtşır. Bu ikramiyeler yüksek memurlara değil, yalnız 22 maaşlı küçük memur lara bir veya iki aylık nisbetinde ven rilecektir. Evkaf için yeni teşkilât yapı'ıyor Evkafta teşkilât proj çalışılmaktadır. Öğrendiğ bazı direktörlüklerin kaldırılacağı, bazılarının da Ankaraya nakledileceği tasavvurları kuyvetlenmektedir. Pro- je kamutaydan çıkıncaya kadar tatbik edilmek üzere İstanbul için bir kad- | To hazırlanmış ve İstanbula bildiril. miştir, Eylülde tatbik edilecek olan kadroya göre 23 memur tekalide sev. kolunmuş,çalışamıyacak derecede acir leri görülen 12 memur da açıkta bıra kılmıştır. Teşkilât kanunu çıkıncaya kadar henliz münhal bulunan direk- törlük ve memurluklara yeniden ta- yin yapılmıyacaktır. i üzerinde imize göre, Nizamettin NAZİF Bir devletin başlıca ödevi, idare ettiği ulusa hizmet etmek, onun menfaatlarını korumak, eksiklerini dü- İ şünmek, dertlerine çare yapabilmek için her şeyden evvel ulusun ne kadar ol- | duğunu, artıp artmadığını, ilerleyip ilerlemediğini İ bilmek mecburiyetindedir. İşte bunun içindir ki 20 İLKTEŞRİN 1935 PAZAR GÜNÜ GENEL NÜFUS SAYIMI YAPILACAKTIR. ! ni amp lm mma mm aramaktır. Bu vazifelerini Başvekâlet İstatistik Umum Müdürlüğü #

Bu sayıdan diğer sayfalar: