16 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

16 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 16.1. No, 58 Kadını yüzünden evvel güzel yapan gururudur, dünyada erkek namusundan daha güzel birşey vardır: Kadın gururu Konuşa âlği ricanm, vi dı. Adnan'ın ağıkını — n ba kandil asarak — Süheylâ'nm önünde Fakat bir- denbire kendini tuttu: Bu, bir a yatsızlıktı; (sr sakladığı Miz bu konaklar ona açıktı. > 2e olmağa başladığı anda atana ki bu konaklarm kapısı ser kesilirdi, Fakat Sirel an m Adnan'ın gülünç olduğunu a 3 ya anlatmıyacak mıydı? En > boşboğazlık bile ince bir ihtiyatla tel Tikesiz hale gelebilirdi. Bu işte de ye- min en iyi bir ihtiyattı. Ri Ama, dinin değil, hayatın yemini!.. Cemile, hayat işlerinde, a ei lerini teminat saymazdı. zi bıraktı; Süheylâya içini dökmeğe başladı. Evvelâ, böyle dedikodular, onun çok iğrendiği geylerdi. Sonra, Süheylâ Hanrmefendiyi o, hiçbir sır- rmı saklamıyacak kadar, nir (Bu sevgiyi Süheyli telâşlı yp tasdik etti.) O halde Süheylâ, ye duklarmı başka yerde mi er Zine paşa babasının başına « yemin edecekti. Süheylâ, bu tedbirlerden, Cemile'nin haber vereceği felâketi zaten anlamıştı. (Koca erkânmharp müşirinin evli, barklı kızı Belkis Ha- »rmefendiye Âşık olacak kadar #er- sem olan adama), Tekirdağir Cemi- le bütün vücudile gülerken, Sühey- İâ'nm dudsklarmda zehirden bir çizgi, kansız, beyaz bir tebessüm du- ruyordu. Son ders Cemalifer sandık anahtarları ya» — Pnşa, paşa, N kaldıkça senin Adnan Beyin bu ko li; DEZİrİ, ktı: Sad alirim almadı diye edebiyat hocasını konaktan koğacaklar miy- dı? Bu, ayıp şeydi." Kadın, bunu anlamadı. Fakat, ere gil miydi, kocasının bu asil R ii anladı. Zaten kadın, me, erir ve p ei çeri uşak gibi aylık sında İntikam lezzeti İzer De Adnan'ı savmaktan biraz e için vazgeçti. Maliye nazırı: > merak etme hanım, dedi; Adnan bir bahane bulur, dersi kendiliğinden i burakır, bak BürAn dediğinden çok ” tmişti, Anasmın Kendi Kr 5! acı seviniyordu. K ye BRE garazdı ki Adnan, der- si, koğulmadan bıraktı diye Süheylâ mnundu. Tuhaftir, annesine ber, büyüktü. Şeh- ş paşaya kâğıt yaz, m Slm de Önümüzdeki ders. te de kalk; git. İlerde bir vesile bu- lur, dersi bırakırsın, demişti. Süheylâ'yı teklif ettiği gün, Dağıs- söylediklerini bugün, kaçacak kadar zebun olan kızı düşü- Büyor, avucunun içindeki bu “dişi” yi - İbir düşünce ile, mütemadiyen takı- . manasız buluyordu: Stheyiii guru- rundan mahrum olan kızdı, Kadını yüzünden evvel güzel yapan gururu- 1 Dünyada erkek namusundan daha güzel bir şey vardır: Kadın gururu... Bu duygudan mahrum olan | Süheylâ, Adnan'a, yıllardanberi ken disinin olan kadm kadar eski görü- nüyordu. Adnan Süheylâ'yı isteme- yince Hacı Kâhya bile dayak yemiş gibi küçülmüştü. Maliye nazırmın damadı olmak istemiyen edebiyat | hocası kâhyanın gözünde kocaman bir adam olmuştu. Sübeylâ Adnan'm yanma geç indi. | Ağlıyan gözlerinin beyazlaşmasmı bir neş'e vardı; başkasından alınmış mpiyonluğa namzet ve puvan bn biribirini yakından takip e- den iki büyük klübümüzün kuvvetli rakiplerle karşılaşması dolayısile, &- kinci devre lik müsabakalarının hiç şüphesiz en mühimmi bu pazar Tak- sim stadında yapılacak maçlardır. Fenerbahçe veya Beşiktaşım ha- sımlarile berabere kalması veya mağ Tüp olması diğerinin puvantaj cetve- linde başa geçmesine yardım edece- dinden her iki takımın sahaya tam kadrolarile çıkacaklarmı tahmin edi! Fenerbahçe - Galatasaray karşı-| Taşması, bu iki takımın maçlardan evvel yürütülen tahminlerin hilâfı- na neticeler almış itibarile ehemmi- yete şayandır. Geçen sene bütün spor muharrir. leri, Fener bahçenin galibiyetini bir ağızdan sütünlerine geçirirken Gala tasaray canl bir oyunla ve bu dü- şünceleri alt üst ederek o gün saha. dan 4 - O galip vaziyette ayrılmış ve Fener bahçenin şampiyonluğu alma 81 için iki çetin bir maç daha yapma- sma sebebiyet vermişti. Bugünkü normal durum heriki takım için kat'i bir hüküm yürütme- ğe yardım edecek vaziyette değildir. Fenerbahçenin, Istanbulsporla bera- bere kalması ve Ankara maçlarında! da parlak dereceler alamamasını ve| Ankara maçlarında da parlak dere- celer alamamasını sürantrene olma- sma hamletmek doğru olamaz. Lik usulünün bu sene 22 maça çı- karılması, belki bunun daha isabetli bir sebebidir. Lik maçlarında, çok tehlikeli olan mında tadilât yaparak eleman dene- yen Galatasaray, Fenerbahçenin be- rabere kaldığı İstanbulspora 1-5 gibi kat'i bir zafer kazanmıştır. Geçen hafta Anadoluya karşı güç- Tükle elde ettiği 3-4 lük dereceyi, bu galibiyetle mukayese etmemek lâ- zımdır, Çünkü, bir hafta sonraki Fe- nerbahçe maçında oynayacak ele- beklemişti. Yüzünde onun ; olmuryan | edin de fesimi de dekara Galaasaray -Fener, Beşiktaş - Güneş takımları bu hafta karşılaşıyorlar Yazan: MITHAT CEMAL gibi ariyet neş'e; fazlalığı sahteliği. nİ gösteren meş" Her derste Süheyli fazla tabii, Adnan fazla nazik.. Birkaç hafta böyle geçti, Bugün, Süheylâ derse inerken Ce- malifer söyleniyordu: “Bu adam hâ- !4 dersi birakmıyacak mıdyı?” Sü. heylâ da bu derslerin bitmesini isti- yordu. Kendisini istemiyen adamı her hafta görüp ne olacaktı? Sühey. lâ odaya dalgm girdi. Hüznünü ta- biileştirmek için sesini tabiileştirdi: — Pencereyi kapatayım mi, Adnan Bey? Terlisiniz! dedi. Adnan: — Ben kolay üşümem ki; hattâ müsaade var) manlar, Anadolunun genç ve ener- Jik oyuncuları karşısnda yalnız bir #ayı farkla galibiyeti kâfi görmlş- ler, ve çekingen oynamışlardır. Yukarda da işaret ettiğimiz gibi Fener - Galatasaray (maçlarının mantık ve hesap haricinde neticele- | re bağlandı k çok defalar vâki olmuştur. Tk ve tesadüfün, bu iki takımın müsabakalarda olduğu ka- dar, milessir bir rol oynadığı pek az görülür. Yapılacak maçm neticesi ne oluran olsun, ası) Üzerinde durula- cak nokta, müsabakaya temiz bir sporcu ruhunun hâkim olmasıdır. Bu gayenin tahakkuku için her iki tarafın da sakin ve sportmence dü- şünmesi ve oynaması icap eder. Beşiktaş - Güneş iktaş - Güneş maçma gelince; im lamda El ampul ey: nayacak olan Beşiktaşın, geçen haf- taki Hilâl maçındaki aldıkları neti- celer meydandadır. Bir ihmal yüzün- den ikinci takımla takviye edilmiş)? olarak sahaya çıkmanın Si şampiyonluk yolunda 1 puvanı kay- bederek çektiler. Güneş klübünün kuvvetli bir mü- dafaaya dayanan ve henüz cezaları tamam olmıyan forvet hattında bu- gün için eksikler vardır. Buna rağmen, bü haftaki karşılaş- ma, birçok bakımlardan enteresan olacaktır. Forvet hattmda bir türlü temin edilemiyen istikrar, cezası dolacak 0- Jan oyuncuların takımda yer alma- sile ve ancak ilerde temin edilebile- cektir. Bu haftaki maçlar, takımların i- kinci devredeki ilk kuvvetli rakiplere le karşılaşması cihetinden olduğu ka dar Beşiktaş ve Fenerbahçenin şam- piyonluk yolundaki mevkilerini ta- yin edeceğinden o nisbette heyecan- İı olacaktır. Şimdiye kadar Beşiktaş 18 maç yapmış, 45 puvan kazanmıştır. 15 maç yapan Fenerbahçenin 44 puvanı vardır, TAN EL FAYDALI “BİLGİLER Bugünkü Program istanbul Dans mesikösi (plâk). 15: Haberler 19.15: Plik neşriyatı veya retransmisyon. 20: Sıhhi konferans. Dr. İbrahim Zati tara İmdan. 2030: Stüdyo erkestraları. 2130: Son haberler. Saat 27 den sonra Anadola) Ajansının gazetelere mahmus havadis serv.) si verilecektir. Bükreş 6.45 - 8: Haber, cimnastik, pilk, 13: Plâk. 18: Salon orkestrası. 2020; PİS 21,18: Senfonik konser. 23.45: Haberler Seçme program tapa 5 Bada; miş eserlerinden. Berlin, saat 21.10: Dans musikisi, Varşova, saat 19: Piyano korseri; 2230: Leh musikisi, i Moskova, saat 20: Straussun “Eğlenceli Harp” adlı operet, sigrat, saat 21; Senfonik konser, iyama, saat 19.20: Valküire operası, Kısa Dalgalar 1045 — Mü20 ; inat 15.00 — 1835: 2135: 25 49 m ve Çasıyma saztleri: 20 — 1220 1 2.53 we 31, 55 m. Sant 13 — 1543 ; ve 15, S3 m Saat 16 — 16: Sat 1415 — 23,30 : Gösterilen 2 veya & posta: 19, Ge mm 25, S3 m, 31, 35 ve 49, 1g m, Sinemalar, Tiyatrolar * ŞEHİR TİYATROSU : Sant 20'de (Tosun). * HALK OPERETİ : Saat Glorya). * TURAN TİYATROSU : Nağit'Halide saat 20,30 da (İpekçi Merhum) vod. vil $ perde. 2045 we i » TAN : (Kadınlar Gölü) ve (Pağa- nini), * TÜRK : (Jan Dark). * YILDIZ * (Serenaö). * SARAY : (Mişel Strogof). * SÜMER: (Yataklı Vagon Kontrolörü) # İPEK : (Bosna Sevdaları). G2 MELEK $ (Akşam Güneşi). OSELMAMRA Kardeşi Tidkden Çöcül Termiye. e) * ASRİ : (P. Geceleri) ve (Bir Gönül Böyle Avlandı) * ALKAZAR ; (Ölüm (Dantenin Cehennemi), * MİLLİ : (Samson) ve (Tarzan Yam. yamlar Aras,nda). * AZAK : (Pepo) ve (Jeneral Yen). * FERAH : (Kio.Klo). . HİLAL 3 (Monte Kristo) ve (Rozam. | Kasırgası) * KADIKÖY HALE : (Golem) ve (Fır. tmadan Sonra). * KADIKÖY SÜREYYA ; (Samson) * USKUDAR HALE: (Ali Baba) ve Gilarun Reşit). Davetler, Toplantılar KONFERANS Eminözü Halkevinden & 17-4-936 cuma günü saat 17,30 da Evi mizin Cağaloğlundaki merker salonunda imar Şevki | Balmumucugü tarafından (Yeni Ar) konulu bir konferans verilecek- tir. Bu konferans bütün yurddaşlara açıktır, KONFERANS at 21 de iyazi Tevfik Yük- selen tarafmdan (Türk Denizciliği) hak kında tarihi bir okomlerans © verilecektir. Konferaas bütün Yurtdaşlara açıktır. G. MÜDDEİ UMUMİLİĞİNDEN ; Hopa Hakimliğine tayin edilip vazifesi. me gitmediği ve İstanbulda bulunduğu an laşılan Edirne mahkemesi eski azasından Avukat Şevket Altındağın acele memariye- timize müracaatı, Eminönü Askerlik Şubesinden « Askerlik kanununun — bazi maddelerinin 2750 numaralı kanunile değiştiğinden lama kaçağı ve bakayaların hapis c. çezalanacakları 30-3-936 tarihli gazetel Pe-ilân edilmiş idi, Merkür kanun numara. #1 2750 olmayıp 2850 dir. 2862 numaralı kanunun muvakkat mad- desi 186.036 tarihinden İtibaren tatbik e dilmesi yazacak iken 26/6/936 yazıldığı görülmekle keyfiyet tashihen ilân olunur. Bakırköy AS, $. den £ I — Nisan 936 celbinde şubemizden pi yade smılına mensup 316 ilâ 327 doğumlu bakayalarla ür. 2 — Şubede toplanma günü 21 Nisan #96 dur. 3 — Bedel hakti 20 Nisan 936 ak- Yarına kadar kabul edilir. 4 — Alâkadara, am muayyen günde şubeye müracaat et. meleri, Üsküdar Askerlik Şubesindeni 316-328 doğumlu piyade ve Jandarma ve 380 doğumlular yalnız sanılan gan olan erlerinin 2i Nisan 936 gününe kadar Şubede bulunmaları ve bedel verecek olanların bedeli ise 20 Nisan 936 akşamına kadar kabul edileceğinden bugüne Kadar istidaları ile Şubeye gelmeleri, Fatih Askerlik Şubesinden $ 331 doğumlu ve daha eski doğumlular. dan olup ta bu doğumlularla muameleye ta bi ehliyetmamesini ktu hizmetliler 1 M: 936 da ihtiyat subay okuluna sevkedile. çeklerinden 20-4-036 tarihinden İtibaren gır | taşmıya başlamış. köylülerin umma- İdıkları bir zamanda sular sokakları İli tepede doğru kaçışmaya başlamış- —o— İ Arkadaşım, oturduğu kütükten yavaşça kalkarak aşağıda yeşillikle- rin içinde bir yığın harabe halinde! görünen Selrlan köyüne uzun uzun baktı. Sonra yavaş, hürünlü bir sesle | devam etti İşte bir zamanlar Yeşilçay köyü- oradaki insanların iyi lerde gezerdi, Ve bu kö- yün ucundaki küçük kulübede nur yüzlü imam heci Yusuf biricik kızı- Dın sevgisiyle mes'ut, bir ceylân gibi ince kıvrak veo kadar da vahsi huylu olan Kamer de ihtiyar babası- na 8ön bir teselli gibi sarılmış, Meh- medin kaçıp gitmesiyle, derinden in- cingn gururunun acısını ünutmıya ça ışıyordu. Bir kış kasubada "kar yolları ka- pamış,, dediler, Civar köylerden şeh- re kimseler inemediğini, köylerde kurtların hücümundan sularm taşma smdan korkulduğunu söylediler. Ye- şilçayda Selbasan köylerin arasında Bir gece yarısı köyün bir yanmı inoe, parlak bir kuşak gibi saran çay saplamıştı Içaylılar, büyük bir) Korku ve içinde evleri boşalt- mıya bile vakit bulamıyarak sokakla- ra fırladilar, Herkes biribirine gir - miş, analar çöcuklarını, erkekler ih- tiyarları kucaklamış işte buraya çam Yeşi lardı, Sular diz boyunu © geçtiği zaman son kaçınlardan birkaç delikanlı Kamerin suların İçinde oraya burt koşarak çırpındığını, babası Hacı Yu sufu aradığını gördüler, İmam sula- rn köyü kapladığını işitince kizma “bir bakayım,, diyerek, dışart fırla- miş, ve ortadan yok olmuştu. Kamer ıslak, perişan saçları omuzlarına dö- külmüş, babasını nerelere gidip arı-| yacağını şaşırmış bir halde çılgm bakışlarını karanlıklarda gezdiriyor - du. Gençler Kamere beraber gelme- si için yalvardılar. Vaktin dar oldu- yuvalarının derdini bir an için unutas rak onu teskine çalıştılar. Kameri köyden çıkmıya bir türlü kandıramı- yarak, ellerinden kaçıran gençler i - mamım etrafını alıp, acı İle titriyen boğuk bir sesle meseleyi anlattılar, Hact Yusufun gözleri onları dinler « ken manası başalmış gibi donuklaş « mıştı, fakat sonra birdenbire etrafı alan halkayr elleriyle koparır gibi a- yirarak, aralarından fırladı. Köylüle- rin mâni olmasa vakit kalmadan o cübbesinin siyah etekleri karanlık» ta üçuşarak sırttan aşağı müthiş bir hızla inmeye başlamış, biraz sonra Yeşilçaya doğru sularm içinde kaybo Tup gitmişti, Meziyet ner acı gülümsiyerek yö- züme baktı ve gözlerimin ıslaklığın- dan duyduğum teessürü hissederek, devam etti: — İşte Selalan köyünlin macerası, Her halde pek tatlı olmasa gerek. Köyleri mahvolduktan e #onra Yeşile çaylıların herbiri bir yana dağılâr, Su lerin çekilmesinden sonra da imam Hacı Yusufla kızının cesedin! çok &- radılar. Bulmak mümkün olmadı. Galiba onları sel alıp gitmişti. Fakat o zamanlar Yeşilçaylıtar başka türlü düşündüler, Meziyet eliyle işaret. ederek beni yanına çağırdı. Sırtın başına doğru biraz daha ilerliyerek, o parmağı ile Selalan köyünün harabelerinin orta- sına doğru dalları biribirine kavuşa- rak dolanmış yemyeşil iki söğüt aga» cmı gösterdi: — Dediler ki “Baba kızm kavuşup semaya süzüldükleri bu noktada bir- kağ yıl sonra böyle birdenbire iki ye- şil söğüt bitti ve onlarm vefakârlığı- ni insanlara unutturmamak İster gibi böyle biribirine dolanarak kısa bir zamanda yeşerdiler.,, İBULMACAMIZ i 2 345 6 7 8901 Bunu, biraz sonra sularm insan boyu- | nu geçeceğini söylediler, Fakat kizi | kandırmak imkân: yoktu. Onlar pek| üstüne varmea: “Babam: bulmadan! ölürüm,, gitmem diyerek, ellerinden kurtulup yarı beline çıkan suların! içinde “Baba,. baba,, diye, haykıra| haykıra koşmıya çalışarak uzaklaştı. Onu kandıramıyan gençler Çamlıte- peye yalnız başlarına çıkmıya mec - bur oldular ve orada biriken köy halkıma vaziyeti anlatırken İmam Ha cı Yusufun yerde baygın yatiğını gö- rünce müthiş şaşırdılar. Hacı Yusuf dışarı çıkıp #okaklari doldürmıya başlıyan suları görünce şaşırarak, Kameri almak için evine doğru koş mıya başlamış, fakat birdenbire aya- ğr burkulup düşmüş, başı taşa gele- rek bayılmıştı, Kaçanlardan birkaç kişi imamlarını öyle suların içinde baygın görünce hemen kucaklayıp! Çamlıtepeye getirdiler. İ Hacı Yusuf yavaş yavaş ayıldığı | zaman köylüler acıdan yürekleri ya- varak Yeşilçayın son enkazın;, sula- rın üzerinde sürüklenen çatı parçala- rmı seyrederek ağlaşıyoılardı. O tw lişla Kamerin köyde kaldığı unutul- muştu. Hacı Yusufun gözleriyle kala- lığın arasında ilk arattığı Kamer İ oldu. Onu yakmmnda bulamayınca | dehşetle yattığı yerden fırlryarak et- rafını aramıya başladı. Yeşilçaylılar Hacı Yusufu hiç bu halde görmemiş- lerdi. Beyaz sakalları, siyah cübbesi çamur içinde ve her zaman derin mu- nis bakışlı gözleri oluklarından fırlı- yacak gibi açılmış, çılgın manalarla dolu idi, Köylüler suların altında beye müracantları tebliğ olunur, kalan Yeşilçayı, yıkılan, mahvolan / DUNKU BULMACAM'Zİ SOLDAN SAGA ve YUKARDAN AŞAĞI 1 — Güzel san'atler mektebi (7). Cezire (3). 2 — Siyah (4). Damen (4), 3 — Anadoluda bir dağ (6). Ka- deh (4), 4 — Geniş değil (3). Demir ip (3). 5 — Hayvan yemi ( (4). Sonuna bir (tik) ilâve ederseniz uzanır ve kısalır (3). 6 — Denizin yükselmesi (3). Bey» gir (2), Büyük (3). 7 — Köpek (2). Kötek (5). 8 — Kabile (3). Dünya (4). 9 — Azlık (9). 10 — İstirahat (4.) Nota (2). NU — Noksan (5). Küse (3). V HALLİ 1— a (5). Ilık (4). 2—h0), 3 — Paskalya (8). Er (2). 4 — Lâle (4). 5 — Anatomi (0). 6 — Milyon (6). 7 — likah (5). S—Al (2), 9 — Oh (2). İp (2). 10 — Kile (4). İmza (4). 1 — Fren-(4), Sapan (5),

Bu sayıdan diğer sayfalar: