27 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

27 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No, 69 Yanında başkası yoksa, ağacın bir tek yaprağı " Bir zamandanberi Ada | muztarip .. Kadri Raye duyarsa, cinayetten vu | çıkarsa, kocasının boşıyacağı Zeh- rayı Adnan nikâhla alacak, yıktığı eve uzaktan bakmıyacak. Bu vg tıkları namussuzluk bile olsa Ad- nan onunla evlenince, Zebra v namuslu olmağa beşte e kak ki onunla evlene- Adnan mubakka! a - desinler. A sile .nmiyecel , a Zehra olmasın? sından ayırıp Aksarayındaki Ka karı diye getirecek ? Hem ge ikisinin derisi biribirini anlıyor , Buna Adnanm fuhuş demesi doğru değil ki. Bu, aşktı. Kocasını sevmiyen yaşındanberi bekledi; nanda bulmuştu. den evvel Zehranım kadm, on Üç gi erkeki Ad- oda kapısından Yazan: MITHAT CEMAL bir insan faziletinin bir kadar sesi çıkar mıydı? casma giderken bütün İnziletile ra! gecesi. (Adnan, kendisin- | hatsız olacaktı, Bu gece kışın en soğuk ki z iyor ları daha çıplak, | daha kaç kişiye baktığını bilmiyor kıs! Fakir olani N du.) Zahra mademki kocasının ÜS“| hastaları daha zayıf yapan kış! tine yalnız kendisini sevmişti: Bü| Aksaraydaki küçük evde gaz lâm- uşta temizliği vardı. Bir Ka-| pasmın ışığı, soğuktan, ateşliğini Sa b bu kadar bir hakkı ola- | kaybediyor, yalnız rengile alevi ha- maz mıydı? Bu hakkm ismi orospu- teriatıyordu: Sarı Yuk mudur? Herkes pe diyecekmis? | nm veremli anası Berkes kim? İnsanlar değil mi? Bu sisin içinde Adna- bu gece çirkini. Adnan, gün oluyordu.. anasının insanlar fazileti hep başkasmda 58-| hastalığından usanıyordu. Hastaya venler, hep sahnede sevenler, fazile- ti işleyecekleri zaman değil, konu gacakları zaman (sevenler değilmi- dirler ? Hangi İnsan yalnız kaldığı zaman 'dı; Belkisin « Yanında başkası yok” | mın arttırdığı bu ıstırap i faziletlidir? ğu hüzün, parasızlığın, kışm aa bazan şirini kaybediyor- du. Anasımn ölmesini değil, fakat k olmasını İstediği dakikalar var- güzelliğindeki | ihtişa- içinde Ad- #a, İnsan faziletinin, bir ağacım DİF| nanı bazan (roman)ı, bazan Zebra tek yaprağı kadar olsun sesi çıkar! oyalıyordu. Fakat, tamadığı mıydı? Hem X afak bir noktası al MAR bu Zehra milyonlaren defa temiz değil miydi? Artık Zehra karısı gi bi idi; onu, rahat rahat seviyordu. | yük odasını zaman * (roman) da Yaş paltosuz züğürt na zibidi görünüyordu. Bu dakika- larda, başka lisanlarda okuduğu bü- eserler karşısında duruyor, ro- Zehranm kocasını, o yabancıyı kis- İmandan, edebiyattan vazgeçmeğe kanmağa bile başlıyordu. o ayrimi bir ıstıraptı; bir kocanın başıma gelmiyen bir e trap! Ve burada (koca) Ve bir zamandanberi den kaçıyor; fakat , onu tahammül edemiyerek kaçıyor. Fakat uzun müddet sebep kalmadı: kaldırdılar. Hastanede Hastanesinde kan- tıyordu. Hastalığını hiç - ME ea (duymadı). İnsanlara Kadri Guraba in bir iğnenin müstehzi adamım Kamer olduğunu kim düyazakdı? Kanser kelimesinetek başma,hasta: | yı acıyacaklardı; sız,belki daha siyade kat'i dl m ne sn dığı için, kimse dönüp bakmıyordu bile. Kadri, hasta e azm cenaze alaylarmın güzel len, deni tan arden, Gmitlerden çıkt aranacak tuyor, acmacak, Kanyordu. Bu, merhamet Med. meğe yavaş yayağ HE aaa Danı her saat bekliyordu. GX karısma: leri hastaneye arı neyse; fakat Adnan geimenisli miydi? ölmeğe Zehra, birkaç defa hünana, Kal rinin bu intizarıni göyledi. nine casınm ağ78 alınmayacağı z | vay ama Adnanım o8r | mii Hem Adnan, el .. kollarmdan GP kanserli Kadrini kadm Ad- | hayvan olmak, Sap hiç öm kalmak istediği dakikalardı. O Adnandı. | doğru Adnan, Kadri- | Fakat ondan | eskimişti; din , ona | başka kıymeti kalmamıştı; istediği kaçmasma da | (Zehra) ya tahammül Kadriyi hastaneye | buna Gündüz | karar veriyordu. O zaman iyi bir murdariliğinden iba- zaman hayatın yalnız bu manasmı buluyor, Zehraya koşuyordu. bir müddettenberi Zehra da bedava kadın olmaktan seçecek parası olmadığı için in a etmek; aşk mı derlerdi? Fakat (Zebra), üstünden bir hafta, on gün geçince bir aşk kadar güzelleşiyordu. Bu gece,Cerrahpaşadaki eve,Adnan, kar tipisinin içinde, karanlıkta, de likdeşik bir hayalet umacılığile ko- gerken Zehra bu türlü güzeldi. Ad-| pan, Zehranm bu gece ricalarına dayanamadı; söz veriyordu, yarın Kadriyi yoklamağı gidecekti. Zehraya verdiği sözü sabah hatırla ea bu vadin tutulmasına Kadri- nin nekadar lâyık olduğunu düşün- meğe başladı. Adnan, (Zebra) ya fazla tasarruf ettiği ramandanberi zaten Kadriye kızıyordu; karısma İağlamak kadar tuhaf olacaktı. İşrtile yatan Zehranm al kocası İstediği için düşerdi. Bu ka- dar manasız bir adamın mı hasta- landığına mahzun olmak için, baş ucuna gidecekti? Kanser olduğunu düşlinlince, hastayı birdenbire sev- di; ona sevdiği bir dost kadar ac dığı için bu merhamet bir anda sev- giye benziyordu; & hastaneye gider- ken, yeniden yağmağa başlıyan ka- rm altında, iki yolunmuş tavşan yavrusuna benziyen, kırmızı yum- rukları cebinde, katlandığı bu an- garyaya kıziyordu. Şimdi hastaneye girmiş, karları dügürmek için paltosunu bir kaba- batli gibi döğüyor, ayaklarını yer- lere, bir hiddetin güzel nüansından mahrum, içi boş hareketlerle vurut- yordu. Kard kurtulmak. istiyen adam şimdi hastayı unutmuytu; heri hangi bir binanm , has taneye girdi; kışın sokaktaki ıstı - rabından © kurtulunen obastanenin manasile karşılaştı. Kadrinin oda- sma giderken, hastanenin koridorla- rındaki insanların yüzlerine baka baku, Adnan bir ölüm hastasına geldiğini unutuyordu. Ölüm, burada fabrika eşyasma dönmüştü ; tadı kalmamıştı; burası, ıstırabın mağa- salaşan binasıydı; burada ölenlere ağlamak, bir slış verişe, bir mağa- zanın paket yapıp verdiği koi » kak kapıları gibi numaralı hastalar- a, makbuzlu ölülerle bu bina feci- di: Aşkım umumhanelerde kaybolan güzelliğini ölüm hastanelerde kay- bediyordu, Açık bir koğuşta yan- yana yatan hastaları gördü; mtı- raplarını anlatacak adam aramamak yüzlerce | muztarip — halbuki on hasta vardı — bir kapım dar çerçevesine 8 ordu, Bu hastanede yatmadığı İçin anası- nr ölüm hastalarmın en mes'udu buldu. Adnan hastane hademeleri- nin ölüme memur suratile bakan çehrelerinden aldığı likaytlıkla Kad- rinin odasına sakin yüzle girece ğim sanıyordu; kapı açılmea, bir denbire giremedi; eşikte mıhlandı; ık olmıyan hayvanı, l pe tabii idi; bir kadın, ancak (Arkası var) li ayas bir gece takip eder, kederlenit ve hi tan dinlenmiş bi! Mer şey tens görünür. İnsan huysuzlanın, iç bir yeyden memnun olmaz. Mer muvalfakiyetin ilk gar » vücut ve dinlenmiş sinirlerdir. Eğe sinirli iseniz, Bromural -Knolı- komprimeleri sizi kurtarır. Müsekkindir ye eykeyo demi dünya ami & Kanotl Ax ip eder ve hiç bir zarın yoktur, bütün serme heri tüp . verde eczanelerde reçete He salak, O, Kimyevi maddeler tabrfkdları, Ludwigshafen s#/Rhin TAN DM FAYDALI BİLGİLER Bugünkü Program bal : 17.— Üniversiteden nakil, İikdip dersi, Esat Bozkurt tarafından, 18.— Senfonik musiki (plâk). 19 Haberler, 19.15 Muh telif plâiklâr. 19,30 Çocuk Esirgeme Kuru mu namma konferans. 20-— Halk musiki 2030 Stüdyo o orkestiala 2130 $ berler, Sant 22 den sörira Anadolu A- jansının gazetelere mahsus havadis servi- si verilecektir. Kısa Dalgalar Berlin Çalışma saatleri: Bant 1045 — 1420 : Iı Ma ve3 m Saat 1500 — 1838: 31,38 m. Sant 19 — 2335: 25, 49 m. ve e Dondrâ en saatleri: 10 — 1720 : 2559 m ve 31, 55 m Sant 135 — 1545 : 16, 85 m seli, Sâm Saat 16 — 18: Gösterilen Hatalardan ikisi. 1982 m. 25. 20 m ve '“”, 5$5m Sm isl$ — 2350 » Gösterilen 2 veye 1 posta 19. Ge m. 25, Sö m. Bi, 55 ve 49 lom, Sinemalar, Tiyatrolar * HALK OPERETİ ; (Bay Bayan). * TAN : (Bağlar Yolu). * TÜRK : (Altın Toplıyan Kizlar). * YILDIZ : (Seven Kadın) * SÜMER : (Cürüm ve Cera) * İPEK : (Kan Lekesi) ve (Kediler ve Piliçler) * ELHAMRA * (Aşk Hüzünleri) ve (Malek Evleniyor) * MELEK : (Bir Gecenin İskandalı). * ALKAZAR : (Ölümden Korkmayan Adam, (Satılık Kahramanlar), * SARAY ; (Gönlüm Seni İstiyor) * ŞIK : (Herkes Ondan Bahsediyor) * MİLLİ : (Çin Ratakhaneleri), (Bir Kış Gecesi Ruyası). * FERAH ; (Adalar Şarkısı). * AZAK : (İki Gönül Bir Olunca). * KADIKÖY HALE : (Gürel Günler) * KADIKÖY SÜREYYA : (İngiliz Aja- nı) ve (Stüdyo Eğlenceleri). * USKUDAR HALE ; (Paris Esrarı) İ * KUŞDİLİ LALE sinemasında Cuma İ © akşamından itibaren CTarzan Yam. yamlar Arasında) Kadıköyünde İlk den. Hastane Telefonları (Ankarada). Cerrahpaşa hüstanesi Gureba bastar Haseki kadi: Zeynep Kümül Kuduz hastanesi Çapa 22142 Beyoğlu Zükâr hastanesi 43341 «Gülhane hastanesi Gülhane 20510 ifa maeanasi Şişi ies Bakırköy Akıl hastanesi 16.60 Müracaat Yerleri Deniz yolları acentesi Telefon o 42362 Akay (Kadıköy iskelesi) 43732 Şark Demiryolları Sirkeci 23079 Devlet Demiryolları Haydarpaşa 42145 Itfaiye Telefonları Istanbul Tifaiyesi Kadıköy itisiyesi Yeşilköy, Bakırköy, Büyükdere, Ünkeida Beyoğlu itfaiyesi Büyükada, Heybeli, yasaları İçin telefon si vanem demek Wefidir ————-“-——..- BULMACAMIZ | “7 60020 SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI 1 — Keder (4). Para bozar (6). 2 — Meyan (3). Rabıt edatı (2). 3 — En büyük ev (5). Bir hece (2). 4 — İstanbulda bir semt (5). 5 — Pây (4). Ona mahsus (3). 6 — Lükirdı (3). 7 — An (4). Kırmızı (3). Sandal (8). 8 — İstirham (4). Bir hece (2). 9 — İşte (2). Hacer (3). )0 — Beyaz (2). Bir hece (2). Tek- dir (4). 11 — Tabaka (3). (8. DUNKU BULMACAMIZIN HALLİ 1 — Egemenlik (9). 2 — Gem (3). Ulus (4). 3 — Emir (4). Aza (3). 4 — Randevu (7). 5 — Ek (2). Do (2). 6 — İdman (5). 7 — Va (2). Nasir (5). 8 — İlâve (5) San (3). 9 — Kuzu (4), Sinema (6). 10 — Sa (2). Dar (3). Mek (3). 11 — Tok (3). Şaka (4). Hayvan ölüsü İ Zochtehenko'dan: Petrogratta, bir ressam oturuyor- du. Zengin değildi, ve ismi İvan Saviç idi, Ressam, hangisi olduğunu bilme- diğim bir san'at grupunda bir şey. ler, afişler yapıyor, tabelilar o ve saire yaziyordü İvan Saviç, eğer hasta mizaç ol- masa idi, hiç te fena olmıyan bir |bayat sürebilirdi, fakat bu yüzden, mesleğinde büyük bir maharet sa- hibi olduğu halde çalışamıyor, ve pek tabii kazanımıyordu. Ressam tasavvur edilmez derece- de fakir yaşıyordu, hayatımı tanzim etmesine imkân yoktu. Ve üstelik, sırtında Matrena Vassilevna isimli karısı da vardı ki, onunla, ihtilâlden İve henüz “hayat yoldaşı” sözünün manasını anlamadan evvel evlenmek felâketine uğramıştı. Bu kadın, tasavvur edilemiyecek kadar huysuz, çığırtkan bir kadın dr ve hiçbir şey yapmaz, bir iş gör mezdi. Matrena Vassilevna çalış » miyordu, yemeği ancak ısıtır, ara sıra da gazocağı üzerinde, su kay: natırdı ve basta mizaç olan Kocası. İna, yardım etmek şöyle dursun, ona hakâret eder, onu hirpalar, hergün, kavga çıkarır, bağırır, çağırır, res- sam #an'atkârın zayıf ve şair ruhu- nu altüst ederdi. Karısı, ressamın daha fazla para kazanmasını isti - İyordu. Çünkü sinemaya gitmek, pasta, çikolata yemek istiyordü. Ressam, elinden geldiği kadar ça- Uşıyordu. Fakat daha fazla kaza- samiyordu. Karısı da hakaretlerin- de devam ediyordu. oHulâsa, res - sam, tamamen karısının tahakkümü altında idi. Halbuki, onunla on #e- kiz senedir yaşıyordu, Bazan res sam kızıyor, döğüşüyorlar, fakat ikisi de kanlı bıçaklı olmamağa gayret ediyorlardı. Kadn, bu dereceye kadar gitmi - yordu. Çünkü, ressam Ölür veya onu boşarsa ne olacağını bilmiyor du. Belki de başka bir adamla ev- lenebilir ve yeni kocası onu gece gündüz çalıştırabilirdi. Halbuki ih. tlâlden evvel doğmuş olan bu ka- dm, kadınlara düşen hayatm dü. güncesiz, istirapsız bir hayat oldu- ğunu, yalnız köcanm çalışmağa mec- bur olduğunu, kadının portakal yi. | yip, tiyatroya gitmekten başka işi bulunmadığını anlıyordu. Fakat, birdenbire bir gün İvan Saviç hastalandı. Hastalanmadan | evvel de tarif edilmez derecede 70 yıflamiştı. Ayağını kımıldatamıyor | değildi, kımıldatabiliyordu, fakat... nasıl anlatmalı, zihnen zayıflamıştı. Ressam başka bir hayatım hayaline tutulmuştu, gemiler, çiçekler, sa- raylar tahayyül ediyordu. Ve gürül tü oluyor diye de sikilıp durüyordu. ki iki gün daha sürecekti. Fakat şu bâdise oldu. Matema Vassilevna yatağı yaklaşarık yılan gibi bir sesle başladı: — Demek ölüyorsun? Ressam bu sefer cevap verdi: — Evet... affedersin.. ne yapa- yım.. Ölüyorum. Sana gelince, beni rahat bırak.. Artık tahakkümün pa- ra etmez. — Ya. Öyle mi? Görürüz bake- ım. Seni tembel seni. Sana inanmı. yorum, Hemen doktor getirteceğim. Gelip sana baksın, aptal, O zaman ölüp ölmiyeceğine karar veririz. Fakat şimdilik henüz hükmüm al - tmdasın. Ve gidip doktor getirdi. Doktor ressamı muayene etti ve karısına: — Tifo, dedi, vaziyeti fena. Ak- gama kadar dayanır, dayanmaz! Doktor gider gitmez, Matrena ko- casina yaklaştı ve — Demek, dedi, sahiden ölüyor- sun? Fakat ben ölmene müsade et- miyorum, miskin! Ivan Saviç cevap verdi: — Tuhaf söylüyorsun, doktor bile ölmeme müsaade etti. Her halde bu- aa mâni olamazsın ya!.. Beni rahat birak, — Doktor vız gelir bana! Fakat, alçak herif, senin ölmene müsnade etmiyorum. Şu miskin herife bak, Sanki zengin imiş gibi, ölmeğe karar vermiş. Serseri, para nereden bul « dun ki ölecöksin! Cenağö masrafını kim görecek? Bu aralık içeriye, Anissia ana girdi ve: — Ben cenazetin tekfinin! yapa - rım, Merak etme İvan Saviç, merak etme, Hem para da istemem senden, Bu iş, Allah işidir. Fakat Matrena gürledi? — Ay.. Ay. Cenazeyi tekfin ede- cekmiş, şuna da bak. Ya tabut para- #1, araba parası, papas? Bunları ne- reden vereceğim ? Tualetlerimi mi sa tayım? Hayır, hayır... Bırakmıyaca- ğm ölsün!,. Evvelâ para kazansın, sonra İsterse iki defa gebersin! Ressam sordu: — Bu da ne demek? Ne tuhaf söz- ter söylüyorsun? — Hiç de değil, Evvelâ para ka zan. Bana geçinmek için iki aylık te- min et, Sonra, istersen, öl! — Birisinden ödünç alsak! — Ben karışmam. Nasıl istersen öyle yap, yalnız, şunu aklından Çi » karma ki, benim müsaadem olmadan ölemezsin! Ressam, akşama kadar sirt Üstü yattı. Ölü gibiydi, Fakat ölmemişti. Çünkü kalktı, zorin giyindi, inliye inliye sokağa çıktı, Fakat kuvveti yoktu, yürüyemiyor du. Bir sıraya oturdu, Yoldan geçen komşulardan Niçin komşuda balalayka çalıyorlar ve niçin terliklerini sürüyerek dola- şıyorlardı? o Ressam, mütemadiyen sessizlik istiyordu. Hani nerede ise ölmek Üzere İdi, Zaman zaman da balık, ringa balığı istiyordu. Ressam pazartesi günü hastalan- mıştı. Salı günü Mafrena taarruza geçti. — Ne o, rica ederim, ne var? Ni- çin yatakta yatıyorsun ? Yoksa tem- belik mi ediyorsun? Niçin çalışmı- yorsun? Para kazanmağa niyetin mi yok? Kadm söylüyor, ressam susuyor- du. İçinden de düşünüyordu: — İstediği kadar dilini idman et- tirsin, bugünebugün, bana ves gelir. Yakında öleceğimi hissediyorum. Ressamın her tarafı ateş kesilmiş. ti; gece yatağında çirpiniyör, sa” yıklıyordu. Gündüz de, bitap, uza- npr mütemadiyen hayal geçiyor. hz — Ah, diye düşünüyordu, ölmesi den evvel tabiatin kucağma atık mak, onun nasil olduğunu görmek ns İyi şey, Hayatımda bir defa ol- sun onu görmedim. Onun böyle hayaller geçmesi bel. lerden birisi, onun kucağa beş on para attı. Çünkü bu bitkin, solgun, traşı uzamış adamı dilenci zannetti, Ressam düşünmeğe başladı: — Eğer bu böyle devam ederse, fena değil, Belki çokça para toplarız. Ve inanır misiniz, yolcular, ona © peyce para verdiler. Geceyarısı, ros - sam eve döndü. Kan ter içindeydi, üzerine karlar da yağmıştı. Geldi, yattı, Paraları elinde tutuyordu. Ka» rısı saymak istedi, fakat müsaade etmedi. — Dokunma, dedi, pis ellerinle do- kunma, Henüz kâfi derecede yok. Ertesi günü, İvan Saviç gene yı tağından kalktı, zorla giyindi, inliye inliye sokağa çıktı. Geceyarısı, daha fazla parayla dön dü, Hasılatı saydı, yattı, Üçüncü gün işler büsbütün yoluna girdi, ve ressam da iyileşti. Ve sonra pek tabil, sokaktan gidip para toplamaktan vazgeçti. Nerede kaldı ki, benzine kan filân tekrar gel diği için, artık yolcular ona para vermiyorlardı, ve ressam tekrar re sim yapmağa başlamıştı. Böylece, renaam ölmemişti, karısı onun ölmesine müsaade etmemişti. , ik “ ; 7 A şa

Bu sayıdan diğer sayfalar: