11 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

11 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. il Bir defa karaya çıktıktan ve bu korsanların ellerinden kurtulduk sonra adanın içlerine doğru, Yanlış yollardan bambaşka yerlere Bidecekti. Bu sefer eskisi gibi genç karşı saygı göstermemeye ka- Tar vermiş bulunuyordu. » Herkes iş başmdaydı. Anskar, Türk kadirgasmın kovaladığı Dani- gemisinin onu biraz uğraştır Masınr istiyordu. Çünkü leventler Yukarıda meşgul oldukları sırada dir aralık onun merdivenlerden am- Fa inmesi, orada genç kızla bir - kaç söz konuşabilmesi milmkün ola- "| “aktı. Bir defa genç Kızı birlikte kaç | Mak için kandırabilirse yapacağı iş Yarı yarıya kolaylaşmış olacaktı. il gemisi güzel bir rüz - Bâr altında iyi yol alıyordu. Bu gidişle onu uzun zaman kovü- lamak gerekti. Recep Reis emir verdi: — Yedekteki gemiyi bırakın... 'Türk kadirgasındaki kürekler bir Miyi bağlayan palamarlar gevşedi. #aşkın dönerek zikzaklar çizi - lü, Recep Reis dümeni kullanan Ka- a Mahmuda emretti: | Baş Döşmanı önce sancağı alaca > İİ e bir hizaya geldiği semen acep Reis provadaki toplarım başımda du- yerl ii bağla!.. umandaları duyuldu. ikadan daha az bir zaman- talar atılmış, bağlanmış ve le Yalım kılıç Danimarka ge - me güvertesine eli başında Recep Rel en- Yarı. Tayfalara göz attı. Bunla Pağiyasında kaptan kılıklı kimse — if, om kendisini boşluğa dakika için durunca yedekteki ge - | Kaptanla görüşmek istiyorum. Sisin kaptan.. Ben konuşacağım. Beni ora- ya gö türün... köpüklendi, karıştı. Dana büyüklü: günde kara ve parlak balık sırtları, iki sıra hançer dişli canavar ağızları görüldü: — Bakım, bakın! Oraya bakın! Genç bir levent böyle bağırmıştı. -İ Bakmıyanlar da oraya bakmışlar. dı. e vE FE m Şe Sonra sular Kızardı. Iki kocaman köpekbalığı kaptanı orta yerinden İkiye biçmişler, her- biri birer parçasmr alıp götürmüş. lerdi. Çil Ali gözleri dehşetten büyü- müş olmasına rağmen: Transit gemiler ve sıhhi kontrol Boğazlar mukavelesine göre nasıl yapılacak ? Yeni boğazlar mukavelesi mucibin- ce, bu aym 15 inden itibaren Büyük- dere ve Çanakkale sahil sıhhiye mer- kezlerine gelecek transit . gemilerine ne şekilde muayene yapılacağı alâ- kadaralra bildirilmiştir. Bu tebliga- tan esasları şunlardır; «1 — Boğazlara transit geçmek üzere gelen — bayrak farkı olmak- sızm — bütün ticaret gemileri her iki boğazdaki sahil sıhhiye kurumla. rı önünde durarak sıhhi kontrolları- nı yaptırmağa mecburdurlar, (Havâ fenalığı ve makine sakatlı ğt gibi bir sebep altında bu merkez- ler önünde dürup bu kontrolu yaptır mıyan ticaret. gemileri, bundan önce olduğu gibi merkezlerden “Geçiniz” işaretini aldıktan sonra yollarına de- vam eğerek İstanbul limanında (Ga- lata sahil sıhhiye merkezi tarafm - dan) bu koütrölu yaptıracaklardır. Sihhi kontrol yaptırmak üzere sa- hil sıhhiye merkezi önünde durmı - yan transit gemileri süvarileri, usulü veçhile ve rÜsumu:sihhiye kanunu mucibince cezalandırılacaktır. 2 — Boğazları ve Marmarayı tran sit geçen ticaret gemilerinin sıhhiye resmi olarak — tonilatosu kâç olur- sa olsun — bütün ticaret gemilerin- den beher safi ton başma (0,075 al. tm frank yani 7,5 altın frank santi- mi hesabiyle) bu günkü karşılığı o- ilan 3 Türk kuruşu olarak almacak ve bü resim 6 gemiye vize aldığı ve dönüş esnasında durmağa ve sihhi kontrolunu 'yaptırmağa mecburol'- ,duğu sahil sıhhiye merkezine gös- İZLANDAYA Kaptanın atladığı yer birdenbire |ambâra giden merdivenin başına | Ekmek ucuzladı TA Ku AKINI — Yazün * Kadircan Kafi — Atılan gülle Danimarka gemisinin burnunu yaliyara! geçti ve denizde büyük bir su sütunu yükseltti iş “si : di “. — Yazık oldu... Geç kaldık! Bu sırada Anskar güverteden| gelmiş, kimsenin oralara bakinadı. ğını görünce basamakları üçer llçer inerek görünmez olmuştu # Bir karar... Danimarka Kralı Dördüncü Kris- tiyan tarafından Izlarıdaya vali ola» rak gönderilmiş olan Halger Rozen- krans o zamanlarda adanın garp ta- raflarındaki Bessastadir kâsabasın- da oturuyordu. Vaktile Danimarka- dan gelerek Vestman adasında yer- leşmiş olan tüccar Lauritz Bagge- nin kız kardeşile evlenmişti. (Arkası var) Narh. komisyonu 20 para tenzilât yaptı Narh komisyonu dünkü toplantı- sında francalaya 20 para noksanile| 16 kuruş, birinci nevi ekmeğe on pa-| ra noksaniyle 11 kuruş 18 para ve| ikinci ekmeğe gene on para eksik 0- larak 10,5 kuruş azami fiat koymuş- tur. Bu yeni fiatlar yarından itibaren on beş gün devami edecektir, İnhisarlar Vekilinin tetkikleri Gümrük ve İnhisarlar Vekili Rana Tarhan dün İnbisarlar umum müdür lüğüne gelmiş ve akşama kadar meş- gul olmuştur. ——— termesi şarttır. Dönüş seferinde makbuz göstermi- yen gemiler ikinci bir transit resmi , imzasile? kötül, bir sürü apartımatilarla doldu. Fakat yol denilen-en iptidai medeni lüzum burada hissedilmemiş olacak ki, yapılmıyor. Geçen gün, üstelik, komşularımızdam. birisi, yol parası vermedi diye tevkif. edilip götürüldü. Buralara yol ne z&man yapılacak? Haklısınız. Fakat yolun ne zaman yapılacağını bilmiyoruz. Zannedersek bunu -belediyedahi bilmiyor. Bir ressam Kadıköyünden N. K. imzasile: Gazetelerde glli senelik resmimizi gösteren bir sergi yapılacağını oku - dum, Bu sergiye her ressam iştirak edebilir mi ve 'edebilirse nereye mü- racaat etmek lâztmâtr?. Sergiden maksat, $on elli sene için- deki ressamlarımızın eserlerini bir arada göstermektir. Sergiye gayet tabii olarak bütün ressamların eser. leri konulacaktır. Sizin de iştirakiniz kabildir.' Güzel Sanatler Akademis: Direktörlüğüne müracant ederseniz memnüniyetle karşılanırsınız. Sizin gibi, hiç bir teşekküle mensüp olma- yanların eserleri de aranmaktadır. Satın almak zevki Beyoğlundan K. imzasile: İki senedir evliyim. Karını çok s6- viyorum. Zannedersem o da beni sw- viyor, Fakat çok sinirli. Kendisine | birşey almak istersem, bunu bana bı- rakmıyor, ille, parasım ver, ben ala- yım diyor. Bu yüzden münakaşalar ediyoruz. Ona, birşey almak zevki- mim, benim için Kiymelli olduğunu asıl arlatayım?. 'Bu zevki duymak hakikaten tatlı ise de, anladığımıza göre karmızin sizden, alacağınız şeyin parasmı İste mesi şu sebeptendir. O, alınacale'eş- yayı daha ucuza alabilir ve artan pa- ra İle de başka birşey daha alabilir. | Sizin zevkinize mâni olmakla, onun zevkl iki misli artacağına göre onun istediğini yapınız. Fakat bunu her zaman yapmak ta doğru değildir. Ara ira da bu zevki kendinize inhisar et- tirebilirsiniz; “Ne zaman evleneyim? Ankaradan 8, V, imzasile: 25 yaşındayım. Çok sevdiğim bir kızla on aydan beri nişanlıyız, Bir kaç gün evvel askere çağırıldım. A- caba şimdi mi evleneyim, yoksa as- kerliğimi bitirdikten sonra mı? Bu mesele tamamile size ve aileni- te bağlı. İster şimdi evlenin, ister da- ha sonra, Bize kalsa, askerliğinizi bi- tirip öyle evlenmeniz daha makül o- lar. Fakat yine, nişanlınız ve siz da- ha-iyi bilirsiniz. Gitmek lâzım Sisliden M. K. imzasile: Bir seneden - beri bir gençle gizli söviyiyoruz. Birden bire allerile bera- ber Mısra yerleşmek mecburiyeti hâst oldu, Deli gibiyim, Gitmek iste miyorum. Fakat gitmem Tâsım. Sev- diğim adamilan nasıl ayrılacağım?. Aman bana bir akil öğretiniz, vermeğe mecburdurlar ve bu ikinci resimle yehi bir dönüş hakkını kuza- nırlar, Sevdiğiniz adima vaziyeti olduğu gibi anlatınız, Eğer sizi cidden sevi- yorsa, evlenmeği teklif edecek, o 2a- Dönüş seferleritide transit resmi - | *2” Ailenize söylersiniz ve mesele nin evvelce ödenmiş olduğu ancak ballolunur, Eğer sizi sevmiyorsa sizi bu makbüzün gösterilmesile ispat e teselli etmeğe kalkacak. O zaman da dilebileceğinden kaybolduğu hakkın- | 29Tİmanız daha hayırlı olur. Herhal. da hiçbir mazeret ve ikinci bir nüg-|9© Soğukkanlılığınızı muhafaza edi - ha verilmesi hakkındaki istekler kar | bul edilmiyecektir, Zorla evlenmiş 4 — Boğazları transit geçen tica-| Tünelâri P. D, imsasile: ret gemilerinin — mübrem ihtiyaçla | Ailem beni corla, benden 20 yaş rm temin için — İstanbul limanında | büyük, ve zengin bir adamla evlendir duracakları azami 48 saatlik müddet | di. Evleneli bir sene oluyor. Bir türlü transit sıfatları bozmıyacaksa da, | Kocama twmamadım. Müthiş betbah - ber nie sebep ve suretle olursa olsun, | m. Bu vasiyette ayrılmam daha ha- bu gemiler gerek İstanbul limanında) yerlı değil mi? ve gerek boğazları. çıktıktan sonf8| Ayrılmadan evvel cok düşünmeniz veya boğazlara girmezden. evvel bir |lizim. Hakikaten kocanızm hiç bir m e e meziyeti yok mu? Yoksa siz m! ba- p arı, bozulacağından | nu böyle görüyorsunuz. Ayrılırsanız ve diğer ticaret gemileri gibi 500 No. daha mes'at'ulddağinıza einlh miti - Lu rüsumu “uye kanunu mucibin- | niz? Kı zenginmiş... Zenginlik ce resim vermeleri lâzım geleceğin - , | den, evvelce eksik alımmış olan resim farklarmı öderler ve resim vermek» sizin transit olarak döüş haklarımı kaybederler.,, eğer saadet getirmezsede hayatı müthiş kolaylakştırır. Herhalde iyi Güşününüz. Birkaç zaman daha tec- rübe ediniz. Belki geçinebilirsiniz?, Vagona girer girmez gözüme kana- pelerden: birinde: unutulmuş, küçük yılan derisi bir çanta ilişti. Vagon- da benden başka kimse yoktu. Sa- 'hibini bulup, vermek üzere çantayı yanıma aldım ve eve gelikiöe“ belki sahibinin adresini bulurum düşüncse- #i ile çantayı açtım. İçinde bir za- rif ruj tüpü, Küçük beyaz bir men-| dil, bütün bir beş biralıkla bozukluk paralir vardı. Küçük gözünü karış- tırmeâ elime bir kadın resmi geçti. Parlâk bakışlı gözleri, çök siyah saçları ve uçları yukarı doğru şey- tani bir manâ ile kıvrılmış kızıl du- dakları olan bir kadındı bu.. Tatlı, tatlı gülümsüyordu ve bu resmin “ya-| nında iki kat bükülmüş bir mektup duruyordu. Mektuptan çantanm sa- hibini anlarım diye, açıp, okudum.| Şöyle başlıyordu: “Bahar geldi, seni tabiatın ken- dinden çiçeklediği bu yeşili ormanın kuytu köşesinde, her zamanki yeri- mizde bekliyorum sevgilim, seni ba- har çiçeklerinin arasında bekliyo rum. Geçen bahar üzerinde mes' ut dakikalar geçirdiğimiz ağaç kütüğü- nü, küçük, sarı çam sakızlarından beyaz eteklerini korumak için her zamanki gibi yeşil yapraklarla ört- tüm. Geniş çam ağacınm gölgesinde yolunu gözlüyorum. Kuşlar bile cr viltularına, — berrak kahkahalarınla cevap vermeğe geleceğin günleri | bekler gibi dallarda boyunlarını bük- İ müşler ve mor salkımların biraz ö- tedeki geniş havuza vuran gölge leri sanki sularda aksini arıyor. Da rin, berrak sular: olsn bu havuz ba- hatırlıyorsun değil mi sevgilim? Ha- ni durgun sularda süzülen yeşil yap- rakları seyretmek için başını sık sik uzatırdın ve ben birdenbire sularda İbir su nergisi gibi açan güzel vüzü- ne bukarak kendimden geçerdim. Sonbaharın fik tşütücü rüzgâr ları omuzlarını titrettiği gün o ha- vuzün kenarında bani ettiğin ye- mini unutmadın değil mi? “Gelebek bahar yine beni“buruda, bu bahar ç ri 5 Bahar - geldi sevgilim. Ve hen işte o geniş havuzun beyaz taşlarında sessiz oturmuş, gölgeni arar gibi ha- vuzun üzerine boynu bükük uzanan mor salkımlarla beraber sulara eğil miş seni bekliyorum, Bahar geçi- yor, birkaç gün sonra serin mel- | temlerin nefesi ağaçlarda kesilecek ve senden hâlâ haber yok!.. Fakat bu mektubumu aldıktan sonra beni bekletmeden buraya koşacağına öy- 9 m — # il okuduktan -— sonra “cebime koymuş- , İtum.-Maheup bir tebessümle af dile- yerek gikarıp, kendisine verdim. A- Gıp ik satırlarma şöyle bir göz att. Sonra başını kaldırdı;: Gözlerinde çapkın.bir. gülümseyiş. vardı. Ve bu tebessiimle yaliız beni değil bir çok erkekleri o mahvedebilirdi. Bu genç kadının karşısında fazla kalmanın tehlikesini arladım. O gözlerindin dudaklarıma geçen şöytani (tebes- sümle bana biraz yaklaşarak yavaş- ça sordu: — Okudunuz değil mi?. Cevap vermeyerek susdum. Sükf- tumdan her şeyi anladı ve beni kapı- ya doğru tesyi etmek İster gibi yü- rüdü, Arkasmdan incecik uzun ba- caklarına gözlerim ilişince garip bir heyecanla sarsıldım. Fakat birden- bire çantada bulduğum mektubu o- Kuduğum zaman duyduğum merka yeniden ayaklandı. Çantasını getir- diğim için teşekkür ederek uzattığı ince uzun elini sıkarkan sordum; — Affedersiniz, bu bir küstahlık olasik ama.. Mektup o Kadar ateş- li yazılmıştı ki sormadan yapama- yacağım. Çağrılan yere gittiniz mi? Pembe dudakları çapkm bir şekil. de gerilerek, uzun uzun güldü. Son- ra kelimeyi uzatarak cevap verdi: Hayır)... Hayretle irkildim: —Ya öldü ise!.. Şapkasınnm kenarmdan ince kıv- rımlarla inen parlak siyah saçları- nr itinâkâr bir hareketle düzelterek omuzlarını silkti ve gaşkınlıktan bu- şında geçirdiğimiz güzel dakikaları dala gibi gözlerimi açmama sebep olan bir cevap verdi: — Gazeteler de artık intihar ha- berlerini yazmıyorlar ki bilelim... Feride CELAL Mektep tayyaresi dün Almanyadan geldi Türk Hava Kurumu umumi merke» zi sârafmdan bir'müddet evvel Al - > iki” p tayyarcsi Cİ ai geç vakit Yeşilköye inmiştir. Tayya- ve, bugün Ankaraya "gidecektir. İçin- de iki Alman pilot bulunmaktadır. Bunlar tayyareyi Ankarada teslim e- deceklerdir. Münhal Türkçe muallimliği Ecnebi ve ekalliyet mekteplerinde 60 türkçe muallimliği münhaldir. Bu münhüllere evvelâ açıkta olan Mual- Je inanıyorum ki... Aksini düşünün. ce tüylerim ürperiyor, korkunç ka- rarlar veriyorum. Eğer gecikirsen kenarma oturup, yolunu gözlediğim havuzun sularm- da sürüklenen bir ceset bulacaksın Bunu kuru bir tehdit sanma. Dü. şlin ki, gözlerimde yaktığın ateş ne- ler yaptırmağa kadir değildir. Fa- kat sen geleceksin sevgilim, biliyo. rum ki geleceksin, ve seninle bera- ber geçen baharki gibi çılgın gün ler yaşayacağız.” Mektup böyle - bitiyordu ve 'yaz geçmek üzere idi. İçimde müthiş bir merak uyandı: Acaba bu mektubu yazan adamın: “geleceksin.” diye. feryad eder gibi çağırdığı kadın o- raya gitmiş miydi? Hemen çantanm sahibini bulmak için acele ettim. Ga- zetelere verdiğim bir kaç satırlık (- lânın cevabı çabuk geldi. Gaip çan- tanm sahibi adres olarak Şişlide bir apartman göstermişti. Oraya gittim. Beni kız bir hizmetçi küçük bir sa- lona aldı ve orada sokağa çıkmak üzere olan çok şık giyinmiş genç bir kadınla karşılaştım. Onu hemen ta- nıdım, Çantanm içindeki resmin sa- hibi.. Ayni parlak gösler, yukarıya doğru kalkıkca pembe dudaklar. Fa- kat bu yüzde resimde pek belli ol- mayan öyle çekici bir ifade ve göz- lerde öyle çapkın bir parlayış var. dı ki, zavallı mektubun sahibine hak verdim, Nasıl bulduğumu anlatarak çan. tasmı uzattım. Tavırları telâşlı idi. Ben belki de çantayı ve bu vesile ile o ateşli aşk mektubunu da bulduğu için sevindiğini sanmıştım. Fakat o| çantaya sarılı kâğıtları telâşla açar- ken bir davete geç kaldığı için acele ettiğini söyledi. Müsaade istiyerek kalktım. Tam vedalaşatağım sırada aklıma geldi. Çantadaki mektubu Yim mektebi mezunları, sonra hayati- nı kazanmak mecburiyetinde olan li- se mezunları tayih edilecek, yine münhal kalırsa bu münhallere de Ü- biversite müdavimleri vekâleten gön derileceklerdir. Mektep kitapları ucuzlatılıyor Maarif Vekâleti bu yıl mektep ki- taplarımı ucuza satılmasını temin et imeğe karar vermiştir. Köy alfabele- ri beşer kuruşa satılacaktır. Ankarada Tıp Fakültesi Ankarada bir Tıp Fakültesi inşasi- na, karar verilmiştir. Fakülte Ankara lisesinin bulunduğu sahada yaptırıla- caktır, İnşaat Eylül ayında başlaya- cak, gelecek sene ikmşi olunacaktır. Alman sefaretinde resmi kabul Tarabyadaki Alman sefaretinde pa zar günü saat 11 de bir resmi kabul yapılmıştır. Şehrimizin Alman kolo- isi hususi vapurla Tarabyaya git - mişler ve evvelâ umumi harpte ölen Almanların 'Tarabyadaki mezarlığını ziyaret etmiştir. Burada bir dakika sükât edilmiş ve bilâhara elçi Keller bir nutak söylemiştir. Bundan sonra sefarethane bahçe « sinde tertip edilen şenlikler başlamış fakat, yağmur dolayısile hazır bulu- nanlar vapurd sığınmak mecburiye- tinde kalmışlardır. / Bugün gelecek seyyahlar “Empres of. Australya” ovapurile bugün 500 den fazla İngiliz ve Kana- İdalı seyyah şehrimize geleceklerdir. “Astorya” vapurile Italyan seyyahla rm da geleceği evvelce haber verilmiş se de, bilâhara bu seyahat geriye bi- rakılmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: