17 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

17 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Taksim stadında yapılan güreşler Dünkü güreşlerde Dinarlı Mehmet Yunanlı Maksosu yendi Kara Ali Mülâyime galip ilân edildi Mevsimin Deniz müsabakaları ilk kürek teşvik yarışı yapıldı 11-8 - 936 Radyo Bugünkü Program Istanbul 18 Oda müsikisi (plak) 19 Haberler 19,15 Muhtelif plâklar 20 Halk musikisi (plâk) 20,30 Stüdyo orkestraları 2130 Son haber ler, Saat 22 den sonra Anadolu Ajansının ünzetelere mahsus havadis servisi verile « Prag 18,40: Serkılı konser; musikili neşriyat? Kazova radyo orket sikişi; 21 onuşmal olar (olâk ile); 22,1 musiki eserlerinden Almanca büberler, Bükreş 19,05: Almanca Muhtelif; 20,10: 20,55: Halk mu- 21,50: Eski şar- Beethovenin oda Haberi Bir daha gelmek üzere mi, yoksa) bir daha dönmemek üzere mi Yu-| Banistana gittiği henüz katiyetle malüm olamıyan meşhur güreş artis- NN rkesirs; Konserin deva; Oda musiki ti Yunanlı Cim mek hakkını kazanmak için yapılan seçmelere dün Taksim -stadyomunda başlandı. Dinarir Mehmetle Yunanlı Maksos güreşinden evvel iki amatör çarpıştı lar. Amatörlerden sonra Dinarlı ye- şil, Yunanlı vişne çürüğü rengindeki İanilâ donlariyle ringe çıktılar, Ser- best güreşin epey oyunlarını kavra- dıkları belli olan bu İki pehlivan meşhur glireş artisti Cim L-ondos ka- dar olmasa da kendi kudretlerince muhtelif oyunları meraklılara gös - terdiler. Dinar'r ile Yunanlınm üstten alta ve alttan üste fırıl fırıl dönmeleri, hele bazan Dinarlmın bir kıskaçtan kurtulmak Üzere çağanoz gibi yanpi- ri yanpiri dört ayak kaçması görüle- cek güreş hünerlerindendi. Halk de © hareketli güreşi sevdiğini, beğendi- ini alkışlarla izhar ediyordu. Dinarlı ile Yunanlınm dünkü gü- reşlerindeki yenme yenilme tarafını bir tarafa bırakarak yalnız serbest güreş oyunlarmın zincirleme cereya- nını nazarı dikkate alırsak şöyle bir hüküm verebiliriz: Dinarlnm kuvveti, şunu veya bü- nu yenme ihtimali nekadar fazladır, bilemeyiz. Dinarlnm bu tarafları henüz Türkiyede kontrollü bir kan- tarda tartılmamıştır. Fakat üç sene içinde Avrupada ve Amerikada yap- tığı serbest güreşlerde dağarcığına li oyunlar yerleştirdiğini de tas- dik etmemiz İcap eder. Dinarlıdan başka bugün birinci plânda görünen herhangi bir pehlivanımızn numara ve hüner göstermek noktalarından Dinarlıya çıkışamıyacağı muhakkak- tır. Nitekim Kara Ali ile Mülâyimin yaptığı ikinci güreşte ihtimal kuvvet ve candan tutmak tarafları daha helecanlıydr. Ama oyunların biril ni takibi ve iki pehlivanın hüner gö terme kabiliyetleri Dinarlı derece - sinde değildi. Bu cümlelerimizden, Dinarlınm Kara Ali veya Mülâyimi mutlaka yenebilir iddiası çıkarılma- malıdır. Bu pehlivanlar aralarında birgün ciddi tutuşurlarsa belki bilmez gibi görünenler zorlariyle ser- best güreşi epey kavramış olan Di- narlmın sirtini yere getirirler. Fa- kat buradaki münakaşa mevzuu, yenme ve yenilmeden ziyade hangi Türk pehlivanının Yunanlı Cim Lon- dösla gösterişli, güzel serbest güres hünerlerini gösterebileceği meselesi. No, 16 — Söyledim; çünkü, hiç beklemi- yordum. Sahneye, san'at hevesile mi, yoksa, onun iç yüzünü görmek merakile mi girmek istiyorsunuz? — Her ikisi de... Celi Mahir, bir şey söylemiyor, genç kadma bakıyordu. — Neye susuyorsunuz? eler düşünüyorsunuz? Açık- ça söy iz. Celil Mahir, eski aktör.Amca Saf- derin söylediklerini; Galatadaki ha- nı, Taksimdeki apartmanı, Heybeli- deki köşkleri, hisseli emlâki, banka- daki paraları düşünüyordu: — Sahnenin iç yüzü, dışardan gö- ründüğü ve daha doğrusu- zannedil diği kadar eğlenceli değildir. Sahne- ye, ihtiyacımız için girmiyorsunuz. Genç kadın, tasdik etti: — Geçinecek kadar param var. Celil Mahir, biliyorum! diyemedi; önün sözüne İnanmış göründü: Londosla karşılaş-| Dün neticesi hakkınd irlü kar dir. Bu taraftan Kara Ali veya Mü- lâyimden evvel Dinarlı Mehmet ilk plânda gelir. Filhakika Dinarlı Cim Londos karşısında profesyonel ser. best güreş oyunlarının bin bir çeşi dini Kara Ali ve Mülâyimden fazla gösterebilmek kabiliyetine gelmiştir. Dinarlı Yunanlıyı kazandı Dinarlı ile Yünanlı Maksos'un gü-| reği kırk küsur dakika Neticede Dinarlmın hasmını tbpuk klindesinden tayyare silkmesiyle yen döl söylediler. Hakem de Dinarlı- in galibiyetini kabığ etti devam etti. Kara Ali - Mülâyim güreşi Dinarlı ile Yunanlıdan sonra evve-| lâ Kara Ali ringe çıktı. Hakemlik 6- den zat, Tekirdağlınm gazetelerle © kadar davet ettiği halde kaçtığını halka ilân etti. Tekirdağlı kaçtığı için Kara Ali ile Mülâyim ringe çi- | kınca Tekirdağlınm bir daha söz söy lemey& hakkı olamıyacağını; çünkü bu güreşlerden kaçt Mahmut YESARİ için meçhul bir yördir. Sahnede tu- tunmak kadar, korunmak ta bir me- seledir. Genç kadn, gözlerini açmıştı: Veden korunmak? — Her şeyde olduğu gibi, sahne- nin görünür görünmez tehlikeleri, İ kazaları vardır. Onlardan korunmak. | Jeli, Celil Mahirin sözünü kesi — Bu cihetten korkum yok! Celil Mahir, anlamamış gibi bakı yordu; genç kadın, güldü: — Çünkü, beni, siz koruyacaksı - nız! Celil Ma bağırmamak o için, dudaklarını ısırmıştı; cevap vereme di, durgun durgun baktı, genç kadı. nın elini tuttu, dudaklarına götürerek İ öptü: * — Mersi! Itimadmıza lâyık olma. ya çalışacağım... İclâl, elini çekmiyordu: — Artık kararlaştı, değil mi? Celil Mahir, kararını verememiş - “8 Or ver maçından bir enstantane rar ilân ettirdi. Ondan sonra Kara Ali ile Mülâyim kapıştılar. İkisi de sert ve sıkı hamlelere başlad , İki pehlivan da yarım saatlik gü- reşte fajkiyetler elde ettiler. Yarım saatlik güreş beraberlikle neticelen- di. On beş dakika daha temdit edilen müsabakada da kat'i bir netice elde edilemedi ve kırk beş dakika sonra hakem beraberliğe karar verdi. Pehil vanlar öylece ayrıldılar. Dün ayırt edilemiyen iki pehlivanm bir daha tutuşacakları ve Cim Londosla kar- slaşmak hakkımı kazanmak Üzere ikinci seçmelerin yapılacağı ilân €- dildi. Ahali bu güreşlerin kat'i seç- meler olduğunu bağırdılar, Beraber- kabul etmediklerini ve muhak - kak bir galip ilân edilmesinde israr ettiler. Nihayet hakem heyeti Kara Aliyi galip ilân ederek ahaliyi teskin etti ve seyirciler böylece dağıldılar. İpdldr. Avrupa birincilikleri tarzmda İkoz üçüncü oldular. Dünkü yarışlardan n Ahırkapı İle Yenikapı arasm- da mevsimin ilk deniz yarışları ya- memleketimizde ilk defa yapilan dürkü kürek teşvik yarışlarında mesafe 2000 metre idi. Yarış talimatnamesinin — federas- yondan geç gelmesi ve ekiplerin ha. zırltksız olması yüzünden bu müsa- bükalara ancak Beykoz, Güneş ve Beylerbeyi klüpleri iştirak ettiler ve bittabi müsabakalar heyecansız ol- du. Neticeler şunlardır: Dörtlük — İki klüp iştirak e Beykoz birinci, Güneş ikinci oldular. İki tek — İki klüp girdi. birinci, Beykoz ikinci geldiler. Birlik — Üç klüp iştirak etti. Gü- neş birinci, Beylerbeyi ikinci Bey- Güneş Dörtlük klâsik — Birinci Beykoz, ikinci Güneş çıktılar. Ikilik klâsik — Birinci Güneş, ikin ci Beykoz. Tek klâsik — Birinci Güneş, Beykoz. ikinci Kıdemliler Dörtlük klâsik — Birinci Beykoz, ikinci Güneş. Tlik dâsik — Birinci Beykoz, ikinel Güneş, Tek klâsik — Birinci (Beykoz, — Neyi? Sesim, - iyicedir. Piyano ustam; küçük bir ses! der ve çok beğenir. Cet Mahir, genç kadına: — Konuşacağız! Derken, kafasının içinde bir çok ihtimalleri karşılaştırıyordu: — Bu kadının sahneye girmesi, her | ne bakımdan olursa olsun, bizim için büyük bir kâr.. .Benim koltuğuma sığınması da İyi... Fakat bu, evdeki besâp.... Açık gözler, bu yağlı parça- yı elimden almâya kalkışmazlar mı? Ben, kolay kaptırmam... Gelgelelim, uğraşmak icap edecek.... Birçok bi-| çimsiz vaziyetler çıkacak. Genç kadın, soruyordu: — Neyi konuşacağız? Celil Mahir, düşündüklerini Sâği- liyemezdi; kendini topladı: — Bizim karar vermemizle İş bi- tiyör mu? Aileniz, buna ne diyecek? “ Genç kadm, omuz silk — Kimseye hesap vermeye mecbur değilim. İtiraz etse, yalnız annem, itiraz eğer. Akrabalarrma aldırmam.. Celil Mahir, kendince karar ver - mek İçin vakit kağanmak istiyordi — sn eril kararla. Sizin ai gahneye ne şekilde girebilecej düşünelim, Genç kadm, dikkatle dinlemeye — Şimdi, yaz olduğu için, bir mer kezimiz yok... Yeni eser çıkaramıyo- ruz. Eskileri tekrar ettiğimiz için, pek prova da yapmıyoruz, — Anlıyorum. — Kışa kadar beklerseniz, mesele yok... Eğer muhakkak temsillere işti- rak etmeyi isterseniz, bir rol (seçe riz, ona çalışıramız. İciğl, ellerini çır- pıyordü: — Mükemmel... — Fakat ben, sezon başladığı za - man, yeni bir eserde, yeni rolde çık- manızı daha muvafık buluyorum. İclâl, ateş dudaklarmı büktü: — Kışa, daha aylar var. Celil Mahir, onun hevesini soğut- maktan korktu: — Temsillere gelirsiniz, belki fır- sat düşer, küçük rollere çıkarsınız. » Celil Mahir, genç kadindan ayrık dığı zaman bir sigara yaktı, ağır &- v ğır yürüyordu: g- bir nifiba ikinci Güneş, Üçüncü Beylerbeyi. İkinel teşvik müsabakaları 30 a- ğustosta yapılacaktır. Halkevi turnuvası Eminönü Halkevi tarafından ter- tip edilen gayri federeler şamp nasının finsl maçı bü hafta Fatih idman - Bozkurt takımları arasmda yapılacaktı. Fakat, spor komitesi bu maçı tehir ettiğinden iki finalist te kım önümüzdeki pazar günü Şeref stadmda karşılaşacaklardır. Eski bir sporcuya kaybettik Süleymaniyenin emektar oyuncu- larmdan meşhur Badi Şükrü bir se- nedenberi müptelâ olduğu hastalık- tan kurtulamıyarak dün hayata kapamıştır. gözlerini Emektar #porcunun cenazesi Fa- tih camiine getirilmiş ve namazı kı Imdıktan sonra büyük bir sporcu ka filesi tarafından Edirnekapıdaki ai» | le kabristanına defnedilmi: hum Şükrünlün kederli Mer ailesine ve | klüp arkadaşlarıma . taziyetlerimizi | sumer; aeriarmenm pay aEYE, Veliefendide yarışlar Dün, Veliefendide at yarışlarma devam edilmiştir. Dünkü müsabaka - lar hayli heyecanlı olmuş ve epeyce kalabalik toplamıştır. At yarışlarına gelcek hafta devam edilecektir. tı mı, artık etej merak mı? Eviâdım, Celil, ben, bun da aşkın rol oynadığını görüyorum!. Sigarasını keyifle yere attı: rolüm! EA İclâl, annesinin beyaz saçlarını ok. şuyordu: yaparsın? Yaşlı kadın süzük gözlerini mıştı, halsiz bir gülüşle: — Rüyada görsem, hayra mam, kızım! dedi, — Neden ânne? — Nedeni var mi kızım? Yaşlı kadın, dargm bir bakışla ba. şını çevirmişti: — Şaka etme, Tell ; Genç kadın, armesini kolları ari Ba aldı, onun yüzünü gözünü öpüyor. du: — Şaka değil, anne; artist olsam kapa. fena mi? Yaşlı kadm, kızınm maz. Sonra, belki masraftan da gözlü korkar. Sahneye bir kere adımmı at i kurtaramaz... O- mu sahneye sürükliyen, yalnız heves, — Aşık Jön prömiye! Tam, benim — Anne; ben sahneye çıksam, ne yor- Al Şarırlar; 22,30: Haberler; 22, 23,45: Fransızca haberler. Musik inakli; 20,50: Halk şart ıları5.21,25: Plâk ile Puççininin (TOSCA) si; (İstirahatlerde haberler ve saire); Dans plâkları, Budapeşte 20: Orkestra; 20,0: Konferans; 24 2,15: Haberler; 22,38: Oda m ; 23,66: Fransızca konferans; 24,10: Bri- tenya otelinden Çiçan musikisi, Moskova 18: Yeni Sovyet musikisi; 19, nilen musiki eserlerinden kon: ğ yolonsl musikisi; 21: Akordeon triyosu; 32: Almanca neşriyat; 23,05: İngilizce; 243 Macarca; 1; İspanyolca. Varşova 20,30: Şarkılı piyano m fi musiki; 21,50: Muhtelif; 21 ; 23: Orkestra; 23: Haberi yola musikisi; 24; Dans plüklarr. Viyana : Has * Haber- 23,38: Vi- 20: Haberler muşmalar; 21 20,10: Sürpriz; 2030: Ko- relakatile şarkı Raöyo orkestra: Modern musiki Leh - Fransız askeri temasları Varşova, 16 (A, 4.) — Fransa bis yük erkânharbiye reisi General Ga“ melin dün sabah general Rydz - Smi- giy ile görüştükten sonra, refaka tinde Polonya büyük erkânıharbiye reisi olduğu halde, Varşova civarın- da Oklence askeri tayyare meyda nında birinci hava alayını teftişe git miştir. General Gamelin, bundan son ra, P.Z.L. tayyare fabrikasmı ve Demblindeki tayyarecilik mektebini de gezmiştir. General Gamelin öğle yemeğini birinci hava alaymın misa- firi olarak orada yemiştir. Lehistanda bir yıl dönümü Varşova, 16 (A.A.) — 1920 de Kis zılordularm ilerlemesine bir niha * yet veren Varşova meydan muhar? besinin 15 inci yıldönümü münase * betiyle bütün Polonyada büyük te * zahürat yapılmıştır. Bu kutlamay bu zaferde köylülerin ve o zaman Başvekil İken bugün menfi bulunan parti şefi Vits'in rolünü tebarüz et * tirmek maksadiyle halkçı parti öns” yak olmuştur. Şefi menfadu bulu ” nan 808yal hristiyan partisi ile mili İhristiyan partisi de, halkçıların bü İ teşebbüsünü tutmuşlardır. kurtuldu, oturduğu koltuğa yaslandı? uzaktan bakıyormuş gibi İelâli yordu: — Ciddi mi söylüyorsun? Telâl, annesinin doğruluşundan, 99 -İsinin değişiverişinden © korkmustUf .| onun bu kadar içten üzüleceğini s8” mamıştı: — Ciddi olsa, ne lâzım gelir? Yaşlı kadın, yutkundu, kızma maktan kendini alamıyordu: — Ne mi lâzım gelir? Görüş, dö şünüşe bakar, kızım, Herşey Jâz” gelir; hiç bir şey lâzım gelmez. Kızmm elini tuttu, avuçlarının ve aldı: d — Şaka, yahut ciddi... Bu, şi neden icap etti?... Sahneye hevesli yehi birşey kızım... İ felal, ellerini çekmedi, gözlerini * danm duvarlarında gezdiriyor. 8 siyle gözgöze gelmekten ( çekini” â m an ele dagi me çocukluğumdanberi tiyatroyu ge rim, Yaşlı kadın, halsizliğinden, ;İ günlüğünden, solgunluğundan mayan bir canklıkla söylemey? içir gir ygrul kollarımdan | tamı

Bu sayıdan diğer sayfalar: