1 Eylül 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

1 Eylül 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ mz 1.9038 IT AN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman | 'Tan' hedefi: Haberde, fikirde, kemerli temiz, dürüst, —— kariin gazetesi olmaya çalışmaktır. Günün meseleleri | Gözler Varşovada 1920 yarısında o vakit Fransız er- kün harbiye reisi olan General Wey- gand, Lehistan payitahtmm kapıları: na kadar dayanan bolşevik ordusunu geri püskürtmek için Mareşal Pil Sudski'ye yardıma gitmişti, Lehliler kazandı, Bolşevik ordusu bugünkü hudutlara çekildi. Polonya, Fransanm harp sahasında ve Ver. saydaki yardımı sayesinde tekrar İs-; tiklâline kavuştu, Geçen hafta gene Fransız Erkânn harbiye Relsi General Marie 6. Ga- melin Varsovayı ziyaret etti. Bu de- faki ziyaretten maksat Bolşevik or dularma karşı değil, Almanyaya kar- gı evvelce aktedilmiş bulunan askeri MHtifakı kuvvetlendirmekti. Fransız generali Varşovada bulunduğu müd- detçe Polonya erkânıharbiye reisi ile temasta bulundu. Müzukerat, Lehis- tan ordusunun motörize edilmesi, Almanya, Fransa veya Lehistan taarruz ettiği takdirde almacak va- ziyet etrafmda öereyan etti ve riva- yetlere göre iki taraf arasmda tam bir anlaşma husule geldi. . Cihan Harbi bittiğindenberi Al manya Polonyaya terkedilen toprak- larını ve ırktaşlarını tekrar Alman. yaya ilhak emelini beslediğini hiçbir zaman gizlememiştir. Bu sebeple de Hitler, iktidar mevkiine gelmeden evvel Polonyanın âmansız bir düş- manı İdi, Fakat Avrupada yalnız kalmak ve düşmanlarla muhasara edilmiş bu- lanmak korkusu Almanyayı muvak- katen Polonya İle anlaşmaya sev- ketti. 934 senesi cmda İki Ürüne. arsimud vu Sick DİK Ahede bir müddet iki devlet arasm. daki münasebatı düzeltir gibi oldu. Yalnız ondan sonra Polonya Fran. saya karşı soğuk bir tavır takındı. İki memleket arasmdaki askeri iti tak tehlikeye girmiş gibiydi, Varşo- va, Berlinden ziyade Moskovadan| korkar gibi görünüyordu. Fakat hâdiseler Polonyanm bu gö- Füşteki hatası anlattı, Datzigteki Nazi hareketleri, Almanyanm mee- bürt askerlik müddetin iki seneye Sıkarması Polonyanm gözünü açtı. Zaten Fransa İle anlaşmak lehinde bülunan Polonyalılar bundan istifa de ettiler ve Fransız erkânıharbiye Pelsini Vatşoyaya çağırdılar. Gözler Pariste Şimdi gözler Parise dönmüş bulu Büyor, Polonyanm Erkâmharbiye Reisi Byüz Smişiy Parise gitti #iyaretin. derhal yapılma © Yransa erkinharbiyesinin Varşo- Yada muvaffak olduğunu ve anlaş- alarm tazelendiğini gösterir. Varşovanm Fransadan istediği bir Miktar para, bir miktar hârp malze. Mes, ve Almanyaya karşı bir parça Miyasi yardımdır. Yransâ zaten Varşoyayı elinden ğına #üiteessirdi. Bu süretle tekrar Almanya etrafında çe pe olduğu çembere bağlamış “iması, bu Hibarla günün en mühim hidiseterinden biri sayılâbilir. mmm Müuâmelâ Yerğisi da imele vergisi hakkında din, o- e aşk dada bir toplantı yapılmış vebu iş- uğraşacak bir komisyon secil. in Komisyon yakında çalışmaya İnhisarlar Vekili gitti Sümelik ve İnhisarlar Vekili AN ia? Tarhan dün akşamki trenle An e Ya gitmiştir. Vekil, yakında bir tetkik seyahati yapacak- mi diiürik iie il Bizim yaramazlar İ Mizin operil evolen gıkmiyensınız? TA Meprımıztıştıyoruz ömma, sölam razı. olmıyan gere “Wilhelm A Imanya imparator - luğurnu 1871 de ku ran Birinci Vilhelm 1888 senesi martı iptidalarında ölmüştü. Yerine'oğlu Fred rikin geçmesi lâzımdı. Fa- kat Fredrik hastaydı. Bo- Zazında verem olduğu için konuşamıyordu. Sanremo da tedavi ediliyordu. Bu - nun için oğlu Prens Fred- rik Vilhelm Berlinde bü - yük babasmın yanında bekliyordu. Büyük babası ölünce, hasta babasınm değil kendinin saltanat makamına geçmesini isti- yordu. Güys lâkırdı edemiyen, sesini çı- karamıyan bir adam Prusya Kralı olamazmiş. Bununla beraber önun maksadını temin için el altından çevirdiği entrikalar, snasmın ted- birlerile semere vermemişti. Bu- nun için İmparator birinci Vilhelm öldüğü vakit yerine usulen oğlu Fredrik Sanremodan davet Olunu- rak İmparatorluk makamına geçi- rilmişti. Bu vak'a, yeni İmparato- riçe ile oğlu Fredrik Vilhelmin a- rasını şiddetle ağmiştı. Anası oğ- undan, bir evlât babasına karşt kâyet pa ediyordü, Oğlu a- nasma, anam bana böyle mi yap- malıydı diye hiddetleniyordu. Bu ana İngiltere Kraliçesi Viktorya- nın kızı olduğu için mutlaka el al- tından İngilterenin menafii o için çalışıyor diye oğlu Fredrik Vi helmde bir şüphe hasıl olmuştu. Binaenaleyh babası yeni İmpara- torun öldüğü glinlere yakın, Fred- rik Vilhelm enasınm oturduğu sa» râym kapısını adamlarına kapat- Urarak anasının dışarı çıkmasma mâni olmustu. Bundan makasdı &- nasmın bir gizli muhaberesi (o var. sü tutturmakiz. o İmparatoriçenin bu seygisizliiktan pek mütecesir o- larak oğlundan şiddetle şikâyet et. tiği sonradan İngilterede neşrolu- nan mektuplarmdan © anlaşılıyor, Imparatoriçenin bu mektuplarında oğlu için (lourdaud) tabirini kül. laniyor: Gabi ve kaba mânasma, Fakat nihayet onun bu (kaba ve gabi dediği genç, üç ay sonra oka 7 dar hırsla beklediği İmparatorluk makamına İkinci Vihelm lnvani le geçmişti. yakit Almanyada Başvekâ- let mı meşhür Bismâfk bulunuyordu. Hakikatte Almanyanın son Kayseri İkinci istanbulda Vilhelm Istanbul seyahatinde neler görmüş ve neler öğrenmişti? nun kulu idi, Bütün Osmanlı İm- paratorluğu onün mülkü idi. Önün her iradesi bir kanün idi, Osmanlı padişah ve vezirlerinin en büyük mekiyet ve liyakatlari padişahl, nin sadık bir kulu olmaktı. Hele bu mühteşem paşaların Abdülha- midin huzuruna girdikleri o Vakit yeri ve padişahın ayaklarını öpme- si Vilhelmi pek heyecana getiri- yordu. Vükelâ dediğin böyle olma- liydt. Abdülhamidin o sadrazamı, Bismarka nisbetle hekadar muti ve sadıktı, İşte bu sebeplerden do- Yayı Vilhelm İstanbuldan *Berline döner dönmez Bismarka şiddetle çAtniş, onu mükâmından atmış ve yerine Alman ordusundan adı sö- nı öğüne kadar işitilmemiş Gene- ral Kort Kapriviyi o Almanyanın sadaret makamı demek ölan Şan- seliyeliğe getirmişti, ilhelm 1878 de ikinci defa olarak tekrar (o İstanbula iş ve buradan Kudiler ve 5» 2 sövöbile hacı olar bu şanlr'Kayserin Bü se“ yahati esnasında yanında bulunan Alman ricali arasmda Hariciye | Nazırı Prens de Bulow de bulunu- | yordu. : Bu Prensin geçenlerde neşrolu- man hatıratımdan anlaşıldığına gö- te Alman Kayseri İkinci Vilkelm bu defe ikinci Abdülhamide üde- ta hayran olmuş. Kudüs ve Şam yollarında her konak yerinden Ab- dülhamide birer teşekkür ve min- net telgrafı çektirmiş. Bu telgraf. Jarı hep Prens dö Bülow kaleme a- ırmış. Adamcağız bugünkü tel- graf dünküne bensemesin #iye mü- nasip kelimeler arayıp bulmakta hayli yorulurmuş, ülow diyor ki; (o (Berline döndüğümüz vakit bütün millki ve askeri ümera ve vükelâ Kayseri karşılamaya gelmişlerdi. Heyetin başında Başvekil Prene de Hohenlohe bulunuyordu. Bu meş- rutiyet vükelâsına Kayser birnu- tuk söylemişti. Ne demişti sant- yorsunuz? “Türkiyede kendisine gösterilen muhteşem ve debdebeli saygılar: ve memleketin refahı ha- lini söyledikten sonra (“Türkler padişahlarını Allahın vekili sayt- yorlar ve ona öyle hürmet ediyor- #srtamın gorup peri çok —————————————— —— bir dsehkinn imşdet YAZAN: Mehmet Ali Ayni lar, Onlar bu hususta diğer mem- leketlere nümune olabilirler.,, yani siz de bana böyle muamele ediniz, beni öyle tanıyınız demek istemiş- ti. Vah zavallı Kayser! Kayserin hergün biraz daha artan istibdadi Almanyanın başina he musibetler getirdiği harbi umumi nihayetinde görüldüğü için bunu söylemeye lü- zum görmüyorum. Gelecek makale: Tüinci Vihelm nutuk sörlemeğe başladığı vakit sevoesi İmparatoriçe Augusta Vicvtorla niçin sararıp 40 - bayordu # # sö“ Ankarada 30 Ağustos Zafer ve Tayyare Bayramı büyük tezahiiratla kut. lulanmiştir. Yukaridaki resimlerde Ankarada yapılan geçit resminde bulu. nanları ve büyük geçit resmine istirak eden kahraman askerlerimizi görü. yorsunuz, TT KI ANE istikbal | hazırlıyan çocuklar Haliçteki küçük iskelelerden biri-| İmparatorluğu kuran ve idare e- | nin Şâhmda bir gâzlno ile İskelenin den bu damdi. İkinci Vilheml ha- mile şimdi Kayserlik makamına / yer Loti'nin neresine hayran ölduğü- göçen bu genç ona nasıl tahammül edebilecekti ? Vilhelm bütün hu- kuk ve iktidarmı milletinden değil / cakıltaşlarını, / çıplak Allâhtün aldığt için onu bu salta- yata nell öden Allah kendisine tu- tcağı yolu ve Yapacağı isleri el- bette ilham eder diye SüŞ imi bel gocuğu var... du. ilhelmin itikadıncu Luther, Göethe, Kant ile kendi bü- yük babasi İmparator Birinci Vİ belim nasil Allahin iHhamına mazhar | olcak. İşini birakmış, © da benim idiseler kendisi de öyle mlilhem bir | gibi srkadaşını seyrediyor. Çakıltaş- padişahtı. O halde, onün bu Bis. marka ve diğer vükelâya ne ihti- yacı vardı?. Vilhelmin bu mülâhazaer birinel defa olürak İstanbula goldiği vakit büsbütün kuvvetlenmişti. Viihelm İstanbulda Allahın yer yüründeki gölgesine, ikinci Abdülhamide te sadüf etmişti. Bütün Osmanlılar o- arasındaki bir avuç sahildeyim, Pi- nu bilmediğim kirli ve çamurlu Has) nebi sülük bakıyorum. Yanımda) ayaklarımın parmaklarımı içe doğru kıvırarak tutan ve onlâri sallayıp sallayıp deni 26 fırlatan sekiz ön Yasinda hir er- Yaptığı marifet bana pek tuhaf geldiği için onu dik katla seyrediyorum, Biraz ötede gâzinonün kapısma otutmuş bir bas» ka çocuk daha var. Onun yanımda! şo, bir çörek sepeti. Küçük bir satici larını denize atmaktan yörülmüş © lari küiğik, bir an durdü, Reh sağ) tarafındayım. Birden bir hareket, yaptı. Sol koluna takılmış bir sepeti sağ tarafına geçirdi. O kadar küçük bir sepet ki, bu çocuğun Mmünimini vücudu onu görmekliğime mâni olu yordu. Bu minicik sepete bakiyorum. İçinde üç dört karamelâ, bir iki ku- rabiye, birkaç çiftekavrulmuş var... Vapuru da epey vakit var, canım sıkılıyor, Bunun için çocuklarla ko: nuşmaya başlıyorum: — Satıcılık ediyorsunuz galiba? Çakiltaşlarını o ayaldarile dehize atan: — Evet, diye cevap veriyor. Ku. rabiye filin satıyorum. — Gühde kaç para kazahıyorsun ? Bari İyi bir kazanç birakıyot mu? — Yirmi, yirmi beş kuruş... — Yal, salısıyorsun, senin ânnen baban yok — Var!,, — Onlar çalışmıyorlâr mi9. — Babam Defterdarlıkta kâtipti. Tekhüt oldu. Yaşlıdır. Ayda beş yüz Kuruş aylığı var.. Ben de mektep tatillerinde böyle satıcılık edip para kazanıyorunü, -— Parayi ne yapiyorsun, eve ml veriyorsun? — Pök ihtiyaç olursa veririm. Fa- kat asi kendime hareediyorüm. Ayakkabı alrvorum. Bir de vara bi- Fazla değil. Neden sen riktiriyorum. — Biriktiriyor musun?.. — Öyle yat. İüsana istikbal Jâ- sim... İlkmektebi bitirince ne yapa. câğtz*.. Tahslie devam edebilecek miyiz? — Bilmem, ne yapacaksıniz?.. AP- zühuz nedir? Çörek sepetinin yanıda oturan ! eöcüki | — Ne yapasığız ublu, diyor. İki miz bir de benim erkek kardeşim bir olup ortak bir bakkal dükkân aça | cağız. Benim babamın serveti var. dır, İşte hen saheilik ediyorum, Er kek kardeşim de öyle, Bu tatilde tam on beş lira biriktirdik. Bizim İçin | üzün uzun tahsil ne demek”. Biz es- baf Gocuklarıyız... Göne esnaf ölma- miz lâzım, Yükseklerde gözümüz 0- lursa rahat yasıyamayız. Bir bakkal dükkân bizim nemize yetişmiyor. Bü çocuklara birer istikbal hazır. lıyan küçük sepetlere hayretle bakı. yorum. Daha onlarin konusacağım ama vapur geldi.. Yanlarında ayr Wyor ve Yapuruma biniyorum. Snat DERVİS 5 es UN Ölümlerden ölüm beğen! Geçenlerde bu sütunlarda diplo- matların kullandıkları tabirleri anlat mış, zecri tedbirleri, sembelik tahli- ye veya işgali, nazikâna Ziyafeti de bu meyanda mevzuu balisetmişlik. Şimdi yeni bir tabir daha çıktı: Hsrbi medenileştirmek. Yani in- san öldürmeye medeni bir şekil bul- mak... Doğrusu, boğatlaşmak hususunda —— | verilen bu mühim karari hö kadar tebrik etsek yeridir. Hani eskiden cellâtlar öldürecekle- ri adama: — Hadi bakalım ölümlerden ölüm beğen! derlermiş. Şimdi medeni dünya da ölümlerden ölüm beğeniyor! İşte aradaki fark. Her boyaya boyandı! İstanbul belediyesi sehrin güzeli gi namma mühim bir karar vermiş. Öyle her istiyeh evini istediği boya- ya boyayamıyacakmış, Evlerin boya- sma rengine belediye hâkimmiz. Meselâ bir adam evini aşı boyasına boyamak İsterse (o boyayâmıyacak. Sokak filizi olduğu için onun evinin boyner da filizi olacak. Hacı baba kapısını yeşil yapamı- yacak, 'Tahini boya yok!. Turuncu boya yok. Kahve rengi yok! Pembe Yok. Muhakkak belediyenin istediği © öla- cak.. Doğrusu, şehri alâimissma ok maktan veyahut bukalamun haline girmekten kurtarmak için bundan başka çare yoktur. Bu hususta © be- lediyeyi nekadar tebrik etsek yeridir, Ben, belediyenin yerinde olsam “muhtelif semtler için muhtelif renke ler tayin ederdim. Meselâ Hoca Paşa için yeşil, Mer- İ can için kırmızı, Tahmis için tahini, Ada için erguvani, Bebek için sarı, Arnavutköy için yine kırmızı biber rengi, Sütlüce için beyaz, Maslak için Kızıl rengi seçerdim. Kızıltoprak, Sarıyer, Aksaray İçin renk tay'l zaten lzüm yoktur, Bekenesi biraz hafif meşrep kas dınlardan ibaret olan sokaklara da İ herosi retik biçilmiş kaftatdır. Fakat herşeye rağmen Beyoğlu caddesini yine rengârenk bırakmak- ta bir mahzur görmezdim. İşte sokakların ve semtlerin rungi | hakkındaki âcizane düşüncelerim... | Belediyeyi bu mühim kararından do. an bir de daha tebrik ederim. Doğ $i ve imarı bakımından çok mühim. dir, Fakat her nedense, şehrin imar: fis İlân derken bu boya ile tedai yapıyos fum ve aklıma şu darbımesel — geli- yor: Her boyaya boyandı! Fıstıkiye dayandı! sam Dumlupinarda Meçhul asker âbidesi önü deki merasim Afyonkarahisar, 31 (Telefonla) 30 Ağustos Zafer Bayramında Dum. ilupmanda başbuğ meydan muharebe sinin on dördüneli yıldönümü moçhul asker anidınin başında büyük Ome- tâsim yapılmıştır. Bu merasime İz- mir, Afyon, Denizli, Konya, Manisa, Bilecik vilâyetlerinden gelen heyetler iştirak etmişlerdir. 30 vagondan mürekkep Küsüsi bir tren, sabah #âat &ltıdâ Afyondan ha- Teket ederek onda Dumlupülarâ gel- miştr. Şehitlik anıdı önünde vaş 11 de merasim başlamıştır. — Merasime ön binlereğ halk iştirak etmiştir. Ka mütay nama, ve heyeller tarafm- dan getirilen çelenkler meçhul asker ansdına Konmüş, muhtelif nutuklar söylenmiştir. En sonunda kolordu kumandahı bir nutuk söylemiştir. Me tasimde Afyon, Kütahya valileri ie bulunmuş ve saat on iki buçukta ni hayet verilmiştir. Bundan sonra beyetlere o Afyon belediyesi tarafmdan bir kır aiyafeti verilmiş ve höyetler geri dönmüşler» dir, Ambalâj mütehassrsinin tetkikleri İktisat Vekâleti ambalj mütehse- #ıst Bade İle Zeki Doğan, yaş meyva ambalâjı hakkında tetkiklere hasla- mışlardır. Dün sabsa ve meyva halisi Ziyaret ederek #lkkadarlarıa gürüş- müşlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: