15 Eylül 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

15 Eylül 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Güreşimizde yeni bir canlanma Ortaya bir kupa koyarak güreşçilerimizi teşci ' etmelidir! Gerçi ensem 52, bazularım 42 de- Bildir ama — lâf aramızda — 91 Senesindenberi spor gazeteciliği ya- parım, Demek şöyle böyle tam bir çeyrek asırlık görgüm var. Bu müd- det zarfında memleket dahilindeki seyrini yakından takip ettiğim #por- lardan birisi de güreştir. Gazeteci - İikle başlıyan merak müsabıklıkla devam etmiş, klüp reisliği ve niha - yet Güreş Federasyonu Rölsliğine kadar beni süirüklemişti. Bütün bu bir ömür esnasında bi- zim güreşte hiç hatırımdan çıkmı- yan tek vak'a vardı ki, şimdi size bumu kısaca anlatacağım. 922 de İstanbuldn güreş bellibaşlr iki klüp vardı. Birisi be nim o zaman reisi olduğum Anadolu Klübü, diğeri de arkadaşımız Ah - met Fetgerinin veya Fuadin — pek hatırımda değil — reisi olduğu Be- şiktaş Klübü. Haliç Klübü sanırım daha ya te gekkül etmiş ya etmemiş olduğu için o sıralarda pek ismi okunmazdı. yapan | ait kiymetli Berlin Olimpiyadırdan sikletinin İşte o devirde iki klüp arasmdaki dünya birinciliğini kazanarak dönen güreş rekabeti hayli ciddi idi. (İki | kıymetli güreşçimiz Yaşarı Kasımpa- tarafta da değerli güreşçiler <alışır | şa güreşçilerinin müsabakaya çağır- ve biribirlerine meydan okurlardı. |dıklarını yazmıştım. Kulübüme men- Teşkilât mevcut olmadığı için mu - kannen müsabakalar yapılmazdı a- sup olan Yaşarın dahilde ve hariçte İbu kadar gıpta doğurmasından bir ma, her hafta biribirlerine misafir | nevi Htihar duyduğumu ilâve ettim- tarzında giden güreşçiler sık sık çarpışırlar ve bu çarpışmalardan herkes kendi hesabma birtakım ne- tayiç elde ederdi. Bu karşılıklı re 'kabetin başlarında Beşiktaşta ma - di, Yaşar, Cümhuriyet gazetesinde meydan okuyanlara verdiği cevspta şunları yazıyor: Ben üç senedir Balkan ve iki sene- ruf güreşçimiz Kemal, Anadoluda | dir Türkiye şampiyonuyum. Beş se- da Danyal vardı. Gitgide artan bir|neden beri Türkiyede beni hiç bir meydan okuma neticesi olarak (o bu| Türk güreşçisi yenamedi. Bana gaze. iki güreşçinin umumi bir yerde gü- | teler vasıtasile meydan okuyanların reşmeleri iki taraf arasında karar -| hepsini de güreş minderinde tuşla laştı. Matbuat bu İşe o zaman çok taraftan Ahmet Fetgeri, bir taraf-| rını da mağlüp ettim. * tan ben olmak üzere bu iki pehliva- Ben laturkacı pehlivanlar gibi nın güreşmesi için bir de mukavele| profesyonel değil, hâlis amatörüm. yaptık. (Hattâ bu mukaveleyi O ge-| Bana meydan okuyanlarla federasyo- gende buldum ve Ahmet Fetgeriye! nun kontrolü altında ve resmi müsa- verdim |, O zaman intişar eden (İd-| hakalar esnasında her zaman güreş- man) mecmuası da doğrusu bu İşe çok sarıldı. Şimdiki Futbol Federas- yonu Reisi Hamdi Emin (06 zaraan | tasile meydan okuyacakları güreşçi idi) hakem oldu. Bir rama- zan gecesi binlerce kişilik bir seyirci meğe hazırım. Binaenaleyh benimle güreşmek isteyenler gazeteler vası - na çalış- sınlar ve bir iki &y sonra açılacak gü raş mevsimine hazırlansınlar. O va- kütlesi önünde bu iki:genç Saraçha- | kit kendilerile güreşirim. »ebaşında güreştiler. Neticede Den- yal pes etti, Yaşarım bu cevabındaki beni sar- mayan tarafları anlatayım: Dünya Netice ne olursa olsun bu hareket | şampiyonunun “ben alaturkacılar gi- İstanbul güreşine büyük bir hız ver-| bi profesyonel değilim, Hâlis amatö- di ve ondan sonradır ki bu iki KlÜP. rüm” elimlesindeki maksadı pok kav Halicin de İnzimamile mükemmel | rayamadığım gibi o edayı Olimpiyat güreşçiler yetiştirdiler. Danyallar, Tayyarlar, sonra başlıyan siki, #por rekabetinin gençlerdi. Klüp rekabetinin iyi neticeleri Bu hiz ve bu rekabet spor müsa. | SÜSÜ Kemaller, | aa Fuatler, Nu-| canlandırmalı diyordum. riler, Vehbiler, ne bileyim şimdi hep- si hatırıma gelmiyor, hep o tarihten merdane bir hızile yetişmiş sımpaşa Klübünün Yaşar ve arka - Son davet karşısında Birkaç gün evvel “TAN” da Ka »- daşlarını güreşe davet ettiğini oku- yunca yeniden ümitlendim ve Türk hesabına sevindim. Çünkü bizde güreşçi yetişmesine, güreşin baka sabasma inhisar ettikçe daima | hızlanmasına sebep olan alev, bu iyi semereler verdi. Fakat birkaç | ylüpler arasmdaki temiz rekabetten senedenberi bu rekabet, İstanbul gü-| ateş almıştır. reşine arız olan adaletsizlik ve ida- Şimdi, Yaşar ve arkadaşlarının resizlikler yüzünden güreş ateşile| bu davete karşı hareketleri ne olur- beraber sönmeye başladı. O kadar| ., olsun güreş idarecileri ve hele bu ki İstanbulda güreş sahaamda klüp- Be ler arasında rekabet kalmadı. şiktaş hemen hemen güreş faaliye- kısaca yazdığım tarihçeyi pek iyi bi- len Gürüş Federasyonumuz erkân tini tatil etti. Anadolu onu takip et- |bu meydan okumanm üzerine titre ti. Haliç ve Kumkapı Klüpleri de meli ve bu hareketi derhal himaye, kâh gu, kâh bu klübe itihak ederek | hattâ teşci etmelidir. Hattâ ben on- istihaleye uğradılar. Biribirile ra - kip olacak birtakım güreşçiler ayni idare altına girdiler ve bütün sporla- rm ilerlemesine sebep olan klüp re- kabeti ortadan kalktı. Bunun neti- cesi olarak ta güreş hareketi azaldı. Ben bunu teessürle görüyordum. Hattâ ayni müşahedeyi yapan «eski antrenör Peter de bana müteaddit defalar artık yeni güreşçi ve eleman yetişmediğini o söylemişti. Çünkü klüpler arasmda dürüst bir rekabet yoktu ki yeni güreşçi yetiştirmiye bir sporun bü hele gelmesinden her ların yerinde olsam hemen ortaya bir kupa koyarak bu güzel ve tam sportmence hareketi nekadar tasvip ettiğimi gösteririm. Böyle bir müsabakanm yapılması da tahakkuk edince tarafeynin men- sup oldukları klüpler için olduğu ka- dar artık tathı ve iddialı güreş sey - kaybetmiye basla - mış olan halk için de büyük bir kâr olur. Ben Kasımpaşa Klübünün bu hareketinde, 922 de Beşiktaş ve A- nadolu Klüpleri arasmdaki meydan çalışsınlar... Doğrusu çok sevdiğim | okumanm tekerrürünü görüyor ve Türk güreşi hesabına buna çok se- retmek zevkini önüme gelene yanıp yakılıyor ve na- sil edip te bu klüp,reksbetini tekrar TAN Yaşar, meydan oku- yanlara cevap verdi (Fakat, bu cevap, hiçte tatmin edici değildir.Eğer büyük bir şampiyon hususi müsabakalara hazır olduğunu hissettirmezse idmanlarda hasıl olacak vaziyetlerden daha büyük dedikodular çıkabilir| ———— Dünya şampiyon Taşarın Olimpiyat dönüşü karşılımmasına bir hatıra İbirineisine pek uygun bulamadım. Keridisinin hâlis amatör olduğunu ilâveye ne lüzum vardı ?. Yaşarın ha- His amatör olarak Berline götürül günü, bütün Türkiye bildiği gibi, tün dünya da pekâlâ biliyor. Çünkü Olimpiyada giden her şampiyon ev- velâ kendi teşkilâtı tarafından ama- törlüğü tasdik edilmiş, sonra da mu- azzam merasimle amatör olduğuna dair yüzbinlerce kişi önünde yenin etmiştir, Şu halde Kasımpaşa kulübündeki amatörlerin kendisini müsabakaya! çağırmelarile yazdığı “halis amatö - rüm,, arasında bir münasebet olma- ması lâzımdır. Yoksa, bir #mnatö diğer amatörü güreşe davet etmesi yendim. Hem sade benim kilomda ©- İtenmül itibarile profesyonelce bir iş ehemmiyet verdi, Hep çalıştık. Bir) ianları değil, 68 kilodaki şampiyonla- | mi telâkki edilir?.. Profesyonel güreş meselesi Cümlenin edasını bir dünya şampi- yonuna neden uygun bulamadığımı da izah edeyim Yaşar ruhile, caniyle tam bir gü - reşgi olduğu için elbette aşkla sevdiği güreşin tarihini de bilir, Esasen biz- de güreşmek ananesi ve yüksek bir mazisi olmasaydı, bu şubede de diğer şubelerde olduğumuz gibi kalmamız muhtemeldi. 1996 senesinin dünya birincisi bil- | mez mi ki “alaturkacı pehlivanlar gi- | Hukuk Fakülte- ! sinde tahsil müddeti Kat'i karar verildi, 4 yıla çıkarılıyor Hukuk Fakültesinin dört seneye| çikarılması esas itibarile kararlaştı- | rümuştır. Mesele Vekiller Heyetince tetkik edilecek, kanuniyet kesbettik- ten sonra tatbik olunacaktır. Halen İkinci ve üçüncü sınıflarda bulunan talebe, hukuku yine Üç senede ikmal edecekler, fakat bu yıl birinci sm fa kaydolunanlar hukukta dört sene tahsil edeceklerdir. — e. ———— bi profesyonel değil, hâlis amatörüm., satırma (bazı alaturkacılar) diye a- yırt edici bir kayıt koymaymca 936 senesi ve ondan evvelki bitün sene- lerin alaturkacıları ayni istife girer. Biri çıkıp ta sorsa: Canım Yaşar, bütün alaturkacılar !böyle yarı ağızla konuşulacak takır- dan mıdırlar? İçlerinde amatör ruhi- le, merdane güreşerleri hiç yok mu- dur? Cihan şampiyonu Kara Ahmet, ( Kus hikâyesi N Yazan: Vladimir Korelenko Sular kararıyordu. Bir çam ormanı içinde, uzaktaki dere ile çevrelenen köy, ilkbaharm parlak yıldızlı akşarımda garip bir surette silüetleşiyor, yerden kalkan sis te, ağaçları ağır, ağır gölgeliyor, ve boşlukta, gümüşümsi, mavimsi bir perde iniyor, bir bava «iniyordu. Herşey sakin, düşünceli ve kederli di. Köy yavaş yavaş uykuya dalıyor- Harap barakaların, kalın hayalleri, ana çizgileri zorzoruna görülebiliyor, şurada burada ışıklar parıldıyordu. Arada sırada açılın veya kapanan bir kapının gıcırtısmı duyabilirdi- niz. Birden bir köpek havlıyor ve yi- ne susuyordu. Bazan, oğuldayan, mi- rıldanan orman, bir yoleu veya | bir atlıyı sinesinden dışarı çıkarıyor, ba- zan da, bir araba takırdıya takırdıya gecenin karanlığı için geçip gidiyor- du. Bunlar bahar yortusu münasobe- tile kiliselerine giden ormandaki ten- ha kulübeciklerin sahipleriydi. Kilise köyün ortasında ve bir dağ- Eoca Yamıf, Adali, Kurtdereli, Allçp | 08 geerinde Ki. ükmelen, eski. ye ve ilâh.. rk gibi kuvvetli darhı me lini dünyaya yaymış olen şanlı peh livanlarımız alaturkacı değiller miy di?.. Onların zamanında amatörlük, profesyonellik diye bir tasnif olma - dir, Fena ettiklerini Yaşarm iddiz e- deceğini zannetmem. Herhalde Ya - şar bir tavzihle bu noktayı tashih e- decektir. Amatör güreşçiler arasında Gelelim bir amatörün her daveti behemehal muayyen tarihlerde yapı- lan resmi müsabakalara bırakması - na: Bazan gayri resmi müsabakalara girmekle bir amatör hem kulübüne, harap çan kulesi, mavi gökün uzanarak kayboluyordu. Ihtiyar zangöç Miheyiç çan kule- #ine tırmanırken, ayaklarınm altında İgıtırdıyan basamakların sesi ta uzak tan, ve dışardan işitilir, ve havada içine ışıldıyan bir yıldızı andırırdı. Bu merğivenleri çıkmak ihtiyara pek zor geliyordu. Bacakları kendisi- ni güçlükle sürüklüyordu. Gözleri de artık seçememeğe başlamıştı. Onun gibi kocaman bir adam şimdiye ka- dar «bedi sükünetine kavuşmuş © ol malıydı. Amma öldürmiyen Allahım, onu daha yaşatıyordu. O, çoktan... Oğullarını, torunlarını gömmüş, bir çok gençleri, yarları ebedi Ouyku hem de güreşe faydalı olacak şeyler| yerine kadar götürmüş, teşyi etmiş, yapabilir. İşin bu tarafını, Felek Bür | fakat işte kendisidaha hAlâ seğdı. han bugünkü yazısında anlatıyor. Ben de şunları ilâve edeceğim: Bir amatör güreşçi nasıl olsa id- man etmeğe mecburdur, Yakında Bel kan gireşlerine Hazırlık Hüşlutarak.» tir. Bir amatörün ücretli idmancıları Zor, zordu bu iş.. Birçok okereler bu ilkbahar yortusunu törenlemiş, ve kimbilir kaç defalar da bu çan ku- lesinde nöbet beklemişti. Ve şimdi de Tanrryine,,, Tatiyar adar kulödeki balkona çi olamıyacağını nazaran kendi eşlerile | karak, demir parmaklıkların üzerin- tutuşur. Iâmanlar da, ekseri eiddi gü reş gibi olur, eğer büyük bir şampi- yon hususi müsabakalara da hazır ol duğunu hissettirmezse idmanlarda den aşağıya sarktı ve baktı. Aşağıda ve derin bir karanlık içinde kilisenin etrafını kuşatmış olan köy mezarlığı- ni ve kolları açık, güya fena muhafa- za edilen mezarları korurmuş gibi du hâsıl olacak bazı vaziyetlerden daha | ran köhneleşmiş haçı bulup çıkardı. büyük dedikodular çıkabilir. Bütün biidekor üstünde, şurada bu- Kasımpaşalıların Yaşara verecek - | rada bir kaç tane yapraksız söğüt a- leri, cevabı beklemeden şimdilik ak- | ğer ssrkiyordu. lima gelenleri" buraya kaydedişiniin sebebi, başkaları tarafımdan yanlış teviline sebep olabilecek bu noktela- rı bir an evvel düzeltmesi içindir. Eşref ŞEFİK i Kafile Galata ıh Dost Sovyet sporcularile kargılaş- mak üzere Rusyaya davet edilen fut- bol, güreş, bisiklet, ve eskrim takım- larımız dün #aat 17,20 de Jan Ruçus- ka vapurile Odesaya hareket etmişler dir. Sporcular, büyük bir kalabalık kütlesi tarafmdan teşyi edilmişler - dir. Berlin Olimpiyatlarından yeni dönen ve antrenliman üstü bulunan gençlerimiz Rusyada muvaffakıyetli karşılaşmalar yapacaklarından Umit var olarak ayrılmışlardır. Cevdet Kerim İncedayının Başkan- lığı altında bulunan bu kafileye işti- rak edenler şunlardır: Güreş: 56 kiloda Ahmet, Kenan, Hüseyin, 61 kiloda Ahmet Ankarsir, 66 kiloda Saim, Sadık, Yusuf Arslan, 72 kiloda Ankaralı Hüseyin, Nuri, 79 kiloda Mersinli Ahmet, 87 kilode tımmda uğurlanırken Yeni açmıya baş- Uyan göncelerin saçtığı tatlı ve -ba- harlı koku aşağıdan ihtiyar zangoçum burnüna değerek, ona ebedi uykunun melânkolisini ve kederli hissini ta- şıyordu. Bir yil sonra kimbilir nerede ola- caktı7, Acaba yine bu yüksekliğe tır manarak, pirinç çanm altına geçerek, Sporcularımız dün Rusyaya gittiler| miden seri an meni ie dirgin mi edecek, yoksa, bir mezarlı- ğin kuytu bir köşesinde, bir putun sükünetli gölgesi altında mı yatacak- tr... Aflah bilirdi!... O hazırdı ve bunu çoktandır bekliyordu. Bununla bera- ber, yilce Tanrı yine onu bu yılda ilkbahar yortusunu kutlamak #a - adetine eriştirmişti. Milyonlarca pırıldaşan yıldızlerin dolu göke başmı kaldırarak, Tanrı büyüktür... Diye mırıldanırken istav- roz çıkardı. İhtiyar bir adamm titrek sesi bof- lukta gezindi: — Miheyiç, Miheyiç, Hişt bana bak!... İhtiyar papaz, sulu ve kararsız gözlerini eliyle siper ederek çan ku- çabalıyordu. Zangoç kuleden sarka- Mustafa, Ağır siklette Necmi Anka-| ral ra. İdareci Ahmet Fetgeri, Seyfi Ce- nap, FUTBOL: Necdet, Cihat, Mehmet Ali, Lütfi, Faruk, Hüsnü, Fazıl, Hak- kı, İbrahim, Rize. Fikret, Esat, Meh met (Reşat, Oo Hasan, (Niyazi; Necdet, Danyal, Eşref, Şeret, Gündüz Fuat, Sait, Muhteşem. İdareci Kemal Halim, hakem Şazi Tezcan, Suphi Batur. ESKRİM: Enver, Cihat, Osman, İl- hami, Halit, Şefik. Idareci Fuat Bal- kan. BİSİKLET: Eyüp, Küzrm, Talât, Orhan. Sporcularımıza muvaffakıyetli mü- sabakalar temenni ederiz. — Ne var?.. Buradayım. Beni gö- remiyor musun?. dedi. — Hayır. Göremiyorum. 'Tam çan zamanı değil mi?.. Ne dersin?. Her ikisi de yıldızlara baktılar. Tanrmm milyarlarca (Işığı vüksek- liklerde yanıyor, âyin yapıyorlardı. Zühal yıldızı hepsinin tepesinden ye- ri seyrediyordu. Miheyiç biraz dü- şündü, — Hayır.. Hayır dedi. Daha vakti gelmedi, Ben ne zaman olduğunu bi- liyorum... Hiç şüphe yok ki biliyordu. Saate de ihtiyacı yoktu. Tanrmm yıldızla- yı habercisiydi onun. Gök ve yeri, 86- zı nazli salman beyaz bulu- #imıyan mırıltılarile karan ık ormanı, ve karanlıkla cevr'ti dere- sallanan küçücük feneri de, boşlukta | lesine bakıyor ve Miheyiç'i görmeye | 15-9-986 —ars pre) İhtiyar Zangoç 7) Çeviren: İbrahim Hoyi İnin akışmı... Bütün bunları pekiyi tanıyor, adeta kendisinden bir par ç& diye telâkki ediyordu. Hayatını, Durada boşuna harcamış değildi ki... Uzak, uzak ve silik geçmişi kafa sında canlandı. Babasile birlikte bu çan kulesine ilk defa nasil çıktiğnı hatırladı. Allahım, bu vak'a çok es- den olmasına Yağmen sanki dün niş gibi geliyordu ona,. Şimdi genç- liği gözünün önüne gelmişti. Genç sarışın bir delikanlı idi. Gözleri par Lyor, sokaktaki tozları kaldıran de- Zil de, sessiz kanatlarını çirpan gi rip bir rüzgür saclarını okşuyordu. Aşağılarda, uzaklarda, çelimsiz var- lıklar bir oraya bir buraya gidip ge- liyorlardı. Köy evleri küçücük kak miş, orman z geriye (öekilmiş sinmiş, ve köyün bulunduğu yumur- tamsı boşluklar da nekadar büyük ve uçsuz bucaksız gibi görünüyordu. Kırçıl saçlı ihtiyar, şimdiki küçük boşluğa göz atarak: Birde şuna bak!... diye gülümsedi. Hayat böyle, bu idi zaten!.. İnsan genç iken, sonu nu bilemez, göremezdi. Şimdi ise her şeyi ayan beyan idi. Ve sanki avu- cunun İçi kadar hiç te gizli bir taras fı kalmamıştı Orada çocukluğun dan, ölüme ve mezarlıkta Okendisi için tasarladığı köşeye kadar hergö» yi, her noktayı takip ede bula bilirdiniz... Allahın büyüklü 16 kur- bân olayım ki, artık istirahat zama, nı gelmiş ve bunada hak etmişti, Hayatm yükünü, alnı açık olarak ve şerefle taşmmıştı bu ane kadar... Top rak ta kendisine tıpkı anasmı “andı rıyordu.. Binaenaleyh artık bu isli“ rahate çabuk, hem pek te çabuk ka- vuşmalıydı!... Lâkin çan çalma saati gelmişti. Miheyiç bir kere daha yıldızlara bak« tr, şapkasını ve bir istavroz daha çe kârdi. Ve çanlarm inğerini yakaladı. Birden havada bir çan sesi vınliya- rak aksetti ve bunu biribiri arkasına bir ikinci, üçüncü, dördüncüsü takip etti. Çan sesleri dindi. Kilisede Ayin baş ine kapan yama BE kale kilir, ilâhileri dinliyerek dua ederdi, Bu sefer, öyle yapmadı Ve çan kule- sinde kaldı. TArkası var) Dolandırıcının izi araniyor Vahram, daha birçok kimseleri aldatmış! Yenipostanenin arkasmdaki cadde de kredi ile bir manifatura dükkünt açtıktan biraz sonra mellarmı ucuza satarak Parise kaçan Prmeninin das ha birçok kimseleri dolandırdığı an- laşılmaktadır. Vahram Arzuyan İs « İmindeki bu adam, ayni caddede Ma- nifaturacı Şekerciyana, Çakmakçılar da, Agopyan * hanında, Miskciyan, Mahmndiye Hanmda, Narelyan ismin deki şahısları da aldatmıştır. Vahram, Şekereiyandan kredi ile bin liradan fazla eşya almış ve bu borcunu ödemeden kaçmıştır. Ötede beride dolandırdığı başka kimseler de vardır. Vahrumin Parise kaçtığı ha « beri tahminden ibarettir, Atinaya kağ İmes da mühtemel görülmektedir. Za bıta, bü dolandırıcılık suçlusunun ne reye gittiğini tesbit ile meşguldür. Ölüleri diri gösterenler Bazı ölü müteksitleri, diri gibi gös“ tererek, maaş cüzdanlarını sarrafls- ra kırdırmak ve maaşlarmı araların” da taksim etmekten suçlu Tanaş, A“ leksi, Ahmet, Sofyanos, Şevki, Hars” lambos, İzzet ve Ali Rızanm duruş * alarına dün de Ağır ceza mahkem? sinde devam edilmiştir. Suçlulardad İzzet, müdafaasmı yapmıştır. Duru$” ma, karar verilmek üzere başke ne kalmıştır. Ustura ve makas hırsızı Geçenlerde Divanyolunda Tiyas? dükkünmdan iki ustura ile bir mâ ” kas çalan Cemalin dün birinci ul cezada mahkemesinde iki ay hapsi5$ karar verilmiştir, Bir cinayet davası Samandıra köyünde şarhoşluk yö zünden yeğeni Mustafayı öldüren rimin duruşmasma dün Ağır ceği e devam edilmiş, suçlunun avukatı pis Nazimi müdafaaamı yapoufö” Duruşma, karar için kalmıştır. di

Bu sayıdan diğer sayfalar: