8 Ekim 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

8 Ekim 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 T e © 2 Futbolde Sovyet Rusyadaki Mağlübiyetlerin Sebebi Nedir? Kafile Reisi Anlatıyor Kabahat, Hem Sporcularda Hemde On'arı Yetiştirenlerde Sporcu Kafilem'z Dün Şehrimize Döndü Sovyet Rusyaya Halkevleri namı - pa giderek orada muhtelif spor te- masları yapan sporcü kafilemiz dün vapurla Odesadan şehrimize geldiler. Sporcularımız rıhtımda buradaki ar. kadasları tarafmdan karşılandılar. kafileyi komşu ve dost o memlekete götüren Cevdet Kerim İncedayı, son Türk kında “TAN söylemiştir: sa sovyet spor teması hak- muhabirine ahat 22 gün devam etti. et erkânınm, Spor te- açliğinin Heyetimi. ze karşı gösterdikleri alâka, i leketin büyük dostluğunun tirdiği samimiyet ur, Bu kaydetmeği vazife bi R uğurlama halk kütlesinin candan iş- tirak ettiği merasim ve büylik teza - hürle cereyan etmiştir. Sovyet mat - buatı da büyük alâka göstermiş; g rek sporcularımız ve gerekse bu ve sileden istifade ederek dostluğumu hakkında kiymetli ve fasılasız meş yatta bulunmuşlardı nem icap et- lâyık kuvvette ol memnuniyetle irim. diği üzere güreş, eskrim, bi - siklet ve futbol gittik. Bu bisiklet tamamen tur. Bu gruplara memlekete olmak üzere dört e lardan güreş, eskrim ffak p arkadaşları sev olmuş - her hususta ye ve takdire lâyık olarak tanıtmayı borç bilirim. şubeleri Sovyet memleketlerinde vü: Bu #por lardır. cu İçinden seçi- len küvvetli karşısında, gençlerimizin istihsal ettiği bu parlak netice her sporu ayni kıymette tu- Binlerce sp rak tan dost memlekette kendilerini çok| Pist takdir ettirmiştir. beğendirmiş ve etice veren bu şubelere bugünkünden daha çok ehemmiyet vermek çok yerinde olur kanaatin - deyim. Futbole gelince, bu ekip her müsa- bakayı kaybetmiştir. Möskovada ilk maçı yapan Dinamo takımı iyi çal miş yetişgin ve bizden kuvvetli bir takımâr. Binaenaleyh ilk kaybımız zaruri idi, Fakat diğer takımların fazla bir üstünlüğü görülmemiştir. Futbol bilginlerimizin ve teşekkülle- rimizin ittifakile,bu zaman için mem-| * leketin en iyi oyuncularından terkip edilen futbol takımımızın mağlübiye- tine gelince, samimi olmak lüzsmsn ben bunu daha ziyade futboleiilerimi- zin maddi manevi yetişme ve yetiş - tirilme tarzndaki eksilklikte ve bu genclerden bazılarınm yurt harici #por temaslarında üzerlerindeki bü - yük ve ağır ödevin kıymetini takdir edememelerinde buluyorum. Bu ve - bâlin bir kısmı bu gençlerde olduğu gibi mühim bir kısmı da bunları ye tiştiren ve muhafaza eden klüplere ve teşkilâta ait olmak gere Netice olsrak 936 senesi Türk - Eovyet temasını yapan mastan gerek dostluk ve gerekse #por sahasmdaki iyi neticeleri elde| ederek dönmüstür., şu sözleri | her şehirde karşılama ve| » | derece almasını Sovyet Rusyadan dönen Sporcularımız Gal ta rıhtımına yanaşan vapurun güvertesinde Odesada Kafile ile beraber Rusyadan | dönen “TAN, spor muharriri son futbol maçı hakkında şu izahatı ve - riyor: Dost Sovyet memleketlerindeki son futbol karşılaşmasını Odesada yeni yapılan ve 35,000 kişi alan Kos- yor stadında pazar günü-yaplık. Ha- va güzel, günesli.ve aktı. Maca ka - labalık bir seyirci, küllesi.. önünde 16,45 te başlandı. m takım şöyle idi Mehmet Ali — Lütfi, Hüsnü — Esat, İ Fikret, Reşat — Danyal, Şeref, Gün- | düz, Sait, Necdet. Odesa futbolü diğer Sov: lerine nazaran zayıf olduğ et şehir- oyuncularile takviyeli olarak Talihsizlik eseri güneş altına düştük. Merkezden yaptığımız ilk akını s6! müdafileri kolaylıkla keserek sol s- çıklarma uzun bir vuruşla gönderdi Sol açığım seri bir sürüşünden sonra opu sağ açıkları durdur- bir kafa pasile içeri 80- kulmuş olan sağ içlerine geçirdi. Ve yerden atılan şüt karğaşalıkta bizim lardan birinin ayağına ç ini değiştirerek sol za- girdi. Kaleci topun ilk ikametine göre vaziyet almış ol - duğundan tabiatile bu sayıya seyir. ci kalmıştı. Bu ilk golden sonra sık! ve yüksek oynamıya, karşı kaleyi sıkıştırmaya başlıyorür. BİZE IKİNCI GOL Dakika 15 oyun üzerinde tam bir . İhâkimiyet tesis ettik. Muntazam bir surette yaptığımız akmlar kaleyi da- imi bir tehlike altında bulunduru - yor. Haf hattı biribirile çok güzel anlaşıyor, Esat, Fikret, Reşat çok bilgili kurtarışlar yaptıktan sonra forveti de muntazam paslarla besli- yun üzerindeki hâki- ma ani olarak sağ - nin ellerini üi ikinci defa ka- lemize girdi. Odesa: 2 - Türk takımı: 0 HUCUM ZAIF faik oynamamıza rağmen çıkardığı - mız oyun ve yirmiye yakm hücum semere vermedi. Onlar ise sıkı taz - yikimizden biran için kurtularak yap tıkları dört beş akında kolaylıkla iki gol çıkarıverdiler. Bundan sonra Türk takımlarınm istiyorsak bilcum hattma uzaktan şüt çekmesini öğret meliyiz. Çünkü bizimkiler kaleye (3) metro sokuldukları halde biribirleri- Bizim gayret ederek, çırpmarak| İlen penaltıdan Son Maç Nasıl O'du 1-2 YENİLMİŞTİK Odesa maçının en muvaffak o yuncuları: Gündüz ve Fikret ne pas ikra vakit bulamıyorlar. ILK DEVRE BİTERKEN Dakika 35 soldan inkişaf eden bir akınımızda sağ haflarile çarpışan Danyal ayağı burkularak dışarı çık- t, yerine Muhteşem girdi. Sağ taraf oyuncusu olan“Muhteşemin 801 açı- ğa getirilmesi biraz tuhaf olmakla beraber canla başla çalışan bu oyun- cu mevkiini yadırgamadı. Odesalıların kalesini İyice çer dik. Oytnsularimise atak yaparak umlarımızı favulle kesmek mec- buriyetinde kalıyorlar. Üstüste Muh teşemin çektiği frikikler netice ver- medi. Ve ilk devre iki sıfır Odesalı- larm lehine bitti. IKINCI DEVRE İkinci devrede kaleye Necdet, sol açığa Eşref almdı. Sağdan yaptığı - mız ilk akinde kaleci ile karşi karşı- ya kalmış bir vaziyette tam şüt çe- kerken Saidi düşündüklerinden veri- ait ilk golü yaptı İYI OYNIYANLAR Ru: gölden sonra takımımız açıla- etmekten şüt atmaya | AN Yunan Atletizm Federasyonu ı | | Tarasaya çıktıkları Küçük | Hikâye zaman içerde eğlence son haddine varmıştı Onların ortada. fark etmedi. Atatürke Saygı His'erin | Arzetti Atina, 7 (TAN) — Balkan oyunla. rının hitama ermesi vesilesiyi, nistanda bütün jimnastik ve atletizm klüplerinin federasyonu tarafından, | Türkiye Cümhur Reisi Atatürk ile Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya larma aşağıdaki Tarasa denizin üstün- Odalar, salonlar çok sıcaktı sm - ma.. denizin tam üstüne açılan rasa biraz serindi. Genç kadınm lâcivert tafta elbi - ları ürperdi. Iki kölunu göğsü üs arak sağ avuciyle sol omuzunu, sol avuciyle sağ omu: zunu örtmeğe çabaladı st onun arkasında ayakta du- smokininin içinde dimdik tuttuğu geniş omuzlu a! vucudiyle sarı saçlı başiyle güzel resme benziyordi Genç kadın : bir sesle: — Artık buna tshammülüm kal madı; Mithat, dedi. Yine bu akşamı| zehrettin buna.. Eğer yine o may mun suratlı kizin yanından r çekilmiştir: unda müttehit Bal ygılarını hu arz ve milletinizim şeref ve Saadeti için samimi temennisinir lüt- İ fen kabulü Maraton ke yakidis'e husus! suret dan getirtilen Atatürkün bir büstü he diye edilmiştir, ! Garbi 'rakyada Spor Atinaı 7 (Hususi) — Gümülcinede Yapılacak umumi Trakyalılar atle-| mamakta devam edersen büyük bir tzim oyunlarında: bulunmak Özere| rezalet şeklinde düğünü terkederin. İ Bazvekil Metaksas bugün trenle ha- a | reket etmiştir v dedi. Her zaman Başvekilin Trakyalılara hükürezin! olduğu gibi yine kabahati benim üs programımı izah için bir nutuk s“yii- tüme yükle... Asıl, sen, beni bu yeceği haber alınmıştır. rezil ettin.. Neydi, o bakkal çırağı: ba benziyen gairle flörtün?. | — Ben mi?, Afedersin sen.. Hem | sen beni çirkin, çarpuk, çurpuk ka“ dınların yârında gülünç edersin de ben seni “ Ve birden yüzünü çevirdi. Neş'eli İbir kahkaha starak iki elini birden Mithata uzattı: — Mithat. Mithat Öteki de genç kadinin pırlanta İyüzüklerle süslü ellerini avuçlar almıştı. Onları kocaman Jiçinde büyük bir dostlukla sıkıyor - bir Istanbul alayı Necid yeköyündeki Çöp İstasyonu Mecidiye köyünden bir kilometre uzaklıkta bir çöp sahasi tesbit adil miştir. Mecidiye köyünden itibaren bu yere yol yapılmaya başlanmıştır. Yol bittikten sonra buraya çöpler dö- külerek gübre haline geti ap edilen bu saha Beyi tinin Üç senelik çöplerini genişliktedir. Sel tehlikesine karşı Son yağmurlar üzerine Usküdarda bazı yerlerde çöküntüler peyda olmuş tar. Buralara Sular hücüm etme'te- dir. Belediye sel hücumuna ve tehli- kesine mâni olmak için tetkikler yap- Yavrum. - Canım, Sadiyem, benim, diyor- du, evlâdim... Genç kadm: — Ne fena günlerdi, o günler de- gil mi7, Diyordu. Ne müthiş günler- di. — Hayatı, galiba sana, ben zin -| dan ge rdim, kadar fnik hir sekilde bitirdi. Ow muz gâyet güzel, bütün Sovyet İ ya seyahatinde bu derece normal ve zgün oyun oynamamıştık. Ne ya- — Ne kadar yumuşak olmu İsimdi.. O zaman herhangi bir ka gamızın biribirimize yük letmek içi gösterir - dik.. . Genç kadın tarasanın taş korku - Tağunun üstüne oturuyor: — Senin o zaman herşeyin gücü- Başkalarında farketme- ik kusuru sende gür meğe tahammülüm yoktu... Sen, ne| bileyim ben, benim evim, benim eş- yam gibi bir şeydin... Hem öyle bir sey ki seninle ölünciye kadar vera-| ber kalacağım zannederdim,. Esasen o İzdivaçları (ekseriya korkunç yapan ve nâkabili taham - mül yapan şey. Belediye dairesin -| den bir kâğıdm üstüne İmzanız! terken içinize, içinizin tâ içine, su korkunun gelişi değilmidir: “Bütün vererek hayat için.” anlaş, unla dakik . ayni gayreti zik k irminci geldiğimiz h ruz e bir netice alamıyo- bir oyuncu olan sağ açıkları- nı büyük bir maharetle tevkif eden Esadı halk çok alkışlıyor. Günün en muvaffak oyuncusu Ksattır. Fikret te ondan aşağı kalmıyor, çok muvaf- tak oluyor, Hücüm hattında Gündüz de çok parlak bir oyun çıkarıyor. Bütün a- kınlarımızda onun atılışlarını onun gütlerini görüyoruz. Ödesa müdafa- asın! hirpalıyarak kele için büytik bir uyor. HAKEMİN BİR HATASI Bu sirada merkeze giden topu mü- sait Vaziyette yakalıyan Gündüz beklediğimiz beraberlik golüne bizi u- taştırırken hakem ofsayt kurtardı, Halbuki haksız ve Otuzuncu dakikada sağ açıkları - nın bir akınını kesmek istiyen Lüt- fi yere düşerek elinin bileğinden sa - katlandığından oyunu © bırakmak mecburiyetinde kaldı ve yerine Fa - sal girdi, Oyun üzerinde hâkimiyetimiz elân devam ediyor. Sağdan soldan yaptı - ğımiz akmlar Odesa kalesini tehlike | — Eğer Sacide bizim evvelden ev- den tehlikeye sokuyor. Akınlarımızı |li olduğumuzu bilseydi. ikimizi ayni durdurmakta büylik müşki - İgecede davet etmek gibi bir gaf ya- ken Odesa müdsfileri yerlere yata -İpar mıydı?.. Hiç. o bu gibi şeylere rak ümidin fevkinde kurtarışlar ya- |okadar dikkat eden bir kızdır ki şim- pıyorlar. Odesa nısıf sahasında de -| di öğrense muhakkak yüreğine iner. vam eden bu devrede muhakkak Ki.| — Demek yeni dostlarınm âra- büyük bir şanssızlığımız vardı. Kale İsmda benden hiç bahsetmiyorsun nin çok yakinine gelepek çektiğimiz | ki.. beni tanımamışlar... sütler bile içeri girmemekte muanni- Sen de, öyle... Beni de tanır dane israr ediyorlar. Direkler, kale- | yorlar. ci. müdafilerin tesadüfi kurta ŞİA ie müddet sustular ve velhâsıl her şey beraberlik sayımı - İ dişlerinde pırıltılar yaratan bir te - xa mâni oluyorlar, K i ei Bir ara Gündüzün pasile kaleci ile besstimle eski kocasmın yü: karşı karşıya kalan Sait bu fırsstı gole çeviremedi. Kırk ikinci dakikada santrforları kalemizin önünde bir top yakaladı. Gol tehlikesi geçirir - ken Necdet büyük bir soğukkanlılık in ayaklarına kapanarak mâni ol - du. Ve bu vaziyet değişmeden son maçımızda da büyük hâkimiyetimize rağmen ne yazık kl. neticeyi mağli biyetten olsun kurtaramadık. Ve o- yun 1-2 aleyhimize netleelendi. me giderdi. diğim en büy ya Genç kadınm plâtin saçların: okşu- yord — Bütün hayat için, bir kadınla beraber olmak... büylik bir saadettir... — Bana iltifat ediyorsun... Bunun böyle olmadığını sen de tecrübe et- tin, diyor ve büyük bir neş'e ile gülü- yordu. senin gibi Bu ne Sadiye — Meğer sen neşeli bir kadın mışsm, dedi.. Halbuki biz evli iken sen... . — Hep ağlardım, değil mi?. — Muhakkak seni suratsız ya - ran bendim.. Bu benim kabahatim di. — Havır sekerim... Hiç de vieder azabı duvma... Bunun kabahati ser de değildi... Meselâ sen bu gere Pe İsesinin çırıl çıplak bıraktığı omuz -| | hepsi 8.10.9886 —5 Nikâhta Keramet Var mıdır ? iltifat ettikçe hoşuma gittin... Ne nazik bir adammış, ne güzel konu - guyormuş, dedim. Başkalariyle dans- ederken ayaklarına bakarak bilme- diğim bir rumba figürünü memnuni- yetle öğrendim. Halbuki evli olsay » dık bu hâdiseler bizim aylarca öiri « birimizle aışmamıza sebep olurdu. Biz evli iken senin simokin yakala - rını böyle biraz dik giymene taham- mül edemezdim... YOKSUN Yük, Sant meramımı tamamıştım. Ve bir gün yakalarım O zaman seninle bir hafta dargın kalmıştık... Halbu » ki bu gece: “Bu yüksek yaka ona bir hususiyet veriyor, düm bile... Sonra biliyorsun ya... saçma şeylerden kavga ederdik. nin Neron, benim Fındığımı ko İben köpeği evden atmak isterdim. Sen, evde kedi ne diye bulunsun, kö- pek daha iyidir, derdin. Biribirimi - 76 girerdik.. Yatak odasınm bahçe üstünde mi, yoksa sokak Üstünde mi olsun kavgası. — Ben ükçe üstünde isterdim. — Ve senin hakkım vardı. Bir y m bahçe Üstünde olması u ve makuldü. Fakat ben büna isyan ederdim. Biz iki kişiyiz. Neden onun sözü olacak ta benimki olmıyacak ? Ben ömrümün sonuna kadar hep onun arzuları mı vapa- cağım 7... Bu akşam dikkat ediyo - rum, sen güzel bir erkeksin. Halbu- ki benim kocam olduğun zamanlar- da.. Ben bir meclise girdiğim zaman erkeklerin yüzde yetmiş beşini sen- den daha hoş bulurdum. Sende gö- züm kalmamıştı. Yani sen benim gibi bir seydin, bana. — Doğrusunu, İstersen bende seninle evli iken içimden başka ka- dınları gördükçe onları hep seninle mukayese ederdim... Ve ekseriya bu kayese.... * — Onların lehine mi? çıkardı, değil Mithat gülüyor. - Korkma, korkma mam. artık Aard- Hem kıskanmam da, kıskan” müş,, dedim, Halbuki şimdi senin u- fak tefekliğin okadar hoşuma gidi * yor ki. — Bir zamanlar, senin, bütün bu hareketleri, beni kızdırmak için yap- tığma kaniydim, — Ben de: “Bu kadın beni çıldırt mak niyetindedir, diye düşünür - dilm, Kavgalarmı ve hareketlerini, hep kasten yapıyorsun zanneder - dim., — Halbuki, ben seni çok sever - dim, Mithat, a ben, Ya ben... Ren seni sevmezmiydim zannediyorsun ?, — Peki o halde, biltün bu anlaş- mamazlıkları neye hâmletmeli?, Tarnsaya beş dakikadanberi çık- mış olan ve onlarm muhaverelerini dinlemiş bulunan, uzun boylu, kara saçlı, güzel bir kadın ikisinin birden omuzlarını tuttu: — Neye bhamledeceksiniz, dedi. Nikâhtaki Şeâmete,, Nikâhta ke- ramet vardır, derler amma, sakm ha inanmayınız... Elini açık kapıya doğru uzattı. İçinde işıklar yanan Salonlarda herkes neş'e ile dansediyor, oynu « yordu. Yalnız Tarasaya kapısı açılan bir başka karanlık odanı içinde bs- yaz duvağı pırıltılı telleriyle, genç gelin, bir kenara çekilmiş ağlıyordu. Ve damat bey elleri arkasmda oda” da dolaşıyordu. Uzun boylu, zarif kadın onları işaret etti ve: — Işte, bakınız, dedi, bu çift tam iki buçuk senedenberi sevişiyorlar * dı, Bu akşam e Bu Sözleri söyledikten sonra kab- kahalarla gülüyor ve: — Maamafih, diyor, evlenen in * sanlar, kavga da etmiyecek olurlar” sa, ne yaparlar?. Vakitlerini nasil geçirirler. Şimdi yeni gelin, muslin mendili)” le göz yaşların: silerken ve yö damat yumrukları sıkılmış bir bak de asabi, asabi odanm içinde döner” ken, biribirlerinden ayrılmış 08” eski karı koca kahkahalarla giilere* İdansetmek üzere tarasadan salon* giriyorlardı . nim kocam olmadığın ein kadımlara Şazi TEZCAN Suat DERVİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: