12 Ekim 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

12 Ekim 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahkemelerde 90 Kuruşun Cezasını 50 Lira ile Çekti Üç Ayda Hapis Suçlu, Biçimli Balıkçının Parasını Do'andırmış Dün asliye üçüncü ceza mahkeme- si nöbetçi idi. Meşhut suçlara baktı. Mahkemenin ilk suçlusu İbrahi: W bir Kayserili idi, Suçu seyya: çı Ahinedin on kuruşluk balığını do- Jandırmış olmasıdır. Davacı şikâyeti- mi Şöyle anlattı: — Ben bu sabah Tahtakalede ba - lık satıyordum. Bu adam benim yani- ma geldi. Beş kuruşluk balık aldı, #onra aşçı Abdullahın dükkânma gir- di. Biraz sonra tekrar çıktı. Beş ku- Tüşluk daha balık aldı ve dükkânm önünde durarak Abdullaha: — Ne yemekleriniz var, say baka. rm, dedi, arkasmdan da bir pilâv bir tas kebabı ısmarladı, Bu sırada ba- ha: — Sana birlira vereceğim... Sen doksan küruş ver. Ben lirayı Abdul laha bırakıyorum. Oradan alırsın, di- yordu. O aralık uzaktan geçenlere: — Ulan Ahmet, dur dur, diye ses. lendi ve birşey söyliyecekmiş gibi koştu, köşeyi dönerek kayboldu. Ben | tekrar yemek yemeye dönecek sanı - yordum. Fakat dolandırıldığımı an - la'ım, Kendisini aramıya basladım, ve o civarda başka bir lokantada ye- mek yerken gördüm, polise yakalat-| tım. Benden aldığı para ile orada kendisine ziyafet çekiyormuş. Buçlu dolandırıcılığı inkâr etti: — Ben balık aldrm, parasmi ver - dim, dedi . Şahitler aksini söylediler. Mahke- mesuçu sabit gördüğü için İbrahimi 3.ay hapse ve 50 lira para cezasma mahküm etti, Yalnız dolandırılan pa-| Ta az olduğu İçin cezalar üçte bir nisbetinde Indirildi. Hüktimden son «| ra Ibrahim jandarmalarla hapisha « neye gönderildi Dört hırsı”'ık Son 24 saat içinde Istanbulda dört hırsızlık hâdisesi olmuş, suçluları ya- kalanmıştır. Ayrica birkaç kişi de kumar oynarken tutulmuşlardır. Bu arada bir de kavga vakası olmuştur. ivaz Paşanın Yaveri Öldü Izmit, 9 (Tan) — Enver paşanm yaverlerinden Kaymakam Mümtaz, kalp sektesinden bugün ölmüştür. Merhum gazete okurken, ani bir #ekte neticesinde gözlerini hayata kapamıştır. | Izmitli olan Mümtazm siyasi ha- yatı birçok meraklı maceralarla do- Yudur. Aydında Su Tesisatı İç'n Aydın, (Hususi muhabirimizden) Aydın şar kurulu dün fevkalâde bir toplantı yaptı. Evvelce şehrin #u te- sisatı için belediyeler bankasmdan 40 bin lira ödünç para almması'ka- rarlaştırılmış ve bu 936 yılı bütçesi- ne de konulmuştu. Dünkü toplantı. da istikrazın seksen bin liraya çika- Bir Kurnazlıkla Bu Sütunlarında “TAN,, bu sütunlarda öku- yucularına mahkemelerdeki | | günlük faaliyetleri, entresan da- | i vaların o tafsilâtım © vermeğe | | başladı ve alâka İle takip edil İ diğini gördü. “TAN,, muhake- | i meleri takip etmek ve okuyu- i cularma bildirmek vazifesini i İyi başarmak icin başlıen istih- | barat muharrirlerini bu işe me. | İ mür etmiştir. Bundan sonra bu | i sütunları daha zengin bir va. | ziyette göreceksiniz. Ne Sen Sor Ne Ben Söyliyeyim i i i Suçlu, Irakı Üenlen Zıkkımı H ç içmem ş Sultanahmet sulh ceza Kâkimi Os- man Tevhit Mahmut isminde birisini tevkif etti, Mahmut, hâkimin ilk süallerini şöy le karşıladı ; — Ben Erzincanlıyım. Yeşilkövde Yanaşmı yapıyorum. İstanbula ih- miştim. Galata köprüsünde başıma bir iş geldi. Buraya getirdiler — Ne iş geldi öyle buku- um Mahmut... iile — Ne sen sbr bey hâkim, ne'ben — Oğlum burası adalet kapısı. Ben soracağım, sen de söyleyeceksin.. — Sormasanız olmaz mı? — O vakit adalet yerini bulmaz, Ben soracağım, sen de söyleyeceksin ki hak yerini bulsun. Hakkin kestiği parmak acımaz. — Öyle ise anlatayım. Sarı ve soluk benizli Mahmut bir gocuk saflığiyle anlatmıya başladı. — Bay hâkim, ben irak; denilea zikkimi hiç içmedim. Isıtma imanım gevretti, beni hergün zıngır zıngır titretiyordu. Bir defa başlayınca ar- kama kar yağıyor gibi oluyor. Bana birisi sağlık verdi. Bir şişe rakı al, içine de sulfato koy, bir çek... Alim- allah çelik gibi olursun, hiçbir şe: kalmaz, dedi. Ben bizim çorbacıttan izin aldım. Şehre indim. 49 kuruşluk bir şişe rakının içine sulfato döktüm, sonra da köküne kadar Yyuvarladım. Yuvarladım amma, bay hâkim, neler çektim. Bir ben, bir de Allah bilir, Mübarek şehir mi-zehir... Kafam fı - rl fırıl dönmiye başladı. Köprüy? çıktım. Bir hava alayım dedim. Gözü- re insanlar karınca, vapurlar kibrit kutusu gibi görünmiye başladı. Hilâ- fim varsa Allah beni kahretsin. Tam köprünün üstünde idrarım geldi. İn- sanlar gözüme görünmediği Için ora - da bir hacet edeyim, dedim, Polis be- ni yakaladı. rılması ve başkana imza salâhiyeti verilmesi ittifakla kabul edildi. Gece No, 67 “Bunu, size anlatmak, tuhaf de - Zil mi? Siz, oradasınız, hattâ baş- rol, sizde... Ben, orada değilim, ve bu işlerle de hiçbir bağım, ilişiğim yok... “Buna rağmen, anlatayım... Ar » navutköyünde buluştuğunuz gece * nin sabahı, sizin apartmana gelmiş- lerdi; tiyatro iğin konuştunuz, o gün Fofo, gelmiş miydi?. “Hayır! “Siz, Sun'ullahla konuşurken, Fo- foyu görüyor muydunuz? “Yine hayır! AŞ İddiaya göre Erzincanlı Mahmut evvelini gün saat 16 da köprünün en Yarısı Mahmut Y55Anı “Geçen ve geçmekte olan günleri birer birer gözünüzün önüne (getirin ve düşünün, İelâ! Hanrm! Telâl, gözlerini kâğıtlardan ayırmış tı; Madam Zaruyi merakla sordu: — Doğru mu Hanımım? Telâl, rüyada gibiydi: — Evet. Şimdi düşünüyorum da.. Evet.. Doğru., Yaşlı kadın, parmağını ısırıyordu: - Bunlardan şeytan bile korkar... Büsbütün merakla Tclâle sokulmuş- tu: — — Oku banimim, daha neler var? “| tam dört saat sürdü. Herif mi, Kudurmuş Köpek mi? Dün asliye dördüneli ceza mahke- mesinde polise ve bekçiye karşı gel- me suçiyle maznun bir gencin mu - hakemesi yapıldı. Suçlu, Ferit adında bir banka me muru idi. Mahkeme, üçü bekçi, üçü polis ve biri inzibat memuru, biri de sivil olmak Üzere sekiz şahit dinledi, Iddia şudur: Ferit Hasan isminde Konymlı bir arkadaşiyle beraber Londra biraha- | mesine gitmiş, saat on ikiye kadar 8az| İ dinlemişler ve içmisler, O sırada bir| Afyonlu tüccarın elli lirası dolandı - rılmız. Hasan, bu tüccara karâkolda yardım etmek için Galatasaray bina - sina gitmiş ve Polis düiresini orada | sandığı için bir inzibat memuruna hâdiseyi sormuş. sonra da iki arka - daş Tokatliyana doğru ilerlemişler . Bu sırada inzibat memuru Mehmet! Ali arkalarından gelmiş, kendilerini karakola çağırmıştır. Ferit, hiç bir suçu olmadığı için bu| çağırılışın sebebini öğrenmedikçe git- miyeceğini söylemiş. Bunun üzerine inzibatın istimdat düdüğü üzerine üç bekçi ile iki polis hâdise yerine gel - mişler, Feridi zorla merkeze götür - müşler. Polisler ve bekçiler Feridin kendi» lerine “herif, diye hakaret ettiğini iddia ediyorlardı. Ferit te kendisine| İ “kudurmuş köpek” dendğini ileri sü- | rüyordu. Mahkeme bu hakaretleri sa- bit görmedi, yalnız Feridin sarhoşlu- Zu anlaşıldığı icin (190) kuruş para cezasına mahküm oldu . İş Üzerinde Yakalanan | | Sultanahmet ikinci sulh ceza mah- kemesi dün bir (lotorya) meşhut su- çu muhakemesine baktı. Suçlular Yedikulede İmrahor cad- desinde B$ numarada kahveci Baha- ettinle Kesti ve Kiryako adi iki ar. kadaştir. Polis, hâkim Salâhattin Demirellinin önüne bir de torba koy- du. Cürüm eşyası olan (otarya; torbası, İddia şu: Bahaettin kahvehanesinin önüne bir masa koydurmuş ve arkadaşı Kir- yakonun eline de bir lJotarya torbası verdirmiş. o Kumar oynatıyormuş. Torbanm içinde bükülmüş birçok ra. Kamlar vardır, Kosti Kiryakonun anma gelmiş, para verdikten sonra ii torbaya sokmuş, çıkardığı nu - marayı önündeki kartona tatbik e derken polis kendisini cürmü meşhut halinde yakalamıştır Fakat Kiryako yakalanırken numaraları yırtmetir. Hâkim Kiryakonun kumar oynat. tığmı sabit gördü, kendisini bir gün hapse ve (50) lira HETİT DATA “eezye sma mahküm etti. Kostinin de kumar| oynadığı tesbit edildiği için beş lira İ para cezasına mahküm oldu. Kahveci beraet kararı almıştır. a kalabalık zamanında umumi adaba uymıyacak bir şeklide köprünün ts. tünde idrar ederken yakalanmıştı. Hâkim, bu iddia ve itiraf kârştam. da derhal hükmünü verdi: | Mahmut altı gün hapse mahküm oldu ve derhal tevkif edildi . ' Daha neler öğreneceğiz? Ielâl başımı eğdi: TAN BEYAZ PERD MELEK wSA Rejisörü: « Serap Nedir ? Lorel ve Hardinin Türk- çe Sözü Bir ilmi Çitte komikler Lorel ile Hardi'yi sinemaya gidip te tanımıyan yok gibidir. Onların in- sanı hiç düşündürmeden, hiçbir idia- ya sevketmeden yaptıkları filmlerde bazan o kadar çocukça fakat o nis - bette ve zaten öyle olduğu için gül - dürücü buluşları vardır ki, uzun za- man hatırda kalır ve beyaz perdere oynaşan bu asri Karagözle Hacivat, hayatın hemen dalma somurtucu o- lan hâdiselerini, bir an için unuttur. mâk gibi büyük kâr için — iyettir, Lorel ile Hardi'nin Hindistanda ge. çen maceralarını bil file, İpek stüdyolarında türkçe olarak söz lü bir hale getirilmiş, ben, bunu duy. duğum zaman, büyük bir tereddüt ve itimatsızlik geçirdim. Nasıl olur da nevileri şahıslarına münhasir bu İki yabancı artist mantık hislerimizi tır. malamâdan türkçe konuşacaklardı? Fakat bulunan formül mükemmeldir, bu iki artisti “duble, edenler, birer İngiliz şivesile türkçe konuşmuşlar ve onları, böylece dile getirmişlerdi. Burada derhal ilâve edeyim ki, filmin türkce sözlülendirilmesindeki mu « vaffakıyet. bu kadarcıkla kaliyor, evvelceki aktörlerin konuşmalarında 9 CAN sıkıcı, zevksiz “Darülbedayi, hatasını buluyorum. Bence, Lorel ile Hardi'niü filmle rinde güzel buluşlarla anlâamağa ve anlatmağa çalıştıkları serap değil de asıl serap. saknemizde olsun, filmle- rin sözlüleştirilmesinde olsun güz” bir türkçe -dinlerseKiedir. anlatan fa, > — Biftek bahçıvan salatasiyle, Nohutlu pilâv, zerde. Ağır yemekler Sözüne devam edemedi; Madam Za — Doğru madamcığım, dahâ neler ğreneceğiz? Mektubu ağır ağır okuyordu: — “Pofo, şimdi Sun'ullaha karar, lâkayt gibi görünüyor... Hattâ bel. ki, sirası gelirse, dargın gibi Zör'ne cekler... Bunlarm hepsi evvelden dü. şünülmüş, tasarlanmıştır. “Bu, vaziyetin Sun'ullakhla Fofoa- rasında cephesi... Şimdi size, Sun'ul. lahm kendi cephesini, yani Mususi va. ziyetini anlatayım! Yaşlı kadın, içi sıkışmış gibi göğüs geçirdi: — Oh! Bu ne kadar içiçe şeydir. Telâl, gülmekten kendini alamadı! — Doğrusunu istersen, bütün bu karışık işler, benim tuhafrma gidivor rayi, yan yan baktı: — Söyle, tamam et, hanımım... Tu- hafına gidiyor da, onun için başmı dertlere sokuyorsun... İclâl, cevap vermedi, mektubu okü- du: » — “Sun'ullah, senelerdenberi Fofo ile evlenmek niyetindedir, Siz, burası- ni bilmiyorsunuz. Hem, nereden bile- ceksiniz... Sun'ullahın Nuranla evlen- mesine bakmayın. Sun'ullah, Nurani, hakikaten sevdi. Fakat zavallı İiz, ölünce, yine iş değişti, ölenle ölünmü- yor. Düşünün ki Öz Demir de ölmüş- tür; Sun'ullah için, bütün ümit kapt- ları açıktır. Fakat arada, Fofonun halası olmasa... Bu kadın, ölür, Fofo- Perşembe 15 Birinci Teşrin 1936 Sinemalarında birden WiLLY FORST | ilkteşrin saysı birçok güzel yazılarla ie m ahı nm, , » zil mkssi. 12-10-9036 << ENIN EN DıKKATE DEĞER GÜNÜ 1936 yılmın en güzel filmi MAZURKA POLA NEGRi Perşembe gecesi İçin numaralı Ko'tuklar ve localar şimdiden ***“ maktadır. KARYA DANIELLE DARRİEUX ile Parisin 140 genç ve güze kızı tarafından Temsil edilen Kadınlar Kulübü SARAY Sinemasında takdim edilecektir. TEŞEKKÜR | Kocam ve babamız, Dr. Kilisli Fu- fat Kardamın hastalığı esnasında Gül taba hastanesinin kıymetli idaresi ve doktorları tarafından gösterilen yük |sek ihtimam ve şefkate karşı deri minnettarlıklarımızı takdim ederis. Hastalığı esnasında ziyaret lütfunda bulunanlardan ve ölümünden #on gerek şahsen grek yazı ile taziyet# m, lerini bildirenlerden şükranlarımızı! |bu şekilde kabul buyurmalarını dile İYİ BİR MOJDE DOLORES DELRiO Bir İspanyol trupu ile yakında İstanbula geliyer (2 öme BUREAU) Büyük bir film... Emsalsiz bir muvaffakıyet Oyniyanlar: JEAN MURAT-VERA KORENE JEAN GALLAND JEAN MAX Karısı: Nazire Kardnm Oğulları: Galip Kardam, Fa ruk Kardam. Halk Opereti Kadıköy Süreyyt Bu akşam 21 de TELLİ TURNA CiNS ve ZEVK Mobilyaları demek, Beyoğlunda, Kabristan O sokağmda kâin BAYAS ve PSALTI mefruşat ticarethanesinin mamulâtı demektir Mezkür ticarethanenin müşterilerine (sorunuz, size kanaatlerini söyliyeceklerdir. | arlar Umum Müdürlüğünden | 1—29/1X/1936 tarihinde isteklisi çıkmadığından do layı ihalesi yapılamamış olan (1285.88) lira keşif bedel li Ahırkapıdaki iskeleinn kısmen tamiri ve ön kısmının ye niden inşası tekrar pazarlıkla eksiltmeye konulmuştur. 11 — Eksiltme 23/X.'1936 tarihine rastliyan Cum günü saat 15 te Kabataşta Levazım ve Mübayaat Şube- sindeki alım komisyonunda yapılacaktır, II — İsteklilerin şartname ve keşifnamesini görmek üzere her gün ve pazarlık için de tayin olunan gün ve sax atte 9b 7,5 muvakkat güvenme paralariyle birlikte ismi geçen komisyona mürâcaatları. (1935) 1 B/X/936 tarihinde isteklisi çıkmadığından dola” yı ihalesi yapılamamış olan Toptaşı deposu arkasındaki sahada yaptırılacak 3430,13 lira keşif bedelli 3 ambarın inşası yeniden pazarlık suretile eksiltmeye konulmuştur. 2 — Eksiltme 27,X /936 tarihine rastlayan Salı günü saat 15 te Kabataşta Levazım ve mübayâat şubesinde alım komisyonunda yapılacaktır. 3 — Muvakkat teminat 257,25 liradır. 4 — Şartnameler her gün İnhisarlar inşaat şübesin * İ den parasız gümabilir. (2087) İ YENİ NEEŞRİYAT: Göz Hekimi | YÜCEL Dr. Şükrü Erta Bu sah'at ve kültür mecmuasmım | Cağaloğlu Nuruosmaniye cad. No. (Cn&nloğlu eczanesi bitişiği). Tel. 22866 çekti. Bilhassa Cemal Nadirin Resim- de Mizah isimli bir yazısiyle güzel bir | cümeler, Yakup Kadri ile mühim bif karikatürü, Tagor, W. İrving'ten ter. İ konuşma vardır yu Sun'ullaha vermez. |nışıklı döğüş, demiştim, değil mi? “Fofonun, Sun'ullaha gönlü var) gibi işlerde, ne kadar danışıklı di mı? Pek zannetmiyorum benim tahmi | olsa, Araya gönül girmesi ihti nim, Fofo, para biriktirecek, ve gü-| yok mu? Sonra, siz, zenginsiniz; sf nün birinde, kendi milletinden, &ve| yolmak ihtimali de var. Bu, Fof halastnın da beğendiği biriyle evle “| ziyade ihtiyar halaya Misbettir, nip sahneden çekilecektir, “Yani sisi “San'ullah, benmn sksini iddin &iö) ,,, b Misi, BEŞPAMASA, bie. nis dursun, iş böyledir ve olacağına va» | asttâst, dleti olarak kullanacaklar” rücaktır. | Ve günün birinde, siz, feda odilec “Şimdi hulâsa edelim; Sun'ullah İsiniz. Yofo ile evlenmek Istiyor; Fofo, Yan| felâl, mektubun sonlarını okuync8” ciziyor... Onun yan çizişi, Sun'ullaha, ü bilsbütün hız veriyor. İ e. “Simdi Sun'ullahın karsısina Siz) © ” çıktığınız, Sun'ullah, bir tasla fki kuş | — Pardon, bir şey diyeceğim, vurmuş olaçak. Hem maddi! istifade- nımım! «ini temin edecek, hem de Pofoya nis-| İelâl, uyanmış gibi baktı: bet verecek... — Söyle Madâmetğım. “Sun'ullahm sizinle evlenmesi, da - TArkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: