12 Ekim 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

12 Ekim 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i Kayserinin Umumi Manzarala- | rından: Şehrin Kurşunlu Cami | l Cihetinin Görünüşü KAYSERiDE Kayseri, 23 Eylül ir Kayserili kızın düğününde B bulunmak, onun #€rde pi- avlarını yemek çok isterdim. Fa» kat ne yazık ki ne ben onları ta- nıyorum, ne de onlar beni biliyor- lar, Kayserili düğününe davet edilmek, bu şerait içinde çok zor- laşıyor. Vakıâ bir Kayserili dostum var amma, benim Kayseride bulundu- ğum müddet zarfında Onun da dostları evlenecek değil ya. Belki de hepsi ununu eledi, eleğini ipe astı! Kayserili dostuma: — Çok isterdim bir Kayserili düğünlinde bulunmak! dedim. — Ne yapacaksın? dedi. Yar- mak içinse, ben sana anlatıvere- yim. Eğer görmek istiyorsan o © başka!.. — Görmeden yazmak "olur my? Bana cevaben: — «Bn gördüm ya, yeter, dedi. Sana anlatırım, sen de yazarsın. Ha ben görmüşüm, ha sen... Yok İstersen, bir hafta daha kal, gele- çek perşembeye bizim tanıdıkların düğünü var. Bulunursun... Fakat bulünsan da yalnız erkek tarafı. nm davetlisi olursun. Kız tarafın- daki ahenklerin, eğlencelerin far- kma bile varamazsın. Halbuki dü- ğün etrafında malümat #ahibi ol- mak için bunları da bilmek iâzın- dır. Şimdi beni dinle: Evvelâ ni- şandan işe haşlıyalım. Söz kesil- âi. Nişan oldu mu, oğlan evinden kiz evine bir tepsi içinde hediye gider. Bu hediyelerin oğlanın ser- vet derecesine ve kiz tarnfile ya- pilan pazarlığa göre muhtelif kıy- mette olanları vardır."50 beşihir- tik veya 70 beşibirlik Reşadiye... Evet, muhakkak Reşadiye olacak. Bonra meselâ bir külçe inci... Bur- ma, burma e burada altın bile- ziğe derler Düğün bir hafta evvelinden bağ- Tar. Eğlenceler, ahenkler pazarte- sine kadar devâm eder, Kızm çe- yizleri tamamlanır. Ve pazartesi günü hepsi duvara asılır, — Tıpkı manifaturacı dükkân gibi, desene... — Evet. Tıpkı öyle. Kızm iç ça» maşırları, elbiseleri, velhasıl her şeyi duvardadır. Burası bir sergi gibidir. — Ya şiltelerle pabuçlar. Onlar da mı duvardadır? — Sen de be birader Amerikalı gibi sual soruyorsun. Onlar yerde durur. Pazartesi günü akşamı herkes çeyizleri görmiye gider. O gün çeyiz günüdür. alı günü hamami günüdür. Artık gelin olma hazırlığı başlamıştır. Hamama Koçu ile gi- dilir, — Anlamadım. Koçu mu? Bu da nedir ki” — Burada âfabaya binmiye Ko- çu derler. Yani hamamu arabalar» la gidilir. Artık mevsimine göre dolmalar, turşular götürülür. Ha- mam adeta bir mesirodir.Bir eğ- Düğün Alayları Ye ZAN Mümtaz Faik | lence yeridir. Burada bütün kı dinlar peştemallarile kurnanın ba sında Loplanır, tef çalarlar, şarkı söylerler ve evvelâ gelini, sonra arkadaşlarını oynatırlar, — İlâhi dostum. Sen de görmüş gibi söylüyorsun. Senin kadınlar hamamında ne işin var” — Küçükken annem, dik, Aklımda kelmr. Bu DA de öyle güzel şarkı söyliyenleri vardır ki ma.. Ne ise, sözü uzatmıyalım. ak- şam Üstü hamam faslı bittikt, sonra gene Koçu ile evlere di lür. Çarşamba günü akşamı kma gecesidir. Oğlan evinde de, kiz evinde de kıma koyma merasimi vardır, Bu da ayrı bir eğlencedir. Çalgı çağınakla kına yakılır, Bu- rada Ali Emmi isminde ihtiyar bir kadın vardır. Bu kadın kma gere. lerinin hep hanendesidir. Güzel tef çalar. Güzel şarkı söyler, Bü- tün kına gecelerine hep Ali Emi yi çağırırlar. Evvelâ gelin kız kal- kar, oynar, sonra arkadaşları kal- kar, oynarlar. Bu fasıl epeyce de- vam eder, Sonra kına koyma me. rasimi başlar. o Arkadaşları kısım elinden hep kına alarak başlarma sürerler. Hani meşhur bir o #öx vardır. “Darısı başma, kmasi ka- gina” derler. İşte bu söz oradan kalmıştır. Bu kına koymayı ihti yarlar, kızların çabuk kısmet bul. malarma delil olarak tefsir eder- ler. Genç kızları göre de gelinin elinden kma alıp başma çalmak, baş ağrısma iyidir. Peki, bunların hepsinin basları mt ağrır ki kma sü- rerler, lâf işte. Utanırlar da öyle söylerler. Kıma konduktan sonra artık kız, oğlanın olmuş, İkisinin de tall! bir. leşmiş demektir. Bunun için kızın bütün akranları, arkadaşları otu- rüp hüngür hüngür ağlarlar, Çiln- kü © kız kendi lerinden çık- mış, başka bir kadınlık Alemine girmiştir. pi günü gelin gezmesi günüdür. İkindiye kadar kızı alıp gezdirirler. Her tarafa götürürler. Burada gelin bakina- nın aksine olarak “gelin baktır - ma” âdeti vardr. Nihayet İkindi vakti olâu mü, gene Koğu İle kım Oğlan evine götürürler, Kızı ev- velâ kaynanası karşılar ve karşi. lar karşilamaz da elindeki bir yu- murtayı yere atıp kırar. Bu de mektir ki, “Eğer bir kabahat Iş- lersen, beni saymaztan &enin ka- fanı bu yumurta gibi ezerim. Ben oynuyanları, öyle sor- , mma göre d burada âmiri mutlağım!” - Peki, kiz ondan akıllı çıkıp ta evvelâ o bir yumurta kırarsa?.. — Olmaz. O zaman vay o kim halii Şimdiye kadar hiç vaki ir... Neyse, gene biz hikâye- gelelim: Kaynana yumurtayı kırınca, Kiz hemen onun eline Ae rılır, öper. Buda demektir Kİ “Bana ne Yapsan kabulümdür! Ben bu evde seni tanırım, Jster- sen kafamı kırf” — Eskiden hocaya eti senin, derlerdi. Onun gibi bir şey). — Evet, tıpkı onun gibi. Boru değil, o da artık genç kızlıktan çi- kıyor da hayat mektebine başlı * yor. Hocası da kaynanası! Tüsav- vur et gelin kaynanasının yanında çocuk doğurana kadar oturmaz. Çocuk doğunca da çarnaçer yatakta oturur değil mi? — Fakat bunlar eski âdetlermiş. kaynanalarına Şimdiki . gelinler elin akılir oldu i okuyor. Bu da adn- ya. Oğlanı kim avucunun içine alırsa evde hâkim odur. Bundan başkası boş lâftır. — Ya düğü; — O da bildiğin gibi. Fazla bir sey yok, Fakat düğünden sonra tam bir sene gelin gezmesi sürer, Gelin bütün eşine dostuna gider. Herkes odada yani 'Tokanada #i- ralanmıştır, Gelin, büyük kücük hepsinin elini öpmiye mecburdur. — Çocukların da mi? et, Küçük çocukların bile eteğini öper. Böyle âdet olmuş- tur, — Peki, sürer? — Çocuk doğurana kadar, Fa- kat geline herkes elini vermez. O dolaşırken ellerini çekerler. Es- kiden öptürürlermiş. Fakat şimdi yavaş yavaş bü âdet istihaleye uğ- radı ve terkedildi. Belki birkaç yıl sonra “Optüm $ laşmıya başlıys' mu gene bil bu ne zamana kadar ak sana, gelin ziyaretini an- B Intayım: Gelinin evine kim gelse, o, bir bohça ile bütün elbi- gelerini, çamaşırlarımı oMeyğdana İ altınların Aydma İ geçtiği halde Koıayca Zengin Olmanın Yolları Karı ve Koca Bir Define Hikâyesi Uydurmuşlar! Aydın, (Tan) Aydın ssliye mahkemesinde ,övvelki gün, çok en- teresan bir davaya bakılmıştır. Kogarlı kumununa bağlı Sslilar köyünden Mehmet ve kardeşi Raşit; bir tabaka sarı tenekeden yapılmış | taklit ziynet altınlarını doldurarak bir masaya koymuşlar ve arkasina İ geçerek fotoğrafisini aldırmışlardır. | Bu resmi Aydında gazozcu Ali Ga- be götürerek bir kazıda binlerce al tm bulduklarını, fakat satmıya kork tuklarmı söyliyerek bunların satıl «| masına araci olmasını istemişlerdir. Ali Galips kendisini birden xogin mek istememiş elde edilecek Imek üzere mutabık kalm zöytünyağı * keleri içinde gönderilmesini de ka - rarlaştırmışlardır. Galip 17 lira vermiş, fakat günler ne bir şey $ anlıya - Bunun için ne altın, gelmeyince dolandırıldı tak mahkemeye baş vurmuştur. Ali | 12.10 -036 izmit Mekteplerinde d .ÇifteTedris atYapılıyol Muallimlerin Kıyafetleri Tesbit Edi di, Muallimler Birliği Lâğvolund ” İzmit maallimlerinden İzmit, (Hususi omuhabirimizden) İzmitte ve mülhakatında İlkmektep « ler yeni ders devresine başlamış bu» lunmaktadır. Yeni ve modem bir tarzda 187 ilkmektebi, 19 bin talebe» Dünkü celsede mahkeme bazı $3-|si olan vilâyet çevresinde canlı bİr hitleri dinlemek üzere başka güne | maarif hayatı vardır. birakılmıştır. , Fatsa Çarşısında Bir Cinayet Pir Bekçi Arkadaşını Yaraiayarak Öldürdü Fatsa, 10 (Hususi muhabirimiz - ye Biten ErYer berrin bir öiayet işlemiş, Çunluğdan eski- ci Hüseyin, Bursalı riyi çapulcular arastasında öldürmüş tür, Vak'adan bir gün evvel, ikisi a - rasmda arazi meselesinden şiddetli bir Münazan olmuş, bundan muğber olan eskici Hüseyin, ertesi giin vu cinayeti işlemiştir. , Ahmet Sabriyi ilk kurşun- da cansız yere düşürdüğü halde ge- ri kalan altı kurşunu da kullanarak zavallı maktulün vücudunu delikde- şik etmiş, sonra mahalli vak'aya çok İ yakın olan jandarma dairesine gide- rek teslim olmuştur. Hamburg Polis Müdür Muav ni Trabzonda Trabzon, (Tan) — Hamburg po- Ws müdür muavini Vemer Gatz, kü. gük bir fıta ile Peşteden Tunayı s- şarak İstanbula gelmişti. Mumaileyh sahili takiben ve hemen bütün iske- İlelere uğrıyarak, şehrimizden Kate - | ketinden iki buçuk ay sonra, 2 Teş- rinlevvelde Trabzona varmıştır. Verner Gatz'ın refikası da yanın - dadır. çikarr. Hepsine ayrı ayrı gösterir, — Eh gören var, görmiyen var! — Nasrettin Hocanın bilenler bilmiyenlere anlatsın usulü bur da cari değil desene. — Evet, Herkes muhakkak ge- linin nesi var, mesi yok görmeli! Hem gelin tel de takar, Tıpkı ni gelin gibi oturur. Bu âdet tam bir sene devam eder. — Ya gebe ise. Karar burnun- da ise? — ister karnı burnunda olsun, ister çocuğun eli kulağında olsun! Gelin gene tellerini takar, gene ek biselerini giyer. Bütün esvapları- nı teşhir eder, — Üzerine giyerek mi?.. — Misafirler nasil isterlerse... — “Tıpkı büyük terzilerin ruan- kenleri gibi ha... — Evet. Bazan elbiselerini gi- yer, dolaşır ve gösterir. Bazan elinde tutarak gösterir. 'Tam bir sene bu, dile kolay. Fakat bun - dan ÜŞ ay da eksik olabilir. E'. gelin aceleci ise, yani ev- lendikten tam dokuz ay sonra ÇOCuğunu doğurursa, © 78- man bu merasim biter ve lohusa- lik başlar. Çocük doğunca tebrik şekli şudur; — Gözün aydın olsun. Güle gü- le besle. Çeşme uşağın olsun! 'Tabil, çeşme Duşağın olsun de diklerine bakılırsa erkek evlât da» ima makbuldür, Çünkü büyüye - cek, anasına çeşmeden gü getire- cektir. İşte sans menşeinden lo- | husalığa kadar hepsini anlattım. Daba anlatayım mı? — Teşekkür ederim. Fakat &- ğer istersen şu karşıki mahallebi- ciye girelim de bir de zerde Yiye- lim. oğlu Ahmet Sab! ; | Evvelki gün, ilk tedrisat müfet - tişleri, Maarif Müdürü Kemal Er « mad başkanlığında bir toplantı ya parak, yeni müfredat programi mad İdeleri üzerinde incelemelerde bulun- muşlardır. Bu sene İlkmekteplere Lalebe a - çok fazla olmuştur. Müracsat- larm hemen hep is'af edilmiş ve ortada talebe ılmamıştır. Bu - nunla beraber muallim kadrosu mev cut Ame kammracak bir halde değildir. silkmektep munillimi vardır. Dağ için, mekteplerde çif- sat usulü ihdas edilmiştir. Bir müallim iki sınıfa ders verecek, bir sınıf yarım gün ders okuyarak- tır. Talebe velileri bu usulden şikâ- yetçidirler ve çocuklarının sene #0- nunda muvaffak olacaklarma inaç- lari yok gibidir. Muallimlerin kıyafeti Maarif Müdürü Kemal rerek, muallimler için muayyen bir kıyafet kabul edildiğini bildirmiş ve çizilen kıyafet nümunelerini de te- mimine eklemiştir. Bu kıyafetler çok sade ve çok zariftir. Tamimde ka- din muallimler için bir hayli kayit- ier vardır. İstanbulda hâlâ dedikodusu de » vam eden Muallimler Birliğinin İz - mitteki teşkilâtı, lâğvedilmiştir. Mu- allimler, badema bu yoldaki mesai- lerini, munhasıran Halkevi çatıları altında teksif edeceklerdir. Talebe pansiyonları Vilâyet, Adapazarında, izmit ve Istanbulda 50 şer kişilik talebe pan- siyonlari açmıştır. Ortamektep ve liselerde tahsil etmek istiyen tale - beler, bu pansiyonlarda bedava ya- Rize, (Husus! Muhabirimizden) — Şule biçki ve dikiş yurdu, Kurtuluş okulunda bir sergi açmıştır. On gün açık duran sergi, bine yakm kadın ve erkek tarafmdan ziyaret o olün- muştur. Meryemin. idaresindeki yurt, Rize Ermad, | bütün mezteplere bir tamim gönde- | bir grup havuz başında tacaklar ve yalnız yemekleri keli lerine ait olacaktır. Bursaya tek bilet Bursa, (Tan) — Bursa yoleul ha vapur bileti İle bereber Mudari dan Bursaya kadar otobüs veya Bursadan da Uludağa otobüs bil nin beraber verilmesi maksadile pur acentelerile otobüs sahiplet tren idaresi arasında bir anlı temini için müzakerata başla, tır, Bol yağmurlar Aydın, o (Hususi o muhabirimi den) — Iki gündür Aydın ve yağmurlar yağmakti hava soğük yapmaktadır. İncir gelerinde inçir kalmadığındafta UN Gi ir. ürününe zarar) » Pamuklara gelince, açmı$ toplama zamani geçmiş ,kozalarf kelerse de bunun satışta tesiri azdır. Henüz açmıyan kozalara $İ yağmurun çok faydası vardır. YAĞ nız bundan sonra havaların ağıl güneşli gitmesi pmuk mahsulü 1 İiyi olması için, lâstmdir. b .İ Küçük Haberler z * Konya, (Tan) — Konya TE lığı, Konyada ve mülhakatında #l İteziyen kuyuları açmak tecr i belediyenin o Dedebahçesinde beğ miştır. Netice iyi olduğu | takdiii vilâyetin birçok yerlerinde arteri kuyuları açılacak ve ikinci ti Konya harasında yapılacaktır. Gİ * Malatya (Tan) — Malatya eği jtrik şirketi Sümerbank mümessili şirketin fevkalâde letimanda be İbulundular. Verilen izahat yeriği görülerek şirket merkezinin Anki ya hakline karar verildi. dare möğl #i azalıklarma, Saylav Nedim ile Osman Taner ve Sümerbank murlarından Cavit ve” Bülent diler. Almacak tedbirlerle hisse seneiği rinin yavaş yavaş esas kiymetini lacağı muhakkak Er imaktedir Rizede Biçki » ve Dikiş Yükdü kızlarını hayata hazırlamak sından bir ihtiyacı tatmin eyl& tedir. Gönderdiğim resim, yurdun bU? neki talebesini öğretmenlerile ber bir ders esansında gösteri” dir. j

Bu sayıdan diğer sayfalar: