21 Ekim 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

21 Ekim 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21-10-9038 AN delik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman EE u olmak, kariin gazetesi olmaya çalışmaktır. m İ Günün Meselel İ i | Eşya fiatlarını tespit lâzım Serbest mübadele cari olan bir memlekette eşyanm kıymeti paranın kıymetine göre değişiklikler gösterir. Paranın kıymeti düşerse eşyanın kıy. Bizim ya ELİNDE KAMÇI İLE NEREYE ramaz lar İ BALIK AVLAMAĞA KAMÇI iLe Bau Galli AVLANIR YA' Balırçıyı | #AMÇIİLE DÖĞER BALIKL A fipe ALIR) uhaf bir devirde ya- şıyoruz. Biribirine rakip iki mezhep olan ko - meti artar. Yani paranın satın alma| ynünistlik ile Nazilik biri- kudreti arttıkça eşyanın fiat ve kıy. meti azalır . Bu, serbest mlibadelenin en ba: kaidelerinden biridir. Fakat paranın kıymeti kanunla tesbit edilen ve piyasa temevviçleri - | ne tâbi olmıyan memleketlerde eşya fintlarınn da kanunla tesbiti lâzım « dır. Paranın kıymeti sabit olduğu hal de tüccar ihtikâra sapabilir, eşya fi- atlarını yükseltebilir. Paranm iştira kabiliyetini korumak için hükümet ihtikârr meneden kanunlar çıkarma - ğa mecbur olur . Bizim paramızm kıymeti de kanun. Is tesbit edilmistir. Piyasa temev vüçleri paramız kıymetine halel ge- tiremez. Şu halde piyasada eşyanın da stan- dardize ve fiatların tesbit edilmesi lâzımdır. Tüccar eşyaya İstediği fi atı koymakta serbest olmamalıdır Çünkü bu takdirde paramızm satm alma kıymeti azalmakta, ve kanu - nun hedefi zayi olmaktadır . Hayat pahallığınm önüne geçebi lecek en mühim ve esaslı tedbir bu olabilir , * . . Avusturyaya kral geliyor Avusturyahlar tıralerdırlar Viyanada “Krali ve krallığa ait binlerce hatıra var. Kl tevazı bir sütundun ibarettir . Şimdiki Başvekil Şuşnig Almanya De İtalyan siyasetini bazan biri - birine çarpıştırarak ,bazan uyuştu - rarak Avusturyann istiklâlini temin Ue meşguldür Bir iki hafta evvel İtalya taraftarı olan Heimvehr. şefiyle, Almanya ta- raftarı olan general Fe; siyasi fa- aliyetlerine nihayet verdi. Avustur . yanın ne Almanyanm, ne de İtalya, nım kucağına düşmek istemediğini gösterdi , Şimdi kralı tekrar tahtına getir. mekle Avusturyayı tamamen Alman ve İtalyan nüfuzundan korumak ga yesini güdüyor Avusturyada krallığın iadesi Al. Mmanlarm Avusturyayı ilhak etmele. rine mâni olacaktır. İtalya bu cihet. ten memnundur. Fakat müstakil bir Avusturya Almanya ile daha kolay anlaşabilir. Buna rağmen İtalya krallığın övdetini ehveniser sayı. yor. lefet edenler Küçük Antant esi leri di. Bu defa Romanya bu fikre muhalif görünmüyor. Çekoslovakya bir Al. man Avusturyasından ise müstakil bir Avusturyayı tercih ettiğin; «öy. lüyor. Yalnız Yugoslavya bu yazi . yetten memnun değildir ve bu fikre kuvvetle muhalefet edecektir . Maamafih, ne de olsa Avusturya, da Krallığın tekrar indesi teşebbüsü; orta Avrupada bir huzursuzluk ha - vası ihdas etmekten geri kalmıya - caktır » ..., Balkanlarda faaliyet Son zamanlarda Balkanlarda bü . yük bir faaliyet var, Bu faaliyet Yu. goslavya Başvekilimin Bükreşi ziy: Feti ile başladı, Cenevrede daha şii- mullü bir sekil aldı. Orsda bütün Balkan devletlerinin murahhasları «1. kı temas imkânr huldular. Dönüşte tekrar yolda görüştüler. Belgratta buluştular Bütün bu siyasi faaliyetler Balkan devletleri arasmda daha samimi bir anlaşmaya yardım etmiştir. Fakat *n mühimmi Bulgaristanm Balkan Antantına karşı duymağa başladığı birile uğraşıp oduruyor. Bu mezheplere salik olan- ların düşüncesi, biribiri - nin boynuna Sarılmaktır. İkisi de dünyayı kendi kav galarının sahnesi yapmak, ve herkesi kendilerine il - hak etmek istiyorlar. Halbuki komünist ve nazist mil. letler de dahil olmak üzere beşeri- yetin ekseriyeti sulh içinde yaşâ- mak, çoluk çocuğunu yetiştirmek, âz çok para kazanmak, hayatın bi- raz da tadını tatmak fikrindedir. Mesele şudur: Acaba bu müfrit- ler bizi de karanlık ve korkunç kav galara sürükliyebilecekler mi? öyle bir gev olacaxsa ilk ön- ce Rus Bolşevik hüküme- vazivet ve siyaseti. göz önüne getirmek lâzrmdır. Çünkü katolikler icin Roma ne ise komünistler icin in Krallığın iadesine en ziyade muha. | de Moskova o mahiyettedir. Ara- daki fark şudur: Mutekit katolikler Romayt ledikleri taraftarların! bö bes. an. cak yüksek me- hafiline o münhe- sardı. Bu İkilik: Ste- lin (o taraftarlığı ile Troçki taraf- tarlığıdır. Stalin, Rus milliyetper- verliğini o komü- nist bir şekilde temsi © ediyor. Troçki ise beynel. milel ihtilâl taraftarıdır. Stalin, Leninin nüfuz ve salâhi- Buna xovul- yetini kazanmış bulunuyor. mukabil Troçki Rusyadan muş ve atılmıştır. Fakat (Lenin)in itikadını o taşıyor. Stalin, Rusyanın içinde hâkim- dir. Rusyanın mihverini değiştiyen bir tahavvül onun idaresi altında vuku buluyor. Rusya, Almanya ile Japonyanm tesirile Rus ordusunun etrafında toplanmaktadır. Bu yüz- den nüfuz, herhangi dakika memle- ketin müdafaasını deruhte “edecek olan ordunun ve ordu kumandası nm eline geçiyor. R usyaya komünist bir devlet-. ten ziyade askeri diktatör- lük demek sırası henüz gelmemiş” tir. Şimdilik Rusya hakkında bun- ların ikiside söylenebilir. Fakat bugünlerden hangisinin galebe ca- Jacağı henüz belli değildir. Bu yüzden Rusya haricindeki bü tün komünistler arasmda göze çar- pan bir ihtilâf kopmuş bulunuyor. Moskovanm tesiri altında olanlar Rusyanm dış siyasasını gütmeyi ve Rusyanm mill! emniyetini sağlam» lamayı ilk vazife sayıyorlar. Fakat ——ğ2.. en temaytildür. Bulzar gazeteleri bu te- maytilden asktan açığı bahsediyor ve Balkan sulhüne yardım etmek hu- susunda ellerinden geleni esirgemiye- eeklerini söylüyorlar , Avrupa karıştıkça Balkanlılar ken- di menfaatlerini daha iyi idrak edi- yorlar , Winston Me Churchill YAZAN; Winston Churchill İNGİLTERENİN ESKİ HARBİYE NAZIRI Leninin meshebin gudenici DU batlı hareketi istihkar etmektedir- ler, Bu yüzden ihtilâf gittikçe derin- leşiyor. Iki tarafın biri dünya ihti- lâli yapmak İstediği için İspanya facialarmı doğurmak yolunda bü- yük bir rol oynamıştır. Biri de Rus yayı müvazenei kuvva bakımından Yüzumlu bir âmil haline getiriyor. B ugün bu iki zıt kuvvet, bil hassa Fransada kendini göstermektedir. Oradaki reami ko- münistler, Moskovayı ve Stalini ör nek tutarak Fransanm kuvvetlen- mesi İçin faa! bir rol oynanmakta ve M. Bluma müzaheret ederek © nun siyasetini © kolaylaştırmakta, müdafaa kredilerini kabul ederek müdafaa işlerinin mutlaka ierletil- mesini istemekjedir Fransız komü niştleri, Fransiz ordusunun hazır - lanmasına karşı gelmedikten baş - ka onun razizm tehlikesine karsı takviye olunması için hiçbir yardı ml esirgememektedirler « Hattâ komünistler ahzlasker şubelerine koşarak (vazifelerini yapıyor ve biltün askerlere örmek sayılacak bir istekle netlerini ifa ediyorlar. Bundan baska ko- münisiler, fabrikalarda mühimmat imalâtının zerre kadar | teahhüre uğramaması için amele Üzerindeki nüfuzunu kullanmakta ve bunların çalışmalarını — hızlandırmaktadın. lar, Diğer taraftan Troçkistler, Mos- kovâdan © yardım göremedikleri çin apayrı bir kuvvet halinde gö- w———— — Ingiltere Komünistlikten de, Faşistlikten de Uzak Kalmak ister! ze çarpıyorlar. Bunlar İspanyada da, ayrılıklarını muhafaza etmek. tedirler Fransada komünistler tarafın. dan yapılan kargaşalıkların bu Troçkistlerin eseri olduğu söyleni. yor. Fransada anlatıldığına gö- re, Troçkistler, Moskovadan de- fakat Beriimden yardım gür. mektedirler , Fakat nazist hükümetin komü. nizme karşı âdete bir Ehlisalip harbi açtığı sırada Troçkeltlere yardım ettiğine inanmak güçtür, w vaziyet Moskovada ya . B plan O muhakemelerin Tarihi Dedikodu Kırkkiliseyi İdare Eden Bir Manastırı İdare Edemez mi? Ebest hesabiyle söylediği tarihler kütüphaneler dolduraı bitmez, tü - kenmez hicviyeleriyle şöhret kazanan herzezü Süruri, Kırkkilisa naiptiğin. de. bulunduktan ve Kırkkiliseniy İ kırk küp şarabını içtikten sonra inf. sal etmişti. İnfisali hayli uzadı. Gü, | nün birinde Dürri zade Fsseyyit Meh, met Arif Efendi Şeyhislâm oldu, Si. ruriye gün doğdu . Süruri, şair, Sümbülzade Vehbi Mollanın yarıgari idi. Yeniköyün eski sarabını (1) beraber içerler, biribir . lerini beraber hicvederlerdi, Seyhislim Dürri zade Esseyyit Mehmet Arif Efendi Vehbi Mollanın aziz ahpabı idi. Vehbinin bir dediğini iki etmez, yapardı Süruri bir gece işret Âleminde Vehbi Mollaya tazallümü hal etti; yarıgarmdan rica eyledi; tâ ki Şeyh. islim Efendiye gitsin ve ona bir ni. yabet matlabı alsın, hlinli anlatıyor, Bu muhakeme. ler bir tozahlirat mahiyetinde idi Bununla Sovyet Rusya kendi yur. n olduğunu ve Troeki taraftarlariyle alâkası olmadığı. nr gösteriyordu . Ansizm vuku bulacak hâdise lerle sürprizlere uğramadan bu meseleleri düşünmek lâzımdır. Vaziyetten almacak iki ders vâr- dir Birincisi İngilterenin smıflarma hitap ediyor ve İn; renin dost memleket gece gündüz silâhlanması tn bu sonsuz, bu korkunç entri) lardan uzak kalması lâzımgeldiği - yor, İngiltere ne kadar #i- duna ve bü- ursa, okadar kuvvetli, oka- | dar hür olur ve müfritlerin fena tesirlerinden okadar uzak kalır. İkinci ders İn- gilterede vuku bulan faşist ve komünist nüma, yisleriyle alâka - dardır. Bize ka- a İngilterede i faşlstlerle kö- er dövüş ları iş İn- giltereden o ayrı. larak o Avrupaya gitmek ve orada dövüşmektir, Çünkü İngiltere bü çeşit nü- mayişleri istemiyor. Onun için ka- nunun bitaraf eli bu çeşit kargaşa. lıkları yapanların başma bütün a- ğiyle inmelidir. Parlâmento bu işte hükümete bütün kuvvetiyle müzaheret edecektir . İngiltere muhafazakârları ile ameleri arasmda konuşulacak, mü nakaşa edilecek bir çok meseleler vardır. İkisi de bu meseleleri par- lâmentoda konuşmak ve münaka- şa etmek isterler, Sonra İngilteredeki Yahudiler bu kurgaşalıklardan tama, evvel | Vehbi ertesi sabah kalktı. Kavu - İ Zunu bastı. Ve Şeyhislâm Efendiye bir yolunu bularak sözü Sü - ruriye intikal ettirdi , Şeyhislâim Efendi Sürurinin ne | halde bulunduğunu sordu. o Vehbi Mı '— Efendim! Süruri kulunuz pek mağdurdur. Kırkkiliseden infisal © deli on sekiz ay oldu. Zaruret içinde kaldı, Manastır niyabeti açıktır. İna- yet ve ihsan buyurulup Manastır ni- yabetiyle bekâm edilirse hem Süreri dâiniz, hem de bendeniz dilşâd edil - miş olur ve duayı ömrü ikbalinize devam kılınır... dedi, Şeyhislim Efendi cevabında : “— Bir düşünelim! Acaba Struri Manastırı idare edebilir mi? diye mü. | lâhaza eyleyelim., dedi. Vehbi eve avdet etti. Şeyhislâm Ex. fenilinin tereddütlerini intizarda hu » lunan Süruriye nakletti, Süruri içini çekti : “— A Vehbi?! Ne sersemsin. Kırk. kiliseyi idare eden Sliruri bir Manas. tırı idare edemez mi? diye cevap ve- remedin mi?,,, Abdurrahman Adil EREN (iy Sürürinin kendi eline tabiridir, w Hezel. : tanesi Geçenlerde Diyarıbekirde © yanan hastanenin zarar ve ziyan mikti tesbit iç Arin sper olarak Diyaribekire giden belediye * fen heyeti Hüsnü, dün şehrimize dönmi müdürü tür Sİ. Sortanın ödiyeceği zarar ve ziyan miktarı 75 bin lira olarak tesbit edil. İ miştir. | zak İ kalmalıdırlar. Kanuna itaat eden Yahudiler, komünistlerin hi. mayesine muhtaç değildirler. Bu. nu zabıta temin eder , Bir Kere Düşmek Lâzım! Küçllk bir çocuk. Ancak sekiz Yaşlarında görünüyor. Üstü yırtık, Saçları kirli, burnu pis.. Tam bir sokak çocuğu... Kâldırımın üzerinde İlerliyor ve kendisi gibi yırtık pırtık paçavra» lar giymiş, kendisi gibi kirli, ken- disi gibi bakımsız üç arkadaşile gülerek konuşuyor. tramvay görününce birdenbire sözünl yarıda bırakı Yor. Tıpkı av görmüş bir tazı gibi kulakları ve dikkati geriliyor. Son- Tü tramvaya yetişmek için koşa koşa ilerliyor ve bir Sıçrayışta tramvay merdivenine atlıyor. Bir müddet tramvayla gidiyor, sonra yere &içrıyor, geri dönerek, öntim- den giden arkadaşlarile şakalaşı - yor ve oynaşarak yollarına devam ediyorlar, Gene bir tramvay görünüyor. naz avmm Üstü- iyen bir tazı gibi bü- | dunu geriyor, gene koğu- yor ,gene sıçrıyor ve biraz öyle tramvay merdiveninde gidiyor, ge- ne yere atlıyor, arkadaşlarına dö- nüyor, Yürüyorum, Çocuklar önümden yürüyorlar... Bir daha, bir daha, bir daha... Uç defa daha ayni sah- ne tekrarlanıyor... Fakat dördün - cüsünde tramvay basamağma at. lamak istiyen çocuk buna müvaf. fak olamıyor, eli demiri kavrıya. mıyor, ayağını yanlış atıyor, vel. hasıl ne oluyorsa oluyor, kendisi burun üstü yere düşüyor... Yüreğim oynuyor. Arkadaşla - rnda hiçbir telâş görmüyorum. Sokakta geçenlerden hiçbiri de ye. re düşen bu minim e nlâkadar O düştüğü kendi kendine kalkıyor, Bi; aini, biraz dirseğini, biraz | olmuyor... yerden raz di. da bur- tura arkadaş. eliyor, Ve pek nunu Uğuştura uğu; ların karşısına g İ uslu bir sesle: — Töbeler olsun, bir daha tram- vaya atlamıyacağım, diyor. Oyle dir burun üstü geldim ii burnu Mun direği kırıldı zannettim, |. g . TalnIz bir sokak çocuğunun de. Gil, büyük insanlarm, hattâ mil. etlerin de yaptıkları şeylerin var liş ve fena olduğunu anlam için bir kere burunları üstün, anmaları lâzım. Bunun olduğunu birçok defa gör meşhur atalar g bel slk di Bir musibet, bin » bin nasi ha milessir olur. a aları © ka- böyle Suat DERVİŞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: