3 Ocak 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

3 Ocak 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kadını Bıçakla Yaraladı Sultanahmet Sulh Ikinci Ceza Hâ- kimi, Kâmil isminde bir suçluyu bir ay beş gün hapse mahküm etti. Da- Yacısı beraber yaşadıkları Hamide! adli bir kadındı. Hamidenin sol ko- Kı sağından kısa yaratılmış, parmak- ları domusa uğradığı için minicik kalmış, sol ayağı da topaldı. Ayağı na lâstik parçalarını iple bağlamış Suçlu Kâmil de özlirlü yaratılmamış Fakat yüzünü çeteleye çeviren bıçak darbeleri ve jilet izleri çenesini bir tarafa çarptırmış, ağzmı eğmiş, bük| müş. Davacı şikâyetini şöyle anlattı: — Dün eve geldi. Ekmek bıçağını ele aldı, beni yaraladı, tekmeledi, öl- dürüyordu. Komşular kurtardılar. Bu, ber akşam renkli ispirto içer, Parasmı da benden iste Suçlu Kâmil kadmı istihfafla süz- dü. Meserret isminde şahit bir kadın dinlendi; Hâkim, doktorun raporunu okudu. Raporda kadınm kalçasmdaki yara - um çoktan teneddüp ettiği bildirili - yordu. Şahide tekrar sordu: — Kuzum, yara bir günde kapanır m1? Kadm şehadetini “Vallahi, billâhi, tallahi” ile kuvvetlendirerek devam etti: — Evet.. Doktorun yanmda ben de bulundum. Yarasını ben açtım. Ora- da bir şey göremedim. Ben de bu işe bayretteyim. Fakat dün vardı. Hâkim, son sözü suçluya verdi. O hâlâ Hamideyi İstihfaf eden bir eda Me: — Şu kadınım neresini döveyim Hem yara bir'gecdde kapanır m” şikâyetlerdir. Şahit yalan söyitiyor, diyorda, Ayrıca, Hâkim, bundan sonr hükmünü) | matbuat dav verdi ve kendisini tevkif etti. İM kâdardır. ŞEHİR TİYATROSU DRAM KISMI Bu akşam 20,30 da Ve 1530 da İİ SÜRTÜK i. KULİUKLAR: 50 ye nuruş ŞEHİR TIVATROSU Operet kısmı ehe Bu akşam El 203042 | W İ 1 Ve F vurundadır. 10 15,30 da İren Leylâ ve Mecnun başına ayakta durmıya ve kendinden başka iki ki- şiyi de tutmıya mecburdu. Dayanacak kimsesi yoktu. Artik: “Hayatımı nasıl bir düzene koymalıyım 7” yahut: “Bu işler benim işim mi, değil mi?” diye düşünemezdi. Hayatının iç ve diş şeklini bundan #onra tesadüfler, icaplar tanzim edecekti. iki bundan evvel de böyle idi; fakat o içinde: “İstedi- ğim gün hayatımı değiştirebilirim” diye bir Kana- at beslemiş ve bu ona cesaret ve emniyet vermişti. Şimdi bü emniyetin birdenbire uçup gildiğini, ö- nünde ne olacağını bilmediği günlerin bir uçurum gibi uzanıp esnediğini görüyor, teslimiyetle başını eğiyordu. Fakat kafasının bir köşesinde hâlâ bu baş eğmehin muvakkat olduğuna, bir gün “kendi istedi. ği gibi., hareket etmek imkânlarmın tekrar doğaca- ğma dair bir ümit yaşıyordu. Babasının ölümünden birkaç gün sonra tekrar gidip gelmiye başladığı toz- lu ödanm kendisi için son ve daimi bir sığınak oldu- ğuna inanmaktan onu alakoyan işte bu müphem ü- miti, Uç hafta kadar hiçbir şey değişmedi. Yusuf haya- tın bu kadar ezici günleri olduğunu gördükçe daha Yeriyi düşünmekten vazgeçiyor ve kafasını bomboş bırakabilmek için çalışıyordu. Akşamları eve gelip yıkandıktan sonra sokak üstündeki odaya oturuyor, Muüzzezin sofra hazırlamasına bakıyordu. Birden bire bütün canlılığı, bütün neşesini kaybeden genç kadın kocasile göz göze gelmek istemiyordu. Çünkü bakışları ne zaman karşılaşsa ilk skıllarına gelen gey müşterek felâketleri oluyör ve ikisinin de gözle- Tİ yaşarıyordu. Başı daima çatkılı ve gözleri daima kızarmış olân Bahinde sofraya gelip bir kaç yudum alır, sonra bah- çe tarâfındaki odasına geçerek mindere uzanır Ve f *o&, aman!,, diye inlemiye başlardı. Hakikaten ha- © «yap ve perişan bir haldevdi. Günde en aşağı füç dört A Ty Kendisine (aslanım) dedim, o, hemen aslan kesiliverdi Yarım Metro Boyunda Dört | Parmak Eninde Kama Çekmiş! Dün, polis meşhut suçlara bakan Asliye Dördüncü Ceza Mahkemesine Arif adlı bir suçlu ile sİYTİ uçlu bir kama getirdi. Mahkemede davacı ye- rini işgal eden Mercanda Şerifpaşa hanında kunduracı Şavaş şikâyetin anlatmıya başladı: — Bay hâkim, diyordu. Dün akşam Arif çok sarhoğtu. Dükkünrma geldi. Bana çattı. mıyacak küfürleri söyledi. Ben kendisine kardeşim, ettim, onu okşadım. Adliyenin Bir yıllık Faaliyeti g stanbul müddeiumumi liğine 1936 yılı 110,674 iş gelmi; 53,281 i muhabeı ki, dava safhalarının mahke- melerde tahakkuka veya ya - pılmasına lüzüm hususların temini için yazı - lan kâğıtlardır. 20,912 si de esas numarasıdır, sene içinde müddeiumumiliği bu kadar dava gelmiştir. 9232 si alâkadarların işlerinin ça. buk yapılması vaya başka bir şekle sokulması müddelumumiliğe | yaptıkları Müddeiumumilik göçen 88 ne muhtelif sulh mahkeme - lerinden verilen 5843 hükmi de tetkik ettiği gibililâmat şu besine de infaz edilhek üzere 21406 İlim gelmiştir. cürmümeşhut ve ile shir Bugünkü, hesaba göre İstanbul müddejumumi. tiği günde (370) muhtelif işe vakmış ve neticelendirmiştir. Evvelki sene müddeiumu - miliğe gelen işlerin sayısı 102,046 olduğuna göre bu se- he işi çok artmıştır. İşi artan dairelerden birisi de tabi dilliktir. Müddelumumilik ye ni senede bu dairenin kadro. sunu kuvvetlendirmek tasav- Artık hayatta tek başına idi. Daha doğrusu tek Bu sabahı bunun elinden canımı zor kurtardım Ağza alin aslanım diye hitap — Fakat, şımardı. Hakikaten bir âğ- İle kesildi. Üzerime hücum etti Ben de onu yumrukladım. O da bana bir ikı boks aşketti, Anladım ki sarhoş, Gene kendisine yalvardım. “Arif, sen İsarhoşsun, evine git, yat” dedim. | Mesele böylece kapanmıştı. Bu sa - Madam Osananm Grağı Antranik bana geldi. “Seni Arif istiyor.” dedi Benim İşim vardı, gidemedim. “O İburaya gelsin”, dedim. Ben akşamki İrezaletlerinden dolayı İtizar edeceği - Jni sanıyordum. Aldanmışım. O bir içinde ir. Bunların ta aittir masamm üstüne davadı,” Sinivden zangır Zânem titriyordu, Ceketinin yeninden de bir biçak sapı görünü » yordu. Suçlu Arif şunları söyledi: — Ben dün akşam kendi odamda biraz İçtim. Ayağa kalktığım zaman sarhoş olduğumu anladım. Şöyle muslukta yüzümü yıkayayım diye a- şağıya inerken ayağım kaydı. Şava- şm dükkânının içine düştüm. Bunun dükkânmda 20 kişi çalışır. Bunlarm | hepsi üstüme hücum ettiler, Beni İdamakıllı dövdüler. Her tarafım ya- ra, bere içinde kaldı. Kapınm ö de de bön ona, o bana bir'iki yum » İrmik verlartirdil. Mam polise mü. at etmüye bah kendisine müracaat — Yahu, komşuyuz. Bir sarhoş olursa bö göster: Yani bir hakkında ie arkadaş le dövülür mâ, iki) kişi onu tutarlar, yerine yatırırlar | diyecektim. O, yarım metre boyun- da, dört parmak eninde kocaman bir bazı bin yirmi aye “e nr TÜRKÇE SÖZLÜ FİL LOREL HARDIsÇOCUK HIRSIZLARI a 3-1-937 — 3 İMLERİN EN GÜZELİ - (0 kısımlık kahkaha saheseri || |bah saat sekizde komşumuz kahveci | facla artisti gibi içeriye girdi. Elini” İxüm görmedim. Bu sa -İcamlinde namazı | SON GÜN Yılbaşı 25 Aranyossy RAJKO Çocuk Çingene orkestrası BUGÜN SAAT 17 de Taksimde MAKSiM Tepebaşında GARDEN Salonlarında bütün program ile birlikte son matinelerini verecektir. İçin alrkonulan 5 İkincikânun Çarşamba akşa; MELEK Sine: asınta MÜNİR NURETTİN ve arkadaşları Beşiktaş Kızılay menfaatine KONSER - vereceklerdir. Bu konsere Konservatuvarm icra beyeti de iştirak edecektir. Yerler numaralığır İRTİHAL Mülkiye ; tbbiyesinin yetiştirdiği! hâzik Türk hekimlerinden Einrazı Akliye Hastanesi sertabip muavinli- ğinden mütekait Doktor Lütfy Akif irtihal etmiştir. Müessesedeki uzun ve değerli hizmetine mukabil Emrazı Akliye Hastanesinde namma bir pavyon tesis edilmiş olin mer- hum birçok talebe yetiştirmiz, fazi - letli ve pek hayırhali.bir zat idi. Zi- yal mucibi tecssfirdür. “Cenazesi bu-| ün saat on birde Beyoğlu Zükür MA İlminin kılmdıktan - sonra | Emirgindaki makberesine defnedile- cektir. Hak rahmet eylive. 2 — faa için çektim. Mahkeme İki şahit dinledi, Bunlar | Savaşm işçileri idi. Üç müdafaa şahi- ksma çekti. Üstüme hücum etti, Ben do bu kiletik kamayı, kendimi müda-| dinin de çağırılması İçin muhakeme salı gününe bırakıldı. | MEMLEKET ROMANI komşuya gidiyor, Munzzezden dinlediği ölüm tasvi- rini, i#veter yaparak, eve her gelen misafire ve her gittiği komşuya birer kere aniatıyor, #onra onların da iştirakile sesli sesli ağlamıya başlıyordu. Mas- mafih bu burada âdetti. Evinden ölü çıkan her ka- dın bu merasime riayete kendini mecbur görürdü. Konışular da bu işde pek dikkatiı idiler, “Açıh,, nm ağlamaktaki en ufak kusurunu bilâ gözdeb (o kaçıt- mazlar ve mateme fiilen iştirakte hiç bir zaman te- kâsll göstermezlerdi. Bunun için yorgun argın ve geç vakit eve dönen ve komşuların yaptığı ikramlar sayesinde canı biç bir şey yemek İstemiyen Şahinde felâketihe lâyik bir iştahsızlık ve perişanlık ile çocuklarina bir ve- fakârlık misali vermekte idi, Muazzez Yusufu fazla üzmemek için kenâine hâ- kim olmuıya çalışıyor ve şimdi bir çok huylarmı ba- basma benzetmiye başladığı kocasına daha çok sa- rılıyordu. Gündüzleri o ve annesi evde yokken biraz içini boşaltabiliyor, bir bohça içinde yüke kaldırılan babasının elbiselerini ortaya çıkararak onları kok- luyor ve göz yaşlarile ıslatıyordü. Akşam üzerleri yalnız başına evde otururken, 80- kaktan her geçenin ayak sesiyle -yerinden hoplar, kapının çalınmasını ve şoluk yüzüyle babasinm içeri girmesini beklerdi. İnanamıyordu. Onun bir daha kapıyı hiç çalmıyacağma, tulumbada Müszzeze du çektirip yıkanmıyacağına, uzun entari ve beyaz saçlarile bu evin içinde bir daha dolaşmıyacağına İnanamıyordu. Bir gün yine gelmesi lâzımdı. Muhak- FRANZİSKA GAAL Bu sene HANS JARAY ve SZOKE SZAKAL ile beraber çevirdiği yeğüne Altın Kelebek (Fraulein Lili) filminde SGMER Sinemesının Seyircilerini gaşyediyor. İlâveten: FOX JURNAL ve canlı resimler Bugün saat 11 de matine, dühuliye 35 kuru? Kuyucaklı Yusuf — 52 — Bugün i Pp E K Sinemasında SiLViaAa GENE RAYMOND ile beraber çevirdiği GÖNÜL YARASI Fransızca sözlü Orijinal ve hissi filmini görünüz. İlâveten: Paramount Jurnal ve Mickey Mavs İ İvi SARAY Sinemasında Sinemanın en neşeli ve en parlak artisti EDDIE CANTOR En güzel ve en son temsili olan ve fantazinin, kadınlarn MELE Bu senenin en büyük, en zengin ve en güzel filmi. |Ziegfeld Yıldızlar Kralı e sevimli ve nazik yıldız. S-EDN-E-Y.'in Bugün saat 11 de tenzilâtı matine wa BucünSAKARY A sinemasında sma Dans Kralı ve Kraliçesi FRAİDE ASTAİRE ve GİNGER ROGERS'in En son, en cazip, ve en güzel filmleri FiLOYU TAK:P EDELiM : (Follow the Fleet) |, İlâveten: RENKLİ MİCKEY MAVS ve PARAMOUNT JURNAL BUGÜN SAAT 11 DE TENZİLATLI MATİNE Yılbaşı hediyeleri keşidesi, 6 Kâ - nunusani bu Çarşamba akşamı 2) de vanılacaktır. İLAN : üks ve güzelliği ile mücadeleyi tasvir eden Gangsterler Arasında filminde, seyircileri kahkahalara boğmakta ve takdir alkışlarnı topla. maktadır. İlâveten: FOX JURNAL, bütün son dünya havadisleri Bugin saat Ilde tenzilâti matine m Nİ Bu Perşembe #k$amı Büyük çala olarak K ve SAKAR A sinemalarında 50 artist 300 güzel kız SABAHAVIIN ALi kak lâzımdı. Fukat kapı sahiden çalınıp Yusuf içeri | girince kalbi hem bir sukutu hayal, hem bir sevinçle burku- luyor, yüzü ağlamakla gülmek arasında bir ifade alıyordu. Biribirlerini pek güzel anlıyorlar ve Şahinde içer- de İnlerken babalarından bünsetmeyi ve onun için gözyaşı dökmeyi istemiyorlardı. Buna rağmen her ikisinin de gözleri karşı mindere, Salâattin Beyin her âkşam, yemekten sonra olurup ©ski kitapları karıştırdığı köşeye gidince ikisi de başlarını önleri- ne eğerek dakikalarca susuyorlardı. Meğer kendisine 46 yaşında ihtiyarlamış gözüyle bakılan hasta Salâhattin Bey bu evi ne kadar çok dolduruyormuş? Dört odalı ahşap bina sanki bir - denbire tamamen boşalıvermişti. Gelininin yarından bâlâ dönmiyen ve döneceğe de benzemiyen Rümeli- li hizmetçi de olmadığı için üç kişiden ibaret kalan bu aile sanki bir odanın ancak bir köşesini işgal edi- yor ve diğer taraflar bomboş, hayır, ölünün hayali ile dolu olarak duruyordu. Şahinde kavga etmediği zamanlar (o konuşmazdı. Musaze3 lâfa karışmıya korkar ve Yusuf dalma gu- sardı. Bu evde konuşan, şaka yapan, oran, hattâ fırsat düştükçe, üç dört kelime ile de olsa, anlatan ve havadis veren hep Salâhattin Beydi. O gittikten sonra ev balkmı, uzun zaman bir değirmende bulu- nan insanlara çarklar birdenbire durunca gelen bir şaşkınlık sarmıştı. Kulaklarında hâlâ uğultular de- vam ediyordu. : Yusuf Ve Muazzez gibi iki insanım uzun zaman bu teessürlerden kendilerini kurtaramâmaları bek- lenirdi, fakat, evvelce de söylediğimiz gibi, hâdiseler biribirini çok çabuk kovaladı ve zihinleri uzun za - man bir nokta üzerinde kalmaktan menetti, 7 Salâhattin Beyin ölümünden sonra kaymakamlık işlerine on beş gün kadar, en kidemli memur olan tapu müdürü vekâlet etti, Sonra İzzet Bey isminde, oldukça genç bir kaymakam geldi. İşe başlar başlar maz İlk işi evvelâ şehrin ileri gelenlerini hükümete çağırtıp onlarla konuşmak, kendilerile iş birliği et- mek oldu. Bu toplantıda söylediği sözlere nazaran memleket çok mühim anlar yaştmakta idi. Yarın öbürgün düşman zırhlılarının Edremit körfezine girmesi ve belki de kasabayı bombardıman etmesi mümkündü, Ne çetin bir devirde yaşadıklarını anla. mak için Edremitliler bu dakikayı beklemem ili, şira diden gözlerini açıp hükümetle el birliği etmeli idi- ler. Ve daha birçok şeyler. Toplantıya çağırılanlar arasında memleket eşrafı da vardı, Zaten yeni kaymakam sözlerini asıl onla. ra tevcih etmişti, Kendini diğer memurların hepsin- den büyük gördüğü için konuşurken hattâ ceza relsi ile müftünün ve kadının bile yüzüne bakmamıştı. Herhalde bu harp vaziyetinde bir mülkiye amirinin geniş. salâhiyetlerini onlara hissettirmek niyetinde Geldiğinin ikinci gecesi Çmarlıhandak! odasmda âşraftan birkaçile oturup kafayı çektiği kasabaya yayılmeca diğer tecrübeli memurlar: “Tamam, Edremide malın gözünü göndermişler. Yükünü tutmadan gitmez!,, diye söylendiler. Fakat Izzet Bey yükünü tutacağa da pek benze - miyordu. Eli pek açık ve eğlenceye biraz fazla dig“ ktindü (Arkası var!

Bu sayıdan diğer sayfalar: