8 Ocak 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

8 Ocak 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dirileri ölü gibi - gösterenler Müddeitumumi tevkıf Kararı istedi Dün meşhut suçlara bakan Asliye Dör- düncü Ceza mahkemesinde dirileri ölü gibi göstererek bir sigorta şirketinden para çekmek istiyenlerin muhakemesine devam) edildi. Mahkemede doktor Asaf, Şemset- ti karısı Didar, Onnik, dişçi Kirkor ve ar- kadaşları bulundular. Mahkeme evvelâ suçlulardan Şemsettini dinledi. Şemsettin HAPISANEDE BİR HIRSIZLIK VAK'ASI Ün Sultanahmet Sulh Birinci Ceza hâkimi hapisanede geçen bir hırsızlık o hâdisesinin muhakemesine başladı. Davacı ve suçlusu gibi altı şahidini de mahkümların teşkil ettiği bu davanın mahiyeti şudur: Süleyman isminde bir sabıkalı Alinin ipte asıl bulunan iki gömleğile fanilesini çalmıştır. Süley- man bunları Mehmede satarken Ali tarafından cür- mü meşhut halinde yakalanmıştır. Suçlu Süley. man, bu iddiayı şöyle reddetti: — Ben onları çalmadım. Kendimin zannederek yanlışla almışım. Şahitlerin bazısı davacının iddiasını teyit ettiler. Bazıları da suçlunun reddini kuvvetlendirecek Şe kilde ifade verdiler. Hâkim suçlunun . sabikasının sorulmasına karar verdi. Bundan sonra jandarma- lar davacı suçlu ve şahitlerin ellerine © kelepçeler vurarak hapisaneye götürdüler, İRTİHAL | Istanbul noteri merhum B. Muzaffe. | rin haremi ve elektrik şirketi mühen. dislerinden Ali Muzaffer Buran ile diş doktoru Tarık Buranm valdeleri ve Emlâk ve Eytam Bankasi milfettiş. | lerinden Nizamettin Tezcanm kayın valdesi Bayan Firdevs evvelki gün vefat etmiş ve cenazesi Heybelia, Bakledilerek aile maXberesine defne dilmiştir. Gerek cenaze merasimine | ve gerekse sair Süretle O toes- sürlerine iştirak eden zevata alle ef. | rad: tarafından ayrı ayrı teşekkür et. | ve Dünyanm en gülünçlü ve kahkahalı şaheserler şaheseri BU GECE iPEK sinemasında o başlıyor LOREL HARDİ ÇOCUK HIRSIZLARI TÜRKÇE SÖZLÜ Bu hafta SÜ M E R Sinemasında mmm 2 büyük film birden FRANZISKA GAAL'in büyük muvaffakıyeti ALTIN KELEBEK hiç görülmemiş HORTLAK Dehşet ve esrar filmi mamul BU AKŞAM mmm TÜRK SiNEMASNDA * Aşk, İhtiras, dehşet filmi YILMIYAN ADAM (Fransızca) Büyük artistin en müthiş filmi. Bir kadın ona malik olmak için X» hâdiseyi şöyle anlattı: — Bir gün kapımı hiç tanımadı -/ ğım bir adam çaldı. Beni dışarı ça - Zırdı. Bu #imdi burada suç ortağım olarak bulunan Onniktir. Bana de. di ki: “Sen hayat sigortasma yazıl muşsın.. 120 lira da vermişsin. Senin bu paran yanacaktır. Ödediğin tak- sikleri yüzde elli faizle almak ister misin?" Ben, ömrümde hiç görme. diğim bu adamın kim olduğunu sor . dum. O, bana komisyoncu Ohanes is - mini verdi. Fakat ben yaptığı teklif. | leri reddettim. Bundan sonra Şemsettinin karısı Didar dinlendi. O da şunları söyle. di: — Ohanes beni buldu ve #igorta Şirketinden paramızı geri (alacağını söyledi. Kendisiyle beraber Aksa . rayda Doktor Asaba gittik. Ondan, kocam hakkında bir rapor aldı. Bu doktoru da Feyzi isminde bir doktor tavsiye etmiş. Bu rapor, kocamm öldüğü hakkm- du imiş. Benim bunlardan haberim yoktur. Ben kanun! şekilde paramı. San alınacağını zannediyordum. Onnik, Didarm sözlerini şiddetle reddederek beraber doktora gittikle. rini inkâr etti. Didarm namma şir. kete kocasının öldüğü hakkında isti- da verildiği anlaşılıyordu. Bundan sonra müddelumumi polis. te, istintak hâkiminde ve mahkemede birbirini tutmıyan ifade veren ve Onnik ve Ohanes adlarını kullanın suçlu Onnik hakkmda tevkif kararı | verilmesini istedi. Mahkeme icabını | konuştuktan sonra şahitlerin çağırıl. | ması için muhakemeyi aym yirmi se.| 'kizine talik etti, İki Ay On Beş Gün Cağaloğlu yokuşunda Saadetin o- dasma girerek elli beş lirasını çalan Nuri dün Sultanahmet sulh birinci ceza mahkemesinde 2 ay on beş gün Makasç nın ölüm tahkikatı Haydarpaşada makasçı Ahmedin ö- lümiyle neticelenen feci kaza hakkın- da Usküdar müddeiumumiliğinde ya- | pılan tahkikat bitirilmiştir. Buna nazaran facia şu şekilde ol. muştur: Makasçı Ahmet; gar geçidi. ne girmiş bulunan makinist Nurinin treni için makası açmış ve başka bir het üzerine geçirmiştir. Bu sırada ma- kinist Nurinin lokomotifi de vagon- larını bırakmış, tekrar geri dönmüş. tür. İşte bu esnada makasçı Ahmet, lokomotifin, makinist tarafından gö. rülemiyen tarafma atlamak istemiş İve muvaffak olamıyarak (o bacakları trenin altma girmiştir. Tühkikata göre, makasçı Ahmedin, zaten gayet ağır bir süratle ilerlemek- te olan İokomotife karşı lâkayıt dav. | ranmış olması faciaya sebebiyet ver. miştir, Sorgu sltma alman makinist İNuri ve steşçi Halil, serbest bırakıl. İmışlardır. Fatih Noterinin Muha- kemesi Dün ağır ceza mahkemesinde ihti, lâs ettikleri iddiasiyle tevkif edilen Fatih Noteri Şükrü ile başkâtibi ve daktilosu Münevverin muhakemesi « ne devam edildi. Ankaradan ihzar ile getirilen noterliğin eski kâtiplerin - den Ankara maliye memuru İzzet şahit olarak dinlendi. Diğer şahitle - rin çağrılması için muhakeme talik Sahtekârlık Suç'uları Tevkif edildiler Beşinci ve Yedinci icra dairelerinin mühürlerini ve memurların İmzaları- İn taklit etmek suretiyle bazı gayri İ menkulleri satan ve ipotek eden A, gop ve Karlo ile gayri mevkuf #uç ortakları hağekmda müddetumumilk tahkikatı bitmiş ve suçlular ikinci sorgu hâkimliğine verilmiştir . Suçlular arasında Beşiktaşta yi- ne bir icra sahtekârlığı işinden dola- yı tevkif edilen eski icra Kadri de vardır. Müstantik Mahir, dün bunlarm sorgularına başlamış ve evvelce sulh mahkemesi tarafından verilen tevkif kararımı idame etmiştir . Önümüzdeki kış somestri zarfmi- da yüksek ziraat enstitüsünde muh- telif mevzular etrafında ilmi konfe- ranalar verilecektir. Konferanslar, 15 tanedir, Fasıla ile 11 Halrana ka- dar devam edecektir . Odadaki Seçim Ticaret odası meclisinde yapılan riyaset divan: seçiminde birinci rejs- liğe Mithat Nemli, ikinci relsliğe Zi- ya Taner, reis vekilliklerine Ahmet Kara ve Sait, hesap miifettişi Hilmi Naili ve kongre murahhaslığı- na da Sait Ömer, Hasan Vafi, idare heyeti azalıklarma Denizyolları U « mum Müdürü Sadettin, Tüccar Mu- rat, İş Limited Müdürlü Nedim, Şe - rafeddin ve Osman Nuri intihap e - memuru | mek mümkün olmadığımdan bu teşek. küre gazetenizin tavassutu rica edil. İmektedir. Merhume nezaket ve faziletile etra | İnm hürmet ve muhabbetini kazan. mış İyi bir Türk kadını olduğundan ânf bir surette üfülü büvük bir te esslirii mücip olmuştur. Alinh râhmet eyliye.. R FIYATROSI DRAM KISM Bu aksam | UNU ll 2030 da - SÜRTÜK nm &ULTUKLAR: 50 Şu Kuruş Ii l yı OPERET KISMI Bu akşam 20.30 da LÜKÜS MAYAT | İ; | ŞEHİR TİYATROSU Istanbul Asliye Mahkemesi 3 ün. cu Hukuk Dairesinden: Culya tarâ. fmdan kocası Beyoğlunda Asmalımes dtte 18 savılı Yadigir apartmanın. da birinci katında sakin Hary G. Spratt aleyhine 935/762 sayılı dosya ile ikame olunan ihtar davasından do- layr icra kılman mahakeme sonunda kanunu medeninin 132 nci maddesine tevfikan bir ay zarfında birlik yuva. sına dönmesi lüzumunun ihtarına da. ir sadir olan 9 - 12 - 936 tarih ve 937/10 numaralı ilâmın müddeizley- hin ikametgâhmı terkettiğinden (ve yeni ikametgâhı da meçhul olmasmâa mebni hukuk usul muhakemeleri ka. | nünunun 141 inci maddesi mucibince! ilânen tebliği tensip kılmmış ve bir süreti de mahkeme divanhanesine ta- lik edilmiş olduğundan tarihi ilândar | itibaren on beş gün içinde müddela - leyh Hary G. Sprattm temyizi dava til oluyor, Diğer bir kadın ondan kurtulmak için ölüyor, Kadın ve erkek, para, şöhret mücadelesi kan sedlerini aşarak gele) bir aşk sevgilinin istihfafı önünde zelil oluyor. Bu kadar heyecani film görülmemiştir. İlâveten: Ekler dünya haberleri, rl | İstanbul" Belediyesi İlânları i Beher metre murabbaına 2 | bedel tahmin olunan Aksaray Yi gın yerinde Mimar Kemaleddin mahallesinde 28 inci adada yüzsüt metre 36 santim sahasındaki arsa satılmak üzere açık arttırmaya nulmuştur. Şartnamesi Levazım Müdürlüğünde görülebilir. İstekli 726 kuruşluk ilk tominat makbuz veya o mektubile beraber 28 Iktisat Vkâleti Iç Ticaret Umum Müdürlüğü; 30 Ikineiteşrin 1330 tarihli kanun hükümleri inle iş | izinli iken sonradan Türkiyedeki muamelesini tasfiyeye karar veren nebi bankalardan (Hrisoveloni Bankası Romen Anonim Şirketi - Badi Chrissoveloni Sociğtö Anonyme Roumaine) şirketi bu kere mürs tasfiye işlerine memur D. Vosninkos'utı bu vazifeden istifa et ğini ve bİ dan sonra Tasfiye işlerinin (Kostantin Fengaris) tarafından yapıla: bildirmiştir. Keyfiyet kanuni hükümlere uygun görülmüş olmakla lunur. Türkiye: Ziraat Bankasından * Bankanız içIN AL tip UZ se kalamoza'kabı”satın alınacaktır. Nümuneyi “uz yedi Yüz Till di görmek V şeraiti anlamak üzere İkincikânunun on birinci Pazart€ akşamına kadar her gün öğleden sonra İstanbulda Yef Postane arkasında Türkiye hanının alt katında Ziri Bankası Levazım Dairesine müracaatları, Istanbul Ikinci İflâs Memurluğun. dan: Müflis S, Hayim masasma mü. racaat eden Sociyete Banka Et Kom- | merçiyalın istediği 11809.65 F. fran- gile 563.16 Ingiliz llrasmm bundan sohraki tediyata şamil olmak üzere Altıncı Sıraya kayd ve kabulüne if. lâs idaresince karar verilmiş ve bu suretle sira defteri düzeltilmiş olduğu (43) İstanbulda Tahtakalede 67 nuf ralı Bay Viron Tiadisin biskül is lâthanesini satım aldım, — Ha; bos Antonyadis. hapse mahküm edildi , edildi » Muazzez hemen onun sözünü kesti ve ancak bir kadınm düşünebileceği kadar ince düşünerek: “Deli misin sen Yusuf?,, dedi, “Hükümetten çı- karsın da ne iş yaparsın? Tutacağın iş sanki seni hiç benden ayırmıyacak mı? Bu karışık zamanda İn- san bulunduğu yeri birakir mı? Babamdan bir şey kalmadi ki, onunla geçinelim, Sen bu vazifende kalır- san zeytinlikle tarlanm işlerine de bakarsın, biraz halimize yardımı olur:,, Yusuf henüz çocuk addettiği karışından bu sözle- ri duyunca azıcık hayret etti. Fakat bu onu karısma bak vermekten alakoymadı. Babalarının cebinde çıkan beş on sarı lira ile Yu - Buftaki paralar cenaze masrafına, imama, müezzine gitmiş, Yusufun elinde birkaç mecidiyeden başka bir şey kalmamıştı., Aybaşına on gün vardı. Önleri kış olduğu için birçok masraflar daha yapılacaktı. Bun- ları gözünün önüne getirince Yusuf: “hükümetteki işi bırakırım! ğunu farketti, : Vukuatı olduğu gibi karşılamıya, kendiliğinden bir şey yapmamıys karar vererek uyudu. Pek sakin ol- mıyan bir geceden sonra uyanınca hayatı biraz da- ba tatlı buldu. Hâdiseler gece vakti ve bir idare kan dilinin ışığında konuşulduğu kadar ümitsiz ve kor - kunç değildi. Dışarda ağaçların yapraklarını, oyna - tarak bir sonbahar rüzgârı bu ölüme mahküm yaprakları heniz koparamiyordu. Bu mini mini ye- gil mevcudiyetler bile içlerinde bu kadar kuvvetli bir mücadele ve mukavemet kabiliyeti taşırlarken kendisinin karanlık düşüncelere dalması doğru ola- mazdı. Yavaşça yataktan sıyrılarak pencereye gitti. Gü - neş ağaçların arkasından yükseliyor ve evlerin ge » Diş bahçelerindeki otları nemli bir ışığa boğuyordu. Yusuf böyle bir sabahta atla kırları dolaşmanın as- ia bir felâket telâkki edilemiyeceğini düşündü. Ba - şmı çevirerek Muazrezİ çağırmak, dışarısı onunla demenin mânasiz, hattâ gülünç oldu. © : dilmişlerdir (edebileceği ilân olunur, (291) Kuyucaklı Yusuf MEMLEKET ROMANI birlikte seyretmek istedi, fakat gent kadm başını yastığa gömmüş, sağ elini yanağının altıma koymuş, bir çocuk gibi mışıl muş uyuyordu. Yusuf onu uyandırmıya kıyamadı. Ayaklarınm u- cuna basarak yatağın kenarına gidip oturdu ve ka- rosa uzun zaman baktı. Muazzezin saçları iki örgü halinde beyaz yastığın Üzerinde uzanıyordu. Örgülerin uçları biraz çözül- miş ve kumral saçlar bir sırma püskül gibi dağıl - miştr. Şakaklarındaki saçların bazıları da yanakla - rma kadar uzaniyor ve genç kadının yüzünü ince, ipek bir tül gibi sarıyordu. Ağzı biraz aralıktı ve ne- fes aldıkça beyaz dişleri parlıyordu. Gözkapakla- rında kıl gibi ince mavi damarlar dolaşıyor. Biraz dağınık olan küşları arasıra hafifçe Ürperiyordu. Genç kadın kımıldadı. Başmı yukarı çevirdi. ve bir kolunu yorganın üstüne atarak daha geniş, daha rahat nefeslerle uykusuna devam etti, Yusuf göz- lerini karısının göğsüne dikti, Yakas: kapalı beyaz entarisinin altında kabaran göğsü muntazam nefes« lerle şişivor ve yorganın kenarını yükseltiyordu. Mavi yüzlü yorganm Üzerinde uzanan beyaz eli ha- reketsizdi. Biraz içeri doğru ktvrilmış olan parmak- ları yorganın kıvrımlarmdan birini yakalamış gibi duruyordu. Yusuf yarım sast kadar onu sevretti, sonra gü- neşin yükseldiğini görerek giyinmek için kalktı. Bu esnada Muazzez gözlerini açtı. Başucunda kocasını görünce gülerek doğruldu ve pencereye vuran gü- neşe bakarak: — 56 — SABAHATTİN ALI “Aman Yusuf, ne uyumuşum, Ne uyumuşum!” dedi. “Yok canım, o kadar geç değil!” “Dur, sana kahvaltı getireyim!” "Hemen yerinden fırladı, terliklerini ayağına geçi- «erek aşağı koştu. Sabahları kalktığı zaman kendisine böyle kah- valtı hazırlıyacak veya sadece kolunu mavi yorga- nın Üzerine uzatıp uyuyacak bir Kadın yerine her- hangi bir köy odasının isli kalas tavanını görmek Yusufa bir an için pek acı geldi. Sonrabu gibi düşünceleri kafasmdan uzaklaştırmanm lüzumunu kendine telkin ederek doğruldu ve giyindi. . Hemen o gün kaymakam Yusufu malmtdürüne gönderip tahsildarlığa başlattı. Orta yaşlı bir mü- meyyiz önüne beş on makbuz koçanı alarak Yusufa bunlar üzerinde adeta uzunca bir ders verdi ve de- likanlı akşama kadar bunları bellemek için temrin- ler yapmakla vakit geçirdi. Hemen bir at satınalmak İcap ediyordu. Akşam Üzeri Aşağıçarşıdan geçerken uzun zamandanberi görmediği Hacı Rifatm İhsana rastladı ve ondan akıl sordu. İhsan onu yanma alıp Soğuktulumba yolundaki bir hana götürdü, yarım saat içinde pa- zarlığnı filân yaparak beş buçuk altıma güzel ve beyaz bir at satmaldı. Parası ayda birer altından verilecekti. Peşin olarak verilmesi icap eden parayı İhsan kendisi verdi ve at yedeklerinde, beraberce kasabaya döndüler. ilân olunur, (20101) Alinin ölümündenberi adamakıllı bir şey kon! mamıştılar. İhsan Yusufun bu kadar uzun zam dan sonra kendisine eski bir arkadaştır diye bö vurmasından büyük bir iftihar duyuyor ve ons kadaşlığına lâyık olduğunu isbata çalışıyordu. Suf ise, bütün insanlardan ümidini kestiği bu sil larda karşısına böyle bir dostun çıkışını biraz hay ret, fakat daha çok sevinç ve teşekkürle karşi yordu. Yolda ikisi de hep eski günlerden, beraber yaP tıkları gezmelerden, kâğıt kebabı ve irmik helvi ziyafetlerinden bahsettiler, Sözleri Aliye ait hatı! lara temas edince sustular. Yusuf bir aralık gözle İhsana bakınca onun gözlerinin de kendini kiler gibi yaşarmış olduğunu gördü. Bir müd söyliyecek lâf bulamadılar. Nihayet İhsan: “İşte böyle Yusuf, ömür bu, geçip gidiyor!” d mırıldandı. İhtiyarlara mahsus bir eda ile söylen 7 bu sözler Yusufu güldüreceği yerde düşündürdü Çayiçinden bayram yerine sapan yolun köşesi! gelince durup biribirlerinin yüzüne baktılar ve rıldılar. İkisinin içinde de hem uzun zaman sof” tekrar görüşmenin verdiği bir memnuniyet, hem © belki bir daha görüşmiyeceklerini sezmekten doğ bir hüzün vardı. Hayat biribirinden ayırdıklarını kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa b le, uzun zaman yanvana bırakmıyordu. Geçen leri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve #“ dece hatıralar, iki insanı biribirine sürükliyec kadar kuvvetli değildi. Fakat Yusuf yanından uzaklaşan İhsanla birli yalnız beş on sene evveline ait çocukluk hatıral”. nın değil, bu şehirle olan bütün bağlarının da rüklenip gittiğini zânnetti. İhsana karşı şu 1 duyduğu yabancılık ona artık kendisini Edren bağlıyan bir şeyin de mevcut olmadığını hatıris” (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: