14 Ocak 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

14 Ocak 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© rafından yazıldığı ve sonra da No- © muf Lütfi de senedin ftanziminden Sahte senet suçluları Sava Emanetoğlu isminde bir ihtiyar bankada mühimce bir para bırakarak geçen sene vârissiz öl r. Bu paranın hazineye ka- lacağını tahmin eden bir grup sah- te senet tanzim ederek parayı al mak isterlerken cürmü meşhut ha- linde yakalanmışlardır. / Bunların içinde Meleti adlı bir do avukat vardır. Müddeiumumilik böyle bir iddia ile tevkif - ettiği Beyoğlu Altıncı Noterlik kâtibi Şefiği, Ali Haydar, Vehbi, Mahmut Lütfi, Rifat, Me- leti ve Nazmiyi tevkif ettirerek Ağırceza mahkemesine vermiştir. Dün muhakmelerine devam edil. bir kadın Kalâr ki, Havva dli tıp işleri o müdürlüğü —< müddelumumiliğe Elif o ve Nazlı adlı iki kadın verdi. Şimdiye kadâr İstanbulda görülmemiş bir şe kilde giyinen bu kadınlar herkesin nazaridikkatini celbediyordu. Müd - deiumumilikte etraflarında kesif bir kalabalık toplıyan bu kadınlardan E- lifin kucağında beyaz bir beze sa - rılmış bir de yavrucak vardı. Elif, ayağına geniş ağlı bir çakşır giy - miş, Üstüne de bir delme geçirmişti. Başındaki kısa fesi Üstüne de bir ye meni örtmüştü. Bu genç ana Niğdeli Ahmedin kızı idi. Niçin tıbbı adliye di. Hüsnü ve Şevket isminde iki şa- hit dinlendi. Şahitlerden birisi suç- lu Şefiğin bir gün Taltas ticaret- hanesine Altıncı Noterlik Dairesin den 495 kuruşluk bir makbuz geti- rerek parayı aldığını ve makbuzda- ki rakamların biribirini tutmaması getirildiğini köylü şivesile şöyle an- lattı: — A efendi, ben güya çocuğumu boğarak öldürmüşüm. Cins kediler bile yavrusunu boğmaz, nerda kal - dı ki, Havva kızı bu kötülüğü yap - sın. Bizim orada çok ebe bulunmaz. Ben kendi kendime doğuruverdim. üzerine Noter başkâtibi Fevziye te- lefon ederek hakiki miktarı “ca (95) kuruş olduğunu öğrendiği- sorun- | ni ve ertesi gün Fevzinin bir mek- tupla (200) kuruşu iade ettiğini ve kâtip Şefiğin ihtiyaç dolayısile bunu yaptığı için affedilmesini dile- diğini söyledi. Bundan sonra Şefik mahkemeye bir istida verdi. Bunda Noterlikten kovulmayıp bonservisle çıkarildı- “ğini ve Noterlikten (70) makbuzla! alâkadarlardan fazla para alındı- ğı halde deftere noksan geçirildi- ğini, bu makbuzun Fevzi tarafın. dan doldurulduğu ve işten(40) lira alındığı halde deftere 20 lira geç- İiğini söylüyor ve banlarla berubör makbuzdaki yazının tetkikini isti- yordu. Ölen Sava Emanetoğlunun suç- lu Mahmut Lütfiye yedi bin lira borcu varmış gibi tanzim edilen se- nedin başındaki yazının Meleti ta- #erce tasdik edildiği iddia olunu-| yordu. Meleti, bunu inkâr etti. Mah Kunç bir müna almıştı r, Muazzezin hem meyi başka bir güne bıraktı, Kuyucaklı Yusuf Şimdi bu ehemmiyetsiz hâdiselerin herbiri Kendisine karşı bilhassa Şa- hinde tarafından gösterilen ihtimam ona fevkalâde hem şiddetle meyus halleri bir- bayılmışım. Doğan çocuk ta ölmüş. Beni deli diye buraya getirdiler, Ham ben çocuğumu öldürsem, bir daha doğurur muyum. Bak Şu soğuklarda yavrumu Üşütmemek için kendi min tanımı çıkardım. Ona örtü yaptım. Tıbbı adli müessesesi, Elifte hafif bir hastalık bulduğu için kehdisini serbest bırakmıştır. Fakat Elifin memleketine dönecek beş parası da yoktur, Müddeiumumilik bu zavallı kadını Niğdeye kadar göndermek i- çin para temin etmiştir. Nazlı da samanlik yakmak suçun- dan adliyeye verilmiş, tıbbı adli mü- &ssesesi, kendisinde hastalık göreme miştir. Jandarmalar, Nazlıyı. tekrar Çubuklu müdeelumumiliğine götür - müşlerdir. — ea mm Norveçte iken haberi olduğunu ve Ömer Lütfi isminde birisine tem- lik edildiğini Norvaçte. ikon rendiğini söyliyerek bunun şahit olarak çağırılmasını istedi. Bundan sonra mahkümlardan bazıları tah- liyelerini istediler. Mahkeme mü-| zakereden sonra bu talepleri red- detti. Ve azadan Muhlisi senet- lerdeki imzaları tesbit ve tetkik et- | Cins Kediler Bile | Nusret de Limza şe göstermiştir. Çocuğunu boğmak suçiyle yakalanan anlatıyor: Yavrusunu Boğmaz, Nerede Kızı Bu Kötülüğü Yapsm Gümrük Oktiruva Yolsuziuğu Davası Dün Ağırceza mahkemesinde, bir | gümrük oktruva sujistimali, rüşvet alma ve sahtekârlık davasına baş- landı. Suçlulardan Alâeddin, Salâ hattin, Nafi, Sabri, İskender, Salih mahkemede bulunuyorlardı. Nus- retle Adnanın da avukatları gel. mişti. Müddeiumumiliğin o iddiana- mesine göre, 8838 numaralı boyan- name ile Ayvalığa gönderilecek olan 20 sandık çay gümrük ve du. huliye resimleri verilmemek için bu- raya çıkarılmış ve bunun için de Tahrirat Müdürlüğü mümeyyizi Sa- lâhattin rüşvet alarak sahte ovrak tanzim etmiş, manifesto memuru rüşvet alarak vesaiki| suretile işi karıştırmıştı. Manifesto kayıtlar hilâfına derkenar yazarak etmiştir. e Manifesto (me muru İskender muhaberede bulun- duğu muamelenin evvelâ sahtekâr. lığını sezmiş olmasına rağmen son- radan sahtekârliğı kapatmak. için! boş bir kâğıda hıfız'yazısı “ yazdıra rak dosyayı ortadan kaldırmıştır. Gümrükçü İzzet, duhuliye tezkere- taklit et-| miştir. Gümrükçü Suat suçlular! dan Salâhattinle İzzeti tanıştırmak suretile ocürmü kolaylaştırmıştır. Tüccardan Kerimzade Ömer, sah- tekârlığı öğrenince duhuliye resmi- ni ikinci defa vermek suretile endi- sinde memurun imzasını tirmek için naip seçerek a kor » ürkek, hem so- me aşağı yukarı bunları ihtiva edi- İşte mahkemede okunan iddiana- tahkik etmeden mütalea yazmak! memuru Celâl, muavini Nafi resmi| BU AKŞAM MELEK Sineması “Meşhur Macar musiki üzerine kurulan nefis mevzulu bir şaheser Numerolu biletlerin Şayanı hayret, #btiraalı, İlâveten: MİKENİN Ki MAUDA SCHNEİDER . PAUL HO Mahkümlar Zonguldağa önle Zonguldakta kömür şirketinde çalışacak olan 100 mahküma bara- İka hazırlamak için seçilen 28 san-| atkâr mahküm dün Zonguldağa gönderiimişisrdir. Mahkümlara Imrali adasındakiler hapisanelerindekı ikili ara - sından seçilmişlerdir. İ umu 1) ny iğ : i ÖLÜM Istanbul ithalât gümrüğü müdür muavinliğinden mütekalt Giritli Bez mi Kıralın refikası Naciye Kıral vefat etmiş Merkezefendideki aile kabristanma defnedilmiştir. — ———— ———————— denbire İnanılmıyacax şeyler ifade etmiye başlıyor- du. Yumruklarını şakaklerıma bastırdı. Çenesi gırtla - Bındaki adaleleri gererek oynıyor ve &lni yanıyor, zonkluyordu. Birdenbire olduğu yerden kalktı, aşağı koştu, #okak Üstündeki odada yatağını toplıyan Şahindeyi kolundan tutup çekerek: “Ne yaptınız benim karımı?.. Muazzeze ne ol. muş!.!,, diye bağırdı. Şahinde Yusufun yüzüne bakınca korktu, kolunu onun elinden kurtararık: | “Bırak beni! Ne olmuş?,, dedi. Sonra birdenbire cesaretlendi. Neden korkacak. tı? Olan olmuştu ve sebep bu aylakçı herif, bu had- dini bilmez edepsizdi. Şimdi karşısına geçip utan. maden bağırıyordu. Fakat Şahinde de sosmiyacak, iki misli bağıracak ve ondan aşağı kalmıyacaktı. Lâkin Yusuf bağırmadı, elleri titriyerek minderin kenarma oturdu, yüzü sapsarıydı. Biraz boğuk, fa- kat sakin bir sesle: “Ana, gel şuraya otur. dedi. Şahinde Yusufun bu halinden daha çok telâşa düştü, fakat itaat etti. O zaman Yusuf yine o kısık, fakat sakin sesiyle? “Bana hiçbir şey anlatmıya kalkma!, dedi. “Dinliyecek halim yok.. Yukardakinin yüzünü gör - mek bana yetti, Benim karım bu halde değildi. U - zun konuşmuyalım! Yalnız sana birkaç sözüm var, 'Bak, bu kadar yıldır bir evde otururuz, karşı karşi- ya geçip iki lâf etmemişizdir. Şimdi icap etti.. Or. tada neler olup döndüğünü bilmiyorum. Inşallah sandığım kadar ileri gitmemişsinizdir. Fakat ben #eni bilirim, başmın doğrusuna gider bir insansm! Babam sağ iken söz bana düşmez diye ağzımı aç- mazdım, sen de bizim gözümüzü bağlayıp arkamız. dan dolap çevirmiye kalkardı. Apa olacaksın. © Kapıyı kapa da gel!,, MEMLEKET ROMANI zaman bile kızını senden korumak bize düşerdi. Şimdi babam yok. Bu evin namusu benden sorulur. Bunu bir tarafa bırak, fakat Muazzezi yoldan çı - karırsan çok kötü olur.,, Bir müddet durdu. O Aklma doğru dürüst bir cümle gelmiyor ve perifan kelimeler dudakların. dan teker teker dökülüyordu, Uzun uzun önüne baktıktan sonra birdenbire ve sert bir sesle tekrar başladı: “Ana, neler oldu evde? Çok fena şeyler oldu mu? Bana söylemiyecek kadar ileri gittiniz mi7. Şunu kafana koy! Ne olursa olsun, hiçbir şeyde Muazzezin kabahati yoktur, On beş yaşındaki kı zın ne kabahati olur ki?,, Tekrar sözünü değiştirdi ve bağırdı. “Söyle! Akşam evdeki misafirler kimdi?.,, Şahinde $inirli ve küstah bir ifade ile onu süz&- rek: “Pek mi öğrenmek İstiyorsun? Söyliyeyim öy - leysö,, Kaymakam İzzet Rey vardı. Amirin, velini- metin Izzet Bey... Merhum bubanın geride bıraktığı ailesi aç mıdır, tok mudur, diye sormıya gelmiş... Yusuf yerinden kalkar gibi oldu, tekrar kendine hâkim olarak: “Gece yarılarma kadar mı oturup hatır sordu?, “Tki lokma yemek çıkardık adamcağıza, bize et. tiği iyiliğe karşı yaptığımız az bile?.,, “Ne iyiliği?.,, k “Evimizde iki lokma yiyecek buluyorsak, senin bıraktığın bir mecidiye ile mi oluyor, bu dersin?.,, Yusuf kıpkırmızı bir yüzle, boğulacakmış gibi boynunu oynatarak sordu: “Ya neyle oluyor?,, “İzzet Bey bir kaymakam ailesinin sürünmesin! kavmakamlık oserefina yakıştıramadığı icin bize — 02. — , düşüncesiyle bu eve devam etmiş SABAHALJIN ALİ hükümetten yardım ettirdi. “Benim neden haberim yok?,, » “Muazzez söylemedi mi? Her halde unutmuştur.,, “Yalan söylüyorsun “Ben bilirsin...,, “Bana kaymakam da birşey söylemedir.,, “Sana ne diye söylesin?.. Senin aileni ben besli- Yorum mu desin... Adam batır, gönül tanır elbette, “Ben şimdi gider, başkasının işine ne diye karış. tığını ondan sorarım!,, “Sen mi? Ne yüzle? Ayda aldığın iki buçuk liray- la bu ev geçinir mi sanıyorsun? Seni bu cahilliğin. le memurlukta tutan adama ne yüzle çatacaksın?. İnsan olsan gidip elini öpersin!,. Şahinde her söylediği Söze, ağzından çıkar çik- maz inanıyor, ve bu ona Cesaret veriyordu: ç Yusuf susmuştu, bu işlerde bir sakatlık olduğunu hissediyor, fakat kaynanasına verecek bir cevap bulamıyordu. Zaten münakaşaya alışık değildi. En kuvvetli sandığı bir sözüne Verilen Jânlettayin bir cevap onu susturmuya kâfi idi, Yalnız bir müddet sonra kafasının içinde Yeniden azaplı şüpbelelr u. yanır ve onu kıvrandırmıya başlardı. Bu sefer de Şahindenin Sözleri onda ayni neviden hisler doğurmuştu. Bir bakıma Şahindenin söyle - dikleri doğru olabilir, Izzet Bey sırf İyilik etmek bulunabilirdi. Fakat bunun böyle olmadığma Yusuf emindi. Ne, den? Bunu kendisi de bilmiyordu, Yerinden fırladı, taşlığa çıkıp çizmelerini giydi ve hiçbir şey söylemeden sokağa fırladı. Dışarıda rutubetli bir soğuk vardı. Evin içinde de gocuğunu çıkarmamış olan Yusuf kemiklerine kadar üşüdü. Hızlı hızlı yürümiye başladı Miraz dolaş mak. kendi kendine #'islinmak istıyura,, i evvelden Yarm matine- lerden itibaren Mz DRAM KISM gibi yeknasak elbise ve ayakkabı Bugün 20.30 da TI 1 temin edildiği gibi san'atlarına 95-) — sörrük İ nl re aletleri de Slihüeghii Bunlar Son bafia Anka a, Bursu, İmali e Teke — »whTUKLAR: 50. $u Kuruş ZEHİR TİYATROSU İstanbulun incelik - Güzellik - Aşk ve musiki seven nezih halki toplanacağı bir yer olacaktır. MACAR RAPSODİ üstadı FRANZ LİST'in eseri sIB PAU Programa ilâve olarak Paramount dünya havadisleri Telefon: 40868 Bu akşam 5 A K A R Y A Slam meii Bir sinema hadisesi BESİZI EF? Fransızca sözlü DOKTORUN MUCİZE SI filminde müessir, bunlar saadet getiren çocuklardır. Mutlaka görülmesi lâzrmgelen ul R HAYATI ve PARAMOUNT JURNAL'de İtalya - İngiliz itilifmm imza meri aldırılması, Bu Akşam SARAY Sınemasında Viyana operetlerinin kraliçesi ve RBİGER - WOLFF ALBACH RETTY ile bütün Vi; iştirakile temsil edilen BEBEKLER PERİSİ (Puppenfee) Zengin ve muhteşem musikili film için yerlerinizi evvelden âldırmız. İlâveten: FOX JURNAL bütün dünya havadisleri, a Tehlike — Kan — Ateş — Heyecan — Sergüzt Cinayet Masasi Ni ŞEHİR FIYATROSU ei ni OPERET KISMI hissi Buzüün 20,30 da —— LÜKUS HAYAT KONSER İstanbul Son hafta yordu. Suçlulardan Ankarada bu- Pangaltı TAN Sinemasında lunan Adnanla Nusretin istinabe Halk Opereti varakaları okundu. Şahitlerin ça: Bu akşam saat 21 de rılması için muhakeme talik edildi. ENAYİLER kat edecektir. Nedense evde gelmiş, Şahindenin yanında fakat itiraz da edemediği sözler dinlemek onü ğacak kadar sıkmışlı. Şimdi çamurlu yollari8 rafa kirli sular sıçratarak yürürken nereye gi ni, niçin gittiğini düşündü. medi. Şehrin kenarma gelince durdu ve etr#” baktı. Keskin ve nemli bir rüzgür esiyor, ins8 yüzüne arasıra İnce damlalar savruluyordu. ağaç dalları ıslık çalıyor ve dört tarafa eğ Yusuf Muazzezin yüzünü sıkılarak : “Yalan... Bütün söyledikleri yalan! gösteririm!,, diye homurdandı Gerisin geriye koşmuya başladı. Eve ne kads”fj buk geldiğine hayret etti. Kapıyı Şahinde açti damadma: “Yine mi sen?,, demek istiyen bir #X attıktan sonra döndü, Yusuf onu kolundan 4 oraya, pabuçların durduğu yere çöktürdü. Bugünün Karuzosu BENJAMINO GiğLİ KATE DE NAGY AVE MARI/ Konservatuyarını zun Bayan A. Babikyan tal Kânunusaninin 19 uncu sali akşamı saat 21 de Beyoğlun sız tiyatrosunda bir konser “| cektir. Cemal Reşit piyano kalmak ona birdenbire, rollerde: rı SEHMIT L HÖRBİGE n kabarelfi in en güzel eserleri” ve aşki büyük film oturmak, inanan” Buna da cevap hatırladı. Yum! Bep “—Ne söyliyeceğini bilmiyordu. Yolda da b Güşünmemişti.. Bir mliddet öyle durduktan kesik, kesik; “Anacağım!., biribirimizin yüzüne bakamı Ben her şeye dayanırım amma, böyle bir şey YA ların ettiklerini yanlarına komam, ana, bak demiyorum, amma dikkat et, bir kepazelik hepinizi yakarım. Demin de kabahat bulmam, ben onu uyarsa yine sizden bilirim. benim yokluğumda kötü yollara saptıranlarıd kün kazırım. Sen benim bilirsin. Söylemedi deme. Kı dersen et, kızma elini uzatma, Onun gönlün den ayırmıya uğraşırsan... , Söyliyecek kelime bulamı dattı. Sahinde soğuktan dedi. Sesi titriyordu. söyliyecek şeylerim çok, bir araya toplayö” rum, Beni belki düşünmezsin, kızını düşün. 1“ ellerini öpüp yalvarayım, Bize kötülük etme. “Anaciği iyacak hale açıkç . söylüyorum, şu İş şöyledir, buda söyledim, Mu bilirim. Eğer o öt Parmak kadar ©“$ dediğimi yap rendi kendine m8 “$ yarak dişlerini (Arkası var”

Bu sayıdan diğer sayfalar: