19 Ocak 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

19 Ocak 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a 19.1.937 TAN Gündelik gazete BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN TAN''ın hedefi: Haberde, fi- kirde, her şeyde temiz, dü- rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. | a Günün Meseleleri Yine sinek derdi Kış ortasındayız. Bu mevsimde si mekten şikâyet etmek gülünç görü - Debilir, Fakat birkaç ay evvel sinek istilâsından ağızları yanan Şişli hal- kı daha şimdiden telâşta: - İlkbahara ne yapacağız? di-| yorlar,, , | Ve bu vesileyle hâlâ o semte çöple. Tin açıkta bırakıldığını söylüyorlar. Filhakika geçende evlere ve her tarafa sineklerin bıraktıkları Yu- murtalar birdenbire petiyacak ve ortalık birdenbire müthiş hir sinek Bstilâsına uğnyacak. Oraya atılmakta olan Göpler de Ayrıca sinek ordularmı kuvvetlendir- miye yardım edecek. Belediye şimdiden tedbir aimsz, Ukbaharda başlıyacak bu feliketin önüne Şimdiden fenni vasıtalarla ge mezse, yarm hem şehri, hem de be-| lediyeyi rahatsız eden bir vasiyet karşısmda kalabiliriz. . Sinek hastalık yapmaz mı? Doktorlar sineğin hastalık Yap <| madığmı söylüyorlar, Fakat ov sinek istilâsmda bir annenin başın - dan geçen şu vak'ayı dinleyiniz? — Komşumun çocuğu kızla >e>| tulmuştu. Doktora söyledik. il nuzun yattığı odanın şii açmayınız, dediler, Fakat havayı Te! Valandırmak zarureti var. Pencere-| leri açtıkça içerisini karabulut balin- de sinekler istilâ ediz gir Şürdükçe sinirlerimi bozuluyor, Mi çaptan Glükcaysınn. —SülMye- pie dSE oldu, bizim çocuk ta ayal lıkla yatağa düştlz . Sinek hastalık y8) 2 kat sari hastalığı nakletmiye vasıla olamaz mı? . Göringin İtalya seyahati Alman Hava Nazırı yk Ed Yareti bütün AV ”. | lâka uyandırmıştır * kadar İngiltere ile Son yamanlar yor, İtalya De A biribirinden ayrılmıyor. tardı lerden son - imkansiz. We daha sıkı mecirur oldu. italyayı Akdeniz ile anlaşmıya mec - > - İtalyan anlaş - ümkün oldu. İngiltere uzum te“ ie anl Bu y İşinde ingiltere bur etti, Son İns ması bu sayede m Fakat İtalya, Ge İtalya! bir. Yı bilhassa İspany* te Akdeniz s8- İeştirmişti. fd devlet “dinin Ku billerinde bir sosyal “eklerini Tulmasına mi Gi Uân etmişlerdi evvelâ bu Görinein Roma B9U iniyor. İs - Mesele ile alâkadar GL die Panyada asileri tu e orada Ye kadar ileri gidecek”, yal bir essirdir. İtalyanm eek olmasından istifade “ir. le bir anlaşma araysbi e olduğu Sonra Almanya apo an por #ibi, İtalya e de KOT içebilir. Hiti bir ittifak tesisini İS, hatti Bitüm unlar, AV yaya serin dünyanın müstakbel * goktalar- de mühim tesirler yapa h : tavazr0 Maamafıh vaziyet BenÜ* “hakli *tmiş değildir. Bu yaslar. mânası henüz meydani a Gül benelli AN” son zamanlar» da birkaç defa devlet bakımından bizde matbuat teşkilâtı mesele sine dokundu. Verdiği malümata göre Basın Ge- nel Müdürlüğünün mem- leket içi teşkilâtının iyi” kurulmuş olduğu ve iyı işlediği anlaşılıyor. | Tam kirk sene evvel gazetelere yazi yazmıya başlamış, UZUN yık lar başlıca garp memleketlerinin matbuatını yerlerinde ve yakından takip etmiş, bizde eski matbuat umum müdürlüğünün ilk teşkilâ- tını kurmuş ve nihayet birkaç #€ ne Je gündelik siyasi gazete Gi- karmış, yani meseleyi dışmdan, içinden ve muhtelif cephelerden görmiiş biri sıfatile ben de bu me sele hakkımda birkaç söz söylemek istyorum. evzu shemmiyetli olduğu ka dar da geniştir; dallı budaklı, dır. Bugün yalnız bir noktaya t8- mas edeceğim, 1613 başlangıcında teşebbüsüm üzerine dahili ve ecnebi matbuat müdürlükleri birleştirilerek umum müdürlük teşkil edildiği vakit ele almması lâzımgelen güç mesele - İerin başında o vakit mevcut olan yarı tesmi Osmanlı Ajansı vasıtasi- le başka o memleketlere duyurmak meselesi geliyordu. B' ajans hariçten, diğer memleketlerin propagandası mahiyetinde birçok telgraflar alıyordu; tabif bunlar #- Jansa bedavr gönderiliyordu, od& bunları İstantul içinde dağıtmak- tan başka bir şev yapmıyordu. Va- kıl hükümetten aldığı tahsisat ia azdı. Fakat münasebette bulundu- ğu ajanslara hemen hiç bir telgraf göndermiyurdu. Arasıra hüküme- tin emrile gönderilen telgraflar da Avrupa matbuatmda yer bulamı - yordu. — Bir hayli uğrastıktan sonra bü- radan sik sık telgraflar göndert- mive ve eönebi ajanslarm bülten» lerihe koydurmıya muvaffak ol - duk. Faket garbm &hemmiyet'i gazeteleri bu telerafları bültenleri. na dercetmemekte ısrar ediyorlar « “omgumuz > Balkan develeri bu hususta hayli muvaffakiyet gös teriyorlardı. Bu da yalnız memle ketlerindeki matbuat büroları, ee- nebi muhabirlerle az çok sıkı mü- nasebetler ve nim resmi ajansla- rının faaliyetleri gibi içeri teşkilâ tile dei mezkür vasıtalardan ziyade başka memleketlerde doğ- radan doğru sarfettikleri gayretler sayesinde mümkün oluyordu. üytik garp merkezlerinde sarfedilen bu gayretlerin ve sairenin şekilleri ve mahiyetle- ri hakkında etraflı tafsilâta gi ” rişmenin mümkün olamıyacağı ko lavlıkla takdir edilebilir. Ben şim- dilik o vakit bizim tasarlamış ol- duğumuz bir teşebbüsü hikâye ede- ceğim. . Bu yolda ilk adım 'olmak üzere Pariste bir aylık mecmua neşret- meyi ve bu mecmua etrafında Fransız gazetecilerden bir grup toplamayı dilşünmüştük. Sırf bi- zim işlerimizle meşgul olmıyarak umumi bir mahiyette çıkacak olar bu mecmua asıl hedefimizi teşkil etmiyordu, daha ziyade orada bir teşkilât nüvesi olacaktı. Bu ta- savvur, başta bütçe müşkülâtı ol İ mak üzere birçok sebeplerle teah- hura uğradı. Ben de 1914 başlan- gıcmda sefaret müsteşarlığile Pa- rise gittim. H atırlanacağı üzere o sıralar» da bir (Fransa - Türkiye Dostluk Cemiyeti) kurmıya teşeb. büs edilmişti. Paristeki teşkilâtm başında eski hariciye nazırlarından ve maruf avukatlardan M. Crunmi bulunuyordu. Istanbulda bu işle meşgul olan Bahrive Nası Cemal paşa, ben! M Cruppi ile kendisinin arasında el birliğile çalismayı temine memur etmişti. Tabit Paris matbumtinda bize mü sait bir cerevan vücude getirmek yapılacak İslerin başında geliyor- du. Eğer Umum! Harp çatıp gel- meseydi anlattığım esas dalresin- de bir teşkilât vücude getirilecekti. . Pariste bu İslerle mesgul oldu - ğum sırada meselenin pek ehem- miyetli bir hususiye dikkatimi celbetti ki, o da sefir Rifat Pasa esimizi Dünyaya Duyurmanın Çaresi Nedir? TAN Rauf A. Umumi harpfe ve sulh müzakerelerin de büyük roller oynıyan eski Fransa Başvekillerinden merhumun Paris matbuatınm ba- zı mühim erkânile tesis etmiş bu- lunduğu şahsi münasebetlerin €- hemmiyetidir. Bugün de olduğu gibi Fransız matbuatımın başında çok defalar devlet ricali veyahut bunlarla o - muz öpüşen siyasi adamlar bulu- nur, Büylik elçimiz bunların birçoğu ile dostane denebilecek mlünase - betler tesis etmiye muvaffak ols muştu. Bu zatlar sefaretin par - Iak davetlerinde sik sık bulunduk» ları gibi arasıra gündüzleri (Ode gefarete uğrarlar, Rifat Paşa İle görüşürlerdi. Ezcümle Umumi Harpte ve sülh müzakerelerinde Clemanceau'nun refakatinde mü- him vazifeler gören ve daha son- ra birkaç defa nazır ve başvekil 0- Cağaloğlu yokuşunla 10 mimar. | da Cafer yazıyor: “... Şehirde edildiğini görüyoruz. Fakat evimizin yanmda, sağında, solunda bulunan mikeneler, gece gündüz işlediği için ne uyumıya, ne de İstirahat etmiye imkân yoktur. Evvelce vâkı bir şikâ- yetimizi alâkadar makam nazarı iti. bara almış, bu makineli müesseselere münasip yerlere nakletmek emrini vermişti, Fakat, nedense, bu emir tat- bik olunamadı. Gerçi, bir müessese, kiraladığı veya çalışma yeri İttihaz ettiği yerden çıkarılamazsa da, gü. rültünün — hie dağilse — gece önüne geçilemez mi? Türkiye, bugün müstesna bir mevkide bulunuyor. Dost- ları çok, yarını emindir. Ufak himmetlerle büyük netice- lere varılabilir. Sancak davamızda meydana çıkan ek- siklerimizi tamamlamıya derhal teşebbüs etmeliyiz. YAZAN: Heotinli Andrö Tardisu lan M. Andrö Tardieu bunlardan biriydi, o zaman “Temps” gazete- inin harici siyaset bültenlerini yazıyordu. E echo de Paris” gazetesinin harlei «yesete dair meşri- yatını idare eden Mr, Jean Her- bertte te sefirimizin dostane mü- nasebette bulunduğu gazeteciler - den biriydi. Bu zat hariciye mes- leğinde sefaret başkâtipliğine ka- dar ilerledikten sonra bususi ha- yatına ait bir sebepten dolayı ga- setecii eçmiş kıymetli bir ka- faydı de Umumi Harnten sonra #e- ne eski mesleğine dönmüstür. kaç sene Moskovada büyük elçi - likte bulunduktan sonra Fransa - nm Madrit büyük elçiliğine nak- hatini düşünmek icap eder. Yangın duvarı böyle makinesi dur-| olduğunu söyledikten sonra, Gaziköy madan işliyen bir müessese İle İrti.| okulunda geçen şeker bayramı müra. batta olan bir evde oturmanın, De) gebetiyle giydirilmi | a 3 ilmiş olan on yetim müz'iç olduğunu tasavvur edersiniz. | çocuğun böylece sevindirilmesinde Alâkadar makamların nazarı dikka- | Mürefte Çocuk Esirgeme Kurumunun tini celbederim,, . Gazi Köyündeki Cocukları Kim Giydirdi? Inzalarmın mahfuz tutulmasını İs İmiş olduğunu bildirmektedir. Köylü. 12 - 986 ta-İlerin kendi yetimlerini bizzi .rihli Cümhuriyet refikimizde “Müref. |dirmeleri mucibi memnuniyotti 22 tiyen iki kartimiz, OKUYUCU MEKTUPLARI iL gd i Gece Gündüz Makine Sesi Ankara caddesi, bir iş caddesidir.. |te köylü çocuklarma yardım" başlığı Ancak, bu caddenin tâli sokakların-| altımda çıkan haberin yanlış olduğu- gürültü ile milendele | EXİ ©vlerde oturan hulkım da İstira.İnu bildirmektedirler. — Karilerimiz İ ledilmiştir. Bugün İspanyada pek ehemmiyetli bir rol oynamaktadır. Fransız gazetecilerinden ve Pa - riste çalışan mühim ecnebi gazete- leri muhabirlerinden daha birçok | isim saymak mümkündür. sözü ü- | zatmak İstemiyorum. Bu müşahedelerden sonra ka « | naat getirdim ki, merkez teşkilâ- tindan ve bu teşkilâta bağlı ola - rak hariçte vücude getirilebilecek teşkilâttan, başka harici propagan- da meselesinde sefaretlere, daha doğrusu şahsan sefirlere de mü - him bir vazife düşmektedir. Biraz yukarda hatırlattığı gi- bi Fransız matbuatmın bâşmda ekseriya siyasi rleal bulunur. On- larla ancak sefirler şahsi ve sıkı münasebetler peyda (edebilirler Yüksek tabakalarda yapılması lâ- | zımgelen bu işler atans muhabir- lerinin veyahut matbuat ataşele - rinin elinden gelebilecek şevler de Rildir. Maamafih bu meselede on- lara diişen vazifeler de çok mü - bimdir. Fakat başka bakımlardan. sıralarda Balkan harbinin ferdasmda, Büyük Harbin arifesinde bulunuvorduk. Balkan harbi esnasında başvekil ve hari- ciye nazirı bulunmuş olan M. Poin- carâ cümhur rivasetine geçmiş bu 'unuyordu. O M. Poincarö ki, Ri- fat Paşanın bana yanayakıla an- lattığma göre Balkan harbi esna- gında elçimize karşı ağır sözlerile. haşin muamelelerile, aleyhimizdeki derin gayzını İzhar etmekten ken- disini alamamıştı! Bununla bera- zı başlangıcında şar Rumlara fena muamele edildiği bahanesile Venizelos ta - rafindan velveleler kopurıldığı va- Vit elçimizin hususi münasebet - lerinden oldukça istifade etmiştik. tesna surette müssit bir mevkide Fakat bugünkü Türkiye © müs tesna surette müsait bir mevkide bulunuyor. Dostları çok, yarını e- ir. Ufak himmetlerie büyük lere varılabilir. Sancak me - nde meydana çıkan eksikle- rimizi tamamlamıya derhal teşeb- biis etmetiviz. Üç dört gün evvel 'TAN ım dedi gi gibi “geçirdiğimiz tecrübeler bizi *kaz ötmezse ve sesimizi harice du- yurmayı temin edecek kuvvetli teş kilât vücüde gelmesine yol o &€- mazsak çok yazık olur.” Bu kisa ve hayli eksik mütale- alar Fransa ve bir dereceye kadar İngiltere ile Belçika, İsviçre gibi küçük memleketler hakkında doğ- rudur. Büyük Harbin doğurduğu a7 çok totalitaire devletlerde mese. le büsbütün başkadır, Fakat on- larda da propaganda o meselesine | nekadar ehemmiyet verildiğini tak dir etmek için Almanyada ve İtal- yada birer propoganda nezareti ihdas edilmiş bulunduğunu hatır- lamak kâfidir, bir defa Müreftenin ilçe değil, kamun hiç bir alâkası olmadığını, bu çocuk-| ları öğretmen Feyzi Yücelin başkan- lığmda ve Muhtar Ibrahim Koçerin yardımiyle çalışan “Gazi köy mektebi çocuk esirgeme kurumunun” giydir. evin- Yakın Tarihten Parçalar Abdülâzizin Pa Ziyareti bdülüziz 1868 senesinde o bir Avrupa seyahatine © çıkmış, Pariste açılan sergiyi gezmiş, oradan Londra ve Viyanayı ziyaret etmiş - ti. Bunun üzerine 1869 da da Fransa İmparatoriçesi Öjeni İstanbula gele- rek Üçüncü Napolyon namına indel ziyarette bülundu, Avusturya, İtal yâ ve Prusya hükümdarları da İs tanbula Vellatlerini gönderdiler. Bu armda İran Şahı Nasreddin de İstan, bula gelmişti. Bu hürmetli misafir. terden İmparatoriçe OÖjeni, yetmiş beş yaşlarına kadar yaşamış ve bu Uk gelişinden kırk yıl sonra kendi yatı ile seyahat ederken 16 Haziran 1326 tarihinde İstanbula uğramış, Beşinci Mehmet Reşadın misafiri olmuştu, Abdülüzizin Avrupa seyahati ve oralarda ne suretle kabul ve ikram edildiği o vakitki Avrupa gazete ve mecmualarında tafsilâtile | yazılmış- tir, Hele İmparator Üçüncü Napol yon tarafından tertip edilen “parisk merasimden Paris gazeteleri (o günü günline ve uzun uzadıya hahsetmiş- lerdi, Fakat bizim gaseteler her ne- dense bu kadar tafsilâta girişmemiş. lerdi, Abdülüzizi getiren hususi tren Pa- risteki Liyon garına girince, Üçün- cü Napolyon vazonun önüne kadar ilerlemiş, elini uzatarak Abdülâzisin vagondan İrmesine yardım etmisti. Sonra birlikte garın büyük salonuna gitmişlerdi. Orada Fransız mazırları İmparator tarafından kendisine tak dim edilmişti. Abdülâziz de, Hariciye Nazırı Puat Paşanın teretimanlığı ile yanında bulunanları İmparatora tak- dim etmisti: ki bunların arasmda Ve- taht Murat Efendi ile Şehzade Ab- dülhamit te vardı. Abdülâziz bu iki Prensi, İstanbulda bırrkmaktan çe kindiği için beraberinde çetirmieti, / Gar salonundan ç*onea, Iki hüküm. dar dört atlı muhteşem hir Hândeya binmişlerdi. Arahanm geçeceği ge İniş butvarların iki tarafmda selim vaziyeti alan Fransız askerleri dizil- mis, askerlerin gerisine yığılan ve sağlı sollu binalar pencere ve baj- konlarını dolduran on binlerce Paris li ve bu ziyaret seyretmek için Pa- rise gelmis olan Frarsızlar Napolyon ile misafirini çilgmes aileehyordu. Araha geçerken penesre ve Balkon lardan cicek demetleri sernilivordu. Nihayet bu tezahlirata mitzikalarn selim havaları karrsıyordu. Birinci Kndoda Napolyon ve Ab- dülâniz ve karşılarında Hariciye Na» arı Fuat Pasa varı. İmnarstar mi safirini, ikametine tahsis ettiği Tul» leries sarayına kadar sötürmüştü, Kl bu saray bilâhare 1871 de vanmestı. Biraz sonra da A'MIM'âziz Efisle s0 raymda İmnaratorice Enrönle'yi zi- yaret etmisti, İmmaratariçe, kendisi. ni sarayın iç methelinde ve biyük merlivenin alt sahanlığında karş tamaştı, . Ahdii'âzbin Parise gelliği giinlin aksamı sarayda verilen ziyafet pek sasnak, mutantan olmustu, Sergi vE ilk defa olarak hir Osmnnlı Padisa » hmın Avruna seyahati münasehetile bazı ecnebi prens ve prensesleri de Parise gelmişlerdi, Saraydaki ziyafe te, bu ecnebi nrensler ve prrnseslerle beraber biltün sefaret heyetleri, Fransız vükeüs, marea) ve gene » neralleri ve Fransız zadecinı davet edilmisti. Bilhassa kadınlar en zarif ve büyük masraflara malolan tuvalet teriyle gelmislerdi , Ni Hemen yüz kişilik olan sofra, & - zerlerinde binlerce mum yanan avi zwlerle aydmlatılmıstı. o Ziyafet baş- layıp ta yemeğin ortalarına gelindiği zaman İmparator ayağa kallemıs, mi, #snfirinin sahe hakkında tatlı birkaç söz söyliverek âfivetinin devamını te, menni etmiş ve kadehini kaldırmış . tı. Sonra Ahdilâziz kalkmıs, ayni su. retle mukabele etmisti, Yalnız, sa , rap içmediği için, AMülüzizin kade- hine Hkör komutmustu. Nanolvon sözünü bitirip de kade « hinl kaldırdığı zaman, bastanbana donatılmış olan saravm üç dört bin fenerle tezyin edilmiş olan munzzam bahçesinde birkaç bando, AHilâzt - zin marşını çalmış; Abdülâziz sözünü bitirdiği zaman da Yransız marşı ca. Ummaştı SADI

Bu sayıdan diğer sayfalar: