19 Ocak 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

19 Ocak 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SPOR Balkan kupası Maçlar nerede yapılacak? Geçen sene Sofyada toplanan Balkan Kupası kongre: sinin 937 kupa maçlarının Atinada yapılması yolunda karar verdiği malümdur, Yalnız Ankara stadının açılı töreninde bu seneki Balkan Kupası futbol maçlarının Türkiyede yapılacağı sporculara bildirilmiş olması bü tün spor mahafilini bu maçların hangi memlekette yapr- lacağı yolunda haklı surette bir şüpheye düşürmüştü. mız tahkikata göre, mev aklaşma a nizde bu dl. —— — — — en spor ma- hareket n ancak ge. pılabileceği etlendirmiş tismos gazetesi bu m de yapı alâhiyet kimselerin en Sofyadaki B: n Yunanistan, nu ve bu hakkın li Zen ili Orta tahsil gençlerimizin yılda eşrinisani ve Kânu v rında Atinada yaj Ancak edilen mali £fya Kongresinde rait Y geldiğinden diğ inde mile büsata girişilmiştir. kabul anistan için a- rasyonlar ahi İtalyanın Oümpıyat Şampiyonu Amatör Milli Takım Yuna- nistana Gidiyor ürk Bbot Ki federasyonunun vâkı | Türk Spor Kurumunun, karileri. YİİI futbol sizin belki de hiç görmedikleri bir , : “0 İ haftalık mecmuası vardır. Bu mec . takımı mayıs ayında Atinaya gelerek z z y mua Spor Kurumuna haftada en az Yunan milli futbol taktmiyle bir maç| , mal olur. F ink İ beş altı yüz lir : sef bunu arayıp soran bulun. dan İstanbi her nüsh satılabi D — 40 tan Gazi Enstit | yor. Italyan Italyanlar bu karşılaşma için 11 in- piyon! n amatörİp, futbol takımlarını göndermiye karar| gi vermişlerdir. Şimdi her iki federa şerait üzerinde görüşülmekte - teresan bir 3 larımıza arzetmeyi ve muharriri. nin mevzuu bahsettiği mesel talea etmeyi faydalı bulduk. Fransa Avusturya Milli Maçı ariste yapılacak Fransa — Avus| turya milli maç hazırlıkları VL| tizm federasyonu reisi ütüsü beden tedbiyesi musllimi V dan Aşir imzalı bir makale neşrede. İrek seçen ay İstanbul gazetelerin İ birinin (İsveç $i 1? Alman jimnastiği mi) ? şekli kete cevap olmak üzere a (Mesele sistem meselesi değildir. Zaten bu halledilmiştir. Asıl mesele herhangi bir sistemin tatbikine d en im. ancok bir kere göstermek fırsafıni bulabildikleri idman hareketinden bir görünüş Mekteplerde talebe- . . . nin spor terbiyesi ve .. . . . . mühim bir iddia ü muallimlerinden ve Türk Spor Kuru mu Atletizm Federasyonu Başkanı Vildan Aşir mektep ! programlarının ve noksan vesaitin talebeye bir (Educa- tion sportive “Spor'terbiyesi) vermiye kâfi iddia ediyor ve bununla mücadele edi yanada büyük bir alâka ile takip edil mektedir. Fransaya karşı çıkacak bu geferki takımım nasıl teşkil olunacağı merakı mucip olmaktadır. haftalar içinde eksi yahatte olduğundan futbol rü Hugo Mayzel şöhretli oyu cuların son vaziyetlerini o yakından tetkika imkân bulamamıştır. Dolaşan şayialara bakılırsa, ihti. yarlamış meşhur oyuncuların seya hatte bulunmalarından istifade mek istiyen Hugo Mayzel Avustur. “ya milli takımını baştan aşağı genç Yeştirmek niyetini beslemekte İmiş Böylece genç takım İyi bir netice ala. masa dahi me: oyuncular. tur. nede olduklarını mazeret olarak kul. et. Futbol diktatörünü en fazla sıkan Mesele Avusturya takımımın merkez muavin mevkildir. O mevki için sim diye kadar hatıra gelen mutat isim ler şunlerdır: Rapid takımını Smistik'i. Austria takımın Mack'u ve Vienna takımı. hin Hoffman'ı... Bu oyuncuları fut. bol diktatörü Frankız hücum hattımı tutacak kadar seri ve ateşli görme. mektedir. mi mektep programlarında beden terbiyesi için ayrılan zaman haftada bir buçuk saattir. Mekteplerde icap eden vesait te yoktur. Bununla gen- ce spor terbiyesi verilemez. Asıl mü- - | cadele edilecek nokta budur.) diyor. Maarifin beden terbiyesi işlerile en alâkadar adamlarından olması #€- bebile sözüne itimat edilmek icap €- den makale sahibi kifayetsizliğini 4- lenen iddia ettiği programların düzel mesi ve mekteplerde talebeye dünva- nm pek büyük ehemmiyet verdiği spor terbiyesi işine ıgünkünden da İba fazla ve geregi gibi ehemmiyet verilmesi hakkında elbette icap eden İmakamları ikaz etmiş ve diğerlerine tavsiye ettiği deleye ilk önce kendisi başlamıştır Bizlm ötedenberi ileri sürdüğ mekteplerde kâfi derecede spor yapıl madığı, ve buna zaman ve vasıta bu. mamıyacağı hakkmdaki iddinları. ettar bir maarif adamı tasdik edilmektedir. Yalnız şurasmı da ilâve edelim &i; makale sahibi Galatasaray lisesi ve nstitüsü gibi memlekette spo. İra en çok ehemmiyet, imkdin ve vası- ta veren iki imüessesede jimnastik mız, sal tarafmdan da kân ve vesait bulunmamasıdır. Res. | YAZINIZ Okuyucularımız ve spor meraklıları spor işlerinde zorluklarla karşrloşabilirler. Dünya sporu hakkında tefer- #uata cif arzularını totmin etmek isterler, Sporun tek nik ve sıhhi tarafları hakkın- da bon şeyler öğrenmek arzusunda bulunabilirler, Bu variyette bulunan okuyucula | | miz “TAN, in spor muhar- | sirlerine her zaman müraca- İ | at edebilirler. Kendilerine | | hizmet etmeyi vazife biliriz. olmadığını mesini ileri sürü: | Mec diye Köyünde Futbol saha Beyoğlu tarafındaki spor hareket. lerini arttır le Mecidiye büyük bir futbol stadı ya - ırılmıştır, Spor ku - rumu tarafından İzmire beş bin, Ay - dına iki bi alık yardım yapılmış e bir atıcılık poligonu te. | sis edilmiştir. Kros Şampiyonası Istanbul Atletizm Ağanlığında, 1 — Istanbul kros şampiyonasmın üçüncü müsabakası 24 - 1. 987 paz günü Veliefendi sahasmda yapılacak- tir. 2 — 3000 ve 5000 metre olan bu | müsabakalara klüpler üçer kişi ol - mak üzere İstedikleri kadar takım . larla İştirak edebileceklerdir. 3 — Müsabaka yapacak atletler ar sabahı Sirkeciden 8,50 de hare- ket edecek hususi otobüslerle yarış| yerine götürüleceklerdir. | 4 — 3000 metre 10,15de, İmetre 11 de başlıyacaktır. 5 — Müsabakaya iştirak edecek Klüpler 22 kânunusani cuma akşami- na kadar listeleri mmtaka atletizm ajanlığına vermiş olmalıdırlar. 5000 I yaptığı sıralarda tatbik etti- temlerden ve o tatbikatta elde ği ve etmekte olduğu (spor ter. i) semerelerinden hiç balısetme. | ne ve halbuki bu gibi müsait mü-| essrselere spor teşkilâtınm muhtelif spor şübeleri antrenörleri gönderildi. ği zaman müsbet neticeler aldığıma göre meselenin sadece bir program ve vasıta noksanlığından ileri gelme. diği şüphesi de doğrusu zihnimizden geçmektedir. Biz bu neşriyata İşaret ettikten sonra mekteplerde spor ve jimnastik TAN bahsi tzerinde mütehassıslar şüphe. siz işsliyeceklerdir. imdiki gibi, beşinci asırda ş her sabah d er gün ve benzerdi. Bazı zamanlar gök kara- dar ve yolunu madan yere dü ü sararmış bir şlarma, manas rdüğünü 2 şte h kadardı Sonra tekrar günler ve geceler vine biribirine benzerdi. siki ve Allah İM akkimdaki meralar, sar deşleri için bitmez ve tükenmez bir mnüniyet ka Knesaklığı, bazan a - er, yaz, sonbahar ta- di. Denizi yel çeki rafından rahi ların itüşü artık onlara soğuk ge- apazm dirayeti için hergünkü adar tatlı olurdu. ndüzler ve ep biribirinn ay kuşlarla - bayvanlardan başka manastırın civarında kimse n yakın köyler bi- le uzaktaydr.. Oraya gitmek için ovalar geçmek, ve çok yürümek lâ- zımdı, Ancak hayatı istihfaf çden ler bu yolları yürür ve bir mezar gibi sessiz duran manastıra sığınır lardı. Hayatı seven bir hirden gelip bir kapısını ça akit bütün papaz- lar hayrette kalmışlardı. Bu adam başpapazın takdis ve dussm meden ni söyl günahkârin şe- o manastırın iste- rap ve yemek vermeleri- di. Buralara nasıl geldiğini sordukları zaman, çok uzun bir av hikâyesi anlatir. İçtikten sonra a- yolunu şaştrarak bura- Saadete kavuşmak mülevvesattan kur. n manastırda kalmasmı teklif edince, şehirli gülerek onlara şu cevabı verdi lim... İp içtikten sonra kendisine hizmet öden rahibe dikkatle baktı ve sitemli bir tavırla başmı sallıya» rak hepsine birden — Siz burada boş boş otuzuyor- sunuz; yemek ve içmekten başka da bir şey bilmiyorsunuz, dedi. İnsan selâmete böyle mi kavuşur? Siz bu | rada rahat rahat oturup yerken, İ- gerken hemcinslerinizin mahvuldu- gunu ve cehenneme gittiğin: düşü nüyor musunuz? Şehirde neler olu- yor, bazıları açlıktan ken beri- yanda bazıları altmlarını, ne yapa” caklarmı bilmiyor, ve bala kosan bir sinek gibi, sefahete dalıyorlar. İnsanları; arasında ne itikat ve n8 de hakikat var. Onları kurtarmak ve ikaz etmek benim gibi bü'ür gün sarhoş olan bir,kimsenin Ve: fesi mi? Bu muti bir ruh, bu müş- fik bir yürek ve bu saf itikat rt”? niçin verildi? Dört duvar arasmda pinekleyip hiçbir iş görmemek zin mi?,, ehirlinin bu bilâperva anlat. tığı ve söylediği şeyler baş- papazın üzerinde sihirli bir tesir yaptı. Arkadaşlarma bakarak sap- sarı kesildi ve: — Arkadaslar. dedi. O haklıdır. — Çok şükür.. Ben sizden deği- Hakikaten zavallı İnsanlar rezalet ve gefikatsizlik, haksızlık ve zâf i- çinde mahvoluyorlar, Halbuki biz Âciz bir surette, sanki bu işin bize bir tasllüku yokmuş gibi duruyo - ruz. Şehre gidip onlara unuttukla- yı heiriı hatırlatalım? Şehirli adam söylediği sözler ü- zerine, başpapaz ertesi gün Âsasını alarak maiyetine Allahaısmarladık deyip şehrin yolunu Manas- tırda kalanlar musikiden, şiirden ve nlikteli sözlerden mahrum kaldılar, Bir ay, iki ay geçti. Başpapazm ay det etmemesi arkadaşlarımı üzüyor aym başlangı- stordakiler onun Sevinçle bir sürü sunller başladılar. Fakat ihtiyar, larma kavuştuğu için sevi- yerde, hiçbir kelime söyle - meden acı acı ağlamıya koyuldu. Papazlar onun çok zayıflamış ve tiyarlamış olduğunu gördüler yü- zl çök dertli bulunduğunu göste - riyordu, Ağlamıya başladığı za « man hakaret görmüş bir hali var- Niçin ağlıyordu? Yüzü neden mahzundu? Başpapaz bir şey söyle meden odasma çekildi Yemeden, içmeden ve org çalmadan odasında yedi günü ağlamaklı geçirdi. Ka- pısını çaldıkları, çıkmasmı ve ke. derlerinin kendilerile paylaşılması. ni rica ettikleri vakit delin sükütü. mu bozmadı. H afta sonu odasrhdan çıkarak bütün arkadaşlarmı yanma Sağırdı. Yüzü gözvaslerile zslan - miş ve kızarmış bir halde, ıstırap ve azap çeken bir çehreyle bu Üç Ay zarfında başımdan geçenleri an- latmıya koyuldu. dı. Sesi sakindi. Manastırdan şehire kadar olan yolculuğunu anlatırken gözleri gülüyordu. “Yolda giderken kuslar şarkıla- rmı ona ithaf ediyor ve ırmaklar güzelliklerini anervordu. Tatlı genç ilmitler, bütün varlığfmı dol. duruyordu. Yürürken kendini, cen- ge giden ve zaferden, emin bir â8- ker gibi buluyordu. Bir taraftan şiir söylüyor, bir taraftan da kasi- deler terennüm ediyordu. Bu suret le yolu nasıl bitirdiğini farketme - ve 19.1.9357 mişti bile. . Fakat şehirden ve sakinleri” den bahsetmiye başlayınca sesi redi ve gözleri parladı. Hiddefi alevlenmiş bir hali vardı. BütüB ründe, şehirde gördü eyleri görmüş, ve ne de tasavvur eti Bunlav: ancak, kirli yerle k telvis ederek müge eylemin; ve şeytanın bu kadar m tedir olduğumu ve fen; dar güzel göründüğünü bu kadar gayretsiz, ve bulunduğunu anlıyabilmizti. Fe bir tesadüf olarak ilk girdiği e sefahethaneydi. Çok paralı oldi ları anlaşılan bir sürü insan süz derecede içip yiyorlardı. S8 hog sarhoş şarkı , zev ve kötü lâflar ediyorlardı. Sonfij GEO ME ve ver ne Allahtan, ne şeylandan, ve Göl ölümden korkuyorlardı. Hoşisi ne giderse, neyi güze! bulurlars# nu yapıyorlardı; şehvetleri ons nereye sevkederse oraya gidiyor! dr. Akamber gi de, berrak şarapları, şüphesiz kerti ve rtırlıydı, Şilnkü, içeri herbiri mes'u bir surette & ve bir daha içmek istiyordu. gm bu nsan emiz, atm rent * htiyar papaz gittikçe sö” I larak ve öfkesinden ağ” rak gördüklerini anlatmıya de“ etti: “Masada, yiyip içenlerin tasmda yarı çıplak bir halde nahkâr bir kadm ayakta durü. du. Tabiatte bundan daha cazi daha güzel bir şey tasavvur ©İ mek İmkânsızam. Bu genç has uzum saçlı, siyah gözlüydü... E9 dudaklarmı açarak arsız bir 98 gülüyor ve kar gibi beyaz disli göstererek: “Bakmız, nekadar zelim!” demek istiyordu. Sırtmö” ipek işlemeli elbiseler güzelliği saklamak istemiyorlarmış gibi, Mi muzlarından aşağı dilsüyordu. y bahar toprağından fışkıran ts8* lara benziyen bu güzellik, ipek Ve baları deliyor ve ortaya çıkıyorüz Bu saygısız ve edepsiz kadı e. taraftan şarap içip şarkı söylÜ d ve bir taraftan da onu arrulsyi” kucağına kendisini bırakıV du” Nihayet, ihtiyar gazapla eyer sallıyarak, sirkleri, boğa görele tiyatroları, çıplak kadınların meg Hk yaptıkları resim ve heykö w gı vi eriyor” atelyelerini anlatti inden gerek, görüinmiyen bir cal rine dokunur gibi titriyen bir söylüyor ve papazlar da onu muş ve hareketsiz, cazibeden beğ lacak bir halde dinliyorlardı. seytani temayül fenalığın güzelliğini ve kadın cudünün alçaklığma ait müşfik merhametli letafeti anlattıktan “e Ta ihtiyar, şeytana lânet okud” ag yağa kalkarak kapınm arkas kayboldu, gitti... Ertesi gin, başpapaz odas" çıkmca, manastırda kimseyi 9. madı. Papazların hepsi gehre mışlardı - orli

Bu sayıdan diğer sayfalar: