20 Ocak 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

20 Ocak 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e — 4 Sahte çek ve havaleler Zingal şirketi muhasebecisi Cev- det, sahte çok ve havale ile şirketin beş bin lira kadar parasını dolandır. dığı iddiasiyle tevkif edilmişti. Cev. det dün müddeiumumiliğe müracaat ederek serbest bırakılmasını istemiş, fakat bu talebi reddedilmiştir. Müddelumumilik, Cevdet hakkın - daki tahkikatını derinleştirmektedir. Çekler ve havaleler üzerindeki imza, lar ehlivukufa tetkik ettirilmiştir. Ehlivukuf çekler üstündeki imzaların Cevdete ve bavaledeki imzanm da şirketin müdürüne ait olduğunu tes- bit etmiştir. Halbuki müdürün böy- le sahte bir havaleye imza "ıtmıyaca. ğ! tahmin edilmektedir. Bugün şir. ket müdürü davet edilerek kendisin. den izahat istenecektir. Arabacı Mahküm oldu Yakup isminde bir arabaci Gala- tada Mahmudiye caddesinde 10 yaşm da Naciye isminde bir kızcağızı arn- banm altına almak suretiyle ölümüne sebep olmuştu. Asliye üçüncü cezs mahkemesi dün bu facianın muhake- | mesini bitirdi. Arabacı sekiz ay hap- se mahküm oldu, ayrıca çocuğun Va- risine de (100) lira tazminat vere. cektir. Bir Muhtarm Mahkümiyeti| Şamlılar köyü muhtarı Halil, kö. yünde gayri kanun! bazı hacizler yap- | tığı iddiasiyle asliye flçüncü ceza mahkemesinde muhakeme ediliyordu. | Mahiteme iddin edilen suçları sabit | gördüğünü için kendisini bir ay hapse ve üç ay memuriyetten mahrumiyete mahküm etti. Ayrıca 30 lira da ağır para cezası verecektir, ŞEHİR TİYATROSU nl. pan akl İn ll il MULUUKLAK: 50, Şu auruş ŞEHİR TIVATROSU Operet kısmı TE Bu akşam ie“ " yal 4 de Mahkermelerde “Mal canın yongası değil midir ? ,, “ Benim yerimde siz olsanız kovalamaz mıydınız, Bay Reis? ,, ün asliye üçüncü ceza mahkemesinde bir yaralan D ma davasına bakıldı. Suçlu Hamalbaşında bak- | kallık yapan Karnik oğlu Nişandı. Yerç isminde bir çocuğun yaralanmasına sebep olduğu iddia ediliyordu: Reis bunun nasıl olduğunu sordu: — Bay reis ben çoluk ço- ” cuk sahibiyim, Kolacı idim. i İmalı inmez) o HACİZ liğine ve manavlığa başla- k onulan inekler nerede? dım.. | Fakat sermayeyi kediye yükletmi- Büyükadada - Balıkçı mahallesinde 6 numaralı evde oturan Yâni ile ka- ye başladım. Gizli bir el sergime musallât oldu. Her gün kırk elli ku. ruş kazanacakken, her gün bu kadar! içeriye gidiyordum, Meğer Yerç is-| mindeki çocuk, ben dükkânda iken yavaşça sergiye gelir portakal, li- mon, mandarina çalar kaçarmış. O gün yine gelmiş, portakalları eline|rrsı Mersina, Balıklı Rum hastanesi- almış. Ben görüverince, pabuçların;İne 900 lira borçlu imişler. Hastane bıraktı, ellerindekilerini yere attı, ka. | namına Aleko bu alacağı takip etmiş çiyordu. Al Osmunın arabasının al.|ve nihayet icra dairesinden bir ka tına düştü, yaralandı. Siz olsanız|rar alarak Yâninin 9 inek, bir dana, beş at ve 3 eşeğine haciz'koydurmuş ve bunları da yeddiemin olarak Yâ- ni ile Mersinaya teslim etmiştir. İc. ra dairesi haciz edilen hayvanları satmıya gittiği zaman hiç birisini bu- lamadığı için karı kocayı asliye İ- kinci ceza mahkemesine - vermiştir. kovalamaz mıydınız, bay reis? Mal ca Dün bunların muhakemesine başlan. nın yongası değil midir? Bundan sonra müddeiumumi evre. kı tetkik için istadi. Muhakeme de ta- lik edildi. HALK OPERETİ Bu akşam Saray sinemasında 21de Bumarak evde oturun ,80“yaşlarmda | ekmigti.. Madan Tetanbullu olduğu kaldırıldığı hastanede ölmüştür. | — Burada doğmuştur. 55 yaşma İdam bilmediğinde israr etti ve terci. Senelerdenberi halkı güldüren (Ko. | Yâniye teslim edildiğini söyledi. Yâ- sunda, kendi teşebbüsü ve sahne mes-| ları Pendikte inekçi Hasan isminde zen ve Vasfi Rızanm da İştirak edes| hakomeyi talik etti. caktır. Sevimli halk komiğine daha AŞK MEKTEBİ Eee ağ ÇOCUK TIYATROSU FATMACIK —.z. Bir Kadın Yanarak Öldü Çengeliköyünde Tarlabaşında 11 Eleni, mangala Sevrilmesi yüzünden |ve burada büyüdüğü halde türkçe ko- çıkan yangında feci şekilde yanmış, nuşmuyordu. Müddelumumi Ferhat: İ girmiştir. Mutlaka türkçe bilmesi N * lâzımdır.“ “Ve bili; dedi, Körük Nüaşidin | md ye içen de. ve ei | : . manla ditlendi. J u bi 1 esi Hayvanların kendisine değil kocası mik Şehir) Naşit bu aym 26 nc: ge| ni de “hayvanlar kayboldu” dedi. cesi Şehzadebaşmda Turan tiyatro-| Davacının avukatı, Yâninin hayvan- Jekdaşlarınm yardımiyle bir jübile) birisine sattığını ileri sürdü. Mahke. verecektir. Şehir Tiyatrosundan Hâ. | me icra dosyasını getirtmek için mu- ceği bu jübile, tem manasile bir kah- kaha gecesi, bir san'at hâdisesi ola-| çok seneler için sahne hayatı dile > I ENAYİLER TAN m dı. Rels, Madam Mersinayı sorguya| Radyo Bugünkü program | İstanbul : Öğle neşriyatı — Saat (o 12.30: Plâkia Türk musikisi; 12.50: Hava- dis; 13.05: Plâkla hafif müzik; 13.25 14: Muhtelif plâk neşriyâl. Akşam neşriyatı — 18.30: Plâkla| dans n 19: Konferans: Suat! Derviş tarafından; 20: Sadi ve arka- daşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları; 20.30: Bay Ömer Rı- za tarafından arapça havadis; 20.45 Türk musiki heyeti; 21.15: Saat a- yarı, orkestra: 22: Ajans ve borsa haberleri ve ertesi günün programı;| 22.30: Plâkla sololar; 23: SON. . Günün program özü Gxfi konserler: 13.10 Bükreş: Karışık plâk musi-| kisi; 16 Prag: Hafif musiki; 17.10 Prag: Operet ve valsler; 17.30 Ko- lonya: Çay saati musikisi; 18 Buda- peşte: Erkek korosu; 18 Bükreş: Plâklaria karnaval musikisi; 18.15 Varşova: Solist konseri (Mozar, De- İ büsi v. 5.); 19 Budapeşte: Radyo sa- İlon orkestrası; 19.10 Bükreş: İtalyan musikisi; 20,20 Prag: Askeri bando; 20.25 Lâypzig: Karl Maria Veber; 21 Budapeşte: Orkestra (T. Paul £ deresinde); 21.50 Budapeşte: Çigan refakatile Macar şarkıları; 2245 Bükreş: Radyo salon orkestrası; 23 İMilâno ve saire: İtalyan musikisi konseri; 23.40 Berlin: Eğlenceli par çalar. . Operalar : 21.40 Roma: Puccini'nin (TOSCA) operası; 2145 Prag: (Boris Godou- noft) “P Oda musikisi: İ 1815 Milâno: Oda musikisi; 23 Budapeşte: Piyano triyosu, Resitaller: 7 20 Kolonya: Piyano - keman 80-| natları; 21.15 Viyana: Piyano » şar- kı; 20:30 Stokholm: Keman, şarkı (piyano musikisi); 21.30 Bükreş: Pi yano (Romen besteleri); 22 Varşova | Piyâno resitali (Şopen); 22.45 Vi - yana: Piyano (Cornelius Çarnlavs: İki); 28.20 Prag: Şarkı resitali, fens musikisi : 1850: Kolonya; 23: Stokholm; 23.30: Berlin; 23.30: Viyana (Şön- brun sarayı balosundan); 24.10: Bu- ; Milâno. Konser ve Konferans | Şişli Halkevinden: 22 Ikincikânun cuma günü akşamı saat 21 de Nişan. taşı Rumeli caddesindeki Halkevimiz| de Mustafa Tunalı tarafından bir konferans ve Bülent Tarcan ve Aleks Keleci taraflarından da bir konser verilecektir, Herkes gelebilir. 20-1.987 Bu Akşar — SÜMER Sineması | VİGTOR FRANCEN - MARCELLE CHANTAL ve JEAN PİERRE AUMONT gibi meşhur artistler (o tarafınd temsil edilen Denizler Perisi (La porte du large) şaheserler şaheserini takdim ediyor. Enfes bir süper film olduğu “| dan yerlerin evvelden aldırılması rica olunur. Telefon: 42851 7 Lal ear Mr R z Berlin Operası ve Berlin solstj lerinin 250 kişilik filârmonik kestrasils BETHOFEN'in öle © ONCU SENFUNİ Bundan daha fevkalâde bir m zik filmi yapılmamıştır. Meşi bir orkestra şefinin gizli iztirs) ları, bir genç kadının hici yüksek bir aşk. Bu büyük sızca film Cuma itibaren TÜRKSinEMAIND. Bu akşam SAKARYA sinemasında Emsalsiz aşık FREDERİC MARCH Dilber yıldız OLİVİA DE VILLAND tarafıman temsil edilen Kalb Mücadelesi (Lutte de Cocurs) Fransızca sözlü hissi ve müessir aşk romanı başlıyor. Bu filmi vü * cuda getirmek için 14 yıldız, 99 aktör ve 2550 figüran iştirak etmifi ve 3 sene'mütemadiyen çalışılmıştır. Tâveten: Parapunt Jurnal son dünya haberleri Az 25“ kaymamli Mes'ut Bir Nikâh Kültür Bakanlığı Başmüfettişlerin. den Besim Kadırgan kızı öğretmen Melek Kadırgan ile emekli maarifçi. lerden Bay Sadullahın oğlu ve Univer site profesörlerinden Dr. Necmettin Rifat Yararın yeğeni silel baytar tat. bikat okulu bakteriyoloji muallimi kiymetli bakteriyoloğ Sadettin Yara- rım nikâhları Kadıköy evlenme me. murluğunda icra kılınmıştır. Gençlere saadetler dileriz, a.i MAKSiMin açılışında bulunmak için yol# çıktılar, Başlangıç 23 İkincikâ* nun cumartesi ÖLÜM Mülga meşihat müsteşarı mel Ali Rıza Efendi haremi Bayan Fa KAYIP — Kadıköy Malmüdürlü- günde kullandığım tatbik mühürümü datiye vefk w j kaybettim. Yenisini oyaptırdığımdan gün öğleyin Haydarpaşada Yeld eskisinin hükmü yoktur. — Kızıltop-| meninde, damadı Doktor Galip rakta Kuyubaşında mukim M. Suphi | çın evinden kaldırılacaktır. Berk, | Allah rahmet eylesin. “Ne olursa olsun!,, dedi. Hayatını berbat eden $6- yin bu tereddütler, bu inkiyatlar olduğunu zanne - derek artık aklına estiği gibi hareket etmiye Karar verdi, Çizmelerini ve gocuğunu çıkarmadan eve doğ. ru yürüdü. Penceresi bahçeye bakan mutfak kapka. ranlıktı. Yusuf birkaç saniye bekledikten sonra taş- lık kapısını açtı. : 5 ' Bundan sonra anlatacağımız hâdiseler, iki dakika. dan daha az bir zaman içinde cereyan etti. Yusuf bahçeden taşlığa geçilen kapıyı açar açmaz yüzüne ılık bir hava ile beraber hafiften gelen bir ut sesi çarptı. Bunun ne olduğunu hiç düşünmeden #üratle sokak üstündeki odaya doğru yürüdü, Kapı bir parmak kadar aralıktı, ve buradan dışarıya tu. runcu bir ışık hüzmesi uzanıyordu. Bir saniye kadar tereddütten sonra eliyle kapıyı Mi. Gördüğü manzara onu hiç şaşırtmadı. Yalnız kendini dört günden beri farkında olmadan bu sah. neye hazırlamış olduğunu anladı. Ortada, son gün. lerde evde pey'da olan masa vardı ve onun etrafında Hilmi Bey, kaymakam İzzet Bey, Şahinde oturuyor. lardı. Masadan biraz açık duran bir iskemleye Yusu- fun şahsen tanıdığı fakat kim olduğunu bilmediği kır saçlı bir adam oturmuş ut çalıyordu. Sokak üs. tündeki sedirin bir kenarında Şakir ile Hacı Etem kulak kulağa bir şeyler konuşuyorlardı. Diğer ke. narda kendini bilmiyecek kadar sarhoş olan Muaz. zez yastıklara dayanmış duruyor ve öpmek için (ze. rine eğilen jandarma bölük kumandanı Kadri Beye karşı kendini müdafaaya çabalıyordu. Kalpağı arka. ya kaçmış ve saçları yüzüne dökülmüş olan Kadri Bey ter içinde idi, Resmi ceketinin açık duran yaka. #ından kıllı göğsü görünüyordu. Yusuf kapıyı itip eşikte belirince bütün odadaki. ler evvelâ hareketsizce biribirlerine bakıştılar. Kay. makam boynunu sağa #ola ve öne doğru kımıldata. rak ayılmıya çalıştı. Hacı Etem ile Şakir biribirleri.. ne göz kırptılar. Şahinde titriyerek iskereeye sarıldı ve fal taşı gibi açılan gözlerini Yusufa dikti, Ut ça. Jan adam çalgısmı yanıbaşına bırakarak kapıyı göz. lemiye başladı. Muazzezi bırakan jandarma zabiti bir eliyle kal MEMLEKET ROMANI pağını düzeltiyor ve öbür eliyle yakasmm çengelini takıyordu. ü Muazzez oturduğu yerde doğrulmuştu. Evvelâ ne olduğunu anlamıyarak gözlerini ödada gezdirdi. Kadri Beyin taarruzdan vazgeçmesi ve odayı birden. bire bir sükütun kaplayışı ona fevkalâde geliyordu. Gözlü, kapıda duran Yusufa ilişince bütün vücu. dü sarsıldı. Bir hayali kovmak ister gibi elini yüzün. de dolaştırdı. Kocesile arasındaki mesafeyi sislendi. ren bulutlar yavaş yavaş kayboldular ve Yusuf kar. şısında her zamankinden daha büyük ve daha vazih olarak durdu. Sarhoşluğu da geçmiye başlamıştı. Btrafındaki her şeyi gayet İyi görüyordu. İçinde hiç korku yok. tu. Bilâkiş hayatmda 6 zamana kadar hiç hissetme. diği bir rahatlık ve genişlik duyuyor, uzun Ve yoru. cu bir yolculuktan sonra dinlenmek imkânı bulan bir insan gibi uyanık bir rehavete düşüyordu. Yüzü. ne tatlı ve sakin bir tebessüm gelmişti. Yusuf gözlerini bir şimşek gibi odada gezdirdik. ten sonra içeri doğru bir adım att. Kaymakam korku ile iskemlesini geri çekti, fakat Yusuf birden. bire kolunu havaya kaldırdı, elinde tuttuğu meşin kamçıyı İzzet Beyin suratına yapıştırdı, ondan sonra bu kamçı müthiş bir sür'atle inip kalkmıya ve masa. nm etrafmdakilere rastgele vurmıya başladı. Fakat bu sirada, Yusuf kolunu tekrar havaya kaldırdığı zaman, kamçı, kenirda ve konsolun üzerinde duran lâmbayn çarptı ve onun şişesini düşürdü. Bunun rüzgürmda bir kaç kere ylkselip alçalan isli bir alev hemen kayboldu ve oda mutlak bir karanlığa gö- müldü. Fakat Yusuf lâmbanm sönmeden evvel verdiği dalgalı ve kırmızı aydınlıkta, karşı sedirde oturan Şakirin cebinden tabancasmı çıkardığını görmüş ve Kuyucaklı Yusuf 66 — SABAHATTİN âLi kendisi de kamçıyı bir kenara fırlatarak gocuğunun cebinden Nagantını çekmişti. Daha kendini toparla.. mıya vakit bulamadan karşısında bir alevin parladı. ğını gördü ve sağ kulağın dibinden virlıyarak ge. çen kurşun arkasındaki duvara saplandı. O zaman Yusuf ta ateş etmiye başladı. Evvelâ karşısma doğru İki el sıktı ve sedirden aşağı doğru bir şey yuvarlandığını duydu. Fakat bu ona emniyet vermedi, Bu karanlık odanın her köşesinde bir ölüm gaklı olduğunu ve buradan çıkmak İçin herşeyin yok edilmesi icap ettiğini sanıyordu. Zaten artık kafası herhangi birşey düşünecek halde değildi. Uzun se. nelerdenberi nefsine karşı YaPğ! tahakkümlerin acısı çıkıyor ve içinde boşandığını hissettiği bir çarkı durduramıyacağını anlıyordu. Bu ande bütün haya. tiyle, bütün muhitiyle, bütün dünya İle hesap kesi. yor ve bu muhasebe, şimdiye kadar herşeye baş eğ- diği nisbette korkunç oluyordu. En ufak bir kımıldama olduğunu zânnettiği köşe. ye ateş ediyordu. Silâhmda kurşun kalmadığını an. layınca bir an durdu, Karanlık odada en küçük bir hareket bile yoktu. Ya herkes ölmüş, yahut korku. dan bir köşeye büzülmüştü, pantalon cebinden aldı. ğı fişekleri el yordamile tabancasına yerleştirdi. O. danm rastgele iki köşesine birer kurşun daha sıktı. Sonra tabancayt«cebine yerleştirerek başını sol tara. fa çevirdi, hafif bir sesle: “Munzzez!,, dedi. Yusufa asırlar kadar UZUN gelen bir saniyeden sonra tam yanıbaşmdan ve yerden doğru bir fısıltı duyuldu: “KUSU em O tarafa eğildi ve elleriyle bir kumaş yığınma do. kundu. Tekrar sorduz “Muazzez!,, aynı miruu Cevap Veruz “Yusuf!,, « “Gel, gidelim! “Götür beni Yusuf!..., Karısını kucaklayıp kaldırdı. Kollarmın üstünde dışarı götürdü, Bühçekapısından taşlığa geceniğ kurşuni aydınlığı vuruyordu. Bahçeye çıktı. Beys at sahibini görünce başını merakla o tarafa çevir * mişt. Yusuf sağ kolile Muazzezi belinden yakaladi ve henüz teri kurumıyan atın üstüne oturttu. Kel 8i de atlıyarak karısını kucağına aldı, açık dursü © bahçe kapısından başını eğerek geçti ve hayvanı, dakika evvel geldiği gibi, dörtnala kaldırdı. . Bu gefer atını Balıkesir tarafına sürüyordu, 80 * guktulumbayı geçtikten sonra zeytinliklerin arasi” daki yösede büsbütün hızlandı. Biraz evvelki dondü” rücu rüzgâr hep devam ediyordu. Keüdisini bile $” şirtacak kadar kısa bir zamanda Havrana geldi V£ şehre girmeden, mezarlığın kenarından dolaşaraK çayın öblir yakasına geçti. Hiçbir şey düşünmüyo”” sadece kaçmak hayatının en korkunç devirlerini ge” çirdiği bu yerlerden mümkün olduğu kadar çabuk uzaklaşmak istiyordu. Nereye olursa olsun! Dağba#” larma, kimsesiz ormanlara veya kalabalık şehirle * rel... Yalnız adamakıllı uzak ve kimsenin onu bulsa * miyacağı bir yere!... Palamutluk taraflarma yaklaşınca rüzgâr azsiği fakat akşamdanberi kar arttı, Gocuğu © Bun siyah tüylerinde minimini noktalar yapışıp kal yordu, Muazzezi göğsüne doğru çekti ve goc! sardı. Sonra başını onun saçlarına yaklaştırarak 89” du: ş “Muazzez, üşüyor musun?,, Genç kadm cevap vermedi, Yusuf sualini tekr8” edince göğsündeki vücut biraz titredi” hırıltıya be?” ziyen birtakım sesler çıkardı. Yusuf korkuyla 099 sarstı: “Nen var Muazzez!,, İnce, zayif bir ses cevap verdi: YUSUF Tavan, “Söyle, Muazzez!.,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: