24 Ocak 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 13

24 Ocak 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Na. 22 PE SEE) 1 YAZAN: ZİYA Ş Mervan Ensvaneye Bütün Esrarı Söyledi. O da Hasanın Karısını Tahrikle Işe Başladı. bilmez misin ?.. Hafta- bir, kız alıp boşamak, ki âdetldir.. Hattâ, ti Ali) bile söyle - Ik!... kızlarımızı be an) a tezviç etme- benim oğlum, zevkine ve indür, Aldığı kızların bir z | atlik ediverir.) o (1) demiş-| "Kıskanmıyan kadın olur mu?,, tir... Lâkin, şunu da söyliyeyim ki; bu meselede (Hasan) kabahatli de- Onun, böyle bir işi âdet edin- , Medinenin kızları ve kadm- — Riv Tem), torunu olan (Hasan)ı, son de- Tettde sevmiş. Ve henüz çocuk iken kucağına yatırarak, dalma onun gö" beğihi öpermiş.. Şimdi kadınlar ve kızlar da, Hazreti Resulü Ekremin dudaklarının dokunduğu yere t# mAs ederek cehennem ateşlerinden masun kalmak için, (Hasen) ile iz- divaca can atıyorlar. Onunla bir ge- ca olsun evlenmeyi, Kendileri için ebedi bir saadet. Ve cehennem aza- bımdan halâs vesilesi sanıyorlar. — Haana,. Demek ki.. Cude, obu vaziyetten hoşlanmıyor. Onun için müteessir oluyor. — E, tahil değil mi ya?. Kıskan- mıyan kadın olur mu? — Çok gla... Şu halde, çok koluylasıyor, Pnsvane. — Hangi işim?. — Dur. Şimdi söyliyeceğim... Fa- 0 işi söylemeden evvel şunu ih- tar #m ki: sana temin edeceğim Bötvetin yanmda, Birde şu bançer işin var... Söyle bakalım. O serveti mi tercih edersin, yoksa bu hançeri Mi?.. Hançer ve servet — Ensvane, Mervan hançerli eli. ni itmişti: —— Hançer, düşmanlarımm bağ - in. Bu yaştan sonra, bana rms v Mâzm olan servettir. Şu halde, sana teklif edeceğim işi ie kabul et; ister kabul etme. Pal n bir Allah kuluna bab-| kat bundi Fakat bü idirde, bu hançeri kendi) Mervan. termesin; en gala bir insan deği- e. Hiç çekinmeden söyle "bakma. Ben, doğ- — Kıyafetime edi orum. ruca Şamdan geliy" — Yana?” tenin emriyle ha) — Hem de, Hs reket ediyorum » — Alinh; Allahı Öyle iemizamn mühim bir adam olmuşsun, N van, — Eğer teklifi kel Bah, sen de benim ge Mi Kimbilir?.. Belki 48 - m Bn serin ye cennet # te aks. di Meraktan çatlıyor" Çabuk söyle, Benden 1* Uy, ”. Bai AN nl bee ik > yet kısa. (Cude) e, (Hasan) m yücudunU ortadan dırtacaksm. A şeklieli k Berna, ger biraz geri çekerek, di “e nazarla, Mervan'ni ti. Ve bir kaç saniye ra: ? — (Hasan) m muf — Evet, — Yani. Tanrının nin oğlu. Resulü EK torunu (Hasan) ım öY bul eğecek olur. ri oi um, Mervan. hizmet bek- küttan son. aolanı (AV i Je mi? e ipi gerilemizti Ensvane, biraz dh“ ye Ve, büneni içi toyota Alli güne davsm etmisti! eee — YA, Mervan! Böyle ie & yeti ierava “kim cesaret il — Ensvane!, (Hasen) m Code, bu işi kolaylıkla İTE karşı tir. Çünkü bu kadın, KOeMi nen kinlenmistir... Kocasma bir kadın ise, intikama — Çok güç. Çok müşkül. Çok tehlikeli bir teşebbüs. — Evet, amma... Bu işin sonunda kazanılacak serveti de düşün. Ensvane gözlerini o sefil kulübe - nin bir köşesine dikmişti. Uzunca süren bir nefis mücadelesi geçirmiş ti. Ve sonra, başmı Mervana çevire- rek: — Pek âlâ. Kabul ediyorum. Bu: günden itibaren işe girişeceğim. Demişti. Hosanın evind. Ensvane doğruca (Hasan)ın © vine gitmişti. (Cude) nin odasma girerek: — Yâ, Cude!,. Şamdan amcamm oğlu geldi. Yarm, onunla mühim bir işimiz var, Onun için hizmetine, bu gün geldim. Dedi... Ve, Cüdenin verdiği çama sırları yıkamak için işe girişti. Ensvane, Cüdenin hoşuan gider - di. Çünkü d; bir taraftan iş görür ken, diğer taraftan da bir takım tu baf fıkralar naklederdi.. İşte şimdi de, Cude onun karşısına geçmiş: — Hadi bakalım, Essvane. Bir kaç hikâye söyle de şu mahzun gönlüm biraz şenlensin. Demişti, Ensvane, etrafma göz gezâirdik - ten sonra, ciddi bir tavur almış: — Ya, Cude!,, Bugün sana hikâ- y değil, hakikatten bahsetmek isterim. Diye cevan vermisti. Gizli bir konuşma Ensvane bu tavur vebu sözle - pi, Cudeye hayret vermişti. Karşısı- na çömelmişti. — Hakikatten mi?... — Evet. — Ne gibi hakikatten?.. — Bunu söylemeden evvel, sen - den teminat İsterim. — Ne teminatı?.. — Söyliyeceklerimi hiç ku 8 söylemiyeceğine dair. GE — Anamm, babamm. Ve bütün kabilemin üzerine yemin ediyorum. — Öyle ise bana, biraz daha yak. taş. İyice dinle. Şamdan gelen halamım oğlu, Halife Muaviyenin sarayında seyistir. Halife onu, oğlu Yezidin hizmetine vermistir. Onur için halamm oğlu, çok zamanlarını. Yezidin yanmda geçirmektedir. Bi. lir misin Cude; bir gün Yezit, sar hoşluk arasında, yanında bulunan - lara ne demiş?. — Mutlaka, zevcim (Hasan).. ve- yahut, biraderi (Hüseyin) aleyhinde bir şey söylemiştir. — Hayır. Haym.. Halam oğiu- nun rivayetine bakılırsa, dünyanm en büyük servet ve saltanatı içinde yaşıyan Yezit: Medinenin bir köşe sine cekilen. Ve senin gibi hüsnü cemali gözler kamaştıran bir zevcesi varken, hergün bir kart tazeliyen (Hasan) la kat'iyyen meşgul değil miş. — E.. O halde, Yezit neden bah- setmiş? — Senden, — Benden mi?. Ne münasebet, (1) (Ravza) sayfa 21. (Arkâst var) SAGLIK ÖGÜTLERİ LOKMAN HEKİM LİL GL LL LL LL GL Hormon Çağlıyanı! Erkeklerin bir çok işleri gibi hormon ihtiyaçları da kadınlarda- kinden daha basittir: Bir tek hor- men onlarda bütün erkeklik alâ - metlerini hâsıl'etmiye, hem de aşk duygusunu uyandırmıya yetişir. Hâlbüki kadınlarda öyle değildir. Kadınlık bir tek hormonla teşek- kül edemez, Kadın şeklini meyda» DA getirmek, sonra kadınlığın bü- tün ihtiyaçlarını temin etmek için adeta bir hormon çağlıyanı, yani birçok sayıda hormen Tâzımdır. Vakın, kız çocuk daha genç kiz olmadan yumurtalıkta hâsıl olarak kana karışan * folikülin adındaki hermon —bununla erkeklik hor- monu arasında yalnız bir şekil far- kı bulunduğunu bundan önceki yâ- zıda söylemistim— onda bütün ka dınlik alâmetlerini hâsıl eder. Bu hormondan dolayı kız çocuk ilkin erkek çocuktan daha çabuk büyür, fakat sonra daha kısa boy- lu, erkekten daha nazik kalır, Ke- mikleri ince kalır, yalnız kalça ko- miğinin senişliği daha büyük olur. Kadınların adaleleri erkeklerde» kinden dalma daha Ince olduğunu bilirsiniz. Kadınlar en şiddetli spor yapsalar bile yine adalaleri erkek lerinki kadar gelişmez. Yalnız — spor yapsalar da yapmasalar da adalelerinin arasına yağ toplanır. Bunların sebebi, bu folikâlin hor- monudur. Kadın derisinin daha ince vâ yu- müşak, hem da daha #z tüylü ol. ması, arasındaki yağ guddelerinin daha az bulunması, saçlarının da- ha uzun ve daha ince olmaları dâi- ma bu hormandan ileri gelir, Vine 1 hormanrlan dalavı gene kiz vilcu Au ayri vesta huluman hir delikan Une vilcudumdan daha ez kalori sarfeder, etinkii daha kadın olma. dan enne olacağı vakit besliyaceği çocu#una Hwtiyat saklar... Erkeklarla kadınlar o arasında hormon sayısının farkı da yine ka- dının bu annelik vazifesinden ilari gelir, Kadının bütün vücudu anne olmak için kurulduğu gibi hormon- ları da annelik vazifesinden dolayı daha çoktur. Erkeklerdekine ben. ziyen o felikülin hormonu kız çö cuğun bedenindeki kadınlık — alâ metlerini hâsıl etmiye, sonra ona aşk duygusuna da vermiyen yetişir. Fakat anne olunca —feni tabir- le yumurtası ilkah edilince— ikin- gi bir hormon işe karışır, Buna da lüetin hormonu derler. Bu hormon da, kadın gebe kalınca, büyüyecek olan Yumurtaya yuva hazırlar. Sonra © yumurtanın büyümesini temin eder, onu muhafaza eder, hattâ büyüyüp te dünya yüzüne çıkacağı vakit için lüzumlu olacak sütünün ifrazını daha o vakitten hazırlar, Temin eder, hazırlar, eder ve. yapar dediğimi mübalâğa sanarak güleyiniz. Bu hormonların her biri Adeta şuurlu birer kuvvet gibidir. Ondan dolayıdır ki bazıları hor- monları eski zaman perilerine ben zetirler.. Kadınlık hormonları yalnız bu iki taneden ibaret değildir. Daha önceki yazılarımda saydığım” ka. palı kutulardan tiroit ve sürrenal ıddelerinin kadın vücudunun te- şekkülünde büyük tesirleri vardır. Fakat ipofiz guddesinin kadın vü- cudu üzerinde daha büyük tesiri vardır: Folikülin ve lücetin hor. monları çıkıncıya kadar kız çocu» ğun vücudunda kadınlık elâmetle rinin hâsıl olmasını o temin eder, O iki hormon meydana çıkınca İpo fiz durur, ancak yine onlara neza. vet etmek şartile... Kadın vücudunun nisbetlerini te min etmek, “güzellik kanunlarını, tatbik etmek İçin bile hormonlar bulunduğu —gayet eldet olarak ve hiç gülmeden— kabul edilir ve bunları da çıkaran başlıca uzuv 0- larak kadınların yumurtalığı gös terilir. eN Rekor Kıran uçuşta birinciliği almıştır! &hmet! Şu haber kutusunu getir! Mehmet, bir dakika sonra, elin- de bir “kutu, ile geldi. Fakat, ku tu derken, gözünüz önüne, kutuya benziyen bir şey gelmesin. Bü - mem, Tayyare Piyango pumarala- rının fişlerini gördünüz mü? Ha ber kutusu, uzaktan bu demir fiş leri andırıyor. Ancak, elinize âldı- ğımız zaman, ne kadar hafif oldu- ğunu farkedebiliyorsunuz. Bir sür- modanlık bile, bundan daha fazla yer tutar ve iki tane kabak çekirde ğİ, bir araya gelse, hiç şüphe yok ki, bu kutudan daha ağır çeker. Her biri, ancak 6,5 santigram ge- len bu minimini kutuları, güvercin lerin ayağına geçiriyorlar, Kutu - nun İçinde haber kâğıdı vardır. Gü vercini uçuran merkez, sormak İs- tediği veya bildirmek lüzumunu hissettiği haberleri, bu kâğıda ya- zarak, kutunun içine yerleştirir, u- laştığı merkezde, güvercini tutar- lar, ayağına takılan kutuyu çıka - rırlar, içindeki haberi okur, ve es- vabını bir başka haber kâğıdına ya garak hayvanı tekrar uçururlar. (50) kilometre dahilinde yapıla» cak kısa uçuşlarda, haber kutusu yerine haber kesesi kullanılır. An- cak bu kese biraz ağır olduğu için güvereini yorar, uçuş sür'atini a - zaltır ve neticede hayvanım hedefe geç varmasına sebep olur. Haber kesesinin faydası bunlar» la daha mufasal malümat, verebil- mek İmkânı bulunmasındadır. Kese, kutu gibi ayağa değil, göğü 8e takılır ve tüyler arasında kay» bedilerek, yabancı nazarlardan ta. mamile gizlenir. G üvercintikte, bir nokta Üze- rinde bilhassa durdum. Mü- temadiyen altlarını kirleten bu kuş larin bulundukları yer, son derece, amma son derecede temizdi, Kafes lerden, hoşa gitmiyecek en ufak bir koku dahi sızmıyordu. Askeri baytarlar, talihli güvercinlerin sıh- hi vaziyetlerile devamlı surette al kadar oluyorlar. İçlerinden, biri ve bir kaçı Nastalanırsa, hemen tecrit olunuyor. Kafeslerin içi. dışı on beş günde bir dezenfekte ediliyor. Muhabere güvercinlerinin neler yediklerini merak edip sordum. Bi- rer birer saydılar: Mercimek, ar- pa, buğday, ekmek içi, Mısır, sala- ta, keten ve kenevir tohumları... Hele kızışma mevsiminde, keten tohumu mutlaka lâzımmış.. Erkek güvercinler bu tohumu yiyince, milthiş bir Doniuan kesiliyorlar. larmış, Sahra telefonu ku —— YAZAN: SALAHATTİN GÜNGÖR üvercinliğin bir köşesinde, yüksekçe bir yere asılmış bir çanakta, pirinç taneleri gözü- me ilişti: — Güvercinler, demek pirinç te yiyorlar? Erbaş Tevfik cevap verdi: — O gördüğün pirinçleri, mükâ- fata hak kazandıkları zaman veri- riz!,. Çünkü, güvercinler, pirinei çok'severler. Gözlerini size süze, bayıla bayıla yerler, Biz de bu 'zâflarını bildiğimiz için, pirinci, onlara bir nevi ikra - miye olarak hizmet karşılığı yedi- ririz. Güvercinden beklenen hiz- met te malüm.. Muntazam uçacak, hedefine aksamadan, yollarda şu - raya buraya sarkmadan, en kısa | yoldan gidecek ve vazifesini yine | mümkin olabilen süratle bitirerek, | hareket ettiği noktaya vaktinde dönmüş bulunaca| Güvercinler, vazifelerini iyi yap- tıkları zaman, pirince kavuşacak- larmı bilirler, Birine pirinç ikram ettiğimiz zaman, ötekilerin pirinç yiyen talihli arkadaşlarına — öyle Bipta İle dolu bakışları vardır ki.. | Doya doya pirinç yiyebilmek mukabilinde, güvercinler bizden hiç bir fedakârlık esirgemezler. Bi ri, ötekinden görerek, pirince ka- vuşmanın çaresi ne olduğunu he- men hepsi de keşfetmiştir! üzbaşı Tevfik Özsü, erlerden birine emir verdi: — “Yavuz, u getirin! Yavuz, güvercinliğin, muhabere uçuşlarında rekor kıran, en çalış - kan hayvanıdır. Şimdiye kadar, yapılan bütün u- sularda çevikliğini ve kabiliyetini elek daima birinciliği almış Şu halde Bay Yavuzu, kursağın- da en çok pirinç tanesi bulunan bir | güvercin olarak ta okuyuculara takdim edebilirim, Güvercinlikte, ne kadar kuş vâr- | sa, hepsi için ayrı ayrı sell tutul. muştur. Bütün güvercinler numa» ralıdır. Hangi kandan geldikleri; hangi cins güvercinlerin çiftleşme ir Ha TAN yi ruldukton sonre.. sinden hâsıl oldukları sell defter. lerinden birer birer yazılıdır. Saym yüzbaşı Tevfik, gelişi gür zel, bir güvercin yakalıyarık, ya- nında duran erbaş Tevfiğe uzattı: — Doğumuna bak şunun! Erbaş yüzbaşının uzattığı güver. cinin ayağma şöyle bir bakarak haber verdi: — 931 doğumlu Vüzbaşım!. Erbaş bunu rastgele söylemiyor. du. Bütün güvercinler gibi, yüzba- şınım yakaladığı bu minlmini ku- şun da ayağındaki alüminyom hal kada, doğum tarihi yazılı idi! İşte muhabere alayı güvercini. Zinde geçen bir saatin bende birar kabildiği izler, HASAN Acı Badem Kremi Acı badem kremi ellde yarar Cilde hayat, düzgünlük ve tara vet verir. Cildin kirlerini, sehir lerini, fena yağlarını temizler Burusukluklarını, lekelerini, cil terini, ergenliklerini. sivileeterini izale eder. Çirkin çehreyi giirel. leştirir ve ihtiyarlığı gençleşti. dir. Fakat acı badem kremini her- kes yapamaz ve bü kremi mat. taka acı badem yağiyle yapmak lâzımdır. Bu hem müşkül ve külfetli, hem pahalı bir iş oldu. #undan biraz acı badem esan sile vazelin yağını karıştırarak yapılan kremleri kullanan ba yanlar eildlerini bozuyorlar. Halis acı bademden pek bi. yük fedakârlıklarla istihsal edi. len hakiki mer badem vağm krem haline getirmiş olan ko. lonyasiyle ve mlstahzaratiyle meşhur eczacı Masandır. İtri, yatı nefis ve caziptir Hassn ası badem yağı kremi. le, Hinsan vağsız kar kremini Muhabere vasıtalarından sahra felefonu için hat çeken iki Mehmetrik ve Hasan yarım vağlı gece kre mini bayanlar seve seve kullan makta ve eeracı Hasan tebrik etmektedirler , Sahan, kolonya, losyon. (van. ta, briyantin. saç sulur <firme padra, tiras bendi dis frenler, dis suları, Ais maeıminrı ve he türlü etrivat ve mistehraratin mutlaka Hasan marlenamı Gete yinİz ve arayınız. Hasan depesn: Ankara, İstanbul, Beyoğm, Pe siktaş, Eskişehir

Bu sayıdan diğer sayfalar: