9 Şubat 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

9 Şubat 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EE cinayet işliyen|: kadının idamını istedi Gülizar “Ben hakkımı iste Paylaşılan : rim, beş çocuk anasıyım, Kaçakçılık Beyaz perdenin en meşhur erkek artisti SARIL BOÖYER VE EHLİ SALİP MU HARERELERİ'nin unutulmaz kraliçesi ÇREE İLe N LORETTA YOUNG * GÜZELLİK - NEFİS BIR MEVZU « Gi ÖRMEDİĞİMİZ, BİL MEDİĞİMİZ DİYARLARIN ŞSANGHA Şiirle süslü ilâhi bir aşk - sergüze, > 5 i ergüzeştle dolu bir hay ŞARL BOYER “ŞANGHAY" filminde “DİMİTRO KOSLOF” rolünde sinema amel mükemmel ro - GE MELEK Sinemasında ESRARI Önümüzdeki PERŞEMBE Bu Perşembe akşamı SARA Y SİNEMASINDA Altın sesi GRACE MOORE'n ŞAHANE MELODi beni asmayınız,, diyor İki sene evvel Galatada bir cinayet olmuştu. Gülizar isminde bir kadın Kâzım isminde bir genci tabanca ile öldürmüş ve taban- çasını polise teslim ederken: | ikramiyesi Asliye ikinci ceza mahkemesi, dün bir vazifeyi suüstimal davasına bak- tı. Davanın suçluları Eminönü pul memurlarından Fethi ile Emindi. "nis defa değil 10 Fransızca sözlü filminin ilk iraesi şerefine BUYUK GALA "MARSARITA” nın niyesinin şayanı hayret filmi. şayanı hayret mugan- görmek AŞK - HEYECAN - DEHŞETLİ ve MUAZZAM SAHNELE İddiz şudur: Bir şirket, müh pulu kaçakçılığı yap «| haber alan Dik nde birisi 1,5 se ” — Bu adam benim kardeşimi ve anamı öldü ocağımızı söndürmüştü. Ben de onların intikamını aldım. Yaptığım işten hiç te nedamet duymuyorum, demişti. müş, Halk Kahramanları TÜRKÇE OSözLü Koi N EN GüzeLi mastnın şeref haftasında sayın halkımıza takdim edilecektir. ürlüğü binası > kaleminin önündi gelmiş ve dür Zi Ağırceza mahkemesi dün bu cinayetin muhasebesini Müddeiumumi Sadun iddianamesini söyliyerek hâdis inceye tahlil etti. bitirdi. inceden şey haber aldım. ok çekingen bir adamım. Na- İl müracaat edileceğini bilmeri, des miş. Odacı Ziy girmiş ve Fethi ile Emini çağırmıştır. İddiaya bunu Dikran Ma yana: yapıyorsun ? E- — Ben böyle bir g n İpakat r, Davanm Hasan Ali ailesi tarafından kişalace iğ eken Kâzım bu < r üç arkadaşiyle Hasan Aliy leme iye Tıp Encümeni |, Beşiktaş 1 inci Sulh Hukuk Mah Kemesinden: Tophanede Süheyibej! mektebi altında 422 No.1 dükkânda sakin Foti veledi Dimitri ile kefili Havyar hanında 39 No. da Sarraf I#* temati, oğlu Manosa: Evkaf müdüriyetinin aleyhinine bedeli icarm bil esale ve bil kefale tahsili ve asil hakkında mecurun tah liyesi talebiyle ikame eylediği dava” nm ikametgâhmızm meçhuliyeti har iğler.| sebiyle ilânen vaki tebligata rağ” men mahkemeye gelmediğinizden gi « Yâben cari Muhakâniâ neticesinde? Tm iniikaz duğu Yechile müddaabih cem'an 18 lira ile mukavelenin şeraiti umumi” yesinin birinci maddesi mucibince hini tahliyeye kadar devam etmek Ü- İzere tayin edilmiş olan yevmiye alt mığ kuruş icarel muzaafenin kezaliK sükna kanununun tarihi lâğvı olan 15 Nisan 339 tarihinden tidaf yevmi tahliyeye kadar tutarı mebaliğin maa mesarifi muhakeme müddeialeyhimadan bil esale ve bil kefale bittahsil müddei evkaf idaresi" ne İtasina ve mukavele müddeti hik tam bulduğundan mecurun tahliye» sine kabili itiraz ve temyiz (olmak Üzere 21 şubat 340 hinde kars” iğinden tarihi ilândan itibaren sekiz gün zarfmda mahkemeye mis rataatla temyizi dava (etmediğiniz İtakdirde hükmün kesbi kaiyet ede" jceği hulasayi hükmün tebliği maka” İmma kaim olmak üzere ilân olunur. Cenaze Merasimi Tahran Büyük Elçimiz Enis Aka: gen'in kızı Jale Akayçen'in Viyana. İdan Istanbula nakloluna ne size p Encümeni 10 Şubat göre, olmuştur, Hâdise 931 yılın« Mİ aftan sonra serbest kalmıştır. Müddeumumü Sadun h göyle devam etti: geçmiştir, Kâzım n — — Azizim e e Şeralettin ve Dok- flar: Tifoda Etibba Odası si salon! el tey 1) Doktor Osman r Ali sing sali Ara ra biz | Sine sâmlinde icra edilecek-| nikaha serumu ile tedi i veririz. |tir. Jale Âkaygen, mer: âile makberesin: İnedilecekti (Öğle ni saat on Ari- | ası; ğer b ettikten e ie maa kadar tahlil sonra 2) Profe- Selim aphceylaire meningite va- "— Bütün bu işler 930 senesinde vuku bulınış ve Gülizar da Kâzımı m sana ikramiy, n Şakir tarafmdan: 985 senesi içinde öldürdülğüne göre arada dört sene kadar bir müddet geçmiştir. Böyle bir hâdisenin tesir tetkiki Gülizar hakkında tatbik edilecek kanun maddesi ayini nok. tasından çok mühimdir. Bunu birkaç bakımdan incelemek icap eder. Bir Merhum Jale'ye haktan rahmet di- gok şahıslarm bu gibi hâdisat karşısında duyacakları teessli? derecele - $ ni tas|de rini gözönünde tutarak mütalca ve münakaşa eyle s ik 8 Iduğu için de vekâlet (529) | ziyetleri leb daşların teğrifle, Gülizar, böyle ağır suçlardan mütevellit derin f muhafaza edecek yaradılışm en güzel misali olabi © m Beyoğlu Halkevinde Konser TE Ş EKKÜR ve Konferans teşcmaktadır, Maznunun bu hilkatte olduğu suçu | seyoğlu Bayan Albert Hanssens, zevcinin 1 gerek Istanbulda: | s8ât 2030 MA: İki dostları ve gerek direktörü bulun- 10 lirasmı odacı 2 sn! İduğu şirketlerin erkân ve memurini| 1 — Ke yardım muhasebe er. Diğer İki|terafından izhar olunan halis duygu-| (Bayan 1 Başar tarafın- © al -|tarla taziyet hislerine ayrı ayrı < vap | den), vermek imkânsızlığında bulunduğun-| kemede şahit olarak dinİdan samimi tezekkür ve minnetleri- u Tayyar da hâdise- | nin bu suretle kabulünü rica eyler. lattı. Muhake 5 Demişler den istidasını alm r. Bundan sonra F dan Maliye V ne kadar devam edebiiir? Bunun por 3) Pr Kanser hakkm hi kardeş! esör General Cemil ta- K ik âletine bir rafından; da bulunulacaktır. Muhterem o mes- eri rica olunur. MA MM Me vi ie nek icap eder, alarr “uzun k bir hület midder mişler, mü-| Bu akşam Evimizin gösterit sa- hattâ işledikten sonra hâlâ nasıl bir kin ve intikam hü gm 8 | İkevinden: bit eden ifadesinde devamlı teesslir altımda ağır ve şiddetli bir tahrik şmeticesinde Kâztmı öldürdüğünü kabul etmek icap eder, Katlin taş den yapılmış olması hasebiyle Gülizarın ceza kanununun 450 inci ma« desinin (4) üncü bendine tevfikan idam olunması icap etmektedir, Müddeiumumi, bu sözleri söylerken, Gülizarın heyecandan zangır, zangır titrediği görülüyordu. Cezalandırılması hakkındaki talebi duy- madığı anlaşılıyordu. İddianame biter bitmez, bir şeyler söylemek is- tedi. Fakat, dili tutulmuştu. Zorla: '— Ben hakkımı isterim. Beş çocuk anasıyım. Beni asmayınız, diye: bildi. Avukatı Cemil, vaktin geç olduğunu söyliyerek müdafaasını yapmak için mühlet istedi. Muhakeme 15 Şubat saat ona talik edildi. Gülizar, hâlâ mırıldanıyordu: Koridorda avukatı Cemil ona: — Canım seni asmıyacakiar. Müddetumumi, Kâzm onun karde anasını öldür:mü, yandığı için yapmıştır, Ona azceza V desi, anladn mı, hiç korkma? Gülizar, Cemilin eline sarıldı, Yutacakmış gtbi öptü, ö; nı Arife, Bekire, 10 onlarında bir toplantı yapılacaktır. fera: imaf Şüküfe Ni onser: Bayan Samime Abud, Semiha Abud, Ni: Abud tarafından. 3 — Bu toplantı, arzu eden yurt- min Abud, Safiye hit memu İdildi. ra a Doktor A N Y A N İşeHiR emen NiŞ Hastalarını her gün akşama ka- DRAM KISM' dar Beyoğlu, Tokatliyan oteli ya” Bu akşam |! IN nında Mekteb sokak 35 numaralı M| 20,30 da İnuayenehanesinde tedavi eder. Ml BAHAR TEMIZLIĞI (“İliği yi KOLTUKLAR: 50, 40 Kuruş Bir: Hakaret Davası Beyoğlu kaymakamı Dani ret ettiği iddiasile asliye üç mahkemi verilen Sajt Paşa zade Vehbinin muhakemesine devam edil. İdi. Muhakeme tetkik için talik edildi. ul | » baka ü ceza Tr İl iniz, — Çene çalacağımıza işe bakalım, dedi, geç oldu. Karnım da zil çaliyor, haydi yürü gidelim. Ben ye - mekten sonra tekrar şubeye geleceğim. Kayınak la bazı şeyler görüşeceğiz. Ve çağırdığı şube mülhakına bazı emirler v. çıktık. o İçimde kabaran ateşli bir gurur omuzlarımı yükseltti, İstanbulda köprü üzerinde iken eğilen ba- şim göğe kalktı. Kulaklarımdan çıkmıyan o yabancı sesleri artık duymuyordum. Teşkilât haberi Feriha Hanımm bana karşi haksiz yere duyduğu infiali unutturdu. Barıştık. O da be nim gibi bu geniş milli müdafua sahasında kendisine bir pay çıkmasından memnun, onü tanıdım tanıyalı bu kadar sevindiğini içini bu kadar belli ettiğini gör- medim. İhtimal ki, hayalinde yaşıyan meçhul kahra- manlara yaklaşmak için bu vazifeyi mukâddes bir yol gibi telâkki etti. Bu yolun hepimiz için mukaddes olduğuna şüphe mi var, Dayım tekrar şubeye dönünce biz başbaşa verip vazifemizin plânmı tesbit ettik, Feriha Hanım erkâniharpliğini gösterdi. Nekadar olsa asker kızı. Her şeyi hesaplı, kitaplı yapıyor. Ci - var köyleri tanımadığı için bizden izahat alarak isim lerini, mesafelerini, nüfuslarmı bir deftere kaydetti, toplıyacağımız erzak ve eşya için birer liste ve muh- tarlara verilmek için de birer makbuz hazırla, Bunları hazırladıktan sonra ben yorgun olduğum için yatmıya hazırlanıyordum. Feriha Hanım dedi ki; — Ya kıyafet meselesi? — Ne gibi? — Köylere nasil çıkacağız. Güldüm: — Dayım eski çizmeleri var, Onlar bana pek İyi gelir. Üst tarafmı siz düşünün! Herhalde tuvaletle gidecek değilsiniz ya! GEĞMEİZE Eseri kazırlıyan: — Peki ne ile gideceğiz?” Onu şube düşünür. Belki de k Hive ettim: kulaklarına kadar kizardı ğını gör düm. Gizlik çatıldı. Tamir etmek istedim — Bununiz beraber ben tercih ederim. Bu vesile ie Dursun kadar alâka görmek kısmet olur, Bunu söylerken kendim de sıkıldım. Fakat bilmi - yordum ki, nasıl söyledim. Yanımızda bulunan Seni- ha bu konuşmadan bir şey anlamadı. Fakat Feriha hanımın halinden ve benim heyecanımdan herhalde bir şeyler hissetti, Genç kız benim bu cüreti dil. Masa üstündeki kâğrt! ayağa kalktı tok, ağır hi — Bu seyahat işini yarm sabah ta konuşabiliriz. Dedi. Geç oldu, kalkalım artık! Ve cevap bile beklemeden yürüdü, odadan çıktı. Bilmiyorum, nasıl oluyor da, onun hakkında böyle düşünüyorum ve düşüncelerimi gizliye: Muhakkak ki, ona karşı beni tahrik eden ve hisle- rimi şuuruma hâkim kılan bir ası var, Şubeden yanrmıza verilen bir süvari jandarma ile yola çıktık. Arabada üç kişiyiz. Seniha ile Feriha Ha nım arkadalar. Ben arabacıya yakın yerdeyim. Dün geceden sonra onunla ancak resi den pek sıkılmış görün- erleri toplyarak Ee ER Mahmud Afillâ AYKUT ruz. Benim Jâtife diye tevil edebileceğim gözlerim - den müteessir görünüyor. Aramızdaki bu deği ğ Seniha da hissetti, Fakat bir ş9Y anlamadığı için hayret eder gibi kopacak yeni bir fırtinayı bekliyor. Anlıyorum ki, binbaşı kızi O €ngin mavi gözi kadar esrarengiz bir mahlüktür. Onun ruhunda çö - züilmesi güç muammalar var. Her genç kız gibi hayal ve macerş üzerinde durmuyor. Hâdiselere hâkim ol- mek ve muhatabını fevkal klerin kahramanı gör mek istiyor. Dursuna karşı gösterdiği şefkatin bana şefkatten daha ileri gelen mânası bu. Bu İnce ve ha- zin kızla gönül davasına düşmek pek tehlike Arkadaşlığını idare etmek kolay 1m. Onu da anlı yamadım. — Köye daha çok var mi, Hüseyin ağa? — Geldik beyim. Karşiki ağaçlığın arkası köy. Beraber gelen davul ve'zurnaya işaret ettim: — Haydi bakalım kara dayılar dedim, davulu as- Kıya alın. Zurnayı da ıslatın köve Ankara havasile girelim, Davulcu iştahlandı. Tokmak gergin derinin karnında tok, yuvarlak sesler alıp verirken zurnacı da perdelerini ayarlamı- ya başladı. Dağlarda tatlı akisler bırakan bir köy havası ya - kınlardaki tarlalarda çalışanları harekete getirdi, A- ametine doğru köşmuya başladı! Köy başıma gelinciye kadar yirmi otuz kisilik bir ile olmuştuk. Davul zurna Ankara havasına başladı. Köy çeşmesi başında çaput yıkıyan kızlar sıralan» mışlar bizi seyrediyorlardı. la: merakla kalkmışlar, bize bakiyorlar. Çeşmeyi geçince büyük bir meydana geldik. Bura» 8 sığır toplama yeri imiş. Sabahları her ev büyük baş hayvanını buraya salar, köy çobanı hayvanları buradan slır, çıkarırmış, Arabac i eydanm ortasında, dur. Dedim. Köyün evleri bol kereste ile yapılmış güzel evler, Etraf hep orman olduğu için kerestenin kıymeti yok, Daha arabadan inreken yanımız: eli sopalı biri sokuldu: — Hoş geldin; — Hoş bulduk ağa. yün kâhyası imiş, — Muhtar nerede?, — Kasabaya indi. — Peki, İhtiyar heyetinden kim varsa çağır baka» um. Kühya başmı eğdi: — Şimdi. Hele siz bir soluklanm! — Yorgun değiliz ağam, çok kalacak ta değiliz. Onun şimizi çabuk görelim. Kühya henüz yanımızdan ayrıl:yordu ki, üstü ba - şi temizce, setre, pantalonlu kıranta bir adam âde- ta koşarak yanımıza geldi. — Hoş geldiniz. — Eymallah.. Hoş bulduk. Kâhyn geleni tanıttı! — Köy kâtibi Emin Efend'

Bu sayıdan diğer sayfalar: