18 Şubat 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

18 Şubat 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ss İstifalar, Aziller, Tayinler Bürolard değişmeler sahalara tesir etmemelidir (YAZAN: EŞREF ŞEFİK) Futbol Federasyonu Reisi Hamdi Emin Ankaraya gidemiyece Zinden istifa etti... Futbol İşleri Başkanın çekilmesini ilk defa böyle yazmıştık. Biraz sonra o haber şöyle değişti tifasını vermiştir. Futbol Başantrenörü Buts merkezin emrine itaat etmediğinden vazifesinden affedilmiştir. Biraz sonra ayni haber gazete sütunlarma böyle geçti: Baş antrenörün merkezin davetine icabet etmemesi mevzuubahis değil- dir. Bilâkis merkeze gitmek üzere İs- tediği avans gönderilemediğinden ken Gisi çekilmiştir. Yüzme antrenörünün vazifesine tahsisat yoksuzluğundan nihayet ve- rilmiştir, Bu haberin henüz ikinci şekli guze- telerde çıkmadı. Atletizm baş antrenürü Amerikalı Luviz ise, antrenörler mangasmın av- det işaretine ilk ayak uyduran müite hass's oldu... Bu antrenörler getirtilirken, vere- ceğimiz paraya göre, hangi şubeietde pe dereceye kadar İstifade edebilece- ğimizi, zararlı veyahut kârlt çıkaca- ğımız noktaları yazmıştık. Ayni nok- talara tekrar tekrar avdetle “ettekra- rü hasen velevkâne yüz seksen,, vazi yetine düşmek niyetinde değilim. Fakat şu değişikliklere, şu tayinle-| re ve azillere bakıp ta insanın kendi! kendine bir çök geyler sormamasına | da imkân yoktur. 'Bu antrenörlerin her birini getirtir. ken, federasyonlar merkezden mezu- niyet almışlardır elbet.. Bu mütehas- sıslarm memleket sporuna getirecek- leri faydaları, gençlerimize kazandı - racakları şeyleri izah etmişlerdir. Takriben kaç sene hizmet ettikleri takdirde göze görünür neticeler elde edilebileceğini de şüphesiz bildirmiş- lerdir. Bu vaziyetlere vâkıf olan merkezin mezuniyetile angaje edilmiş olan an- trenörlerin vazifelerine, ya parasız. lıktan, ya tahsisatsızlıktan nihayet vermek acaba doğru mudur? Eğer bunlardan umulan istifadeler temin edilemiyeceğine merkezce ka- naat getirilmişse, sebeplerini bizim de bilmemiz gerektir. y Maamafih, antrenörlerin iyi veya fırsatlar da pek çıkmamıştır. Havuzsuz bir yere yüzme antrenö- Tü getirtilirse, gelen antrenör meşhur Vaysmüller dahi olsa büyük bir sey yapamaz. Onu evveles düşünmeli idi. Futbole Üç antrenör ısmarlarken, çalıştıracağı elemanların imkân ve vaziyetlerini, yol masrafını gönderir. POR . Bayram maçlarının hakemleri B.İ.T.0,K, Komltesi ta rafından tertip edilerek dör büyük klübümüz arasında bay- ram günleri Taksiın stadında yapılacak olan dostluk kupas: maçlarının hâkemlikleri için dür akşam toplanan komite 8za. ları, başantrenör Mister Boust, Şazi Tezcan ve Sudi Karsanı namzet olarak kabul etmişler - a yapılan : dir. Hamdi Emin Çap merkezle noktainazar ihtilâfından dolayı is- Bayram karşılaşmaları bu hâkemler tarafmdan idare edi . lecektir , Fransız Tek Seçicisi Yine Memnun Değil Fransızların futbolde İtalyanlar, Avusturyalılar ve diğer bazi millet. İler gibi tek seçici usulünü kabul ettik ileri malümdur. Fransız tek seçicisi ta- İ biat itıbarıle Fransızdan ziyade İngi- ilize benziyor. Az konuşuyor, der mu- İvaffakıyet dnfpde sevinip, şapkasını ihavaya alm'yor, İ nsilterede İngiliz ordu takımmi 6. (9 gibi ıniihim bir farkla mağlüv elen | Fransız ordu takımını da tek seçici iyapmıştı. Maçtan Sonra gazetecilere ! Fransiz oyuncuları hakkında şıtları Böylemiştir; — Evet 6.0 gibi bir muvaffak'yet, takdir ederim. Fakat bizimkiler ole lürlerinde ve açıklarında topla oyna- İdıkları ve fazla dripling yaparak Ve- İkiz kaybettikterini teessürle görd'im. İMağlüp İngilizlerin hedefe dosdoğru igiden hücumları bence daha güzeldi. R Ayvalık — Edremit Ayvalık, (Tan) — Pazar yünü ye- Atletizmde eşsiz olan Amerikalılar | ni yapılan stadyomda Ayvalık lâman sırıkla yüksek oflama rekorunu da| yurda ile Wöremit Iâman Yurdu âra- kırdılar Burada gördüğünüz Varoff 4 metre, sında yapılan mmtaka kıyası maçmı 39 santimetreyi oşmıya muvaffak) Ayvalık İdman Yurdu 2-1 kazanarak olmuştur. İkupayı a'mıstır. Ankara Sporu tam netice verecek şekilde canlandı Ankara, (TAN Muhabiri Yazıyor) — Ankara, spor hayatının faal bir merkezi olmıya başladı. Bundan bir kaç sene evvel, Anka- rada yerleşmiye mecbur olan İstanbul sporcuları, haftanm spor haberlerini İstanbuldan beklerlerdi ve uzaktan olsun, Fener, Ga- latasaray, Beşiktaş ve diğer İstanbul Klüpleri etrafında dönen en hurda dedikoduları bile alâka ile takip ederlerdi. O zaman Ankarada #por, İstanbu- la göre çok sönüktü. Bunun sebeple- ri de gizli değildir. Halk henüz kuv- vetli bir spor terbiyesi almamıştı. Kuv vetli klüpler azdı. Temaslar pek na- dir oluyordu. Ankaranın tek sahası, stiklâl sahası, şehrin merkezine u- Futbolü zaktı, gidip gelmek, güçtü. Halbıki Temasa geçiyor geç y bugün vaziyet tamamile değişmiş bu. Sofya, (Tan) — Yunan Futoui Fe-| maktadır. derasyonu, Bulgar futisl federasyo-| yide spor hareketine karşı nuna gönderdiği bir teklifte, bundan | yakın bir alâka duymıya başlamışlar. Bulgar - Yunan isonra iki memleket milli futbol ta-|dır. Ankarada bir çok diğ fena oldukları henüz malüm olacak | kımları arasında maçlar yapılmasını ? e oi ler doğmuştur. Sonra, Ankaranm #por hayatına canlılık veren bir başka ümil daha vardır ki, onu belki Ode başta saymak lâzımdı: Yeni stâdyom. Balkan memleketlerinde eşi bulun- maz bir spor sahamızda var artık. Kişın soğuk günlerinde, sahadaki ha- reketleri zevkle takip edebilmek içir. stadyomun hiçbir eksiği yoktur. Federasyon merkezlerinin Ankâra- ya taşmması da belki bir âmil oldu. Hulâsa, Ankara spor hayatı, artık Istanbuldan geri değil ,belki onun hi- zasında ve fersahlarca ilerlemeğe mü- istemiştir. Bulgar federasyonu, bu teklifi pren #ip olarak kabul etmiş ve evvelâ Yu- nan futbol takımının Sofyaya gelerek Bulgar milli futbol takımile karşılaş- ması takarrür etmiştir. Bulgar milli takımı da daha sonra Atinada Ynan milli takımile oynayacaktır, Bu kar- gılaşmalar, her #ens yapılacaktır. Buigarlar da buna mukabil, mayıs ayırda Belgratta yapılacak jimnastik oyualarma iştirak edeceklerdir. a a m aaa ramımız yoktur. Bence o program bü- ken hesaplamak lâzımdı. Şu son vaziyetlerden görülüyor ki, yapmak istediğimiz işlerde, paramıza ve vaziyetimize göre, insanlarla de- Mamivecek bir kac senelik bir proz- heyya bir vaziyettedir. Burala da didinmeler, klüp rekabetleri, mınta- kaya sitemler, şiddetli itharhlar, hat- tâ ayartma teşebbüsleri... Neler, ne- ler yok.u Gün federasyonlardan daha elzemdir. Aksi takdirde masa başlarındaki hareketin bereketini sahalarımızda bir türlü görmek kısmet olamaz. YAZAN: Blasko İbanez ÇEVİREN: Faik Berçmen ece, iyiden İyiye basmca, tuz yüklü olduğu halde, San Rafael gemisi, Cebelüttarıka gitmek üzere, Torrevieja İimanın- dan ayrıldı. Ambar dolmuş tu. Ayni zamanda güvertede baş di reğin etrafma bir sürü çuval yığıl- mıştı Ve güver - tede yürüyecek yer kalmamıştı. Tayfalar, provadan kıç tarafa geç- mek için, çuvalların üstüne İnce, uzun kalaslar koymuşlardı. Bu- nunla bersber tahtalamn üstünde yürürlerken, denize düşmemek İ- çin müvazenelerini zor temin ede- biliyorlardı, Gece güzeldi. Bo) yıldızlı bir ilk- bahar gecesi. Zaman zaman esen meltemle yelkenler, iyice şişiyor ve sonra kapanan iki kanat gibi bur: şüyordu. Mürettebat, beş eski ta; fa ve bir veni delikanlıan iaepk tl, Akşamı yemeği, llmsüdan gina” madan önce yenmişti. İhtiyar deniz kurdu, Chispas Ba- ba, tuz çuvallarının bir kenarına o- turmuş, patronun son talimatmı kendi kendine tekrarlıyordu. Onun biraz ötesinde, gemiye yeni giren Guanillo oturmaktaydı. Delikanlı için San Rafael'e girmek büyük bir bayramdı. Bundan sonra artik her zaman, karnını doyurabilecekti. Bu köhne tekne Guaniloya bir amiral gemisi gibi muhteşem gö- rünüyordu. Hele yemekler ne bol- du öyle.. Bu akşamki yemek neydi!. Delikanlı, ömründe ilk defa olarak karnımı, böyle mükemmel bir su- rette doyurmuştu. 19 yaşmdaydı. Birçok, gün lerini yarı aç ve yarı çıplak bir hal- de geçirmişti. Bütün gece kâh in- liyen ve kâh dua eden, romatizma” k büyük annesinin kulübesinde yâ” tardı. Gündüzleri, kuma çekilmiş sandalların indirilmesine yardım © ğer ,balık sepetlerini boşaltır, ton ve sardalya avma çikan yelkenlile- ri, biraz verirler ümidiyle elinde bir kapla karşılardı. imdiyse, Allah Chispas Ba- badan razı olsun, bu sefa letten kurtulmuş ve hakiki bir ge- mici olmuştu. Ona gemiye cıkar çıkmaz sağlam ve İri ayakkabılar, bir de güzel kasket ve! . di, Delikanlı, daha hiç böyle kun- duralar giymemişti. Fakat hep - sinden çok, onu sevindiren $€Y, bir geminin İçinde bulunmaktı. Şüp- hesiz ki, gemicilik bütün öteki s0- natlardan ve işlerden daha üstün ve güzeldi. Guanillo, bunu gözden kaçır. madan Chispas Babenm sözlerini dinliyordu. İhtiyar gemici: — Evet, iyi bir meslek seçtin! diyordu, yalnız, gemicilik çok teh- likelidir evlât Göreceksin! Hele benim yaşıma gelinciye kadâr ne- lerle karştlaşacaksın!.. Sonra biraz susarak: — Haydi koş evlât!.. dedi, pro- vadan bak bakalım, önümüzde ge- mi falân var mi? Delikanlı yerinden kalktı ve ka- lasa sıçradı ve koşarak uzaklaştı. İhtiyar yine bağırıyordu: — Iyi dikkat et evlât! 'Guanillo; çoktan provaya var. mmıst. Yelken inlerinin bağlandığı Yolculuk sırığın yanına oturdu ve etrafa bak mıya başladı.. Denizin kara ayna- sında, ışıktan birer sefpantin gibi yıldızlar pırtidıyordu. Gemi, dalgaları yardıkça, su damlaları delikanlının yüzüne ka- dar sıçrıyordu... o Guanillo ha- yat güzelmiş be! diye düşündü. Son ra seslendi: — Baba Chispas, bana bir ciga- ra versene! — Gel ali, Delikatılı, yine düşünmeden, ge- minin kenarma yerleştirilmiş uzun i.. yüz aaa Spy eli ve yelkenler buruşmuş, baş direğin etrafımda toplanmıştı. T am bu sırada ansızın sert bir yel çıktı; ve gemi cızırdı- yarak yana yattı, Guanillo, düş- memek İçin yelkenin kenarına yar pışmıştı. Fakat rüzgârla birdenbi- re şişen yelken, delikanlıyı hızla boşluğa fırlattı. Sular bir anda ya- rılıp kapandı. İhtiyar gemici, de- likanlınm denize düştüğünü gö- rünce hemen haykırmıştı: — Hey, arkadaşlar, denize biri düştü. Güanillo epey daldı. Sonra ken- dini toplıyarak suyun yüzüne çik- tı ve geniş bir nefes aldı.. Önüne baktı: Gemi, pek seçilmiyordu.. Yalnız uzakta beyaz bir leke görür gibi oldu. O istikamete doğru ku-, laç atmıya başladıysa da bir daki ka sonra beyaz leke de karanlığı karıştı, Ayakkapları suyla dolunca kur» şun gibi ağırlaşmıştı. Hayatinda ilk defa giydiği güzel kunduralara şimdi lânet savuruyordu. Kasketi şakaklarını acıtıyor ve pantalonu Onu derinlere çekmek ister gibi 0- luyordu. Delikanlı o zaman İçin- den; — Sakin ol Guanillo! Soğuk kanlı ol! diye mırıldandı. Kendine güveniyordu.. Yorul - madan epey zaman yüzebilirdi. Hem, şüphesiz ki gelip onu arıya- caklardı. Hiç kolay kolay boğulur muydu? Filvaki babası denizde boğulmuş tu amma, o vakit kışmış; ve fırtı- mâ varmış.. Fakat şimdi, deniz sâ- kin, ve gece yıldızlı.. Böyle bir har vada boğulmak enailikti... Hem böyle düşünüyor ve hem de yüzüyordu. Bir aralık: — Hey arkadaşlar! diye bağır- dı, Baba Chispas! Neredesiniz! Her ağzımı açtıkça sular boğ zma doluyordu.. Hay lânet olsun! Bir zaman geldi ki artık suyun Ü- zerinde zor durabiliyordu.. Evet, uzun müddet yorulmadan yüzerdi amma, burda değil. Kendi sığ sa- hillerinde.. Orda güneş, suları pi- pil pırıl pırıldatır.. Çakıllar, insanm ayağına takılır. İşte Guanillo ken- di sularında, gümüş renkli balık- Jarla oynıyarak yüzerdi... Halbuki DÜNYA ŞAH ESERLERİN» DEN TER- CÜMELER şimdi. Deniz mürekkep gibi kart” Elbiseleri demir gibi ağır. Hek yaklarınm altındaki papuçlar; kocaman kaya parçası... Yorulmuştu.. Dinlenmek ün artüetii uzanımca, ağzından akif” yemeği çıkmıya başladı. Hay uğ” Suz yemek, hay.. Ne büyük bir # tahla yemişti... Artık her şey wi yordu. Burada bir hayvan gi lecekti. Fakat belki... Belki gelip”) Bu bulurlardı.. Bekledi... Et bir daha göz gezdirdi. Ve son kuvvet ve ümitle kulaç atmıy3 yuldu. Ağzına tuzlu ve acı sularm © duğunu hissediyordu. Gözleri #*” rarıyor ve dalgalar başınm den geçiyordu. Kolları da iyic£ yuşmuştu. Başı ağırlaştı. UÜ. mak... Uyumak istiyordu. : baktı. Yıldızlar birer kan demi gibi kırmızıydılar. Ocoh! Kenf bırakırverse de. sular onu bir imcak gibi sallasalar, ve uyu$f* ir aralık büyük annesini Vi tırladı. Şu saatte ihti kadın muhakkak onu düyünüği dur.. Onun gibi dun etmek İste. ve şunları mırıldandı: Ey kadir lah... İl. Fakat birdenbire akif? bir şey geldi ve duayı bıraksf”” kızgın bir sesle: — Alçaklar! Haydutlar, raktılar.. | Donmuş bir kütle gibi karasli sulara daldı ve tekrar çıktı. Şi” yıldızlar kararmıştı, Semadsn ha siyahtılar, Bu son bakıştı. cudunu kımıldatamıyordu.. Ku? ralar).. Ah bu mel'un kundu: Gözünün önünden bir sürü &* geçti.. Yelkenler. Yelkenler. 5 kıvrıldı ve sonra süların boğdğ” şu sözler, ağzmdan (Yiküldü: — Ey kadir Allah! Ey kaö Ah, haydutlar, domuzlar; beni raktılar.. Beni bıraktılar,. Balıkesirde Lig maçları Başladı Balikesir, (Tan) — Havalar” zuk giknesi yüzünden giındıye © yepllamıyan mıntakaliç ma bü basta başlanilmışım. Dk Xa ba lo'nan yurda ile uman gücü smda yapıldı. Sabahleyin yapıla gükler maçmı Yurtlular kazandi" rinci takımlar maçı çok zevkli yundan sonra Güçlülerin 3-0 gi sile bitti. beni Yugoslav - Bulgar J' "nastik Şenlikleri, Belgrat, (Tan) — Yugoslav * gar dostluk puktının imzalan dan sonra iki memleket sporcu” rasında kaynaşma ve yakınleş©” aliyeti görülmektedir. Bu cümleğili israk burada Yugoslav Sokulla"” liği,Bulgar spor ve jimnastik"“Yu' tegkilâtmım, Sofya ve Eelgrattt terek jimnastik genlikleri yap için teklifi kabul edilmiştir. Tik © lar, Sofyada Milli tiyatroda 14 inde yapılacaktır. 9 osnzda fireten Yügoslav Sokullarında” kişi de Sofyada bulunacaktır

Bu sayıdan diğer sayfalar: