1 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

1 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İİ 1.8.0937 SON HABERİ İspanyada hükümet kuvvetler i yeni bir taarruz hazırlıyor İspanyol Limanlarının kontrol hareketi başlamak üzere bel Londra, 28 (TAN) — Madritten bildirildiğine göre, bütün cep- €rde hissedilir derecede sükün vardır. Ancak, Gizion cephe- Side, hükümet kuvvetleri Oviedo etrafındaki kıskacı sıkıştırmak- irlar, Bu cephede bütün köyler hükümetçil, VE tahkim olunmuştu a Siyaset âlemi Silâh Yarışı ve çe i Mister Ruzveltin va- geçirmeden silâhları azaltmak, Ci korumak ve arsıulusal ticareti landirmak işlerile meşgul olacak * konferans Utoplayacağını ha- mir, eriyorlar. Mister Rüzvelt, gletler © &rasındaki (silâh o ya in vereceği neticeleri o gözö- nde tutarak bu teşebbüse giriş- ii, te, ve silâh yarışını keserek mil- Sany, arasmda ticaret mücadelelerini andirarak umumi refahın sağlam "Tr esasa istinadını istemektedir. geçen hafta içinde Amerikanın se- Gi * de bu yolda beyanatta bulunmuş * silâh yarışını keserek beynelmilel Sareti hızlandırmak için ancak bir Sire bulunduğunu, onun da milletler Mrasındaki siyasi anlaşamamazlıkla bertaraf etmek olduğunu anlatmıştı. Amerika ricali tarafından söylenen sözlerin benzerini İngiliz ricalin. Sen birk inde > ne nuel“Hor, bir nutkunda in en büyük ve en esaslı va- den biri beynelmilel ti: 'Ynelmilel ticaret mânialarını al tmak olmalıdır. Sulh davasına hiz- Mat etmek istiyenlerin hepsi de bu Ta “eyi cesaret ve gayret ile ifa et- *li ve bu davayı gütmelidirler,, de. Mişti, İngilters Maliye Nazıri İse daha Yel şu sözleri söylemişti: Avrupanın karşılaştığı zorluklara dorluktar. katan ticaret ve mübadele #hdidatını kaldırmak için, durmadan erlemek lâzımdır... Gerek Amerika, gerek İngiltere b vlet adamları tarafından söylenen U sözler, ve konan teşhislerin isa» Tifelerin, şüphe götürmez. Fakat bugün- Şeraitin devamı takdirinde silâh işinin mesnedi olan emniyetsizlik anlaşamamazlığın alabildiğine sü P gideceği, ve bunun neticesi ol: çe her milletin kendi yağı ile kav- ulmak siyasetine daha sıkı bir sa. yatla sarılması yüzünden dünya “aretinin kat'i sademelere uğra ! muhakkaktır. Bu felâketli yoldan onun için ya- P'lâcak iş, Amerika Cümhurreisinin “İşündüğünü tatbik etmek ve her. 'den evvel silâh yarışını icap etti- *ebepleri kaldırmaktır. Bu sebep- leri kaldırmak mümkün olursa, işin Berisi kendiliğinden hâsıl olur o ve yi letler büyük tehlikelerden kurtu. *lâr. Yoksa bu sebepler kaldırılma» "kça; herhangi bir teşebbüsün mu- ffak olmasına veya müsbet netice. F vermesine imkân kalmaz. İİ Ömer kisa DOĞRUL kü Ankarada Kurulacak Stüdyo Binalarının Projesi Tetkik Ediliyor A akra, 28 (Tan Muhabirinden) — dalgzyis Hava Kurumunun arkasın Yü boş arsaya kurulacak olan stüld- talan projesini imar müdürlüğü ir. Bina, fiç kısımdan yürektir Büyük salonu 80 kişilik bir ai şti, le heyetini alacak kadar ge. » Etimesitta kurulacak olan 60 Ovatlık uzum ve 20 kilovatlık kısa Yata inşasma (o müracaatlar m gifler devam etmektedir. Neti- sym içinde belli olscaktır. in eline geçmiş 7 Santander ahalisi yiyecek yüzün. İ den kıtlık çekiyor. Bu şehrin bütün İ mahsulü, cepheye gönderilmektedir. Evvelki gün Asturi cephesinden gelen üç tren dolusu yaralı bu kıtlığın şid- detini artırmıştır. Valansiya beledi- ye reisi, hükümetçi şehir belediyele. rine müracaat edecek ne kadar mülte- ci kabul edilebileceğini sormuştur. 300 bin kişilik Valansiysda 800 bin kişi toplanmıştır. Hükümet yeni teşkilât yapıyor Hükümet kıtalardan daha fazla İ randıman alabilmek için Başkuman- danlıkta yeniden bir teşkilât vücude getirilmiştir. Hükümet topçusu, bu gün büyük bir faaliyet göstermiş, be. taryalar Oviedo şehrindeki mühim hedefleri dövmüşlerdir. Eskampero cephesinde hükümetçiler, asilerin müstahkem mevkilerine taarruza ha» zırlanıyorlar. Asi kuvvetler büyük bir mukavemet göstermektedirler. Gijondan bildirildiğine göre, asiler, diğer mıntakalarda ricat hatlarını tahkimle meşguldürler. © Kontrol başlıyor | Hagiliz parlâmentosu, İngiliz. harp gemilerinin 6 marttan itibaren kon. | trole başlayabilmeleri için lâzım ge- len tedbirleri alacaktır, İspanyaya gi- den İngiliz harp gemileri, tesbit edi. limanlara uğrayacak ve oralardan tpakalanı Yirayanma “yüzeneeek malları kontrol edecek olan müşa » hitleri alacaklardır. n| FRANKO YENİLİRSE Moskova, 28 (A.A.) — İzvestia ga- zetesi ademi müdahale anlaşmaşından bahsederek: | “— Frankonun yeni bir hezimeti, son kararlar için tehlikeli olabilir Gazete, bu takdirde Frankonun mu- avenete mazhar olabileceğini yor. ' Kudüse giden edilecekler Londra, 28 (A.A.) — Kral Tbnis- süud Kudüse giden tebeası hakkında idam Gezası derpiş eden bir kanun 'neşretmiş ve karışıklıklara iştirak et. mek üzere Kudüse gidecek gönüllüle- rin tevkifi için hudut muhafızlarma emir vermiştir. KÜÇÜK HARİCİ HABERLER ş imdiye kadar askerli- gini yapmıyan 1924 . 1935 doğumlu Yunanlılar si- lâh altına çağrılmıştır. * pa nehirlerde u. mumi taşmanin daha farla yükselmiyeceği tahmin ediliyor. Gmc hareketinden sonra kendisinden ha ber alınamıyan Levelin ta; yaresi, bir sakatlık yüzünden Libya çölünde yere inmiştir. * M areşal Grazlani, bomba parçaları ciğerlerine saplandığı için zetürreeden muztariptir. Vaziyeti endişe ile takip ediliyor. * * Ş ngiliz Kralının taç giy İ me merasiminde Ne- İİ güsün şimdi Kudüste bulunan İİ oğlu bulunacaktır. yazı | ' Hicazlılar idam TAN 2 eeeeesaasasesanasseeeessesesesee "Hikâyesi: Otuz saatlik İzmit toplantı- sının bir hatırası laca karanlık içinden bir ses aksetti Atatürkün doğ- duğu odadır. Konu komşudan dört kü. çük el lâmbası getirmişler. Ta. rihi odayı iyice görebilmemiz için ışık temin etmeğe uğraşı- yorlar. Selâniğin azgın Vardar rüzgârı, açık kapılardan, pen- cere kenarlarından içeri do. larak bu zayıf ışıklarla çar- Pışıyor. Maddi göz, bu yarı karanlık içinde dört çıplak duvar ve tam bir boşluk görüyor. Fakat tarihin en büyük dehalarmdan birinin doğdu. ğu yeri görmek ve duymak için göze ve ışığa hiç ihtiyaç yok. Hâ, diselerin tarihi mânasmı anlayan ve ölçen her vatandaş ve her insan, bu görüş ve duygu kudretini ta - mamile kendi ruhunda bulabilir. rankfurtta Goethe'nin doğ. duğu evi, Mount Vernon'» da Vaşingtonun yaşadığı - muhiti yurüum. Biri dehasının isiklerile kendi zamanından çok ilerilerini nurlandıran, diğeri Amerikan mil. letini kuran iki büyük adamın ha- yatına alt her şey bu evlerde top. lanmış, canlandırılmıştı. İnsan, & ki dâhinin hayatıma ve muhitine yaklaşmak ve sokulmak için bura. larda birçok maddi yardımerlar bu- labiliyordu. Belki de Atatürkün doğduğu ev de bir müddet sonra böyle bir hale gelecek, Önderin hayatına ait bir müze olacak, Fakat ben kendi hesabıma rüz- girl: bir akşam, alaca karanlık İ. çinde gördüğüm çıplak dekoru ters cih edeceğim ve bunun hatırasını saklayacağım, Bu boş odanm man. zarastnda, her maddi hatıradan da- ha canlandırıcı, daha uyandırıcı ) bir sihirli kudret var, LI abiat, bu basit odada doğan çocuğu, neden müstesnâ işler görebilecek bir insan (diye seçmiş, ayırmıştır? Muhitin umu. mi tiplerinden ayrı ve yüksek bir şahsiyeti yaratmak için hangi ta» bil âmiller, unsurlar tesadüfler bir araya toplanmıştır. llim böyle bir meseleye hüküm vermekten â- cizdir. Dehayı ölçmek için bütün insan ölçüleri daima noksan gel Çok şefkatli, çok uyanık bir Türk annesi, bu odada doğan deha üzerine kanatlarını açmıştır. Türk» lüğe kurtarıcı bir Önder verdikten sonra pek erken dünyadan çekilen babanm yerini yüksek ruhlu, an- layışlı bir öveybaba almıştır. Ata» türk sevgi ve şefkat dolu bir mus hitte büyümüştür. H ayatımda çok şerefli bir ha- tıra var: Birkaç gün evvel Selânikte gördüğüm odada doğan varlığın en küçükten başlayan ve büyük eserin kurulduğu gilnlere kadar varan hikâyesini Atatürkün ağzından ilk defa olarak dinlemek ve memlekete ve dünyaya bildir- mek şerefi benimdir. Atatürkün doğduğu evi ziyaret ederken bunu iftiharla hatırladım: 1920 de Maltaya giderken mem- eketi ümitsiz bir halde bırakmış- tım. O dakikalarda iş başını İşgal Odanın Atatürkün Kendi Ağzından Dinlediğim Bütün Bir Varlık Gözlerimde Canlandı.. Dromada şu kalabalık kütle Türk he yetini Atatürkün Selânikte doğduğu kutlu ev ii edenlerin, yurdu kendi ellerile ce- rma teslim etmekten başka e- melleri yoktu. İki sene sonra Ankaraya gitti- ğim zaman kendimi birden bire u. mulmaz, beklenmez bir valık âle- mi İçinde buldum. Herkesin göre. mediklerini gören bir deha karan- lıkları aydmlatıyor, Kurtulmak, yükselmek için gidilecek yolları bil. gi ile aretle gösteriyordu. Mem- leketin yaşamak azmi canlanmış, Türk varlık kudretinin mânssinı dünyaya tanıtarak hazırlıklar yas pilmiştr. A merikan edibi Vashington İrving, Rip van Vinele efsâ- nesi yaratmıştır. Amerikanın İngiliz İşgali zamanında bir mağarada u- zun bir uykuya dalan, 30 sene son. ra kendini müstakil bir Amerika içinde bulan bir insan.. Ben de ken- dimi Malta dönüşü Ankarada bir RIip'van Vinele vaziyetinde bul . muştum. Şu farkla ki, Ripin ara- daki farkı görmesi için otuz sene uyuması lâzım gelmişti. Bizde mucize iki senede tamam ol muştu, 1922 de Ankaraya gidince ba mucizeyi yapan milli kurtarıcnın hayatını öğrenmeği ve okuyucula- ra bildirmeği' en kıymetli bir gaze, tecilik vazifesi addettim. Atatür. kün ağzından bütün hayatını ilk emek ve yazmak, hayatımm her zaman en büyük hatırası kalacaktır. tatürkün doğduğu evde, ken- di ağzından dinlediğim he yecan dolu hikâye gözümün önün- de canlandı. *O devirde yaşayan bir küçlik yav ru İçin vaka dolu bir hayattan sonra askeri rüştiyesindeki tahsil seneleri.. Orada yırtıcı bir kuşa benziyen sert bir riyaziye hocası var: Yüzbaşı Mustafa Efendi. Fa. kat hakikatte çok değerli, çok dü- rüst, altın kalpli bir İnsan. Önderin müstesna meziyet ve istidatlarını herkesten evvel görüp ATINA RÖPORTAJLARI: 2 > OÖnderin Doğduğu ilhamları YAZAN: AHMET EMİN YALMAN getirecek freni bekliyor anlamak şerefi onundur. Küçük Mustafanın gösterdi- ği fevkalâde uyanıklık ve me ket alâkası, 5 hocayı derin bir tesir altmda bırakıyor, bu takdiri. ni kendisine (Kemal) lâkabını ver» mek ve ismini (Mustafa Kemal) şekline koymakla gösteriyor. Yüzbaşı Mustafa Efendi bu lâ. kapla ne kasdetmişti? Talebesin- de hayretle gördüğü kemalin yük. ni mi ifade etmek istemiş- ti? Y a o zamanki karanlıklar içinde vatanını seven her Türkün kalbinde bir meşale gibi parlıyan Namık Kemalin ismini müstakbel yatan kurtarıcısına lâkap diye ver. meği mi düşünmüştü? A râdan uzun seneler geçme- #ine rağmen Atatürkün 88. keri rüştiyesindeki bütün höcaları kendisini hatırlar, Süleyman Paşanın çok derin bir terbiyeci olduğuna canlı bir şahit olan askeri rüştiyelerinde müzake- re saatlerinin, ders saatleri kadar ehemmiyeti vardı. Müzakere saat. lerinde Mustafa Kemsl, bir mü- zakereci sıfatile daima kendini gös. terir, arkadaşlarının zihnindeki her tereddüdü halleder, ders mü- nakaşalarını herkes için bir zevk haline koyardı. Bundan sonra baştan başa mü, cadelelerle dolu bir tahsil hayatı, orduda daima ilk safta, daima va- külar arasında geçen olgun varlık... Bütün bu canlı, coşkun ruh& rağmen şıkı bir askeri disip. lin... tatürkün doğduğu evi ziya- Tet etmenin bende canlar. dırdığı en mühim hatıra, hilâfetin ilgasımdan evvelki Izmit toplantısı” dır, Burada inkılâpçı bir dehanm öyle eserlerini gördüm ki, tarihte bunun başka bir örneğini ne bul- mak, ne de tasavvur etmek müm. kündür. İstanbulun bütün gazetecileri mühim bir konuşma için İzmite çağrılmıştı. O zaman memlekette bir hilâfet müessesesi vardı. Asır. larca Türk varlığını sukuttan su. kuta sürükliyen, ölümle karşılaş. tıran hanedan, Türk mukadderatı çerçevesinden uzaklaştır! kat ileri hareketin bir tefrika ve fesat kaynağı memlekette yaşıyor ve rükünle - rinden biri halife sıfatını taşıyor. du. ugün bir tek Tü daşı yoktur ki, hilâfet namı altında bir müessesenin ikilik ya. ratacağını, Türkiyeyi devamlı bir inkılâptan mahrum (bırakacağını ve ecnebi müdahalelerine bir Mecra olacağını tekdir etmesin. İnanılmaz bir şeydir, fakat doğ» rudur: Yalnız 14 sene evvel bütün Türkiyede Atatürkten başka bir tek fert yoktu ki, hilâfetin kalkması gibi bir meselenin yapılacağını de- gil, düşünllebileceğini hatıra ge. tirsin, Hiç şüphesiz bu gayri tabiiliğin (Arkası Sa 10 Sü 6 da) bir | 3 ELEK Dertleşelim! ' Dün frenklerin Bon causeur dedik. leri ve bizim hoş sohbet adını verdi- gimiz bir dostumla görüşüyordum. Lâkırdı onun ve benim midelerimiz.. den ve karaciğerlerimizden ettiğimiz şikâyetlere intikal ederken dostum bana İngiltere Kralı müteveffa o Ye. dinci Edvarda muaşeret hocasınm verdiği dört nasihati söyledi. Bu na. sihatleri her ne kadar kral o olmıya- caksanız da yalnız işinize yarar diye yazıyorum, I — Ne caheletinizle, ne büyük vukufunuzla karşınızdakinin seviye. sinden ayrı seviyede görünmeyiniz! 2 — Ne çok titiz, ne çok pis kalığı- nızla dikkati celbetmeyiniz. 3 — Klinizi cebinize koymaymız. 4 — Karşınızdakine elemli şeyler. den, derdiniz, hastalığnızdan ve sw kıntılarınzdan bahsetmeyiniz. Bu dört nasihatin ilk üçünü sırası gelince kullanmak üzere söyle rafa koyalım da dördüncüsünü birlikte mülalea edelim. Ne kuilar doğru bir öğüt değil mi?.. Nereye gitsek, neden bahsetsek kurşımızdakiler mutlaka bir yolunu bulup ya hastalıktan, ya ölümden, ya züğürtlükten, ya işlerin bozuklu- ğundan, hiç olmazsa gripten, baş ağ. nsmdan bahseder. o O bahsetmese biz behemehal, ister İstemez ve gar'p bir itiyatla o vadiye imeriz. Yine hoş sohpet dostumun işaret ettiği gibi bu, maalesef sırf bize mahı. sus denecek kadar içimize yerleşmiş bir huydur. Nitekim: Biribirimize: — Adam, gel de biraz dertleşelim! deriz. Halbuki bu dertleşmek mastarı Fransızcada, İngilizcede yoktur. Biz. de ise (Derdini söylemiyen derman bulamaz) (Dert ortağı) gibi sözlerle daima elemimizi baskasma da ge çirmiye çalışmak bir nevi tatmindir, teskindir. Tramvayda, vapurda, yolda biribi. rile görüşenlere dikkat iz. Yüz- de doksanmm çehresi tatsir şeyler anlattığı veya dinlediğini anlatacak , hastalıklı ve elemli adam dünyanm başka yerinde yok İ mudur?, Neden onlar muttasıl bun. dan bahsetmezler. Vaktiyle bizde tevekkül denilen bir sey vardı ki ferdim hayattan müm- j kün mertebe az şikâyetçi olmasını . temin eden bir felsefe idi. O kalktı. İ Yerine karakterleri | katılastırcak, hayatın sertliklerine göğüs germenin yegâne yolu neşe ve tasasızlık oldu. Zuna ferdi kandıracak bir kanaat ta yerlesemedi. Onun için hep dertleşi- tmedir âlemde hüner Gamti şadl.) Felek böyle gelir, böyle gider B. FELEK HOLANDA DA SİLÂHLANIYOR Amsterdam, 28 (A.A.) — Mebusan Meclisi bugün mill müdafaa bütçesi, ni sosyalistlerin muhalefetine karşı »at vererek nisbetle milli müdafaa için 80 ilden fazla sarfedilmiş old ihtiyatsız bulunulursa Fransız tahki İmatmın Hollandayı bir harbe #firti İlemesi muhtemel bulunduğunu miştir. Hitlerin Resmi Hâdise Çıkardı Paris, 28 (Radyo) — Sar mmta- kasımda Frankenhoiz'da, Hitlerin res- minin mekteplerde Isâ resimlerinin yerine konmak istenmesi yizlinden kargaşalıklar çıkmıştır. Talebe veli- leri mekteplere karşı grev için mahkemeye verilmişlerdir. Politis Hasta 28 (Hususi) Yunanis! nm Paris Elçisi Politis tutul gribin ihtilâtından b nberi has ta yatmaktadır. Bulgaristan Beden Terbiyesi Mütehassısı Getirtiyor Sofya, 28 (TAN) —- Bulgaristan. da beden terbiyesinin ımlahı için AL man spor mütehassts Dr. Karl Dim | Bulgaristana davet edilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: