1 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

1 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Z Üç dilenci sekizer gün belediye işlerinde çalışmıya mahküm oldu 4 Sultanahmet Sulh Birinci Ceza hâkimi Reşit, dilencilik suçlusunu sekizer günü boğaztokluğuna belediye hiz- metlerinde çalışmıya mahküm etti, Muhakemeleri ayrı ayrı ya- pılan bu suçlulardarı birisinin adı Cevahirdi ve kendisini şöyle müdafaa ediyordu: — Ben çamağır yıkayarak geçin! - rim. Bir hamalm da çamaşırmı yıka mıştım. Parasmı alırken beni dilenci sandılar, yakaladılar , | Cemil de şöyle diyordu: , — Ben dilenciliği kabul etmem.| Kurban satnıştım. Parası alırken yakaladılar, Emine de hâkimin suallerini şöyle karşıladı ; Ğ — Bay hâkim oğlum. Ben dilenme-| dim. Cağaloğlu yokuşunu çıkıyor - dum. Yoruldum. Dizlerimin dermanı kalmadı. Dinlenmek için kaldırımın kenarma oturmuştum. Polis beni di - leniyor sanmış. Hâkim, bu üç müdafaayı kabul et-| mediği için mahkümiyet kararmı verdi ve suçluları polise teslim ederek ceznlarının infazı için kâğrtlarmı ilâ. mat müddeiumumiliğine gönderdi. İmzayı Nasıl taklit Etmişler "Ağır ceza mahkemesinde evvelki «gn Beşiktaş üçüncü sulh hâkimi Ni. yazinin imzasını taklit ederek ahkâ- mi şahsiyeye ait Emlâk Bankasmdan 1500 lira para çeken ayni mahkeme- Bin mübaşiri Abdullah, mahkeme kâ- otibi Eaadın'muhakemielerine devam edildi. Suçlulardan Abdullah mevkuf. tu. Abdullah; — Çekleri bana kâtip Esat imzalı olarak verdi. Ben bankadan paraları alâım, kendisine verdim. Ben imza © taklit etmediğim gibi beş parada zimmetime geçirmiş değilim, diyor. Mahkemelerde evvelki gün üç Ölçüler Kanununa Muhalefet Dün asliye birinel ceza mahkeme. sinde ölçü kanununa muhalif hareket eden bir çok kimselerin muhakemele- rine devam edildi. Suçlular arasmda Pangaltıda Haylay pastanesi sahibi Abekili Filyosta vardı. Mahkeme suçu sabit gördüğü için kendisini 10 lira para cezasma mahküm etti. Sa- im, İsmail, Mehmet, Yorgi isminde dört suçlu da ayni şekilde cezaya çar| pıldılar, Mehmet Kâzım ve Nesimin | Ağırceza mahkemesinde evvelki gün İ serbest bırakılmıştı. /lamıştır. Fakat henüz işini bitirme - Noter Serbest Bırakıldı ibtilâş ettikleri ve zimmetlerine pa. ra geçirdikleri iddia edilen Fatih note ri Şükrü ile başkâtibi Fevzi ve dakti « losu Münevverin muhakemelerine de, vam edildi. Evvelce suçlular üçü de tevkif edilmişken sonra daktilo Münevver Mahkeme; üzerlerinde tahrifat ya. pılan dosyaların bir ehli vukufça tet. kikine karar vermişti. Bu heyet tetkikatmı ilerletmiş ve zimmet miktarını tesbit etmiye baş - miştir. Mahkeme, vukuf heyetinin gönder. diği raporu okuduktan sonra mev - kuf bulunan noter Şükrünün muhake mesinin serbest olarak devamını ka - Tarlaştırdı . Duruşma, ehlivukufun tetkikatmı! bitirmesi için tehir edildi ve noter Şükrü de serbest bırakıldı. suçları sabit olmadığı için berat ka.| rar aldılar . Doktor 'Devletyanın cenazesi askeri merasimle kaldırıldı — SON... Flers ve Cat (Le Rai) Büyük Fransız şaheseri başlıyor. Baş Rollerde GABY MORLAY ELVİRE POPESCO ANDRE LEFAUR... RAİMU ve DUVALLES Şahane bir mizensen FREDRİC MARCHE . Sümer YENİ NEŞRİYAT ncılarımız ve eserleri — r, bu üsimde bir! “Genç romancıları- Genç rı Mehmet Be! eser neğr mız ve eserleri ler vardır, Kitap 2 ŞEHİR TİYATROSU Onaret Kısmı Bu akşam l LU Ni 20.30 da X iy DELİDOLU Yazan: Ekrem Reşit Besteliyen: Cemal Regit *hilill di Gazetecilik ve Matbadcılık | Türk Anonim Şirketi İdare Heyetinden: Şirketimiz heyeti umumiyesinin a- lelâde toplantısı 20 Mart 937 Pazar - tesi günü saat 18 da Şirketin merke- zi olan Yeni Camide İş Hanında 2 No. rilmiştir. ve saadet dileriz. ... CASUSLAR Bu akşam Ss A K A R Y A Sinemasında 'et'in meşhur eserinden muktebes AŞK ŞÜKRANI VİCTOR FRANCEN Bügüne kadar görülmemiş bir heyeti temsiliya En saf Paris fikir ve nükteler Telefon: VARNER BAXTER ve LİONEL BARYMORE Gibi emsalsiz sipems Yıldizlarınm filmi ZAFER YOLU YILDIZ... SİNEMASINDA ROSE MARİE JEANETTE MACDONALD ve NELSON EDDY tarafından büyük film. Doğum Gazetemiz müessislerinden o Meh- met Rifat Yulmanm bir oğlu Amv ya gelmiştir. Çocuğa Şen Arkadaşımızı tebrik eder, yavru için uzun ömür Doğum ncu M. Kemal Kantoğlu- tesi günü sagt 3 te bir kız 1.3.937 Radyo Bugünkü progra Istanbul: Öğle neşriyatı: 12.30 Plâkla Türk kisi, 12.50 Havadin, 13.05 Muhtelil plâ$ riya, 14 Son. Aktim heyriyatı: 18.30 Plâkia dans ” sikisi, 19.30 Çocuklara masal: 1 Galip “şi tan, 20 Rılat ve arkadaşları tarafından Tie musikisi ve halk şarkıları, 20.J0 Örme” za tarafından arapça söyler, 2045 SN ve arkadaşları tatafından Türk mus halk şarkıları, saat ayarı, 21.15 Şeli Tatrosu dram kısmı (Karmen), 22.15 ve borsa haberleri ve ertesi günün prof mu, 2230 Plâkla sololar, opera ve 9 parçaları, 23 Son. * İ — Günün program özü Sentonik konserler: 21.10 Budapeşte: Filharmonik #6 (Esnest Dohnanyı, idaresinde). Hafif konserler; 1310 Bükreg: Plâk (Romen mesi 16.15 Varşova: Hafif orkestra, şarki Lüypsig: Plâk ile hafif musiki, 17.05 BÖ tislava, Prag: Operet musikisi, 18 Bük 41341 10 Lâypsig: Büyük memleket akşamı, 2! Prag: Halk orkestrası, 22 Viyana: Rat orkestrası, 22.20 Hamburg: Tarihi marsi : Koro konseri, 22.45 Bül Mandolin orkestrası, 23 Varşova: Felen musikisi, 23.20 Viyana; Holzer İdarı orkestra. Operalar, Operetler: 2245 Prag: “Florabella isimli operet Oda Musikisi: 20.20 Lâyprig: Keman, harmonik, 20 Bükreş: Oda orkestrası (Bobesco idaresi de), 23.10 Roma: Oda musikisi #esitaller; 1635 Prag: Piyano sonatları (Smetanii 1830 Prag: Piyana koni 16.10 Pri Bohemya şarkıları, 22.05 Rükres: Rot halk şarkıları, 22.30 Varşova:-Klâsik Sinemasında kılar, sm mansiiiei £ 24: Varşova, 24: Lüypzie. | HALKEVLERİNDE Şehremini Halkevine Konferanslar Şehremini Halkevirden: Şehremini Halkevinde mart ayı * çinde şu konferanslar verilecektir: Öğretmen M, Kemal Sun: İtal Yun tarihi ve sanayi eserleri $ $embe sant beşte. Öğretmen Mal” Sayar: Jeoloji Osalı saat besif Öğretmen 1, Tihami Cebeci: Meml& ketimizde iktısadi kalkmma 16 s ir saat beşte, Öğretmen Cemil: Mu ki 19 saat beşte. Öğretmen Ekrefi Koçu: Memleket çocukları 23 #sif #nat beşte. Öğretmen Nurullah AtsG ismi ve. ve — eşini du. Bankaya ibraz edilen çeklerin ba zılarında yalnız hâkim Niyazinin ve bazılarında da ayni mahkemede kâ- tip Nihalle beraber hâkimin imzaları vardı. Mahkeme, kâtip Nihali de şahit ola rak dinledi. O: Bu işlerle de kat'iyyen alâkam yok- ğer şahitlerin çağrılması için talik |lukla geçiriyordu, Kendisini muhitine " gefkatile Ve İyi muamelelerile çok edildi. Tabut, kiliseden bö yle kaldırılmıştı Muhtelif askeri kıt'zlarda, askeri hastanelerde uzun yıllar dok- İ torluk yapmış olan doktor Devletyanın vefatı haberini dün kısaca — Ben çekleri hiç imza etmezdim. | bildirmiştik. Doktor Devletyan albaylıktan mütekaitti, Uzun seneler Edirne ve Haydarpa- | sevdirmişti. Orduda uzun yıllar hiz. tur. Hâkim imzalar ve mübaşir Ab.|şa askeri hastanelerinde basopera.| met gören bu mütekait Albayın cena- dullah bankadan parayı getirir ve|törlük yapmış olap B. Devletyan son hâkime verirdi, dedi. Muhakeme di. | senelerini Kadıköyde husus! doktor. zesi dün askeri merasimle kaldırıldı. Ordumuzu cenazede bir piyade müf. rezesi temsil ediyordu. lu dairede yapılacağından şirket bis. sedarları işbu İçtimsa davet olunur- lar, Rüzüamei Müzakerat : Bilânço, Heyeti İdare ve Murakıp rapor- ları, Heyeti İdare ve Murakıp intihabı. — -——— de Kadıköyünün Ermeni kilisesinden kaldırılarak, sile kabristanına defne dildi . Cenaze çok kalabalık - çocuğu dünyaya gelmiştir. Validesi Bayan Sabihaya sağlık, oğulları Yük. sele ve yavruya uzun ömürler dileriz. Nişan Töreni Ticaret mke tanmmış sima. larından Fehmi Sadık oğlunun kızı Bayan Hüsniye ile İzmit Kâğrt Fabri- kası kimyağeri Naci Tamar nişanlan- mışlardır. Nişan töreni, evvelki oak- şam Perapalas otelinde yapılmıştır. Vali Muhittin Üstündağ ile memleke. Okumak 27 saat beşte. Öğretme İhsan Konger: Cemiyette Ulküler VW mürebbinin rolü 31 saat beşte, | KONFERANS İ Eminönü Halkevinden: Evimizde tertip edilen Felsefi ve İçtimat kos”) feransların dokuzuncusu bugünkü pi zartesi günü saat (17,30) da Edebi” yat Fakültesi Pedagoji Enstitüsü ho calarından Felsefe Doktoru Mümtaf Turban tarafından verilecek ve pr© n tanmmış bir çok simaları törende jeksiyonla gösterilecektir. tı. Müteveffanm ailesine, dostlarına Cenaze dün öğleden sonra saat iki- — Binbaşı bey seni istiyor bey! Kalktım. » Onun çadırı küçük bir tepenin arkasmda İdi, Ta. bur karargâhı için binbaşının intihap ettiği (yerin manzarası da hoştu. Vazife başında pek barutlaşan binbaşı beni Oça- Zırmasına rağmen tahta, portatif masasının başın- ds, elinde kalm kalemle bir şeyler yazıp duruyordu, Selâmı çaktım. — Beni emretmişsiniz binbaşım! Başını kaldırdı. Gülümsedi. — Şu kâryolanm ucuna iliş bakalım, bir dakika sabret, Aklım karışmadan şu krokileri bitireyim. Karyolaya pek güvenme ha, Yayları sakattır. Ben bile yatarken okuyup üflüyorum. Karyolaya oturmaktansa ayak ucunda gece dolabı hizmetini gören eski cephane sandığına ilişmeyi tet &ih ettim. Binbaşı bunu görünce bir daha güldü: — Okumuş askerin hali başkadır vesselâm, dedi, kafası işler, Ve yine başını kâğrtlarm üstüne indirip çalışmağa başladı. Ne sade bir tabur kumandanı a Orta direkte binbaşmın bel kayışı, tabancası asılı. Kapı yanında bir toprak testi ve bir yassı cam bar. dak, bir cephane sandığı üzerinde binbaşının el çan- tası,, bavulu. Topu topu bir mekkârelik üg, . Ben tabur kumandanı çadırını kontrol edersen bin. © başı da işini bitirmişti, Sevimli bakışları canlandı. Küğıtlarmı yerleştirirken: — Seyinle mühim bir şey görüşeceğim evlât, dedi. izim erkânt harpten mektup aldm mı? — Feriha hanımdan mar? mai İİ v (HAKİKİ Eseri hazırlıyan: — Hayır almadım... Bizim deli kız yine aklına esmiş. Bana sormadan İşlere girişmiş... Merak ettim, acaba Feriha ne yapmıştı. — Hayırola binbaşım. Ne yapmış. — Seyyar hastaneye hemşire yazılmış. şu mektuba... Ve cebinden çıkardığı bir mektubu uzattı, Onun kırık dökük yazısı. “Biricik beybabacığım, Sakın üzülme baba. Sana sormadan bir gey yap. tım ama kızarsan im. Burada annemle Mus. tafa Efendinin hanımı pek iyi anlaştılar, Ahret kar. deşi oldular, Onlar böyle kafadar olunca ben boş dur. mamağa karar verdim. Ve sizin yanınıza gelmiye ka- rar verdim. Ama silâhlı asker olarak değil, Hastabe. kıcı olarak... Sıhhiye idaresi isteğimi kabul etti. Bir iki güne kadar vazifeye başlıyorum. Size milmkün mertebe yaklaşmak için bündan bâşka ne yapabilir. dim babacığım. Onun için beni affedecek, hattâ, aferin küçük er- kânıharbim, diyeceksin öyle değil mi babacığım? Feriha Mektubu masanın üstüne bırakırken binbaşı sor. du: — Ne dersin bu işe? Baksana © — Ne diyeyim binbaşım. Feriha Hanım söyleyecek ZI taziyetlerimizi bildiririz. İNKILAP ROMANIJ ga — Mahmud Atillâ AYKUT ve yapacak zaman birakmamış kit Omuzlarımı kaldırdım: Tanrı muvaffakiyet versin demekten başka?, Binbaşınm başı göğsüne düşmüştü; İçten gelen bir sesle mırıldanır gibi; — Evet, dedi. Doğrul Bir zaman ikimiz de sustuk. Sonra binbaşının koca bir dağ parçasına benziyen büyük başı kalktı. Gözleri gözlerime dikildi: — Seyfi Bey oğlum, dedi. Seninle biraz eiddi ko. nuşmak isterim. Binbaşınm sesi değişmişti. Madeni ihtizazlı bir senle konuşuyordu: İrkildim:; — Emredersiniz binbaşım. — Mühim günler yaşıyoruz. Harp bütün hızı ile devam ediyor ve edecektir. Biz çetin veo nis te mutlak muvaffak olmamız lâzım gelen bir mü. cadeleye giriştik. Bu kıyam behemebal zaferle neti- celenmelidir. Milf ordunun neferinden başkumanda. nma kadar bunu böyle bellemiştir, Yarm akşam... Durdu. Yutkundu. Kaşları çatıldı. Sonra başını iki tarafa sallayarak devam etti: — Evlât sevgisi, bana meslek aşkımı unutturuyor. hazır bulunmuşlardır. Her iki tarafa saadetler dil yoktur. “ palım. Sen de askersin. Sen de bu vatanın gü- yenilir bir evlâdısın. Senden bir şey saklamak iste. mem, Yarın akşam bizim taarruzumuz var, Bunu yâs rın akşama kadar ancak sen bileceksin. Yarın akşam ordu bütün cephesile düşmanı yerinden sökmek için ileri atılacaktır. Başkumandanm emri gelmiştir. Düş. manı vatanın harimi ismetinde boğacağız. Verilen emrin hedefi şudur; — Ordular, hedefiniz Akdenizdir. İleri! Bu, yarın geceden itibaren bütün milli ordu saf- larinın pârulası olacaktır. Ve hepimiz önümüzü ke. sen düşman saflarmı aşmak için ateşe atılacığız. Kim ölecek, kim kalacak, Bunu Allahtan başka kim bilir? Onun için bu gece seninle görüşmek istedim. Yarın akşam belki biribirimizden ebedi sürette ayrıl mış bulunacağız. Binbaşı sustu. Vücudüme garip bir ürperme gelmişti. Gözlerimin önünde dumandan, alevden bir sed pey. da olmuştu. Kulaklarım uğulduyordu. Ne müthiş dakikalar yaşıyorduk. Binbaşının gözleri masanın üzerinde açık duran kt zının mektubuna dikilmişti, Onun dalma gülen göz. lerinin ilk defa nemlendiğini, bulutlandığını gördüm. Ve iki damla yaş meşinlenmiş yüzünden kaydı ve mektubun üzerine damladı. Bu şefkatli baba, şu anda kim bilir neler düşünü» yordu. Fakat bu zf anı çok sürmedi. Birdenbire doğruldu. Gülmeğe çalıştı. Mavi gözleri bana çevrildi: — Kusura bakma evlât, dedi. Babalık işte. Biz kendimiz için yaşamayız. Vatanın malıyız. Hayatımı? memleketindir. Geriye bıraktığımız yavruların sas. detine emin olduğumuz anda hayatımızın hiç kıymeti » (Arkası Var) Davetiye yoktur. Herkes Belebii j

Bu sayıdan diğer sayfalar: