8 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S 8.3.037 —.. TAN —— —— — ——— —— * - ea aA eX AAA ee ke a M SA D, y S h aa * AAA RUNANDA ONLARIN HATIPAI:AI? | General Büyük Harbi Anlatıyor mekli ge. neral Ha- ı’1*’/<=ıı. büyük har- be ait hatmaları . Salâhaddin GÜNGÖR Yazan: Arnavutkö deki yalısı - &n Beniş bir sa. 'lmda dinle « “ Emekli ge - ne’îl bana bun . anlatırken, Üstüste, belki yüz Sigara içti. Ö- hümde açık du - Tan paketten, bir © kadar da sigara bana ikram etti. Umana boğulan Salonda, general, (#nlatryor ve ben Ohun söyledikle « Tini not ediyo - Tum;: D Harp baş . 8l zaman, İs- tanbul merkez danı idim. Cğphe için yetiş. bir zabit, ta- İf cephe gerisin - * — kalamazdı. d0 vHB.lıl Bey kuv - €İ seferiyesi,, a- w diyle bir fırka kil edilerek Enrime verildi, Umumi ka « 'î”gâhça bu kuv. 1 geferiyeye te“_iı olunan vazife, çok Seniş ve şumüllü idi. Doğruca '"kn hareket edecek, İran ve Hint İçlerine kadar gidecek, İngiliz ve rlık Rusyası menafiine darbeler direrek her iki devletin başma Mühim gaileler açacak, onları müş “—l Vaziyetlere düşürecektim, rkamı, Urfada topladığım sıra- :îv Sarıkamış hezimeti vukua gel | B unu Enver paşanın bir tel- grafımdan öğrendim. Aldı- En(n telgrafım hülâsası şuydu: “Fırkayı itimat ettiğin bir arka- kumandasiyle Diyarbekir üze- Tinden üçüncü ordu emrine gön- der! Ve sen de Ulukışlada bana İltihak et!,, kuFlrkayı, Miralay Bekir Sami Bey Mandasıma vererek Diyarbekir Yoliyle Erzuruma gönderdim. Ü- S'“ııcü ordu mevcudunun — mühim bir ksımı, Sarıkamışta eridiğini ve im yeni fırkanım üçüncü orduyu Saslı surette takviye ettiğini Öğ- l'qndu,n Aldığım emir üzerine Ulukışlada a kumandan vekiline mülâki - ol- üm. Beraberce İstanhula geldik. ü Ver paşa, ikinci bir kuvvei sefe- Ye teşekkülüne karar vermiş, bu- b&şma yine beni geçirmişti. ci kuvvetle bu sefer, Urfa ü- Zerinden Musula gittim. Ve orada topliyarak, Revandiz üze- İrana geçtim. Bu esnada, 4 teki üniformasiyle Generel Halil Büyük Harp- I Rusların General Nazarbegof ku- mandasında bir fırka kuvvetleri, Hoy kasabasınım cenup sırtlarında toplanmış bulunuyordu. İlk iş olarak bu fırkayı İrandan şimale doğru atmak, ve Rus ordu- sunun sol cenahi gerilerine yürü- mek kararını verdim, Yaptığım taarruz üzerine bu- nun tam mevcutlu bir Rus fırkası olduğunu tesbit etmiştim. Fakat harekâtı ilerletmiye imkân bulamadan umumi karargâhtan şu emri aldım: “Bir Rus kolu, Vanı işgal etti. Bitlis istikametinde ilerliyor. Ü- çüncü ordunun açık kalan sağ ce- nahını takviye için en kısa yoldan Bitlise yetişiniz!.,, Bu emir üzerine, İrandaki düş- manı terk ile Bitlise hareket ettim. 14 gün süren bir yürüyüş için yeti- şecek kadar erzakımız vardı. Fakat yürüyüşün dördüncü günü tuzumuz bitti. İlk defa olarak “tuz,, un insan bakımmdan ne kadar mühim bir unsur olduğunu görüyorduk. Tuzsuz, hiç bir şey yenmiyordu. Binlerce koyunumuz olduğu halde et yiyemiyorduk. Kesilen koyun- ları, askere tuzsuz yedirmeği tecrü- be ettik. Fakat, mümkün olmadı. Halil Neferler, tuzsuz et yemedense aç kalmayı tercih ediyorlardı. tten hepimize tiksinti gel. mişti, Tuzsuzluk yüzünden pek eziyet çekerek ilerlemiye çalı. şıyorduk. Bari, yol olsaydı. Ne ge. zer?.. Eşkiyanım kılâvuzluğuyla a- şılmaz dağlardan aşarak, güçhal ile Bitlise ulaştık. Hele şükür, Rus- lardan evvel, kasabaya girebilmis. tik. Fırkamla Van gölü garbımna iler. ledim. Benim adımı taşıyan birinci “kuvvei seferiye,, de orada idi. Bu iki kuvvei seferiyeyi -'ribirinden ayırdetmek benim kuman- da ettiğimi fırkaya (51) inci, Bekir Sami bey amandasın/ ' — evvelce gönderilmiş kuvvei seferiyeye (52) nci fırka adı verildi. Miralay Kâzım Bey (Milli Mü. dafaa Vekili General Kâzım Özalp) kumanc ısındaki jandarma fırkasi. le 36 ncı fırka birleştirilerek 18 in- ci kolordu namiyle yeni bir kolordu teşkil edildi. Bu kolordunun kuman danlığı bana verilmişti. (Arkası var) Yunanistan Politika ihtirasından şifa bulmak yolunda azrma açık itiraflarla başlı- yacağım: Yunanistana bu son seyahati yapmezdan evvel ma- zinin tesirlerinden tamamile kur. tulmuş değildim. Hâdiselerin sev- kiyle Yunanistan hakkında bir ya- zı yazmak lâzım gelince: “Mütte. fikiz. Ortada Balkan Birliği var. Okşayıcı bir lisan kullanmak — lâ- zım...,; diye düşü- — 65 yaşında baba- nürdüm.Bazan ec. nebi gazetelerin - YAZAN: AHMET EMİN YALMAN can, dürüst ruh- lu eskibir asker den Yunanistana dair alımmış yazılar, Yunan dostla- rımızı kızdıracak — serlâvhalarla (TAN) sütunlarında çıkardı. Yu- nanistanı hakkiyle tanıyan ve se - ven zavallı Atina muhabirimiz Şa- kir Çeçen, hususi mektuplarla bize meram anlatmıya, hakiki ve dost Yunanistanı tanıtmıya — çalışırdı. Fakat pek çok muvaffak olamaz- dı. Bu defa Atinaya, Balkan Basın Konferansıma giderken tereddüt içinde idim. Seyahatten sonra Yu- nanistanı memlekete tanıtacak ya- zılar yazmak lâzım gelecekti. Yu- goslavyaya seyahatimde çok can- lr ve programlı bir — çalışmanın müsbet eserlerini görmüş ve dost memleket hesabına derin bir ifti- har ve sevgi duyarak yazılar yaz- mıştım. Fakat Yunanistanda buna benzer bir vaziyet — bulabilecek miydim? unanistandan açık ve tered- dütsüz hislerle döndüm. Se- yahatimde iki kanaate vardım: 1 — Yunanistanda Türk dost- luğu derindir. Hem duygulara, hem esaslı menfaat telâkkilerine dayanıyor. Bu dostluk için güzel mecralar hazırlamazsak kabaha. tin büyüğü bize ait olacaktır. Yeni rejimin .muvaffakıyetine âmil olan Yunan Kralı S. M. Georges 2 — Yunan rejimi siyasi ihtıras- lara dayanır bir rejim değildir. Yu- nan milletinin bütün Balkan mil- letleri gibi bir müddet için muhtaç olduğu bir milli sükün, birleştirme ve kalkınma rejimidir. 750 Liralık Yeni Büyük Müsabakamız Şu resim hangi darbıme- sele aittir ? Resim Numarası Burada her gün böyle bir resim göreceksiniz ve bu re simler otuz tane olacak. Siz 60 darbıfneıellıh listedebu resmin darbımeselini bulup Si ŞA asını O ne yazaeaknmz. (darbımesel numarası) hanesi- Otuz resim bitince bu kuponları ayrıca resim numaraları ile darbımesel numaralarını karşılıklı gösteren bir liste yapıp sarih isminiz ve adresinizle ve mümkünse bir de fotoğra- fnızla birlikte 20 Nisana kadar idarehanemizde müsabaka bürosuna göndereceksiniz. INasreddin Hoca müsabakaları için gönderilmiş eski fotoğ- rafların muteber olmadığını ve yeniden fotoğraf gönderilme si muvafık olacağını hatırlatırız.! 60 darbımesel 1 — Aç tavuk kendini arpa ambarında sanır. 2 — Ak akçe kara gün içindir. 3 — Anlıyana sivrisinek saz, anlamıyana davul zurna az. 4 — Atu alan Üsküdarı ,geçti 5 — Balık baştan kokar. 6 — Bal tutan parmak yalar. 7 — Bedava sirke baldan tatlıdır. B — Beş parmak bit olmaz. 9 — Bir tutam ot deveye hendek atlatır. 10 — Bülbülün çektiği dili belâsıdır. 11 — Dalmasını bilmiyen ördek başını bırakıp kıçından dalar. 12 — Damdan düşen halden bilir. — 13 — Davulun sesi uzaktan hoş gelir. 14 — Demir tavında gerek. 15 — Denize düşen yılana sarllır. 16 — Doğru söyliyeni dokuz köyden kovarlar. 17 — El elden üstündür. 18 — Eski tarak eski tas. 19 — Evdeki pazar çarşıya uymaz. 20 — Eyreti ata binen çabuk iner. 21 — Gülme komşuna gelir başına. 22 — Gülünü seven dikenini de sever. 23 — Hamama giren terler. 24 — Her horoz kendi çöplüğünde öter. 25 — Her gün papas pilâv yemez. 26 — Her koyun kendi bacağından asılır. 27 — Horoz ölür. gözü çöplükte kalır. 28 — l—şoroı çok olan yerde sabah geç olur. 29 — İt ürur. kervaıı yürür. 30 — İtle di çalıyı dol k evlâdu' 81 — Kel başa şimşir tarak. 32 — Kendi düşen ağlamaz. 33 — Keskin sirke kabına zarar. 34 — Koyun bulunmıyan yerde keçiye Abdürrahman Çelebi derler. 35 — Mahkeme kadıya mülk olmaz. 386 — Mart içeri, pire dışarı 3? — Minareyi çalan kılıfmı hazırlar. 38 — Mızrak çuvala sığmaz. 39 — Mum dibine ışık vermez. 40 — Öfke ile kalkan zararla oturur. 41 — Parayı veren düdüğü çalar. 42 — Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. 43 — Sel gider, kum kalır. 44 — Serçeye çubuk beredir. 45 — BSu testisi su yolunda kırrlır. 46 — Sütten ağzı yanan yoğurdu üfliye- rek yer. 47? — Taş yerinde ağırdır. 48 — Tencere y'nvırhnmıı kapağını bul. muş. 49 — Testiyi krran da bir, su getiren de.. 50 — Tilkinin dönüp dolaşıp gideceği yer kürkçü dükkânıdır. Si — Ummadık taş, baş yarar, 52 — Ürümesini bilmiyen it sürüye kurt etirir. 53 — Üzümünü ye de bağını sorma. 54 — Üzüm üzüme baka baka kararır. 55 — Yılanaıım mumu yatsıya kadar 56 — Yıpı ıııı yapıdan kalmaz. 57 — Yavaş atın tekmesi pek olur. 58 — Yörük at yemini arttırır. 59 — Zenginin parası züğürdün çenesini yorar. 60 — Züğürt olup düşünmekten, uyuz olun kaşmmak evlüdır. olan General Metaksasa günde on sekiz saate kadar memleketi için durup — din- lenmeden çalışmak imkânını : ve- ren, kendisini azimli, idealli, nik. bin bir genç halinde bulunduran kuvvet, yurt sevgisinden başka bir şey değildir. G eneral Metaksas bütün çalış. ma arkadaşlarını, politika hastalığından uzak kalmış unsur - lar arasından seçmiştir. Bu rejim devam ettikçe eski politikacılar da bugünkü sanatoryom havası için- de şifa bulacaklardır. Yunanistanı yıkan ve ecnebilerin âleti haline düşüren politikacılık ihtirasları ya. vaş yavaş sönerek yerine müsbet çalışma usulleri geçecektir. Bu bakımdan eski Yunanistanın hali cidden korkunçtu, Halkın bü. yük bir kısmı Jimnasta klâsik tah- sil görmüştü. Hayat — mücadelesi için mücehhez değildi. Siyasi ha- yat içinde başkalarını ezerek mev. ki yapmaktan başka emel beslemi. yordu. Mer muhite hâkim olan bu emel. ler, Yunanlılar arasında biribirle- rine karşı kin ve düşmanlık duy. güları uyandırıyordu. Harici tehli. ke karşısında herkes az, çok birle. şiyordu. Fakat dahilde — başbaşa kalınca her Yunanlının emeli diğe- rini ezmekten ibaretti. emlekete ait her mesele, mtis. bet surette halle muhtaç bir dava değil, başka fırkalarla çar. pışmada kullanılacak, şahsi tarafı ileri sürülecek bir mücadele bay- rağı idi. Ortada siyasi sergerdeler vardı. Bunların bir kısmı hiç şüp- hesiz mükemmel insanlardı, fakat siyasi ihtıras hepsinin gözünü bağ. lamıştı, Her Yunan vatandaşı, ken. dini bunlardan birinin adamı mev- kiinde görüyordu. Başkasının ada- mını dost bilemezdi. Hastalık orduyu sarmıştır. Ya. rına emniyet etmek imkânı yoktu. Yarmki kuvvet müvazenesine ait tereddüt, umumi hayatta devamlı bir akamet uyandırıyordu. Üniver. siteye devam eden binlerce talebe siyasi fırkaların yemi rolünü oy- nuyorlardı. Siyasi talebe grevleri, karışıklıklar; zihinleri derslerden, ilmi araştırmalardan çok ziyade İş- gal ediyordu. Fırka hastalığının bu kadar ileri gittiği bir muhitte ecnebi tesirle. rinin her türlü fırıldaklar çevirme. leri, Yunanistanı kendi mukadde- , ratma hâkim bir kül halinde bırak- mıyarak, kendi emellerine âlet e. dinmeleri işten bile değildi. Ağustosta General Metak. sas bir milli sükün ve kal- kınma rejimi kurunca müvazeneli fikirli Yunan vatandaşları, böyle bir rejimin zaruri bir ihtiyacı kar- şıladığını takdir ettiler ve yeni ida. re ile iş birliği yapmakta tereddüt etmediler. Hiç şüphesiz bu idareyi benimsiyen, eski hudutsuz hüfri. yeti arayan Yunanlılar eksik değil- dir. Bunun hayret edilecek bir ta- rafı yoktur. Hürriyet insanların daima en yüksek tutacağı bir kıy- mettir. Ne gibi bir bedele mukabil olursa olsun hürriyetin muvakkat bir tahdide uğraması elbette istı. rap duygusu uyandırır. Bundan başka nesillerce devam eden siyasi fırka ihtıraslarının zihinlerde u- yandırdığı itiyatlar ve izler elbette birdenbire silinemez. Bununla beraber 4 Ağustostan- beri geçen kısa zaman zarfında ya pılan işler, yeni rejimin memleket hesabına verimli olduğunu ve za. ruri ve muvakkat hürriyet tahdit- lerine bedel müsbet bir çok netice- lere varıldığını bütün Yunanlılara yavaş yavas ispat edecektir. (Arkast Sa 10 Sü 1 del B M SAA ÇN he F İA Hletasğai ATİNA RÖPORTAJLARI: 5 Bi a DA e Ö elittt

Bu sayıdan diğer sayfalar: