21 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

21 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahkermelerde Mezbahada et- lere nasıl dam- ga vuruluyor! Dün Asliye birinci ceza mahkemesinde bir vazife ihmali davasına başlandı. Suçlu Maltepe mezbahası baytarı Mustefa Fehmi idi. Hasta olduğu için mah- kemeye gelememişti. İddia şu idi: Bir gün belediye baytar müdürü E- satla vilâyet baytar müdürü Etem tetkikat yapmak üzere Maltepe ve Pendiğe gitmişler, Maltepe mez- bahasına gittikleri zaman kasapların cayır çayır ko- yun kestiklerini ve baytar da bulunması lâzım gelen ve baytarın bizzat elile etlere basacağı damgaları kasapların elinde ve masaların Üstünde bulmuşlar, Baytarı aramışlar, bulamamışlar ve vöziyeti Kartal kaymakamına anlatmışlar. Yarım saat te bekledik- leri halde baytar gelmemiş. Mezbahada bizzat ka saplar tarafından mühürlenmiş etler görülmüş. Mahkeme, dün şahit olarak belediye baytar mü- dürü Esadı dinledi, Esat, şunları söyledi: “— Biz, vilâyet baytarile tetkikat için Maltepeye gitmiştik. Mezbaha- da koyunlar kesiliyordu. Baytarı a- radık. Yoktu, Baytar mezbahada va- zife görür, Ve damgalar bir sandık içinde kilitli bulunurdu. Halbuki biz damgaları yerlerde ve masaların üs- tünde atılmış, serbest gördük. Yarım saat kadar baytarı bekledik, gelme- yince oradan ayrıldık. Maksadımız teftiş olmadığı için zabıt varakası tut madık, Yalnız Kârtal kaymakamıns vaziyeti anlattık. Faydos ismi niye veri/miş ? Dün Asliye üçüncü hukuk mahkemesinde bir ve- rast davasına bakıldı. Muhsin oğlu İsmail vefat etmiş. Bıraktığı tere- keyi taksim için &ilesi bir avukat tutmuş. Avukat, varislerin isimlerini şöyle saydı: erimun refikası Kezbandır, Bundan başka yedi de evlâdı vardır. Evlâtlarının birincisi v6 sonuncusu oğlandir. Hepsi kızdır ve hepsi de sağdır. Ri vukata sordu: — Boludan geler kayıtta kızlardan birisinin adı Faydos diye gösteriliyor. — Bayım, kızın pabası bütün çocuklarının kız olduğunu görmüş ve son çocuğunun da kız oldu- du kendisine haber verildiği zaman artık “paydos, demiş, Yani “bir daha kız istemem,, demektir. O- nun için kızın adı ailesi arasında “Faydos, kal- mıştır. Namı diğeri Fikriyedir. Bundan sonra şahitler dinlendi ve veraset hük- mü verildi. BARO UMUMİ HEYETİ DÜN YILLIK TOPLANTISINI YAPTI Baro, dün saat or beşte ağır ceza salonunda senelik toplantısını yaptı. Toplantıya baroda kayıtlı âzanm pek çoğu iştirak ediyordu. Yakınlarda bir içtimaa bu kadar âzanın iştirak ettiği görülmemiş- ti. Toplantıda âzadan Büyük Millet Meclisi Adliye Encümeni Rei- si Münirle mebuslardan Bay Salâhattin Neşet, Sadettin Ferit, Ha- TAN Bundan sonra vilâyet baytar mü dürü Etem şahit olarak dinlenecek- raporu gönderdiği için talik edildi, Şüpheli Rir Ölüm Polis dün sabah Sultanahmet par- kmda ağaçların altında baygın bir tdam bulmuş ve kendisin! derhal Cer rahpaşa hastanesine kaldırmıştır. Bu nun Mehmet oğlu Mustafa olduğu anlaşılmış ve biraz sonra da ölmüş- tür. Müddelumumllik ölümü şüphet görmüş ve tabibiadil Salih Haşimi göndererek cesedi muayene ettirmiş- tir, Ceset Morga kaldırılmıştır. MANGALA DÜŞEREK YANDI Galatada Arapecamide oturan Ne- vin isminde bir kiz çocuğu, dün e- san Ferit ve İhsan da bulunuyorlardı. Ruznamede birinci ve ikinci reis» |——>—.— lerle müddeti dolan beş azanın inti. habı ve altı aylık son devre zarfın. da baroya yeni kaydedilen avukatla- rm heyeti umumiyeye takdimi me - #eleleri vardı. Evvelâ veni avukatlar azaya takdim edildi. Bu vesile ile ikinei reis Mekki Hikmet mesleki ve Jgüzel bir söylevde bulundu ve sikış undan sonra reis Kocaeli saylavı Hasan Hayri yeni avükatlar Kanunu | projesi hakkında izahat vererek An- karadaki kongre mesaisini anlattı kanunun henüz Bü; Millet Mecli. sine sevkedilmediği” i söyliyerek top- lantıda mebus avukatların huzuruna işaret ederek mesleğe merbutiyetle- rini ve mensup oldukları baroya kar- şi bu içtimada hazır bulunmak süre- tile vezifelerini ifa etmiş olduklarmı ilâve etli, Reisin izabatı Sürekli alkışlarla karşılandı, Bundan sonra intihabi ge çildi. Reyler toplandı. Neticede eski reis Kocaeli #aylavı Hasan Hayri bi- İon yapar Yanır Bir Eroinci Hapse ve Sürgüne Mahküm Oldu Emniyet müdürlüğü kaçakçılık bü- rosu memurları, ötedenberi eroin şa- ısminde birini yakalayarak ihtisas mahkemesine vermiştir. Mahkeme, Tahiri, 1 sene hapse, hapis müddetinin ikmalinden sonra Lir sene müddetle sürgüne, üç yüz lira da para cezasına mahküm etmiştir. Yusuf Sinan, Ekrem İlhami ile ba - yan Beract Zeki azalıklara seçildi ler. . Dün azaya takdim edilen yeni a- vukatların isimleri şunlardır: Ahmet Cevdet, Cevat, Veli Şefik, ismail Avni, Tevfik Atabek, Nüsret Gençer, Mevhibe Somerk, İhsan Kurt oğlu, Übeyit Üner, Ali Hilmi, Nevzat, vindeki mangala düşerek yanmış, Et- fal hastanesine kaldırılmıştır. Uzaktâ İki çocuk dövüş ediyorlar, Ve surlarm di- şına gezmiye çıkmış olanlar yavaş, yavaş şehre dö- nülyorlar... . Nazlı burada yalnız değil. * 7 Yanmda genç bir adam var, : Bu genç adam Nazlınm arkasmda ayakta duru - yor, sağ elini duvara dayamış.. Bünun için Vücudu © tarafa doğru eğilmiş... Bu vaziyette iken Nazlının, her saniye hissolun - madan biraz daha koyulaşan akşam içinde, gitgide çizgileri, mânaları ve renkleri kaybolan bir profilini daha iyi görebiliyor. “ Bu gencin üstünde siyah bir pantalon ve kolları #rvalı beyaz bir gömlek var. Yaşı otuz kadar olmalı. Boyu uzun, yüzü güneşte yana, yana bakır rengini almış. Alnı geniş, açık bir alm, sarı saçları ıslatılarak arkaya doğru sımsıkı ta. renmış, yalnız traş olmıyalı 2 gün olmalı, Bir jokey yüzlü hissini veren avurtları çökük ve keskin çizgili yüzünün en canlı ifadesini ve asıl karakterini veren Yeşil gözlerinin pek muannit bir bakışiyle Nazir ya bakıyor. - Nazk yerden aldığı ufak bir taşı atıp, tutarak oy- barken: — Bunlar saçma şeyler, bomboş sözler Mahmut, sen çıldırdın mı? Bizim başka derdimiz, başka işimiz yok mu? Biz kim, sevişmek kim7 Yakışmış, kel ba- şa şimşir tarak. — Bu ne demek Nazlı?.. Bu sözler neden boş ol - gun. Neden biz sevişemiyelim. Nazlı bu sözleri neden boş saydığını kendi kendine bile anlatamıyor . e Mahmut, her kızm hoşuna gidecek kadar güzel bir delikanlı Mahallenin en güzel delikanlılarından biri, Kendi. si de mahallenin en güzel kızı. Herkesin bayıldığı, bütün delikanlıların peşi sıra koştuğu kız. Tkisi de genç. : Peki, eksik olan şey nedir? > rinci reisliğe, Mekki Hikmet reisliğe, avukat İsmali İsa, Faruki, Necmeddin Gültekin. ikinci | Aliş Ekrem, Yavuz Abâdan, Hıfzı, Çocukları eğlendiren... Büyükleri alakadar eden... En güzel filmi BOLES ve ROCHELLE HUDSON ile beraber temsil ettikleri Fransızca sözlü | KIVIRCIK BAŞ Filmidir. Bu hafta, bütün Istanbul halkını SİNEMASINA Koşturuyor, âveten FOKS JURNAL, SHIRLEY “PEMPLE'in görül- memiş fotoğrafileri dağıtılmaktadır. Çocuklar için fiyatlar BALKON ve HUSUSİ 25, DUHULİYE 20 Kr, Bügün saat 11 de tenzilâtlı matine JOHN SARAY MA rn akşamdan İtibaren SAKARYA SiNEMAsı | Mümkün olduğu kadar heyecanlı, hissi ve müessir olmakla beraber gayet neşeli bir film olan KIZLAR PANSYONU Fransızca sözlü müstesna filmini takdim ediyor, Bâş rollerde: LUCİEN BARROUX — GABRIELLE DORZLAT mmm 0 00 GENÇ KİZ # Görülmemiş ve duyulmamış sn ipek bir fırsat | Senenin en büylük 2 filmi birden ÖTERKEN Sinemasında 1“ BÜLBÜLLER MARTHA EGGERTH niz —İ ET Bugünkü progrs İstanbal: we 1830 Variyel? © Ambasadörden naklen; 1530 lama Selim Sırrı Tarcan Ordu Saylini, ind 20 Müzeyyen ve arkadaşları “aggg! | Türk musikisi ve halk şarküari leri » 9 İmer Rıza tarafından arapça —. gi | Muzaffer ve arkadaşları târsfs yarı; i Müğikisi ve hajk şarkıları; SAM Nİ peri 9/15 Orkestra; 2215 Ajans ve bora pü) ri ve retesi günün programı: ZÜ,& #ololât, opera ve operet parçalâfii Günün program özü Senfonik Konserler; ini, Be İ 18 Roma: Snfonik konser (Rorsifi böven, Vivaldi, Carabella, Stravi Hafif Konserler; 1250 Diniku örkestrgari 15.30 veri Orkestra, şarkı (likbahar havalari Budapeşte: Hubay salonundan kor iye 9 | 17.50 Kolonya: Vilkyet bamdosm; Askeri bando; 18 Prag: Romadul gidi 1845 Moskova: Karışık konseri 28 yapi va; Vağnerin eserlerinden; 20-15 E“Giyi te: Çigan musikisi; 20.30 Stokholm Kolo 0.35 Bükreş: Koro havaları; ?l gif Orkestra, sopran, bariton, ter”, 2140 Budapeşte: Operetlerdin os 22 Milano: Varyete neyriyatki 7E”giy , Prag: Halk musikisi; 23 MÜM, eye po, Ftorans: Karışık konser; 23.35 “yg; Yumuşak havalar; 24.10 Budapsyt#* hali rmsiklsi, 2Z-SEVİŞMEK ARZUSU pi MARLENE DIETRİCH — GARY COOPER a agi Bugün saat İl de tenzilâtlı matine 22 Lil. Te kol Va İŞ gem ELİK KARTALLAR Frerszca mmm, JAMES CAGNEY — PAT O BRIEN Kara, deniz ve hava kuvvetlerinin iştirakile ve milyonlar sarfile vücude getirilen film, Summa Yokmda TÜRKİ gamma “Parsifal,, operası, Resitaller; ki es 19 Varşova: Viyolonsel, şark: 2 yi | Şarkı çeskaliş 19.50 Belgratı SEP Mü gel 2015 Brüno, Prag: Küme tarafında “gı lar; 22.20 Stokholm: Piyano sonati ki hoven) : 22.45 Varsova: Flüt resitali Buroni, Philippe, Muc). Dans Masikisi: i şam Bügün her hslde SÜMER Sinemasına Gidecek ve ideal çift artist GUSTAV FROEHLİCH ve LİDA BAAROVA'yı Operaau bu vece Müstesna filminde görecek ve 22 meşhur artist tarafından oy- anmış “RİGOLETTO,, opera- sını tamamen dinliyeceksiniz. Bugün 11 de matine Mg Umümi dühüliye 25 kurüşgi? ŞEHİR TİYATROSU DRAM KISMI | re ye Türkçesi: Seniha Bedri Göknil I Ne.10 Bunu zihninde bile bir eimle halinde söyliyemi . yecek olan Nazlı gayet emin bir kati'yyetle ve gayet samimi bir emniyetle tekrarlıyor : — Bunlar boş sözler. Boş... Biz, kim sevişmek kim!, — Neden? Ihtiyar mıyız?. — Hayır!.. — Kel miyiz, kör müyüz, topal mıyız? Neden sevişmiyelim ? — Neden sevişmiyecekler?. Mahmut, bir senedenberi onun bir gölgesi gibi ar. kasında dolaşmıyor mu? Bir senedenberi Mahmudün gözü bir başka kız gördümü?. Ya Nazlı. Nazlının kalbinde Mahmuta karşı bir hamle yok mu? Elbette var. Nazlı mehtaplı gecelerde, bahçelerindeki kuyunun başında oturup parmaklarını kovada kalmış suların #erinliklerinde dinlendirirken bir çok kere onu dü - gündü. Bir gok kere onu düşündü ve onu yanında istedi. Ellerini onün avuçlarına bırakmak, ve onun kuv. vetli kolları belini sararken, yüzünü onun sert göğ . sünde saklamak istedi. Evet istedi, Vücüdü günün zahmetinden yorgun ve harap oldu- Zu halde bu istek ona bazan sabahlara kadar göz kırptırmadı. Hattâ bazı geceler onu rüyasinda gördü. Kalın kollarile onun belini sımsıkı sarıyordu, Bu rü- yalar ne kadar hakikste benziyorlardı. Sanki sahih- tenmiş gibi bu Kolların harareti elbisesinin üstünden onun belini yakıyordu. Nefesi yüzüne çarparken Mahmut kulağına fısıldıyordut Yazan: SUAT DERVİŞ — Seni seviyorum Nazlı.. Seni seviyorum. Evet onu rilyasında bile görmüştü Ve şimdi bu sı cak akşamın bir hummalı uykusu gibi dolu ve ağır olan bu saatinde ona hiç düşünmeden bu cevabı ve. riyordu: “Biz kim, sevişmek kim”, — Bu ne demek Nazlı? —ıw Sevişmeğe hakları olmadığına neden Nazlınm bu kadar emniyeti vardı? Nazlı, içinde bir takım müp. hem mantıklara, tebellür etmemiş muhakemelere is. tinat eden bu kanaatin ona nereden ve neden geldi. Eini kendi kendine izah edemiyor, zaten bunu izah etmeği de düşünmüyor bile. Mavi atlas bir sedir üstünde unutulmuş gelin du. vaklarna benziyen incecik bulutlarla süslü güneşin altında insana kinden fazla aşk telkin edecek sinir. leri gevşeten bu #icak hava içinde, o, bütün sinirle- rinde bir gerginlik, kalbinde uçsuz, bucaksız bir kin buluyor. Kime karşı beslediğini tayin edemediği, membaımır nerelerden fışkırdığını bilemediği bir kin, hissediyor. Bu kine muhatap olan kimdir? İçindeki Uzüntüle. rinin müsebbibi olanların msulü, mesülleri kimler. dir? Doğduğu gündenberi onu psçavralar içinde sii- ründürenler, on üç yaşındanberi bir makine başıma onu bağlayanlar kimlerdir? Ona baysttan hiçbir na. sip vermiyenler, babasını işsiz, anasını hissiz, kendini güneşsiz bırakan düşmanlar kimlerdir Hayata susamış, güneşe acıkmış vücudünün isyanı kime karşıdır? Hiçbir şey bilmiyor, ona hiçbir şey öğretmemişler, İnsanm anası odun, babası kütük olursa elifi görse direk, beyi görse bilmem ne zannederse ve ayakları © DANİELLE DARRİEUX'nün En büyük muvaffakıyeti Sevimli Jönprömiye PİERRE MİNGAND İle beraber çevirdiği PARİSLİ KIZ Şarkılı ve musikili komedisidir. 23,10 Milano; 23.10 Budapeşte; wi lonya, Prag ve diğer Çek postalar Belgrat Kadının Saçı Nasıl Yandı Ondlllâsyon makinesinde si nan ve berber aleyhine duva 4çı? yan Meleğin hâdisesi belediyeyi » dan alâkadar etmiştir. ya Prldiyenin alâkadar çapa me ğunu ve nasıl önüne geçilebiletiğ tesbit edeceklerdir. Bu suretle d Wâayon talimatnamesi tekel miş olacaktır. BELEDİYE KOOPERATİR IÇIN 1s Belediye eN müdürü din akşam Ankaraya gitmiştir. Baha Ziraat Bankasmdan kooper* zamına yüz bin lira istikraz yö?” isi nz Gündüz 1530 d İ LI KRAL LİR Pek yakmda üzere banka ile müzakerede İ yl Yazan: s. caktır. W. Shakespeare | m Bu istikraz yapılırsa koopersi dahil olanlara ikişer maaş nisbe” ÖS saman | * sma Sinemasın avans verilecektir . cıplak diye mektep kapıları yüzüne kapanırsa. Ü düşünmesini öğrenebilir mi? O, bütün varlığına çökmüş, sinmiş olan bu kine Pİ hedef bulamazdı."Bu kini, kendini doğuran anas* sakat kardeşine, talihsiz babasına ve geceleri rÜy”” sına giren delikanlıya kadar herkesin herkesin, ©“ sevmeğe mecbur olduğu, sevmesi tabii olan insanl$* rın arasında taksim eder, İçini çekiyor: — Sevişmek, diyor, Sonra elini siyah önlüğünün cebine sokuyor. Ge binden küçük, küçücük bir mendil çıkarıyor. Ucu * ğir bir dantelle süslenmiş muslin bir mendil, Bu mendili burnuna götürüyor ve sanki bunu sok” Isyıp, sarhoş olmak istiyormuş gibi derin, derin BD”. fes alıyor. Evet gözlerini yumarak, âdeta sarhoşluk bissed”” rek bu mendili kokluyor, sonra onu Mahmuda U7ö” tıyor: —A! kokla, bunu, sersem. Kakla da bak! — Nedir bu? Mahmut, burnuna yaklaşan güzel tatlı bir Kok duyuyor, Bu mendil çiçekli bir bahçe gibi, kokuyO” Bu koku, tıpkı (o kuvvetli bir ihtiras SÜ ateş olup sanki kanma, kanile damarlarının içine dö” luyor ve damarlarile vücudünün her tarafma Y37” larak tenini tutuşturuyor, vücudünü yakıyor. Mahmut inler gibi: — Bu nedir? diye soruyor: — Duymuyor musun? Lavanta kokusu. Mendili onun yüzünden çekiyor, Fakat o artık Pİ mendilden ayrılamıyor. Mıknatısa tutulmuş bir ©“ lik parçası gibi yüzlinü mendilden ayırmada git de genç kıza doğru eğiliyor. ve tıpkı bir pars BÖ gibi sarı, yeşil ışıklı gözlerile Nazlıya bakıyor. Nİ” ya parlamak, öldürmek ve sevmek istiyen kuvveti hislerle dolu bakışlarla bakıyor: , — Lavanta kokusu mu?.. Sen bu kokuları Mef” den buluyorsun? Bu kokuları sana kim alıyor. lavantaları *, Arkası V

Bu sayıdan diğer sayfalar: