4 Nisan 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

4 Nisan 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahkemelerde Suçlu Şoföre Ceza Verilmes Çapada otomobilini çarptırarak Meryem isminde 16 yaşmda i İstendi AN dehakâir > KAY s.a.a | Şan Konseri |,” Yarın akşam SAKARYA Sineması . FRANCIS'I Kadınlığın esaretten kurtarılması uğurunda Üsküdarda İngiliz hastanesinde, bir kadının feragati nefs eder cesine yaptığı fedakârlığı tasvir eden bir tarih sahilası Beyaz Melek (lorence Nightingale) Fransızca sözlü filminde takdim edecektir, ——Bugin TÜRK Senenin en muazzam fransızca te küçük bir kızın ölümüne sebebiyet vermekten suçlu şoför Hayri- | nin muhakemesine dün Asliye Üçüncü Ceza mahkemesinde de- Rejisör: TURJANSKİ'nin) vam edildi. Kızm anası Hayriye, sonuna kadar ağladı. Paraları Bu Kadar Saç- ma Demiş! : Dün, asliye dördüncü ceza mahke. * mesinde bir emniyet suiistimal da. vasma başlandı. Davaçı malül gazi © Hüseyindi. Suçlusu da Sırrı isminde bir gençti. Hüseyin davasmı şöyle izah etti — Ben Sırrıyı eskiden tanırım. E. © velki gün biraz içmiştim. Kendisile Pankaltıda bir gazinoda buluştuk. * Yanımda altmış beş liramla bir fo. ” tograf makinem, elmas yüzük ve da- > ha bazı kıymetli şeyler vardı. Ben © çanlamı çıkarırken paralar yere düş. müştü. Sırrı bana “çok savrukluk| — yapıyorsun. Paralar! saçiyorsun” de. di. Ben de paraları, fotograf makine, borusu ve diğer eşyamı muhafaza için kendisine verdim. Ertesi gün bü- tün bunları inkâr etti, Suçlu Sırrı ile beraber avukatı da mahkemeye girmişti. Avukat dediki: b en vekâleti şimdi aldım, Tah. “ kikatın genişletilmesi için söylenecek “birçak şeylerim vardır. Davâcınm ya yazdığı mektüpler da vardır. “Bunlar Sırrımm annesindedir, Fakat onun da buğün hemşiresi öldüğü için ö medim, Muhakemenin tehirini İsterim. Muhakeme, söylenilen mektupla. | rın getirilmesi için tehir edildi, dünkü celsede de muhakemenin Dün, şahitler endi. Ayni za- manda mes'üli bilmal olan otomobi. lin sahibi Bayan Necmiyenin de ma. Iimatına müracaat edildi. Necmiye, ehliyetnamesiz otomobil kullanmak» İtan 25 gün hapse mahküm olduğunu söyleyordu. Reis, sordu: — Bak, Bayan, sen şoförünü iyi seçmemişsin.. Bir kiza çarparak ö. lümüne sebep olmuş. Necmiye, bu suali göyle karşıladı: — Şoförün iyisi, kötüsü - olur mu, Bay reis, Elindeki vesikasına baktım Başka yerlerde de şimdiye kadar hiç bir arızasız şoförlük yaptığını gör. düm, Ve kendisine otomobilimi tes- lim ettim, Şahitler, bu çarpmada bütün ka. bahatin şoförde olduğunu söylediler. Bundan #onra müddei umumi, 40. för hakkında ceza kanununun 455 nci maddesinin birinci fıkrasma göre ceza kesilmesini istedi. Muhakeme karar çin tehir edildi. Komünistik suçluları Dün ağır ceza mahkemesinde ko - münistlikten suçlu olarak tevkif edi- len Cenap Şahabeddin, Zeki, Kemal, Feyzi, şair Nâzım Hikmet, Şükrü, Dr. Hikmet, İhsan, Salâhaddin, Kadir, Süleyman, Bekir, Hasan Basrinin hakemelerine devam edilmiştir. Suç- Milardan Mustafa Refiğin adresinin bulunması için muhakeme başka bir güne takk edilmiştir. Mahkeme bun-| dan sonra Anadoludan gelen iki ko.| münistlik suçlusunun istinabe sureti- le ifadelerini tesbit etmiştir. Bayan Celile Enis Kolonya konservatutrından me. Zün.genç san'atkârımız bayan Celile Enis Oza, evelki akşam saat 21 de Beyoğlunda Üsyon Fransezde bir Isan konseri vermiştir. Bayan Celile, bu konserinde dünyanın çok tanın. muş bestekârlarının birçok eserlerini ve Anadolu halk türkülerinden'bir çoklarmı söylemiş ve çok alkışlan - mıştır, Bilhassa: “ Maya dağdan kal- lar” çok alkış toplamıştır. Konva Yapan Bir Talebe Mektepten Çıkarıldı | Haydarpaşa lisesinde ikinci yazılı iyoklamalar yapılırken bir hâdise ol. muştur, Talebiden birinin kopye yap tığı öğretmenin dikkatini çelmiş, ta- lebenin oturduğu yeri kontrol etmiş, ve talebeyi cürmümeşhut halinde ya. kalamıştır. Fakat, kopyeden kaba- hatli olan bu talebe kusurunu örtme. ğe çalışacağı yere muallimine haka. rete başlamıştır. Bunun üzerine ken- (disi inzibat meclisine verilmiş ve meelis te bu ikinci suctan dolayi ta. lebenin kovulmasma karar vermiştir. Anrak koğulma karan, vekletin tastikinden sonra tathik edilec ŞIK Sinemadah MYRNA LOY we |kan kızlar — Al topuklu beyaz kız. ŞEHİRLER ALEV büyük eseri iÇiND Artistler: GEORG RİGAUD - GABRİEL GABRİO - JOSELİN GAEL - SUZİ VERNON ve MAXUDİAN (Jullka) İlâveten: FOX JURNAL son dünya hı . . GÜNAH GECE STEFAN ZWEİG: “GABY MORLAY ÖL ama Mr a OLUM Bütün sinema kaldelerini ve tekni, ŞUA! bir film... Bareller BROİS SUMER Bu hafla ç HARRY ROY tarafıdan Her Y erde Şe PAVLEAVESSELY'niIn MACARISTAN GECELERİ filmidir. Bu hafta büyük muvaffakıyetle Iİ SARAY Sinemasında gösterilmekte ve mevzuunun, musikisinin ve mMİzanseninin lüks ve ih- | tişamı ile İYİ film amatörlerinin takdirlerini kazanmaktadır. g BUGÜN SAKARYA Sinemasında «, Haftanm en büyük muvaffakıyeti, görülmesi elzem bir film 'KORKU,, eserinden muktebes olan bir Fransızca inin heyeti temsiliyesi başındâ CHARLES VANEL - GEORG RİGAUD üç büyük artist vardır. Bugün saat 11 de tenzilâllı fiyatlarla matin: in bütün nizamlarnı Bedahati haklkatleştiren muamma slüd ve esrarengiz Fransızca sözlü KARLOF Önümüzdeki Çarşamba akşamından itibaren masında 4 nefis musikili Avrupanın en büyük filim şirketi olan UFA atrafından yüz binlerce lira sarfile yapılan bu muazzam film Metropolis'den yüz defa heyecanlıdır. Bütün bir şehrin cehennemi alevler içinde yıkılışı, binlerce halkın fe- m lâketi, yüzlerce petrol kuyularının infilâkı, tasavvurun fevkinde heyecanlı dehşet, aşk ve ihtiras sahneleri. “umuz » Rümen, Macar, Zizan dans ve şarkıları. Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine 4 ARC İRadyo Bugünkü program İstanbul: i 12,50 Havadis t kolu tarafın « dan bir temsil 14 Son. 18,30 Plâkla dans musikisi rans Ordu saylavı Selim Sirri Tarcan Müzeyyen ve arkadaşları tarafından Türk mwasikisi ve halk şarkıları. 20.30 Ömer Rıza tarafımdan söylev, 20,45 ve arkadaşları tarafından Türk musik: halk şarkıları, saat ayarı, 21,15 Örkestrs, 22,15 Ajans ve borsa haberle ün programı, 22.30 Plâkla sololar, öper# operet pargaları 23 Son. *. Günün program özü Senfonik Konserler: 18 Varşova Senfonik konser, 18 Miltno Senfonik kenser (Molimarinin idaresinde) Zi Stokholm: Schubert, Smetana, Hafif Konserler: Si 12,50 Bükreş Romen balk mus Varşova Radyo orkestrast ( mesi) 15.30 Varşova orkestra, 15.55 Bükreş Ro - men milli musikisi, 19 Nie Plâk konseri 19.20 Budapeşte Çigan musikisi 19.36 LA - altilst eden, ÖN) konseri. 2045 Prag Oper 20.50 Belgrad Büyüük 7115 Bükreş Ağır musiki 32.10 Prağ fevkalâde ko: Jan Marcu orkestrası. 28.20 Belgrad Kon. #er nakli, 23,20 Roma Karışık konser, 23,35 Prağ Plâk konseri, 24 Budapeşte Çigan ço cuklarınının konseri (Şarkılar) Operalar, Operetler: 18 Roma Pietrinin “Addiç glovinerza, 1 teen age 1, Drape lm ne ineği isimli operet. “bir şaheser, Yalan Yere Yemin Etmiş! "Asliye üçüncü ceza mahkemesinde rn bir yalan yere yemin etme dava- ir bitirildi. Suçlusu Fatma isminde kadındı. Müddelumumi, suç sabit ğu için Fatmaya ceza verilmesini Bir Hileli İflâs Davası Asliye üçüncü ceza mahkemesinde dün bir hileli iflâs davasma başlan-| mıştır. Suçlu, Hacı Mehmet isminde bir tüccardır. Mahkemede sendik he- yetinin raporu okunmustur. Burs. porda iflâs hileli olduğu bir çok de- W Powell. Casuslar Karşı karşıya Bu #ene gösterilen en heyecanlı €spivonai filmi «Beyoğlu Halkevinde Musiki Sam'atkârlar Birliği erans Musiki sanatkârlar birliği umumi Beyoğlu Halkevinden: toplantısında yeni diare heyetine 6/4/0937 salı günü saat 18 de Evi. 'Seyfettin, Cevdet, Mazhar, Refik, mizin Tepebaşındaki merkez bin-/Veli ve Nihat seçilmişlerdir. Musiki sında Üniversite Dogentlerinden Bay İranatkirları birliği de diğer bütün Hümi Ziya Ülken tarafından (Ibni. teşekküller gibi merkezini Cağaloğ. | sina) hakkmda bir konferans verile lundaki umumi birlikler * merkezine cektir, Bu koferansa herkes gelebilir. 'nakledecektir. Oda musikisi: 13 Nis: Septet konseri, Resitaller: 2020 Lâyprig Dört el yiyene musikisi, 21 Kolonya Karışık şarkılardan mürekkep neşriyat, 22.10 Viyana meşhur sesler. 2820 Varşova Piyano resitali 22.20 Stokholm balk şarkıları 22.25 Viyana sark: (piyano relakatile) 22.10 Belgrad Hale şarkdarı 23 Stokholm Akordeon musikisi. di, Reis: — Bayan son söz senindir. Müddel “umumi ceza veriniz, diyor. Senin-bir “diyeceğin var mı? dedi. Bayan Fatma kısaca: — Affedersiniz Bay reis. Siz bü - va lilerle ortaya konuyordu. Mahkeme. ibu davaya bakmayı kendi salâhiyeti | İ haricinde gördüğü için dosyayı müd- detumumlliğe iadeye karar vermiştir. Doktorun İsteği Reddedildi VE KANER ES BE Yer yüzünün dans kraliçesi. Semalır.n raks ilâlesi Erodwıy Melodi filminin unu'ulmaz yıldızı o 3 inliz. İşte bir şey oldu. 45 yaşm- m. Ben hiç mahkeme yüzüde gö iştim, deği, Mahkeme kara - tefhimi için talik edildi. Çocuk düşürme hâdisesinden suç- lu olarak tevkif edilen doktor Pet. dilmiştir. ! — Ayıldı artık! ii Sen ne duruyorsun örâda... Artık eve dön, sa - © bah yaklaşıyor. © Annesine yaklaşan Nazlı kendini, gece yarısı 80 'kaklara uğratmış olan hiddetini buraya geldiğinden beri unutmuştu. Bu sözle kendi dertlerini hatırlıyor! © —O yine bu akşam zil, zurna geldi eve... Kendisi ğ ni bilmez bir halde zıbardı. Gitmem, ben dönmem (elbette o dönece rinin serbest bırakılma isteği çe ELEANOR POWELL Yazan: SUAT DERVvIş ktir, maskeyi hatırlatıyor. DANS İÇİN YARATILMIŞ (Mes'ut insanlar Kulübü) Demin birer hayalet gibi taşların Üstünde sütun- ların arasında oturanlar yine birer hayalet gibi bir. denbire ortadan siliniverdiler. Taşlar, sabah serinliğini almağa başlamışlar. Bu serinlik Nazlınm çıplak ayaklarma bir şifa gibi ge- liyor. Sadberk onu kuvvetli ve şişman &olunun zoru ile bahçeye doğru âdeta sürliklüyor. Yerdeki otlarda gecenin nemleri var.. Odanın birinden Fatma kadınm bitmiyen, tükem- eve... Ben aç çalıştım bugün. O paramla rakı içmiş, Diyor, Nazlı birdenbire biraz daha parlıyan bir — Gel haydi benim kızım, diyor, dün akşam da benim paramla.... Ben artık eve dönmiyeceğim. Fakat o bu sözleri söylerken deminki parlayışını hiddetle: bulamıyor. Ölümün hakikati ve di © kendi dertleri o kadar küçük ve ehemmiyetsiz kaldı lar ki. Annesine bunları söylerken o başka şeyler © düşünüyor: “Zavallı Fazilet.. Daha evvelki gün konuştuk onun > la, daha evvelki gti Aç, aç çalışamam ben... Fazilet gibi ben de öle- © Yere oturuyor, yüzünü avuçları » myor: © — Ben ölmiyeceğim, ölmiyeceği; istiyorum... ) Nazlı ağlıyor.. Ne çök ağlıyor.. Niçin ? Babasmın sarhoşluğuna mun eline geçmediğine mi? Yoksa “mi ağlıyor? © Annesi işittiği sözlere hiçbir alâka göstermiyor. “Ne garip bir kadın, bu kadın. Gözleri nekadar ö- “Yi... Nasıl mânasiz, bu gözleri yataktaki, cenazeye, lı 'bâlâ koşuşan çocuklara ve yahut karısma zen hep, hep ve dalma ayni bakışı muhafaza ediyor. Donuk ve en ufak bir hissi haber vermiyen bir ba- kış. Ve yüzünün çizgilerinde en ufak bir ifade, en müphem bir mâna yok. © Bakin, soğuk kuru bir sesle: — Sabah oluyor, haydi git evine 26 geliyor, Sadberk teyze seni görüverir eve kadar, — Duymuyor musun kadın! diye bağırıyor. Sana #öylediklerimi işitmiyor musun? Sana kör kittik gel di eve diyorum. Yarın yine aç taksir çalışamam. Git- miyeceğim İşe. İşe gitmiyeceğim.. Bu akşam Hayri- yenin patlıcan kızartması olmasa idi, ne yiyecektim. Aç yatacaktım.. Açlıktan ölecektim, çalışmam efen- dim. Ben eşek değilim.. Bu sözleri de işitmiyor mu? İri kemikli uzun göv- desile orada duruyor ve kendi bildiğini tekrarlıyor: — Haydi git, yat,. Hiç olmazsa daha bir saat yuyabilirsin. — Sadberk.. Sadberk kız.. Gidiyor musun eve? — Evet... — Gel azıcık buraya. Kırk beş yaşlarında kadar bir kadın, siyah zemin üstüne mor çiçekli basmadan bir esvap giyiyor. O. muzlarında siyah, parlak ipekliden eski bir manto var. Siyah başörtüsünü kulaklarından geçirmiş. Saç- ları kısa, gözleri sürmeli... — Ne ver? — Giderken bizim Nazlıyı da beraber eve götür.. Babası sarhoş geldi diye sinirlenmiş, uyumuyor. Galiba maraza etmişler.. Sen bizim çocuğu yukarda yatır, hiç olmazsa daha bir saat uyusun. — Ben eve gitmem! Sadberk teyzenin #Işman yüzü pek solgun, ve sürmeli gözlerinin etrafı mor halkalaria çevrilmiş... Yusyuvarlak yüzünün ortasında ucu bir iğne gibi sivrilen incecik burnu ile onun başı daha fazla bir ehşeti karşısında içine almış hiçkı » im... Ben yaşsmak mı, kendi paftası « Faziletin ölümüne bak Sadberk tey- helâk oldun, uyumadın. Gel gidelim Hayriyenin koynunda Yatarsm.. Babanı görmezsin, heydi yav. rum.., Sonra endişe ile soruyor: — Amcan gelmiş miydi eve? — Hayır gelmemişti daha! O zaten onün bu gece işte olduğunu bildiği için rahat, rahat burada bu sa- ate kadar kalabildi ya!, Yoksa genç bir kızla, genç bir koca bir evde na- sil başbaşa bırakılır. Dünya simdi eski dünya değil... Hem eski dünya bile olsa.. Eskiler: “Ateşle pamuk bir araya konmaz,, dememişler mi? Nazlının kollarından tutup onu yerden kaldıran Sadberk: — Haydi gel gülüm.. Gel benim kızım. Gel yavrum diyor. Ve o kalkar kalkmaz genç kızın ince beline kolunu doluyor: — Aman Allahım şu Fatma kadına ecir, sabir ih. san eylesin. Bizimkileri de bize bağışlasın.. Amanm evlere şenlik. Allah bir düşmanıma böyle acı ver- mesin. Demin Sıdıkanm odasına girdim.. Faziletin yavrucağını mışıl mışıl uyuyor.. Pek kilçük bir şey parmak gibi.. Acaba dariilâcezeye mi verecekler ç0- cuğu, nasıl büyüyecek.. Aman şu Faziletin kocası da pek hayırsız çıktı. Dört aydır iş bulacağım diye gitti on para yollamamış kıza... Sabah olmak üzere... Nerede ise tenyeri ağaracak, medrese avlusunda selvi kokusu var, miyen, hıçkırikları yükseliyor. Fakat bu sese hükmeden bu sesi öldüren başka bir ses, geceye hâkim... Güzel sesli bir erkek, kur'an okuyor... Ne güzel o kuyor. Ne gür bir ses bu! Sadberk teyze gözlerini silerek: — Ne sesi var, herifiri, diyor. — Kim bu! — Canım, bizim bunak hafız! Fazilet için kur'an okuyor. — O parasız okur mu hiç? Evet Edirnekapıda gömllen her ölünün başmda beş on kuruş bahşiş koparmak lmidile durmadan okuyan Hafız Reşit, bu akşam belki hayatında birin- ci defa olarak parasız, para beklemeden para İste- , meden kur'an okuyor, Ve o, böyle okürken kendi düğününde takım ida» re eden bir maestvonun zevkini hissediyor. — 6— Kapmm kenarma elini dayayan uzun boylu, esmer 'kndm.. Birkaç dakika hiç kımıldamadan olduğu va ziyette kaldı. Ve kızmm karanlıkta kaybolduğu noktaya bir mlilddet daldı. Sonra sakin telâşsız adımlarla geri döndü. Oh ne fena!, Hiç farkına varmamiş.. Çırpuk (fitilin lâmba tütmtş... (Arkası var) | 1930 Konle- ri ve ertesi gü |

Bu sayıdan diğer sayfalar: