19 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

19 Mayıs 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahnkermelerde İKİ KATİL SUÇLUSU MAHKÜM > ğır ceza mahkemesi, dün Iki ölüm davasını netice lendirmiştir. Hâdisenin birisi Ça talcanm Çakırköyünde bir ağıl da geçmiştir. Mevkuf bulunan İsmail ile arkadaşı Kâmil, Veli oğlu Ali isminde bir genci bıçak. Ila öldürmek suçundan zan al - tna alınmışlardır. Mahkeme, hazırladığı uzun kararı dün mahkemede okutmuş tur. Mâdise, Ümmüş isminde genç bir kız yüzünden doğmuş tur. Suçlu İsmail, ölen Alinin kız kardeşi Ümmüşe gönül vermiş, onunla evlenmek istemiştir. Fa, kat, nişanlanma teşebbüsünde iken Ümmüş Aliye nişanlanmış tır. İsmall, Aliyi bu nişundan vaz geçirmek için ağıla gitmiş, ağn kavgası bıçağa dayanmıştır. İs- mail, Aliyi burada bir bıçak dar. besile yere sermiştir. peremaeeeemaaaeaaeasaeşaeeesanaaaaanemsemee -- OLDU Mahkeme, İsmaile 15 sene ha- Dis cezası vermiş, fakat on sekiz Yaşını bitirmediği İçin cezasını 6 seneye indirmiştir. İsmail, sy. ren Alinin varislerine bin Dira da tazminat verecektir. Diğer suçlu Kâmil de beraet kararı ak mıştar, Ikinci hâdise, Yenikapıda geç miştir, Mahkemede mevkuf olu- Tak bulunan Mustafa, köylü si- garası satan Hüsnüye kızmış, $ komşusundan aldığı bir kundu. racı bıçağile yanma yanaşmış, suratma iki tokat indirdikten sonra bıçağı göğsüne saplamış ve kaçmıştır. Mustafanm hırsız» lıktan ve eroin kaçakçılığından da mahkümiyeti vardır. Mahke- me, suçu sabit görmüş, kendisini 15 sene 11 gün hapse ve ölenin varisine bin lira tazminat vermi- ye mahküm etmiştir, Lâf Atmış, Yaralamış Asliye dördüncü ceza mehkemesi, dün, İsmail isminde bir gence 3 ay 20 gün hapis cezası verdi ve derhal tev- kif etti. Ismail, yaralama, lâf atma ve sövme suçlusu idi. Edirnekapıda oturan Hakkmın 13 yaşında bir kızı yardır. İsmail, bu kızı zorla evinden al mak ve gezmiye götürmek istemiştir. Kızm annesi Seniha buna mani ol- İmak isterken babası Hakkı da gelmiş, Tamail bu mümaneate kızarak saldmr- masını çıkarınca Hakkıyı yaralamış- tır. Bu sırada yetişen polis Mustafaya yumruk vurduğu gibi Huriye adlı bir komşuya da hakaret etmiştir. Ismail, mahkemede suçunu itiraf etmiştir. Kapı kapama Büyücülüğü Kendine Meslek Yapan Genç Asliye dördüncü ceza mahkemesi, dün bir büyücülük davasma baktı. Suçlu Edirnekapıda oturan Hasan Benli isminde bir genç- | ti. Mübaşir, masanın üstüne bir yığın nüsha, fal kitabı ve at nalı kadar büyük üç te mühür koydu. Halı Hırsızı Tevkif Edildi Sabıkalılardan Çarliston Ahmet ev. velki giln gece Asliye birinci ceza a- zasından Bay Nebinin Saraçanebaşın- daki evine girerek 30 lira kiymetin - de bir halısını çalmıştır Müddelumumi Jik dün suçlu hakkında tevkif kararı aimiştir. ,” Tevkif Edilen Tahsildar * Bir müessese adına Kızılaydan u- #ulstiz makbuz yazarak 2300 lira almak ve posta İle gelen paraları zim metine geçirmekten #uçlu tabsildar Fuat tevkif edilmiştir. Sokakta Nâra Atan Bir Kadın Üsküdarda otüran Selim kızı Hay-| riye, evinde rakı içtikten sonra soka- b asmak Polis, Hasanm bakıcılık ve büyilcü- İüğü kendisine meslek yaptığını öğ- renmiş ve memurlardan Bayan Nimet le bir arkadaşını cürmü meşhut yap- mıya memur etmiştir Nimet, dün sa- bah Hasanm evine gitmiş ve Hasan tarafından karşılanmıştır. (o Hasan, Nimeti odasına çıkarmış, niyetini sor duktan sonra ortaya bir su çanağı getirerek, içine tuz ekmek atmış, fa- Tina bakmıştır. Nimet; Kendisine mi maraği tesbit eğileti “bir'lira vermiş- $ir. Hasan bundan sonra Nimetin ar- 'kadağınm da falına bakmış, ondan da numarası tesbit edilen ikinci bir lira daha almıştır. Bu sırada da cürmü re, Hasan, seyyar falcılık ta yapar mış, Elinde nüsha ve mühür çantası arasma girerek fallarına bakar ve nüs İha yazarmış. Hasan, mahkemede het İ seyi inkâr ediyordu. Mahkeme, gelmi- yen bir şahldin çağırılması için mu. hakemeyi bugüne talik etti. meşhut tesbit edilmiştir. Tdâlaya gö-! olduğu halde evlere gider, kadınların! yüzünden muhakemesini bitirdi, Hâdise şu Usküdarda Açıktürbe sokağında 18 numaralı evde oturan Zeki, üst katı- na da Usküldar İnhisar İdaresi oda- cılarmdan Pehlivan Recebi kiraci ola» rak almıştır. Geçen Ağustosun hir sıcak akşö - mında Zeki üç arkadaşı ile eğlenirken Pehlivan Recep sarhoş olarak eve gelmiş ve patırdı yaparak kapıyı ks- pamıştır. Zeki, misafirlerinin bu g€- kilde rahatsız edilmelerine kızmış, ve Recebe bağırmıştır. Recep te Zekinin odaşma girmiş, ve bir yumrukla onu yere yuvarlamıştır. Bu sırada masa- nm üzerindeki lâmbs da devrilerek söndüğü için karanlıkta bir boğuş- ma başlamıştır. Zeki, yedipatlar .ta- İbancaya sarılmış ve kurşunlarınm Hepsi YoşuLUMUŞtiR. Keep 1MI yeni göğsünlin üstünde kalmıştı. Bufldan sonra Recep Zekiyi altma almış : ye Sövmüş! Ağır coza mehkemesi, dün bir ka-| pı kapama yüzünden çıkan cineyetin | den yara almış ve kurşunun birisi de | 19 MAYIS şenliği ile Zengin ve muazzam 2 — INGİLTERE KRALI S, M. BU AKŞAM SAAT9DA | İSTANBUL VALİ ve BELED) İLOREL » HARDİ İSTANBULDA MÜNİR NURE 2 büyük film Bir Fransız zabiti ile bir Alman casusu arasındaki mücadeleyi tas- vir eden İİ GZLi VESİKA VERA KOREN - JEAN MURAT ve JEAN GALLAND tarafından bi ruklamıştı. lu idiler, 204 Mame ETÜ Uh cil edildi. Ulu Önderimiz ATATURK'ün Anadolu topraklarına ayak bastıkları SAKARYA sinemasi 1- 19 MAYIS filmi © TÜRKÇE SOZLU BET'in TAÇ GİYME TORENLERİ (bütün tafsilâtile) 3 — Dün akşam, erkânı hükümet ve Kor - Diplomatiğin hazır bulun- dukları gala suvaresinde büyük bir muvaffalıyet kazanan, muhteşem Ingiltere Tacının incileri film Mam Yüksek himayelerinde olan senelik müsamereleri « Küçük dansöz Marts Brod, Piyano konseri - Şarkılar - FERDİ TAYFUR tarafından Fiyatlar 100 ve 50 kuruştur. Biletlir MELEK sineması gişesinde satılmaktadır. e em Buğlin (o matinelerden Hibaren | SUMER Sinemasında ilâveten : Ingiltere Kral ve Hr, giyme merasimini bütün *afsilâtile gösteren İ tabit renkli film gibi na nasıl kıy dın ?,, be adam diyerek suraynı yum- Zeki, kasten öldürmiye teşebbüsten, Recep te döğmekten suç | şrda bir şahsın elinde 30 tane Bi - Mahkeme her İkisinin de suçlarını sabit gördü. Recebi bir AY| dir, Bu adam, Ömer adında birisidir, hapse mahküm etti, Zekiye evvelâ 15| emniyet müdürlüğü: k se anla Gözat Veri YA lee bab | a ürlede yerdiği ita :| Www watan nat) dan İ ul ettiği için cezasını beş seneye) lemiytiri £ indirdi, Recebin mahkümiyeti de te | Alünlar müzeler'idafesine teslim gençlik ve spor bayramını bir programla kutluyor: VE ncı JORJ ve KRALIÇE ELİZA- IK Liseleri o Cemiyetinin RESİ MUHİDDİN USTUNDAG'ın İ sinemasında verilecektir. monoloğu ve DDIN ve arkadasları konseri a birden başlıyor: A Yeni ve görülmemiş bir film İ SARI KAYA | | (Yelowstone)" . Aşk... Farar... Heyecan filmi, içesinin Taç 30 Bizans Altını Polis memurları, dün, Kapdlıçar - zans altmı ile gezdiğini görmüşler. tınları eya, bir adam- Tira mukabilinde üğiğimi söz İedilmiştir. İlk satlet aranmaktadır. BUGÜN 19.5. 037 m Radyo Bugünkü Programi Öğle neşriyatı: ea 12,30 Plükla Türk musikisi “e, Havadis 13,05 Muhtelif plâk tl4S8on, Akşam neşriyatı: 15 Ankara stadından na k bayramı münesebetile yapılari gif rasim 18,30 Plâkla dans m e 19,20 Mandolin orkestrası Berk Sğ| kadaşları 18,45 Konferans C yer Partisi namına: Agâh sırı (Öle fevnidi hakında) 20 Nezihe ve * < yi vi daşları tarafından Türk mus” halk şarkıları, 20,30 Ömer Eg fından arapça söyi Şen ve arkadaşları tarafından © musikisi ve halk şarkıları (S8 yarı) 21,15 Orkestra 22.15 A borsa haberleri ve ertesi gilnün ramı 22.30 Plâkla sololar, opef©ğ operet parçaları 23 Son. d Günün programı ös'İ | l Senfonik konserler : il 2145 Viyana Haydn'in eserle! den 22,45 Viyana, Mülâno, Tegdi (Kral Lear)dan bir senfonik Sagi Rennes - Strasburg: Rosentasii5 resinde senfonik konser dl Oda Musikisi; ig 1740 Prag Salon kusrteti 22 no » Torino Oda musikisi i ÖLÜM HABERLERİ Müessif Bir Ölüm Ferik Bekir Paşanın oğlü / Ferik Nuri Paşanın damadı; w yana Elçiliği kâtiplerinden reddin Virgin'in babası ve Ne mer Bank Umumi Müdürü # rullah Sümer'in kaymbabask caz Demiryolu eski Nazırf General CEVAT Virgif İ Vefat etmiştir. Cenazesi b i kü Çarşamba günü saat 19” Ş'şlide Dere sokağında 7sie i apartımanından kaldırılarak zl mazı Teşvikiye camiinde Kİ dıktan sonra makberi mahslf na defnedilecektir; Allah ra? evlasin “ istanbulun En büyük 4 ve Ankarada 2 s.nemasında birden Ulu Önder-Büyük Şefve Reisicümhurumuz ATATÜRK'ün Milletimizin mukadderatını değiştiren, ve 18 sene evvel ANADOLU TOP RAĞINA AYAK BASTIĞI günün hatırasını tebell için hazırisi TÜRKÇE SÖZLÜ 19 MAYIS F.LMİ MATİNELERDEN İTİBAREN ğa çıkmış, İskele caddesinden geçer ken de bağırıp çağırmıya ve taşkin- ık yapmıya başlamatı rhog ka Gun O zaman çerçi, elini cebine soktu, çıkardı, a- vucunde benim kapaklı kurşun durup dururdu. Ben gene yalvarmağa başladım, aman çerçi. zaman çerçi, beni sakın ele verme! Hem yarm akşam ba- sacaklar geliha! Ne biliyorsun? Çünküm çarşamba diyorlardı. Yarın çarşamba 21? Hayır Sul. Ben de salt olduğunu biliyorum, biliyorum emme, aptal Mamat, salının 'çarşambanın farkında mı? Öyleyse dedim, çarşamba ne gün ise o gün hazırlan! Çerçi sicim için para almadıktan.maada bana bir de, Sultan Mahmut yüzlüğü bahşiş verdi. Ben koş koşadavarın başma tim. Kis kis gülüyordum. O gece gene viranelikte bekledim, Çerçi gelmedi. Sabah oldu, karşıdan dükkâna baktım, dükkân ka- pal, yüzlüğü bir çocuğu verdim, git bana beş para- lik leblebi ile, beş paralık akide al diye gönderdim. çocuk dükkân vurdü, vurdu, ses veren olmadı. A- radar bir hafta geçti, çerçiden habar çıkmadı, otuz seneyi geçti, hâli da habar yok. Emme ben anla, mıştım, Çerçi sali gecesinden vilâyetin yolunu tut- muştu. Hem çerçi değildi ki 0... Mehmet Ağa sustu, cigarasını tazeledi, Kayma- kam boş gözlerle dinliyor ve yüzünde hiç bir çiz“ gicik olsun görülmüyordu. Binbaşı mezesini yut « tuktan sonra : | — Ya ötesi? dedi, ! — Işte bu. — Yok! Asıl bundan ötesi, Hem söz verdin. Bi- lirsin ki bizden lâf çıkmaz. Çıksa da otuz kırk- sene geçmiş olur? Mehmet Ağa tekrar söze başladı: — Çerçinin tamam gittiğine emin olduktan sonra artık Kralkızma ben gitmeğe başladım. Kaz- ma küreği oradaki gedikte saklar, geceleri, bazı yağmurlu gündüzleri öteyi beriyi kazardım. Bir hafta uğraştım, bir gün bıktım usandım, tam son kazmayı vurdum, vurmadım, kulağıma bir ses gel- di. Bir iki kürek toprak attım, amanin ne göreyim? Define! Belki otuz okkalık bir küp, üstünde kapağı da var. Yüreğim hoplaya hoplaya kapağı kaldırdım. Elimi daldırdım. Yarısına kadar boştu, biraz daha soktum, İşte define diye haykimvermişim, Bir avuç çıkardım. Artık zengin olmuştum. Bir göz yumacak zamanda aklıma neler neler geldi. Elimi çıkardım, yere bir avuç para döküldü. Emme ne parası! Bir avuç küflü bakır! — Amma yaptın hâ! — İnan ki böyle. Emme vazgeçmedim. Yanm- dan, sağından, solundan kazdım. Onun gibi bir küp daha buldum, o da öyle idi. Yalnız üstünde tasvir- ler vardı. Onda da küflü bakırlar. Artık kızdım, tasvir küpe bir kazma sapı vurdum, ağız tarafın. dan çat diye çatladı. Kân ter içinde kalmıştım. Son- ra düşündüm, Ne olsa bu bakırlar beş on mecidi- ye de etmez mi7! Halbuki o güne kadar ben bir metldiyenin bile yüzünü görmemiştim. On mecidi- yem olursa #ki öküz alırdım. O zamanlar seksen kuruşa bir öküz verirlerdi. Ben Iki iç avuç bakırı kuşağıma doladım. Koynuma da çatlak küpün ka- pağını soktum. Öyle ya nereden buldun derlerse, hırsız olmadığımı isbatlamak lâzım. Sonradan öğ- rendim ki kendini çerçi diye yutturmak isteyen sa- rr sakallı bir Alaman frengi imiş. Türkçeyi Bulga- ristanda öğrenmiş te onun için muhacir gibi konu- şurmuş. Hep bu işler peşinde koşan bir bilgiç a- dammış. Abdülhamit Padişahken ona çok küpler, put lar defineler vermişmiş. — Buraları bize lâzım değil Mehmet Ağa. Sen bize Vilâyete gidişinden sonrasını anlat. — Şehirde bir sarraf Karabet vardı. Ona götür- düm. Ben sekiz on mecidiye beklerken, bana dört Sa- ri lira verdi. Anlayacağınız şu ki Kralkızmın çuku- rund& ne buldumsa taşıdım. Ne yalan söyliyeyim elime yüz altına yakın para geçti. Onlarla işe baş - ladım. O yıllar da hep bolluk yılları idi. Halkın dili durur mu? Nereden duymuşlarsa duymuşlar, on yıl sonra adımı Defineye çıkardılar. On yıl sonra Vali paşalara çıktık, sorgulara çekildik. Doğrusu birşey söylemedim. — Daha doğrusu,. — Eh. İşte.. Beş on paramı sızdırdılar. Iş te ka- ceksin, bizim de zorlamağa hakkımız yok. Zaten şe- pandı. Neye yarar ki adım Define kaldı. — Anlaşıldı, sen bir türlü doğrusunu söylemiye- ka olsun diye lâft açtık, Kaymakamın gözleri çoktan kapanmıştı. Ona ay- rı bir oda verdiler. Çantasından çıkardığı döşek ör- tüsünü, yastığını aldı, gitti. Köy döşeğinde yatamaz- muş. ... Derenin seli durmuş, hava iyice açılmış. ortalık Iyice kurumuştu. Erden dere başında Kaymakamla Binbaşıdan ayrılâr, Saray-ipek-Sakarya-Melek On dört, on beş yaşlarında iki çoban çocuğu 8” baya doğru koştular. Veli Dayıyı tanıyorlardı. Bİ cigara istediler.Çocuklar Erdeni görünce seksi” ve sevinerek : — Boş geldin, Erden Ağa. , al — Sen bizi tanımazsın ama biz seni tanırız. 79 çende Mustafa kasabaya oğlak götürmüştü, GAÜ ğini Hâfız Hanım gilden öğrenmiş. : Erden Velinin yüzüne baktı. Veli Dayı kim olduklarını söyledi: — Sizin eski Fadime Bacı vardı ya, çamaşır yk” dı, onun oğlanları, şimdi bizde çobanlık ediyoris” "Tıbbiyeli arabanın aralığından iki gümüş çeyreği tı, Çobanlar çeyrekleri kapmnca sıçrâmağa, elleri ki değnekleri arabanın arkazmdan, havaya atıp Ea ne kapmağa başladılar. Erden sağına oturdu, rh oldu, soluna döndü, dizi ağrıdı. Yaslandı, olmadi. türlü ruhat edemiyordu. Veli Dayı gülerek: a — Uç gündür pek rahatın, şimdi mi rahatsi# Tuyorsun? ” — Yok, Veli Dayı: Ayağım uyuştu da. z — Hele hele.. Öyleyse seni çabuk yere bastıray” ” Hayvanları kamçılamağa başladı. Atlar a” yaklaştığını anlar anlamaz zar zor tırısa kalktıl8” daha dün, yokuşta, inişte biraz zorlasa, yapmi Dayı, scelemiz yok, diyen delikanli; şimdi ba lar dört nala kalkmadıkları için kızıyordu. Af iy lik şubesinin bahçesine geldiler. Parmaklıklar. ard banın yırtıklarından süratle görünüp kayboluyÜ” ,, Divan kapısı önünde zabitle bir iki yazıcı çavUf” 4 ferler duruyordu. Onlarla tanışmıyordu. Duranl, ” rabadaki yolcuyu görmek için biraz başlarını ler ve araba geçince gene konuşmalarına devem tiler. Araba artık tam kasaba yolüna girmişti “ir tün mağazaları, mektebi geçti, köprüye yak” kafile ile karşılaştı. Veli Dayı durdu. Araban w rafı hemen sarıldı. Delikanlı indi. Birçok bildi raba, eski mektep arkadaşları... (arkası v8” 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: