20 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

20 Mayıs 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

b Mahkemelerde MUHTARI ÖLDÜRENLER Suçlunun Avukatı "Sakat İtirafla Cana Kıymayınız,, Diyor Beş senedenberi devam eden bir öldürme muhakemesi dün son » safhaya girmiştir. Müddeiumumi tarafından suçluların idamları istenen bu davanın tafsilâtı şudur: 1932 yılında Çatalcanın Kızılpınar köyü muhtarı Halil İbrahim, elleri ve ayakları bağlanarak ve kafası kurşunla parçalanmâk suretile öldürülmüştür. 15 Bin Liralık | Tazminat İsteniyor Uç sene evvel Erenköyünde bir bal. kon çökmüş, bir marangoz ölmlüş ve iki kişi de ağır surette yaralanmıştı. Dün ağır ceza mahkemesinde bu faci- nm muhakemesine başlandı. Suçlu ma kumanc sonra Azi Çatalca müddetumumisi ve jandar- nlığı uzun berber Mehmet jisminde üç suçlu bulmuştur. Bunlar, Suçu nasıl işlediklerini itiraf ettikle- ri için tevkif edilmişlerdir. Tahkikat safhasına göre, ölen Halil İbrahimle suçlu Aziz arasında ötedenberi bir münaferet vardır, Aziz, berber Meh- metle Arifi bulmuş ve onlara Halilin öldürülmesi için iki mavzer vermiş, 500 lira da vadetmiştir. Suçlu Noter İçin Verilen Rapor Okundu tih noteri Şükrü ile daktilosu Münev- tahkikattan ve Arif me azasından Naip Salih Zeki ile tegekkil vukuf heyeti, tetkikatının ne mahkemeye vermiştir. Dün okuna raporda, noter Şilkrünün bu sullati- mal ve ihtilâsta şüpheyi davet ede- İcek herhangi bir hareketi görülme- kemesinde devam edilmiştir. Mahke-| TAN gi sama > Bugün matinelerden itibaren SARAY SiNEMASI Zengin, mütenevvi ve muhteşem bir program takdim ediyor: 2 GÜZEL FTLM - 2 SUPERFİLM ve son dünya havadisleri 1-19 MAYIS Türkçe sözlü şeretli film: 2 ingiltere Kralının taç giyme töreni renkli film: Ibtilâs yaptıkları iddia edilen Fa-|met Mümin, İsmindeki bu suçlu, ta Sen miöldürdün? ve Görülmemiş yeni ve büyük filin, LEWİS STON - BRUCE CABOT 3,50 - 7,05 suvare 10,10 Suvare 8,25 den itibaren tekmil program. Top - Hat | GİNGER ROGERS ve FRED AS- İ TATRE pek muvaffak oldukları | film. 2.505-8,25de EE Ayakta Duramıyacak Kadar Sarhoş Olmuş sarhoş bir suçlu getirilmiştir. Meh - bihladillere muayene ettirilmiş, tabi- ver ve başkâtibi Fevzinin muhake- | biadü Enver Karan, sorgusunun 24 melerihe dün sabah ağır ceza mah. | saat Sonra yapılması için rapor ver- Müddeiy fi ii -) bitmümi muavini Küşiften mir) İspirto Kaçakçıları ticesini bildiren mufassal raporu) İhtisas Mahkemesinde miştir, | Bazı dairelerin mühür ve imzalârı-| ni taklit ederek inhisar idaresinden ucuz ispirto aldıkları için tevkif edi- len Abdullah, Dimitri, Yako, Ahmet —— YENİ NEŞRİYAT Dinamik Jeoloji stanbul Üniversitesi Jeoloji pro-| So Dün meşhut suçlar milddelumume | fesörü Hümit Nafız Pamirin Dinamik | İliğine ayakta duramıyacak derecede Jeoloji isimli kitabın ilk cildi çık- mıtar, Kitap, Emanuel Kayserin 1923 se- hesinde çikan bir eseri esas diye ka- bul edilerek yazılmıştır. Fakat eser, sor on dört sehelik ilmi araştırma» ların neticelerine göre baştan başa tadil olunmuştur. Ayrıca bir kısım bahisler ilâve edilerek eser gehişle- tilmiştir. Profesör Hâmit Nafiz Pa- mir, bu gibi eserlerin her memleke- tin Jeoloji hususiyetleri gözönünde tutularak yazıldığını düşünmüş ve ssl: Almanya için yazılan eseri mem leketimizin hususiyetlerine göre ta. dil etmiştir. Bu maksatla Profesör kendi müşahedelerinden ve memle- © yerinde binanm sahibi Anastasla fa-| cilanın yaralılarından marangoz Meh- met vardı. Muhakemenin cereyanma göre, hâdise şöyle olmuştur: Anastas, Erenköyünde bir ev yap- tırmak istemiş, Kadıköy belediyesin- den de kâgir inşa ruhsatiyesi almış- tır. Burüya projede yeri olmıyan ka- © çak bir balkan koydururken balkon yıkilmış, marangoz Ahmet oğlu Tshak derhal ölmüş, ameleden Mehmet Si- © anla demirci Mehmet de yaralanmış- © lardır. Ishakın varisleri, suçludan beş bin, TAN Mehmet Binen da 10 biz lira tazminat istiyorlardı. Bu yıkılma ya- — Talılardan demirti Mökmedin ihma - — Jinden doğduğu İçin kendisi de #açlu — yerine alınmıştı. Dün mahkemede Ka- - diköy belediye mühendislerinden Kâ- “mil dinlendi. Suçlunun isteğile reis Kâ mile bir çok snaller sardu. İnşaat ruh- 'satiyesi verildikten sonra aradan alı) ay geçtiği halde hiçbir belediye me-| “ murunun ingastı kontrol etmediği an. “ laşılıyordu. Mühendis Kâmil, bu suali göyle karşıladı: — O vakit, iki memurumuz vardı, İşlere yetişemiyorlardı, Onun. için kontrol ettirilemedi. Muhakeme, ruhsatnameyi veren ve “ girsdi Fatih belediye başmühendisi 0- “lan Şevketin de çağırılması için baş- 'ka bir güne birakıldı. Berber Mehmet, “Ben Halil İbrahi- imi öldürürüm. Fakat, sende benim düşmanım olanHalaçlı muhtarını öldü rTeceksin!,, demiştir. Bundan sonra da Halli Tbrahim ölü bulunmuştur. “İTİRAFLAR SAKATTIR,, Müddelumumi, geçen celsede iddia. sını yaparak İşte kasit ve taammüt gördüğü için üçünün de idamını İste- | miştir. Dünkü celsede suçluların ve- kili çok uzun süren müdafaasını yap- mış ve demiştir ki: «.— Yüksek hâkimler. Müddetumu- mİ, suçluların idamlarmı isterken çok muallel olan itiraflarma dayandı. Fakat, geçenlerde henüz mürekkebi Kurumamış olan bir beraet kararı im saladınız. Eyüp ve Şuayip isminde i-| ki gencin Vahit isminde bir kahveci arağını Kadıköyünde kumlukta boğ- | dukları hakkında polisçe tesbit edilen itirafları vardı. Eyüp “Biz Vahidi kumluğa götürdük, ben boğazına ka. Yış taktım, Şuayip te bıçakla vurdu,, diyordu, Mshterem mahkemeniz bu itiraflarm dayak ve tazyik neticesi olduğuna kanaat getirdi ve suçlular hakkında beraet kararı verdi. İşte, müekkillerimin itirafı böyledir. Sa - ket itirafla can gibi mukaddes bir varlığa kıyılamaz ve insanın bunu İs. temiye dili varmaz! Mahkeme, kararı muhakemeyi haziranın 15 ine birak- mıştır. diği gibi yapılan sulistimalden malü- mattı bulunmadığı ve hattâ noter dak tlosu Münevveri bütün defterlerin pullarmı tetkike memur ettiği ve cilt. siz hiçbir defter bırakılmaması husu- sunda kendisine emir verdiği yazılmış tar, Münevverin noter Şükrüye def- terlerde hiçbir pul noksan olmadığı ve ciltsiz hiçbir defter olmadığı hak- kında verdiği imzalı raporları da tes- bit edilmiştir. Rapordan, defterlerde- ki kullanılmış pulları beşkâtip Fevzi- nin tekrar kullandığı ve iş sahiplerin- den paralarmı aldığı halde pulları yerlerine yapıştırmadığı ve Münevve- rin de bu işe yardım ettiği neticesi gikârütyördu: Suçlulürdnn — Fevzi va- poru avukatınm tetkikiiçin millet istemiştir. Müddelumum! dosyayı tet- kik edeceğini söylemiş, muhakeme ta- Hk edilmiştir. Bıçak Çeken Bir Kadın Ceza Yedi Fatihte Ortaçeşme mahallesinde 0- turan Şerife adlı bir kadın, dünSultan ahmet sulh Üçüncü ceza mahkemesin- de beş gün hapse mahküm olmuştur. | akan 5 İcoza hâkimliğine terfi etmiştir. Bu- Şerifenin suçu, Aksarayda Gureba Hüseyinağa mahallesinde Şekerci #0- ağında 24 numaralı evde oturan Fir- devse sövmek ve bıçak çekmektir. ve Rupen hakkındaki tahkikat evrakı ihtisas mahkemesi müddelumumiliği- 8 gönderilmiştir. Suç, kaçakçılık ad- edildiği için bu davaya ibtısas mah- kemesi bakacaktır. ! Beykoz ve Çubukluda | Yapılacak Gaz Depoları Ingiliz Şel kumpanyasiyle belediye | arasında Beykozda yapılacak parla - yıcı maddeler deposu İnşası hakkında. ki mukavele meriyete girmiştir, Kumpanya, 250 bin Jira kıymetinde 850 bin tonluk depo yaptirdcaktır. Belediye, bu parayı, muayyen zaman- larda şirkete ödeyecektir. Diğer ta - raftan Neft Sendikat da belediye he- sabına Çubukluda Yine parlayıcı mad deler için bir depo yaptırmaktadır. Sultanahmet Sulh Üçüncü Ceza Hâkimliği On senedenberi fasılasız olarak İs- tanbul müddelumümi muavinliğinde çalışan B. Kâmil Günaz, meghut #uç- lara bakan Sultânahmet sulh üçüncü günden itibaren yeni vazifesine baç- lıyacaktır. Bay Kâmil Günasa yeni vazifesinde muvüffakıyetler dileriz. ketimize ait diğer jeologların müşa- hedelerinden istifade etmiştir. Dinamik Jeoloij, tabiat âleminde hareket halinde bulunan o âmillerin jeoloji teşekkülleri Üzerine tesirleri- ni çok açık ve canlı bir lisanla ânla- İiyor. Suların, atmosferik şartlarını nebat ve hayvan gibi canlıların ve hidrokarbürlerin toprak teşekkillle. rile münasebetlerini, tabiat âleminin mücadeleli bir romanı halinde bu ki- tapta buluyoruz. Profesör Hâmit Nafizin kitabı, yalınz Jeolojide ihtisas arayanları alâkadar etmekle kalmaz. Her fen meraklısı için bu kitap, güzel ufku- nu genleletecek ve zenginleştirecek bir vasıtadır. Hele inşaat münendiğ- leri ve su mühendisleri ve müteah- hitleri Dinamik Jeclojiyi el altımda tutup tabiat âlemini devamlı bir su- rette değiştiren âmilleri yakından ta- nıyacak olurlarsa projeler yaparken ve bunları tatbik ederken birçok he- tilardan kurtulmanın yolunu bul - muş olurlar, . KRONİK RUMATİZMALAR VE FİZİK TEDAVİLERİ Tıp fakültesi profesörlerinden Dr. Osman Cevdet Çubukçunun bu yeni e- geri, ramatizmalar hakkmda en yeni telâkki ve tedavi usullerini ihtiva et. mektedir. İkba! kütüpanesi tarafın. 'dan satışa çıkarılmıştır. Tavsiye ede- riz. v m-5.s7 Radyo Bugünkü Program: | Öğle neşriyatı: İ 1230 Plâkla Türk musikisi JS Havadis 13.05 Muhtelif plâk neşri” t 14 Son. > Akşam neşriyatı: 1830 Plâkla dans musikisi » Spor müsahebeleri Eşref Şefik inden 20 Sed) ve arkadaşlar tari dan Türk musikisi ve halk şarki 20,30 Ömer Rıza tarafından arap 20,45 Safiye ve arkadaşlı"! rafından Türk musikisi ve halk #9 kıları (Suat âyarı) 21,15 Orkesii, 22,15 Ajans ve borsa haberleri VE | günün programı 22,30 Pllkis lolar, Opera ve operet parçalari m. Günün program özü Senfonik konserler : il 2i Kopenhag'da verilecek “AYTEN senfonik konseri birçok diğer mekt ler tarafından nakledilecektir. S8 konseri Prag, Bükreş, Varşova, PS te vasıtasile tercihan dinleyiniz. 7 letilecek eserler Danimarka koi zitörlerine sittir. 23,20 Viyana Sef nik takim, Hafif konserler : 13,10 Bükreş karışık plâklar “i | Prag kısa dalgası Hatt musiki 150 | Paris kısa dalgası şarkılı könsef Mi Roma kisa dalgası karışık konstf “ Prag Bando muzika 19,30 Rome Kİ dalgası Arap, Türk ve Yunan dÜğL rinde saz ve sözler 20,05 Bükreğ iğ. şeli Viyana musikisi (şarkılı) yi Kolonya Eysold orkestrası, PİDE sonradan şarkı 21,10 Lâypzig yaları (Keman, flüt, sopran, bariton) 21,40 Prag kısa dalgasi “iL tif Ey 22 2 Eğlenceli MW. ki 22, rag kısa dalgusı Çigan 7 dosu refakatile çek ai yi Bükreş Kahvehane musikisi 23 VE yovu Radyo orkestrası 23,30 KOWPU ya: Hafif gece musikisi. gi Operalar, operetler : 15,20 Roma kısa dalgası 19 KOÜ kısa dalgası Boito'nun “otello, OP” TASI, Si Kesitaller; “ 18,15 Prag 1riyo 22 Milâno - Tİ ; no: Oda musikisi konseri, 22,30 VE İşova Şrammel kuarteti ” 15,25 Prag kısa dalgası küçük lir 16,05 Prag kısa dalgası * ala orf VA ıYS0 vE eee Belleği 5 DU grad Yugoslar halk şarkıları 2307 Lâyıpzig Piyâno' konseri 23,20 Po. grad Piyano konseri 23.10 Peşte tar konseri, # Askerlik işleri / F Şubesine Kayıtlı Yedek Subaylara Fatih Aakerlik Şabem Başkanlı dan: i 1 — Şube bölgesinde yedek sub” ların sene yoklaması 1, 6, 937 de i layrp 30, 6, 937 de nihayet bulacak 2 — Yoklamaların başlangıç 8 a hinden itibaren bir ay zarfında MÜ 4 İmdi $ 4 ıl caat etmiyen yedek subaylar da 1076 No. ir kanunun 10 uncu 7 desi tatbik edilecektir. Kimisiyle kucaklaştı, kimisinin elini öptü. Arada eniştesi yoktu. O sırada eski bir emekterm elini tut- © — muş, sarışm bir çocuk ilerledi. — Öpeyim, dayı! * Bu kimdi? Bir an düşündü, düşünmedi, çocuğun iri elâ gözlerini tanıdı, Derhal koltuklarından kaldı- rarak İki yanağından öptü. Bıraktığı zaman iki üç yaşında ancak vardı. — Veli Dayı, sen yavaş geliyoruz. Kalbi sıktlmakla beraber, gene karşıya gelenleri bırakamıyordu. Utanıyordu. Fakat Veli Ağa gün gör müşlerdendi. Işi şakaya vurdu: — Yoo! Erden Efendi! Ben seni Vilâyetten aldı- Zım gibi teslim etmeğe borçluyum. Sonra Hâfız Ha- ormun elinden kurtulamam!, Hazır bulunanlar gülüşerek delikanlıyı tekrar a rabaya bindirdiler ve gücenmiyeceklerine söz verdi: ler, Erden Günerin kardeşi Güzeli de yanma aldı. Ara- ba kaldırıma benzer bozuk taşlardan alabildiğine se- ker, sıçrarken Erden çocuğun çenesini okşıyarak 30- ruyordu : — Senin adm ne? — (Peltek) Gücel! Delikanlı bir kahkaha savurdu ? — Koca adam oldun da hâlâ (2) yi söyliyemiyor- Sun'Güzel! » — Abam da (abla) hâlâ (R) leri söyliyemiyor ya. — Aban büyüdü mü? — Oha! Senin kadar bile oldu. — Şimdi nerde? — Sizin evde, Hepciği seni bekleyip dururlar — Ablan örtmeye girdi mi? — Çoktan, hani sen gittin, işte © razaman bubam bir Şam örtüsü alkvermiş te, İşte... Abam da onu ör- tüvermiş. “Araba sarsılarak durdu. Kapalı duran ve içi crwl © Gemi kaynayan büyük bir kapı açılır açılmaz bir » Yaygaradır koptu.., evin önüne geç, biz de yavaş sa iğ MİN renin. Hâfi Hanim ağır ağır ilerliyordu, Koyu vişne çü- rüğü ve etrafı yedi sira İncili festen aşağı, omuzla- rna sarkan Mekke yazması tirşe başörtü altmdaki zayıf yüzü sakin ve balim görünüyordu. Yanakları 8 slirilmemiş temiz balmumu renginde idi. Btrafi- nı hafif bir morluk sarmış, iri siyah gözlerinde du- manh bir bakış vardı. Koka tesbihinin püskülü elle- rinin hafifçe titrediğini gösterlyordu. Ana ve oğul karşılaştıkları ve aralarında bir adım kadar bir me safe kaldığı zaman birdenbire garip ve anlaşılmaz bir tesir ile gürültü durdu. söz, yaygara, cıviltı, her şey sustu. Tuş döşeli avlunun ortasında ikisi, nefes nefese, kalp kalbe kucaklaştılar, İnce mavi damarlı beyaz eli, Erdenin dudaklarında olduğu halde, bir, üç, beş, belki yirmi saniye anasının kucağında kaldı. Ay rıldikları vakit, nereden, kimin aklına geldiyse, tit- rek bir kadın sesi ruhların içinde ve kalplerin Üze- rinde dolaştı: — Ah Abbas Efendi ah! Neredesin? Sağ olmalıy- din da ciğerparenin bu gününü görmeliydin! Erdenin göğsü dareldr, kulakları uğuldamıya başladı. Anasının ince ve üstü biraz kıvrık dudak ları kül gibi oldu. Bir an için iki kalpten hissolu- nur derecede bir ah çıkfı. Hâfız Hanim, bu yakıcı kadın sesinin geldiği tarafa başmı çevirdiği zaman gehresine gelen bir ziya parçası aitmde iki sıra göz yaşınm sivri çehresine doğru parlıyarak aktığı gö rülüyordu. Avluyu dolduranların hepsi, hemen ya- kın, uzak akrabadandı. Konu komşu bile kendileri- ni akraba kadar yakm sayıyorlardı. Onun için bü Abbas Efendi lâkrrsr, hepsinin yüreğine dokumdu. Ve bütün hayallerde, o kır bıyıklı, uzun boylu ge “ niş omuzlu erkek güzeli Abbas Efendinin hâtıra” larma dolaştı. Emektarlardan bir kadın Hâfız Hanıma yaklaşıp sordu: — Haber edelim mi? Kessinler mi? Hâfız Hanım başiyle (Evet) işareti verirken, ka- dm, ihtiyar, genç, çirkin, güzel, bir sürü kadın Er- denin etrafını almışlardı: — Maşallah in Maşallah!., Hele bir bak bana! — Ayol oğul, Hanife teyzeni tanımadın mı? Öp bakayım elimi! — Dayısı dayısı! Hele şuna bak. Sen giderken daha kırkım doldurmamıştı. Hele bakımdı, sana na- sd gülü gülüveriyor. — Erden Efendi. Eminin Hacer elini öpecek. Sütanasr, tuhaflığiyle meşhur Saçıdipten Ayşe Bacı ortalığı güldürdü: — Ayol Erdenim! Biricik oğlum! Artık hekim ol- dun mu sen? Aman yavrum! Eğer Hekim oldun- sa şu benim saçlarıma bir sağlık bul. O kadar dö- ktildü ki başımda ne fes ne mahrama duramaz oldu. Bir diğer şakser hanım bu kahkahaları katmer lendirdi : — Şuna bakmadı! Ayol sana doğuştan Saçtdipten Ayşe demişler. Altmışından #onra mı sağlik arama» ğa kalktın! “ — Öyle ama, benim köroğlu üstüme toz kondur. maz! Ona ne diyeceksin küçük hanım? — Ne diyeceğim, kına masrafından kurtulduğu için derim, i Bir kahkaha tufanı Hafız Hanımın da balmun kadar sarı, zayıf yanaklarma sirayet etti, — Hanımlar, tekbir almıyor, tekbir! Bunu ahir tarafındaki bahçeden, tesadüfen S* çidipten Ayşenin kocası haykırmıştı. Kadınlar 7 sında bir fısıltı dolaştı: — Ya, kurban, kurbanları unuttuk ayol, kurbs”” lar kesilecek. | Ve ince bir kerpiç duvarla ayrılan avluda erke” | ler hep birden ağır ağır, hürmet ve huşu ile tekbi almağa başlarlarken ana oğul taş merdiveni gi” rak eve giriyorlardı. Ötede erkekler, Hafız Han mın, âdadığı Üç tane kmalı kurbanı keâiyı Mutfakta da oğulları gurbette olan hasretli anal#* irmik helvası dağıtmağa başladılar, Sofada kız mek © tebi öğretmeni Hacı Hanımla Şeyh Muradın geli aşir okuyorlardı. Ana oğul odaya girdikten sow” en yakım akraba sedirlere sıra ile oturdular, Iki ğ last, dayısınm haremi, teyzesi, büyük kızı, hali gelini birer birer ve yeni baştan sorgu suale ladılar, — Hoş geldin. — Nasilsm? — Yollarda rehat ettin ya? — Bu kadar yıl göreceğin gelmedi mi? — Fatma ablanm oğlunu gördün mü? hırkalı, yumuk yumuk. Sana de ne kadar Yor. — Inşallah © da emisine benze Vaziyet gittikçe tabilleşiyordu. Delikanimm beyi canı geçtikçe, daha doğrusu kendine geldikçe Kİİ başka birşey, yüreğinde başka bir helecan ir ; e mi atl b Morun GECER KEN çalışırken gözüciyle etrafa bakıyordu. Bir Detail gözü kapıya ilişti. Kapmm dışarısında sekiz o den daha vardı. Iç tarafta iki elini midesinin üstünü, sarılı kuşağına sokmuş, başını eğmiş (Güzel) © ruyordu. Erden #etlendi: (Arkasi var) eli bep

Bu sayıdan diğer sayfalar: