23 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

23 Mayıs 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahkemelerde li Dün Uçüncü Asliye mah- kemesinde nüfus tezkeresi üzerinde tahrifat yapmak- tan suçlu Ahmedin duruş- ması yapıldı. Ahmedin vekili, müekke- linin 329 doğumlu olduğu- nu, bunün tezkeredeki kay- de uyduğunu ve esasen nü- İus memurluğundan gelen tezkerede de Ahmedin 329 doğumlu olduğunun yazıl. dığını ve binaenaleyh' Bir tahrif mevzuu bahsolamıya- sağını söyledi. Muhakeme, ç başka güne bırakıldı. TR AN ar, , ” , , , ş ç N ç . ç , ) N Yalan Yere | Yemin Suçlusu Dün, Asliye üçüncü ceza mahkeme. #nde yalan yere yemin eden bir suçlunun duruşması yapıldı. Muhake- menin tafsilât şudur; Davacı Necmi, suçlu Lema. dan 90 lira alacaklıdır. Leman borcun ödenmesi için o hukuk mahkemesinde açılan dava es. masında böyle bir borç (tanı madığını söylemiş borcu olma- dığına yemin etmiştir. Necmiye, yeni şahitler bularak alacak da. | vasını kazanacağını — anlaymca Leman hakkında yalan yere ye. min davası açmıştır. Dünkü duruşmada her iki tarafın vekilleri müdafaalarını yaptılar, Da» vaci vekili, Leman Necmiyeye bor» cu olduğunu üç şahitle isbat edeceği» ni, binaenaleyh borcum yok diye ya- len yere yemin eden Lemanın (ceza- Ja ıİmasını istedi, Suçlu vekili, hukuk mahkemesin- de neticelenen bir davanın tekrar şa- hitler bulunarak ceza mahkemesinde ikame edilemiyeceğini, esasen hâdise- nin iki aile arasmdaki bir iğbirerdan ileri geldiğini söyledi. Duruşma, karar verilmek üzere baş ka güne bırakıldı. RE $ o HALKEVLERİNDE İreneananmmenazsaseeenaaasi Beyoğlu Halkevinden: 25, 5, 937 salı günü saat 18,30 da evimizin Tepebaşındaki merkez bina- sında bir toplantı yapılacaktır. 1 — Konferans; lakılâpçılık mev. zuunun ikinci bus (Bay Ahmet Hamdi Başar) tarafmdan, 2 — Bu toplantıya herkes gelebi — Kaymakammkilerin de rengi Nüfus »»--, Kâğıdında Tahrifat / ha VA VA Ve Mİİ | Şarkı Davasında Son Safha Müddetumumilik tarafından müstehcen neşriyat suçile Balıkçı. lar şarkısını hazırlıyanlar hakkında açılan davaya dün de İkinci| Ceza mahkemesinde devam edildi. Duruşmada Kemal, Nazmi, Murat-——————— ——— Kap deer im | SALÂHİYET HARİCİ GÖRÜLDÜ Neriman ve Safiye gelmemi velki celsede verilen gıy uyuldu ve muhakemeye devam edildi. Bundan bir müddet evvel, karısı Ayşeyi döverek kolumu kırmaktan suçlu Rami jandarma karakolu onba- Balıkçılar şarkısın umumi adaba muhalif olup olmadığının tayini için şılarmdan Halidin duruşmasına dün birinci ceza mahkemesinde başlan - fehli vukuf olarak seçilen Halit Fahri, Mesut Cemil ve Yusuf Ziyan £ tereken verdikleri rapor okundu. Raporda balıkçılar şarkısının | yytır. Duruşmada Ayşe hakkmdaki dok- tor raporu okunmuş, Ayşenin kolun- daki yaranın parmakların oynaması» muzikli bir halk şarkısı olduğu, güftede mevcut kelime oyunla- na mâni olduğu ve tatili uzva sebebi. | Yet verdiği anlaşılmıştır. rmın bütün halk şarkılarında Idâla makamı, duruşmanın yapıl - bulunduğu ve nihayet sarkınm | halkm âr ve hicabımı rencide edecek şekilde olmadığı yazılı- masmı asliye ceza mahkemeleri salâ- hiyeti haricinde görmüş ve evrakı tahkikiyenin ağır ceza mahkemesine | yordu. Müddeiumumi, ehli vukuf raporu- tevdiini istemiştir. Kısa bir akere den sonra eyrakm ağır ceza mahke - na uyularak suçluların beraetini İs, tedi. Suçlular da raporla müddelumu. | mesne gönderilmesine karar verilmiş- tir. miliğin isteğini ileri sürerek beraet lerini talep ettiler. Kandırada Altı Genç Kızı Kaçırmışlar Muhakeme, karar verilmek Üzere ıra, (TAN) Kuzamızda hazirana bırakıldı, en hafta içinde altı kız kaçırma Meşin Ceket Yerine vakası olmuştur. e Kaçırılan kızla. Muşamba Ceket rın hepsi de 15 - 16 şar yaşlarındadır. Rıza, Ahmet, Hüseyin ve Kadir ad- | larında dört taver, evvelki gün adi| muşamba bir ceketi meşin ceket diye | 20 liraya Abdülvehap adında birisine| Bu vakaların failleri, Sorgu hâkl satmışlardır. Abdülvehap işin farkına | mi İrfan tarafmdan İzmit ağır ceza varınes polise müracaat etmiş, tAVCI-İ mahkemesine gönderilmiştir, Orta- da şikâyetçi olmadığından yaluz hukuku umumiye namına takibat ya | pılmaktadır, larm 2spsi yukalanmıştır. Her sene kız kaçırma vakaları har. Yüz Lirayı Çalan Hırsız Yakalandı iten ——— halde bu'nena er. | ken başlamıştır. Usklidarda Ihsaniye mahellesinde oturan Kemal kızı Refika, Usküdar- Gülhane Müsamereleri 21, 5, 987 cuma günü saat 17,30 da adliyesinde işini takip ederken 100 li- rasını çaldırmıştır. Polis, yaptığı a- raştırmada sabıkalılardan Ramazanı | Prof, Dr. Lüt9i Aksunun riyasetinde yakalamış ve paraları alarak sahibine | Gülhane 11 inci tıbbi mlsamerelerine vermiştir. devam etmistir. 1 — Oesophagoscople vakası, Dr. Saip Tezel Esrarlar Tevkifaneye 2 — Burun Üzerindeki kanserin Nereden Girmiş 7 (“Biectrocoagulation., ile tamamen te- davi edilmiş bir vaka, Prof Dr, Lütfi Dün sabah, tevkifanede müddeiu.| Aksu, mumilik ve polis, bir arama Yapmış-| 3— tır. Bu aramada kağmlar koğusunda | seden tüberküloz vakası. Prof, bir miktar esrar, birkaç bıçak bulun-| Abdülkadir Noyan. muş, müddelumumi > munvinlerinden| 4 — Rie apselerinde “benzoate de B. Sabri tehkikata el koymuştur. Es- | sude,, tedavi, Dr. Rüştü Orkay. | rarlarm ne şekilde girdiği araştır! - Ayni nahiyede ayni arazla nüik Dr. , Jetmislerdir. 2.5937 | “Bugün İE>EZE< Sinemasında 2 Büyük Film" 1-KESiK EL 2-PARiSLi ŞANTOZ Müthiş . Heyecan - Aşk ve korku Ayrı - >» MARTHA EGGERTH 0 Mayıs (Türkçe sözlü) ve İngiltere kralınm taç giyme merasimi Saat 11 de tenzilâtlı matine “ — A 4" Bugün Saray sinemasında el Senenin muvaffakıyeti | | a o HAT | e Görülmemiş ve yeni 4 SEN Mi ÖLDÜRDÜN? LEWİS STONE tarafından heyecanlr bir film. Dâveten: Türkçe sözlü 19 MAYIS TOP Ginge Hiç kimse SAKARYA Bütün hâsılat rekorlarını kiran ve güzellik hususunda hiçbir filmle kıyas edilemiyecek olan İngiltere Tacının incilerili İsmindeki muazzam eserin cazibesine lâkeyd kalamamaktır. Dünyanın sekizinci harikası olan bu eseri, sizinle birlikte bütün dün- yada milyonlarca halk seyretmekte ve bunun bir krala takdim olunan yeğüne film olduğunu unutmaymız. DİKKAT: — Bu film başka hiçbir sinemada gösterilmiyecektir. İLAVETEN: 1 — 19 Mayıs filmi 2 — Taksim Stadinda yaplan gençlik spor Bayramı, 38. M. VinerJOR J'un taç giyme töreni (biltün tafsl- lâtile) Yer bulmakta zorluk çekmemek için seans saatlerine dikkat ediniz. 2-415 - 6,30 - Suvare 9 Bugün İl de ucuz fiyatla matine, Suvareler için biletler 4 wan Buzün SÜMER Ayrıca görülmemiş yeni bir film ve tçünelü film olarak Gizli Vesika / NOVOTNİ Beyoğ'unun -en-serin ve kibar BAHÇESİ AÇILDI Her aksam şarkılı müzik Bira büyük kadehi 20 kr., TEPEBAŞI — DAIRE e — | Şakir. 6 — Röntgenle tedavi edilmiş bir cefen karsinom ve iki habis lenfavi tümör vakası, Dr. Vasfi, — — — am Münakaşalara Prof, Dr, Ahdülka-| ”Halk,, Refikimiz 1l Yaşında | yı 937 de Beşiktaşta Valde çe! “Muğla” da çıkan “Halk” pefiki - dir Noyan, Dr. Prof, Lütfi Aksu, prof pr. Burhan Osman, Dr. Sırrı Alıçir, Rogers - Fred Astaire tarafından şahane bir FİLMİ ve İngiltere kralmm pTAÇ GİYME TÖRENİ Bugün saat 11 de tenzilâtı matine ——— mmm mmm Sinema- dalma evvelden tedarik ediniz. Telefon: 41341 Sinemasında mammmuz Londrada İNGİLİZ KRALININ TAÇ GİYME MERASİMİNİ bütün teferrüatile gösteren renkli filmi mutlaka görünüz. SarıKaya JRAN MURAT VERA KOREN tarafından Bugün saat 11 de tenzilâtlı fiyatlarla matine ld li DAİR Ert daha sağlamdır daha keskindir A i adaha dayanıklıdır. | Ismail Hakkı ile Harbi Urum! Bugünkü Program: Öğle neşriyatı 1230 Pjâkla Türk musikisi ye film. 4 # | Havadis 13 Muhtelif plâk nesi —İ14 Son. Asyam neşriyatı: a d , 18,30 Plâkin dans musikisi “4 sında Kouferans: Ordu saylavı Seli Ür Tarcan (Londra) 20 Müzeyyen VE kadaşları tarafından Türk musş | ve halk şarkıları 20,30 Ömer RU rafından arapça söylev, 20,45 Niye fer ve arkadaşları tarafından “5, musikisi ve halk şarkıları (SaBt'4 yarı) 21,16 Orkestra 2215 AR İborsa haberleri ve ertesi günün Pig ramı, 22,30 Plikla sololar, ope operet parçaları 23 Son, Günün programı ösü Hafif konserler : sil 13 Paris kısa dalgası Konser gl Bükreş Küçük orkestra 19,30 gi kısa dalgası Karışık konser ig Prag kısa dalgasi Hafif musik Beri 18 Varşova Saat beş gayi il kisi 18 Peşte Çigan orkeğtrasi 7 Peşte Rödyo salon orkestrası Bükreş Postacıları korosu 2İ zig Askeri muzika, 21,05 Viyan kestra, kore. 2140 Prag kısa dili |8t Johann Strauss'un eseri İ22 Milâno - Florans Bando mu 22,05 Prag kısa dalgası Şopen'in Öp ve Mazurkaları 22,25 Prag kısf ii gası Konser 23 Varşova Ork 43,15 Milâno - Torino Koro Ki 23/45 Peşte Askeri musiki, Oda musikisi; 15,25 Prag kısa dalgası Yayl İlar kusrteti (Josef Suk) 22,15 ma kadınlar kuartet heyeti t& dan. konser Kesltaller: yl 18.05 Prag kısa dalgası Çek şarkıları 20,25 Viyana, Graz sari rı (Piyano refakatile) 21 Berta lonya Aşk şarkıları (Sopran, Xx 22,80 Varşova Krcislerienne (Pig no) 23 Lüypzig Hugo Wi Jam am — gi Ölüm ' Babrâli Muhaberat Ecnebiy# g esi merhum Bay Ali Agâhm beri kapı! # — yi Kârs milstahkem mevkii ında bulunmuş miralay merbuf p randa mazharı şehadet olan pe » (Bay Hikmetin hemşiresi ve vi süvari tubaylarından Bay Cemil İfikası Bayan Fatma Nedime , » 'kittenberi müptelâ olduğ has tan kartulamıyarak dün rahmet mana kovuşmuştur, Cenazesi mi | deki hanesinden öğle üzeri &3X rak makberi mahsusuna defn Pr. Cezmi Türk, Dr, Nedim iştirak | miz 11 yaşma girmistir. tebrik eder, İtir. Cenabı hak mazhar: mağfl! 5 — Bir habis anemie vakasında maktadır. iben,,in ihtilât buna benziyor. Hâfız Hanım ısrarı Üzerine, beyaz İskarpinleri tecrübe için giydi. Ayağa kalktığı vakit, küçük bir feryat kopardı, Sendelemişti, Adımını atarken topu- ğu burkularak, gayri ihtiyari Erdenin omuzuna da- yandı, — Ne oldu kızım! — Hiç ökçesi biraz çarptı da.. Hâfıs Hanım on iki santirı düdük gibi ökçeyi yeni görüyordu. Pek hoşuna gitti. Geniş bir tebessüm 80- lak dudaklarından ayrılmıyordu: — Şöyle, biraz öteye git kızım! Ah, ne güzel ne güzel! Fidan gibi oldun Güner, Bak oğlum bak!,. Ne kadar yakıştı kızıma! — Günere her şey yakışır. Genç kız Erdenin titriyen ses'le kıpkırmızı oldu. Gözlerini yere indirdi. Ve derhal iskarpinlerden çi kardığı küçücük ayaklarını boncuklu mercan terlik- lerine sakladı. Tekrar bavullarm başıma çömeldikleri vakit, Hâfız Hanım teyzesile, saklanmak istiyen bir hayret içinde kaldılar. Ve her ikisi de birer ucundan tutarak (Bu nedir?) gibi Erdene baktılar. Bu hayre- ti hissetmemiş görünerek: — Boa, dedi. Pek zarif idi de. hem Günere bu daha çok yakışacak — Boa!.. — Bon mı? — Ötekisi de manşon! Ve izahat verdi. Ne olduklarmı öğrendikleri zaman fkisi de gülmiye başladılar. Hâfız Hanım: — Dâhi kafa! Ben nebileyim oğul! bunu gördüm de bir tahtacık deri getirmiş, bundan kürk çıkar mi diye şaşa kaldım. iner gittikçe alışıyor ve alıştıkça konuşmıya baş- İıyordu. Manşonu göstererek: — Ben de teyze! Zahir, dedim, kendisine göre kal- pak almış ta bunlarm İçine karışmış. Amma içten içe dedim ki iki tarafı delik kalpak olur mu ? Bunu —No.13— tepesi nerede? Erden izahatını tatbika mecbur oldu. Güneri aya- ğa kaldırdı. Boayı boynuna attı, bir ucunu omuzu» na çevirdi, Manşonu ellerine geçirdi. Ve kolundan tu- tup aynanm karşısma götürdü. Güner, açık sarı be- nekli koyu kumral kürk içinde çehresini gördü. Yü- zinde memnuniyetle gururdan doğan bir kırmızılık vardı. Erden, yanmdâ derin bir zevk ve hayretle kendisini seyrediyordu. Hâfız Hanım: — Dön banâ, dedi. Göreyim seni, Genç kız vaziyetini bozmudan teyzesine döndü. Ih- tiyar kadın kaşlarını yukarıya kaldırarak ve başı biraz sola eğerek uzun uzun baktı, Ve kendi kendine söylenir gibi: — Kimbilir, dedi, çocuklarınız ne kadar güzel o- cak... Oğlu dudaklarımı ısırdı, Güner sendeledi ve yanak- larından ateş fışkırarak, süratle odadan kaçtı. Acele sinden boayı, manşonu bırakmayı, yahut çıkarma- yı unutmuştu. Aşağıdakiler onu o halde görünce, göstermiye geliyor sandılar ve hepsi etrafına Üşüş- tüler. Hayret edenler arasında ibtirazla sokulup eli- ni kürkün tüylerine sürenler de vardı, Nihayet hir kadın anlattı; — Ben böylesini Konyada #ördüm. Bir fernk ko- konası taşıyordu. — Frenk kokonası mı? — Ya,. Amelika hekiminin kayısı. Bunu onlarta yır, Güzel, kadmların renkli şalvarları arasmaan gö- rünmeden okularak, ablasına yaklaştı, manşonu kapar kapmaz kaçtı ve kuyunun öte tarafında başma geşirdi. Yüzü kocaman kalpak içine gömülüp kal - mugt, Güner kızdı. — Ver onu! Kurabiye suratlı sen de! Diye azarladı. Ve uzun, şakalı, hiddetli, feryatir, kahkahalı bir mücadeleden sonra manşonu çocuğun elinden kurtardılar, | Anayurdu Baba Kurdu Erdenin dört sene sonra baba ocağına gelişi, ka- sabada büylik bir hâdise oldu. Daha geceden her evde, her kahvede sözü oluyordu. İttihat ve Tarakki klubünde. donanma, müdafaai milliye şubelerinde akşamdan sonra toplanmalardan köşe berberin çar- dak altına serdiği hasırda yan gelenlere kadar her- kes Erdenden bir hüvadis, merhum Abbas Efen- diden bir hatıra, Hâfız Hanımdan bir İyilik, kesilen kurbanlara ait bir fıkra anlatıyordu. Kasabada kal» miş eski mektep arkadaşlarından bazıları, için için bir teeselir duyuyorlardı. Bilhassa Erdenin sütkardeşi Ali Efendi hazin bir süküt ile bunları dinliyor ve kafasmdan başka şeyler geçiriyordu. Onun da serveti olsaydı, belki o da İstanbula gi- terdi, kimbilir, ya avukat, ya böyle doktor yahut... — Vergicinin yine bir düşüncesi var... muvaffakıyet dileriz. yursun. le olacak aklından yine beyitler düzüy — Geçende bir koşma düzmüş amma da kıy tı ha, — Ne idi o Ali Efendi? yi Ali Efendi kasabada riştiyeyi bitirip vilâyet de biraz okuduktan sonra memleketine dönmüş çim derdine atılmıştı. ni Abbas Efendi gibi birkaç baba dostunun yardı yi kayrıldığı hükümette tiç senede nihayet birkaç pir kuruşlu bir'vergi kâtibi olabilmişti, Bir anası, hemşiresile merhum babasından kalma tarlay? sime vererek geçiniyorlardı. Bununla beraber. o gici şairdi. Daima eski divanları karıştırır, FuzU z ezberler, Nedimi dilinden düşürmez, fakat Yu” Emreyi, Bayburtlu Zihniyi koynunda taşırdı. Öd bir de Bozkırlı (Çoban Ali) si vardı. Bu Çoban a beptinden üstün tutardı. Çünkü Çoban Ali, Five göre bir çoban imiş, ümmi olmasına rağmen n* ii leri, koşmaları, kasideleri dillerde destan olma Basılmamış divan: vardı. Vergici bu divane 0 olduğu: söylenen el yazması bir nüshasmı il si vef Bozkır belediye kâtibi ve tarikatı aliye müritleri Hasan Efendide görmüştü. Hasan Efendi ehlidili çabuk anlar ve takdir eder takımdan olduğunda? gicinin ricasını kabul ederek bir kopyasını ali MW müsaade etmişti. Vergiciye şairliğinden dolayi “ye Aşık Ali diyordu. Yazdığı bazı gazeller hattâ © mak bilmiyenlerin bile yarım yamalak hâfısal da idi Fakat yeni müftü ile müderris Andaval c& bu gazellere düşman idiler. Tasavvukla kar olan mısraları her İkisini de sinirlendiriyordü bahat vergicide yoktu. Ve eğer bu bir kabahat onu Yunusun. Çobanın tesiratında aramalıyâi" Etendi, o günün edebiyatını da takip etmek 2 du, lâkin bunu bir intizama sokamıyordu, PM krt olduğu için, ancak klübe gelen kitap, gaset* mecmualarda okuyabilmekle yetimsiyordu. in (Arkas v8

Bu sayıdan diğer sayfalar: