3 Temmuz 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

3 Temmuz 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahkemelerde ” Sah Dün Ağırceza mahkemesinde bir sahte mek. tekarlık gra e “ Ş * Parkta Uyurken Pabucunu Çaldırdı! 0 Dün, Meşhat Suçlar Müddelamemiliğine ? ( veni bir çift pabuçla 50 kuruşun çalınmasın. V 4 dan doğan bir dava intikal etmiştir. Hâdise i N sudur: ( 8 İsmail isminde 15 yaşında bir çocuk, kendi , çalıştığı fabrikaya 150 kuruşa bir ayakkabı $ knamesi tanzim etme davasına baş- Suçlu yerinde Edirnekapı Rum mektebi irü Yosef Haçapulos vardı ve mevkuftu, göre, 36 senedenberi ekaliyet mektep- e hocalık ve müdürlük yaptığını ve yaşı ış beşi aştığmı söyliyen suçlu, #ınıfta kal. lim gelen talebeye sınıfı geçmiş gibi di ikin verdiği gibi mektebe hiç devam et- İyen çocuklara da smıfı geçmiş ve devam et- i gibi tasdiknameler dağıtmıştır. Dün, mektetin muallimlerinden Madam Tomayı Sahte tasdikname alan iki çocuğun babası şahit ak dinlendiler. Suçlu daha ziyade türkçe, yurt “tarih ve coğrafya derslerinin numaralarını suretile çocukları sınıftan geçiriyormuş. ye verdiği bir istidada kendisini şöyle a ediyordu: , m, Yorginin oğlu Koço Ka- olos'un tasdiknamesindeki türk le yurt bilgini numaralarını 3 ola- ni Çünkü muallim Orhan alt not defterlerini kaybet- , yaptırmış ve Gülhane Parkına giderek ağa- & ca dayanmış ve uyumuştur. Cebinde elli ku- N ruş ta parası varmış. Uyandığı zaman hem N ayakkabısının, hem de cebinden parasının 9 aşırıldığını görmüş ve araştırmalarına rağ- men bir ipucuelde edememiştir. İsmail, Galataya geçtiği zaman yeni ayakkabısının Hasan isminde birisi tarafından giyildiğini görünce hemen polise yakalatmıştır. Hasan, 4 bu ayakkabıyı görse tanıyabileceği bir adam- 4 dan (70) kuruşa aldığını söylemiş ve geç # vakte kadar da bir polisle o adamı aramıştır. $ Bulamayınca polis, kendisini suçlu olarak Meşhut Suçlar Müddeiumamiliğine vermiş- 4 tir. Sultanahmet Sulh Üçüncü Ceza hâkimi 4 kararını verecektir. İm İİ A a | ADLİYE VEKİLİ BİR Vaniköy Kazasının — | Tahkikatı | byünde nişanlısı Necdeti ka iiren Bâyun Suat hakkında. | ki tahkikat iki güne kadar bitirile.| cektir. Bayan Sunadin ilk ifadesini bizzat, Ümküder miiddetumumis! B. Tahsin almıştır. Kendisinde hiçbir sinir Arası görülmediği gibi böyle bir Jiddiada yapılmış değildir. Tahkikata dikkateizlikle ölüme sebebiyet nok- tasmdan devam edilmektedir. Netice de tevkif veya ademi tevkif kararı| veriletektir, Sahtekârlık Suçluları Beraet Ettiler Ağır ceza mahkemesinde bir sene denberi devam eden bir sahteklirlik davası neticelendirilmiştir. e Tddiaya göre, Bay Cemil, Herant ve mübaşir Kenan isminde Üç kişi, Pozant adi: bir komisyoncunun evini sahtekârlık lâ satışa çıkarmışlardır. İlk zaman- Julardan Cemil ve Herant edilmişler, sonra da serbest bı rakılmışlardır. Ağır ceza mahkeme- si, bu davayı bitirmiş ve iddianın bit olmadığı neticesine vararak ular hakkında beraet kararı ver m9 Yer kaldımı! 30 Temmuz Loyid Vaporile Venediğe Londra Paris Berlin Bükreş Ayrıca Playmuttan Hamburga Şi 2 günlük Transatlantik seyahati Gi Kayid olmağa acele ediniz l Sonbaharda PARIS SERGİSİ Hareket 10 Eylül Cuma sabahı Brindizi yolile âyrıca Roma - Prag -Viyana - Peşte - Bükreş Şehirlerinde Otel . ve yemek Müracaat Beyoğlu NATTA “mann (Telefon 44914 — Bir Cinayet Davası Dün ağırceza mahkemesinde Beykoz lu mütekait İbrahimi öldürdükleri i- çin tevkif edilen Receple İbrahimin karısı İrfan ve kainvaldesi İfakatin muhakemelerine devam edildi. Hâdi seyi müteakip tahkikata el koyan! Fatih merkezi ilçüncü komiseri Sü- leymanla diğer üç memur dinledi. Gelmiyen şahitler için muhakeme talik edildi Başkâtipliklere Tayin Edilecek Yeni Mezunlar Ankaradan Adliye Vekâleti 50, 45, 40, 33 ve 30) lira asli maaşlı Daşkâtip ve kâtiplik ler için yeni tahsisat kabul etmiştir. gelen bir habere göre, | 22, iRadyo Bugünkü Program Öğle Neşriyatı: 12,30: Plâkla dans musikisi, 12,51 Havadis, 13,05: Muhtelif plâk neşi yatı, 14.01 Akşam Neşriyatı: 15,30: Plâkla dans mus za tarafından arapça söyle Türk Musiki Heyeti (Saat âyarı) 21,15: Orkestra 22,18: Ajans ve bor sa haberleri ve ertesi günün progra mı 22,30: Plâkla sololar, Opera ve o peret parçaları 23,00: SON Günün Program Özü * Hafif Konserler: 7,10 Berlin kısa kısa dalgası: Plâk, 9,45: 7,30 : Orkestra konseri. eKza. 11,50: Keza. 13 : Koni 13,10 Blikreş: Radyo salon #1, 14,15 Paris kısa dalgası: Konser 14,45: Plâk. 15: Konser nekli, 15 Mos | kova: Konser nakli, 15,30 Roma kı. sa dalgası: Barzizza'nm idaresinde karışık program. 18 Varşova: Or. kestra, 18,30 Moskova: Konser, 19,03 Bükreş: Askeri bando. 19,20 Peşte: Plâk konseri. 20 Varşova: Hafif mu- siki. 20,25 Bükreş: Hafif masi 20,30 Paris kısa dalgası: Konser nak 4. 2115 Lâypzig: İki karışık 2140 Prag kisa dalgu i: 21,40 İtalyan postaları: Hafif musiki. 5 Varşova: Koro konseri, 22 Prag kısa dalgası: Konser. 22. Peşte: Opera orkestrası, 2245 Bük- veş: Karışık müsiki. 23,05 Prag kısa dalgası: Karısık program. 2330 Bu suretle hâkimlik sâlâhiyetini haiz mekteplilerden başkitip ve kâtipler de tayin edilecektir. Bunun sebebi hu kuktan çıkan bayanların İstanbuldan başka yerde vazife almak istememe- leridir. Bunlar şehirlere başkâtiplik lere tayin edileceklerdir, Henliz müd deiumumiliğe tebliğat yapılmamıştır. Vitol lüs etinden 20 bin lira ihti. in tevkif edilen şirketin muhasebecisi dün ikinci istintak hâ kimi tarafından isticvap edilmişti vasıdır. Şoför dün öğleden n bu işi bana havale etmişti. » bir de imtihan numarası ik numarasını beşe çıkardım ve de 3 yaptım. Bizim ckalli- gehadötname ve erin resmi mekteplerde meti yoktur. Oralara talebe anla alınır. Beni tahliye ediniz. opolosun babası Yorgi şun - iyledi: oğlumun dördüncü atnıftan iye geçtiğini billyordum. Bir tüdür çağırdı. Meğer suçlu oğ- ise mütevellisi olan babamın yüksek numara vermiş ve Madam Tomayı: “Karato tim mektepte talebedir sinif İm tı, Bunu ben ve bütün mu- biliyoruz. Halbuki müdür sınıfı geçti diye tasdikna - nu Maarif müfettişi tetkikinden öğren - r çocuk kat'iyyen. Bizim ta- İz değildir., dedi. Mahkeme, i Orhanin şâhit olarak çağı- : ve bu tasdiknamelerin bir okıp olmadığının Kültür di- DAVACI VE SUÇLU İLE GÖRÜŞTÜ Adliye Vekili Şükrü Saracoğlu, dün İstanbul Müddetumum ile beraber İstanbul tevkifanesini ve Beyoğlu adliyesini gezmiş, ! tetkikler yapmıştır. Vekil, evvelki gün saat 18 dede Adliyeye gelmiş ve Müddeiumumi Hikmet Onatın odasında meşgul olmuş- tur. Vekil, burada İstanbul İcra Reisi ükten sonra Müddeiumumi ile beraber Ağırceza malı-| dar görüş! kemesine çıkmış ve dinleyicilerin arkalıksız sıralarına oturarak; , iki muhakeme Bunlardan biri dürdüğü için 9 sene hapse mah- küm olan ve hâdise işlendiği za- man katilin nikâhlısı olup olma- dığı tesbit edilmediği için Tem- yizce bozulan bir davadır. Ikincisi öldürme kastile Mustafayı tabanca İle yaralıyan Şahindenin mühakemesidir. Şükrü (Saraçoğlu, muhakemeler bittikten sonra mah- keme salonunda reis Refik, âzü- lemiştir. | karısını öl. | tiyacının Yakında halledileceğini söy | ve 3 lira para cezası vermiştir. lemiştir. Vekil, bundan sonra, asli- ye ikinci ceza mahkemesine uğrâ- mış, burada da birinci reis Kemal, âza Kâşif ve aza mülâzimi Bayan Nigârla mesleki görüşmeler yapmış, kanım. Jar ve ihtiyaçlar hakkında fikirlerini sti. Vekil, davacı ile suçluyu dinledi Bundan sonra aşağıya inerek müd delumumilik müuavinleri heyeti oda. #ma girmiş ve bir meşhut suç soruş- | sonra Emine adlı bir müşterisini Top | kapı dışmdaki Maltepe; yolda otomobilin patlıyan tamire başlamıştır. Ru sırada Mu zatfer adlı bir genç gelmiş ve otomo- bilin içindeki kadınla konuşmak iste- Hamdi ile yarım saat ka- | /lealarını söylemişler, Ve vekil de bu lar ve Müddelumumi Ahmet Remzi İle | masını dinliyerek davacı ve suçlula- konuşmalar yapmış ve işlerin eskiye |rı bizzat istievap ettikten sonra ken- günden sorulmasına karar muhakemeyi talik etti, Yok canım polis işte.. Takım kumandanı da oraya hineik geldi. Alâ, Ben de şimdi, bir lâhzada hükümetin hu- ım. Siz gidiniz, ardınızdan yetişirim.. Seni ulmadan gidemeyiz. iz polis efendiye diyiniz ki o efendi jandarma» , gelmezmiş, kendi gelirmiş, nnallahı maassabirin! 5 böyle çavuş. tekrar kapıyı kapadı. İki jandarma dışarıda ribiriyle hır gür etmeye başladılar. Erden vaziyetin tikçe münasebetsiz bir şekil alacağını anladı, Ve çını sldı, ahır tarafındaki kapıdan arka soka- Ve Bekire: yük kapının önünde Iki jandarma var, Onla- de ki, efendi, öteki taraftan hükümete gitti, boş boyuna beklemesinler. . Hükümet Kapısından girerken, idare meclisi aza- ndan eski bir baba dostiyle malmlüdürüne tesadüf İk e kelime ile işi anlattı, Merak ettiler. Mal Ben de geleyim. — Ben de geleyim. di, Erden reddetti; Daha meseleyi bilmiyoruz. Hele bir ben gide- , İcap ederse. Teşekkür ederim. “ sofada bir sürü kadın, çoluk çocuk kaynas- Herkes bir derman için geldiğini söylüyor ve den dertli döndüğünü yana yekıla anlatıyordu. perdesi üst pervaza vurulmuş bir kapmn ö- durdu. Üstünde (Polis dairesi) yazılmış, pis, okunmaz İevhayı görünce parmağının uciy- yurdu, ses veren olmadı, bir daha vurdu, p yok. hir, diye söylendi, Bundan çakmıyorlar. e kapıyı açıp girdi. Iki basamak merdivenle asıl ılıyordu. Sağdaki muşamba kaplı kirli ma- nisbetle ne şekil aldığını, mahkemele- | dilerine nasihatler vermiştir. rin ihtiyaçlarını sormuş ve bina ih- İ Bu bir döğüşme ve sövüşme da- miştir. Şoför, buna mâni olmak için Muzafferi oradan uzakl, Meyil n. is- il ağız kavgası dö cer olmuş ve bu arada da otomo- bilin radyatörü yanmıştır. Garnet sü BE i suçlarmı tespit et- ere 2 gün hapis ve ira para, İsmaile de 3 gin hapis Ağır cezalı suçlar Vekil, müddelumumilikten ayrılma dan evvel müddelumumi muavinler den Sâdrettin, Kemal ve Ferhat ile konuşmuştur. Bunlar bilhassa meş- but Suçlar kanununun ağir cezalara da teşmili meselesi üzerindeki müta- mütaleâları tasvip edici cevaplar vermiştir. Şükrü Saraçoğlu, saat 20 de müddelumumilikten ayrılmış- tır. Vekilin dün icra reisile yeni icra teşkilâtı Ve bina meselesi etrafında görüşmeler yaptığı ve bazı direktif. ler verdiği anlaşılmaktadır, İda Renkli Kedi Davasında Dün asliye ikinci ticaret mesinde sirkeci A kantacı Çiki ale mahxe- din Macar lo- yhine açtığı tazminat ma, devam edildi, Tibbz Adilden gelen raporda sirkeci Ahmedin kar- sının kendisine vasi tayin edildiği bil | 23.54 diriliyor du rısının çağırılması Meke Ae amir in talik edildi. Açık Teşekkür Çok huzikane bir ameliyat netice- sinde beni akeciğerimde teşekkül et- miş olan bir buçuk kilo ağırlığındaki birkist.idatik'ten ve dolayısile ani ve muhakkak bir ölümden kurtaran bü. Li ve ünlü operatörlerimizden Prof. | Dr. Bay M. Nissen'e ve tedavimde a- sami ihtimam gösteren ve bana Karşı | daima nazikâne munmelelerde bulu- nan genç ve muktedir doktorlarımız. dan Bay Hâzım, Ziver, Sacit, Salt, Ce- mal, Suphi, ve Muhsine derin minnet ve şükranlarımı alenen sunarım. İ Peşte: Çiyan orkestrası: Operalar, Operetler: 14,25 Bükreş: Strauss'un “Rosen- kavalier,, op&rasından plâklar, 1835 Romu kısa dalgası: Rossini'nin “Bar bier de Seville,, operası. 20,25 Viya- na; Operetlerdan mürekkep popuri. 22 Roma: Verdi'nin “La forse del destino,, operası. 2205 Varşova: “Grinzinge macerası, opereti. Resitaller: 16,15 Roma kısa dalgası: Napoli şarkıları. 17,30 Varşova: Sopran ve bariton refakatile piyano, 22.25 Prag kısa dalgası: Silezya sarkıları. 22,40 Viyana: Beethoven'den piyano Bonatları, 23,30 Milâno, Florans, Tri- yeste: Şarkı resitali. Dans Musikisi : 21,15: ürün, ypal px Viyana, Ypzig. 19,30 Roma kısa dalgası: Arapça, Türkçe ve Rumca kismen musikili program. Doğum Bursa Osmanlı Bankası memurla rından Bay Emin Bayçunun bir kızz dünyaya gelmiştir. Yavruya uzun ö- mlir diler, baba ve annesini tebrik ederiz. şen Her akşam a, Panorama'da Mi Kuleli Süel lisesi coğrafya öğretmeni M. Niyazi Erenbilge İ — Nasil en emir değil? Ben haber gönderilir. — Sen hükümet değilsin ki, “RA KA GUNDUZ —No.ö2.— sanm Üzerinde İki boş sahanla bir kaşık ve bir kırık testi vardı. Soldaki küçük masaya, on eş, on altı yaşımda bir çocuk yaslanmış, yırtık pırtık bir defte- re birşeyler yazıyor. Karşıda pencerenin önünde büyük masanm İki yanlarında da iki kişi oturmuş, bunlardan biri polis komiser muavini olduğu ünlfor- masindan anlaşılıyordu. Diğeri genç bir jandarma .avuşu idi. Erdenin ilerlediğini görünce, komiser muavini kuş bakışıyle baktı, Kaşları pek çatıktı. Bu, mısır püskü- lü renginde, uçları yanlarına düşük yarık sarı bıyıklı son derece çopur, çini mavi gözlü, zayıf, ufacık tefe- elk, kırklık biri idi. Jandarma çavuşu, yirmi, yirmi beş yaşmda, son moda kesik bıyıklı, kırmızı yanaklı siyah ve taranmış saçlı, kıliği kıyafeti temiz ve ol- dukça şık bir gençti. Erden nâzik bir selâm verdik- ten sonra komiser muavinine sordu: — Beni istemişsiniz? — Tıbbiyeli E Efendi sen misin? — Evet.. Niye aradınız? — Susl sormak hakkı bizimdir! —.Peki öyle olsun., Sorunuz. — Şimdiye kadar nerede idin? — Evimde. — Orasını biliyoruz. Niye rum. — im vardı, yemek yiyordum, Kahvemi daha bi- tirmemiştim, gelmedin? diye soruyo- — Vay beyim vay! Bunun için mi — Evet, Erden etrafına bakindı. Muavin yer göstermemiş- ti, Jandarma çavuşu anladı.. Eliyle masanın karşısın daki iskemleyi çekip uzattı; — Buyurun, oturunuz beyim. — Teşekkür ederim, Jandarmanın bu nezaketine karşı, baktı. Erden tekrar sordu: — Beni niye İsteğiniz? anlıyalım, — Sebeplerini söyledim. Ttidalini muthafaza etmek için bütün kuvvetini topluyor. Ve arasıra alt dudağını, canı yanacak de- receğde ısırıyordu. Muavin elindeki kalemin sapını, pis bir defterin Üzerine vurarak : — Sen, dedi, Hükümetin emrine böyle mi riayet edersin? — Nasıl hlikümetin emrine? — Nasrl olacak? Sana gönderilen emir. — Bana hükümet bir emir vermedi, — Ya kim verdi? — Kimse vermedi. — Senli çağırıyorlar demediler mi? — Dediler, — Gördün mü ya? — Bu bir emir değil kı. velâ sen niye naz edip gelmedin? Orasmı bir — Ya — Polis komiser muavinisin, Hükümet, adamı böy Je çağırmaz, böyle de emir vermez. Onun yolu, er- ânı var, Onunla emir verir, onunla çağırır. Jandarma çavuşu, beyaz fakfon tabakasını Erde- ne uzattı, | — Teşekkür ederim. kullanmam. — Bir kahve içer misiniz? — Şimdi içtim. — Belis yok.. Kahvecimiz iyi pişirir. Nuri Efendi, kuzum bize üç kahve söyler misin? Masa başında defter dolduran çocuk, ayağındaki yırtık yemenileri sürüyerek kahve ısmarlamaya git- ti, Muavin, jandarma cavuşunun bu zımnen nezake- te devet edişini anlar gibi oldu. Sesini bir perde al- çaltarak: — Azizim, dedi. Ne olursa olsun, size bir haber, yahut emir gelmiş. Herhalde riayet etmeli, iphesiz komiser efendi. Ben de yemek yiye- yim, gelirim dedim. Siz de benim, bu hakkıma ria- yet etmeliydiniz. Ortada ne var, ne olmuş? Bir elir- mü meşhut olsa, bir mühim vaka maznunu bulun. sam pekâlâ... Jandarma çavuşu söze karışmadan men'i nefsedö- medi, Komiser muavinine: — Selim Efendi, birader, kimbilir ne sultefehhlim oldu. Bizim İkmalci Gazi babaları bilmez misin? Tut dersin vurur, vur dersin öldürür. Bâhusus Erden Bey bü muameleleri pekâlâ bilir. , — Şüphesiz efendim. Yalnız elân ortada anlaşıl- mıyan bir mesele var, Emir verilmiş, Dinlememişim, Bu ikinci mesele. Onu mademki buradayım halleder- siniz. Asıl meseleye gelelim, Beni niye istediniz? Komiser muavini, karşısındakinin kolay kolay bü- külür, kırılır takımdan olmadığını anlamıştı. Sahte bir gülüşle: (Arkası var) gelmiyordun? muavin dik dik

Bu sayıdan diğer sayfalar: