7 Temmuz 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

7 Temmuz 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 * ” . Necdet yatakta Son kozunu © Oynuyor lüyor. dini tuşla yenemediğini, ir ediyor. hlivan ise şunları söylüyor: “pu da alırım. im zdim a... Hakemin Sözü Geçmiyecek mi? ceği ümidini izhar eylemiştik. nizamnamesini le nakzetmiştir. Konyada Güreşler Tuna şampiyonu men galip ilân edildi. “ Amerikalı Amerikan boğası ile iddinlr bir gü- tutarak Amerikalının kemerini a- in Mülâyim Pehlivan, rakibinin son davetini de kabul etmiştir. Geçen haf. taki güreşin neticesine Amerikalı İ- ederek yenilmediğini söylemek. Amerikan boğası fazla olarak ni geri istemektedir. Çünkü, tömeri ortaya koyduğu vakit, tuşla yenişmek şartmı ileri sürdüğünü, o Mülâyimin de kabul ettiğini söy Geçen haftaki güreşte Mülâyimin, hakem Dün, matbaamıza gelen Mülâyim — Hakettiğim kemeri yenmediğimi ddin ederek benden istiyorlarmış. | © kemeri kollarımm hakkile al- , Geri vermem. O kemer öldü. O- ir dünyada benden geri alabilir. A- ha isterse, bu cuma yapacağımız gü- te Amerikalmın kemerine karşı o- ın ustası olan eski dünya şampiyo- Zibisko kendi kemerini koysun, 0- Amerikalıyı yenmiye gelince, ben “onu tam üç kere yendim. Ama ha- “kemler saymamışlar. Buna karşı ne pabilirim. Hem karşımdaki pehli- hem de hakemleri beraber ye- © Güneş — Gençlerbirliği maçında ” Bizamsiz hareketlerinden dolayı ha- sm Nihat tarafından oyundan çıka- ilan ve Milli Küme nizamı mucibin- te mütcakıp maçta oynıyamaması m gelen Ankara (o Gençlerbirliği n Halit ve Kadrinin hakem fından çıkarılması haksız oldu - u ve binaenaleyh Gençlerbirliğinin ç Güneş maçını takip eden Ankarsgü- pi İle karşılaşmasında bu oyuncula- rın nizamlara olan aykırılığma da “merkez tarafından karar altına alın- tıştı. Biz bu haberi verirken kara- 5 nizamnalara olan aykırılığna da NECDET Fatihte Çoban apartımanmda otü- Tan Güneş oyuncusu Necdet yatağın- nü başından geçen hâdiseyi şöyle an- dat: “— On senedir futbol oynuyorum. | bulundum. İlk devrede oyun hâdise- siz geçti. Fakat Galatasaraylılar dur- madan favul yapıyorlardı. Hakem to pu takip ediyor arkadaşlarımız tek- i me yiyorlardı. Ben bir aralık topu kaptım, slirmiye başladım. Gündüzü gelen Galatasaraylı Reşat bacakları- min arasma şiddetli bir tekme indir- di ve ben yere yuvarlandım. Hakem bu sert hareketi bir favnl cezasile karşıladı. Ve işte görüyorsunuz ki, yatıyorum.,, İSMAİL Güneş klübündeki odasmda hasta 1 i| yatan İsmali de başmdan geçenleri süren Amerikalı, bu cumaki güreşte şöyle hikâye ediyor: “— Bir aralık yere düşmüştüm. Bu sırada arkadan böbrek nahiyemin İöstüne kuvvetli birkaç tekme indi. Sonra başıma üşüştüler ve işte gür düğünüz hale geldim... ÖTEKİLER Güneşli Melih de diyor ki: "“ — Biz pazar günü maç yapma dık, Gazadan çıktık, Fena halde iztı- rap çekmekteyim. Yataktan ne 7 man kalkacağımı Allah bilir.,, Güneşli yaralılar arasmda ayakta dolaşabilen Salâhadâindir. Maçta ye- diği tekme yüzünden bir ayağının 2- delelerinden birisi kopmuş. Diyor ki: “.- Ne ise.. Ben yine ucuz kurtul dum. Bir ayağımın adalesi zedelen- miş. Şimdi bunun tedavisile meşgu- tüm.,, Güneşli İbrahim de çenesinden ya- tan sonra ilk muavene eden Alman hastayesi nöbetçi doktoru şunları an- İlatmaktadır; “.. Necdetin ve İsmailin yaraları çok tehlikeldir. Ciddi tedavi ister. İ Aksi takdirde sakat kalmaları ihti. mali vardır.,, Yaralılar Üzerinde röntgenle mua- yene ve tetkik yapan doktor Kenan Hasan da şu İzahatı vermiştir: “ Necdetin husyeleri üzerinde, tekme neticesinde türomatik bir ken toplama vardır. Biraz da apse mlşa- hede edilmektedir. Benim kanaatime işmret etmiş, fakat Futbol Federas- onunun bu mukarreratı düzelttire- © Yaptığımız tahkikat neticesinde, ençlerbirliği, umumi! merkezin ka- ma dayanarak bu cezalı oyuncu: “ardan Halidi son Ankaragücü ma- 'çında oynatmış ve böylece Milli Kü- 4 umumi merkez © Konya, 6 (A.A.) — Atlısporun ter tip ettiği güreşlere giren Tekirdağlı " Cort'u, Tbrahimi yendi. Koç Ahmetle önenli Mehmet güreşinde Mehmet | Salâhaddinin vaziyeti; bu oyuncu- | yen veda etmeleri lâzımgeleceği ka- göre, Necdete ameliyat yapılmalıdır. Bilhassa ihtilâtın önüne geçmek için ciddi tedavi ve müdahaleye lüzum vardır, Bir ay kadar da yatakta kal- malıdır. TEDAVİ LAZIM İsmailin böbrekleri, karaciğeri tek me neticesinde müteessir olmuştur. Leyen kemikleri üzerindeki zarda da ütihap müşahede edilmektedir. İs- mall herhalde on beş gün kadar srkı bir tedaviye mühtaçtır . Melihe gelince; tekmelenen ayağının kemiklerinde nedbelerle müterafik kemik zarı iltihabı ve mafsalmda da su toplama müşahede edilmiştir. Bir ay kadar elektroterapi tedavisine il- zum vardır. nun tahzin ketniğine merbut adale- da yatıyordu. Yediği siddetli tekme yüzünden husyeleri şişmiş. Pazar gü- Tik defadır ki, bu şekilde bir maçta geçmiş, pas vermiştim ki, arkamdan | $ ralanmış, Klüpte dolaşıyordu. Güneş | Ii Cihadın da kolundan bir yarası var. | İ MUAYENE EDEN DOKTORLAR Doktorlara gelince; yaralıları maç- | Tekmeli Maçın Yaralıları Maceralarını Anlattılar Doktorlar Diyor ki: Yaralı Sporcuların Spora Veda Etmeleri Pazar günkü yumruklu, tekmeli maçın akisleri devam ediyor. Yaralı Güneş oyuncuları tedavi altımda bulunuyorlar. Bu spor faciası hakkında, Türk Spor Kurumu tarafından tahkikata baş- lanmıştır. Biz de muharrirlerimizi yaralı sporcularla ve bunları muayene eden doktorlarla konuşmaya memur ettik, Muharrirle- rimizden birisi, Güneş takımının yaralı oyuncularını ayrı ayrı gör- müş, pazar günkü facianın tafsilâtını bir de onların ağzından tes- bit etmiştir. Şimdi sözü muharrirlerimize bırakıyoruz: | Tevilcilere ? :Toptan :Bir Cevap ? (Yazan : Eşrek Şefik) © Haşin Galatasaraylılık taraf. g Ö tarı olan bazı kimseler, son hâ- İ disenin tevilterini uydurmıya ça- ğ £ leşırlarken ismimi dillerine dola- g mış tekrarlayıp duruyorlar. Kav- $ © gaya güya yazılarımın sebep ol. # duğunu iddia etmek istiyenler # V hayallerinde tertipledikleri tah # $ rik eelici yazılardan bir setır da: # © hi ortaya koyamamaktadırlar. ? Bu gibi boş mazeret ve teviller- © © te işi örtbas etmiye çabalıyan * sert Galatasaraylılık taraftarla- rma şunu hatırlatırım ki: Galatasarayın simdiyo kadar yaptığı maçlazm kaçta kaçında ç kavga çıktığı herkesçe maalüm- dur. Hoyratlık sevenlerin genç- ler üzerinde bıraktıkları tesirden 4 doğmuş olan bütün kavgaların suçunu herhangi bir çevirme ile bir kişiye yüklemek ve Galata- g sarayın hâdiseli | maçlarını ha- ğ tıralardan silmek kabil olsaydı, g o gibilerin sahte gayretlerinden bir şeyler çıkabileceğini zanne- j derdim. Sakatlanan oyuncular i mevcut ve kavgalı maçların ade- g di malüm iken bu işte Galata- saraylılığa karşı yapılabilecek en $ doğru hizmet, ancak susmaktır. ; A ME m rarara'a DA MAMA hamama ami Bilecikte Spor Hareketleri Bilecik (TAN) Şehrimiz spor mm- takasında son zamanlarda büyük fa- aliyetler göze çarpmaktadır. Vilâyet bol, atletizm, yapanların bir listesi çıkarılarak muntazaman çalışmalar yapılacak ve on beş günde bir müsa- bakalar tertip edilecektir. Spor bölgesi başkanlığa ve a - janlıklarına yeniden intihaplar yapıl mıştır. Mmtaka başkanlığına avukat brahim, voleybol ajanlığına Mehmet, tenis, basketbol, atletizm ağanlığına Haydar, güreş ajanlığna (İskender, futbol ajanlığına Reşat seçilmişler - dir. sinde kopukluk görülmektedir.,, SPORA VEDA Doktor netice olarak şunları ilâve etmiştir: “— Bu yaralı sporculardan bazıla- rının, tedaviden sonra spora ebedi- maatindeyim.,, dahilinde mevcut güreşçilerle voley-! TAN İni günlük hikâve | PASLI RAYLAR abrika ile yeni yapılan İş- çi evleri arasında bir vira- nelik vardı, Geçen seneye kadar burada, yıkılmıya yüz tutmuş bir €v duruyordu. Nihayet evi yıktı- lar. Burası mahalle çocuklarının buluştukları ve oyun oynadıkları bricik yer oldu. Saat üçe doğru mektepten çıkan Yüra.Kirilof evine gitti. Çantası- nı ve kitaplarını bıraktı. Tereyağ ve reçel sürülmüş bir dilim ek- mek alarak tekrar sokağa çıktı. Iki yanma sallanarak, on üç ya- şımdaki çocuklar arasmda pek be. genilen, cakalı bir yürüyüşle vira- gelip yalandır. Buraya geline Tünan çilli yüzlü Vasya ile; ve fev- kalâde uzun kulaklarından ve ha- vuç sevişinden ötürü “Tavşan, lâ- kabını alan Kolka ile karşılaştı. Az sonra viraneliğe Dima da geldi. Dima çok elddi bir çocuktu. Kü- çük tayyare modellerini çok iyi yapmayı becerirdi... Dima bir aydanberi, hiç durma- mâcasına, ANT - 25 taayyaresinin plânlarmı yapan profesör Tupolef in evine telefon ediyor, ondan bu tayyarenin yapılışı hakkında ma- Yümat almak istiyordu. (Dima bu- günlerde bu tayyarenin modelleri- mİ yapmıya başlamıştı.) Fakat bir aylık gayretlerine rağmen profe- sörle bir türlü konuşmak imkân larını bulamamıştı. Bu yüzden, mahalle çocukları onun yalan söy- lediğini zannetmişler bir defasın- da da kendileri de mevcut olduğu hâlde onu profesöre telefon etmi- ye lebar etmişlerdi. * simlerini saydığımız bu ç0- ! cuklardan sonra viraneliğe Stepka ile Volodka da geldi... Vo- lodka gelir gelmez viraneliğin kö- şesİnde yığılı duran ve fabrikaya ait bulunan raylarm üstüne çıktı ve sallanmıya başladı.. Stepkanm öğleden sonra da dersi vardı. Fa- kat çocuklar arasında baş göste- ren tatlı münakaşadan bir türlü ayrılamıyordu.. Münakaşanın mev Zuu, Rogbi ile futdol oyunlarından hangisinin daha enteresan olduğu keyfiyeti idi. Bu #ahada herkes kanaatini söyledikten sonra mü- nakaşa biraz yatışır gibi oldu.. Or- talığa bir sessizlik çöktü. Volod- ka rayların üstünde sallanmıya de vam ediyordu: — Amma da sağlam raylar, de- di, tamamen paslanmış oldukları halde yine beni çekiyorlar. Halbu ki ben şöyle böyle otuz kilodan faz Jayım. . Tavşan lâkabile anılan OKolka sordu: — Kimin acaba bu raylar?, — Kimin olacak, fabrikanın!., ocuklar, âdeta kumanda ile Çark ediyorlarmış gibi, hep bi: kocaman fabrikaya dö- nüp baktılar, aesesaaananasanasssea P Yazan: v. ; BE — Fabrika bunları niye kaldır. mıyor?. Dura dura daha fazla pas- lanacaklar!,. Dima büyük bir adam ciddiyeti- le cevp verdi: — Kaldırmıyor, çünkü paslansın diye bakıyor... e Yani bürokrasi re üret pe Kariştr” — Çocuklar, dedi, fabrikanın idare müdürüne giderek bunları buradan kaldırmasını söyliyelim mi?.. Çocuklar bir tereddüt anı geçir diler, nihayet Vasya açık olarak tereddüdünün sebeplerini anlattı: — İdare müdürünün yüzünli şey tan görsün. Ben onun yanına gide. mem, Daha geçenlerde beni anne- me şikâyet etti. — Sen, Dima, gelmez misin? — Benim başımı kaşımıya vak» tim var mı ki?. Şu profesör Tupo- lef'i telefonda bulmadan hiçbir ye- re gidemem.. Volodka da gidemiyeceğini söy- ledi, Tavşan lâkabını taşıyan Kol- ka ise gitmiye hazır olduğunu, fa- kat lâf söylemiyeceğini anlattı... Yüra Kirilof büyük bir adam gi- bi başımı yukarı kaldırdı. Bir du- dağını hafifçe kıvırdı. Kolkanm © inden tutarak: — Mademki bunlar korkuyorlar biz ikimiz gideriz, dedi. Yüra ile Kolka'dan mürekkep “murahhas heyeti,, köşeyi dönün- ciye kadar diğer çocuklar bunları gözlerile takip ettiler. İki çocuk fabrikanm kapısına ge lince kapıcıya sordular: — Amca, dediler, fabrikann ida- re müdürünü nasıl görebiliriz”. — Idare müdürü şimdi bizim o- turma odamıza girdi. Çocuklar fabrikanm ana kapı- sından içeri girince kendilerini &t- cak bir koridorda buldular. Biraz yürüdükten sonra fabrikanm bir diğer kapıcısile karşılaştılar; ona da: — Amca, dediler, idare müdürü- nü görmek istiyoruz. Kapıcı başile, koridora bakan bir pencereyi gösterdi. Çocuklar pencereye doğru yürüdüler.. Tam pencerenin önüne geldikleri za- man evvelâ bir burun, sonra da idare müdürünün sert yüzü gö- ründü. Başındaki yarı askeri kas- ket pencereye dayanmıştı, sordu: — Hey delikanlılar, siz ne isti- yorsunuz bakalım.. Yüra hiç tereddüt göstermeksi- zin söze Yaşladı: — Amca, dedi, hani evvelce ha- e İG e > e T.T.o37 — rap bir ev vardı da siz yıktmız.. Şü viranelikte,.. Paslanıp duruyorlar. — Kim paslanıyor, ne paslan” yor . — Raylar paslanıyor.. Sizin ray lar.. Fabrikanm rayları paslanır yor... g dare müdürü kaşlarını çat“ tı: — Sana ne?. Dedi. Sen dah& | az gevezelik yapsan iyi edersin!. Buraya geleceğinize ananızdan b& banızdan biraz terbiye dersi als#” nız daha İyi olur. İdare müdürü şiddetle pencere" iinde ballar ör Şadi yacakmış gibi kapıcının arkasın dan dolaşarak sokağa fırladılar« Viraneliğe hiç uğramadılar. on dakika kadar biribirlerile de hiğ konuşmadılar.. İlk söze başlıyan Yüra oldu: — Ben idare müdürünü “Piyo* ner,, gazetesine şikâyet edeceğini. — “Piyoner gazetesi, idare mü dürleri hakkında bir şey yazmai ki... — O yazmazsa başka bir g ye şikâyet ederim. Yüra geceleyin, evinde, uzun yazı yazdı, Anasile babasi” ders çalıştığını zannediyorlard£ Çocuk evvelâ müsvedde defterin$ yazı yazdı. Sonra bunu, ağzile, d Ule, hattâ kaşlarile hareketler parak temiz bir kâğıda geçirdi. Et sonunda babasının yanma gelerel mürekkepten simsiyah olmuş pi maklarile onu kolundan çekti sordu: — Moskovada hangi çıkıyor?. kumakta olduğu kitapta! gözlerini ayırmıyan bab cevap verdi: — TTrud, Pravda, Izvestiya, Vi çermaya - Moskova, — Ver bana bir tane — Neyi vereyim? — Bir gazete ver, Büyükler okuduğu bir gazete olsun. — Masanm üstünde Veçel Moskova var. Al onu. Yüra, masadan gazeteyi Onu üç dört defa evirdi, çevirf Nihayet hafifçe haykırdı: — Hah... Buldum . Babası kitaptan gözlerini 4) maksızın sordu: — Neyi buldun?. — Hiç, Çiotiye Prudi cadd hangi tramvayla gidilir?. — Oraya altı numaralı tramv# gider. Orada Anya teyzen otur yor. Ne çabuk unuttun? . Ertesi gün Yüra viranelikte görlinmedi. Ancak akşama doğfü kapınm önüne çıktı. Gözleri, en diği bir oyunu seyrederken parlıyorsa, öyle acayip bir pir” ile yanıyorlardı. (Arkası var”

Bu sayıdan diğer sayfalar: