18 Temmuz 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

18 Temmuz 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Son haftanın Içyüzüne Katılmış meşhur adamlar ve hâdiseler © SERMAYE HAPSE GİRMEZ! i pi Almanyada iktidar mevkiine geçmesindenberi, © .Nazilerle ecnebiler arasında bir sermaye kovalamacası oynandığını bütün dünya duymuştur. Ecnebi- . lerin, o zamandanberi, Almanyayı “ sermaye için kâfi derecede emin bulmadıkları da malümdur. Hal buki Almanyaya Hitlerden evvel girmiş olan milyonlarca marxlık para var, Bu para nasıl kurtula- cak? Hitlerin işi çok, o parayı $i- kıca yakalamak ve kaçırmamak işi- ni doktor Sehacht'a bıraktı. Ser- - mayeyi deliğe tıkmak suretile em- niyet altına almanm imkânı olma- © yıne, Sehaeht, iyi kötü bir sürü “tedbirlerle bu işi önlemeğe çalıştı. © Evet Almanyada Nazi devletinin * otoritesi ve kuvveti hudutsuzdur. Fakat para kaçakçılarının zekâsı ve şöytaneti de eşsizdir. Misal mi? İşte: H. F. IN VASIYETNAMESİ: O H. F. yaşlıydı. Bir ayağının ya- © vaş yavaş çukura girdiğini görün- ee bir vasiyetname yapıp Berlin no- terlerinden birine birakmağı doğ- ru bulmuştu, Adet mucibince de ü- zerine: “Olümümden sonra açılacaktır... , yazmıştı. © Halbuki H. F. ölmedi. Alman- yada da kalamadı, Başı stkıştı, ne yapsın? Misafiri bulunduğu mem- İeketteki Alman konsolosuna baş- vurdu: — Çok müteessirim, dedi, Vak- (ile bir vasiyetname yapıp Berlin « meterlerinlen falana (o vermiştim. — Aradan seneler geçti. Düşündüm, © taşındım, O vasiyetnamede bazı haksızlıklar yaptığımı aklım kes © ti. Değiştirmek istiyorum. Halbu- © buki doktorlar buradan — bir gün an bile beni öldüreceğini - dersiniz? Konsolos çok iyi bir adamdı 'H. F. in bitkin haline acıdı, yaşlı — gözlerini görünce yumuşadı: © —Oo,dedi, o mesele kolay. Ben © zaten bugünlerde ( Berline gidip bir iki gün kalacağım. Siz bana bir mektup verin, gideyim noteriniz- © den vasiyetnamenizi alıp size geti- reyim, H. FP. fevkalâde sevindi: — Çok teşekkür ederim, dedi. “Allah sizden razı olsun, YINE 0!., ii” ir hafta sonra H.F. yine konsolosun karşısına çıktı. Eğ diplomatı, ziyaretçiyi gö- mn İyetnameniz. Ve yazıhanesinin gözlerinden bi- rini açarak, ziyaretçisine şişkin bir © zarf uzattı. © EH. F. heyecanla ayağa kalktı. Bir hamlede zarfı açtı. Konsolosun © şaşkınlıktan bir karış açılan göz — Jeri önünde zarftan bir sürü bank- © hot Çıkarıp cebine attıktan sdhra, zavallı diplomata dörde bükülmüş Mir kâğit uzattı o ve birdenbire dingleşmiş bir adam tavrile binayı © terketti, © O küğrtta şunlar yazılıydı: Ufacık bir hilecik. Siz diplo- matsmız, sizi gümrüklerde ara- mazlar diye düşündümdü. Ser- vetimi kapalı hudutlarmızdan çı- karmak için bana etmiş olduğu- nuz iyiliği ömrüm oldukça unu- tamıyacağım, Hoşça kalın. — PIŞMAN OLMUŞ! İk azi Almanyasının sermaye bekçisi Dr, Sehacht, para ka- © cakçılığınım önüne geçmeğe ve ka- çan paraları geri getirmeğe zor- © balıkla mani olamayınca işi tatir- ya bağlamağı düşünmüştü. © Bunun için resmi gazete ileilân etti: Kim şimdiye kadar sermaye ve vergi kaçakçılığı yapmışsa, git- bin, kendisini polise ve gümrüğe “haber versin. Affedilmiştir. Dr. Schacht Günün birinde, zengin Yahudi. lerden birisi, İsviçre hududuna ya- km şehirlerden birinde polise mü- racaat etti: — Vaktile bir hata etmiş, bütün #ervetimi bir İsviçre bankasına ya tırmıştım. Halbuki şimdi bunun büyük bir hata olduğunu anlıyo- rum. Bu parayı tekrar Almanyaya sokmak İstiyorum. Ne yapayım? Polis komiseri bir an düşündü, sonra ziyaretçiye bir kâğıt uza- tarak: — Buyurun, dedi. Bankaya bir mektup yazın, parayı Almanyaya göndersinler. id TUHAF BULUŞLAR | Paris şelirinin sokak seviyesinde HUDUDA DOĞRU Pa > - Yook iş öyle değil, parayı bankaya yatırdığım zaman, ancak elime tevdi etmeleri lâzımgelece- ğini şart koşmuştum. Onun için, sermayemi mektupla buraya gön- dermezler, Komiser bir sn daha düşündü, sonra kurnaz bir tebessümle: — Onun da çaresi var, dedi. Ya- nınıza muavinimi katarız. Birlikte İsviçreye geçer; parayı alır, bura- ya getirirsiniz. — Bilmem ki, sizi rahatsız ct- mek doğru olur mu? - Neye olmasın, vazifemiz efen dim, vazifemiz. | «ki gün sonra gayet şık bir ı hususi otomobil, karakola uğradı. Muavin, otomobili kulla- nan mahut pişman olmuş kaçak- çının yanına bindi ve birlikte hudu- da doğruldular. Alman gümrük me- murları, otomobilde yüksek rüt- beli bir polis görünce araştırıp 80- ruşturmıya lüzum görmediler. Ve böylece otomobil, İsviçre 2- razisine girdi. Hattâ iki üç kilo- metre kadar orada yol da aldı. Tamam tenha bir yere geldikleri zaman, otomobilin sahibi, makine- sini birdenbire durdurarak, mus vine: Lütfen aşağıya inin, dedi, Muavin şaşaladı: — Hani bankaya, para almıya gidiyorduk ya, Beriki geniş bir kahkaha salı- verdi, sonra koşup, otomobilin ar- kasındaki bavul kutusunu açarak muavine gösterdi” Zavallı memur ömründe bu ka- | dar para ve mücevheri bir arada görmemişti. Kaçakçı: — Para burada işte, dedi. Mak- sadım hududu muayene olunmâ- dan geçmekten ibaretti. Ve otomobil bir yıldırım gibi u- zaklaştır.. yalnız başına iken 4 lokmada yi- yormuş. ... Bir Amerikan âlimi, insan ömür. leri üzerinde bir istatistik yapmı. Bu statistiğe göre, en uzun ömürlü insanlara Asya ile Avrapanm ge. git yerlerinde rastianıyormuş. Ba- ralarda 80 yaş vasati ölüm yaşıy- miş. Sıcak memleketlerde vasali yaş 60 olarak tesbit edilebilirmiş. Av- rupanın bazı yerlerinde ise vasati ölüm yaşı 45 e kadar iniyormu$. Bir başka Amerikalı âlim, şehir. rulursa tenor sesi veriyormuş. Nev- york, baritonmuş. Londra ise sop- rano sesine malikmis. Birçok şehirler, bariton sesi ve- rirlermiş. m © İ Astma denilen göğüs darlığı has- | talığının da bazan insanı ölüme kadar sürüklediğini herkes bilir. Şimdiye kadar doktorlar, böyle hastalara oksijen vererek sun'i te. neffüsle kurtarırlardı, Şimdi ise A- merikada oksijenle karışık Hetium gazı kullanmıya başlamışlar. Dok. torlar, Hellum gazınm yalnız ba- lonların değil, insanlarm da işine yarıyacağına inanıyorlarmış. Memieketin en yüksek Sanatkârlarile birlikte sSAFİIYE |“ TAKSIM Belediye Bahçesinde TAN o çer FARKI YOK — Bar, bir kızm en son gideceği yerdir. — Doğru.. Ben de öyle yapıyo- rum zaten. » “ . ADABI MUAŞERET — Kadınlar yolda erkeğin han. gi tarafından giderler? — Mağaza vitrinlerinin olduğu taraftan, , ... SEBEP? Kotralı bir gençle konuşan genç kız hayretle sordu: — Kotralara neden hep kadın is- mi verirler? — Idare edilmeleri oldukça zor- dur da ondan. ... HAKLARI VAR — Bir mizah fıkrası nekadar ba. sit olursa olsun bazı kadmlar mut. laka gülerler. — Dişleri se olan kadınlar... ... BULUŞ — Bay Ekreme nekadar iyi mu- smele ediyorsun. Adeta senden a- lacağı varmış gibi davranıyorsun. — Bravo! Benden alacağı yok, amma senin buluşun pek zarif, a El istemiye gidiyorum. — Peki sonra ne yapacaksın? — Nezaketten o mahvolmazsa öderim günün birinde! © ii SEBEP MUHIM Saatlerce oturan misafir, gitmek için izin İstedi. Ev sahibi — Ah bayanım! dedi, sizi uy - kunuzdan alıkoymadık ya? Misafir gülümsedi: — Bayır, dedi, artık uyanma vaktimiz geldi. Eve gidip uyan. cağım da onun için gidiyorum. ii e”. ÇABUK! — Babam nişanlandığımız sa - atte sana İ000 lira verecek. — Aman acele edelim öyle ise. — Neden?” — Bugün cumartesi.. Banka cr- ken kapanır. ANLAYIŞ! — Falcı aklından geçeni anladı m? — Derhal! — Yok yahut! — Vallahi anladı. Fal parasını peşin İstedi. LE BÜTÇE MESELERI — Bay Necdetin seninle evlene- seğine neden bu kadar emniyetle inanıyorsun ? — Beni ucuz elbiseler içinde pa- halı elbiseler giyen o kadınlardan daha güzel buluyor da ondan. — Çok güzel! Anladık faturada bu kumaşın metresi “30” lira diye yazlı. Fakat şu B. A. R. K harfleri de ne oluyor. — Hana! Bu harfler: “Buna sp- cak rufailer karışır, demektir. lâ N — Affedersiniz, ben size dokunmadan sıyırıp geçebilirim sandımdı? Futbolcünün rüyası 18.7.0937 Tİ İİİ İİİ İİ İİ İİİ is m E GÜLE > NÜKTELER HAKIKATLE GOZ GOZE! — Niçin bu kadar pudra sürü" yorsun sevgilim? — Siz erkekler çıplak hakiksi” lere MP TI a » ÇAGLAYAN Seyyahlar Amerikayı meyi Seyyah tercümanı Niyagara geli“ gağlayanı. Bayanlar lütfen susarlarsa gü * rültüsündeki dehşeti de duyabilif” siniz. ZEKI EV KADINI iy — Haydi kızım, şunları bugü” 4 de sen kızart! 7 — Bu nasıl kızarır anne? — Bayağı. Balık gibi kızım: — İyi ammabunun içi ayıkl” nırsa deriden başka bir şey kalmi$ ki... ..: DUĞUNE DAVET i — Düğünüme gelirken, soksf kapısını evvelâ sağ ayağın ve siğ dirseğin ile sonra da, sol ayağın v9 sol dirseğin İle iki defa vurursu”” — Neden? Kapının zili yok mu? — Var amma ellerinde hediy9 olduğunu, peşinen anlarsam dah gok sevinirim. .. HAPISANEDE — Bay direktör. 316 numarali mahküm oynattı galiba, | il — Ne yapıyor ki? — Durmadan tavuk gibi ötüyof” — Acıkmıştır.. yem verin öyle v5 ll 'EVIN DUVARLARI tile işi eri dvüileri Gİ ince. Öteki evde bir fısıltı olsa bi” rağan duyulacak. — 000! Onun için hiç mersf etmeyin.. Komşularımız ganaayft nekre adamlardır. Kahkahadan ff larsınız! # ANLAYIŞ: Muallim talebesine sordu: — Söyle bakalım Zeki senin bebf”

Bu sayıdan diğer sayfalar: