18 Temmuz 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

18 Temmuz 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m Mankermnelerde Çarpışan .Vapurlar Davasına Türk Adliyesi Bakacak Çanakkalede Italyan bandıralı Copapino vapurunun batmasile neticelenen deniz kazasının davasına dün İkinci Ticaret mahke- mesinde devam edilmiştir. Mahkeme, dünkü celsede ilk kararını vermiş ve İspanyol vapuru avukatlarının itirazlarına rağmen, bu davaya bakmayı Türk mahkemelerinin salâhiyeti dahilinde gör- müştür. Saat 11,5 da celse açılır açılmaz, ———XW— reis kararı okumuştur. Karara göre, İspanyol Magalena vapurunun tica- Tet maksadile hareket ettiği ve nun da Çanakkalede ödediği rüsüm- Jarla ve kaptanın ilk sözlerile sabit olduğu anlaşılmıştır. Mahkeme, Ispanyol gemisi avukat. larmın ileri sürdükleri Brüksel mu- «hedesi meselesini de tetkik etmiş, İs. panya hükümetinin iştiraki şüpheli görüldüğü halde bu muahedeyi de tet © kik etmiştir. Fakat Magalena vaziyetinde bir ge- minin bu şekilde bir kaza neticesinde yabancı memleketlerde haciz altına a- knamıyacğına dair bir kayda tesadüf edilememiştir. Mahkeme, netice ola- rak haczin kaldırılmasına ait olan ta- lebin reddine karar vermiştir. Ispanyol gemisinin bu şekilde he- ciz altına alınabileceği (o esasen Türk Deniz Ticaret kanununda da yazılı dır. Bunun için mahkeme gemi üstün- deki haczin devamını kararlaştırmış- tır. Ayn! zamanda da kazanm Türk sularında olması ve içinde de Türk malı bulunması (o dolayısile davanın “Türk mahkemeleri tarafından görüle- bileceği de bildirilmiştir. Bu vazi- © yete göre, Ispanyol gemisi 100 bin In- giliz liralık teminat (o verirse serbest bırakılacak, aksi takdirde mahkeme “kararına kadar alıkonacaktır. Mah- keme, kabahatin Ispanyol gemisinde olüp olmadığı anlaşılmadan gemiye haciz konamıyacağı hakkındaki id- diaları da kabul etmemiştir. Yakmda Halyan vapuru mümessil- leri ile hamule sahiplerinin açtığı e Sıkışınca Esrarları Yuttu 'Topanede oturan o Mehmedin öte- denberi esrar satmakta olduğunu ha- ber alan zabıta memurları, dün ansi- Zn evini aramışlardır.Mehmet memur larin evden içeri girdiklerini görünce derhal sakladığı esrarları toplamış ve hepsini ağzma atarak yutmuştur. Me murlar Mehmedi yakalıyarak kara: kola götürmüşler ve ifadesini almağa başlamışlardır. Fakat aradan bir müddet geçer göçmez esrarlar tesiri- ni göstermiş, Mehmet birdenbire ken- dinden geçerek bayılmıştır. Bunun ü- İzerine derhal doktor çağırılmış ve ilk tedavisi yapılmıştır. Mehmet evrakı ile birlikte dün adliyeye verilmiştir. Altı Kişi Bir Adamı Öldürdüler Balikesir, (TAN) — Çağiş ha- hiyesinin Akyar köyünden Ali oğ- iu Hurşit ile kardeşi Musa tarla- ya giderlerken, Murat oğlu Musa, kardeşleri Isa ve İlyas, Ahmet, Zeynel ve Ilyas önlerine çıkmışlar, Hurşit silâhla öldürülmüştür. Bir Kamyon Devrildi, Kişi Yaralandı - sas zarar ziyan davasına da başlana- — caktır. Mahkeme, üç kişilik bir fen © heyeti seçecek ve bu heyet kaza ma- hallinde bir keşif yapacaktır. Tevkif Edildi Bir kamyonun üzerinden muşamba © çalarken yakalanan (o sabrkalılardan © — Muzaffer, Sultanahmet birinci ceza © mahkemesinde sorguya çekilmiştir.| mıştır. Bunlardan 4 Ü hastaneye Mahkeme suçlunun tevkifine karar Bursa, (TAN) — Ziraat mekte- bi civarında eğlenmeğe giden halk- tan bir kısmi geceleyin üstü açık bir kamyonla Bursaya dönerler- ken goförün sarhoş olduğunu anla- maşlar ve kamyonu — çılgınca bir sür'atle sevkettiğini görmüşlerdir. Bir müddet sonra da kamyon Kaynarca virajında (devrilmiş, içindekilerin hemen hepsi yaralan- kaldırılmıştır, diğer üçünün yara- Johnny Weissmüller aslında huny Wei. bir Alman ailesinin oğludur. Jöhnay'nin tabii hayatta hiçbir vahşi tarafı yoktur. Fakat çevik- Viği, ağaçlara tırmanması, balık gi bi yüzmesi onu vahşi ormanla- rn adamı rolünü yapmıya en mü- sait insan olarak tanıtmıştır, Anlatıldığna göre, Johnny'nin Tarzanlığa başlaması gayet garip bir tesadüfle olmuştur: Bundan âltı yedi sene evvel, Tar- zan filmlerini Nemo adli meşhur bir İtalyan atleti çevirirdi. Bir gün Kaliforniya plâjlarından birinde Johnny ve Nemo biribirlerini ta- mumıyan iki yüzücü halinde yüzmek te imişler. Bu sırada şehrin hay- vanat bahçesinden kaçan iri bir Goril bütün halkı ürküterek şeh- ri bir baştan bir başa geçtikten sonra tesadilfen plâja gelmiş. Ta- bif bu maymun azmanmı gören halk ârasmda müthiş bir panik başlamış. Orada Nemoyu gören- ler, artistin Tarzan filmlerini: ha- tırlıyarak, maymunlara sahiden karşı koyacağını sanmışlar ve ona; — Yaşa Nemo!. Bu işin hakkın dan ancak sen gelirsin, diye bağı» rişmıya başlamışlar. Zavallı artist filmlerde ancak maymun postuna girmiş insanlar. la güreştiği için, pek müşkül bir vaziyette kalmış fakat yiğitliğe le- ke sürmemek için çaresiz Görile karşı koymıya mecbur olmuş. Bu karşt koyuş Nemonun bir kolunun ; kırılmasile (o neticelen- miştir, Bu sırada an- sızın halk arasından fırliyan iri bir delikanir, Gorilin yanna köşa- rak hayvana acayip bir şeyler söy emiş. Goril birdenbire duralamış, hiddeti yatışmış ve Johnny ile bir- likte denize girip yıkanmışlar. Jobnny Weismüller'in Tarzanlt. ğı işte buradan başlamıstır. Bir Ana, Çocuğunu Kesti Balikesir, (TAN) — Durak na- hiyesinin Issalanı köyünden İsmâ- il karısı ve Mustafa kızı Fatma birdenbire çıldırmış, (dört aylık çocuğu Ulkeri bıçakla başını vü- cudünden âyırmak suretile öldür- müştür, Aydında Teftişler Aydın, (TAN) — Maarif Vekâleti mesleki tedrisat umum müdürü M. İ Rüştü, buraya gelip sanat mektebin- İde tetkiketta bulunduktan sonra An- karaya gitmiştir. Nafia umum mü- fettişlerinden Besim, bir haftadan ORK Welssmuller Marlene Ditrich Tazısın Nasıl Tarzan Oldu? (O Kadar Çok Seviyor ki mz Tarzanı tanımıyon yok tur. Ormanların vahşi delikanlı- sı aye! t meşhur bir yüzü cüdür, Zaten artistliğe da “dünya yüzme şampiyonluğun u aldıktan sonra olmuştur. Jo- | falarından biri: müller adlı olan bu iri delikanlı Amerikada yerleşmiş gezer, canı Sinema dünyasının en çok sevilen ve beğenilen artistlerindöf, başlayışı | ri olan dilber Marlene Dietrich, Hollywood'un moda icat Marlene aklına estiği zaman, erkek panti eyince, Arap kıyafetine girer, arada bir de lığını hatırlıyarak hakiki kadın elbiseleri giyer. Söylendiğine göre, Hollywood'un en serbest, en neşeli fakat en faz- ' la kendisine hlirmet ettirmesini bi- İ len, namuslu kadınlarından birisi Marlene Dietrich'tir. Marlene ne meşhur bir artistle, ne de büyük bir rejisörle evlidir, Kocası sinema İle alâkadar işler gören, hiçbir şöhreti olmıyan bir Almandır. Karısmın büyük şöhre- ti onu hiçbir suretle taciz etme- mektedir. Karı koca, Hollywood'un &n mesut ve sakin ailesini teşkil etmekte, gâyet bahtiyar bir ömür sürmektedirler, Marlene'in kocasına olan sevgi- sinden başka tüylü büylik tazısını fevkalâde sevdiği söylenmektedir. Marlene'in birçok resimlerinde yer almış olan bu güzel köpek anleti)- dığıns göre, genç artistin hayatm- da büyük bir rol oynuyormuş. Hattâ Marlene ekseri geceler kö peğile koyun koyuna yatmaktan bile çekinmiyormuğ. 18-7.937 Donanma | Cemiyeti Paris Tahvilâtı Piyangosu Ss 15 temmuz 1937 günü yapılan 64 e F g i s i Bu üncü keşidesinde ikramiye ve amorti - KMD isabet eden tahvil numaralarını gös SEYAH ATI Istanbul: İ terir cetveldir. Oğle nesriyalı: KEŞİDEDE İTFA OLUNAN TER- 10 Eyi Gama ayi le ek TİP NUMARALARI Çelyo vapurile Venedik yo- İİ tikikevi gösterit kolu tarafi” 1218 1520 3096 4325 57OR 6008 lundan Ayrıca bir temsil, 14,00: Son, 7373 7098 6110 8302 8668 p195 (İğ Venedik, Prag, Viyana, Peş- Akşam neşriyatı: / İKARMİYE İSABET EDEN te Bükreşde 18,30: Plâkla dans musiki, NUMARALAR Olalsi Yinekiiz. goz Konforana: Ordu Saylavı ” vi > Mrs Irrı Tarcan (çocuklara üç 8 İkramiye T.L. Tertip No. Sifa No. Şimdiden 17 yer kapatıldı. ağ Miüzeyy en ve arka v ——— —— — rafından Türk musikisi VEXg —dL. 8., 8 e İ şarkıları, 2030: Örer Rıza 100 4325 49 Beyoğlunda NATTA dan Arapça söyler. 2045: vu 6000. 5 rereton: #4914 Türk musikisi “ve halk ş8fi 10 4325 32 (Saat âyarı) 21,15: Orkestrü; 10 3006 12 A ye borun haberleri VE 10 3096 8 si günün programı, 23,30: Fİ 10 1218 > Nişan sololar, Opera ve operet pars 10 4325 14 Muş Seyları Bay Sami Muşun kızı) 90:51. 5 4325 78 ( |Bayan Behice Sami Müş ile Beşiktaş 5 8110 58 © İeski Parti Reisi Bay Hasanın oğlu KOŞ | 5 17598 92 teğmen Ömer Fsiğin nişanları Bay | OPERALAR, OPERETLER | 5 5708 TT Sami Muşun Şişlide Güzin apartıma-| © 2035: Viyana, Gres: Zi€ 00) 5 8392 17 nındaki dairesinde kutlanmıştır. Her| “Der Sehaetzmeister” Spe 5 6005 75 iki târafa sandet dileriz. biz 22 Roma: Domiz 5 8195 16 | mmm | “Eliir de Vanoler” 2245 peak, 5 ee 5 tiplere kâmilen amorti isabet etmiş. | sa dalgası: Mozartın operalâ. ; Kl Blur sahneler. 1 5 6006 35 İkramiye ve amorti bedelleri 22| RESİTALLER yer Balâdaki tertiplerin hizalarında | temmuz 1937 tarikinden itibaren te 18 Peşte: Macar halk şt gi gösterilen sira pumaralarından müte |diye edilecektir. Amorti bedeli beher | 21 Varşov: ia Morini giye (plâk). 22,05: Praj beri Aydın Nafia işlerini teftiş et- bâki ayni tertiplerin diğer sıra mu | tâhVİl için bir Türk lirası yirmi ku- vermiştir. ları hafiftir, — Keşki güreş olmasaydı da, milletçe bu kadar göktüğümüzü görmeseydik. , Diyordu. * Saatlerce süren bir zevk ve eğlenceden sonra, kalplerinde samimi ve derin birer hüzünle dönenler, bu teessürlerini yenmek için akşam eğlencelerini seklemediler. Yarın gelin gelecek ve düğün yatsıdan sonra bitmiş olacaktı, Gelini almak için gönderilen dünürler, Günerin annesile, vergicinin yakın akra- basından bir kadın idi. Atlılar kalabalık değildi. ge yarıyanların hemen hepsine yakm kısmı askerde idi. Ekâseriyeti kırkını aşmış yaşlılarla on yedisine henüz gelmiş gelmemiş delikanlılar teşkil ediyordu. Ve kız tarafınm şerefini muhafaza etmek için behemehal fazla atlı göndermek icap ediyordu. Bereket versin, 3arutlulara, Gülbekün on dört yörük atlısı gönderdi de, hepsi otuzu geçebildi. Dünürler, yaylı araba ile gidiyorlardı. Vardıkları zaman doğru, kız tarafından birinin evine indiler. Atlılar münasip evlerde konuk- ladılar. Orada düğün ayni tarzda devam ediyordu. Düğün sahibi Şeyh Efendi, mahüt gaz tenekelerini ancak bal ve nar şerbetile doldurtuyordu. Fakat dü- güncülerin çoğu, Yörük atlısı olduklarından, bunla- rin niçin Akcinli ile doldurulmadıkları akla bile gel- miyordu. O gün ikindiden sonra, düğün kâhyası gelip haber verdi: — Çeyiz yazılacak, kiminiz varsa büyursun! " Damadm mutemetlerinden Hacı Tahir Efendi ile diğer biri kız evine gittiler. Defter edilmiş esericedit kâğıdı, divit, kalem getirildi. Dua oldu. Ve defterin başına besmeleişer'fe çekildi. Çeyiz yazılmıya başlandı: Iki takım “düzen,,. her diyen bir fesin üzerine en az üç yüz findik altını dikilmiş. arasına vakit ve ha- e göre küçük İnciler, boncuklarla işlenmiş Bir “<p. her top, yirmi İki tane fındık kadar küçük al. *n yuvarlakların arasına geçirilmiş ön bir tane be- şibirlik altımdan gerdanlık, , Bir altın “burma,, her burma, fakfon, gümüş ve- ya altından yapılmış geniş belkemeridir ki, telleri burma olursa daha makbuldür. Uç gümüş, üç altm, bir elmaslı kolbağı. İki emlas yüzük, iki çift küpe. Biri salkım, biri akıtma, maa inci arkalık, Bu, kalak- tan düşmemeleri için. bir inco ibrişim tizerine dizil- miş incili bir bağdır ki, iki üçten ve enseden geçerek küpelere bağlıdır. Bundan sonra çamaşır, elbise, ve eşyaya geçildi. Kilimler, halılar, seccadeler, döşek” er yazıldı, Bakır mutfak takımı, prinç göbekli man- gal, bir ev için ne lâzımsa hepsi vardı. Defter bitince (temmet) çekildi ve iki taraf altın mühürliyerek, sandıklardan birinin içine koydular. Çeyizin bulundu. Zu oda kapısı kilitlenerek anahtarını Tahir Efendi aldr ve kapı ayrıca mühürlendi. Gidileceği gün açi- larak yüklenecekti. Bundan başka iki yüz elli lira altm nakit para da vardı. Bu güvey tarafınm verdiği elli lira başlığa karşılıktı. Kız tarafına verilen baş- ık yahut ağırlığın beş mislini nakit olarak kız, ge- tirmek mecburiyetinde idi. Hattâ bazı defa, kız ta- rafı sonra beş misli karşılığını vermemek için bu 4- gırlığın 02 olmasına çalışır. Fakat Şeyh Efendi zen- gindi. Ali Efendi elliden fazla verseydi bile, sevgili torununun mürüvveti için karşılık vermekte tered- düt etmiyecekti. O gece tev» evinde kma gecesi var dı. Buna dünür hanımlarla kız anası iştirik etmedi- ler. Adet dışında hareket etmek istemiyorlardı. Kı. xn akranr, akrabası, konukomşu teyze evinde top- landılar. Meşhur kınacı Kayabacı sureti mahsusada davet olundu. Başına deve markalı top patiskadan bir örtme, kiraz oyalı bir çift yemeni, liç okka Ce- mali sabunu, iki çift ucu işlemeli Çorap ve bir çift postal hediyesi hazırlandı. Genç kızlar pulcuklu depleklerini, yavaş yavaş ııtmıya, zilli maşalarını çıkirdatmıya başladılar. Deplekler dipsiz Çanakkale testilerine benziyordu. Üzerine deri kaplanmış ve iç kenarlarına def zilleri gibi küçük pulcuklar takılmıştı. Gelin, gündelik, kı- yafetle kadınların arasında dolaşıyor, ikram ediyor, her misafiri ayrı ayrı ağırlıyorken içeriki odadan bir mâni makamı işitildi. Herkes #ustu, Orta yaşlı bir kadm rastıkiı kaşlarmı kaldırarak ve avucunu yanağına dayıyarak mâni söylemiye başlamıştı: “Ocağımız gürül gürül harladı,, “Ülkerimiz karşısında parladı,, “Hangi iller gelip sana yalvardı:,, “Güzel (Ulker) kaç yuvsndan gel bana,, Gelinin adı Ulkerdi. Kadın bunu söyleyince herkes, nüktesine hayret etti. Sonra Ulkerin öteye beriye gidip gelmesine kinaye etti: “Canım Ülker neye telâş edersin?,, “Odalara çirip çıkar nidersin?,, “Konukomşu bak toplandı gelsene,, “Merak etme elbet yarın gidersin!,,* Bu şakaya gül aştüler. Ulker utandı, tombul A be yanakları kızararak, odaya girdi. Koşma, söyliyen kadının karşısına oturmak mecburiy” yeri di. Artık yeni gelini üzmek, kinayelerle, telmih' 7) lâtifelerle kâh ağlatmak kâh güldürmek Wâzımd © Bir başka kadın hey hey diyip başladı. di “Yuvamın kuşıydı yavrum (Ulker)id i “Onunla geçerdi gecem, sehörim,, i “Aldılar elimden boş kuldı yeri “Gidersen Ulkerim sensiz neylerim?, İ “Emzirdim uyuttum, büyüttüm baktım “Başma boncuklu takkeler taktım,, vi “Derdine keyfine candan ortaktım,, v “Evlâdım gidersen nasıl gülerim?,, ği er Şaka olduğunu bildikleri halde, bütün hel ay leyan ediyordu. Ve Ulkerin boynu gittikçe Pi e yor, nefesleri daralıyor, kudretten sürmeli lerinin dibinde bafif bir ıslaklık peyda oluyordi er Odalar, sofalar, merdiven ayakları, her Yö” bir süküt içinde dinliyordu. Bu sefer evvelki kadm başladı. “Babanı uçurdum dünya yüzünden. ç “Ben neler ummuştum tatlı sözünden. “Bak bugün anladım emme gözündele “Bırakmak istersin beni Ulkerim,, v “Hey kizım he var ki, iller evinde, “Hiç olmaz dedim mi bir şey dedik İö» i “Zarar yok sade sen bugün sevin Öf” ” “Arkandan ben ağlar eyvah eylerim» 51 “Nineye vefa var kuşlar da bile, / *“Kanadm kırmazlar yabancı ile,, Ml “Nineni bırakıp düşürme dile,, “Bak sana yalvarır açık ellerim! (arkas

Bu sayıdan diğer sayfalar: