3 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

3 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahkermelerde Ormanda Yangın Bir Köylü, Bu Suçtan Muhakeme Ediliyor Mahkeme, Hâdise Yerinde Ikinci Bir Keşif Yapılmasına Karar Verdi Dün Ağırceza Mahkemesinde, İstiranca ormanlarını yakmak suçu ile Çatalcalı Osmanoğlu, Salih isminde bir köylünün muha- kemesine devam edilmiştir. Mahkeme, geçen duruşmada suçlu ta- rafından masrafı verilmek şartiyle ormanda bir keşif yapılmasını kararlaştırmıştı. Dünkü celsede Çatalca müddeiumumiliği tara- fından yaptırılan keşif varakası okunmuştur. İftira Davasını Kim Açmış? "Ağır ceza mahkemesinin, avukat 'B. Hasan aleyhine açılan bir iftira da in suçlu avukat hak- kında berset kararı verilmesini iste- diğini yazmıştık. Hâdisede adı geçen eski Çatalca ceza hâkimi B. Edip Öztürk bize gönderdiği bir mektupta diyor ki; “Çatalca ceza hâkimi bulunduğum gırada, polis Veyseli vazifesini ifadan ve ahaliden Hayrı isminde birini de dlğer bir sebepten dolayı ayrı ayri tahkir etmek suçları ile mahkememi- ze verilen dava vekili Hasan hakkında diye Vekâletine şikâyette bulun- muş, Vekâletçe yaptırılan tahkikat neticesinde benim için bir muamele tayinine memiştir. Bilâkis #ftira suçundan onun hakkmda taki- bat yapılması tensip edilmiş ve dos-| yası doğrudan doğruya vekâletimiz- ce merciine tevdi edilmiştir. Binaen- aleyh, bu zat hakiımda “tarafımdan ne şahsi bir dava açılmış, ne hukuku #mme davası tahrik edilmiş, ne de bu data etrafında bir alâka gösterilmiş- tir” A Dövmekten ve İşkence Yapmaktan Suçlu Gardiyanlar Dün Asliye üçüncü ceza mahkeme. Binde üç suçlu tevkifhane gardiyan nm muhakemelerine başlanmıştır., İd diaya göre, bir meseleden dolayı tev kif edilen Ibrahim, Halit, Hi. dayet ve Mehmet Ali i- de üç gardiyan tarafından dövülmüş davacı bulunmamıştır, Mahkeme, şa bitlerin çağırılması için başka bir gü- ne bırakılmığtr. Bu rapora göre, Salihin yanan or man elvarında ağılı bulunduğu ve bu- rada ısınmak için ateş yaktığı, fakat ateşin ormana sirayet etmediği anla- alıyordu, Hazine avukatı Sami bu rapora itiraz etmiştir; — Keşif yerinde ne hazine avuka- tı, ne de.orman memuru bulunma- mıştır. Elimizdeki rapora göre hâdi- se 3 Mayıs 936 da olduğuna göre ara dan bir buçuk sene geçmiştir. Bu mlddet içinde yanan ağaçların yerle. ri yeşillenmiştir. Bunu suçlunun itirazı takip etmiş tir: — Bay Reis, ben, tam 40 Hira mas raf yatırdım. Orada muhtarm ve or- man memurunun bultamasını da is- tedim. Fakat muhtar “arabacı orası- »i biliyor, ehli vukuf ta ver, dedi, gelmedi. Benim bu işte hiç bir ku- surum yoktur, Bundan sonra mahkeme orman me muru ve Muhtarla beraber yeni bir keşif yapılmasına, keşif esnasmda es ki zabıt varakasını imza edenlerin de lundurulmasına karar vermiştir. Fakat, bu defa masraf sonra haksız çıkan taraftan alınmak üzere cürmü meşhut tahkikatından verilecektir. Muhakeme bunun için tehir cüilmiş. tir, ———— Küçükçekmecedeki Yaralama Vakası İki gün evvel Küçükçekmecede bir yaralama hâdisesi olmuştur: İbrahim isminde bir jandarma, Ha- lil isminde bir köylünün sarhoşluk'a attığı kurşunlardan yaralapmış ve Gümüşsuyu hastahanesine kaldırıla- rak tedavi altma alınmıştır. Müddei. Şehre Ayak Basar Basmaz i Dolandırılmış Yakalanan Suçlu, Her Şeyi İnkâr Ediyor Vehbi isminde bir sabıkalı, Morde. hay ininde bir Musevinin 450 lirâ- snı zarfçılık suretile dolandırdığı i- İ çin dün, müddelumumiliğe verilmiş | tir. Hüdise şöyle olmuştur: Tekirdağlı 65 yaşlarında Morde- hay, bazı eşya almak üzere dün İs- tanbala gelmiştir. Galata rıhtımın. dan geçerken, Vehbi Mordehayda pa İra bulunduğunu öğrenmiş ve kendi- sini takip etmiye başlamıştır. Morde- hay bir sokağa sapınca Vehbi yanın dan geçmiş ve yere bir paket düşür. müştür, Sonra da zarfçılıkta meşhur olan dalaverelerini kullanarak Mor dehayla bulduğu mevhum parayı tak sim etmek istemiştir. Mordehöya “bu İ nun içinde tam 15 bin lira vardır. Sen cebindeki parayı buna ver, Paketteki paraları da sen al" demiştir. Morde- hay, birdenbire zengin olmak fmidile bu dalavereye kanmış ve tenha bir yerde paketi açıp ta içinden belvacı kâğıtları çıkmcn düşüp bayılmış, soz re da polisemüracaat etmiştir. Polis derhal Vehbiyi yakalamıştır. Suçlu, sorgusunda herşeyi inkâr etmiştir, Arifiye Eğitmenler Kursu Bitti Kursu bitiren eğitmenler Izmit, (TAN) — Arifiye köyü eğit menler kursu bitmiş, 50 talebe me Bu münasebetle İzmitte tezahürat Yapılmış, Atatürk heykeli önünde and içilmiş, kâğıt fabrikası, imalât- haneler ve muhtelif müesseseler ge zilmiştir. Eğitmenler kursu her sene eğecek ve Izmitte yeniden 50 köy okulu yapılacaktır. Maarif Vekâ leti, köy kız öğretmen okulları açmı- ya da karar vermiştir. Sapançada bir köy kız öğretmen okulu açılacaktır. ———— Ertuğrul Sadi Tek Tiyatrosu (Aksaray) da bu gece SEFİLLER 9 perde Tevkif Edildi İ Cümhuriyet bayrammdan bir gün| İevvel Çadırcılarda karısı Melâhati öldüren kunduracı Reşat din müddei umumiliğe verilmiştir, Dördüncü sor gü hâkimi Reşadı tevkif etmiştir. | MM ! Arsadaki Çocuk Cesedi | Morg, Kumkapıda bir arsada bulu- nan çocuk cesedi hakkındaki raporu | İnu heniz müddelumumiliğe verme- miştir, Polis, cesedi sokağa bırakan- |'ları aramaktadır. | MUNİ MD umumülik, Haliji ve hâğiseye karışan | oğlu Hasanı suçlu olarak sorguya çek | miştir, İbrahim onbagmın yarası ha- fif olduğundan her ikisi de serbest bı rakılmışlar ve tahkikatın derinleşti | | | O, Nüzhet, üzerinde sık ve uzun postu serili bulunan mindere uzanmış, başını garson kızın omuzuna duyamıştı. Ve kız arada bir eğiliyor, Nüzhet sıkılıp kendisini itinciye kadar oğlanın yüzü- nü, boynunu ve göğsünü, uzun uzun sesler çıkararak öpmiye koyuluyordu. Kucaktan itilip ayağa kaldırı- lan Biyanka ise işret masasına gitmiş, kıtlıktan çık- m:ş gibi mezelere hücumla meşguldü. Halit, sakin olmıya çâlışan ayni sesle: z — Evi gezeceğim, Nüzhet Bey! diye tekrar edince, öteki yavaş yavaş doğruldu. — Anlıyorum, Biyanka ile helvet olmak üzere oda geçeceksiniz. Vallahi haber veririm! 7 Halit hep ayakta, odanmi orta yerinde idi ve $ k bir sesle bağırdı: — Şakalaşacak vaktim yok! Sana bu evi gezec diyorum! Nüzhetse lâtifeden alaya geçmeyi münesip buldu. Bir kahkaha atarak; — Ne o, yoksa ciddi mi söylü yorsunuz? diye söylendi. Sonra birdenbire ciddileşerek dedi ki: — Bana bu eda ile, bu gekilde söz söylenmesinden hiç hazetmem! Artık uzanmış eğildi. Dik oturuyor, hattâ ayağa kalkmıya hazır bulunuyordu, Ve zevkinden başka her şeye lâkayt bu vaziyette de kendisini istediği gibi sa- rabilmiye garson kız çalışıp dururken, onu itti, ve ayni zamanda, başmı çevirerek, ev sahibinin oğluna emretti: — Şu evi gezdir bakalım Faik! Odunlukla aptesa- neye kadar her tarafı görsün! Arkasında Mahmut kaptanm oğlu, Halit hışımla odadan çıktı, ve Nüzhetin dediği gibi odunlukla apte- saneye kadar her tarafı hakikaten aradı. Evin hiçbir yerinde, hiçbir köşesinde, ne karısının gizli olduğuna ne de bir zaman bulunup #onra gitüğine dair hiçbir delil ve alâmet görmedi. Kapınm önünde idi, çıkacak tı. Gitmeden önee, özür dileyip dilememekte tereddüt ederken yukardan uzun ve mütecaviz bir kadın kuh- kahası işitildi. Garsğn kız m: yoksa öteki mi, o de- / SENENİN EN 3-11. 87 * et Fatih Noterinin Dünkü Muhakemesi Dün ağır ceza mahkemesinde Fa- tih noteri Şükrü ile başkâtibi Fevzi ve daktilosu Münevverin mühakeme- lerine devam edilmiştir, Ehli vukuf- İtan sorulan son kanaat rapora mah- « Bu rapora göre, 928 ve 929 sönelerine ait defterler- den söklllen müstamel pullar gayet maharetle kullanılmış, pulların üstün de tekrar kullanıldılarını gösteren hiç bir eser görülmemiş ve'bu yalnız pulların altındaki izlerden ve bir te- sadiif eseri olarak meydana çıkmış- tır, Hiç birisinin üstünde de Noter Şükrünln imzası bulunmamış, yalnız bir müistumel putun Üstünde başkâtip Fevzinin imzasına rastlanmıştır. No- ter Şükrü 928 ve 929 senelerinin tef- Uş sonuna kadar olan defterlerinin de getirtilmesini istemiştir. Muhakeme Tibbr Adli enelimeni raporunun ve defterlerin getirtilmesi için başka bir güne bırâkilmeştir. Zun olmuştur. mm» Pek yakında: TEPEBAŞI « GAFRDEN'iNnde HARRY FLEMİNG 20 kız ve 20 erkek artistten mürekkep TRANSCONTİNENTAL 1937 Habeş Revüsü MİAMİ - HARLEM - HAVANA ve 15 erkek — 10 sevimli kızdan mürekkep Kontinental Ambasadör Cazı Bugünlerde Avrupada dolaşan en zengin Amerikan temaşası. BÜYÜK MUVAFFAKIYETİNİ KAZANAN EN GÜZEL FiLM iLeylâklar Açarken Jeanette Makdonald M ESI,ES ES Sinemasında NELSON EDDXY pAHA BİR KAÇ GÜN TEMDİD EDİLMİŞTİR. YARIN AKŞAM BÜYÜK SİNEMA MÜSAMERESİ OLARAK ipek Sinemasında AMERİKADA 1937 senesine kadar yapılan filmler arasmda DUNYA BİRİNCİLİĞİNİ KAZANAN SARI ESİRLER 400 milyonluk muazzam bir milletin UYANIŞI Baş rollerde: Makiyaj kralı PAUL MUNI maa. LUİZ RAYNER Viyanalı yrldz. Çin kadınlarının müessir fedakârlıkları, aşkları, istirapisrı, hayatları, 20,000 FİGÜRAN - Yalnız bu film için kurulan şehirler 2 milyon dolara mal olmuş bir şaheser, min kucağında oturan m gülüyordu? Bunu anlıya- madı. Ve bu #68 içerilerden uzaktan değil sofadan, merdivenin başından geliyordu. Halit bir mukabele de bulunmayı, aldırış etmeyi tenezzill sayarak gide - cekti. Lâkin Nüzhet seslendi: — Netice nedir Halit Beyefendi? Bari bir yerde bir gizli define keşfedebildiniz mi7? Olduğu yerde mrhlamp kalmıştı, Oğlan merdivenin trabzanlerindan sarkarak devam etti: — Devlethaneye mi? Güle güle efendim, güle güle. Böyle yerler evli barklı zatlara yaraşmaz! Ve tekrar 0 uzun, yüksek, mütecaviz karkaha, O- rospu kahkahası, Orospu kahicahası. Fakat bu sefer bu kahkaha bir kırbaç oldu ve onun sanki sırtında, sanki yüzünde şakladı. Başmühendis tam kapmın ö- nünde iken geri döndü, merdivenleri hizla çıktı, So- fada Nüzhetle karşı karşıya, geldiler, Biran, gözgöze bakıştılar. Halit kazısıam burada mutlaka bulunmuş ve ancak kendi geldikten sonra kaçırılmış olduğuna birden mutlak bir emniyet duydu. Ve oğlan, aldat - mış olmanın gururu içinde gülümsiyerek ağzını çar- piteyordu, Halit: — Dikkat et, belânı erama k. Ona evi gezdiren Faik arkasından merdivenin ya- rısına kadar gelmiş ve orada kalmış, sofaya çıkma” muıştı, Fakat garson kız pervasız ve cessurdu. Nüzhet le beraberdi, tâ yanında duruyor, omuzuna abanıyor- du. Sarhoşluğun yardım'le Nüzhet te hiç korkmamış ş6 homurdan- ti. Bahsus ki, omuzuna abanan bu kadının yanımda erkekliğinin şanını göstermiye kedisini mecbur his- sediyordu.. Gülerek ve biraz sallanarak Halide yek- Jaştı. — Sen mi beni korkutacaksın, sen mi? diye sordu. Onun İçki kokan nefesini Halit yüzünde duymuş- tu, Bir eli gayri ihtiyari arka cebine gitti ve: — Be- Jânı arama! Diye tekrar etti, — Mademki böyledir, mademki yilksekten stıyor- sun; Dinle öyle ise! Evet, karınla aylardanberi müna- sebetteyim. Bu gece de kendisile burada buluştuk. Lükin beşbaşa, şairane ve âşikane mülâkatlardan bi kıp usanmış olduğum için şu iki arkadaşla iki kadını da çağırmışlım, Ancak kendilerini görünce, hanıme- fendi hazretlerinin haysiyet ve namuslerı galeyan © diverdi, Sizin gibi o da asabileşip çıktı gitti. Bu gece elim eline deymediği için zavallıcık masumdur, gü- nahsızdır. Sakın tekdir filân etmeyiniz. Zaten bence, Acaba iki arkadaşının, iki dalkavuğunun külhsrbey liklerine ve kuvvetlerine mi güvenerek bu kadar |ie- ri gidiyordu? Halbuki Mahmut kaptanm oğlu merdi- veni bitirip bir türlü sofaya ayak atmamıştı. Gümrük çü ise zaten odadan dışarı çıkmamış, tıpkı Biyanka gibi içeride kalmstı. Bir dakika evvele kadar o dere- cede cessur görünen, kavgayı kahkahasile açtıktan sonra da körüklemekte devam eden çift adlı kız bie artık kendisinin omuzuna daysnmayı tehlikeli bul müş, geri geri çekilerek oda kapısının eşiğine kader gitmişti, Ve Halit “zaten bence,, sözline kadar rovel- - Müldhiş isyan ve harp sahneleri. Numaralı biletler bugünden satılmaktadır. Veri Sikarak cebinde mütakallis duran verle beraber birden çıkarmış, rovelverle yükselterek birdenbire ve iki el ateş edivermişti. Oğlan, yüzü kanlar içinde, “aman!,, diye bağırarak yere düştü. Sofa o anda doldu ve her taraf, her şey, tavana Kadar allak bullak, altilst oldu. Ancak yüz kişinin ya» Pabileceği bir gürültü içinde (öldü! öldü!) diye bağı Yaşıldığını başmühendis bir rüyn içinde gibi duyuyor du. Nihayet tamamen meydana çıkmış ve yanma gel Miş olan iki erkeğe Halit rövelverini sessizce ve ih- tiyat ve dikkatle teslim etmiş, sonra kendisini işret odasında, hayvan postile örtülü ve biraz evvel Nüz- hetin o kızla beraber oturduğu sedirin üstünde kal muştu, İşte, hiç farkında olmadan katil olmuş, karısmı kollarda yakalasa belki de vurmıyacağı bu çocuğu, ihtimal ki, iki hovarda ile iki fâhişe önünde ondan Bıktığını söylediği için vurmuş, belki bu söz kocakk gururuna aldatılmaktan da daha ağır gelmişti. XXV Mükerrem yüz sene dalın yaşasa cinayet gecesi geçirdiği ıztırap saatlerinin bir dakikasını bile unuta. mıyacak, bu gece her dnkikasile hafızasında ebediye- te kadar yaşıyacaktı. Bu müthig, bu hakikaten ce - hennemden gelmiş, cehennemden alınma bir gece idi. Evvelâ Kapuzda aşkına ve haysiyetine edilen haka- ret, uğradığı o korkunç muamele! Yanmda mahut he riflerle, muhafızlarile kaptanm evine vardığı vakiti daha içeri girmeden pencerelerde gördüğü fazla ısık tan kuşkulanmıştı. Sonra evin kapısmdan taşlığı gir. diği zaman yukarıdan kahkahalar, sarhoş kadın kah kahaları duyarak beyninden vurulmuşa dönmüştü. — Kim bu gülen kadınlar? Bu ne demek böyle? (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: