12 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

12 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Üsta Her Sefer Yepyeni Şarkılar Okuyan Ak Saçlı Genç EE i Yazan: Ömer Rıza Doğru | EE tanbul radyosunda çalışan sanatkârlardan bir kısmı- nm en büyük derdi, program ha- zırlamaktadır. Çünkü ralyoda oku- nan bir şarkınm veya herhangi bir eserin, aklımda kaldığına göre iki ay kadar, tekrarlanmaması lâ- zımdır. , Tekrarlamanın ön geçmek ten maksat, sanatkârların çalış- mâlarınır yeni eserler arayıp bul- malarımı temin etmektir. Bu sa- yede dinleyiciler de sevdikleri &- serelri özliye özliye dinliyecekler Ve tekrarın vereceği usançlan kur- tulacaklarlır. Radyo dairesinin tekrarlamala- TA karşı gelmek için aldığı tedbir, göçen iki ay zarfında okunan bü- tün şarkıları ve eserleri kaydeden büyük bir listeyi besması ve prog” ramları bu listeye göre kontrol et mesidir. Bu liste, bir aralık duva- Ti üzunlemasma kaplar ve yere , bir çarşaf gibi osarkardı. Sanatkâr arkalaşlar, onun önün- de toplanır, kâh sıkılarak, le- yek, kâh hiddetlenerek, evvelce ha yıiiârkları programları değiş - tirirlerdi. Günün birinde bu çarşaf gibi sarkan liste ortadan kalktır fa kat bu yüzden sevinenlerin sevin- ci, hiç te uzun sürmedi. Çünkü bis te tekâmül etmiş, bir defter hal ve vekarmı almıştı akat gördüğüm ve tanıdığım F sanâtkârlar içinde bu liste- ye tamamile lâkayt olanlar da var dir. Bunlar, hazırladıkları progra mı Bstenin kontrolünden bile ge- girmiye tenezzül etmezler,çünkü önlarm kendi listeleri, bu listeden daha çok zengin, daha çok geniş- tir. Bu sanatkârlardan biri de üs- İst Bimen Şer'dir. Üstat Bimen, İstanbul radyosun da kendi bestelediği eserleri okur. edi sekiz aydır, her hafta tiç beş eserini okuduğu ve hiçbir eserini de tekrarlamadığı halde çalışmala rima devam ediyor. Ömrünü şarkı bestelemekle, ya ni aşk, hicran, vuslat ve hasret hic- ranlarma ahenk vermekle geçiren üstat Bimen çok sevimli, vakur bir | şahsiyettir. Saşlarınm beyazlığına bakarak İhtiyarladığını sanarsa- nuz aldanırsınız. Çünkü gönlünün | dâlmi gençliği, yüzünün genç gü. Yümsemesinde en güzel ifadeyi bu- Tur, Ve yaşının İlerlemesine rağ- men dinçliği ve zindeliği bu-ifade- yi teyit eder. Hâlâ kolalı yaka kul Yanması ve da'ma siyah el ile gezmesi gençliğinin resmiliğe bağ- İk ananesihe hürmetini ve genç ya gadığı devirden ayrılmak isteme- diğini gösterir. aşkaları, genç görünmek için devirden devire kolaylıkla atlarlar ve yeni devire intibak edin ce kendilerini gençleşmiş sayarlar. Fakat Bimen öyle değildir. Bugün de, belki yirmi beş sene evvel gez-. diği ve geyindiği gibi gezer ve giyi nir, hattâ konuşur ve yirmi beş sene evvelki noktada durduğunu ispat eder. Ötekiler mi haklı, yok- sa üstat Bimen mi? Belki ikisi de Üstat Bimenin yüzleri aşan eser eri, onun dalma çalıştığını göster. miye kâf! değil mi? Bu uzun ve verimli #emeresi herşeyden evvel, gençliğini ve dinçliğini muhafaza etmesidir. Çalışan kafa ve çalışan kalp, hakikateri ihtiyarlamıyor ve hakikaten yorulmuyor. Kafa ve kalp ancak çalışmaktan usanınca, çalış- maktan tiksinince uçuruma gider. Çalışanların kafaları tükenmez bir hazine ve kalpleri sonsuz bir um- mandır, Üstat “Bimen,, in hali ve tavrı insana bunu ilham ediyor. B gözümü getirdi: Kendinizi İstanbulun apartıman- sız bir semtinde, henüz ev haya- tmın yaşandığı bir mahellesinde farzediniz. Evin birinden bir dikiş makinesinin gürültüsü aksediyor; gürültü arasından temiz, berrak bir ses fışkırıyor, bir şarkıyı te - ederek yaptığı işi gönlü- lerile besliyor! Yahut evinin içinde fırıl fırıl dö nerek çalıştıktan sonra bir köşede dinlenirken incecik sigarası tel tel dumanlarında rüyaya dalan ve bir şarkı mırıldanarak yorgunluğu- nü gidermek İstiyen bir genç ka- dını dinleyin. Dudaklarından dökü len nağmeler hayatma, âdeta yeni bir cilı verir ve ruhunu gururun cn masum neşesi ile yeniden canlan- dır. Üstat Bimenin bütün bu özleyiş- leri söyletmekte ve hayata bu ye- ni neşeyi vermekteki hissesi her- halde çok büyüktür. Ürn mikrofonun önünde dinledikten sonra kendi kendime: — Türk evlerinin harimine gi- ren ve gönülleri coşturan sanat- kâr, demek bu ak saçlı gürbüz genç miş! dedim. Kolalı yakasının dikliğinden fark- ay Bimeni birkaç ay ev vel tanrdım.Onu dinlemek önüne nice nice levhalar İİ * Bir Diktatörden Diğerine EE "ar Şuracıkta fotoğrafmı gördüğünüz Bayan, son bir iki ay içinde dünya- nın meşhurları sırasına girmiş olan Magda Fentanges'tir. Rivayete göre, genç kadın, uzun zaman Italya dik- tatörüne yaklaşmak istemiş, fakat vaziyeti şüpheli görüldüğü için Ital- yadan çıkarılmıştı. Aşkının ve saa- detinin yıkılmasına, Fransanm Ro- ma sefiri Kont de Chambrun sebep oldu sanarak, zavallı diplomatı vur- mak istemiş fakat yı narak da- vasına başlanmıştır. Son günlerde alman haberlere gö- re Bayan Magda, Fransadan asiler İelinde bulunan Ispanya topraklarına kaçmış ve Franco'ya gitmiştir. Sanatkâr Bimen Şen kendi evinde.. #tz lik ve dolgun vücüdile mikrofon- dan bir metre uzakta duran Bi- men yalnız sanat icaplarını düşü- nen azami çiddiyet İle çalışır. Gi- yinişindeki cidâiyet, çalışmasında- ki ciddiyetle ikidir. İş başında kendine mahsus jestleri yoktur. Ciddt işaretleri vardır. Radyomuzda televizyon tatbik edilmiş olsa, üstadın her şeyden evvel düşüneceği iş, mikrofon ba- şinda çıkardığı siyah renkli ceke- ti, hemen sırtına geçirmek olacak te Stüdyonun her tarafı Azami iti- na il6 kapanmış olan ve yazın da kışın da insanı terleten muhitine karşı sanatk si ceketlerini çıkarıp aile muhiti- nin samimi havası içinde çalışmak- tir. Televizyon hepsini rabatsız ©- decek. Fakat o zaman da ayni yer de çalıştığımızı farzedecek olur - sak muhakkak ki, üstat Bimen ko- lalı yakasından, kolalı kolluklarn- dan, siyal. ve ağır elbisesinden kür tulacak, resmiliğe bağlı an'aneye fazlâ saygı göstermek kaydımı kır mak mecburiyetinde kalacaktır. Üstat, kimbilir o zaman ne ka. dar üzülecek ve nekadar rahatsız olacak, Fakat hürriyete kavuşmak ü- züntü çekmiye, üzülmiye değer bir | şeydir! Kayseride Tekrar Pastırma İmaline İzin Verildi Ankara, 11 (Tan muhabirinden) — İ Kayseride pastıfma imalâtınm gayri sihhi şartlar içinde olması yüzünden Sıhhiye Vekâletinin bu vilâyette pas- tırma yapılmasını şimdilik menettiği. ni haber vermiştim. Bunun Üzerine Kayserililer pastırma ticaretinden Yıl da 15 - 2 milyon ira kazandıklarını İlleri slirerek bu kararın tebdilini rica İ etmüşlerdir. Bir taraftan da Kayseri belediyesi dehal sarf bir mezbaha ha- zırlıklarına girişmiştir. Mezbaha 200 bin liraya çıkacaktır. Belediye bu işe 100 bin lira tahsis edebilmekte, üst tarafı da Belediyeler Bankasından a- nacak ödünç para ile tamamlanmak. | tadır. Sihhiye Vekâleti Kayseride bazı İ şartlar dahilinde tekrar pastırma ima line müsaade etmiştir. | rine telâşa düşmüş serili vatandaşlarımız Vekâ- sadesine fevkalâde sevinmiş Men' kararı olan Ka; letin mi lerdir, —X—————— İnsanların Ömrü Uzamış Amerikada tutulan bir istatistiğe göre, Umumi Harpten evvel insanla- rın vasati yaşayışı 47 yıl olduğu hal de 1918 yılından sonra vasati yaşayış 60 sene olmustur. en açıkça hatamı itiraf et. İÖ mek meeburiyetindeyim. Malüimunuz olduğu zere memuri- yetim küçüktür amma yaptığım ha tâ pek büyüktür. Ben, umum fabrikalar müdürlü. ğünde muamelât Bir gün umum müdür beni yanma çağırdı Siniçkin, dedi, bugün bir nu- maral şekerleme fabrikasında ü- mumi içtima var, değil mi? — Evet İvan Fedoroviç — O içtimada ben de bulunmak istiyorum; şimdi bu fabrikanın di- rektörü Vasyiikof mu? — Affedersiniz Ivan Fedoroviç, tabil'bin bir işiniz arasında hatırla- mana imkân yok; fakat Vasyükof oradan ayrılalı iki sene oluyor. Şim di oranın direktörü Bezmenoftur. — Bezmenof mu?. Tanırım, ta. bil.. Şu uzun saçir herif değil mi7. Saçlarmı kesmesi için ben ona kaç defa söylemiştim. memuruyum... — Af buyurun, Ivan Fedoroviç, tabii bin bir işiniz arasında hatır lamanıza imkân yok; fakat Bezme- nof ahadan doğma keldir. Kel mi?. Neysâ.. Bu ken- dineâit bir iş. İçtime nerede ola: cak?. “ Büyük klüp ” te, — Şu halde sen bana fabrikanm faaliyeti hakkında küçük bir muh. tıra hazırla!.. Bilhassa noksanları iyice tebartiz ettir! bii İvan Fedoroviçin istediği muhtırayı derhal hazırla- dım.. Bütün noksanları tafsilâtile tesbit ettim, Karamelâ istihsalâtın- daki noksanlara işaret ettim, Bis- küvilerdeki kalite bozukluğuna te» mas ettim. Reçel işindeki acemilik leri gösterdim. “Peti - Bös” ün ye- ni yaşayışımızda oynadığı rolü te- barüz ettirdim. Ivan Fedoroviç benim bu muhtr- ramla “Büyük Klüp” teki içtimas gitti. Klübe vardığı zaman içtima en hararetli Dir Sâllmölmda 4d. Umum müdür olmak srfatile Ivan Fedoroviçe derhal söz verdiler. İ- van Fedoroviç kürsüye çıktı ve fab rika işlerini esaslı bir şekilde ten- kide girişti: — Arkadaşlar, dedi, artık çalış ma usullerinizi tamamen değiştir- meniz lâzım. Yeni yaşayış şeklimiz bizden yeni yeni faaliyetler istiyor. Herşeyden evvel kadrolarımızı bil- meliyiz!, Mücerret olarak değil, fa- kat konkre olarak iş yapmasını öğ. renmeliyiz. Bilhassa işimizi ve eli- mizdeki canlı insan kadrosunu ga- yet iyi tanımalıyız!,, Bezmenof fe- na bir arkadaş değil (dinleyiciler. den bir ses: “Kim?” reis zili çalar.) Fakat idare ettiği branşı kâfi de- recede bilmiyor. (Bir ses: “Bu Bez- menof tâ kim oluyor?" reis yine zi- li çalar.) Arkadaşlar! Gürültü yap mayımız!.. Tenkitlere tahammül et mesini öğrenelim. Zamanmda beni de tenkit ediyorlar, Müsaade edin ben de SİZİ tenkit edeyim.: Ben şah gen başta olmak üzere umum fab- rikalar müdürlüğü, fabrikanızın fa aliyetini adım adım takip ediyor. Fabrikanızda ne olup ne bittiğini çok iyi biliyoruz. (Elindeki küğı- da bakar.) B ugün fabrikanız ne vaziyet tedir?. Herşeyden önce ka- ramelâ istihsalâtında büyük bir noksan göze çarpıyor, (salonda ha- reketler). Evet, arkadaşlar, artık bu edepsizliğe bir son vermek lâ um. Plân.. Plânm.. (yine kâğıda bakar.) Evet plânm yüzde 4,5 nis- betinde aksamasma nasıl göz yu- mabiliriz Sonra, memleket sizden iyi bisküvi İstiyor, (sesler: “Ne is- tiyor 7”) Biz yaptığımız bisküvilere nazaran hakkmızda hikiim verece- fiz. (Sesler: “Hergi bisküviler? Ne bisküvisi ?,, Riyaset divanında heye can, reis ZİL çalar.) Hangi bisküvi- ler diye soruyorsunuz? Bütün bis- küviler.. Evet arkadaşlar, bütün bisküvilere nazaran. Biz şu veya bu bisküvi arasmda fark gözetmiyo - ruz, Sonra arkadaşlar, sizden birşey rica edeceğim: Böyle mânasız lâf- larla sözümü kesmeyiniz!.. Benim- le mutabık olmadığınız noktalar var sa söz alıp kürsüye çıkinız!.. Fa- kat simdi benim söz söylememe RECELE KUVVET ÇA Yazan; 6. Rıklin Çeviren: B. Tok İren mâni olmayınız!,. Ben var. Zamanım mahduttur, Arkad r, sözümü bitirmeden önce bir nokta üzerinde daba dur- mak istiyorum: Fabrikunız bilhas- dir. Memleketin reçele ne kadar ih- tiyaet olduğunu pekâlâ bilirsiniz! İvan Fedoroviç yirmi dakika kar dar daha konuştu. “Peti - Bör"ün memleket mikyasındaki roltinden uzun uzadıya bahsetti. Velhasıl fab rikanın faaliyetine ait birçok nok. talara daha temas etti. Gördüğünüz gibi ona verdiğim muhtıra hakikaten işine yarımıştı. İ van Fedoroviç nutkunu biti Tir bitirmez gitmiye davran er a ele işim dı. Çünkü acele bir İçtima: daha vardı, Salondan çıkarken şekerleme fabrikasının direktörüne dostça, ar kadaşça seslendi: — Bezmenof, dedi. 'enmedin, değil mi? — Hayır Ivan Fedoroviç, gicen- medim. Esasen gücenmek âdetim değildir. Fakat. Tabii bana — Fakat benim ismim Bezmenoi değil rodur. — Şapiro mu?. Ha, evet, evet... Şapiro. Başka bir isimle karıştır. dım.. İnsan bin bir iş arasında unü- tuyor. Evet Şapiro bilhassa reçele kuvvet vermeniz | 1. — Ben reçele kuvvet veriyorum, İvan Fedoroviç, fakat.. — Yine ne “fakat” i* — Fakat, evde yerken kuvvet ve riyorum.. Burası reçel fabrikası de. gil, deri fabrikasıdır, ben burada nasil reçel işine kuvvet verebili rim ?.. yk gain an ük, YL Tık ölmuştu. Şimdi herkes bu işte İvan Fedoroviçi kabahatli görüyor, Hattâ gazeteler bile bundan: “ko- mik bir vaka!” diye bahsettiler, Halbuki zavallı Ivan Fodoroti kabahati var?.. Kabahat doğrudan doğruya benimdir, Şekerleme fab- rikasının içtimar “Şimendi'ferciler klü nde olduğu halde ben ona yanlışlıkla “Büyük klüp” te dedim. Görüyorsunuz ya, kabahat münha. sıran benimdir. İden haberim olmadı Lig Maçları Başlarken.. —— Futbol Federasyonu Reisi, İhtilâf Şayialarını Açıkça Tekzip Etti Istanbul Futbol Ajanının henüz ta. yin edilmemiş bulunduğu sırada klüp murahbaslarmı toplyarak fikstürü tanzim etmesi ve bu arada geçen s6- ne Sonuncusu Hâl ile ikinci küme bi- rincisi Anadoluhisarmın yer değiş. tirmesini teliiğ eden futbol federas- yonu ile mıntaka başkanlığı arasında fikstür tanzimi ve bu yer değistir!i- mesi yüzünden bir ihtilâf çıktığımı ba. 1 gazeteler yazmışlardı Bu iş için Wederasyon Başkanı Bay Sedat Rıza ile görüşen spor muharri. rimiz sorduğu suallere aşağıda vapları almıştır: — Istanbul mntakası ile aranızda i ce bir ihtilâf çıktığını bazı gazeteler ya-| #iYorlar, Bu ibtilâfın sebebi nedir? — Böyle bir ihtilâf rivayetini ben de güzetelerde okudum, Böyle birşey- gibi bir ihtilâf mevzuu du yoktur. — Klüpler lg maçları itiraz ediyorlarmış. — Türk spor kuru kalar hakkındaki talimatnamesinin 13 üncü maddesindeki sarahate göre, Istanbul mıntakası birincilik müsa. bakalarınm umumi programı fede. rasyonumuzca mmtakaya gönderil. mişti #türüne Bu programı tatbik ile mükellef bulunan Futbol Ajanlığı o zaman münhal bulunduğundan talimatname, nin emrettiği lig heyetini teşkii için umum! merkezden müsaade alarak Is- tanbula geldim ve lig heyetini topla» dım. Bütün Klüplerin murahhaslarından teşekkül eden 12 kişilik Tig heyetinin icraatıma karışmadım. Bu arkadaşlar nizamnamenin emrettiği hudutlar da- hilinde hareket ederek aralarmdan 2 'P ve mutemet yapı tılar ve bir devrelik lig maçları fiks- türünü tanzim ederek klüplere bildir- diler. — Hilil klübünün İkinci kümeye gitmesine ve Anadolühisarının birin ci kümeye yükselmesine itiraz edili- yormu$. Ne dersiniz? — Hilâl ile Ansdoluhisarınm oto matikman yer değiştirmesin! nizam- hamte emretmektedir. Talimatname- pin 17 inel maddesinin hükümleri be değiştirmeyi mecburi kilmışlır. Bu- nün aksini yapmıya imkân yoktur. Federasyon Reisinin bu beyanatma ve müsabakalar talimatnamesi sars- hatine, nazaran, mevcut fikstürün de- giştirileceği ve klüp sayısının çoğal- tılacağı hakkmdeki rivayetlerin asli olmamak lâzim geliyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: