21 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

21 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 21-10-9387 TAN Gündelik Gazete BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN TAN'ın hedefi: Haberde, fi kirde, her şeyde temiz, dü- rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. | GUNUN MESELELERİ Vatandaşların Hayatına Karşı Gösterilen Hassasiyet Midye sahillerinde kayalara düşen ve orada günlerdenberi açlıkla, su- #uzlukla, ölümle pençeleşen beş on| yurttaşı vaziyeti karşısında hükü- metin dayduğu hassasiyet bil'sass8 kayde şayandır. Celâl Bayar, bu kazazedelere yak mız karadan ve denizden yardıma 'koşmakla iktifa edilmiyerek tayyare le havadan da erzak ve saire gönde- rilmesini emrediyor. Derhal Veşilköy- den uçuruları tayyare bu zayallılara ekmek, battaniye vesaire götürüyor. Dünya ile alâkaları ve temasları ke- silen bu vatandaşların havadan Ge len bu yardım karşısında duydukları heyecan ve sevinci tasavvur edebilir-| siniz, Türk vatandaşmın hayatın hükü- metçe nekadar kudsi ebenamiyet ve! rildiğini gösteren bu misal, hizi de oradaki yurttaşlar kadar sevindir. miş ve heyecana düşürmüştür. Dünyanın neresinde olursa olsun Ingiliz, her yerde hükümetinin hima- yekür elinin başı üzerinde bulundu. ğunu bilir ve bu ona büyük bir grur ve emniyet verir. Türk yurttaşı da her yerde ve her zaman hükümetinin koruyucu elini bulacağına emin olabilir. Bu emmiyet, | bir yurttaş için saadetin en büyüğü! dür, ) o Londrada Oynanan Komedya Londrada, bütün dünyanm gözü önürde büyük bir komedya oynanı- yor. Sahne, Ingiltere Hariciye Nezareli- dir, Birinci perdede sahneye çıkanlar 21 devlet'n murahhaslarıdır, Mi İspanyada bulunan yabancı lerin çekilmesi meselesidir. Fransa gerek hükümetçiler, gerek Âsiler nezdinde bulunan yabancı kuv- TAN Muhafazakârların ve Mürtecilerin eski silahı: mili . Aren 20 (Başmuharririmizden) — Yeniçeriler, şirret- lik etmek ve bir adamı susturmak istedikleri zaman (Dine sebbetti) diye yaygarayı basarlarmış. Türk gazeteleri arasında eskidenberi derebeylik iddialarında bulunan “Cum- huriyet,, gazetesi de tıpkı öyle yapıyor. Bugün tayyare posta- sile gelen sayısında, bizim yazılarımıza cevap makamında ya- zılan iki yazıyı gördüm, Her ikisindede takip edilen usul “Milli hisleri tahkir etti,, şeklinde iddialarla heyecanlı bir hava uyandırmaktır, “Cumhuriyet,, gazetesi, bu sayede ortalığı sise boğacağını, bir ecnebi propaganda nazırına avukatlık yolun- daki, müdafaası çok güç hareket'nin izini kaybettireceğini ümit ediyor. Bu gazeteye şurasını hatırlatmak isteriz ki, Baba Tahir devrinde lığı, ana yasasının temellerinden biri mevkiine koyan esindeyiz. Muhafazakârlık, ecnebi düşmanlığı, ifrat ce- reyatlarını teşvik yolunda açmağa çalıştığı Çığır, faşistliğin koyusu- dur. İnkılâp rejiminin açık ve berrek gayelerine tabantabana zıttır Bis gün evvel Cumhuriyet gazetesinde Üniversiteyi tenkit ve. silesile ecnebi porofesörler #leyhinde bir yazı çıktı. Üniversite. de ve ecnebi profesörlerin usullerinde ve veriminde tenkit davet eden noktalar vardı. Biz de Üniversite ha kkında yaptığımız röportajda bun- larm Üzerinde uzun uzadıya durduk. Fakat, Cumhuriyet'in sözleri, şah- si telkin neticesinde masa başımda yazılmış, haksiz bir hücumdan iba retti. Bu gazete ile müspet bir mesele münakaşa etmek mimktn oldu. ğunu zannederek yanlışlarını anlattık ve meseleyi derinleştirmesini tav. siye ettik, Nitekim, bir gün sonra hükümet tarsfından neşredilen res- mi tebliğ de hükümetin Üniversite talim heyetinden ve bu arada ecne- bi profesörlerden memnun olduğunu söyliyerek Cumhuriyet gazetesin- deki haksız iddinları esasından çürüttü. u gazete, bugün tayyare ile gelen sayısında benim Üniversite hakinda) yazımda hiç söylenmiyen sözleri bana söyleterek bu 1 RİŞOL Usüü pal Sauıycı ve YU UİNCı0de KÜ mak için hükümetin uzun tecrübelerden ve esas tetkikleflen sonra mü- racnat ettiği usule karşı en İptidai muhafazakâr duyguları kabartma- ğa ve taşırmağa çalışıyor. Diğer bir sütununda çıkan bir yazıda da bizim çok tabii bir miti h's: sasiyetle ortaya attığımız davayı yani bir ecnebi propaganda nazrma avukatlık etmek meselesini tamamile bir tarafa bırakarak bize 'comü- nistlik emelleri atfetmeğe uğraşıyor. Bir münakaşada aciz haline dd OKUYUCU" MEKTUPLARI Bir Talebe Velisi Okuyucuya Cevap Menfi Hisleri Kabartmak ve Taşırmak, Asıl Davanın İzini Kaybettirmek... o 4 — - â yinin diğer tarafa bir yafta yapıştırmağa çalışara't dava ww Mn çürütmeğe çalışması muhafazakârlerm vx mir. il ik usulüdür. İ tele gazetesinin şunu bilmesini isteriz ki, burası inkilâp Türkiyesidir. En ileri fikirleri cesaretle kabul eden ve İttihatçıların ber- bat usuilerile eski ile uzlaşma şeklinde yarım ve menfi düşüncelere ve tedbirlere hiçbir zaman kıymet vermemiş bulunan bir ileri : muhttir. Burada meselâ: “Doktorluğu devletleştirmek doğru mu?" yolunda halkın sağlığına taallüku olan bir mesele pek güzel ileri sürülebilir ve fayda ve mahsurları münakaşa kabul eder, umhuriyet gazetesi “Memlekette faşistlik propagandası olua tiz Ğ derhal buna hücum ederdik” diyor. Bu gazeteye tavsiyem'2, ay* pa karşısına geçmesi ve kendi kendini seyretmesidir. Görecektir ki, yazıları başlan aşağı Caşist ölçü ve düşüncelerine uygundur. Yiğer eld- den faşistlikle mücadele etmek istiyorsa yapacağı şey ayna karşımda kendi kendisile çarpışmaktır. “Cumhuriyet” gazetesi, eskidenberi kendi kendine hükümetimize ait düşüncelerin sıkı bir neşir vasıtası süsünü veriyor. Üniversite hak- kında hükümetimizin neşrettiği tebliğ, bu iddiayı kökünden tekzip ede- cek bir vesikadır. Cumhuriyet, bir taraftan bulüskâr görünmek, bir ta- raftan halkm muhafazakâr duygularını okşamak, arasıra da zayıf san- dığı dairelere çatarak okuyucularına münekkit ve celâdet sahibi görün. mek şeklinde üç taraflı bir oyun oynumağa çalışıyor. Biz, bu şekilde bir gözetecilik tipini inkılâp ölçülerine uygun bulmuyoruz. Bunun ide- gl Türk gözeteciliğinin çerçevesinde yeri olamaz. iz öyle dülşünlüyoruz ki, milli siyasetin ancak bir ölçüsü ve bir tef- sir şekli olabilir. Tabantaba na zıt tefsir ve yazılarla halkımızda tereddüt uyandısmak caiz deği'dir. Umumi mayatımızm berraklığa ih- tiyacı vardir. Bunun için zıt tefsirler ve “Cumhuriyet” in derebeyi zihniyetine gö- re hiç bir müspet noktaya veramıyacak münskaşalarla vakit gaybet- mektense, “Ulus” arkadaşımızın başmubarriri Falih Rıfkı Atay'ı, asıl inkılâp gayelerini tarif ederek ortalığı tenvir etmeğe davet ediyoruz. Yeh Rafi Atay, menolerdenberi inkılâpçı bir fırkanın gazetesinde başmuharrir olması dolayisile <illi meselelerle teması çok sıkıdır, Ay- ni zamanda Türkiye Basın Kurumunun reisi sıfatile matbuat cephesin- deki ahenkte yakın bir alâkası vardır. “Cumhuriyet” gazetesi zihniye- tinde bir gazete ile münakaşadan hiçbir müspet netice çıkamaz. Fakat, Falihin yazıları ortalıktu berrak bir hava esmesine pek çok hizmet edebilir... O) çi, 1839 ZN Tan Ansiklopedisi , , Ahmet Emin ALMAN GÖPNSLEDİ MESELENİN İÇYÜZÜ bels'in bizim memlekette faşist cere- yanının yürüdüğünü söylemesi, bizi faşist devletlerin kuyruğuna bağla- masıdır, Biz bunu mevzuuhah's ettik, gürültüyü nedense, Cumburiyet ga- zetesi kopardı. Şimdi Goebbels mese- lesine cevap vermiyor, wiçin O müda- faa ettiğini söylemiyor, Roosevelt'in nutkuma karşı yapılan Japon peopa- gansımdan bahsetmiyor da, bizim bu meseleden bahsetmemizin kommü- Bist propagandası olduğumu söylü- yor, Bu suretle işin içinden çıkmak istiyor. Böyle milim bir davnda, bu çok çürük sipere saklanarak, sen şu- Sun, sen busun demek, işi şahsiyata dökmek, kuvvet alâmeti değil, zâf a- İlâmetidir. Hâlâ siyasi, ictimai terbi- yesi olgun fertler gibi mülüm dava- ları konuşma devresine gelmedik mi? o Şimdi davaya gelelim, efendi, fa- sizm aleyhine yazı yazmak neden kommünizm oluyormus? İngiltere, Amerika, Fraosa kommünist deylet- ler midir? Demokrasi rejiminin hâ- kim olduğu bu memleketlerde demok- rat, Hberal, radikal, sosyalist her ne- vi siyasi kanaate sahip fertler, fasiz- me karşı harp açtılar, müşterek cep- heler meydana getirdiler, Teşkilâtlar yaptılar, broşürler, mecmaalar, ga- seteler çıkarıyorlar. Bunların içeri- sinde korunlinizme düşman olanlar da çoktur. Amerika gibi demokrat bir memlekette yazıcılar kongresine faşistleri kabul etmediler, Cünkü bü- tün dünya faşizmden korkuyor, Bü- tün dünya istilâ emelleri besliyenle- Te, dünya sulhünü bozanlara, teca- vüze geçenlere karşı düşmanlık du- yuyor. Beşeriyeti yeniden büyük fe- lâketlere sürükliyecek bu cereyana karşı demokrasiler en müfrit sollar- değil, sağdadır. Habeşistan, Ispanya, Çin, önümüzde üç yaralı aslan gibi yatıyorlar, Büyük Roma İmıparator- luğu, dünya imparatorluğu kurmak *İlstiyenler emellerini | gizliyemiyorlar ki... Adolf Hitler “Benim Cephem,. isimli kitabında demokrasiye düşman olduğunu açık açık yazmıştır, Şimdi” bütün bunlara karşı el bağlayıp “bu- yurun, gelin. Biz sizden korkınayız mı?,, Diyelim. Faşizm, yalnız kom- münizmin düşmanıdır, bütün açlığı harpler ona karşıdır demek, bütün demokrasileri ve milli istiklâlleri to- pa tutan bir tehlikeyi milletlerden | verliğe sığar bilmiyorum. Bizim reji- İ demokratik bir rejimdir. Ne faşizm yibi başkalarının topraklarmda gözü vardır, ne de başka bir memleketin. Vetlerin çekilmesini teklif etmiştir. Vagiliz Hariciye Nazırı: — Bu defa da kati bir neticeye va- ereden Süphesiz, hayır. Bu sebeple Mister Eden'in sözleri: | — i i : çi | pi Li : ji li / tag muvafık görünen bu teklif 3ü şekli alacaktır: Ya ba Hi Praneo gönüllülerin kendi ri İzmirde “Emine Yoksul, isminde bir anne yazıyor: 42 Oğlum bu sene İzmir lisesini bitirdi, Fukat olgunluk dedikleri im- tihanda bir gruptan muvaffak ola, madı. Bir gruptan kalanları Üniver. site alır, dediler. Borç, harç ettim, ço cuğu İstanbula yolladım. Meğer böy. le talebeyi birkaç sene Universite al. mış, fakat şimdi almıyormuş. Bu gibi gençlerin bir sensin? ya: zik değil eni? Bütün analar ve baba. lar bu hale ağlıyor. Bunlarm bir se. nesi kolay ele geçer mi? Bir gruptan kalmış olanlara bu sene de Yüksek mekteplere devam müsaadesinin ve- rilmesi için birkaç satır yazmanızı ri- ca ederim. Çocuklarımız bir sene a- çıkta kalırlarsa okuduklarını da unut mazlar m1?" dikten sonra gönüllülerin çekilmesin- den vazgeçilecektir. O vakte kadar da şimdi başlamış bulunan taarruza biraz daha kuvvet verilerek dahilde- ki harp Franco'ya kazan. z Işte şimdilik oynanan komedi bu- M. Zekeriya bu müsaade, bir seneye mahsustur ve her yıl tatbik edilmesi imkimsz- dır. Binaenaleyh oğlunuz, imtihanında muvaffak olamadığı der sin İmtihanmı verdikten sonra Çak versiteye girebilecektir. ii Bir Senedenberi; Bozuk Bırakılan Bir Yol Silivrikapıda oturan bir okuyucu” muz şunları yazıyor: “— Çapa, Şehremini, Silivrikap: caddesine Terkos boruları ti. Buraların su ihtiyacı hiç . ki mühimdir vebu uğurda boru ds döşenir, yollar da açılır. Fakat gece” sene ilkbaharda kazılan ve altüst © diler yerler hâlâ düzeltilmemiştir. Su işi çoktan halledildi. Fakat bilhas- 88 21 inci ilkmektebin önünden &*“ çen yol âdeta bir çamur deryasına döndü. Şimdi yağmurlar da bastırm- €s bütün öğretmenler ve yüzlerce t8- lebenin mektebe girmek için sanki bir çamur denizinden geçmeleri icaP ediyor. Su vesilesile açılıp ta bir da- ha kapanmıyan bu yolun kapatılma” 8i hususunda alâkadarlarm dikkat nazarlarmı çekmenizi rica ederiz.” e Bir Okuyucuya Cevap Afyon barasunda avukat B. Koçoğ” la Şükrüye: “Yaptığınız müracaatın neticsien- mesi ve tahkikat yapılması bir z8mAn işidir. Yoksa, alAkasızlığa hamledile- enez, Kaldı ki, ihbarınızı daha yüksek makamlara da bildirebilirsiniz.” jem harbinin Akdeniz emniyetini tehdit eden bir cephesi de Balear adalarınm ya - terede kalmıştı, Fakat İngiliz. ler 1756 ile 1763 arasında bu ada- yı Fransızlara bırakmak mecburi- yetinde kalmışlardı. Meşhur İngi- liz Amirali Nelson, Minorkanm stratejik kıymetini takdir ettiği i- çin burasını işgal ederek deniz üs- sü olarak kullanmış ve burasmı Amlens muahedesi İle kay- betmişti. rine Balear oda'arı, dahili işine karışır. Herr Goebbels'in sözü üzerinde bu- nun için durduk. Biz harbedeğii, sulhe taraftar bir millet ve devletiz, Biz düşmanı gösteriyoruz, Siz niçin saklıyorsunuz? Sabiha Zekeriya “Saray,,da 3 Kişi Zehirle General Franco'nun yam e | öldürüldü Sarayköy, (TAN) — İlçemize bağ. istismasile, âsilere iltihak etti. Ka- |» Duacılı köyünde feci bir cinayet ol. talonyalılar 1936 ağustosunda bir | muş, bir kahveci çırağı ustası ve di iki adayı geri almak için uğraşmış | der iki kişiyi zehirle öldürmüştür. ve Majorkaya karşı da buna ben- ti. Ispanya hükümetine göre Ma- jorka adası ile Ivizo adası işgali altındadır. Ingiltere ile sa, Minorka adasının da Tafsilât şudur: ş Köyün ayni zamanda bekçisi olan Bilâl Ali, sabahleyin kahvehanesini açtığı zaman ocağın başında bir gise rakı bulmuştur. Akşama kadar şişe Tiaiyan nin sahibi çıkmayınca, rakıyı içmiye va vi karar vermiş ve arkadaşarı Arif öğ. bezi dan endişe etmekte. | lu Osman ve Çalli Mehmet ile paylaş dirler, Balear adalarmın son mühim ve mıştır. $ Bunlar rakıyı içtikten bir müddet Yenil deniz üsleri olmıya müsa- | sonra sancılanmışlardır. Osman bağı it limanları vardır. Vaktile Amiral | ra kıvrana ancak evine kadar gidebil Nelson Maltajı tahliye ederek Mi- | miş, kapıya gelince ölmüştür. morka adası ile Fransızların Tulon | Bilâl Ali ve Çallı Mehmet te Deniz Timasımı tehdit etmeyi tercih et- mişti, Bu adanın işgali ihtimalinin Fransada hassasiyet uyandırına- smun bir sebebi de adanın bü e hemmiyetidir. Bu yüzden Fransa mahfilleri o Minorkanım © İn - giltere ile Fransa tarafından işgali ile Akdenizde muvazenenin tesi sini istemektedirler, liye giden bir otomobile atlamışlar, lâkin Bilâl yolda, Mehmet te Denizli İ hastanesi önünde ölmüşlerdir. | Zabıta, Bilâlin çırağı Hüsey /ustasmın dükkânma ye | sadile bu cinayeti tertip zehirli rakıyı oraya bıraktığını ta Pit etmiştir. la birleşiyorlar, çünkü tehlike solda saklamaktır ki, bu hamgi vatanper- mlmiz, bazı hususiyetlerile birlikte

Bu sayıdan diğer sayfalar: