10 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

10 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 10 2-933 2 Nİ Gündelik Gezete ei TAN'ın “hedefi; Haberde, fikirde, her- Hyde temiz, dürüst, #amimi olmak, Karlin © gazetesi a çalışmaktır. ig ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr, | Sene 2000 Kr. 1 » 6 Ay EW » 400 »3 > 800 » > 153 30 » Milleilerârası posta Htihadına dahil ol. Miyan memleketler için 30, 16, 9,33 5- Tadır. Abone bedeli peşindir. Adres de- Bistirmek 25 ic ir, Cevap için mek- toplara 10 kuruşluk pul ilâyesi lâzımdır. ——— —————— —— JGÜNÜN MESELELERİ| amman. Siyasi Faaliyetler IYazan: M. Zekeriya) Almanyadaki son değişiklikler or- taya birçok ihtimaller çıkardı: 1 — Almanya Avusturyayı ilhak *tmek niyetindedir. Stoyadinoviçin #on Berlin ziyaretinde Yugoslav Baş- | vekili ile bu mesele konuşulmuş halledilmiş. Yugoslavya bu ilhaka i Faz etmiyecektir. 2 — Almanya bütün kuvvetlerini bir harp için seferber etmekle meş- güldür. İngiltere hazırlanmadan bir harbe başlamak tasavvurundadır, Bu günkü fırsatı bir daha eline geçire- miyeceğine kanidir. 3 — Son değişiklikler Almanyada ordu ile parti arasındaki ihtilâfı hal-| ledememiştir. Çünkü harp kuvvetle | rinin başına Göering getirilememiş, | onun yerine bu vazifeye yine ordu- hun mümessili sayılan General Kei- tel'e verilmiştir. Hitler orduyu kazan Mak için bütün kumandanları Berli- ne çağırarak onlarla anlaşmıya çalış. #muştar, * Herhalde bütün bu ihtimaller za- İen rahatsız bulunan Avrupada bir huzursuzluk tevlit etmiştir. Vaziyet aydınlanıncıya kadar bu huzursuzluk devam edecektir. * “Bir Tecrübe Daha po —.... mes a “te -İ sinde nnlaşmak siyasetini takip eden İngiliz Başvekili, İtalya ile bir anlaş- maya varmak için son bir tecrübe da- ha yapıyor. Şimdilik İngilterenin teminini is- tediği iki nokta vardır: Biri İtalyanın Arap memleketlerinde propaganda yapmaması, ikincisi İspanya harbi he yardımdan vazgeçmesi. Buna mukabil İtalyanın da şimdi- Tik hallini istediği iki mesele vardır. Biri Habeşistan istilâsının tanınma- &ı, ikincisi İtalyaya bir miktar para verilmesi, İngilterenin gayesi vakit karan- maktır; Uzak Şarkta meşgulken Ak- denizde bir müddet için istikrarı te- min etmektir. İtalyanın vaziyeti daha naziktir. Bir defa dahilde müthiş bir iktasadi buhran mevcuttur. Talya şiddetle pa- Taya muhtaçtır. Fakat ne Londra, ne Newyork mütecaviz bir memlekete Yardım etmek taraftarı değildirler. İtalya bu parayı alabilmek için, ma- Vakkaten olsun, tecavüz siyasetin- den vazgeçmek mecburiyetindedir. Sonra Almanyanın Avusturyayı il- bak arsusu dalma İtalyayı kuşkulan- diran bir tehlikedir. Bu tehlikeyi ber- taraf etmek için İngiltere ile anlaş- Muya yanaşması da muhtemeldir. Bu şersit dahilinde başlıyan İngi- Üz - İlalyan müzakerelerinin bu de İn müspet netice vermesi ihtimali | <oktur, * Müzeleri Açınız Dünyanın her tarafında müzeler birer halk mektebi vazifesini görür. Tatil ve bayram günleri her taraf ka- Pahı olduğu, halk vakit geçirecek yer aradığı zaman müzeleri açık bulur. Orada istifadeli saatler geçirir. Diğer Bünlerde görüp öğrenmiye vakit bu- | lamadığı birçok yeni şeyler öğrenir. Bizde bayramlarda müzelerin açık Olması halkın istifadesi bakımından <ok temenniye şayandır. Hattâ yalnız acık bulunmakla kalmıyarak, alınan duhuliye ücretini de kaldırmalıdır. Bu duhuliye ecnebilerden alınmakla #küfa edilmeli, müzeyi halkı tenvir çin bir vasıta olarak kullanmalıyız. İstanbul İmar Edilirken İstanbulun Fethine Ait Mühim Bir Nokta Mehmet Il Gemilerini ereden Geçirmişti ...rre Yazaniirerre., Abdurrahman Adil Eren ulunduğumuz asır için, yani ta- rihçilerin (Yeni Kurun) dedik- leri devir için en mühim hâdise İstan- bulun fethidir. İstanbulun fethinde de e: büyük hâdise Fatihin kızaklar kurarak bir gece içinde: doksan parça gemiyi kara yoluyla denizden denize, yani Mar mara denizinden Heliç denizine sür- mesidir. Çünkü İstanbul Kayseri olan Kostantin Paleologos Galatadan Saray- burnuna bir zincir germiş, Fatihin do- nanmasını Halice geçmekten, İstanbu- lu şark cihetinde muhasaradan koru- muuştu, Bu suretle İstanbulun şark ci- heti açık kalmış, muhasara tamam ola- MAMIŞİI. Bu azametli harp hâdisesinin cereyan et ği yer neresi idi? Kızakların kurulduğu ve ge milerin deniz üzerinde seyreder gibi karada gezdiği güzergâh neresi idi? Şüphesiz ki bu heybetli harp hâdisesini bütün tafsilâtile tes- bit etmek tecessüs hissini okşar ve tes- bit edildikten sonra da anan izlerini muhafaza etmek vacip olur. Istanbulun bir daha değişmiyecek olan kati nlömni yanarken Fetihin gemilerini oecirdiği kara yolunu bulmak, o yol üzerinde gemile- rin geçtiğini - bir harita üzerinde çizer gibi - canlandırmak milli bir vazifedir de ivayet ikidir: Biri Osmanılı rivayeti, di- ğeri Bizans rivayetidir, Osmanlı rivayeti şudur: “Çengeloğlu Tahir Paşanın Bahriye Nazir lığına kadar bir kumsal halinde olan Dolma- bahçeden Küçük Çiftiliğe, Küçük Çiftlikten. ve Harbiye Mektebinin altındaki vadiden Dr. Operatör Bay M, Kemalin apartıman yaptır. dığı yere, oradan da Pangaltıda “TAN” sine- masının altından ve Dere sokağı tabir olunan yerden Kasımpaşa deresine inmektedir.” Bizans rivayeti ise başkadır: “Kılıç (Uluç) Ali Paşa tarafından doldu- ruluncaya kadar bir kumsal olan cami ve ha- mam yerinden Kumbaracı yokuşundan, Ingi- liz kilisesi önünden aşarak Halice inmektir,” Bu iki rivayetten hangisi doğrudur? 'Bu azametli tarihi mesole Istanbulun imar plânı tatbik edilmezden evvel halledilmek lâ- zımdır. Bu azametli cengâverlik menkıbesi evlât ve hâleflere canlı olarak bırakılmaya değer şan- hı bir vâkundır. . BİR AMERİKA KARİKATÜRU : TAN ( / MA Hulüşi > Bursa Maarif Müdürü Bey merhum beni alır, Ni Vali Konağı karşısında bulunan Itfaly: koluna götürür, karakolun yanıbaşında ve Harbiye deresinin nihayetinde bulunan âbi- deyi okutur ve beni hayret ve tahsinlere gar- kederdi. Bu âbidede taş üzerine ve levha halinde: “Fatih Gemilerini Buradan Geçirdi” ibaresi yazılı idi. ' ç , Beşiktaş hakkında pek çok tetkikatı olan Şürayi Devlet Başkâtibi Hüseyin Bey zade Mehmet Fuat Bey merhum da: Ben tetkikat yaptım. Fatih gemilerini Kü- çük Çiftlikten geçirmiştir.” derdi. Bizans rivayeti Osmanlı rivayetine uyru- yor. Osmanlı müverrih ve müdekkikleri Fa- tihe ve gemileri sevkeden Balta Reise uzun bir yol tutturmuşlardır. Bizans müverrikleri ise daha kısa ve daha akla uygun bir yoldan gitmi z Bizans rivayetini orlaya stan Sorbon Da- rülfünun profesörlerinden Charles Diehi'dir. o Charles o Diehi, “Sine vE“ win Pears'ın “The fali of Cons tantinople” © adındaki | eserinden © ikli- bas etmiştir. Sire Edwin Pears, Fa tihin o muasırı bulunan Bizanslı omü verile Chrihlevoulor'tan, hekkmii gi > miş ve pek güzel tanıdığı Tophanede, Kumba- Tacı yokuşu civarlarında mevzii tetkikat yap- mış, gemileri Ingiliz kilisesi önündeki bir iz- den (Sentler) geçtiğini (o kestirmiştir. Chritovoulas o Fatih Oozamanında o yaz dığı ise Topkapı surayından çıkmıştır. 1820 - 1030 ( senesinde Avusturya ve Me- car müverrihlerinden bir heyet Istanbula gel di, Topkapı sarayında bulunan nüshayı tab ve teksir edilmemek ve yalnız bir müracaat memba olmak üzere - istinsaha izin aldı,Ma- carlıların suretini aldıkları nüsha Peşte Da- rülfünununda mahfuzdur. Bu nüsha dördün- cü Ehli Salip tarihini yazarak mitetliflik ve müverrihlikte bir şöhret kazanmış olan Sire Edwin Peoars'a Macarlı Avukat Bay Paariş e- liyle ve meşhur müsteşrik Vambri iltimasile gönderildi. Kitap iki cilttir. sise. ire Edwin Pears tetkikatını yaptıktan sonra müstensah nüshaları Peşte U- niversitesine iade edildi. Katyodolosün kis tabı de iki elilttir. işte yukarıda verilen tafsilât ve izahat ile Bizans rivayetinin memba ve mehazlarına çi- kılmış oldu. Ve bu suretle Bizans rivayetinin daha mevsuk ve hakikate daha yakın olduğu tesbit edilmiş oldu. Şu halde Bizans rivayeti- nin sıhhatine kail olduktan sonra Bay Prost- un avanprojesini ele almak lâzimdir. B ay Prostun avanprojesinde Gazi köp- rüsü Azapkapıdan, Iskender sokağını katederek Askerlik dairesi önünden Kanlı Sedde, Kanlı Sedden Tozkoparana çıkarılı- yor, Bu suretle Fatihin gemilerinin geçtiği yolu amuden katetmiş olur. Bu avanproje meşhur ve nazirsiz bir Türk seyyahı olan Evliya Çelebinin “künbeti” ile alâkadardır.Evi Çelebinin türbesi Yaşmak Sıyıran mahallesindedir ve Yaşmak Sıyıran Hatunun künbeti içindedir. Bay Prost ve mü hendislerimiz bu türbeyi muhafazaya muvaf- fak olurlarsa bahtiyarlık olur. Ve bilhendese bu muhafaza pek mümkündür. Tozkoparan meseldi tahrip ve yerine bir apartıman İnşa olunmuş ise de yadigâr ola- rak bir türbe kalmıştır. Ve yol otuz metre genişliğinde açılacağına nazaran türbeye do- kunmaz. Türbe de muhafaza ve Restaurer edilmek mümkündür. Bulduğu güzel ve tarihi güzergâhlardan do layı Bay Prosta her ne kadar teşekkür edilse yeridir. Imdi ze düşen, Bay Prostu tenvir &imek, yapacağı projelerde - kendisinin tay» siye ettiği gibi - tarihi yadigârlarımızı da mi- hafeza vesilelerini ihzar eylemektir. Plânda Fatihin gerüilerini geçirdiği yolun açılması ve muhafaza edilmesi ehemmiyetle nazarı dik- kale alınacak bir mesele olmak lâzımdır. U yazıları okuyan okuyucularımdan ve alelhusus Bay Prosttan rica ederim ki bir yanlışlığa düşmesinler. Ve beni (kabirlere) dokundurtmaz bir adam diye telâkki buyur- masınlar, Kırk sene geçtikten sonra kabirle- re dokımmak mahzuru yoktur, Ve bü kaide, memleketimizde kanun hükmündedir. Büyük edip Numik Kemal Beye gelince: tâ 1288 da Çöplü çarşısında; “Tbret” gazetesini neşreder- ken (Terakki) ünvanile istiktap ettirdiği bir makalede: “Ermvatın ihyaya mazarratı olmıyacak su- rette defni" kaidesini ileri sürmüştür, Ne Bay Prost ve ne de diğer okuyucular sultefsire düşmesinler. Ben şahsım İtibarile milletin ö- lülerini tebcil eder ve mümkün olursa yadi- giri zihayatları bulunan makberelerini yeu- hafaza sadedinde bulunurum. Bay Prost ta aynen benim fikrimde olup “Asar ve Abidatı tarihiye” yi muhafaza kaygusundadır. 'TAN avukatı, okuyucularımızın sordukları muhtelif suallere şu ce- vapları vermektedir: Bay Rifat— Zonguldakta. Kanuni bütün Yollara mürâcaat etmişsiniz. Yapılacık başka bir şey göremiyorum. * Imzası okunamıyan Nişantaşın. daki okuyucuya: amelesi yapılır, * M.Ş. ye: Horladığınızdan dolayı hasım tarafın size yapmış olduğu mus mele kanuni değildir. Kabahatli kendisi olduğundan sizden tazmi- nat istiyemez. Fakat, siz, yapmış olduğunuz masrafları talep edebi- Mirsiniz. BİZE SORUNUZ CEVAP VERELİM Umum maaş üzerinden haciz mu Hırçın WWW KOŞE Uzaktaki Mektebin Boğulan Kızı (Yazan: Aka Gündüz) Bilecikten bir mektup aldım. Bile- cikten gelen her mektubu dikkatle 6- kurum. Çünkü o güzel illerin bende güzel hatıraları kalmıştır. Mektubun sertliğini yumuşatınca ortaya şu çıkıyor: Bilecik isatsyonu- 'nun tam karşısında (Küplü) nahiyesi vardır. Eskiden bu nahiye o çevre na- hiyelerinin en güzellerindendi. Harp te baştanbaşa yandı. Şimdi eski ba- yındırlığını almıya çalışıyor. Bu na- hiyenin bir ilkmektebi var ki, nahi- yeden oldukça uzaktadır. Daha mek- tep edilirken söyledik durduk, bura- sı mektep olmaz, uzaktır, tehlikelidir. Başka bina mı bulunmadı ne oldu bilemeyiz, o yine mektep oldu. Hal- buki orasının bir tarafı demiryolu, bir tarafı mevsimlere güre coşan ko- ca bir dere. Bundan başka yamaçlar. da eriyip sızan karların açtığı ık- laf da var.Mektebe gitmek için büyük bir köprüden de geçmek şart. Bütün köy çocukları karakışta bu tehlikeli mıntakaya giderler, teneffüs zaman» ları da yine oralarda dolaşırlar. Evvelce burada mektep olmaz di- yen bizler yanlış söylememişiz. Ni- tekim sekiz on gün evvel acıklı bir hâdiseye şahit olduk:. Mektep talebesinden 12 yaşlarında bir kızcağız oynarken topunu suya kaçırıyor, Arkadaşı olan küçük bir kızla suyun akıntısına kapılan yüz paralık topu yakalamak için kenar- dan koşuyorlar. Mektepten epeyce uzaklaşıyorlar. Büyük kız topun ö- nünü kesmek istiyor. Ayağı kayarak suya düşüyor. Kurtulmak için çaha- hyor. Muvaffak olamıyor. Küçük ar- kadaşı hemen koşup mektebe haber veriyor. Vaka yerine süratle yetişi- yorlar, arıyorlar tarıyorlar, kızcağır zı bulamıyorlar. Nihayet 800 metr& kadar ileride diğer bir köprünün a- yak direklerine takılmış ve boğul muş olduğu halde buluyorlar. Mektubu yazanlar diyorlar ki, biz” vaktile söyledik, burası bir sürü ço- cuk için daima tehlikelidir. Dinliyen olmadı. Şimdi mesul kimdir? Bunu bana soran okuyanlarıma (Okuyucu yanlıştır) cevabımı açıkça verebilirim; Bu işte mesul sizsiniz! Evet bizzat sizsiniz! Öyle havadan lâf olmaz! ,Orasının tehlikeli olduğunu söylemişmişsiniz. Söylemek başka is- pat etmek başkadır. Madem ki, söy- lediğinize inanmadılar, kolayı var, i- nanmıyanlârı oraya davet edersiniz, bir iki çocuğu yakalayıp suya mtar-, İsınız, beklersiniz, boğulurlarsa sizin İ dediğiniz. doğrudur, boğulmazlarsa onların vizgeçmeleri doğrudur. Ya- hut birkaç çocuğu kaygan yarlardan aşağı yuvarlarsınız, kafaları gözleri hürdehaş oluyorsa onlar mesuldür, ol muyorsa siz yalancısınız.. Halbuki six böyle yapmamışsınız, sadece lâf nı edip durmuşsunuz, onun için SİZ mesulsünüz! Ankarada Z. V.N. ye: Cezanız üç aydan, üç seneye ka- dar hapistir, # Bay Nuri: 20 seneden sonra zavallı kadın ihtiyarladı diye yapmak istediğini hareket doğrusu yanlış. Maamafih kendisi ile evli olmadığınızdan do- layı gayet kolayca undan syrılabi- ç » Bay Rebiive: Mademki arkadaşınız davayı & Kame etmiş, müruru zaman artık mevzuubahis olamaz. Yalnız işini takip etmelidir. İsmail Kemal ELBİR © stanbul Barosunda Avukat resi !

Bu sayıdan diğer sayfalar: