7 Mayıs 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

7 Mayıs 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇOCUKLARA HİKAYELER : Mevsimsiz Ertan, ön bir yaşlarında, gürbüz kuvvetli bir çocuktu. Ayni zamanda çalışkan ve sınıfının birincisiydi. Boş zamanlarında hububatçı babasının dükkânında oturur müşterilere gü- İer yüzle münmele ederdi. Herhangi bir sey lâzım olduğu va- kit, koşar ve bir dakika gecikme den alır, dönerdi. Yalnız, Ertan, bazan bulundukları kasabaya bir strk-falan geldiği va kit, meydanlığa gider. Uzun zaman oralarda sirkteki şeyleri, hayvanları #eyrederdi. Böyle zamanlarda baba sının siparişlerini, annesinin istedik lerini almayı unutur, saatlerce sirkin etrafında gezerdi. eli İk Lü Annesi, Ertana karşı büyük bir sevgi ve şetkat gösteriyordu. Çünkü | Tayyareci Jrer misin benimle? — Nesine? — Bir kutu çukulatasına.. — Peki, bahsi mutlaka ben kaza- nacağım, — Görürüz... Arkadaşları böyle konuşurlarken İrtan düşünceli düşünceli duruyor- du Nihayet içlerinden biriz — Ben Ertanın nekadar cesur ol- duğunu biliyorum! dedi. meşhur bir tayyareci olacaktır. Bu sözler, Ertanın cesaret bütün artırdı. Birden annesinin nasi hatlerini, babasının tenbihlerini w- nuttu ve balonun sepetine atlıya- mler İpleri kesin! diye bağırdı İpler kesilince balon, yavaş yataş Yükselmiye başladı. O 28- rtan, heyecanını saklamıya uğraşarak, titrek bir sesle: — Allahaısmarladık — arkadaşlar! dedi. Tam bu sırada meydana doğru gelenler, balonun yükseldiğini gö- rürce telâşa düştüler. Ertanın annesi İhemen Koştu. İ Şimdi meydan dolmuştu. Herkes balonun ne olacağını, içindeki çocu- ğun ükibetini merak ediyordu. Büyük bir telâş içinde mütemadi- Ertan dört kız çocuğun içinde bir tek |yen gidiyorlardı. Bir aralık şaför: erkekti, Bazan annesi, onu sinema- ya götürmekten de geri kalmıyor.|di. dn Ertan, sinemaya bayılıyordu. Hele tayyare filmlerine... Böyle filmleri seyrederken kendinden geçer. mut Taka bir tayyareci olmuyı tasarlardı Engin denizleri 'aşan bir tayyareci olmak, hele tayyaresinden indiği 72- man etrafına gazetecilerin toplanıp resimlerini alması Bu hulya içinde dalar giderdi. Babasına gelince, oğlunu kendisi gibi tüccar yapacaktı. Bu sene İlk mektebi bitirecek olan Ertanı Tletiret lisesine gönderecekti * Bir gün kasabada, bir hava bayra- © mi yapılacağı ilin olundu. Oh! Ne güzel fırsat bul, Ertan bol bol tayyar Fecilere, balonlara bakacak, ta cilerin nası) uçtuklarını görecekti Bundan başka bir şirketin © gün, bir balon uçuracağı söyleniyordu. » Ertan, sabahleyin erken kalktı. Beş, altı arkadaşile beraber balonun! bağlı olduğu yere gitti Balonun yanına geldiği zaman bay retle bakarak: — Ah. şünunla bir uçabilsem.. Sa hipleri öteldeler şimdi... dedi. “Arkadaşlarından biriz — Pekâlâ olur! diye cevap verdi. Her zaman havacılıkla kafamın Şişi- riyordun! İşte, fırsat bu fırsat! Hadi bakalım.. — Yok canım, Ertan bu işi bece- remez. — Niçin beceremesin ! Bahse gi- j — Balon, yere iniyor! diye bağır Birkaç dakika sonra balon, sönmüş bir halde on beş metre yüksekliğin de bir ağacın tepesine takıldı, kaldı. Bu vaziyet, Ertanın babasını büs- bütün şaşırttı. Çocuğu ordan düşe- rek bin parça olurdu.. Bereket İkaybetmiyen şoför: — Ben acele döneyim. Bir yar. deme: heyeti getirteyim! diyerek sü- Tatle geri döndü Beş, on dakika geçince büyük bir otobüs göründü. Uğun merdivenler getirmişlerdi. Baygın bir halde olan Ertan, kur- tuldu. Birkaç gün sonra kendine gelebil- | ve mektebe devam etmiye başla dı. Fakat, bu halden en ziyade müte- €ssir olan annesi idi. Çünkü kadınca- iz, zayıf ve hasta idi. Bu heyecan onun iki, üç ay hastalanmasına ve yatmasına sebep olmuştu. Mutlaka | Babası, müthiş bir teessüre kapık-|| soğukkanlılığı || Tekin Önder Ne KÜÇÜK YAZICILAR MÜSABAKASI o 5 in bir küçük yanıclar müsabakası açtı. © günden- beri bleşok yası, pi Barıları, yarın için bize çek seyler. müjdeliyor. Fakat niz de bilirsiniz kl; ku Yazıların hepsini” birden çıkarmamıza — ikin yek. Saraya koyduk. Mer sayımızda birer İkişer basacağır. Sosunda da ara- in bir seçme yapılacak ve en Küçük okuyucularımız TAN — ÇOCUK sil e i OKUL Okulumu severim Hem de hergün giderim Okul benim bir yuvam Ben okulsuz daramam Emet: Yöbih okul sınıf 4 ten Tekin Önder Arttırmanın Faydaları Eskiden bir mahallede oturan iki çocuk vardi Bunlardan bi - rinin ismi Ahmet diğerinin de Hüseyin idi. Hüseyinin ailesi gayet fakir Alimedin ailesi zen gindi. Bu çocuklar. biribirlerile gok iyi geçinirlerdi. Ahmet mek tebe gitmez kendi kendine şöyle “düşünürdü; Nail olsa ben ken- | 'dimi geçindiririm; niçin © hoca- lardan dayak yiyeyim! Ayhanın Yaramazlığı Küçük Ayhan, çok afacan bir çocuktu, Hiç bir gün bir ya- ramazlık yapmadan durmazdı. O yaz okullar tatil olunca onu erdi. Ayhan oraya gi çük bir ırmak görmüştü. Birkaç gün sonra büyük babasının kö- ve kedisi Pamukla mını acıtmadan durmadı gün Pamuğa çok fena bir oyum oynamıştı. Zavallı pamuk bir kö de uykuya dalmıştı. Yavruları bir köşede bir kutunun için- de uyuyorlardı. Yaramaz çocuk bunu fırsat bilerek annelerini W- yandırmadan gidip kutuyla yav yuları aldı, doğru koşa koya, ır- mağa gitti ve kutuyla yavruları $ Fakat Hüseyinin fikri bunun ırmağın içine bıraktı. Yavrular $ aksine idi. O çalişip çabalamak, | birdenbire uyanınca ne görsün. $ adam olmak, ailesini sıkıntılı İrmağın çoşkun sularında $ yattan kurtarmak istiyordu. Hü irüklenip gitmiyorlar mı seyin annesinden aldığı on para acı feryada başladılar. Yaramaz $ nın beş parasını yer, beş parası çocuk bunları neşe ile seyredi- $ nı da bir kenara atardı. Nihayet yordu. Pamuk yavruların ferya- £ o, ortaokula oradan yüksek mek ile. uyandı ve © da ırmağın ke- $ teplere giderken Ahmet, daha parma gitti, acı acı miyavlamı: İ mektebe ayağını atmamıştı. Ni- ya başladı. Ne ise Çomar bü ©- $ hayet Ahmet elindekini avucun Tup bitenleri görmüş ve hemen $ dakini harvurup harman savur. suya atlayıp yavruların EittİĞİ İ muş, on parası kalmamıştı. AL esinin ölümü üzerine artık di - lenciliğe başlamıştı, Hüseyin ar zusuna erişmiş bir sübay olmuş. tu Arkadaşlar siz de Ahmet gibi haryurup harman sayurmayın. Bakırköy Ortaaktl 2-c No, 8 İhsan Akışık yere doğru yüzmiye başlamıştı. Yaramaz Ayhan orada daha faz. ln durmayıp hemen eve doğru kaçmıştı. Çomar en nihayet ku» tuyu yakalayıp kıyıya getirdi ve Pamuğun yavruları böylöce kur tarıldı. Zamen Sakal 61 inci kak 4-c de 407 kal hanın Yaramarlıkları” bılbasta çocuk kalbini, anlatması bakamındı dir... Yalmsz bun iclçük yoztesye ağabeyce bip nünhatimiz var. Tabi sx. Cümleleri biraz daha kısa yazmağa dikkat elsi. Yazıdaki ufak tefek cümle hatları onun bu kusurundan geliyor, Şiriniz güzel. Orda yaşmızdar umulmiyacak kadar küveti hiz ve, fikirler var. Yalnız size bir ağabey masibeti: Vezin ve kafiyeere birr fazlaca dikket et- eri izim... İhsan Akışığa: ierin Panna. ndan taki Yazı öade ve güzel. Bithamn çeke yerinde bir ders vermesi değer... Hisarı tebrik eder, bu yolda yürümesini dileriz Çocuklara fıkralar » Kuşlar ve İnsanlar Bugünlerde kırlara, ormanlıklara çıktınızsa etrafınızda, kuşların yuva- larını kurmak için öteberi araştırdık larını görmüşsünüzdür. Yuvalarımı kurmak için kuşlar bahçelerden, ko- rulardan gağaları ile dikkatli dik- katli küçük bir takım otları, inceci ları tutarlar ve yuva kuracakları yere taşırlar, Yolda, daha sağlam ve güzel bir şe ye rastladılar mi, hemen, ağızların. dakini bırakırlar ve inip, gördükleri şeyi alırlar. Kuşları, bu zamanda biz daha se- yimli ve çalışkan buluruz ve onları görüyorsunuz, bu orkestra Almanya- dadır. Orkestrada çalgı âletlerinin hepsi camdan yapılmıştır. galışırken görmek bize daha büyük * Satıcı Kadınlar bir zevk verir. Bizler de çocuklar, atağı yukarı semanın bu küçük sakinlerine ben- zemiyor muyuz? Annelerimiz, baba- larımız bizim için de ne güzel yuva- lar yaparlar. Daha dünyaya gelme- den hepimize birer yuva hazırlar mazlar mı? Kimisi bize tahtadan zel bir beşik, kimisi güzel, sevimli bir yatak... Her ana, baba kadi kudretine gö- re, doğun çocuklarına ihtimamla bir yuva kurar; onu renkli küçük yor- ganlarla, ipek yastiklarla süsler. Kü- çük, miniminicik elbiseler, çamaşır. lar dikerler. Hulüsa, dünyaya gelecek olan ço- cuklarına her fedakârlığı yapmaktan çekinmezler, kendi yiyeceklerinden |ve meyvalardan artık hayır bekle. giyeceklerinden kısarlar, ona hazır-| YİN! ik yaparlar. * Hele çocukları dünyaya geldikten sonra anneler, gece gündüz uğra- gırlar, uykudan mahrum kalırlar, çe- cuklarının üşümemesi, hastalanma ması, rahat etmesi için kendi rahat larını feda ederler, Sizler, küçükken aklınız ermediği için bazan sabaha kadar ağlar, bağı- rırsınız. Sizin bu bağrışınız, anne nizin rahatsızlığına mal olacağını dü şünmezsiniz. Anne ve babanızın sizleri büyüt mek için çeliği sıkıntıları hiç düşü- nüyor musun? Minimini kuşlar, yuvalarından çi- kıp gidince annelerini, babalarını he- men unuturlar, Onları tanıyamazlar bile... Fakat onlar birer kuştur.. Ço- cuklar, hiçbir vakit insan olduğunu- xu unutmayın! Her zaman anne ve ba banıza saygı ile. sevgi ile bağlı ka- kın, onları üzmemiye çalışın! Afrikanın Nlerya denilen memle İketinde satıcı kadınlar pazarlarda, bütün ötelerini berilerini yere serer- ler, Toprağın üstüne yayılan sebze| muştur, Bu tek tekerlekli bisikletle ancak kısı mesafelere kadar pek zahmetle gidilebilirdi. Halbuki şimdiki yarış bisikletleri ine rahat ve güzeldir. Saatte 45 kilo- 'metre mesafe katediyorlar. / Eski Gemiciler Eskiden gemiciler gemilerinin süratini dederler, sonra gemi nin boyunu ölçerler, katetmek için lâzım gelen müddet onlara geminin süratini verir. * Japon Rahipleri Japon rahipleri mabetlerine gir- meden evvel bir duşun altından ge- İçerler. Bü duşun suyu mukaddestir. ve ayni zamanda okunmuştur. Dür- İyadaki insanlar ne yapacaklarını şa- şırmışlar artık, değil mi? * Goriller Goril maymunu- İm tümel sineme İda görmüşsünüzdür Bu gayet büyük bir hayvandır. Korkunç, bir manzarası vardır Goriller, — diğer maymunlar. gibi © yaklarının . üstünde yürüyemezler. Yürürlerken ellerinin üzerine basarak giderler. #nafsalları ALPLE BABASI e Kendine yapılanlara aldırmadı. Fakat oğlunun da ağladığını görünce... “Geminin boyu kadar bir mesafeyi | Kahkaheii Nereye Giderler ? Öğretmen — Bir gemi batarken bü- tün fareler onu ter- ketmiye hazırlanır Demir — Peki Bay öğretmen nereye gil mek-için gemiyi ter- kederler? ğ * Fail Nerededir? Talebe — Çayırda dır bay öğretmen. ya) — Geçen gün vi- G zite ücreti olarak ver y Öğretmen — İnek ot j * #luyor dediğim vakit #sil nerededir? Geçmemiş Doktor — (hasta p Hasta — Ne tuhaf. Tedavi etti- Biniz hastalığım gibi. O da geçmedi Bay doktor, da iki kelime tama” Görünmiyormuş ile okunmuyacak bir EE Yılmaz — Hangi kelimeler bay öğ retmen? Öğretmen — Bahçeyle, ağaç! Bahsi Kazanmış — Sekiz gün ye. mek yemeden ve Ra sekiz gece uyku uyu madan duracağımı dair bahse tutuştuk. — Bahsi kazandın. mi? — Evet. Sekiz gün gündüzleri uyu dum ve geceleri, yemek yedim. * Neden Kırılmış? Salonda masunın üstünde duran saat kırılmıştı. Annesi ş Cengize sordu i — Saat neden kı ld? : — Neden olacak anne. Her za man sen saat ileri gidiyor demez. miydin . Bu sefer çok ilerledi ve mâ- sadan düşerek kırıldı. : Çocuklar, Dikkat Ediniz ç he e mm 9 cenin halil) demetisiniz. Ayni za | manda zarfın arkasına adresinizi 0. ei Re marsa ve kendi adresi Bulunmıyan i hal kağıtlarına big. bakılmıyacaktır Haberiniz olun. çecukler. Günkü Bünü artık yazmamak niyetindeyim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: