12 Mayıs 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

12 Mayıs 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dar Boğazda Çok Şiddetli Bir Çarpışma Başladı Vaziyetten henüz haberdar ol - Miyan General Fese, (Binbaşı Tu- İinevski) müfrezesinin Şamil ta - Tafından imha edilmesinden kor- Karak derhal bir tabur askerle kay Makam Buçkiyefi imdada gönder- Mişti... Bu kaymakam, müsademe Yerine öyle bir zamanda gelmişti ki; gerek binbaşı Tubinevski, ve ge Yek askerleri, Şamilin zorundan, dehşet içinde kalarak endişeli sa- âtler geçirmektelerdi. Şamil, imdat kuvvetinin geldi- ğini görür görmez; bu kuvvetin başında General Fesenin de bulun- duğunu zannederek ona hazırla - dığı darbeyi indirmek istemiş; bü- tün muhasara hattı üzerine şiddet li bir saldırış yaptıktan sonra; her kesi hayrette bırakan bir çeviklik- İe, Rus kuvvetlerini yarıp geçmişti. Maksadı; burada iyice hırpaladığı kuvveti arkasından çelmek.. Yol- da iyi bir pusuya düşürerek, büsbü «tün tepelemekti. Fakat Şamil, muhasara hattımı Yarıp çıktığı zaman, arkasından bir tek nefer bile onu takip edememiş ti. Çünkü. yerde yatan kanlı ce - setlerin adedi, herkese dehşet ver- mişti. Rus raporlarına nazaran; son mü #ademedeki asker zayiatı, şöyle tesbit edilmişti: 2 zabit, 92 nefer maktul 3 zabit 183 nefer mecruh. eneral Fese, Şamilin bu ma nevrasi karşısında, fena halde bocalamıştı. Vaktile Gene- tal Kuluku şiddetle muahaze eden bu büyük kumandan, şimdi kendisi “de ne yapacağını şaşırmıştı, Şamilin arkasından, meçhul bir Akibete atılamamıştı. Fakat bir iş görmüş olmak için, (Aşulta) avulu hun Üzerine saldırmıştı. Hiç olmaz- 3a orayı yakıp yıkacak, böylece in- © tikam almış olacaktı. Şamil; muhasara hafımı yarıp Çıktıktan sonra, bir müddet o ci- Yarda dolaşarak, General Fesenin hareketini tarassut etmişti. Ve son ta onun (Aşulta) üzerine yürüdü- Zünü görür görmez, derhal kestir Me yollardan avula adam yolliya- Tak, eli silâh tutan köylülerin, Bot- lih yaylasında kendisine iltihak et meleri için haber göndermişti... Bu rada alınacak müdafaa vaziyeti, General Feseyi hırpalıyacak; avu lida bir felâketten kurtarabilecek Aşultalılar, derhal silâha sarıl- Mişlar; yaylaya gelmişlerdi. Fakat, Vakit o kadar dar idi ki, Şamil, iyi bir müdafaa hattı intihap edeme - Mişti. Ancak yaylanın sol kenarı- ha yetişebilerek; avul ile, General Pesenin bizzat kumanda ettiği kuv Vetlerin arasına girebilmişti. Mevki, çok nazikti. Bir taraf, Yüzlerce metre irtifaa malik olan bir duvar gibi dik ve yalçın bir ka Yadan.. diğer taraf ta, göz karartan derin bir uçurumdan ibaretti. Şamil, daha tertibat almıya va- bulamadan, General Fesenin vvetleri bastırmışlardı. Ve der- gi güngü hücumuna kalkmışlar - > Üç tabur güzide askerin süngü- ne, adetleri fiş yüzü bile bulamı- ilin kuvveti, nasıl davana- Dayanmıştı... o dar boğazda, sün saa kılıçlar ve kamalar çarpış- Ya başlamıştı. dı, A, eman avarlar, kacmıyorlar hak, gook ortalarında (Şamil) ol - Üzere - sım sıkı bir kütle har sa, yütemadiyen kılıç ve kama “ yal Ve her sallayışta, sün ie tüfekleri, onları kullanan hye Ve düşman kafalarını parça- 'Yorlar.. Adım adım değil; karış an geri çekiliyorlar.. Her kaya- gine blrkag kanlı ceset seri- vs adım toprağı kıpkızıl ie boyuyorlar.. böylece, görül- Şiddetli harpten sonra bir avulun manzarası memiş bir inat ile yurtlarının her ayak bastıkları yerini emsalsiz bir kahramanlıkla müdafaa ede ede, köye doğru geriliyorlardı. E n dehşetli mukatele, bağlar arasında geçmişti. Aşulta - nın o güzel bağları ve yemiş bah- çeleri, beş on dakika zarfında, bir harabe haline gelmişti. Her üzüm kütüğünün, her meyva ağacının di bine; biruh cesetler, ve yahut ölüm halinde vücutlar serilmişti. Böylece boğuşa boğuşa, nihayet köye girmişlerdi. Bir Rus vesikası bu hailevi boğazlaşmayı tasvir e- derken, aynen şu cümleleri kayde- diyor: “Artık muharebenin sevk ve ida resi, kumandanların elinden büsbü tün çıkmıştı. Ancak, şahsi kuvvet ve şecaat hüküm sürüyordu. Hid. detlerinden köpürmüş, âdeta çil dırmış olan Dağlılar; şünmeden, en küçük bir perva ©se- Ti bile göstermeden, askerlerimi- zin üzerine atılıyorlar. Askerlerimi- zin ellerindeki süngüleri kırıp a- tarlarken kendileri de hiç bir ıztı- rap eseri göstermeden cân veriyor- lardı. Sokak aralarından korkunç homurtular, boğuk iniltiler yükse- diyor; manzaranın dehşet ve vah- şetini artırıyordu.,, İki taraftan da: — Öldürün! — Öldürün! Nâraları yükseliyordu. General Fese, bu kanlı sahnenin her köşe- sine koşarak askerlerini teşçie ça- hışıyor.. ikide birde, elindeki kılıcı havaya kaldırarak; * — Öldürün.. esir almak, yok. Diye bağırıyordu. Kazaklar, dar bir yere sıkışmış kalmışlardı. Dağlı Türklerin kılıç- ları altında, fena halde hırpalanı- yorlardı, Sıkıştıkları yerden geri- ye doğru kaçabilmek için, oraya a- teş vermekten başka çare kalma - miştı. Fakat, bu ateş, birdenbire avu- Tun her tarafını sarmıştı, Biribiri- ne karışan bu kütle, yine boğazlaşa boğazlaşa köyün öbür tarafından, dışarı fırlamışlardı. General Fese; bu hâdiseyi kendi askerleri için büyük bir nimet te- lâkki etmişti, Şamilin kuvvetlerini açıkta birakarak şiddetli bir tüfek steşi ile imha etmek için, kendi askerlerine, (köye ricat) emrini ver mişti. Çok iyi islim ve terbiye gör müş olan bölükler, derhal Genera- lin maksadını kavrıyarak süratle köye dönmüşler. Bir kısmı yangı m söndürmiye çalışırken, diğer bir kısmı da, köyün kenarındaki evle- ri birer Blokhavz haline koyarak son sürat ve şiddetle ateşe giriş - mişlerdi. amil, köyü istirdat etmek i- Ş çin, tam al defa hücum etmişti. Fakat, artık yarıdan faz- lasını kaybettiği kuvvetle, mahfuz yerlere iyice yerleşmiş olan asker- leri söktürememişti. Bundan fazla zorlamak ve telefat vermek te bey hude idi. Şamli, General Feseyi bu derece de hırpalamayı kâfi görerek şehit- lerini ve yaralılarını toplamış; Cin kat köprüsü yolu ile Andi kuyusu üzerine inmiş. oradaki büyük köp rüyü tahrip ettikten sonra, müca- hiti iraz dinlendirmek için kı sa bir mola vermişti. Ancak bir geceden ibaret olan bu moladan sonra, Şamil tekrar işe gi “ rişmişti. Her şeyden evvel, yara- ları Ahulguh'a naklettirdikten sonra, (Naip) lere de atlılar yollıya rak imdat istemişti. General Feseye gelince; o gü: de askerinin üçte birini kaybet - mekle beraber, kazandığı bütün mu vaffakıyet, ancak bir köy harabe- sini ele geçirmekten ibaretti. Bu mağrur General, hiçbir şe - refli mâna ifade etmiyen bu mu - valfakıyeti biraz daha artırabil - mek için askerlerine derhal emir vermiş.. Yaz güzelliği içinde em - salsiz bir letafet gösteren Aşultanın o nefis üzüm bağlarını, büyük e- meklerle yetiştirilmiş olan meyva bahçelerini kâmilen tahrip ettir < mİŞtİ... A. (Devamı var) İÇ PİYASALAR: Iç Fındık Fiatları Birden Bire Yükseldi Son günlerde iç fındık fiyatların- da mühim bir yükselme başlamıştır. 33 kuruştan 38 kuruşa kadar fırla- yan fiyatlar iki gün içinde 41,5 ku- ruşa kadar çıkmıştır. Bu yükselme fındık tüccarlarımızı sevindirmiştir. Müstahsilin ellerinde . fındık kalma- makla beraber bir kısım fındıkların henüz köylünün elinde bulunduğu söylenmektedir. Piyasanın yükselme sine sebep şudur. Ecnebi şirketlerin yurdumuzdan temin ettikleri kazanç larından hariçte bulunan hissedarla- rına gönderecekleri temettüün an- cak Türk mallarile ödenmesi şart- tır, Şimdiye kadar bu temettüler i- çin buğday, kömür, hububat, maden gibi maddeler satın alınıyordu. Hü- kümetimiz, bu maddeler arasina fın- diğı da koymakla hem ecnebi hisse darlara bir kolaylik göstermiş, hem de fındık ihracının artmasına yol a- çacak bir tedbir almış bulunuyor. Tiftik, Yapak Satışları İngiltere ve İtalya hesabına piya- Samızdan elli balya güdül deri mah kilosu yetmiş kuruştan ve yirmi iki balya Kütahya ana malı kilosu 1125 kuruştan tiftik satılmıştır. Az randı- manlı yağlı tiftiklerden Gerede mal- ları kilosu 64 - 68 kuruştan piyasaya Satılmıştır. Bolvadin, Akşehir, Sivri- hisar malları da kilosu doksan kuruş tan verilmektedir. Bu fiyatlar tama- men normaldir. Halbuki Ankara, Kü tahyada İstanbul piyasasını bozmak için her gün getirilen tiftikleri yüz beş kuruştan toplıyanlar vardır. Mü bayaat devam etmektedir. Konyanın İyakanmış güz yünlü kilasu 75 kuruş. tan 30 balya kadar verilmiştir. HASTALARA SEBZE EZMESİ 'Taze bezelye olsun, kuru seb- ze olsun, ezmeler hasa olmiyan- Tar için et kızartmalarının yanın- da pek yakışan lezzetli ve faydalı itür yemektir Et kızartmı insana verdiği fazla harare- ebze ezmesi giderir. Hem de etin lezzetini arttırır. Sebzeler de et gibi, toksinler bulunması- da büyük fuydasıdır. Ezmeler, et yemeklerine ziyade meraklı olan- ları, hiç olmazsa etin yanında süs diye azçok sebze yemeğe mecbur eder. Sebzelerin etle gelen toksin lere karşı âdeta panzehir olduğu nu iddia eden hekimler de vardır. Hastalar için sebze ezmelerinin değeri pek büyüktür. Süt ve çor- ba içmek istemiyen, yoğurdu bi- le yiyemiyen bir hastayı mutla- ka beslemek için sebze ezmeleri imdada yetişir. Ateşli hastalara bile. hastalığına göre ve tabii te- davi eden hekimin iznile sebze ezmesi yedirilebilir. Bunların bir iyiliği de hastanın iştahını aca- sonra süt veya çorba içirile- bilmesine, yoğurt yedirilebilmesi m v etmesidir. Ezme yapmak için en ziyade kullanılan sebze patatestir. Bizim hastalarımız için patates özmesi- nin değeri frenklerin o hastaları Üzerine biraz. tereyağı sürüp yemesini severler. Onun için nekahat devrine gir- miş, çabuk beslenilmesi lâzım o- lan bir hastaya da frenkler ara- sında patatesi öyle yedirmek mümkün olur. Halbuki bizde pa- tates böyle sadece haşlanıp biraz tereyağla yemek âdet olmamış- tır, Patatesin bu şekli alışanlara pek lezzetli geldiği halde, onu bu şekilde yiyenler bizde pek az- dır. İnsan sağlığında yemeğe alış- madığı bir yemeği hastalığında yemeğe — alıstırılamaz. Patatesin ezme şekli daha ziyade yayılmış olduğundan bizde hastalara yedi- rilebilecek ancak bu şekli kalır. Zaten patates ermesi hastalara Patatesten başka da, taze ve kuru lerin hemen hepsile hastalara apılabilir, Ancak hangisi olursa olsun, hastanın be ğenmesi ve kendisine dokunma- dan yiyebilmesi için ezmenin mut vi pişirilmiş olması şarttır. Bir sebze ezmesini hastanın ko- lay hazmedebilmesi onun iyi pie şirilmesine bağlıdır. , Unlu kuru sebzelerle | patates- ten ezme yapmak için, kabukları nı çıkardıktan sonra, onları az tuz lu su içerisinde iyice yumuşayın- caya kadar kaynatırlar. Sonra e zerler, suyu akıtırlar ve pek İnce ie süzgeçten geçirirler. En iyisi Elekten geçtikten sonra ezme tekrar ateş üzerine konularak elli gram kadar sütle, yahut sebzenin kendi suyundan yine o kadar bir mikdarla karıştırılarak | istenilen kıvama gelinceye kadar karıştırı ır. Ezmenin üzerine on gram te- reyağ da konulabilir. Ancak tere- yağı konulduktan sonra artık a- teş üzerinde tutmamalıdır. Kuru sebzelerin kabukları ayık Ianarak hazırlanan, kutu içerisin de satılan sebze unlarile de ezme yapılabilir. Fakat hasta kendisi un katarlar. Taze sebze haşlandıktan sonra pek ince kıyılmak lâzımdır. Sonra ona da süt yahut tereyağı kârıstırılâbilir. fakat sebzenin kendi suyu karış- tırılmaz. Patatesten, kuru fasulyeden. mercimekten, kuru bezelyeden, yahut enginardan, havuçtan, hat tâ kestaneden ve şalramdan ve daha türlü türlü sebzelerden ya- pılan: ezmeler ayrı ayrı yedirile- ceği gibi bazılarını karıştırmak ta mümkündür, Meselâ patatesle ku ru fasulyeden ve hindiba ile ma- ruldan yapı ezmelerden yüzer gram karıştırılınca lezzetli ve mi- e in değerli GÜNLÜK DIŞ TİCARET: Dış Piyasalara Buğday Satışı Devam Ediyor Ziraat Bankasının buğday istokla. rı azalmuya başlamıştır. Banka iç ih- tiyaçlarımızı gözönünde tutarak hari ce de buğday satmakta devam edi- yor. Son günlerde komşumuz Yuna- nistanın buğday ithal etmek için bir kararname neşrettiğini o yazmıştık. Yunan hükümeti hesabına Ziraat Ban 'kamız tarafından on bin tonluk bir parti mahlüt buğday satılmıştır. Yu- nanistanın Türk buğdaylarından da- ha kırk bin tonluk büyük bir parti buğday alacağı da haber alınmıştır. Satılan buğdayların serbest dövizle verildiği söyleniyor. Bankamızın ay- İrica Almanyaya üç bin ton ve Norve çe iki bin ton buğday gönderdiği de gözönüne alınırsa silolarımızda yeni mahsul zamanına kadar piyasalarımı zın ihtiyaci karşılayacak mikdar- dan fazlasının ihracına devam edildi. ği anlaşılmaktadır. Arpa Stoku Azaldı Bu sene yurdun içinde fazlaca ar- pa sarfedildiği gibi külliyetli mikdar da da ihracat yapıldığından arpa is- tokumuz azalmıştır. Kışın koyunlara bile arpa kırması yedirilmiştir. Arpa mmtakalarında fazla mal kalmadığın dan piyasmızda arpa istekli olarak satılmaktadır. Dün pek az bir mikdar gelmiş ve 4,25 kuruştan satılmıştır. Fiyatlarda 3 - 4 para kadar yüksel me başlamıştır. Mısır Beyannamelerine Rutubet Derecesi Yazılacak Misırların alım ve satımlarında ve» rilmesi mutat olan beyannamelerin arkasına mısırların evsafı yazılmak- tadır, Bazı tüccarların bu evsafı nok san yazmalarından dolayı ihtilâf çık- tığı görüldüğünden meselenin Tica- ret odusunda te e lüzum görül müştür, Odaca yapılan tetkikler üze- rine her beyannamede mısırların ru- tubet ve çürüklük ve bozukluklarına göre fiyatlarından tenzilât yapılması kararlaştırılmıştır. Marmara havzası mısırlarının rutubet derecesi yüzde 14 ten fazla olursa her fazla nisbete güre fiyattan yüzde bir, ve yüzde İ- PIYASA Ziraat Bankası buğdaylarından yüz de ellisi yurouşak ve yüzde ellisi sert olmak ve Üsküdar deposundan alın. mak üzere dört yüz bin kiloluk bir parti buğday satılmıştır. Yurnuşaklar 528 ve sertler 520 kuruşa verilmiştir. Tüccar namına getirilen iki vagon yu muşak buğday 6 kuruştan verilmiştir. * ; Piyasamıza getirilen on alk bin kiloluk bir parti yulaf 430 kuruştan; 5 bin kiloluk kuşyemleri 7.08 - 7.10 kuruştan; beyaz mısırlar ise 5.025 ku ruştan satılmıştır. * Muhtelif mıntakalardan © topluna- zak piyasaya getirilmiş mallardan 23 bin kilo beyaz peynir kilosu 30.20 - 34 kuruştan; 64 bin kilo zeytinyağla- rından bir parti yemeklik birinci mal 4120 - 43 kuruştan; kaşer peynirleri 45 - 53 kuruş arasında satılmıştır. * Piyasamıza getirilmekle olan zahi- re ve hübübatın bir kısmı derhal sa- tılmaktadır. Zahire ve bububat fi- yatlarında normal vaziyet devam et- mektedir, Yalnız bankanın buğdayla- rından başka tüccar namına getirilen buğdayların kilosunda 2 - 3 para ka- dar yükseliş görülmektedir. Bunun sebebi bu malların vadeli olarak sa- tılmasıdır. ODAD, Küçük Sanatkârların Kazanç Vergileri Ticaret odası umumi meclisi dün toplanmıştır. Kısa süren görüşmeler- de bazı küçük sanatkârların kazanç vergileri hakkında kararlar verilmiş tir. Toz boyalardan mayi mürekkep yaparak şişelerde satanların iradı gay ri safi üzerinden yüzde kırk, beziryağ cıların boyacılar gibi yüzde otuz, pi- rinçten musluk ve banyo kazanları, lavabo vesaire yapanların ve satan- ların yüzde 45, tatlı suda yaşıyan ve akvaryom içinde yetiştirilen renkli balık satanların yüzde yirmi kazanç vergisine tâbi tütulmaları lizimgele Belediyece istimlâkine karar veri- len Eminönündeki tuhafiye mağaza- ları tenzilâtlı satış müsaadesinin u- zatılması için tekrar Ticaret Odasına | başvurmuşlardır. Oda meseleyi tet-! kik ederek müsaadenin uzatılmasına imkân olmadığını, ancak Imar plâ- nına göre istimlâk derhal yapılacak- sa on beş gün müddet verilebileceği- ni tesbit etmiştir. Fakat Belediyece bu mıntakanın istimlâki daha bir se- ne süreceğine göre, bu müsaadeye de lüzum kalmıyacaktır. kiden fazlası için malın alınıp alın- mamaâsında alıcının serbest olacağı, Adapazar mısırları için ise rutubet derecesi yüzde on altı kabul edilmiş ve ayni nispetlerde ten>ilât yapı- labileceği kabul edilmiştir. Çürük- Tük ve bozukluk için de yüzde dörde kadar bozukluğun fiyattan indirilme sini ve fazlası için alıcının malı a- hp almamakta serbest bırakılması muvafık görülmüştür. Fakat hususi mukavelelerin ahkâmı dalma mute- İ cali 11. 5 - 186 la z ÇEKLER İ | sen ee İİ Zazrfanda İ veris 28215 Mevye vik) | Mahsullarımız İ Mğldr 150032 İ B 2 7, . İ Brüksel 4604 İ Atina 86.7460 | o aşıy or Gikkem 34390 Şehrimizin ilk turfanda piya - 635714 er ta3 saşında satışlar canlanmıştır. Tur - Prag 22.6818 fanda piyasamızı besliyen Adana, N 128984 | İ yersin, Silifke, Antalya ve Garbi A- Berlin 1.9658 hı - 41857 | | nadolu muntakalarından salatalık, ka ilaptale 39880 İ bak ve domates gelmeye başlamıştır. 10 i By pe ... sms | Ancak ilk partilerin fiyatları çok yük Yokohama 27250 sek olduğundan güçlükle satılmıştır. Stokholm 30794 Dün getirilen turfanda sebzelerden Tamda 000— ü > 25715 | | salatalıklar üç kuruşa, kabakların ki . losu 25 kuruşa domatesler ise 40 - 50 R PARAL Zi pi İ kuruş arasında verilmiştir. Yenidün- | İ |ya denilen Malta erikleri de 25 - 35 Frank İ kuruştan satılmıştır. İstanbul mınta- İ Dolar 5 i İkasının baklalarından toplanmağa Liret İ | başlanmıştır. Deahml i İ | İstanbul Asliye ikinci ticaret mah İsviçre Pr. İ İkemesinden: Beheri on Hi yeğ : İ i len: rİ on lira kıymeti ş itibariyeli 200 adet Konya Elektrik Kron Çek z hisse senedinin ikinci satışı 145. e $ 908 tarihine müsadif cumartesi gü i nü saat (11) de Galatada Selânik vu Dinar Bankasında satışı lera edileceğinden İ talip olanların mezkür gün ve saatte satış mahallinde hazır bulunmaları hi | a e

Bu sayıdan diğer sayfalar: