2 Temmuz 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

2 Temmuz 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mz 2-7-988 IT AN Gündelik Gazete TAN'ın hedefi: Haberde, fikirde, har şeyde temiz, dürüst, samim olmak, karin o gazetesi olmıya | çalışmaktır. ABONE BEDELİ Türkiye Eenabi 409 Er, Mai 150 Kr, 1500 Kr, 400 Kr, 3 Ay 800 Er, 159 Kr, lAy 400 Kr, Milletlerersm posta ittihgiina dahilal- mıyan memleketler için 2, 16, 9, 3,5 Hira dır, Abone bedeli peşindiz Adres değiş” tirmek 23 kuruştur, Cesp için mektup lara 10 kuruşluk pulfâvesi lâzımdır. ge 1 Sene sAy GUNUN MESELELERİ İnkılâp Mimarişini Kim Yaratacak? Yazan: M, Zekeriya SERTEL Önümüzdeki birkaç yıl içinde, bancı mima/lara vereceğimiz mim: ık ücretinh rakamla ifadesi 1 mil yon 200 iyn liradır. Bu yekün birkaç yıl zarfında İnşa ettirece; binalarıi mimarlık ücret 7 miltonluk Kamutay binası, $ mil yonlu Ankara Tıp Fakültesi, 1,5 mil- yonluk Parti binası, 5 milyonluk Ka- xabük amele şehri 2,5 milyonluk Sı- vas demiryolu atölyeleri, Yarım mil- yoğluk İstanbul adliyesi ve birçok küçük ve büyük şehir plân işleri ve şhire ve saire... Bu binaların proje hakkı en kısa bir tahminle ve ©4 4 hesabile bir mil- yon iki yüz bin lira tutar... , Bu hâdiseler, yerli sanatkâr yetiş- tirmemekten mütevellit mâji ve m. NEYİ ziyanlarımıza bir üçincüsün mağâi bir zararı daha ilâte ediyor, Yekönu milyonu aşan bu Pira ha; sıkacak bir dövizdir, Bu sületle orta- Ya iktisadi bir mesele doğuyir, Ve mu kabilinde satın aldığımız yöşancı bir sanattir, M:marlıkta, henüz yaban; kıymet lere ihtiyacımız olmadığını iddia e decek kadar kısa görüşlü veflüşünüş- lü değiliz. Bahusus sanat neselesi; de.. Bugün en yükselmiş miletler bi- 1s beynelmilel efilreeleree$ iie, bir inşa işinde yerli sanatkir ile ya- bancının rolünü ve yerini ayırmak | gerektir, Her halde bu büyük inşa fçaliyetin- de cenebiden ziyade Türk timarının rolü daha büyük olsa gerek. Halbuki, Türk mimarı mâjesef bu işlerde bir rol alamıyor. Niçin 7 Çünkü bizde. herşeyde oluğu gibi mimarın da yabancısına rübet var, Devlet teknik büroları yalancı mi. marlarla doludur, belediyel,, şehir işlerini sipariş için yabancinimar a ramaktadırlar. Bankaların, sanayi müesseselermiz. iş teklifleiyi yalnız yabancı mimarlara yapıyolar. Geride, yerli mimar meteyi faali. yeti için ancak devlet meyyriyetle. rinde yer bulup kapılanmı, mecbu. riyetindedir. Memlekette mörk mi. marlarına, serbest çalışme için he. büz saha açılmamıştır. Pyje yapa, Tak, mesleki bilgi ve kabiliçini Kul. lanarak çalışan ve kazanalTürk mi. marı parmakla sayılacak Kenar azdır. , Halbuki bir taraftan diyil bir inkılâp mimarisinin meydia gelme- diğinden şikâyetçiyiz. Şiirlerimiz! yabancıların eserleri ile dolarken | Türk mimarlarına yetişmi ve inki. şaf etmek fırsatını verenizkon bu. nu beklemek beyhudedir! Her halde mimarimize, İşek karak terini, muhallebici kaşıklândaki ay yıldız inotiflerini taklit il kale du. varları hacimlerini kopYeje, beton- arme binalara ahşap ke medre- selerin tnğla ve taş işçilikliimi tatbik ile yaratmağa yeltenen €€ihi mimar lar verecek değildir. Ecnebi mimarın, Türk mMnarisi ya. pıyorum diye tetkik edemten proje. sine kondurduğu eski Mİ her bi. na kötü bir denemeden bika birşey nalar bize daima yabancı alacaktır, olamıyor! Şehirlerimizde çoğalan w neyi hi- Bugün bir Sirkeci garını, £ düyunu umumiyeyi ve Ziraat Banisıni nasıl benimsemiyorsak, yeniler; de öyle benimsemiyeceğiz. Şehirlerimizi yabancı imarların sanat denemelerine birakıktan vaz geçelim. Artık kendi sankârlarımı- za İnanıp biraz da onları gnesek. Milletler Cemiyeti Öldü: Yaşasın Milletler Cemiyeti illetler Cemiyeti konseyi, yirmi sene önce Key Dor- sey'in saatli salonunda ilk toplan- tısını yaptığı zaman salonun içine boş bir sandalya gölgesi yayılmış- tı. Büyük Harpten yorgun çıkan, elli millet, harbin çılgınlık olduğu- na inanarak yeni bir beynelmilel nizam kurmıya çalışıyordu. Fakat Amerika Birleşik Cümhuriyötleri bu işe iştirak etmemişti. Aradan !ki batınlık zaman, ta- rihe mal oldu ve bu gün Milletler İ Cemiyeti bikes, metrük bir halde- dir, Milletlerin her biri, aşağı, yu- İ karı ayni sebepten dolayı Millet ler Cemiyetini bırakıyor, bırak- masu bile bundan farksız bir va- ziyet alıyor, mushedeler perva- sızca çiğneniyor, ötede beride harp oluyor, ve milletler arasında ta- rihin gördüğü en yaman silâh ya- rışı devam ediyor, R arihçiler, Amerika Birleşik Cümhuriyetlerini, Millet ler Cemiyetinden ilk çıkan devlet olarak kaydedeceklerdir. Diğer milletler de aşağı, yukarı ayni 8€- bep yüzünden Milletler Cemiyeti. ni terketmişlerdir. Amerika, milli hareketin hürriyetini tahdide tâbi kılmak istemediği için Milletler Ce miyetine iştirak (etmemiştir. Al munya, İtalya ve Japonya da ay- ni sebep yüzünden Milletler Cemi- yetinden çıktılar. Milletler Cemi- yeti içinde çalışmak istemiyen mil letlerin hepsi de ayni sebep yü- zünden Milletler Cemiyetini bıra- kıyorlar. Aradaki ayrılığı da milli programlar sebebiyet veriyor. Amerika Hariciye Nazırı, geçen- lerde söylediği bir nutukta dünya ahvalinden şikâyet etmişti. Sonun- da Ef lacağına ina- Rân“İtister Hull, Amerikanın dün- yaya “KANUNA TÂBİ BİR Nİ- ZAM, yolunda rehberlik etmiye hazır olduğunu kaydetmiştir. Mis- ter Hull'e göre, infirat, tecerrüt, bir hayalden ibarettir ve emniyet yerine emniyetsizliğe sebep olacak bir şeydir. Ona göre, “Milli tecer- rüt siyasetini takip etmek yeisten ve mağlübiyeti kabul etmekten i- leri gelir.,, Fakat, bugün, Mister Huil'e göre, dünyada kanuna bağlı bir iş beraberliği fikrine meydan okuyan yeni bir akide türemiştir. O da müsellâh kuvvet kullanarak hiçbir kanuna tâbi olmıyan geniş- leme siyasetini takip etmektir. Bir çokları bu yüzden sulh ve niza- ma tâbi bir âlemin vücut bulma- sini imkânsız görüyorsa da bu gö- rüş yanlıştır. Çünkü bu ideal yal nız mağlübiyele uğramıştır ve bu mağlübiyete karşı gelmek barış- sever milletlerin elindedir. Möwr Hull'ün sözlerindeki sa- mimiyeti inkâr etmiye im- kân yoktur. Mister Hull'ün nut- kunda mevzuu bahsettiği ve kör kuvvete müracaat ettiklerini söy lediği milletlerin kim olduklarını sormak belki de dürüst bir hareket Oteşkil (o etmez. Çünkü bu milletler de bir zamanlar yeşil masanın etrafında veziyet almışlardı. Bir zamanlar, Almanya, İtalya ve Japonya da Milletler Cemiyeti azası idiler ve onların orada bulunmaları çok iyi bir fırsattı, Çünkü, bugün Mister Hull'ün özlediği iş beraberliğini i- ade etmek büsbütün güçleşmiştir. Milletler Cemiyeti şüphe yok ki, bir aralik Milletler arasında en ge- niş iş beraberliğini temin eden te. şekküldü. Amerika Cümhurreisi Vilson, bu teşekkülü vücude getire mek için büyük gayretler sarlet- miş, buna mukabil Amerika da bu cemiyeti yıkmak yolunda en bü- yük rolü oynamıştır. Bu yüzden Mister Hull'ün arzu- larını tahakkuk ettirmek imkânı son derece güçleşmiş bulunuyor. TAN YAZAN: Ed win James (NEVYORK TAYMİS MUHABİRİ) "Amerika Hariciye Nazırı Mister Hull Amerika tâ baştan cemiyete gire- rek dileklerine göre şekil vermiş olsaydı, vaziyet büsbütün değişir- di. Çünkü bütün dünya harp sis- teminden daha başka bir sıstem özlemektedir. Gm G eçen yazımda, zina eden bir kadının muhakemesi hak- kında bazı malümat vermiştim. Suç- Iu kadının kız kardeşi bana: “Ha- pis kararı verildikten sonra, eğer eniştem karısının hapse konulma- sından sarf hazarederse, yine kız kardeşimi hapse lar mı?,, diye soruyordu. Verdiğim cevap, Türk.ceza ka- Bununun did üncü maddesinde ya- zılıdır. Madde aynen şudur: “— Davadan vazgeçmek, hükümden sonra dahi mak- buldür. Bu halde hükmün ic rasından ve cezanın neticele- rinden sarfınazar olunur. Ka- rı kocadan birinin ölümü da- vayı ıskat eder. Maddenin birinci kısmı sarihtir. Bu kısımda hâkim hapis kararı da- hi verse, davacı karı veya koca hü- kümden sonra da davadan vazge çebilirler. Maddenin ikinci kısmı ise, böyle bir halin mevcudiyetinde cezanın tatbik edilemiyeceğini gös- terir. Yani, hâkim kardeşinize bil- farz üç ay hapis cezası verecek ve bu ceza verildikten sonra da eniş- teniz, karısını affederse, kardeşiniz hapse girmekten kurtulur.,, Bayanın gözlerinde bir ümit iŞ ğı parladı, Sonra dedi ki; “— Her halde eniştem, karısını kendisini aldatmakla suç ika etme- diğini anlıyacak ve zavallı karde- şimi affedecektir. Siz, erkekler &- €ayip insanlarsınız. Karınızın sizi aldattığını öğrenince kızar, bağırır, hattâ şaşarsınız. Çünkü o sna ka- dar, siz aldatılabilecekler arasında olduğunuzu bir saniye bile düşün- memiştiniz, Siz aldatılmıyan istis- nalardan olduğunuzu farzederdi- niz. Zinayı öğrendikten sonra, düşü- hürsünür; “Karım beni niçin aldat Bugün Avrupadaki vaziyeti göz önüne getiriniz. M. Hull'ün kanu- na tâbi bir nizamdan bahsetmesi kolaydır. Fakat, bugünkü vaziyet yalnız sulk dairesinde tesviyeler bulmakla ve silâhları azaltmakla KANUN KARŞISINDA | Zinada Cezanın İnfazından Feragat Makbul müdür ? tı?,, Bu sunle bir türlü cevap bula- mazsımz, Herbiriniz kendinizi mü- kemmel farzedersiniz. Zavallı er- kekler, kadın aldattığı zaman al dattığının çok kere sebebini bile bi /|de, hiç yüzünden kanlı bir vaka ol- lemez. Aldatmanın heyecanını, | muş, kendi halinde yaşıyan Halil is minde biri boğazından üç kurşunla ağır surette yaralanmıştır. Tafsilât | şudur: yalanını, zevkini, sadakatsizliğin maharetini, - kadın belki de anla- tabilir, Fakat niçin aldattığım, bir türlü izah edemez. Bunun niçini yoktur. Çünkü kadın, evvelâ alda- tır, sonra niçin aldattığının sebep- lerini icat etmiye başlar. Kadın â- | ma söyliyeyim de sana Aleviliği öğ- retsin, demiş, Ali buna kızmıştır. A- radan zaman geçtiklen sonra baba- a Joğulun kahvede oturduklarını görün dakatsizlikte müsbet sebepler &- jce, yanlarına gitmiş, “Halil kendisin! | teskine çalışmışsa da Ali tarafından dının kocasını aldatmasına yezâ- | vurulmuştur. sığını seçmez. Fırsat onu bir erke- ğin kolları arasına atar. Bu anlar. da kadın mantığını kullanamaz. ramak mânasızdir. Tesadüfler, ka- ne âmildir. Siz karınızın arzu ettis ğiniz tarzda olduğunu farzedersi. |he olunmaktadır. niz. Kabahatli sizsiniz; çünkü kadın sizin tahayyül ettiğiniz gibi değil, fnkat yaradıldığı gibidir. Karınız e olduğu gibi görününce isyan | Okullarda Kooperatif edersiniz. Onun İstediğiniz gibi ol- mayıp ta, yaratıldığı gibi olduğunu görünce, zavallıyı suçlu ad edersi niz. Unutmaynız ki, kadın sadık ol- mıyarak doğar, Erkek ise onu tam aksi olarak farz ederek kendi guru- runu tatmin eder. kaç istisna umumi kaideye tesir et- mez. Siz erkekler, hakikatin böyle (larını kolaylaştırmak, şehrin muhte. lif mıntakalara ayrılması ve her min olduğunu da bilirsiniz, Fakat, ka- ——) düzelecek mahiyette de; bapçı Aliye: nın gelecek sene genişletilmesi karar laştırılmıştır. Kooperatifler bazı 83- halarda bu mekteplerdeki himaye he Belki bir kaç istisna, erkeğin bu | YOv0rİlS iş birliği yapacaklardır. düşünüşünü meşru kılar. Fakat hir | Müfettişlerin Mıntakaları Boğazından Bir Cemiyet 0101. Meselesi Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel Kim olduğu belirsiz adamın, 40- kağa bıraktığı üç yavrunun hikâye- sini dünkü Tan'da belki okumuşsu- nuzdur. Onu, çocuklarını sokağa at- sövkeden sebep ne kadar acık- kânsızlik ne kadar büyük olur. , bir baba“ fatile, yaptığı o hareketin hicabın- İdan onu kurtaramaz. Hayvan, yavrusu tabiatla ünsiyet edip, gıdasını temin edeceği güne ka- dar yavrusunu terketmiyor. Beyni bir katracık kuş, yavrusuna kanat in limleri yaptırıp > kanatlarını çırpa çırpa hava boşluklarına saldığı gü- ne kadar, yuvasında onu besliyor, Bu adamın kuş kadar beyni, hayvan ka» akı da mı yok?. Hele insan denince ondan ne meziyetler bekliyo ruz, Bu adamı meziyetlerinden siyıran açlık ve sefalet mi? Yoksa bir karı koca anlaşamamazlığının sevkettiği. bir hırs mı, bilmiyoruz, ve bu hayvan moralinden daha aşağı bir morale in- miş bir insanın üzerinde daha fazla durmaya lüzum da yok. Beni alâka- dar eden çocuklardır. “İçtimai bir vâ- kıa” olması itibarile çocukların soka- ğa bırakılışı, bir müerim gibi bir gür nahkâr gibi polise teslim edilişi, mem leketin inzibatından mesul bir kuvvet vasıtasile, Darülâcezeye günderilme- sidir. o N Medeni Cemiyetin en büyük vasfı organize cemiyet olmasıdır. Cemiyet öyle teşkilât ağlarile örülmüştür ki, bunun içerisinde her ferdin vazifesi ve mesuliyetleri olduğu gibi, devlet ve hükümetin de teşkilâtçı ve rehber vazifeleri yardır, Biz içtimai teşkilât. ları çok kuvvetli bir millet halinden, inkıraz devirlerile beraber, bütün teş kilâtlarını kaybetmiş bir millet hali. ne geçmişiz. Şimdi içtimai teşkilât ları çoğaltmak ve kuvvetlendirmek cereyanı kuvvetle yürüyor. Fakat bu teşkilâtları artık birer şefkat ve hi- maye zihniyetile idareden kurtarıp, ilmi teşkilâtçılık usullerile idare et. mek zamanı gelmiştir. İçtimai tekâmü Tümüz bu devreye varmıştır. ş Bu hâdisede ilmi, içtimai teşkilât. çılık noktasından ne yanlışlar var. dır?, İçtimai sefalet yüzünden, Bari lik yüzünden, daha muhtelif birgok sebeplerden çocuklarına bakamıyacak insanlar her cemiyette vardır. Yalnız | organize bir cemiyette ferdin çocuk» larını sokağa atmasına lüzum yok- tur. Çünkü her ihtiyaca cevap vere» cek müesseseler kapılarını bu müh- taçlara açarlar. Ferdin Iktısadi kabi» liyetini sakhıyarak müesseseyi alda. masına da imkân yoktur, Çünkü mü- essesenin ilmi usullerle vâkıayı tet- © kik eden teşkilâtçısı, tıpkı bir hasta üzerinde etüd yapan bir doktor gibi vâktayı tetkik ve teşhis eder, ona gö- re tedavisi çarelerini bulur, Kim idüğü belirsiz adam, gelip te sokağın ortasına çocuklarını atmaz, İkinci yanlış: Polis memleketin in- sibatından mesuldür. Siciline ancak | müerimlerin, maznunların, katillerin ismi geçer... Günahsızların en günah- sızı üç çocuğun, bu dosyada hiç bir yeri, polisin bu mesele ile hiç bir a- lâkası yoktur. Bu vakanın polisin eli- ne düşmesine sebep, İstanbul Çocuk Esirgeme Kurumunun ilmi metodlar. la çalışmaması, kapılarımı bu gibi mühtaçlara açmamasıdır. Bundan baş 5 ka belediyenin, vilâyetin çocukları hi || maye edecek müesseseleri yoktur, Buç teşkilâtsızlık ve usulsüzlük sebebile: dir ki, çocuğun ilk melcei, ilk ku tarıcısı polis oluyor. Üçüncü yanlış: Darülâceze, hasta ların, alillerin, cemiyet artıkları yeridir, Cemiyet kurucuların, önle; rinde bütün bir hayat ve istikbal lan çocukların bu hastalar ve aliil arasında yeri yoktur. Cemiyetle, geçirdiği teşkilâtçılik safhalarını 3: İs panyada iki yıldanberi devam eden dahili harp vardır ve bu harp bü- tün Avrupa sulhünü mütemadiyen tehdit etmektedir. Orta Avrupa meselesi de tehlikeli bir mahiyet arzediyor. Fransa ile İngiltere, infilâk et- mek üzere olan volkanın eteğinde durmıya bakıyorlar ve müzakere yoluyla İtalya ve Almaryayı uslan- dırarak harbin önüne geçmiye ça- Jişiyorlar. Bugünkü zemin, Mister Hull'üh ekmek istediği tohumlar için, çok kısırdır. Harp sonundanberi geçen yirmi sene her şeyi değiştirmiştir. için Yeni teşebbüste bulunmak, her va- Dünya barışın sağlamlamak kitten daha fazla güçleşmiştir. Mis. ter Huli, milletler arasındaki kâ- nunun hâkim olmasını İstiyebilir. Amerika dolarlarının tesis ettiği bir adalet divanı vardır, Fakat A- merika buna da bağlı değildir. ister Hull, birkaç müsbet teklifte de bulunmaktadır; 1 — Milletler arasındaki yi iktisadi münasebetler tesisi, 2 — Silâhların tahdidi, 3 — Harbin insanileştirilmesi. aha $- 4 — Umumi iş beraberliği. Mister Hull'e göre, her mem- İekette kanuna tâbi bir nizam Je- hinde hareket vardır. Onun için Amerikaya daha şerefli bir rol ak mak gerekleşiyor. Bütün bu sözler, Vilsonun zama- nında olduğu gibi doğrudur. Güç- lük bunları t uk ettirmekte» dir, Amerikanın hattı hareketi, iyi niyetlerle besleniyor. Fakat yığın, yığın hâdiseler bunların kâfi ol- madığını göstermiştir. İZMİRDE : Kurşunla Yaraladılar İzmir, (TAN) — Bulgurca köyün- Halilin oğlu Mehmet, bir gün ke- — Sen Alevi olmaz mısın? Baba- Alinin akll müvazenesinden şüp- Şi mein, MAARİFTE Teşkilâtı İlkokultardaki kooperati£ teşkilâtı- | İlktedrisat müfettişlerinin çalışma rımzın da işte © istisnalar arasın. | takada bulunacak müfettişin o böl. da olduğunu zannedersiniz. Bü. | ge içindeki resmi, hususi azlık ve ya- tün hatanız buradadır.,, bancı okullarını mütemadi surette tef Genç bayan, erkekler aleyhinde | tiş eylemesi kararlaştırılmıştır. Dün daha çok atıp tutacaktı, Allahtan | Maarifte bir toplantı yapılmış, İstan dikleri devirler vardır, ve bu devre İp tidal devir derler, : PE Türk cemiyeti her sahade ip i kardeşi mahkemeden çıktı, o da o. |bul 44 teftiş mıntakasına ayrılmıştır. devirden çıkmıştır. orta çağı aşmi mun arkasından koştu. İsmail Kemal ELBİR "İstanbul Barosunda Avukat, ' mişlerdir. Bu sene Türkkuşuna yazılan ta. |en son medeni ölçülere göre kurulan lebeler dün İnönü kampına gönderil. | bir cemiyettir. Bu itibarla çocuk me (Lâtfen sayfayı çeviriniz!

Bu sayıdan diğer sayfalar: