6 Temmuz 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

6 Temmuz 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MM ANN, — 6-71-938 HATAYDA BAYRAM i y Pi Hatc'lı Türk izcilerinden başka bir grup Hataylı kızlar milli kıyafel'erZe oyun oynuyorar' Hataylı köylülerin bayramı “> Antakya Türk Lisesi talebesi muallimlerile birlikte geçir resminde TAN Bekâr Arkadaşın Tavsiyeleri KadınKalbinde Neler Yatar Bilir misiniz? (UÇUNCU MEKTUP) Şe varacak kadın veya kıZ, ne niyetle, ne maksatla ev- leniyor? Ve sana, ne niyetle, ne maksatle varıyor? Her yiğitin kal binde, bir yatar, derler. Her kadının kalbinde, ant, şapka, aslan gudi, mani- ayarındakinuen İngiliz drasına ka- dar her cins kumaş, âdi tenekeden tut ta plâtine kadar her cins toka, sırçadan tut ta elmasına kadar her cins bilezik, âdi taştan tuf ta firuze zümrüdüne kâdâr her ci ipliğinden tut pamuk cür, ta İpeğine kadar her cins çorap, â- ik, pamuk di sahtiyandan tut ta krokodile, yılan derisine kadar her cins iskarpin, çanta; âdi alpaktan tut (a vizona, mavi tilkiye kadar manto, lâstik korse, kombinezon, ruj, pud riyer, düğme, krem, oksijen, tay- yör, suvare tuvaleti, salon tuvsle- ti, şemsiye, empermeabi, kol saati, Kaşkorse, eşarp, pijama, muslin, ipek, krep, emprime, kaşkol, blüz, etek, süveter, şoşon, kap, kimono, yapma çiçek, mayo, r lâvanta, eldiven, truv yıya,'ne akla, ne de kalem bin bir aslan yatar. Bu aslanlar, pençeli, yelel lanlardan daha yırtı kunçturlar. Sırasına göre, binler rin en küçü pençesini sinden yakani kurtarırsın as, duha kor - en göze görünmez, le atar ki, asla pençe- dan kurtaramazsın. Sana yatacak kadın veya kız. ne niyetle, ne maksatla, evleniyorsa, evlensin, sanâ, he niyetle, ne mak- satla varıyorsa varsın, sen, bu as- lanları, şartsız, kayıtsız, hesaba da- , hil edeceksin. Gen varacak kadın veya kız ne niyetle, ne maksatla ev- leniyor? Akla gelebilecek ihtimal- leri düşünelim KİMSESİZ DE BARINACAK, SI. ĞİNACAK BİR YER Mİ ARL “OR? Kimsesiz olma- si, senin hesabına da iyidir, onun hesabına da. Senin hesabına iyidir; karının hisim akra ba derdinden, dedikodularından kur tulmuş olursun. Onun hesabına da iyidir, çünkü, nasihat şeblihdeki a- kıl öğretmelerle ahlâkı bozulmaz. Fakat, günün birinde geçineme?- seniz, ayrılmanız lâzım gelirse, ne yaparsın? Ananın, babanın evine git! diyemiyeceksin. Kolundan ts- tup sokağa da atamazsın: Kararı- ni ona göre ver. AİLESİLE GEÇİNNEMİYOR DA AMAN KURTULAYIM MI Dİ. YOR? Ailesile niçin geçinemiyor. bunu iyice anlamalısın. O mu huysuz, densiz, geçimsiz, yoksa ailesi mi münasebetsiz insanlar? Bu ds de- gil de, sadece şımarık mı? En yakınları ile geçinemiyen, el adamı ile İyi geçinir mi? Evlenin- ce, ahlâkı değişeceğine İnanıyor» san. niyetinin iyiliği karşısında yer- lere kadar eğilirim ve bu kadar İ- yi niyetli bir insanın. günün birin- de bedbaht olması ihtimaline yü- reğim yanar. EVDE KALMIS. DUVAK DÜŞ- KÜNÜ BİR KIZ MI? YOKSA DUL MU? Kadın. erkek. herkesin haystı, evden ziyade sokakta geçtiği bir a» sırda, bu kız, neden “evde kalmış?., niye kısmeti çıkmamış?” Çok mu 30- ğuk? Çok mu çirkin? Bazı kadın- lar da vardır ki, kesimpatlarına benzerler. * Renkleri, "şekilleri gü- zeldir. hattâ alımlıdırlar. fakat ko- kuları yoktur, kepek gibidir. Mahmut YASARI eaeasasananaasanasanaasi Onu mış, yoksa o.mu burun kıvırmış ta, nihayet ü- düşerek evlenmek isti- steyen mi mitsizli yor? Şunu aklında tut ki, sen, ne yap- san, onun kırılan ümitlerini tamir edemezsin. Eğer dulsa, kocasından ayrılmış mı, yoksa kocası ölmüş mü? Koca- ayfıldığını, ondan, 6- sından niç nün tarafından değil, âtraftan din- le, duy. Kocasından ayrılan her ka in& ağlar ve şikâyet eder. Kocası ölmüşse, sen, yine et- rafı dinle, Kocası, neden, ne se beple vakitsiz ölmüş? Bunu anla- man da fena olmaz. Bundan baş ka, ölen kocanın işini, gelirini de öğren, Eğer aranızda aşılması güç farklar varsa, sik sik, merhuma rahmet okunduğunu duyarsın. B u dul kadın. acaba, evlilik hayatına mı, yoksa kavga- ya alıstığı tekrar evlen- mek ist EVDE, / DAN, BARASIN- DAN YILMIŞ TA, KOCA: IN E VİNDE, BİLDİĞİ GİBİ OYNAMAK İCİN Mİ? â konuşurken, anasile başından ne şekilde bahseriyor, bu na dikkat et ve ona “çaktırmadan ağzını ara, Babasının evinde bil diği gibi de oynasa, anasına da, ba- basına da bir şey demezler amma. senin önünde bildiği gibi oynıya- cak olursa, soyadın #enginleşir. BİR EV KURMAK, YUYA YAP. MAK İÇİN Mİ? Eğer, buna hakikaten 'inanseak olursan, biç tereddüt etme, Fakat 5, nasıl-bir ey kurmak, nası) bir .apmak istiyor, bunu anla, yı yapan dişi kuştur, derler amma, çörçöp taşıyan da erke, dir. Ya senin taşıyacağın çörçöp, onun yapmayı düşündüğü yuvaya yetişmeyiverirse? O zaman yuva- nız bözvluverir GÖZÜ PARADA, ZENGİNLİK- TE Mİ? Kesesine güvenen borazancı başı, derler: Onun, bu hevesini, daba bu hırsını, iyice anla, henge vur, sonra, borun ölme yiverir, GEZMEK, TOZMAK, MEK İÇİN Mİ? Eğer, kesende bereket, vücudün- de kuvvet, mizacında da neşeye ta- kat varsa, hiç durma, evlen. Gezip tozan, gülüp eğlenen insanlar, kav- ga etmezler, gam, kasavet çekmez- EĞLEN. ler, Çok koşan çabuk yorulacağı için az zamanda karşılıklı dinlenmek saadetine erersiniz. KREDİSİNİ YÜKSELTMEK İ- ÇİN Mİ? Bazı kadınlar, kızlar, kendi mu- hitlerini beğenmez, değişiklik ve daha yerinde söylemiş olmak için, sivrilmek isterler. Bu. takdire de- ğer bir istektir. Yalnız, şu var ki, bu isteği, seninle evlendikten son- ra, bitmiş olsun. Eğer sürecek olur. sa, kredisini daha artırmak için sana, yan çiziverir. Hattâ, bir gün gelir, seni hakir görmiye oba Bunun için, ona açacağın kapiları, uzun uzun düşünerek, hesaplıya- rak aç! BİR KAPI MANDALI MI İSTİ. YOR? Buna ben bir şey diyemem Ts. mamile senin bileceğin birşey.. İki elinle başını tut, düşün, kararını & na göre ver. Maamafib, bu, bir ka- biliyet, istidat meselesidir, hiç dü- şünmesen de olur. EVLENMİŞ OLMAK İÇ En korkusuzu, en raha İkiniz de: Evlendik! dersiniz, kur- tulursunuz. Hayal, hırs, heves, giz- li maksat olmıyan her şeyde rahat, ve emniyet vardı. Symi ne niyetle, ne makâat- In varıyor? Hepsinden, herşeyden mühim 9- lanı, budur. : Sen- den ne umuyor? ne umsbilir? Ken diliğinden m3 umü Jor, yoksa sen mi ümit verdi? RAHAT EDE- RİM, DİYE Mİ? Herkesin düşündüğü, rahat et- me şekli, tarzı bir değildir. Klin- deki vasıtalarla onu rahat ettirebi- leceğine aklın kesiyor mu? Acaba, onun râhat etmesi, senin rahatını kaçırmıyacak mı? eğer 5- nun rahatını, kendi rahatin kıyas © debileceksen mesele yoktur. Fakat bu takdirde sen, kocalik, değil, da- delik” edeceksin. Bunu becerebile- ceksen, yine mesele yoktur. TİYOR? Kadın ve erkek, bütün insanlar, kıymetleri nisbetinde yükselir ve- ya alçalırlar. Yükselecek insan, ba» samaksız da yükselebilir. Basamak. yürünecek yolu beklenecek zama- ni kısaltır, 9 kadar, Besamakla yük- selen dişe dokunur ayakların al insanın eğer, bir değeri 'yöksü, tından, basamak alınır alınmaz te, kerlenir, düşüverir. Bu, düşünüle- cek bir mesele değildir. * AZIMI ÇEKER, DİYE Mİ DÜ. ŞÜNÜYOR? Nazdan naza fark vardır. Çok naz. âşık usandirir, derler, nerede kal dı kli kocayı usandırmasın Böyle düşünen bir kadınla ya şamak, usandırıci bir şey olur. E- ger.'nez çekmek hoşuna gidiyor” sa, buna kimseler karışmaz. SANA, SIRF, ŞAHSIN İÇİN Mİ VARIYOR? Böyle bir kadına, kıza rastlamak bir devlet kuşu başına kondise, dün yanın en bahtiyar ve hattâ tek bah» tiyar adamı olduğuna inan PARANA TAMA ETMİŞ OL MASIN? Eğer, idare edecek olursan, © nün tamaını zararsız bir hale ge- tirebilirsin. Fakat idare ödemez - ikiniz de kuru tahtaya oturur. sunuz. s0). EKÂNI BEĞENMİŞ OLA- BİLİR? Bu, onun zekâ hakkında miyarı. na bağlı bir şey ol luğu için, sen, ze kle pek fazla ünemezsin ama rına gö için. tbarta- pa indüğü göğsünü bilirsin? Yalnız şu var ki, karın. ştn geç tikçe zekâna alışır, seni, Giris zeki bulmamıya başie » “ileşir Bunun li Lb gire - ceğin muh kılı kırk orarak seçmelisin. Senden umduklarım k ğin. den umuyorsa. 6 kadının swya kı. zın, zekâsı karakteri hakk nda wü- kemmel bir fikit edinmiş oluyar. sun, demektir. Bu. yürüyedeğin yolu aydınlatacak bir ışıktır. Eğer, sen ümit verdinse; daha evlenmeden pot kirmıya bâşlamış oluyorsun. Ümit . vererek kalbini ayartmak. geçmiyen ra ile alış ve: kadın Da kalkmıya benzer. Sana birkse öğüdüm var, Dördüncü mektubumda, konuşalım. bunu

Bu sayıdan diğer sayfalar: