19 Temmuz 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

19 Temmuz 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÜAÇUAKALADĞA BATI .. . Rejimin 5 | ül . 4 Ölçüleri ve Kanunlarımız (Başı 1 incide) meseleleridir. Tahkik heyetlerinin, Devlet Şürasının, Cümhuriyet mah- kemelerinin düşünee ve kararları ne şekilde tecelli ederse etsin, hepsi hür mete lâyiktir. Hepsinde ancak ve an cak hakikate ve adalete varmak ve umumi haklarla beraber maznun va- tandaşların hak ve haysiyetlerini ko- rumak endişesi vardır. Vicdani kanaate dayanan bir hü- (Başı İ incide) şeklinde birinci ve ikincil kamaraları vardır. İstiap haddi 500 dür. Traktan farkı, bucasınin bir,metreden fazla uzatılmış olmasıdır. Sus Bandırma işliyecek ve vapur yollu oldu u için İstanbul - İzmir hattı çok ki- salmış olacaktır. Dün, Deniz Bank Müdürleri vapu- ra giderek gezmişlerdir. Ayni tpte üçüncü vapur olan Me- rakas ta yakında gelecektir. Orta ha- cimdeki vapurlardan Mersin hattına tahsis olunacak Etrüsk vapurunun Al manyadaki tecrübeleri yapılmıştır. SAYFADAN MABAAT BİRİNCİ Bayan Hâkim Nura Muallim Selmayı Neden Dava Etmiş? (Başı 1 incide) o |günün birinde bu Bayanla alâkamı “ — Çok yorulmuşum... diyor. 1.) kesmek mecburiyetini hissettim. Af çimi bir an evvel dökmek için, ade |istedi. Hoşuma gitmiyen hareketler ta koşarak geldim!” de bulunmıyacağını Vâadetti. Ağla - Getirttiğim çayı içerken, fincanı |dı. Yalvardı, israr etti, tutan eli de dudakları gibi titriyor: Polis Mektebinin 51 ci Devre Mezunları (Başı 1 incide) devre mezunları Cümhuriyet âbide- sine çelenk koyarken devlet ve mil- letlerine sadakat için ant içmişler - dir.,, Müteakiben mektep mezunları pü“ mına söz alan sınıf mümessili Habip Şensöt kürsüye gelerek şöyle demiş tir: “— Arkadaşlar, bugüne kadar a - Sayiş ordusuna binlerce eleman ye- tiştiren Polis mektebi, 51 inci devre- si mezunlarını bu orduya katmıştır. “Bize bu şerefli günümüzü bahşe- deri dünyanın en büyük udamı Ulu Gemiyi getirmek üzere geçen cumat tesi günü kaptan ve mürettebat AL du da bâlli, “Ben de vaatlerinde duracağını ü-| Onderin önünde 200 genç polis, ir « Büyük bir heyecan içinde bulundu. | mit ederek, kendisile tekrar görüş-| fan ocağımızda öğrendiğ'miz bilgile | tüm. Hattâ bir müddet evlerinde mi- | ri asil milletimizden aldığımız ter - Nr Etimesut İstasyonu Ye v Neşriyata Ba Ankara 18 (Tan muh Etimesutta inşası bilmiş olar istasyonunun devrü teslimi 22 sinde yapılacaktır. vakkat kabulünden ve tee) resinin ikmalinden 10-15 öf ! sonra neşriyat başlıyacuktır. : İstasyonun küşat me: zaman yapılacağı henüz m ! mamakla; beraber Cumhuriyei mında yapılacğı söyleniyore” 1 ! , Rady9 | i İstasyon çalışmıya Ankara çok kuvvetli bir line gelecektir. İstasyonda küm hiç bir zaman tenkit mevzuu 0- manyaya gitmiştir. Bu gemi on beş lâmaz. Bunun için Temyiz dördüncü | sane kadar Hm; ei dairesinin hükmüne, hiç kimse hür- > yanımıza gelmiş ol mete lâyik bir vicdani kanantten baş-| “Sus vapuru Vedat kaptan idaresin- Tamamen süküna kavuşacağı Za-| safir olarak ta kaldım. manı beklemeden, konuşmaya baş *| “Fakat sözüme dikkat edin: Onun Tadı; evinde bir sığıntı, bir besleme gibi mevzuubahis olmıyacaklır. sebetle öyle cihazlar kurum £ |, bunlar Ankarayı muayyen biyeye ekliyerek devletin harici ve dahili emniyetini bozmak arzusun - da bulunanlara katiyen fırsat vermi ka bir gözle bakamaz. Bugünkü ka- nunlarımızdaki ölçüler ve usuller böy le bir hükme varmayı icap ettirecek yolda ise mahkemeden bu ölçüler ve, usullere aykırı bir hareket beklene- mezdi, A iş şu'nokta üzerinde alâka ile durmak caizdir ve hattâ lâzımdır: Varılan neticeye bakılırsa bugünkü kanunlarımız, umumi men İaat osâsı Üzerine dayanan Kemalist "Türkiyenin prensiplerini tamamile korumuyor. Ölçüleri bugünkü gaye- lere göre değildir. Umumi menfaat ve dürüstlük esaslarında çok titiz olan İngilterenin son iki yolsuzluk müha- kemesini hâtıra getrelim: Bunlardan birinde bir Hazine Nazırı, yeni bir vergi kanunundan bir dostuna neşrin den evvel bahsetmek gibi hafiflikte bulunduğu için çok uzun ve şerefli si- yasi hayatı bir gün içinde kapandı ve suçlunun kendisi de bu âkibeti tabif ve memleketin hayri için zaruri bul- du. İkincisinde bir Hava Nezareti müs- teşarı, henüz memur iken bir hava şirketinin hizmetine geçmek hakkın- da bir müzakerede bulunduğu için mevki ve nüfuzunu şahsi menfaat i- çin kullanmakla itham edildi ve res- mi vazife hayatı derhal kapandı. Asri mezarlık hâdisesinin bugünkü Kaazara gösterdiğini bilmiyoruz. kat işin memleket menfaati bakımın. dan arzettiği manzara, cemiyeti ted bir almaya, korunmaya sevkedecek yoldadir. M uhittin Üstündağın bir arkadaşı var, Vali ken- disini himaye altına almış. Bundan evvel Tramvay Sirke- tine kaldırım müteahhidi diye tavsiye etmiş. Belediyenin bir asri mezarlık yapacağını ve bunun için Zincirlikuyuda ara zi alacağını buzat iptidadan haber alıyor. Başka suretle işi ne yaramıyacak araziyi, Bele- diye ile uyuşacağına iptida- dan emin olarak satın aliyor. Bu işte müphem taraflar ol- duğunu farkederek evvelâ or- “— Sabredemiyeceğim,, dedi... değil, israrla alıkonan bir misafir gi- | yeteğimize, kanunlarımızın çerçevesi Fa) de getirilmiştir. Sus'un Etimolojisi Eski Türkler büyük dağ zincirleri- nin güneşe ve aya bakan sathı mail- lerinde, nehir kenarlarında şehirler yaparlardı. Ve buna Sus adını verir- leri: Sus'lar yaslandıkları büyük sat hı mailler dolayısile şimalin sert rüz gârlarından korunurlardı. Kendile - rine mabut olmak üzere güneşi, su- yu, ayı intihap-elmekle berabet su, bunların en başında gelirdi. Iskenderün: körfezinde arkasını bü yük dağlara vermiş ve çayı ile ken-| dini denize bağlamış bir Ter.Sus var ki Susların coğrafya, topoğrafya ba- kımından aynidir, Türkler bu sus kelimesini cana, yü ze, alına, suya, akan Suya, Su sat- hma ve bunların kaynağı olan ilâ- ha tahsis etmişlerdi. Radloff'a göre Teleütler, cana sus veya Suz diyor- Tar. İskenderun körfezinin eski adı İ- susta idi, böylece sus kelimesi tam ve muayyen büyük su manasında mü talea olunabilir. Rumanya Ana Kraliçesi Mari Dün Vefat Etti —amae e vermez Kraliçe Mari, kara ciğer ve dalak- ta "cirrhose” hastalığından muzta - ripti ve bu hastalık, zaman zaman hemoraji yapmakla idi. Sanatoryom da Dresden'li profesör Lahman ta - rafından tedaviyi müteakip kraliçe Mari, kendisini iyi hissetmiş ve mem leketine dönmek kararını almıştır. Seyahat, yeni bir hemoraji'ye sebep olmuştur. Bu hastalığın bu sebeple nüksetmesi neticesinde, kraliçe Ma - ri vefat etmiştir. Kral Karol kardeşini çağırdı Venedk, 18 (A.A.) — Eski Ruman ya Prensi Nikolaya, kârdeşı Kral Ka. rol akşam üzeri telefon ederek anne- lerinin öldüğünü bildirmiş ve cena- ze merasiminde bulunmak üzere ken disini Rumanyaya gelmiye davet et- miştir, Eski prens Nikola, malöm olduğu Sl İsem irak üzere bir aile ihtilâfindan dölayı ge- “dırmalı Rumu ileri sürüyor, Sen 5ene prenslik hukukundan iskat İlk teklif, arazinin sahihi sıfa- | olunmuş ve Rumanyadan tarledilmiş tile Anastas tarafından yapılı tir, Karısı ile birlikte Brana namı al- yor. Sonra Eşref meydana çi tında Venedikte oturmaktadır. Re Temyiz Müddeiumumi- TE sinin dediği gibi sağ eliyle Ma smanlı rçlarını liveden dönümünü 30 liraya o ni Ö Be: N aldığı araziyi sol eliyle Beledi enme Tarzı yeye 73 liraya satıyor. Eğer Ye d Ti iddia edildiği gibi bu civarda- Paris, 18 (A:A.) — Havas Ajansı bil ki arazinin hakikaten o kadar | diriyor: Hariciye Nazırı Bonnet bu- kıymeti varsa Emlâki Milliye | sün Türkiye büyük elçisi Suat Davazı idaresi ne esas üzerine hunla-| kabul ederek Osmanlı borçlarına ve rı 30 liraya satarak hazineyi onların tediye tarzına dair mektup- zarara uğratmıştır? Eğer kıy- lar teati etmiştir. met 30 lira ise hem Vali, hem Bu anlaşma Türkiyenin Fransaya o de Belediye Reisi olun Muhit- lan borçlarının miktarına dokurnma- tin Üstündağ, Relediyenin ih- maktadır, ancak tediyat hususunda tiyac duyduğu araziyi neden | bazı değişiklikler yapmaktadır. Emlâki Milliyeden doğrudan) ngiliz — Türk Mali Anlaşması doğruya 30 liraya almıyor da! Londra, 18(A.A.) — Lordlar kama eski arkadaşından 73 liraya a- | rası, İngiliz - Türk Maliye anlaşması Yıyor ? hakkındaki kanun lâyihasını ikinci Eğer bugünkü kanunlarımız böyle | kıraatinde bugün kabul etmiştir. bir hâdisede suç unsurları bulamıyor ————— Fas Kapitülâsyonları larsa ve memleketin amümi menfa- Paris, 18 (A.A.) — Hariciye na - atleri bakımından aranacak hesaplar görem'yorlarsa mevcut kanunlarımı- 71, rejimin yüksek ölçüleri bakımın. |zır: Büyük Britanya elçisini kabul e- dan mutlaka tadi! ve ıslıh etmek lâ-İderek Fasta kapttülasyonların ilgası zımdır. Asri mezarlık tahkikatının bu | hakkındaki müakedeyi imzalamıştır. güne kadar vardığı netice, böyle bir) Bu müahede, 29 - 7 - 937 tarihli mu- ihtiyacı çok açık bir surette orlaya | kavele mucibince ilga olunan 1856 koymuştur. tarihli ticaret ve seyrisefain muke - Ahmet Emin YALMAN | velesinin yerine kaim olacaktır. Ve gözlerini açıp, sandalyasında |bi kaldım. Sonra, mahkemede iddia doğruldu: ettiği gibi, kendisile süt kardeşi de “— Beni, dedi, tanıyacaksınız. | değiliz! Zaten onunla süt kardeşi ol dahilinde gücümüzün yettiği kada: tam bir bitaraflık ve soğukkanlılıkla vazife göreceğimize, Atatürkün tari - mevcede çalıştıracak, diğer lardan tamamen ayıracaktiK. Ankara çalışırken yine he dinlemek mümkün olacaktı” Ben, Büyükçekmece yatı okulu Öğ - | mamıza, sade sütlerimizin uygun -|bi nutuklarında gençliğe emanet et | Yalmız uzun dalgalarda ye N i retmenlerinden Selmayım!” <A suzluğu değil, aramızdaki yaş farkı da mânidir, Ben onun kızı yerinde - Hatırlıyamadınız mi? Hani, | yim! Bunu anlamanız için, nüfus kâ- bir kaç gün evvelki nüshanızda, be | gıtlarımıza değil, yüzlerimize bir an nim davamdan, benden bahsetmişti: | bakmanız kâfidir! niz!” “O, bana verdiği vaatte durmadı. Genç öğretmenin bu sözleri, hafi | Ben de kendisile alâkamı tekrar kes zamı tembih etti. “TAN” da, “bir ka | gin, Barışmak için baş vurmadık ça- dın hâklın, Selma adında bir öğret- | re bırakmadı. Fâkat ben, yalvarma - meni dava etti!” şerlevhası altında larına, vantlerine, ve nihayet, tekip- çıkan yazıyı hatırladım. Bu davanın İllerine, tehditlerine rağmen, tekrer muhekemesini anlatan o yazıda, da- konuşmadım: Çünkü arlık kendisine vacı Bayan, muallim Selmayı dolan | zerre kadar itimadım kalmamıştı! dırıcılıkla Hham ediyor, ve Şu Sözeİ «0 iç, takiple, tehditle" emeline leri söylüyordu: kavuşamıyacağını katiyetle anlayın- “— Selma, benim süt kardeşim -İca, ve ümitsiz kalınca, intikam al dir. Kendisi, kimsesizdi. Evimizde, | mak emeline düşdü: Tertemiz alnımı âilemin himayesinde büyüdü. Kendi. | dolandırıcılık, ve namussuzluk leke- sine son derece itimadım vardı. Ben | sile kirletmek istedi! mektebimi bitirdim. Hâkim oldum.| “Ben ise, evimi, eşyamı zapteden, Anadoluda vazife aldim. Giderken, | evimin kapısını kırıp içeri giren, ve birikmiş bir kaç'bin liramı, mücev: | serefimle, haysiyetimle, istikbalim - herlerimi Selmaya bıraktım. Buna le, hayatımla oynıyan bu bayan a- mukabil bir de senet aldım. leyhinde, hem “hukuk”, hem “ceza”, “Fakat geldiğim zaman hayret ve | hem de “namus” davası açmış bulu- teessürle öğrendim ki Selma, ken nuyorum. disinden çok genç bir delikanlıya tu- nn, rinde, çantamdan, bana borçlu bu “ Tunduğunu isbat edecek olan senedi de aşırıp ortadan kaldırdı! Şimdi kendisinden davacıyım! Çünkü söy- lediklerimin hakikate uyduğunu, şa hitlerim isbat edecektir!” Anlıyorum ki, o gün, mahkemeye gelmiyen şahitlerin de çağırılması için başka bir güne bırakılan o dava nın maznunu, karşımda oturan genç kızdır. Kendisine, mahkemesini hatırla - dığını söyledim: “— Ah.. dedi... Ne olurdu? O sa- tırları yazmadan evvel, bir kerecik te beni dinleseydiniz?” “— Biz o gün, ne sizi, ne de sizi dava eden bayanı dinlem'ştik. Fakat Başladılar siz, bu yüzden telâfi olunmaz bir za- 5 rara uğramış değilsiniz.. Bir kaç gün (Başı 1 incide) sonra da olsa, işte nihayet sizi de| bilhassa bunlar meyanındadır. Bura- dinliyorum! İsteğiniz bu değil mi?” |da, hiç kimse bu gibi hayali faraziye- “.— Iş işten geçti artık!” lere itibar etmemektedir. “— Neden?” Paris, 18 (A.A) — B., İmredi ile “— Ben bir dolandıcı olarak teş- | Kanyanın Roma seyahatleri Epok ga hir edildim!” “— Hayır. Ortada, henüz tahak- | yö, diyor ki: kuk etmemiş bir iddia var, Neticede, Macaristan, anşluzdan beri büyü- sizin iftiraya uğradığımız da tahak-|mekten hali kalmamış olan Alman kuk edebilir!..” tehlikesinin farkına varmıştır. B. İm- «“— Elbette edecek... Çünkü, müt-| redi, Nasyonal - Sosyalizme karşı şid e! bir iftiraya uğradım!” detli tedbirler almıştır. Mümaileyh, o. tinin de cezasını çekecektir.,, Şimdi, tıpkı geldiği gibi, ağlıya - rak uzaklaşan Bayan Selmanın söz - lerini bu sahifelere geçirirken: “— Acaba, diyorum, hangisi hak ip» sından çıkacak netice, merakla bek Tenilmiye değmez mi?” Macar Nazırları Romada Temaslara “— Bu “sebep”, koskoca bir “ro- man” mevzuudur!” “— Hulâsa edemez misiniz?” Genç, güzel ve sevimli muhata - bım, hayalinde bir “roman” kadar büyüttüğü macerasının hikâyesine nereden başlıyacağını kestirmek için bir müddet düşündü. Sonra, müna- bulunmuştur. B. İmredi, İtalyayı ken di memleketinin mukadderatı ile alâ- kadar etmek için Roma'da maneyra- lar çevirmektedir. “Maamafih kendisi Almanyayı da tiği bu güzel yurdun emniyet ve $€- lâmeti için geceli gündüzlü, bıkma - dan, büyük b'r gayretle yurt ve U- Hasip Şensözün son sözü üzerine âbide etrafına dizilen genç polisle - rimiz hep bir ağızdan: “— Ant içeriz. diye bağırdılar Merssime, yaya, atlı ve motörlü polislerin mektep müdür ve muallim leri önde yaptıkları bir resmi geçit İe nihayet verildi. Bu sene mektebi bitiren polisle - Tus için vazife göreceğimize ant içe- | riz., İçalışılıyorsa ayni şekilde hf Yen arasinda Ankaranın sesi dut tır. Kısa dalgalar için 200 selesi de olmıyacaktır, Ki düzleri 19,74, geceleri 31,69 zerinden çalışacak. uzunlar gündüz 1639 metre üzerinde © caktır. Bundan başka bugü” her köyde bir okuma odası rg Try bir radyo salonu, radyo meyli Mü rulmiya çalışılacaktır. Hâlen “$i Me umum müfettişliği sahasındi 4 a4 nan 1283 köyde beş senelik P' İz la kısmı azamı radyoya — rin miktarı 183 kişidir. Bunlar A - nadolunun muhtelif vilâyetlerine ve İ bilhassa doğu vilâyetlerimize tayin edilmişlerdir. Mektebin 52 inci dev - resi 1 teşrinievvelde başlıyacak on ay devam edecektir. Ankarada Şiddetli Yağmurlar Talebe Kampını İstilâ Etti (Başı 1 incide) Bu hususta kendisile görüştüğüm yi şöyle'ağlattı: “— Bundan birkaç gün evvel Çu- |köy belediye baştabibi 7 buk çayının taşmasile vâki su baskı- | Ayışığına, Kadıköy belediy? nına kârşi tedbir alınmış, çadırların İseri baştabipliğinden açıkta etrafında derin çukurlar kazılmıştı. | fat Cafer Kadıköy belediye Pİ Fakat bu gün gelen sel o kadar ani İliğine, Sandıklı hükümet (8 Ayni heyecanla, ayni şiddtle, ve | ve şiddetli olmuştur Kİ, bu tedbirle- dahiliye mütehassısı Ekrert “$ ayni kuvvetle, mağduriyet, masumi- |rin hiç birisi tesir etmemiştir. Yağ-İlâzığ, Nazilli hükümet tabibi f yet iddia eden bu iki bayanın dava-İmur saat on beşte başlamış, gittikçe | Esen İstanbul merkez bül şiddetini arttırmıştır. tar; Avrupadan getirilen husui batlı cihazlar bu köylere meye başlanmıştır. İlk senede ci sene nihayetinde 261 köy P* yo kazanmıştır. 941 senesi köy radyolu olacaktır. Doktorlar Arası! Yeni Tayinler | Ankara, 18 (Tan mubabi Sihhiye Vekâletinde son & lan hükümet tabipleri ar: yin ve nakil listesini bildi: Yıldızay bükümet tabibi Gümü yek Rükukier dullah Erim M: Kemal p RE YERE ELE İle a ta Ni liğine, Kütahya memleket bg” Talebe, karap komutanının emrile |si röntgen mütehassıs Baki çadırlara çekilmiş, yağmurun dinme | Denizliye, İstanbul akliye h** | sini beklemiştir. Fakat tam bu sıra- |si mütehassıslarından Ci da birinci sıradaki çadırların hemen | Manisaya, Kars doğumevi © 4 yanı başında akan Çubuk çayı birden | talıkları ve baştabip Rifat YA bire yükselerek bu sıradaki çadırları | nisaya, Tıp Talebe Yurdu i işgal etmiştir. Buradaki talebe diğer |lerinden Saim Ermetin çadırlara iltica etmiş, devamlı bir su | Gureba hastahanesi cild v€ rette yükselen su birkaç dakika zar- | hastalıklar asistanı Nail Hi #ında oraları da istilâya başlamıştır. | gi tarama: heyeti mü! Bu hal karşısında kamp komutanı | Adana belediye tabibi Demi e #alebeye çadırları terkedip < dışarı | açıktan mütekati tabip Ni çıkmalarını emretmiştir. Talebe bu-| Fatih belediye doktorluğun. lunduğu yerde dizlerine kadar su köy hükümet tabibi Ressd 5 içerisinde ellerinde tüfekleri olduğu | Budruma, Mersin süt ve 40“ 4 me “(halde verilecek emirleri beklemiye | yene ve müşaverei mütebit bağlamıştır. Biraz sonra (o gitlikçe| hal Bayat Adanaya tayin © | yükselen su kamp yerini tamamen 'dir. i kaplamıştır. Talebenin buradan biraz |, Bandırma Belediye doktof” ilerdeki yola çıkabilmesi için civar | Tarhan, Manisa memleket lu köylerden yardıma gelen, köylülerin İsi belediye mütehassısı Beye N himmetile ağaçların arasına ipler ge. | memleket hastahanesi dahili | hassısı Necati Selvi, İspart* a! doktoru Ragıp Kurtaran, diye doktoru Mahmut İ «tmişler've istifaları Kal 2 tir. e Trahom kursu tabiplerin” : zi Çalışkan Maraşa, Suat Vi. ; ziz Kotay Mardine, Nâzım * miştir. Asfalt yola, yalnız tüfeğini kurta- rarak çıkan talebe orada tüfek çat- mış, ve gelen belediye otobüslerine binerek şehre dönmüştür. Hâdise yerine bizzat giden valı ve sip bulduğu yerden anlatmaya baş. | gücendirmiyecek surette hareket ©t-| »elediye reisi bay Tandoğan daha ba | mana, Mazhar trahom mü“ , Yadız mek mecburiyetindedir. Mumaileyh, |, alâkadar zevat geç vakte kadar ta- “— Ben “Muğla? 'nın maruf bir | önÜMÜZdeki ay içinde Berline gide-| yeyenin dönmelerine nezaret etmişler a sülülesine mensubum. : Bunu isbata | cok olan aibi hükümet Hortiye refa- | gir, Sel maddi zarardan başka hiçbir » girişmeyi; lüzumsuz bir tenezzül sa. | Kat edecektir.” zarar iras etmemiş, nüfusça zağlat ol i yıyorum, Beni dava eden Nuran ise, Er İN ii mamıştır, Bingazilidir. Ben Muğladayken, mek Bolu ve Düzcede Moskova, 18 A A. — Sİ müdiresi olarak i, Ken - ği ei ve Atatürk Günü Mısır Başvekili F.R. yüksek meclisi altı YS” bir hâdise yüzünden Vekdilet emrine | , Bolu. 18 (Tan muhabrinden) — alınan Nuran, ailemden, büyük bir | Atatürkün Boluya ayak bastıkları gü | vekili Mahmut Paşa, bu sabah bura- nün yıldönümü şehirde coşkun bir ve gelmiş ve Parise gitmek üzere yakınlık ve alâka gördü. Bu yüzden duyduğu minnet, onu bana biraz da, | sevinçle tesit edilmiştir. da yaklaştırdı, Ararmzdaki arkadaş-| Düzce, 18 (Tan muhabirinden) — | Avrupa seyahati katiyen siyasi ma - temmuz Ata- | hiyeti haiz değildir. Mahmut Paşat dı. Fakat bu rabıtanın hiç hoşuma | türk gününü tezahüratla Sutlamışlar | Avrupada yaz mevsiminde istirahat lık, daha kuvvetli bir rabıta halini al | Bugün Düzceliler 18 gitmiyen tarafları vardı. Bu yüzden, 'dır. — R. X. Marsilya, 18 (A.A.) — Mısır baş - | ibaret parlâmento ile kabul etmiştir, Bu il melenin vasati ücretinin wi Bundan başka içtima d çi mi müddetince beher gün lelik hususi bir tahsisat tir. trene binmiştir. Mısır Başvekilinin etmek için gelmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: