7 Ocak 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

7 Ocak 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

çin we) EG (9 işaretlileri lunan yerleri o işaretlerin renklerini rdekler meydanda yok. Kaçmış ri bulun bakalım! * Yaşın Ne, Kaç Arkadaşınıza Deyiniz ki: — Senin yaşının kaç olduğunu da bileceğim, cebindeki parayı da! Eline şu kalemi al! Yaşının iki mislin! bana göstermeden kâğıda yaz! Beş ilâve et! 50 ile vurdur' 365 çıkar! Kalan paraya cebindeki parayı kat! Elde ettiğin sayıya bu sefer 115 ilâve et! Şimdi bana söy LENCELİ OYUNLAR iç işaret bird Karıştırarak boyayacaksınız saklanmışlı Paran Var? le: Bulduğun adet nedir” Nasıl Bileceksiniz ? Size bildirilen adedin birinci ra kamı arkadaşınızın o yaşını, diğer ikl rakam da cebindeki parayı gös- terir, Arkadaşınızın. yaşı 10 dan fazlaysa, yaşını ilk iki rakamdan cebindeki parayı da $on iki rakam dan anlıyacaksınız! 1 — Burada çok iyi bildiğiniz bir 23, 27, 30, 33 üncü ha: ğunu b lir misiniz?, 2 — Bu dokuz çizgiden kamlardan birini koyunuz! Meydana gel nız zamam1800 edecektir. 3 — Bu iki eşek, sahipleri lar neredeler? Bu bilmeceleri halledei muhtelif hediyele! olan ik ri gösterilmiştir şarkınin ilk mısramın'9, Li, 16, Acaba bu şarkının ne oldu- ker birine, birden dokuza kadar olan ra - lecek olan üç sdedi topladığı - i çocuğu bekliyor. Acaba çocuk- nlerden 25 kişiye r vereceğiz. En Güzel Hikâyeyi Kim Yazdı? Bu sütunda 31 kânunuevvel ta- rihli sayımızdaki resimli hikâyeyi en güzel yazan Ankarada, M. Er- cüment'in yazısmı okuyorsunuz! Eğer siz de, yazınızın birinciliği | kazanarak herkes tarafından gaze- tede okunmasını istiyorsanız, bu sayfanın altındaki yazısız resimli hikâyeyi dilediğiniz gibi yazarak bize gönderin! Satranç Oyunu Cin Ali ile babasi Bay Osman, canları sıkıldığı için satranç oyna- mağa başlamışlardı. Cin Ali ha- kikaten cin gibi bir çocuktu. Bu oyunu çok iyi bilirdi. Bay Osman önce çocuğu, oyunda fena bir va- ziyete soktu. Ellerini cebine sokup kıskıs gülmeğe başlamıştı. Sonra, küçük Ali de gayet gü- zel oynıyarak Bay Osmanı fena vaziyete soktu. Babası buna hay- fet etti. Şimdi gülmek, gururlan: cin Aliye gelmişti. Bay ündü düşündü. O ka- ndü ki, Cin Alinin uykusu bile geldi. Nihayet oynı- yabildi. Fakat Ali hep çabucak oynuyor, babasını müşkül vaziyet İ lere sokuyordu. Buna çok; kızan e om Tâyy um) 'uwso rg dığı gibi bir temiz dayak attı. O- yumu da kim kuvvetliyse o kazan- dı. M. Ercüment Yoksa Çoğaldı mı? Bay Erkal 25 yıldır bir ticaret- hanede kâtiptir. Bir gün patron 0- undan sonra maaşlarınızı yarıma taksim ederek vereceğiz. Bay Erkal üzül- gey arkin mani Cevap: Çü mış değil kü onun maaşı azal- almıştır. 60 lira aylık Çocuk Sayfamızda Hediye Kazananlar Bugün dördüncü sayfamızda Ayni Sınıfta Öğretmen — Oğlum Altay, bu sene de sınıfta kaldın. Gelecek s6- ne ayni sınıfa girmiye utanmıyacak mısın? Altay — İyi ama “efendim, siz de kaç senedir hep ayni sınıfa gir- miyor musunuz? . Arkasında kim varmış ? Öğretmen — Oğlum Kaya! Önün şimal, sağın şark, solunda garp! söyle bakalım, arkanda ne var? Kaya — Arkamda, demindenberi sırtımı çimdikliyen Altay var efen - dim. . Gramer dersinde Öğretmen — Söyle bakayım Ka ya! 'Türkçemizdeki en uzun kelime hangisidir. Kaya — Lâstik efendim. mzatıla - bildiği kadar uzar. ma — anama Aylığı Azaldı mı, p GÜLELİM. TAHTA AT HİKÂYE pin babası birdenbire has- talanmış, işten çıkarılmıştı. Bir aydır, sıkıntı içinde yaşıyor- lardı. Evde artık satılabilecek şey de kalmamıştı. Annesi eski minderin üstünde, acı acı düşünürken Erkal onun yanına sokuldu. Anne! Ben senin niçin üzüldüğünü biliyorum. Ama üzülme! Göreceksin, babamın has- talığı geçecek. Hemen şimdi be- nim tahta atı satıp parasile dok- tor getirteceğim dedi. Annesi, gü- lerek: — Buat kaç para eder ki.. Onun Parasile doktor getirtmek değil, ilâç bile alamayız! cevabını verdi. ma Erkal hiç te böyle düşün- müyordu. Çocuk oldu tını da çok sevdiği için, satarsa fazla para edeceğini sanıyordu Annesine belli etmeden, usulca cık, yan odaya geçti, Tahta atını güzelce sardı. Yine belli et sokak kapısından dışarı şar gibi, annesinin bir hafta önce yaşlı gözlerle, çok sevdiği yüzüğü- nü rehin bıraktığı Kredi bürosuna doğru yürüdü. Kendi kendine; “Zavallı anneciğim, ben mahzun olmıyayım diye bir türlü atımın satılmasını istemiyor,, diye mırıl- dandı. Bi ük salondan içeri girerke! ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. Çekine çekine kredi iş- lerine bakan kuldu. İçinde mek istemediği halde sesi du. İsyarlara, utana utana, — Bu- nu size biraksam, bana böre para verir misiniz? oSatsam alır mısi ruz” dedi. Sonra başım önüne eğ- di. R'rdenbire gözleri boşanm İ'Dir üne, bir de yarındaki arkadaşına baktı. Sonra çocuğu bir köşeye çekti. Atı yere koydur- du. “Çocuğum! Niçin ağlıyorsun! Borç parayı ne 'ya sordu. Adam o kadar tatlı, öyle candan konuşuyordu ki, Erkal o- ha içini olduğu gib! dökmek için tereddüt elmedi. Her şeyi anlattı syar, peki oğlum, bu at için sana on lira vereceğiz, atı bırik, şu zarfı al! dedi. Evin kupısından içeri girerken, kalbi küt küt atıyordu. İste atım satmıştı. Annesi ona satma deme- o | s1 diye NN) Boks oyunu Kaya — Haydi Altay, seninle boks | oyunu oynayalım... Altay — İyi ama, ben yumruk at- masını bilmiyorum ki. Kaya — Zerarı yok, yumruk ye- mesini de bilmiyor değilsin ya? 5 Köpeklik Oyunu Oktay, bahçede dolaşırken, elin- de bir külâh şekerle içeri giren Al | tayı gördü. Dedi — Gel seninle ki oynuyalım.. peklik oyunu — Peki ama, ben bu oyunun na- sıl oynanacağını bilmiyorum. —A, çok kolay. Ben şimdi diz çöker ellerimi havaya kaldırarak, | miş miydi? Darılırsa ne cevap ve- recekti? Aralık kapıdan bir gölge gibi içeri girdi. Sessiz adımlarla annesinin odasına doğru yürüdü. Hâlâ dalgın dalgın sokağa bakan kadının kucağına zarfı fırlatıp gel diği gibi, sokağa kaçtı. Yeme pek geç, güneş battıktan sonra geldi. Annesi, onu çok güler bir yüzle karşıladı. Babası- nin yanına. götürdü, o Adamcağız yeni gelen doktorun verdiği ilâçla biraz kendine gelmiş yatakta doğ- rulmuştu. Çocuk babasına doğru Yazan: D.T. atılırken, gözleri yerdeki atı çarptı. Bu da ne? Der gibi bal Annesi, onu biran önce me! tan kurtarmak için her şeyi lattı: İşyar, onun iyi kalpli Benmiş, on lirayı borç olarak miş, bunu yazdığı mektupla dirmiş, Erkal mahzun olmasın ye de, arkasından atını göni mişti, Bubası kısa bir zamanda oldu. Borcunu ödedi. Ona bir yeni kitaplarla oyuncaklar ald Sazan balığı çocuğuna dedi ma! İçine girersen, sonra bir daha Ama her akılsız çocuk gibi, o / e içine gir! diye seslendi. Sazan Balığıyle Söz Dinlemiyen Çocuk Skin bu balıkçı sepetine ya çıkamazsın? da annesinin sözünü dinlemedi. likten içeri girdi. Dışarı da çıkamadı. Ağın ağzını teşkil eden çubukları araladı. Haydi çabuk ağz “Artık tamamen hürsün! Sakın ha! Bir daha bu balıkçı ağını tulayım deme! Sonra etini tuzlayıp kebap yaparlar! e Smm Siz hiç kırlangıç balığının ma- rifetlerini bilir misiniz? Küş de- ğildir ama, bir sıçrayışta deniz se- viyesinin bir metre yukarısına ka alina açacağım. Sen de: Hop! Bo- diye, elindeki şekerleri birer, birer ağzima atacaksın! dar yükselebilir. Düşmanlarının onu tutmak haddine mi düşmüş- ifTE BUNU BİLMİYORDUM Bataklık kuşu, suyun di uzun müddet kalabilir, Göl bataklıkların dibinde saatler dönüp kurtları böcekleri Midesine indirir. Sonra yine Fi, açık havaya çikari,.

Bu sayıdan diğer sayfalar: