19 Ocak 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 1

19 Ocak 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Perşembe İ 9 GRAF İKİNCİKÂNUN Ey Şi 5 ve bilgileri ni verilmiyecektir. Yazan: Ahmet Ağaoğlu ski lisanımızda bir vecize vardı: “Emaneti di etmelidir. , Devlet ve Cümhur işleri bir emanet mutesavver midir? Fakat son zamanlara kadar lisanımızda dolaşan bu veci- tahakkuk ettiremedik! Sebebi şu idi ki, bu vecize yalnız serbest mürakabe ve bu mürakabeyi kullanabilen vatandaşlar veyahut seler mevcut olduğu takdirde tahakkuk edebilir, Mutlakiyet ve keyfi idare hâkim olduğu yerlerde tabia- tiyle vecizenin tatbikine imkân bulunmaz. Mutlak hükümda- rın keyfi neye taallük ederse hak ve hakikat, ehliyet odur. zeyi bir türlü Beden Terbiyesi İstişare Heyeti Dün de Toplandı Beden Terbiyesi Umum Müdürü General Cemil Tahir (Yazısı 10 uncu sayfada) Elektrik Sergi Binas Denizbanka Satılması Işi Tetkik Ediliyor Satie, elektrik malzemesi şirketine ait bulunan Fındıklıdaki elektrik ser- gisi binası, bundan bir müddet evvel, Denizbank tarafından 250 bin liraya satın alınmıştı. Nafıa ve İktisat Ve- kâletleri bu satış'işini tetkik ettirine- yi lüzumlu bulmuşlardır. Bunun için İstanbul vilâyeti nafıa müdürü Bed- ri, belediye fen müdürü Fenni, Nafia Vekâleti İstanbul elektrik işleri u- mum müdürü Kadri ve müdür mua- vini Süruriden mürekkep bir komls- yon teşkil edilmiştir. Komisyon ilk toplantısını, dün, Nafıa müdürlüğün- de yapmış ve tetkiklerine başlamış - tır. Tahkikata esas olan ve tetkike lüzum görülen mevzu şudur: Vekölete ilk müracaat m Satie idaresi 1933 senesinde, Fin- dıklıda satın aldığı arsa üzerinde Mi- küel Nurican isminde bir müteahhie de daimi elektrik serigisi ittihaz e dilmek üzere bir bina yaptırmıştır, 1938 senesinde elektrik şirketi hilkâ- met tarafından satın alınınca Satie idaresi de hem bu binayı. hem de ken disine ait Beyazıttaki binayı da sat- mak istemiş ve bU maksatla eri Vekâletine başvurmuştur. Nafa Ve- şi Ehlinin Eline Vermeli Sörkoşlaği itiyat edinerek işret belâsına müptelâ olanlara ve yahut behimi şehve- tin esiri olarak umumun hürmet ettiği iffet ve ismet kaidelerine riayet etmi- yenlere, devlet kadrosunda - kabiliyetleri : TAN. İSTANBUL TELEFON: 24310. 24318. 24319 DÖRDÜNCÜ YIL — No: 1247 KURUŞ e olursa olsun » asla yer ehline tev- kadar yüksek ve mukaddes müesse- Şark istibdadının ruhunu ve )e- dünniyatını esaslı bir surette kav- ramış olan Sadi diyor ki: Salâhi memleket hişi hüsrevân danend Yani memleketin menfaat ve salâhını yalnız, onun sahibi olan hükümdarlar bilirler! Onların key | fi neye tanllük ederse salâh da ©- radadır. Ekseriyetle cühelâdan ibaret o- | Jan bu hükümdarlar ise, dalkavuk- luktan, tabasbustan, riyadan şak- labanlıktan pek hoşlanırlardı. Binaenaleyh memleketin “Salâ- hımı,, da bu sıfatları | taşıyanlara tevdi ederlerdi. Neticede yukarıda kaydettiğimiz vecizenin tam aksi tahakkuk ediyordu. Emanetler u- mumiyetle ehli olmıyanlara tevdi olunuyordu. Ve memleket salâha u zavallı Türkiye, kaç asır ve kaç batınca bu istikamet üzerinde yürütülmüştür. İşler eh- line değil, naehline, değil, beceriksizliğe, ve dürüstlüğe değil, geriliğe ve na dürüstlüğe tevdi olunuyordu! Ne- ticede memleket harap, halk bık- kın ve her taraf perişan bir hale İşte tam o sırada biç olmazsa, enkazı kurtarmak, muhafaza et - mek için, vecizenin tahakkukuna (Sonu: Sa. 10, Sü. 4) kâleti, bu teklifi esas itibarile kabul etmiş, ancak binaya ait kıymetin takdiri için temaslara lüzum göster- miştir. Bir taraftan bu temaslar devam ederken, diğer taraftan da vekâlet bi- İnanın tapudaki ve vergi şubesindeki kıymetini tesbit ettirmiştir. e Vergi şubesinde mukayyet binanın hasılatı safiyesinin 10680 lira olduğunu öğ- renen vekâlet, 1295 tarihli istimlâk kanununa tevfikan binanm asıl kıy- metini de takdir ettirmiş ve ayni ka-| nuna tevfikan binanin, hasılatı safi-| yenin on misli olan 107 bin liraya istimlâk edilebileceğini hosarladık- tan sonra bir alıcı sıfatile yalnız 80 bin lira verebileceğini şirkete teklif etmiştir. Şirket ise ilk evvelâ 107 bin | Jira Üzerinde israr etmiş ise de bilâ-| hare Türkiyedeki emlâk ve muame- Jâtını tasfiyeye mecbur olduğunu dü- şününce bu fiyattan da vazgeçmiş ve binayı 90 bin liraya verebileceğini Nafın Vekâletine bildirmiştir Fakat vekâlet, binanın mutlaka kendisine lâzım olmadığını düşünerek 80 bin| liradan fazla veremiyeceğini söyle - miş, bu sebeplerden dolayı aradaki temaslar kesilmiştir. geldi! İ GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ Ispanya Edilmesi İçin Fransız Meclisine Takrir Verildi RE Dn İieLi iü İspanya Hariciye Nazırı Delvayo Halil Menteşin Sual Takririne Cevap Verilecek Ankara, 18 (Tan muhabirinden! — Maliye Vekili mütekaitlerin iaaşları Mecliste cevap verecektir. Mütekait, dul ve yetim maaşları ve tahsisatları 1938 bütçesinde 16 buçuk milyon li- rayı bulmaktadır. Eski kanunla maaş almakta olan mütekait, dul ve yetimlere bir mik- tar da olsa zam yapılması ise, bu ye- künü esaslı surette kabartacaktır. Meclis mahafilindeki arzu ve cöre - yan hiç olmazsa Mili o Mücadelede cephede çalışmış ve eski kanunla te- kalit olmuş askeri mütekaitlerin ye- ni mali yılda terfihlerini temin ede- cek tedbir alınması lüzumudur. yor ve bize gördüklerini kendi gözü (Sonu Sa. 10: Sü. 1 de) da takip edeceksiniz. Hududun Derhal Açılması İsteniyor a ai Vi e Nasrettin Hoca Avrupa Yolunda ihten çizgiler serisiyle bize mazinin ibret alınacak levhalarını canlı tablolar halinde veren ressam Salih, pazartesiden itiba- ren TAN'da yeni bir seri karikatür neşrine başlayacaktır. Türkün en kuvvetli mizah timsali olan Nasrettin hoca Avrupa seyahatine çıkı buluşunu renkli seri karikatür halinde pazartesiden itibaren TAN" Bugünden Mibaren: İspanyol Dansları Krali MARİNA Bütün ertletlerin iştirakiyle temellerine TAKSİM'de Florya Lokanta - Varyete Salonunda Başlıyerimr. Her Paza Varyete Programila İşine Müdahale Chamberlain, İngilterenin . .. Ademi Müdahalede Israr ve » | Pp . Edeceğini Bildirdi Londra, 18 (Hususi) — Yarın (bugün) Avrupa tarihin de çok mühim bir gün olmak istidadını haizdir. Sebebi, İspan ya harbidir ve bu harbin yeniden arzettiği tehlikeli mahiyet» tir. Fransa dündenberi bu mesele ile meşguldür. Orada hâkim olan iki cereyan vardır. Birini Flânden temsil ediyor ve İs- panya harbinde her ne pahasına olursa olsun müdahale etme- meyi istiyor. İkincisini Rlum temsil ediyor ve hududun der- hal açılmasını, Cümhuriyet İspanyasına silâh, mühimmat ve gıda maddeleri yetiştirilmesini müdafaa ediyor. Bütün Fransa bu mesele ile meşguldür. Fransız kabinesinin bugünkü PALMERO t 17 de bütün MATİNE Cilo Belgratta —— Yugoslav - Macar Paktı Yapılıyor Çekler de Komünist Aleyhtarı Pakta Giriyor toplantısında bu İş konuşulmuş, Bonnet yarın mecliste söyliyeceği nutkun esaslarını anlatmıştır. Bonnet bundan başka. Chamberlain ve Halifax'ın Ro ya mülâkatı hakkında verdikleri ma'ümatı da kabine içtimaıda anlata- Kont Ciano (Yazım 10 uncu sayfada) ak vaziyeti tavzib etmiştir. gazetelere göre Bütün Fransız gazeteleri de bu me- sele ile meşguldür. Matin'e göre m dahaleler İspanya harbini uzatmak- tan ve bir harici harbi alevlemekten başka bir şeye yaramaz. Jur da Fran- siz kanile ödenecek bir budalalıktan u ümhuriyeti panyaya yardım edilmesini israrla istemektedir. Blum, Populairs gaze- tesinde yazdığı bir makalede İtalya- nın taahhütlerini mütemadiyen nak- zettiğini söyledikten sonra Fransanın ne zamana kadar kendini bu taahhüt- lere bağlı sayacağını soruyor Hududa açmalı mı? Yarın mesele Fransız parlâmento- sunda konuşulacak ve en mühim me- sele olarak ileri sürülecektir. Mec- listen sorulacak en mühim nokta şu (Somu: Sa. 10, Sü. 3 de) Falih Rıfkmın kalemi, Türk dilinin en derin yarasma dokun- du. Dün, “TAN,, da çıkan, ve di- ğer gazeteler tarafından da ik- tibas edilerek, lâyık olduğu e- hemuiyet ve alâkaya kavuşan yazısı, şu suallerle başlıyordu: “— Rels mi, başkan mı? İdare mi, yönetim mi? Kâtip mİ, yazgan mı, sekreter mi? Kitap mı, bitik mi? Müsteşar mi, yönetger mi? Vekil mi, ba kan mı? Müzakere mi, görüşü mü?, Bu suallerle başlıyan uzun ya- zısında, lisanımızdaki bu karışık- lığın hazırladığı tehlikenin büyük Tüğünü anlatan Falih Rıfkı, ke- Himelerimize ve ıstlahlarımıza istikrar vermek o mecburiyetinde bulunduğumuzu söylüyor. Hüseyin Cahide göre: Dün, kendisile görüştüğüm Hü seyin Cahit, Falih Rıfkmın bu yarısından bahsederken: — Bence diyor. Falih Rıfkı. Türk dilinin yeni bir hastalığım teşhis etmiş değildir: Dil temizli. ğinde çok hızlı yürümenin zarar. larmı görmemiş, çekmemiş © bir münevver yoktur sanırım. Fakat Falih Rıfkı, bu hastalığimızın te. davisini İstemek vazifesini gör . müş bulunuyor, Bu bakımdan o- nu, mutlaka tutulması lâzım len bir yola, İlk adımı atmış saya- biliriz. Bana gelince, Falih Rıfkı, ile hemfikir olduğumu söylememe bilmem lüzum var mı? Çünkü, bunu söylemekle, bun dan çok evvel de gizlemediğim fik rimi, bilmem kaçmcı defa tekrar lamış olacağım. Lisan, tıpkı çocuk gibidir. O. mu, seneler büyütür. Bir çocuğu ie anlatıyor. Ressamm bu İnce Kelime ve Istılahlarımızda İstikrar Münevverler “Dilimizi Vazifemizdir , Hüseyin Cahit, Muhittin Birgen ve Vâlâ Anketimize Cevaplarını Bildirdiler Muhittin Birgene göri , Diyorlar Hüseyin Cahit Yalçın bir senede on yaş büyütmek için sun'i vasıtalara baş vurmak, ta- biate karşı koymak olur. Bundan zarar görüleceği de ta bildir, pılan dil temizliğinin çok büyük faydalarını gördüğümüzü inkâr etmek mümkün değildir. Fa- kat bu temizleme ve zenginleştir. me gayretinde İfrata vardığımız takdirde, © uğrıyacağımız. zarar, kavuştuğumuz faydalardan çok bü yük olabilir. Bu itibarla, Falih Rıfkının el attığı freni sıkmak, bü tün Türk münevverleri için, da- ha fazla geciktirilmemen lâzm gelen bir vazifedir!., a e A et Ayni mevzuda sunllerime mn- hatap olan Muhittin Birgen: (Devamı Sa. 7 Sü. 1)

Bu sayıdan diğer sayfalar: