29 Ocak 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

29 Ocak 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kırdar, ri m hareket eden v4 dar ger kendisine Ve z ol eti. Saral rilen ardan ân gwuhtelif Yol bağı tezi ii "Ye hastalığı te ez tedavisine tezebbüs etti. bir m aya yakın 3 Yasli Kr dolaşarak, be A an ves olenıy , Di dek ere yeşindir 3,5 liradır, APO 35 araştur dren değişi” ve yg kurus Cevap içte koyduğu rinde fanliyets 1 — İktisat etiyle ekmeği Mi Sıhhiyede teşkil ettiği bir komisyonla şehrin temizliği üzerin- de faaliyete yeçmiş bulunuyor. 3 — Ziraat kurumu ile * birlikte şehrin et ve süt meselelerini halle teşebbüs etmiz bulunuyor. 4 — İstanbulun muhtelif mint” Kalarında belediye ve Halkevleri icin yeni, hinalğ,, ventırmıya karar 5 —otomusişini bitirmek frere- dir, 6 — Sehrin imarma engel olan İs- timlâk kanurumda yapılmasını iste- diği tâdilâtı tesbit etmiş bulunuyor. 7 — Şehrin merelerinde süratle imar işine geçilmesi lâzım geldiği- 15 de kararlaştırmış bulunuyor. 8 — Bütün bu işleri başarabil nek için lâzım olan parayı da bulk muş gibidir. Vessire vesaire. Bütün bunlar az zamanda tahak-| Kuk edecek, ve İstanbulun hayat ve manzarası üzerinde likler yapacak tese! mia z bu kadar mühim lere ba kadar süratle el koyma "vit verici bir manzaradır. üm ini gerimize (ilk geldiği >) en kafasında yu istiham | man herke ii Kardar İstanbu rdır Acaba 74 e aradığı ve muhtaç olduğu bele- diye çelsi midir? Yukarda sualadığım Mer hu sn vermi- ale şirndiden müsbet ceva r ye kâfidir zannederiz. İstanbul, vali sini bulmuşter. geçmiş görüyor” FE ayonunun Dx ucurlatmıya çalış Fakat unurmıyalım ki Istanbulda < o. uv, B un makale serisi birkaç ay cvvel Istanbul rad- yosunda vermiş olduğum kon- feransların notlarından alın- mıştır. O notlarda bu vadide en ileri giden âlimlerden Sir J. Jeans'ın dört sene evvel İngilterede vermiş olduğu bir konferans serisiyle Londra- nın maruf gazetelerinden bi- rinde neşrettiği makalelerden iktibas edilmişlerdi. Bunlar- da zaruri olarak bazı değisik- likler yaplım. Rut makaleler- de ilmin bir takım keşiflerine temas edeceğiz. ünyanın bu faaliyet devrin- de herkeste bir seyahat ar- zusu var, İçimizde başka memle ketlere gidenler bulunduğu gibi dünyayı dolaşmış olan talililer de var, Biz burada bütün kâinatta bir cevelân yaptcağı ketle yüce mekân ğız. Öyle bir meki Farari bir mo tarihi bu zamana nazaran bir saa- tin tıkı, insan hayatı da bir gözün açılıp kapanması kadar kısa kalır, Bu seyahatimizden anlaşılacağı na göre yüce mekân tasavvur ede- miyeceğimiz deracede büyüktür. Bu büyük boşlukta öteye beriye serpilmiş olan soğuk, cansız dün- yalar ve yıldız dediğimiz ateşli gez- Jardam ibaret olan büyük cisimler var, Ba yıldızlardan çoğu mekün- da yalnızca dolaşan büyük eisim- ler olduğu halde bunlar arasında etraflarında dolaşan ve seyyare de- diğimiz cisimlere ışık ve hararet veren yıldızlarda var. Bunlar &- yasından arzımıza benziyenler pek azdır. Çoğu dünyamızdan pek fark adır. Bu seyahatimizde zaman bakı - yandan kâinatın yalnız. bugünkü halini değil, pek eski zamanlarda- ki ve bundan sonrski hallerini göz den geçireceğiz. Gö bir milyon, bir milyar, belki milyon kere mil» sene evvelki hallerini görecö- ğiz. Yıldızlar âlemine gideceğiz. O- ralarda yaşamış ve ölmüş, bugün bir belediye rEİSİDİR muvaffak ol ması yalnız onun çalışması ile ve kün olacak bir iş değildir. Ba işte tanbul halkına da düşen mühim va- xifeler vardır bulun bilirse daha muvaffak olabilir. Bunun için de b: felerini anlatmak ığirmız de < TE ape meselesidir. İstanbulda şimdiye kadar modern bir belediye k mümkün olma- diği İçin halk beledi yazifelerine vö-| Kıf değildir, Şehrin pisliği ile, inek | Yörla vesaire ile mücadelede halka düşen vazifeyi ona anlatmak lâzım- dır. Onum için belediyenin faaliyetleri erasında bir de sırf halkı tenvir et- inek, ona vazifelerini hatırlatmak, halka belediye ile beraber çalışm sevketmek için bir propaganda ser- wisine ihtiyaç vardar. İşi emirle ve talimatname (ile değil, severek ve göreceğiz. Bu âlem büyük bir dra- ma benziyor. Bu büyük dramın küçük sahnelerinden biri yüce me- kâna nazaran küçücük bir kum zerresi gibi olan güneşimizin par- çalanarak seyyarelere ayrılmasını gösterir. Bu seyyarelerin küçükle- rinden biri olan arzımız bir za- manlar sıcak bir gaz küresi iken ya- vaş yavaş soğuyarak nihayet ha- yata elverişli bir, hale gelmiştir. Yeryüzünde hayat belirmiş, niha - yet insan dünyaya gelmiştir. Yü- ce külnatta bir cirimden ibaret olan insan küçücük beynile bu dün yayı oturduğu yerden dolaşmıya muvaffak olmuş, onun mazisi ve istikbali hakkında bir çok şeyler bulup çıkarmıştır. >) u uzun seyahate çıkmazdan evvel kendi evimiz olan dünyaya, yani arza bir bakalım, Bu seyahatte arza dair bir çok şeyler öğreneceğiz. Arzın zekli yuvarlak» tur. Bu hakikati arz etrafında do- Jaşıp, haritasını çıkarmakla anlıyo ruz; ufuktan gelen gemilere baka- benimsiyerek yaptırmayı temin et melidir. rak, ay tutulmasında arzın ay yö- günün önünden geçerken gölgesin- yaşamakla olan yıldızlar âlemini Kâinatta Bir Cevelan Yapıyoruz enem YAZgMi | Prf. Salih Murat den anlıyoruz. Bunlar bize basit gö rünüyor. Ama, iasanlar bunları an- layıncaya kadar yüz binlerce se- neler gelip geçmiştir. Beş altı asır evvel yaşıyan insanlar arzı düz far zederlerdi HAlâ buna inananlar da var, Omirüs de dahil olduğu halde Grekler arzı yuvarlak bir tabla şeklinde farzederlerdi. Bir nehir sandıkları Okyanusun bu tabla et- rafında aktığını kabul ederlerdi. Eski insanlar göğün arzı bir sahan kapağı gibi kapattığına kafi idiler. İlim tarihine göre arzı küre şeklin de fark eden Ilk insanlar Milâttan 570 sene evvel yaşıyan Fisagors mektebidir. Arzın mihveri etrafında döndü- günü biliyoruz. Güneş, ay ve yıl - dızlar şarktan doğarlar, gökte şa- hane bir geçit resmi rak garp- ten batarlar. İnsanlar dünyaya ge leliberi bu geçit resmini dikkat'e seyrede durmuşlardır. Fakat bir defa zihirleri arzı düz bir tabla o- larak kabul edince kubbenin bu Sp ia gem 2 mek akl daha kolay gelmiştir. A ı bir küre gibi kabul «den Fisa- gors bile bunun yıldızlar altında dönebileceğini hazmedememişti. Fisagors yuvarlak arzın kâinat merkezinde durduğuna yıldızların bu küre etraf'nda şarktan garbe doğru devrettiklerine inanmıştı. El deki vesikalara göre yıldızların arz strafında devretmeyip arzın bir mihver etrafında devrettiği haki - katini ilk evvel bildiren (Milâttan evvel 315 - 388 senelerinde) Kara- deniz sahilinde yaşıyan Herakli - dis'tir, u hakikatin isbatı da zor de- gil, Maddenin atalet has- sasını hepimiz biliriz. Milâttan bir asır sonra gelen Plutarh'ın dedi- gine göre “her şey! tabil bir hare- ketle seyreder, meğer ki dışardan bir şey onu çelmiş olsun., bundan on beş asır sonra gelen büyük â- Jim Sir İsanc Nevton, maddenin bu hassasını “ber cisim sükünet ha- lini veya bir müstakim üzerinde hareket halini muhafaza eder, me- ğer ki buna tesir eden kuvvetler bu halleri değiştirmiş olsun, di- yor. Bu kadar basit görünen bu kanun bütün mihanik ilminin esa- MİZAH KÖŞESİ: Kadın: O değil efendim... Size, istediğim kırmın dudak beyanı bu renkte olacak demedim mi? m ———— ——— Yİ b TİKİ YA di lila YA Zu Ade W. OLUYOR AYIN TEŞEKKÜLÜNE AİT BİR NAZARİYE: Ayın doğmam Meselesi setronem- lar İçin pek enteresan bir çok kuvvetlidir. mas ve mekâna atılmış olması vam ediyor. mevzudur. Arz İle ayın bir vakitler bir cisim olması elmali Arz eeim halinden sulp haline geçerken ayın su ile çevrilmiş olan bir Fakat buna dünya çok sonra inanmıştır. layan etmigi kop: ihtimali vardır. Ay hâlâ arzdan uzaklaşmağa de bir tepel gibi yürüyor, Milâttan 850 sene evvel Pisgaros mektebinin tepsi geklinda olduğu kanaatine kari a 9 RAN Yeni Seçime Doğru F. R. ATAY &n Kamutay seçimi yenilem? kararımı vermiştir. zaten İX bit müddet dolmak üzere idi. Türkiyemizde ne kadar istikrar? varsa, beynelmilel vaziyet o kadar dursusluk içindedir. Önümüzdeki bö har ve yaz aylarinda De olacağını bilmiyoruz. Bu sirada türk milletini yeniden karar ve iradesini bildirme ğe davet etmek ve nasıl cereyan © deceğini kestiremediğimiz elhan bâ diseleri karşısında, yeni bir Kamutay ekseriyeti istikrarı ile çıkmaktaki büyük faydalar söz götürmes Büyük Millet Meclisfain altınet, C.H. Partisinin 5 inel, Milli Şefimiz İsmet İnönü'nün ilk seçimine giriyo- ruz. Milletin reyine müracant eder ken, arkamızda hemen hemen yirmi senelik Kuvayi milliye, çümhuriyet ve inkılâp devrinin şan ve şeref bi- Binçoru var. Bütün zafer ve muvaf- fakiyetler, türk milletinin şuurla da yanışma ve birliği le elde edilmiş tir, 1939 seçiminin bu dayanışma Ye birliğin yeni biz teyidi olacağına bİZ eminiz başkalarında da ayni emak yeti uyandırmanın ehemmiyeti şüp- C.H. P. nin Büyük reisi, vatanın kurtuluşunda, yeni devletin kurulur şunda, ve inkılâplar nizamın tes süs etmesinde, Atatürk'le beraber, fiilen başlıca vazife ve mesuliyet dö- ruhte etmiş olan İsmet İnönü'dür. O- num sadece mdı ve hizmet hayal, milli dâyvamızın, rejimin ve prensip” İerimizin bizzat teminatı demektir. C. H. E. si onun sancağı altımda ye" ni seçime girerken, türk milleti te M-İ rafından ancak sevgi ve itimat ile karşılanacağını. biliyor. Vatandaşlar, İ Türkiyedeki inkıliplar nizemerim her zamandan daha fazla tam ve sar- sılmaz olduğunu ispatta hiçbir hamal göstermiyecekler, altmcı Kamutay İntihabınm devletimizin İibar ve kudretini beynelmilel siyaset âlemik ne tanıtmak bakımından olan kıyme- tini Bakkiyle takdir edeceklerdir. Bi rejtmimizin ruhu, milletin hakiki ve samimi iradesini temel eden Kımuta- yan kayın ve gerisız mürükabesi altında devlet işlerini yörütmektir. C. H. P. ei km- sulduğundanberi; halk İle ve halk için siarını kendisi için en sazlam hareket düs- #iru adeti. Bn düstürdan ne buzüne ka dar yaptı, ne büyünden sonra şaşsenkır. C, H. P. bütün müesseseleri fa, devlet islerinde, ancak derme menfaati esasının hâkim olmasına ça Ealklan üzuklağ- trıci ber türlü meyillerden kendini uzak #uttu; bilâkis en çetin zorlukların içinden, ona hakikati #iyilyerek ve onun yardımı ile çıktı. Eser meydandadır. Yirmi senede asırların mirasını tasfiye ettik. Maddi ma- eşsiz bir inşa tecrübesi yaptık ve mi ik olduk. Türk milletinin kendi bay- ni ve menfaatini düşünen şahıs ve teşebe büsleri takdir edeceğinden dalma emin sını teşkil eden üç kanunun /kin- cisidir. Bir otomobil serbestçe giderken motörü durdurmakla otomobili dur durmuş olmuyoruz. Otomobilin momentum (*) u onu ileriye doğru götürmekte devam eder. Otomobili durdurmak için frenlere basarız. Şayet frenlere basmazsak yerdeki delk veya hava mukavemeti onu yine durdurur. Yalnız her cisim de- 4 Zil, her cismin her parçası da dışar- dan bir zorluk görmedikçe bare ketini muhafaza etmek İster. Bu hakikat mihaniğin esas prensiple- Tİ olan hareket kanunlarının birin: cisidir. Otomobil giderken direksiyonu çevirmekle otamobilin — alt kısmı (yani şasesi)ön tekerlekleri takibe, üst kısmı (yani karoseri) eski yo- Junda devam etmiye çalışır, Oto - mobil pek hızlı giderken direksiyo- nu birdenbire çevirirsek bu yüz - den otomobil devrilebilir. Eğer yol buzlu veya çamurlu İse, yani teker- ler yeri iyi kavramazsa araba- nın ard kısmi eski yolunda gitmek İster, bu sefer otomobil patinaj ya- par. Biraz ıslak yollarda köşeleri dönen otomobillerin nasıl patinaj yaptıklarını hepiniz bilirsiniz. Bu seyahatimizde (cisimlerin atalet hassasına çokça rastlıyacağız. Burada atalet mefhumu çok mü himdir. Çünkü bu hakikata güve- nerek arzın mihveri etrafında dön- düğünü pek basit bir sürette isbat edebiliriz. B seyyahatimizde arza dzir bir çok şeyler öğreneceği - mizi söylemiştim. Bunlar kolay öğ Tenilmiş şeyler değildir. Dünya dü- şüncesinin 3 asır evel ne halde ol- duğunu size bir hikâye ile anlata- yım: Aristonun skolâst'k farariyeleri. ni yıkıp tecrübi fiziğin temel taşla- rım atan âlim Gali ir. Pizo kut lesinden düşürdüğü büyük taştan, suda yüzdürdüğü cisimlerle bir ma- il müstevi üzerinde yapmış olduğu tecrübelerle Aristo farazi, yıkan Gelile gözlük camları ile te- İeskop yapmıya muvaffak olmuş- tu. Bu işi ileri götüren âlim yap- mıya muvaffak olduğu büyücek lerini uk, İsmet İnönü'nün rels ve rehberliği altında, milletin karşısına, işte tekrar ba emniyetle gidiyoruz. tahlillere göre zühal etrafında altı veya sekiz, merih etrafında iki, ue taretle zühre etrafında birer peyk bulunacağını bildirmişti. Buna vu kabil Floransta yaşıyan astronom Franelsco Sizzi, Galile'nin bu keş- fini saçma addediyordu. Gösterdi- Bi sebepler de işte: “Basımızda yedi pencere var; iki burun deliği, iki göz, iki ku- lak ve bir ağız, te de yed un gibi gök- yıldız Bundan * maden, haftanın ye- bir takım sehepler gökteki seyyareler adedinin ye- di olmasını zaruri kılıyor, Burdan msada peykler çıplak gözle görülemediklerinden de layı arsa bir tesiri yok. Fayda sız olduk'urına göre mevcut el mamaları lâzumdir. ve eski milletler gibi Avrupalı: lar da haftayı yedi güne ayır muşlar ve bu günlere birer sey yare İsmini vermişlerdir. Sey yareler adedini çoğaltırsak bü- tin bunlar hep suya Gatile'nin müşahade ile Museviler Eş bulup #limane Galile, Paduna üni fe profesörüne relere bakması için rica etmiş, pro fesör kanaati bilâfına bir şey görür korkusile bir türlü teleskopa ye > e ilim kanunlarını n böyle kafalar dünyadi bir teleskopla 1610 senesinde müş- terinin dört peykini görmiye mu- vaffak olmuştu. Bunu duyan Kep- ler kendini tebrik etmiş ve riyazi her zaman çıkagelmiştir. (,) Bir eişmin momentumu cima BS” reket miktarıdır. cismin kütlesi ve sürü” le değişir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: