6 Şubat 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

6 Şubat 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

#larak bir elden idare ve sevki hakkında- ki şayia yu mülühazadan salat olsa ge- rektir.» * Et ve Ekmek Derdi Türkiye Tiftik Cemiyeti urnum! merke | dinden bir mektup aldık. Cemiyetin Teisi | Yorgat Mebusu Sırı İçöz İmzaslle gönde- dilen bu mektupta tfükçileri endişeye düşüren şayialar münasebelile gu malü- mat veriliyor. «Ankarada bulunmakta olan Tiftik Ce- miyetinin bütün tiftik ihracatını bir elden Wdure etmek İrtediği ve bu hususta tetki- katlarda bulunduğu piyosamızda şayi ol- muştur. Bu haber tifük tüccarlarını endi- şeye düşürmüş ve inhisar manzarası gös- eren böyle bir İşin ihracata zarar vere- bileceği ileri sürülmüştür. Ankarada bu- Yunan Türkiye Tiftik Cemiyetinin esas gayesi Besli bozulmuş ırkı tereddiye yöz tutmuş olan tiftik keçilerimizi yeni baş- tan wlah etmektir, Bu gaye İle çalışırken bir taraftan da yetiştiricileri bu hususta teşvik, onların hakların korumak ia cemi- yetin vazifeleri cümlesindendir. Memle- ketimizin üfük yetişen sahalarında halkin istihsalâtı ekseriyetle arpa ve buğdaya münhasırdır. Bu mahsul çek bittiği tak- dirde para etmemekle ve az olduğu vakit te kendisine yetmemektedir. O halde bu muhit halkının gerek devlet tekâlifine ve gerek sair ihtiyacatına karşılık, snesk ye- tiştirdiği tiftik ve yapağısı ve bunları sa- tarak elde edebileceği beş on kuruş pa- radır. Barı mıntakalarda tifük tcaretile iştigal edenler daha tiftik kırkım zamam- na birkaç ay varken tahsilât zamanım gözönünde tutarak köylere hususl adam- ar çıkarırlar, bunlar da heybelerinde pa- ra köy köy dolaşırlar. Zaten ihtiyaç için-| da bulunan ve vergi borcunu ödemek için bin bir çareye başvuran yetiştiricinin e inden kırkım zamanı tesellüm etmek Ü- zere para vererek keçinin arkasındaki tif. tiği doha evvel sflan alırlar. Vakta ki kır- kım zamanı gelir tfükler kırkılır, yetiş- tirici elde ettiği tiftiğini üç ay evvel al- miş olduğu beş on kuruş mukabili yok pa-! hasına o sermayedara teslim eder. Piysan artmış, yükselmiş, onun kesesine asla bir gey glrmez, bundan istifade eden zavallı küylü değil yeğine © sermayedardır. İş- te: Tiftik Cemiyetinin düşüncesi yetişti- riciler arasındâ teşkil olunacak bir koo- kredi teminine çabşarak İztıraptan kurtarmak ve dolayisile de tif. ik keçi neslinin teksir ve ıslahina şu sue retle de hizmet etmiş olmaktır. Nitekim geçenki 'zirast köngresinde de izhar edi- Jen bu artu kongrece kabul edilmiş ve Mmukarreratı meyanına girmiştir. Cemiye- fin mall küd'einin fevkinde Bul teşekkülü” vücude getirmek zirai satış ko- Operatif teşkili hakkındaki kanuna göre Ziraat Vekâletile Ziraat Bankasına veril ştöriclıeri şu miş bir srlamiyet ve “Gümmeriyet “wan | Bu vazijet karsısında na yapmalı, |Mİyeceğini nazarı, dikkate alarak İn, |' © Partiri programına uygun bir harekı Memleketimizin üzüm; tietr, findik emsali mahsulâtı bir kontrol ve tâbi tutulduğu halde Uftiklerimiz bı ve kontrolsüz ihraç edilmektedir. Bu va- Ziyetten billstifnde bazi gayri Türk mu- İsvassıtların bir menfaat mukabili encebi Hiftiklerinin piyasasını yilkseltmek Ve Türk o Gfülklerinin değerini #üşürmek için balyaların islak olarak sevkedildiği veyahut Jelerine bir takım yabaneş mad- © de ve halâ paçavra parçları katılafak i- ve ntarda nb if veyahut Zirast Bankası vasttesi'e| man buİOnla Size ete ve ekmeğe dair düşün- düklerimi yazıyorum. 1 — İki aydanberi etin, ekmeğin ucuzlatılması için belediyede humi- malı bir faaliyet göze çarpıyor. Ek- mek flatıni on para indirmek için i- kinci nevi ekmek yapmağı ve İçine İbilmem şu kadar misir karıştırmağı düşünüyorlar. Bu, birkaç defa tecrü. be edilmiş ve her birinde de menfi netice vermiştir. Diğer taraftan fen- İni fırınlar açmak tasavvuru da ha- yalde kalmış, tatbik sahasına konu- lamamıştır, Bu işte benim aklımın ermediği bir şey vari İstanbulun hangi köşesine #sterse- niz gidiniz, meselâ, Yedikulede, Ak- saray pazar yerinde, Kadıköyünde Çarkçr mahallesinde ve Bitpazarın- da, Üsküdarda Bayatpazarında, Ge- dikpaşada Tavukpazarında akşamla. rı taze,, lezzetli, çeşnisi yerinde tam kilo ekmeğin 7,5 - $ kuruşa satıldı. ği görürsünüz. Bu ekmekler dir. hemi tamam, çeşmisi ve lezzeti ve rinde olduğu halde bü fiata nasıl ve- rilebiliyor? Bunu bir defa belediye iktisat müdürüne, bir defa da fırın- cılara sormalı. Ne cevap gelir aca- ba? 2 — Geçen gün Galatada Ferme- necilerde bir kasaptan et alıyordum. Elinde çuval, bir adam geldi. Dük- kânda birikmiş ne kadar İç yağı, har- İsak yağı, bumbar yağı, böbrek yağı, kavram yağı varsa hepsini tarttırıp, İşu tenbihi geçti: “Başkasma verir. sen, bir daha senden almam ha.” Kasaba bu adamın yağları ne y tığını sordum, Cevabı şu oldu: “— Birçok kasaplardan daha top- lar, eritir, yağcılanı, lokantacılara. aşçılara, boğoçacı © fırınlarına satar. dâ bazı yağlarla karıştırırlar. Siz de mis gibi Urfa yağı, Trabzon Yağı diye seve seve yersiniz..” bilmem? Ağlama mı, gülmeli mi? İnsan hakikatle yüzyüse. geldiği “za: | İman eidden çok müşkül U vaziyette İ kalıyor, | Bu üneklerimis “gazetenin bir köşesine yazıp Lütfi Kırdar maza- rı dikkatini çekerseniz, belki teraatı | şehrin dertleri üzerinde alacağı İyi bir mide, iyi bir hazım, sıhhat ve neş'e demektir. tedbirler sırasında bir nebze olsun! tesiri görülür, umuyoruz. Aksarayda Yoğurtçu sokağında Niyazi AKGUL * İpekli Satışı Meselesi Geçenlerde seksen gramlık yün ipifk- lerinin yüz gram diye satıldığı, bu suretle ihtikâr ve sahtekârlik yapıldığı yazıldı. Bu açıkgözlülük daha doğrumu hırsızlık yalnız iplikler üzerinde değil muhtelif malzeme üzerinde yapılmaktadır. Bu kö- tülükte küçük esnafın kabahati yoktur. Düşününüz bir kere; 200 yaprak diye *iperiş edilen bir beyaz veyn sarı defter son zamanlarda hay'i budandığı gibi kas-| den yaprak ndetleri de çok azaltılmıştı Meselâ: 200 yaprak defter ismarİıyoruz; tek defterden tam 20 yaprak hattâ bazan | daha fazla çalarak 168 - 106 yapraklı de terlerden düzüneyi ikmal ile bir | kâj kuşakla bağlıyor ve üzerine 300 damgası- mi vürüp yolluyor. Böylece 12 defterden M0 yaprak aşırıyar. Bunun gibi 40 yap- rak 3; 60 yaprak 52-56; 80 yaprak 72-78 100 rak 92-96; 120 yaprak 112-110; mk 138-148 250 yaprak 230-245. derlimektedir. Giresunun belli baslı tacirlerine kırı siye sevkeden müesseselerin ayni rolü oy- mamakta devam ettikleri aşikâr ve sabit Diğer taraftan yeni #ipatiş edflen çiko- Misler bu esas dahilinde ambalâj edil. | mekte ve meselâ çikolâtanın 50 batonluk kutusu 40 parça ile kapanmaktadır. Hal- | buki bir kutu üzerinde 50 rakamı var, A- çınca ancak 48 çıkıyor, İlgili, makamların gözü önünde dönen bu oyunlar daha me kadar devam edecek? Halki soymak istiyen bu çeşit sülüklerin entrikaların daha ne kadar müddet kur- ban gideceğiz? Bu işle uğraşan makamların harekete geçmesini istemek hakkırpız değil mi? Giresun: Sokakbaşı Mikdat ÖKTEM ” İnhisarlardan Dilek Gazetenizin şikâyetler ve Katk di- lekleri stiutnu bircoklarımıza bir te- seli köşesi oluyor. Bu sütun ayni zamanda alâkadar dairelerin halkın &Tcklerini "anlaması hususunda hiç phe yok ki çok faydalıdır. Ben de maruzatımm her halde yabana #it- hisar İdaresinin gözüne ilişir ümidi. le şu dilek ve düşühcelörimi yazıo? rum? Biz tiryakiler, son günlerde sira. raların tütün kalitesi bozulduğu İcin sikâyetçiyiz. Serki Dorvan içenler. | den tutun üçüncü nevi sirara İçehle- re varıncaya kadar herkesin bu şi. er yumması lâzımdır. Bu hususta 300 yaprak 200-200 yaprak olarak gön-|y bir hakikattir, İ kâyet üzerinde birleşeceğine emin olabilirsiniz. Bir de fakir tiryakile- rin pek mühim bir derdi var! O da son zamanlarda açık sigaı satışının menedilmesidir. İnhnsar İ- daresinin açık satılmak üzere çıkar-| dığı (İkiz) sigaralar da pek nazlı o- larak satıldığından tam paket ala- mıyanlar bu yüzden pek çok sıkıntı çekiyorlar. İdarenin ya bu İkiz siga- | raları bolca piyasaya çıkarması veya İ eskisi gibi açık sizara satılmasma alâkadarların nazarı dikkatini çek- menizi rica ederim, | * Köylünün Dertleri Bence köylünün derileri #w | — Mutavasartları kaldırmak, lan faiz hiç oi a hir madde Kooperatif ler ortakları için fenni Aiğtı zarıriye te- min etmeleri ile bizzat ayri heyeti idars-| altında isletebilmeli, bö 0 harman ve na- de istihealini ucu temin eder. 4 — Köylünün tetihaslâtına birlik lazımdır. Yalnız bu birlikler teşek» kül ettirilirken daima masrafsız olmal cünkü m rafların fazlalığından madı. $ — Limited şirketleri tütün satış birhi- ne tahvil etmeli ve bu şirketler yaln? kredi kooperatifleri ortakları kücük müs tahsile inhisar ettiğinden tütüncülük' zan | iledilir. Hele o İnhiserler de) farla mübayan ederse mesele kal maz kanastindeyim. Kınık Zirat Kredi Kosmaratiti idare reisi Ali Rıza ante ve cutlar meydandadır ve köylü faydalana- Yarım Bırakılan Sokak Ankara eaddesile Salkımsöğüt 0-| rasındaki Ebussunt caddesi yazım! tozdan, kışın çamurdan geçilmez bir| haydeydi. Güzel bir kararla hu ead- denin trotuvarlarınm asfalt olarak kaldırımının da parke döşenerek yes| niden yapılmasına başlanıldı. Yalnız! bu endde üzerinde oturanlar değil! bu yoldan gelip geçmek mecburiye- tinde olanlar da sevindiler. Fakat caddenin ancak yarısı yapıldı. Diğer| yarisi olduğu gibi birakildi. | Başlamlan bir eseri tamamlamak lâzrm değil mi? Bu cadde bugünkü halile şehrin yüz karası vaziyetinde bulunuyor. Alâkadar dzirenin naza- rı dikkatini celhederim. Yılanlı Ayazmada: Murat İŞGUDEN 6-2-939 Maarif Vekilliğinden : 2259 sayılı kanunun tatbikine dair olan talimatnameye göre ilkokul ların her beş sınıfı için beş ciltten müteşekkil bir okuma kitabı yazıl- ması müsabakaya konulmuştur. 2—Müsabaka müddeti 1.3.939 dan başlamak ve tesi günü öğleyin bitmek üzere on aydır. 3 — Müsabakaya iştirake karar verenler 30.9.1939 cumartesi gü- nü öğleye kadar bir dilekçe ile Maarif vekilliğine müracaat ederek bu müsabakaya girecekler defterine adlarını yazdırarak bir num caklardır. 4 — Müsabakada birinciliği kazanan kitap serisi üç yıl süre ile okul. larda okutulacak ve müellifine her yıl için 2500 lira telif hakkı verile cektir. İkinei çıkan kitap serisini yazana bir defaya mahsus olmak Üze- re birincinin müellifine verilenin bir yıllığı üçüncü dördüncü ve be- şinci çıkanlara da birer defaya mahsus olmak üzere biner lira mükâ- fat verilecektir, 5 — Müsabakaya gireceklerin eserlerini üçer nüsha olmak üzere Ma- kine ile Ve kâğıtların yalnız birer yüzüne yazılmış olarak Maarif Ve- killiği yayım direktörlüğüne makbuz mukabilinde vermeleri veya gön- dermeleri lâzımdır. Kitaba konulacak resim, ve sairenin asıllarının yalnız bu nüshalardan birinde ve yerlerine konulmuş olarak bulunma- sı küfidir. Müsabakaya basılmış bir kitapla girenlerde kitabın üç nüs- basım verecek veya göndereceklerdir. 6 — Müsabakaya girenlerin eser müsveddelerile birlikte, eserleri ka- bul edildiği takdirde eserlerini ilân edilen telif hakkı mukabilinde ve her türlü tasarruf hakkından vazgeçerek Maarif Vekilliğine üç yıllık bir devre için terkettiklerini ve kitabın o devre içindeki her basılışının son tashihlerinin kendileri veya kendi mesuliyetleri altında tayin ede- cekleri diğer bir zat tarafından yapılacağını gösterir noterlikten tasdik li bir taahhüt senedi vermeleri de lâzımdır. 7 — Kitaplarda bulunması lâzım gelen pedagojik ve teknik vasıfları gösteren şartname ile noterliğe tasdik ettirilecek taahhüt senedinin formülü Maarif Vekilliği yayın direktörlüğünden slınabilir. Mektup- la istiyenlerin bir kuruşluk bir posta pulunu da birlikte göndermeleri lâzımdır. (716) 10.12.393 cumar- ala- Deniz Levazım Satınalma Komisyonu İlânları M. M V. Deniz levazım satınalma komisyonundan: 1 — Tahmin edilen bedeli 11355 lira olan ve şartnamede yazılı bu İunan altı cins borunun kapalı zarfla eksiltmesi 222.939 tarihine rasla yan çarşamba günü saat 14 de vekâlet binasında müteşekkil komisyo- numuzda icra edilecektir. . 2 — Şertnamesini almak isteyenlerin hergün komisyona müracaat ları, 3 — Eksiltmeye girmek isteyenlerin belli günde eksiltme s#aatin- den bir saat evveline kadar 851 lira 62 kuruşluk ilk teminat ve kanuni belgelerini havi kapalı teklif zarflarını makbuz mukabilinde komisyon başkanlığına vermeleri. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (19) 0 Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralji, kırıklık, ve bütün ağrıları EE zi derhal keser. leabında günde 3 kaşe alınabilir. Mide ve barsakları boşaltır. raç ettikleri hakkında bir takım malümet elde edilmektedir. Memleketin yerine ser- vet kaynağı olan ve hariçten senede mü- çim miktarda döviz temin eden bu kıy- “o metli ihracat metainin da bir mürakabe ve kontrole tâbi tutulmam elbette elzem “bir keytiyettir. Binsensleşh Türkiye Tiftik Cemiyeti. “sin tfük ticaret ve ihrâcatını bizzat ele) “AKA GÜNDÜZ — Siz sayıları hep dört eksiği ile mi söylersi- — Ne bileyim? Şeye hayret ediyorum.. — Neye? Yaşlı göründüğüme mi? — Espri savurma. Şeye.. Şimdiye kadar nişan- sanmadığına şaşıyorum. Senin gibi sıcak, yumuşak ve çök klâsik güzel bir kızı şimdiye kadar bin de- $a kapmalı idiler. Yuf olsun miyop delikanlılara ki şeni görmüyorlar. — Onlar beni görüyorlar amma ben onları gö- remiyorum. — Amma yaptın kız! O kadar böbürlenme! Sen- den de güzelleri bulunur. — Onu demek istemedim hocam. Ben nlşanlan- wağu yalnız başımıza sinemaya, Floryaya gitmek yesilesi saymıyorum. Nişanlanma, evlenme muka- velesinin parafe edilmiş müsveddesidir. Bence böy- le. Başkalarına karışmam, — Nasıl bir delikanlı ile evlenmek istersin? y — Her genç kızın düşündüğü şey. Fakat inanı- 012 ki ben henüz bunu aklımdan geçirmedim. Yalan söylemeyim. Çocukluğumdanberi döst olduğumuz bir sile vardı. Onların uslu akıllı bir de oğulları vardı. Aşayukarı on sene onu aklımdan geçitmiştim. Fa- kat bir gün Almanyaya gitti ve iktısat doktoru ola- rak döndü. İşte o, döndüğü gün on yıl aklımdan ge- çeni hemen aklımdan sildim.? Neye gülüyorsunuz? Almanyaya, Fransaya filân gitmek ayıp değil Hat- Mide ve hazmınızı MAZON MEYVA TUZU almakla düzeltilir. Midenin ve BARSAKLARI TEFRİKA No. 31 —————— a. tâ elzemdir. Fakat Almanyadan iktisat doktoru ola rak dönmek hiç de hoş bir şey olmuyor. Bu biçim doktorların çoğu her nedense bir acayip oluyorlar, Kılıflarını, çekirdeklerini değiştiriyorlar. U Soğuk, hodbin, bilgiç, bir vaziyet alıyorlar, Fransadan dö. nenlerin bazıları nasıl edebiyat veya hukuk bazir- gnı kesiliyorlarsa... Ingiltereden dönenlerin bazıla- rı nasıl köy pastörü zihniyetine bürünüyorlarsa, bu Her doktorlar da çekilmez bir ukalalığı bürünür. yorlar, — Ben bu kadar politik ve akademik konüşma sını sevmem. — Ben de sadece aklımdan her nasılsa geçirdi. ğim adamdan konuşuyorum. — Bu kadar uzun anlattığına göre, henüz ak- Undan çıkmadığını seziyorum. Doğru mu? — Inanmız ki doğru değil, — Sana bir şey söyliyeyim mi Nazlı? Seri dak ma böyle senpatik kalmasını istersen hiç ulemalı- An, ukalalığa sapma.. Bir genç kızın, bir genç kadı- nın ukalalığa sapması kadar soğuk bir şey yoktur. O gibiler kendilerini bir defa da erkeklerden sor salar iyi ederler. Her doktorun ukalalığı çekilir amma, bayan doktor bilmem neninki çekilmiyor doğrusu. Kız, kız; kadın, kadın; erkek, erkek olma- hı, Anladık acanım. Hukuk birliği, müsavilik, Yaşa. $ın hürriyeti adalet, müsavat, yaşasın aman! İşte © kadar. Ötesini, geç! Sen okumuş bir kızsın, bün- HAZIMSIZLIK ve EKŞİLİĞİ giderir ve vücuda ferahlık verir, EKŞİLİK ve YANMALARINI yakan zehirleri giderir, Sabahları aç k bir kahve kaşığı KABIZL Alınız. ları anlamalısın. ettiği gün dünyada hırgür kalmaz, — Siz hiç nişanlandınız in hocam? — Allah göstermesin! Allah göstermesin! Elin süpürge saçlı paytağını ş.kâr şeymiş gibi koluma tâ- kıp Beyoğlu sokağında dolaşamam! — Nişanlanmak o mu? — Bazı o, bazı kırlara gitmek, malara uğramak. — Çok kötü düşünüyorsunuz, — Belki evet, landın mı? — Demin söyledim hocam, — Nasil bir erkekle evlenmek istersin? — Hayatı kunduracı dükkânı de, göre pabuç versin. Şöylesini ve böyk mek epeyce budalaca bir dilektir Mukadder oi, se deyip geçmeli. — Epeyce pratik bir kıza benziyorsun. — Siz eserlerinizi durup dururken mi yazar. nız? — Alay etme! Pabrikatör değilim. — Biraz kırmızı şarap verir misi Me vücüde 5 X Yararmış, prolesor Fahrettin Kerim söy- — O içki düşmanıdır. — Içki düşmanı, dur. — Bilgiçlik mi taslıyacaksın, ağız tadile yemek mi yiyeceğiz Sen bana samimilik, ferah, neşd getir din kız! Seni kırk yıldanberiğ pardon! Yirmi bir yıl danberi tanımış gibiyim. Yemekten sonra gezmiye gidelim mi? Annen gelmiyecek mi? Baban nerede? — Gidelim. Annem akşam üstü Taksim meyda mındaki Cumhuriyet pasta salonunda bekliyecek, Ba, bamı Galatasaraydaki Degüstasyon lokantasından a- lacağız. — Baban oranın müşterisi mi? defeder. Bugünden bir şişe MAZON MEYVA TUZU rkes eksik tarafını bilip ituraf belki hayır. Sen söyle, sen Mişan- Görüp yaşadıktan sonra Yazarım, Ne kolay bir düşmanlık, In; insanlık düşmanı olmamıya çalışmalı, Zor oleik MAZON MEYVA TUZU Hiç bir mümasil müstahzarla kıyas kabul etmez mükemmeliyetini takdir edecek ve arkadaşlarınıza tavsiye edeceksiniz, MAZON ismne HOROZ markasına dikkat arnına alınırsa IĞI r çok senedenberi. — Ben şu son zamanlarda epeyce alıklaştım. Her kesle tanış oluyorum'da kimin nesi, neyin nesi olduk. larını sormuyorum. Perihan bile burada yirmi dört saat pestil gibi serili kaldı da kimin nesi olduğunu sormadım. Sen de öyle, — Ben başkalarına karışmam. Kendime bakarım; Benim gizli kapaklım yok. Ben kendi kendine müte- kalt drogist Bay Refiğin kızıyım. Annem doktor Hüs- nü Paşanın kızıdır. Babam bir çiftlik sahibinin oğlu imiş. Ben de Bay Vurgun Haydamakın küçük dostu Nazlıyım. ğ — Kız! Sen ne içten kızsın. Sana bir iyi koca #- rıyacağım. — Boşuna aramayınız, bulamazsınız. — O kadar beceriksiz miyim? — Evet. Eğer becerikli olsaydınız şimdiye kadar kendinize bir eş bulurdunuz. Gözlerinizi yana dikip incelenmeyiniz. Bayan Melike size eş olamaz. — Kendime bir eş aramağı ömrümde düşünme- dim. Hele şu Giderayak, hiç düşünmüyorum. — Yemekten sonra gezelim demiştiniz. — Evet. Gel, senile tam alaturka bir gezinti ya- palım. Buradan tramvaya binelim. Beyazıtta inelim, Edirnekapıya kadar yürüyelim. — Mükemmel bir gezinti! Beyazıtta birer kah- Ve, Saraçhanede birer şira, içeriz. Yetmiş iki mille- tin Babilonu olan Fatihi dolaşırız. Fenerin tepesine binmiş Sultan Selimin avlusundan Beyoğlunu seyre- deriz. Edirnekapıdan Terkos tarafına sürüklenen her yanı lâçka otobüslerle eğleniriz. Sonra Taksime dö- mer, annemin gelmesini bekleriz. — Eyüp yolu ile.. Ister misin? — Piyer Lotice olmamak şartile evet. — Eyüp ve hinterlandından geçerken rica ede- Elm göz kulak ol. Ben şu hınzır Meliden kurtulmak istiyorum, oralarda bana göre bir şey görürsen haber ver, onunla evleneyim, Ne sandın kız? Benim yaşım- dakiler evlenemezler mi? Devamı bar) bazı kenar sine- ğildir ki ölçüye esini isterim de- an ney iniz? Cizbiz köfte

Bu sayıdan diğer sayfalar: