9 Mart 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

9 Mart 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m — 0-3-939 İ KITA etmiş M Yazdığı Bir Eser H MEHMET AKİF: AYATI VE ESERLERİ Y Yazanlar: etmiş Türk Muharriri Di Basan: sârı İlmiye Kitaphanesi A sarı İlm Kitaphanesi & hibi Eşref Edip, bizim yur- dumuzda bugü- ne kadar kimse. nin yapmadığı ve yapılmasını da düşünmediği yaman — bir işi başardı. o Meh- hayatını ve eser- miş Türk muharririne Şimdi tahlil etmek iste- meç Akifin lerini yet Yazdırdı. fim eser işte bu mühim husu- hacminde tebarüz Ymetli bir kitaptır. Eşref Edibin yetmiş muharriri ik ay üzerinde toplaması, İş çahzada zannolunacağı gibi, ka- apı dolaşılarak, tümen tümen ti “Up yazılarak temin olunmuş © Muvaffakıyet değildir. Bu yet- ki muharririn çoğu, Mehmet Â. ya hakkında o düşündüklerini tun, if vesilelerle, muhtelif sü- — rda ve sayfalarda o yazmış ir Eşref Edip — uzun yılların Mi üs nisyan köşelelerine atıl - bip, örünen — o yazıları (birer Meşa oplamış siralamış ve Meh- & Kif için henüz kanaatini açı urmıyan muharrirleri de in- ii ederek şu kitabı ortaya koy- Ştur. Rahmetli şairin eserleri- tam edda ve hattâ eda itibarile * eden, tahlil eyliyen bizzat Tet Kdip'tir. Ma halde o, yetmiş Türk muhar- *İ Âkifin fikri ve hi trafın- Toplam akla kalma şöhretli “ymetli şairi de irfan âlemi- Mize k arşı — yetmiş dostunun Yardım z ettiren “erin nasıl bir yenilik ve müs- ek” bir kıymet taşıdığını anla- Ge için yedi yüz küsur sayfalık tiği “ele ve mücellet teşkil et- © bilmek kâfidir. Asırlar im- alinca var olup (o gelen Türk Yakı tarihinde bir şairin he- niş e ve eserlerine bu kadar ge- ki d çi tahlil sahası verildiği “ğildir. Kimi basilmış, kimi almamış ve sayısı on yediyi, on 3i bulmuş olan tezkerelerimiz- İnlerce şairin adı vardır. Lâ ti ardan en mühimlerine tah bar ilen yer, yirmi otuz satırdan ta, et Olup meselâ 374 sayfa tur siri tifi tezkeresinde o tam $20 Piçi » hayatı ve eserleri münde- da *. Halbuki Eşref Edip, cen - Meh takdir ve tevkir ettiği Küruz et Âkifin hayatını yedi yüz on, Bâyfada tebarüz ettirmekle ai ç İek başına iki Lâtifi tezkere- © geniş bir kürsüye oturt- Müş oluyor. © z M <hmet Âkif, böyle engin bir tahlile mütehammil ve bü- yük küçük bü- tün Türk mu- harrirlerini w run uzun meşgul edecek o kadar yüksek bir kiy- mete malik miy- Mim, bu dimağın içinde İk, Si muhtemel olan bu sur- hi en tereddüstüz “Evet,, diyece- Çünkü Akif, her hangi ba - incelenirse incelensin, bir şahsiyeti. Tahsili » müsbet ilimler üzerinde i halde, yaradı - yle şiire rağbet et - - tâbir caizse — şiire ie de aşkın pek tabii nini yaşatıyordu. tayt AKİK, lisanına hâkim, hes bir ,,, SOskun, ilmi kudreti derin #r olmakla kalmadı. Türk yepyeni bir dil 've " şiir ahengi getirdi. O, ibi yazardı. İşte üstadın . * ş ş ; # ; Yazan: M. TURHAN TAN ..easeseeeeasekesaaeae. edebiyat âlemimizdeki erişilmez ve sarsılmaz mevkiini küçültme- ğe yeltenenlerin tariz ve taarruz silâhı olarak dillerine doladıkları biricik nokta bu sadeliktir. Fakat şilrin, hakiki şiirin hazzını Âki - fin her yazısında bol böl bulanlar için o sadelik büyük bir kudretin tanziri imkânsız cilvesidir. Sehli mümteni'den de parlak bir lisan hüneridir. Burada bir noktaya daha işaret etmek isterim: Mehmet Âkifin şairliğini basitleştrmek, onun bü- tün yurdu ve şiir sever yürekleri kaplıyan şöhretini baltalamak is- tiyenler, bir hakikata tercüman olmaktan ziyade siyaset cereyan - larina Kizmetkâr © olmuşlardır. Çünkü Âkif, edebiyat £ sahasında gösterdiği büyük kabiliyet ve kud- reti siyaset sahnesinde göslereme- di. Bu yüzden ve bir müddet na- hoş bir sima gibi telâkki olundu. İşte onu şairlikten düşürmeğe yel- tenenler o telâkkiye — gereksiz ve yersiz olarak — rüşvet sun - mak istiyenlerdir. Daha doğrusu kraldan ziyade kral olmak gara- betine düşenlerdir. Halbuki şiir başkadır, yine başkadır. Şu veğa bu cere- yana güya hulüs çakmak kaygı - siyle Akife hücum edenler, üçün- cü Napolyon'un Fransadan sürüp Kard V gesasanasaaaaayağ A siyaset or Hi a ğini hiç bir Fransızın inkâr etme- dini, Dreyfüs meselesinde evi taşlanan ve mahkemece de hapsi- ne hükmolunan Emil Zola'ya kim senin “Edip değildir. demediğini ve bizim yurdumuzda da vatan - cüda yaşımış, zindanlara girmiş oldukları balde şairliklerine, âlim- liklerine ilişilmemiş — Ziya Pa- şalar, o Namık Kemal'ler gibi — şahsiyetler bulunduğunu © acaba niçin hatırlamazlar? kife ilişenlerin zayıf bir si- lâhları da onun dindar olu şudur. Bir şair vicdanında kök- leşmiş © akidele- rin —di'niol- sun, içtimai ol - sun — © şair ta- rafından yazı - lan eserleri (| kıymetlendirmekte veya kıymetsizlendirmekte mües- sir olacağını kabul etmek değil, hattâ düşünmek gülünçtür. Şii de aranan ancak bedii şartlardır ve bu şartların en mühimmi şai- rin fikre olduğu kadar, hisse de hitap etmesidir. Eğer öyle olma- sa, Dante gibi koyu; katolik bir şairin şiiri, protestan okuyucula- rını da heyecana düşürür müy - dü?. Fakat ne gariptir ki, Âkifin şiirlerini onun dindarlığından do- layı kiymetsiz göstermek istiyen- ler bütün ömürlerini kilisede ge- çiren rasinlerin, korneylerin şiir- lerini bayıla bayıla ezber etme ten geri kalmamışlardır. Ah riya, ah riya, ah riya. O olmasa, dini şürlerin bile lâik (o sayılacağını, çünkü edebiyatın beynelmilel ma- biyet taşıdığını Âkifin muarızları unuturlar mıydı? Söz uzayacak. Onun için “Atar lar taşı elbette dirahti meyvedar üzre,,, diyelim ve bü bahsi bıra - kıp esere geçelim: Kitap, gerçek- ten kıymetlidir. Eşref Edip, çok zahmet çekmiş, büyük büyük kük fetlere katlanmış ise de, İstiklâl marşi şalrine o marş kadar lâye- müt bir türbe hazırlamıştır. Ka - dirşinas gençlerimizin Âkife yap- mak istedikleri mezar ile bu ki- tap, gönülden doğma birer eser olmak hasebiyle, birbirini tamam- Luyacaklardır. PLAR uharririn YENİ NEŞRİYAT : Akifi hakkiyle anlamak isti - yenlere onun aziz adını ve temiz hayatını taşıyan bü kitabı tavsi- ye ederiz, Eşref Edibe de tebrik- lerimizi sunarız. İNAN BANA Yazan: Enver Naci GÖKŞEN Basan: Ahmet İhsan Matbaası B u, genç bir kalemin heye - canlı bir eseridir. Sevişen, fakat © birleşe miyen bir çiftin başlıyor, o çiftten başka na o bağlanı tasvir iyor. Halbuki ilk sevgilisini candan da, cihan dan da aziz tutarken sık sık: “İ- nan bana, inan bana, diy Bu kısa satırları, Enver Naci Gökşenin © romanını telhis etmiş olmak için yazmadık, yalnız ese rin mihverini göstermek istedik Vâkiaların bu mihver — etrafında nasıl döndüğünü anlamak, ayni zamanda nefis bir roman okumak istiyenler, “İnan bana, dan birer nüsha edinmelidirler, ANABASİS Tercüme Eden: Hayrullah ÖRS Basan: Remzi Kitabevi iâttan önceki asırlarda in- sanla hayvanı © ayırdeden eserler serisi içinde bitinci sa- t enl ve yazıldığı de - virdenberi yirmi üç, yirmi dört asır geçmesine rağmen hâlâ terütaze kalanlardan ri de Xenophon'un (Anabasis) Yunanistanın beşinci oOasir (OMilâttan evvel) sonlarında yetiş- tirdiği bu zengin ve asil muhar - rir, bir aralık on bin Yunanlının başında — gönüllü olarak — İra- na gitmişti. Keyhüsreve yardım için bu uzun sefere katlanan on binlerin ana yurda dönüşleri çok heyecan- hı bir macera halinde vukua gel - diğinden Ksenefon bu vâklayı kıv- rak kalemi le tesbit etmiş ve on ini bikâye eden ese- rine Anabasis adını vermişti. İki bin dört yüz yıldanberi kürenin her tarafında okunan bu kitabı yalnız biz Türkler okumuyorduk Halbuki eserdeki vakaların dörtte üçü yurdumuzda geçmiştir. Hay- rullah Örs'ün himmetiyle ve Rem- zi Kitabevinin gayretiyle o “Her- dem taze,, eserin artık yurdumuz mümkün ol - tâbii de da dahi okunması muştur Mütercimi de, tebrik ve takdir ederiz. * HALK ZİRAATİ: Zirast Profesörü Şükrü Aker mi Kitabevi tarafından bası eserinde meyvacılığa, cıığa, sebxeciliğe, küm Muğz dair mühim bilgiler vardır ve bu mevruların ber ay gekilde nabileceği izah olunmuktadır. KÖYÜMÜN DOKTORU: Doktor R. Fethi Olcaytuğun ından rini, Om hhiye memurlerım ve eseri- imiş btarlarini, tm MODERN ÂDÂBI MUAŞERET: TAN Haftanın Resimleri PA 4 Frankonun Zondradaki Ajanı Dük ALBA ii 0 si 3 | | Amerikanın tayyare taşıyan zırhlılarından Lexington, T son manevralar sırasında Panama Kanalında İngilterede hava harbine karşı alınacak tedbirlere en büyük ehemmiyet verilmektedir. 3,7 pusluk tayyare dafii topl. toplar bu tedbirlerin en mühimleri arasındadır.. General Franko şerefine Barselonada yapılan zafer alayına 1700y İtalyan askeri de iştirak etmişlerdi. Bunlardan bir grup görülüyor Almanyada yeni yapılan Başvekâlet binası geçenlerde Her Hitler tarafından açılmıştır.. Süheylâ Muzafferin eseridir, İnkılâp ndan basılmıştır. Oturup , giyinip kı lermek, konuşup 8 umuzun falso yaptığı muhakkaktır. O sebeple Adâbi müsşe- fet kitaplarına ihtiye'imiz bedihi olup bu eser o ihtiyaca cevap vermek için yazılmıştır. Dört buçuk pusluk tayyare dafii toplar en yüksekte uçan tayyare- lere karşı kullanılabilecek bir si- lâhtır. 36,000 kadem yükseklik- te uçan tayyareler de bunlardan kurtulamıyorlar.. 7 Hava taarruzuna ni en mü essir tedbirlerden biri de projek- törler ve dinleme âletleridir.. İngiliz ordusunun en yeni teslihatından biri, top taşıyan zırhlı otomobillerdir. Bu otomobiller, topları her yere götürebiliyor, ayni zamanda top kullanmıya elverişli bir kaide teşkil ediyor. e üni üc üç ül ei mn

Bu sayıdan diğer sayfalar: