18 Mart 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

18 Mart 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A 16.3. 33 TARI Gündelik Gazete —— TAN'ın hedefi: Hi de, fikirde, o herşeyde temiz. dürüst, samimi olmak, karlin gazetesi olmıya çalişmaktir. ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi — yele 2300 Kr. 1509 ,, 3 Ay 800 , » lAy 30 , Miletterarası posla itihadına dahi) Bimiyan memleketler. için abone İ müddet srrasiyle 30, 16, 9, 35 liradır. Abone bedeli pesindir. değiştirmek 25 © kuruştur. he 4) için mektuplar 10 kuruş Nik pul Mâvesi lâzımdır 1 Sene 6 Ay Kr Veremle Mücadele İçin Kestirme Yol *çen gün, Aka Gündüzün kale- hiç, Bİ, en büyük dertlerimizden o : bir defa daha temas etti. Yatıyı okumuş olanların hatırlaya ibi, i : Ve- Penuğiy, , bu büyük dert: © yap lanlesef, her gfin biraz daha bü- Yen bu gizli tehlikeye karşı alm- » bulunan tedbirler, denizin suyu- aglayarak ısıtmaya çabalamak indendir, agda bir kaç sene evvel Tıb - O müdür muavini, o değerli h We Fahri Can bu mevzun esas - Sürette temas etmişti. Hatırla mıza göre, dektor Fahri Can, o Plarından birisinde diyordu ki: Vr >> Morgta kesilen cesetler, ya iy aa, ya bir cinayete kurban İŞ kimselere aittir. Bu itibarla, 'i tabii şekilde ölmüş olan bu in- hasta değildirler. Vakat ben, onlardan yüzde elli- KİR: fastasizm 'elğerlertni “ besta unu, ürpertici bir belâgatle gilitan kuvvetli bir delil de bu mü- ir. gok düşündürücü misali ve - 1, , “Ymetli doktorumuzun, verem- dak 2dele için kabul olunmasını ettiği usul de, o delil kadar şa- Pana dikkati: ahri Can, bu hayati mülcadele- e mutlaka devlet eliyle yapıl - «İstiyor, ve diyordu ki; — Devlet, bu mücadele uğrun- bütün milleti seferber etmelidir. Millet, bu mücadeleye yardım et- meselâ hava kurumuna yar - Yazişe mek kadar hayati, milli bir © olduğunu kavramalıdır. “ nce, devlet, verem müc: tunda harcamak üzere, içki gi « hi, Sara gibi zevk vasıtalarından, Markar vergi alırsa, halk bundan yim, TE olmayacaktır kanaatin - Günde iki, üç paket * siğara, ve dye bir kaç şişe rakı veya şarap UN dag binlerce İnsan var. Sirasın - ak Ezinede, İaraza (96) kuruş - Yı sekiz liraya içen bu cö - “gi Vatandaşlar, bu arada (dört, ta verem mücadelesi en çok görebilirler mi? h, ,iİne kendilerini koruyacak olan Şakir sevine sevine vermekten | mez k hiç bir vatandaş gösteri - Sanırım, hay PN hesap ettim: Diğer vasıta - temin olunan gelir de hesaba Kaagk süretiyle toplanacak para, pre milyon lirayı kolaylıkla ir, Say dertle mücadele © tığrunda, ta, iki milyon lira sarfolunması da v alınmasına imkân vere - Sie, * Typ ce, doktorun bu tekliM üze Metiçgya Sünmek, bizi çok © faydalı kavuşturabilir, tap irtık emin. olunmalıdır. ki, Ve - le iyienilen gizli düşman, kendisiy- ty Sile mücadele etmek lüzumu. eli, duyuracak derecede tehli - Pimaş hulunan İstatistikler, şında karşılaşmakta olduğu - A tazin sahneler, bizi bu çetin dyan me asar. Yayımmış DU. sİ TAN İlk tedrisattan tam verim alınabilmesi mevzuunu tetkik eden muharrir, kendi şart ve imkânlarımıza uygun bir tedris tekniğinin henüz meydana gelmediği neticesine vararak, mevcut şartlara ve vaziyete göre muallimi mesul tutmıya imkân olmadığı ve her şeyden evvel onun yetiştirilmesi icap ettiği noktası üzerinde durmaktadır. o o o İlk Tahsilin Bazı Mühim Meseleleri Ik tahsil ancak son asırda taammüm etmiş ve deyle- tin umumi vazifeleri arasına gir- Yakın zamanlara gelinciye kadar ilk tahsil, hetcen bütün memleket- lerde, cemaatlere, mahalli ve husu. si teşebbüslere bırakılmış bir işti. Umumiyet itidarile denilebilir ki ilk tahsil, demokrasi ile muvazi o- larak inkişaf etmiştir. Çünkü ha- kiki demokrasi ancak, münevver ve şuurlu vatandaşlarla kurulabi- lir ve yaşayabilir. Bizde ilk tahsil, 1859 Saffet Pa. şa maarifi umumiye nizamnamesi ile bir devlet hizmeti olarak felik- ki edilmiye başlanmıştır. Meşruti- yet, ilk tahsil sahasında esaslı bir İş yapamamış, bir sistem kurama» mıştır. Esasen bunu yapamazdı. cünkü Meşrutiyet devrinde Ik tah. sil müesseseleri, mesihst, evkaf nezareti, gayri müslim cemantler, ecnebiler, hiçbir kontrola tâbi ol- miyan şabıslar; maarif nezareti ve meclisi maarifi askeri gibi çok baş- ka ellerden kare ediliyordu. Ancak Cümhuriyet hükümetidir ki, ilk tahsili esaslı bir devlet fsi olarsk eline almış ve bilhassa 1924 te Büyük Millet “erlisinin kabul ettiği tevhidi tedrisat kanunu (le, tamamile modern ve Avrupai bir ilk tahsil sistemi kurmuştur. Bütün ilk mektenlerde okuyan talebenin 1913 - 1014 ders sene. 3 402 1024 ve 000 bu gün Se 700 bin olma Cümhuriyet maarif'nin ilk tahsil Sahasındaki inkişafının bariz bir di ir, Fakat bu veni inkişafın ehemmis yeti inkâr edilememekle beraber ssl mühlm olan, en yeni terbiye esaslarına uygun metotlarile, prop- ramlarile ve talimatnamelerile, yepyeni bir ilk tahsil sisteminin kurulması ve muntazam bir şekil- de işlemesi keyfiyetidir. 1926 da tanzirı edilen ve on se. ne müddetle devlet mlryasında tatbik edildikten sonra 1926 da rötuş edilen ilk mektep müfredat programı, millitik, iş, mahallilik, ekonomi, yakın yurt, toplu va ti fasliyet.. gibi hemen bütün ter- biyecilerin mutabık kaldıkları ter- biye esaslarına istinat etmektedir. Hâdiseler tarafından tekzip e. dilmeksizin kidia edebiliriz ki, bn- gün ilk tedrisat, Cümhvriyet maa- rifinin en iyi ve en muntazam isle. yen kısmıdır. İlk mektep mual- limlerimiz, cümhuriyet ve inkılâp esaslârına şuurlu ve fedakâr bir surette bağlı olan, vazifelerini bü- yük bir gayretle yapan, takdir ve hürmete lâyık arkadaşlarımızdır. di refah seviyelerini wikseltmek suretile meslekt faaliyetlerini daha verimli kılmak. yapılacak en lü- sumlu ve bayırlı işlerden biri ola. caktır. Fakat, yaptığımızı kâfi bulme mak, daha iyisini yapmak, tefbi- katta aksayan cerevanları görüp, Şİ mücadeleye davet edip durmakta - #ndi, . dır: a erimizi azaltacak bir çok Bugün verem, Üzerine (bütün kuvvetimizle mutlaka © çullanmak mecburiyetinde olduğumuz bir düş-| mandır: Milli bünyemizin sıhhatini, ancak, veremle yapacağımız şiddet- li bir muharebede kazanacağımız zufer temin edecektir: Evet... Bizim, veremle, mücadele değil, muharebe etmekliğimiz bile, kimsenin müba - lâğalı saymaması lâzım gelen bir za- Türettir: tehlikesin - den kurtaracak olan yeğüne yoldur! düzeltmek devletimizin ve inkılâ- bımızın esas pre olduğu için. dir ki, ilk tahsil vaziyetimizi bu bakımdan etüt etmek se Lazı nok- talar üzerinde durmak istiyoruz. Evvelâ ilk mektep varifesini, İç- timai fonksiyonunu tebarüz ettire- lim, buna ihtiyaç vardir, çünkü ba. zı kimselerin, ilk mektebin tesiri ve cemiyette oynayacağı rol hak- kında çok mübalâğalı 'canaatleri vardır. Her şeyi !lk mektepten bek» liyenlere, bir çok milli felâketler- den onu mesul tutanlara göre, me. gelâ 1870 Fransız - Alman harbini Alman ilk mektep muallimleri ka- zanmışlardır. bir çok milletler iş- tiklâllerini ilk mektep muallimle. rine borçludurlar, cemiyetin içii— mal ve iktısadi kalkınması ilk mek tep vasıtasile olacaktır. cihan su bü onun sayesinde teessüs edecek. tir, Şüphesiz bu ildinlarda bir haki- kat hissesi vardır, demokratik bir devlette bir milletin bütün fertle- rine kuvvetli bir vatandaş rerbiye- si veren, milli ideali aşılayan ilk mekteplerdir ve muhakkaktır. #, madenivet ilerledi'ca Tk mektehin varifeleri coğalıyor ve gücleşiyör. Şüphe edilemez ki, bugün mek- tebi, içinde yaşadığı İçtimai ve ik- tısadi hayattan mlitecerrit bir va- ziyette, sırf akademik bir müesse- se olarak tasavvur etmek mümkün değildir. Mekteple hakiki hayat arasında daimi ve sıkı bir temas temin et. mek, mektebin teşkilât ve prog- ramlarını bulunduğu yerin hususi şartlarına ve iktisadi faaliyetlerine bağlamak, rirant, sebzecilik, mey- yacılık, ipekçilik, halıcılık, bağer Tık, pamukçuluk.. gibi iktisadi faa. livetlerin hâkim bulunduğu yerler» de tedrisatı, tahsisen bu İktisadi faaliyet mihverleri etrafında topla- EN Yazan: Sadrettin Celâl Antel mak, bir kelime ile, mektep haya- tım ocmaat hayatın mütenevvi mesai ve ihtiyaçlarına sıkı bir su. rette iştirak ettirmek suretile genç leri kendi muhitlerine bağlamak ve kendi muhitlerinde azami fay- dah olacak tarzda yetiştirmek, esas prensiplerden biridir. Mektebi muhitin iktısadi faali. yetlerine bağlayarak, bir havat ve iş mektebi haline getirmek mese- lesi, ayrı bir etüt istiyen mühim bir meseledir. Ancak şurası da muhakkaktır ki, bütün bu gayelerin tahakkukunda, ilk mekteplerden başka diğer içti. mal âmillerin de bir rolü vardır ve bunları tamâmile tahakkuk ettire- mediğinden dolayı ilk mektep mu- allimi münhasiran mesul tutule- maz, Fakat diğer bazı hedefler vardır ki, ilk mektep bunları bizzat kendi vasıtasile tahakkuk ettirebilir. ve bunlardan tamamen ve münhası, ran mesuldür, Bunlar nelerdir? Biliyoruz ki, mektebin fikir ter- biyesine ait esas hedefi, bazı bilgi. ler ve meharetler kazandırınmle. m. kâ ve muhakemeyi inkişaf ettir mektir. Buna genclerin ahlâki ve içtimai teşekküllerine ait olan ter- biyevi vazifesini de ilâve etmek £- cap eder. İlk mektebin kazandıracağı bil. gilerin miktarı ve derecesi müfre- dat programı ile tesbit edilmiştir. Fakat, bu esas bilgileri, 280 say- falık müfredat pruşramından çıka- 1ıp tebarüz ettirmenin «olay bir iş olmadığını tecrübe ile anladık ve kani olduk ki, ancak bu yapıldığı takdirde, muallimin tedris faaliye. tini, bu esaslı bilgileri bütün co- cuklara kazandıracak surette #- yarlaması ve tahsil devresi sonun- -a— anan İSİM, 24 5 Bütün mahalle halkı telâşta. Yaramaz mahalle çocuğu da bunları ne dereceye kadar Ka. zandığını objektif olarak tahkik et- mesi mümkün olacaktır. Bu €sas bilgiler ve meharetler nelerdir? | — Yazı ile ve sözle düşünce- lerini, müşahedelerini, arzularını düzgün, tertipli ve kısa olarak ifa de etmek; (mektup, istida yazabil- mek) başkalarının sözlerini ve yas zılarını anlayarak takip ve hülâsa edebilmek. 2 — İşlek, okunaklı, doğru, ter- tipli ve kâfi derecede çabuk yaz - mak, (tenkit işaretlerine riayet et. mek), 3 — Esaslı hesap ameliyelerini (cem, tarh, zarp, taksim) çabuk ve doğru yapmak; basit alış veriş he. saplarını zihinden ve kâğıt üze - rinde kolaylıkla yapmak; memle - lekette kullanılan başlıca mikyas- ları tanımak ve ölçü âletlerini kul. Tanabilmek, 4 — Harita, lügat, ansiklopedi, atlas, kataloğ, rehber, o vapur ve şimendifer tarifeleri. gibi müraca- at vasıtalarından istifade edebil. mek. 5 —Çekiç destere.. gibi basit ületleri kullanarak güç olmayan temirleri yapabilmek; Muhtelif zamanlarda, kısmi ve ya umumi olarak yaptığımız tec rübeler bize göstermiştir ki, ilk mektebi bitiren çocuklarda, umu- miyet itibariyle, bu esas bilgiler bakımından bir çok eksiklikler ve kifayetsizlikler vardır. Bütün bu tecrilbeler bize, ilk mektep mozun larının bilhassa mektup, istida ve telgraf yazmakta, gündelik haya - ta ait hesap meselelerini doğru hal etmekte çok güçlük çektiklerini; hesaba, coğrafyaya, tarihe ait en esas bilgilere malik olmadıklarını ve bunları muhtelif meselelerin hallinde kullanamadıklarını gös - termektedir, Bu vaziyetin esaslı sebeplerini, bilgi hakkındaki yanlış telâkki - mizde ve bütün çocuklara muhak- kak surette ve sağlam olarak ka - zandırmağa mecbur olduğumuz bu esas bilgilerin tebarüz ettirilme - mesinde aramalıdır. Bu kanaati » miz düzeldiği ve bu esas bilgileri kazandırmağa gayret ettiğimiz za mandir ki, tedris faaliyetimizden azami verim almak kabil olacak - tar. Bilgi, zihnimizin muayyen bir meseleyi halletmek için müracaat ettiği, kullandığı bir malzeme, bir istinat noktasıdır. Hakiki bir bil - gi, bizim anlamak, yapmak, mües sir olmak iktidarımızı temin eder, Ancak bu evsaftâki bilgidir ki, bi- zim faaliyetimizi emniyetle ve isa- betle idare ve kontrol eder. Halbuki mektepler ve bütün mek- tepler, umumiyetle, hiç bir ikti - dar kazandırmıyan ve zihinde, ta- azzi etmeksizin, benimsenmeksi - Zin, bir müddet iğreti olarak kal dıktan sonra uçup giden gölge bil- giler öğretmektedirler. Bunun içindir ki mektepte ço- cuklara: Fikirlerini yazı ile, ve sözle £- fade etmek, bir mektup vo istida yazmak iktidarını kazandırma - yan türkçe dersleri; Resmi veya gayri resmi mües. seselere nasıl müracaat edilece - Bini öğretmeyen yurt bilgisi ders- leri; Gündelik alış veriş hesaplarını çabuk ve doğru yapmak meharoti- ni kazandırmayan hesap dersleri; Her gün kullandığımız vasıta - larin ve âletlerin nasıl işledikleri - ni öğretmeyen, basit bozuklukla - ri tamir etmek iktidarını kazan - (Sonu Sa: 8, Sü; 5) EZ Halkevleri Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel Halk Firkasmın, Cümhuriyet ve İnkılâbı halk arasında kuvvetlendir. mek için takip ettiği siyaset, Halkey- lerini bulundukları muhitin içtimai bir merkezi haline getirmektir. Bir çok şehirlerde bu Halkevlerinin oy- nadığı rol çok büyüktür. Gençlerin kültür seviyelerini arttıracak ders haneleri, fakir halkın ihtiyaçlarına cevap verecek içtimai yardım şube» leri, köylünün ve halkın günlük dertleriyle alâkadar olan şubeleri vardır. Bu müesseseler, Cümhuriyet hükümetinin yalnız ideolojisini yap- mak için kurduğu müesseseler de- ğil, doğrudan o doğruya halkın ihti- yaçlarına cevap (verdiği milessese- lerdir. Bazı şehirlerimizde bu evle rin feyizli faaliyetlerine şahit o yoruz. Bir kariden aldığım mektupta, kendi bulunduğu #ehirde, Halkevi- nin yalnız muayyen zamanlarda müsamereler ve balolar verdiğini, hu müsamerelere de ancak davetli bazı şahısların İştirak ettiğini, her- İkesin giremediğini yazıyor. Bence ehemmiyeti haiz olan, balolara İş- trak edenlerin adedi değildir. Hal- kevleri arasmda, faaliyetini yalnız muayyen merasime (tahsis edenleri varsa, bunlara, Halkevlerinin içti mai mânasını anlamadıklarını öğ- retmelidir. Halkevlerinin — varldatımı arttır. mak için bu gibi müsamereler elbet- te ki lüzumludur. Fakat bu işle be raber, Halkevlerini, bütün muhitin- deki halk kütlelerini içine çekecek bir hale getirmek lâzm. Bu müles- seselerin başinda bulunan içtimai liderler herşeyden evvel halkın ps kalojisini tetkik etmelidirler, Halk vazife olarak üzerine yükle- nen külfetten kaçar, Bunları, güzel nutuklarla, hitabelerle hu evlere çekmek mümkün değildir. Halk, ha evlerin kendine fayda temin ettiğini gördükten sonradır ki, bu müesse- selere bağlanır. Benim gezip gör düğüm bir çok Halkevleri, bu vari. feyi mükemmelen” yapmaktadirlar, Arada bazı istisnalar olabilir, Halk çocuk gibi dalma takip edil mekten hoşlanır. Müesseseye devam etmiyenlere, bu müessesenin temin ettiği faydaları, âdeta bir sinemaya i milşteri eelbetmek istiyen ticaret. hane sahipleri gibi ilân etmek Jâ- zam. Diyeceksiniz ki bu evler ticari mülesseseler değildir, halkın faydası için açılmıştır, gelsinler, biz imi on- larm arkasından koşacağız? Ba zihniyetle hareket ettiğimiz zaman, Halkevleri muayyen bazı kimsele. rin devam ettiği bir klüp mahiyeti. ni alır. Halkevleri ne sinema, ne de | klüptür. Muayyen içtimai faydalar temin etmek istiyen müesseselerdir. Kârı para değil, halkın »ıuhabbeti, halkım fırkaya ve pren- siplere bağlılığıdır. Bu kazanç, si- nemacınin kârmdan daha büyük- tür, Karilmin şikâyet ettiği Halkevi; vazifesini yapmıyorsa, bunu doğru- dan doğruya İsmiyle beraber Halk Fırkasına şikâyet edebilir. Fırka, halkın şikâyetlerini dinlemek için kapılarını açmıştır, Gazetelerin sü- tunları da halkın şikâyetlerine açık- tır, fakat mercii dururken, onu at- lıyarak kuvve müeyyidesi olmıyan bir yerden medet ummak, teşhir gi. bi bir mahiyet alır ki müsbet telâk- ki edilemez. Halkevlerinin yüksel. mesi hepimizin dilediğimiz bir şey. dir, onları zayıflatmıya değil, kuv- vetlendirmiye çalışalım. —— Şef Diyor ki: | Milletin mürakabesi, ida- | üzerinde hakiki ve fiili ol. mez. Onun için Büyük Mil. | let Meclisinin vazife ifa et mesi en ufak bir tereddüde itimat ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: