March 24, 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

March 24, 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Ayancıkta Fakir Halka Yardım Ayancık (TAN) — Kızılay şube se- nelik kongresini aktetmiş ve kasaba- mız İçin mühim olan bir karar ver- miştir. Ayancık arazisi dağlık olduğu için fakir olan halkı her sene Kızılayın yardımına muhtaç olmaktadır. Bu se falete kati bir set çekmek için evvel- ki sene Kızılay in yardı mile getirilip dikilen 120 bin fındık fidesinin yüzde seksen nisbetinde tuttuğu ve müsbet neltceler verd müşahede edilmiştir. Kızılay kon- nde, bu sene içinde 200 bin, ge- iki senede de 150 şer bin fin- i daha getirtilerek dikilmesi Bilhassa bu iş çin gelmiş olan Kızılay müfettişle- ven, bu faydalı teşeb- kuna lâzwm gelen e- hemmiyetin verileceğini söylemiştir Bundan sonra yeni idare heyeti intihap olunmuş, Dr. Şerafettin Di islikte bırakılmış, idare heye yan Muazzez Kök, E Ihsan, Onen, Ni ci Sualp, Hâkim Ö- » teşekkül etmiştir. cemiyet Adıyamandaki Kale Höyüğü Adıyaman (TAN) — Kasabamızın gök eski bir tarihi varsa da kiki surette aydınlat ye henüz el sürül an zaman ge- olan Türk ve es fikrini izhar eylemişlerdir. bu sene başlanılması) eride bir) $i fikri ortay Bilecikte İki Cürmü Meşhut Bilecik (TAN) — davası bulunan ceza hâkiminin evi Mahkemesinde Be bir hindi ile bir miktar kuru seb- 70 birakmak isteyen Koca Rifat is- minde birl cürmü meşhut mahkeme sine verilmiş ve dört ay hapse mah- küm olmuştur, #iminde biri de, rast geldiği tapu kâtibi Halile hücüm | etmiş ve işinin bitirlimesini isteyerek kâtibi döğmüştür. Evliya, mahkemesi ta Evliya sokakta cürmü tından bir ay kudreti ile temin etmiştir. Volgada | BİNİCİLERE MÜKÂFAT Dün Sipahi Ocağında Merasim Yapıldı Hararetli Nutuklardan Sonra, Yarışlarda | Kazananlara Mükâfatları Tevzi Edildi l | 19 niartta Sipahi Ocağı manejinde larda kazandıkları muvaffakiyetler. tamamla: atlı mania mi İle bize, bütün mill İrında kazanan binicilerin mükâfatla-| arslan yürekli Türk rı, dün, sant 18 de, Sipahi Ocağı sa-| onların sa; , büyük ve mümtaz bir ka-| hitap ede labalığın alkışları arasnda tevzi e-İdiyorum k dilmiştir. | Bu münasebetle Sipahi Ocağına | muvaffakiy davet edilenler arasında, İstanbulun en tanınmış şahsiyetleri ve en güzide | yanları göze çarpıyordu. Saat tam 18 de, Ocak reisi Bay aziruna Şu sözleri söyledi izin tertip ett bakala- mize ümit veren i yavrularına, ve ın komutanı Albay Saime vi bütün Ocaklılar namına lonla; - Yolunuz olsun! etler sizin olsun!” Bu nutkun, şiddetli sında nihayete İra, Ocak rejsi, mi A-İre te Bütün ! ve uzun alkış- Hüseyin Hüsnüden rica etti ral Hüseyin Hüsnü, davetlilere bazandıkları yüsvaf-| , dedi, biraz evvel, Ocak ebetile hazırladığı- | reisi Bay Asımdan dinlediğimiz kıy» lütfen teşrif buyu-İmetli sözler, Türk binleiliğinin şeref, dolu tarihini, büyük bir belâgatle ik iştir. Ben, gerek şahsım, ge rek binicilerimiz hakkındaki candan man arka-| tebriklere derin bir iftihar ve sevinç- edeceği İle teşekkür etmeyi bir vazife bilirim. | bir kıymeti halz Bay Asım, mükâfatrın )değildir. Ancak bü Ocaklıların | tevziini istediler Yüreğinden gelen samimi bir arma-| kabul etr Zan olmak iti k Jbir kıymeti hi kanaatin- deyiz. son aylarımı: Ocağımız erim de « ey Bu konkur daşlara Oç tarafımd. Ben de bu şerefi edeceğim! | | -| | ekipimizin | çen Bay ak saçlı sevimli ve ç başı candan alkışlarla selâmlar- ik mükâfatların müjdecisi |du olmak itibarile de syrica bir değeri) Fikret Atlı, kazananları mi . Viranşehirde İmar Çalışmaları Viranşehir (TAN) — İkinci un fab- rTikasının tesisatından istifade oluna- rak şehrimiz elektrikle tenvir edil miştir, İyi olan fabrika suyu beton yolla Urfa caddesine getirilmiş ve orada bir çeşme yaptırılmıştır. Mezbaha islah ve asri bir hale if- rağ oluntauştur. Bir yangın söndürme tulumbası getirtilmiştir. Bununla yazın cadde- lerde sulanacaktır. İcabında hava tehlikesini halka bildirmek üzere bir canavar düdüğü alınmış, Çarşı cad- İdesi tozdan kurtarılmış, kara taşla muntazam kaldırım yapılmıştır. Eski belediye binası, halk oküma evi ittihaz edilmiş ve buradaki eser- ler herkesin istifadesine arzolunmuş- tur. Bir de radyo alınmıştır. Hopar- lör tesisatile eümhuriyet meydanı ve halk okuma evi de radyo neşriyatın- den istifade etmektedir. Halkevinde, “At sevgisi” hakkında bir konnferans verilmiştir. | — Çünkü” ASPİRİN senelerdenberi her türlü soğukalgınlıklarına ve ağ” İ çılara #karşı (tesiri) şaşmaz bir, ilâç olduğunu İsbat etmi “ ASPİ Rİ N in tesirinden"emin olmak İçla lütfen, <> markasına dikkat ,ediniz.. o— İzmitte Et Pahalı İzmit (TAN) — Etin kilosu altmış kuruşa çıkmıştır, Ortada bunu mu- hik gösterecek bir hal olmadığı için halk ihtikârdan şikâyet ediyor. Son zamanlarda ekmekler'de ha- Mur çıkarılmaya başlanılmıştır. Bil hassa akşamları çıkarılan ekmekler acıdır.; bunlarda mısır onu da var dır. Belediyenin harekete geçmesi bekleniyor. İki Muallimin Terfi olsa gerektir. masası başına çağırıyor, ve davetli- | Jlere onları takdim ediyordu. Bay Şe: | refin elinden mükâfatları birer birer alan kiymetli süvarilerimiz, uzun w- kışlanıyorlurdı. — Mükâfatını k alan genç ve değerli binici Orhan | Aziz, merhum biniçimiz Bayan Gül-| süm namına yapılan, ve her nevi at- lara binmiş sivil binicilere mahsus olan yarışta, bâşka başka atlarla hem olen |birinetliği, hem ikinciliği hem de ü- la | çüncülüğü kazanmıştı. Bir günde üç Sayın arkadaşlar, Bütün dü Türkü at üzerinde çlı bir kahraman olarak tanımış tır. Çünkü o, uzak şarktaki yuvasın- | dan bir ok gibi fırlamış, sel gibi gar- ba akmış, onun bu fırlayış ve akışi- nı al, doru, kır ve yağız atının rüz- gâr kanatlı koşma, atlama ve aşma sm suları: binicimiz, şiddetli alkışlarla da tak-| özengisinin ufa atına dokundurmak'a alanında kurduğu ordugi olarak ik okulu kur- zam sahra tavlasında kişneyen atla- sunda bulunan topçu subayları ara- rının sesi, hasımlarına boyun eğdir-İsında yapılan yarışın birincisi asteğ- miş olduğunu şanlı tarihimizde oku- İmen Asımın, ayni yarışın ikinci duk, gördük. Biz, işte o babaların | yüzbaşı Cemil Pamirin mükâfatları evlâtlarıyız, Damarlarımızdaki kan, | verildi. © o kandır. Bu varlığımızı baba-| Binicilik okulu kursunda bulunan arımızın oğulları olduğumuzu at ve |süvari sübayları arasındaki yarışın atçılık sınd nelmilel a-|birincisi üstteğmen Necati Aykuta landa daima isb , » | Sipahi Ocağı mükâfatı verildi. Bu ze geçen senelerde bu) yarışın ikincilik mükâfatını teğmen müjdeyi veren şanlı ekipi iz bir iki | Nihat aldı. gün sonra yine oralara gidecektir.) o Altı yaşından itibaren ber cins at- Kızıltepe (TAN) — Merkez okulu baş muallimi Zeki Teomanla Salân köyü muallim! Salih'in maaşları bi- rer derece arttırılmıştır. merhum yüzb. lan yarışın birincilik mükâfatı da, üstteğmen Kudret Boraya verildi Bu yarışın ikincilik mükâfatını da östteğmen Salâhattin aldı. Mükâfatların en mühimmi, 1939 senesinde Avrupada yapılacak bey- iştirak edecek atlar arasındaki ko- şunun birinciliğini kazanmış bulunan kıymetli süvari Yüzbaşı Eyüp Dona- la verilen büyük kupaydı Dün en fazla alkışlanan hâdise, i | mütevazi süvarimizin, bu kıymetli kupayı alışı idi. Günün son mükâfa- tı da, bu müsabakanın ikincisi Saim Kanada verildi. âfatların tevzii tamamlandık- tan sonra, hazırlanan büfeye davet olunan misafirler, geç vakte kadar dans ettiler. Ve bize, şanlı süvarile- rimizi bir defa daha tebrik etmek fırsatım veren bugün de büyük bir MÜTEFERRİK : Atış Talimlerine Başlanıyor 20 Marttan 10 hazirana kâdar her salı ve cuma günleri, 4 mayıstan iti- baren 30 hazirana kadar her pazarte- si ve perşembe günleri Metris çiftli- ğindeki atış mektebinde hakiki top atışları yapılacaktır, 26 nisandan 16 mâyısa kadar her çarşamba ve pazartesi günleri Flor- ya ile Yeşilköy arasından deniz he- deflerine karşı hakiki top atışları ya- pılacaktır. 4, 8, 11 mayıs günlerinde Metris Avni namına yapı»| çiftliğinden hakiki top atışları yapı- lacaktır. "Bu tarih ve günlerde stış sahalarında insan, hayvan ve tnerü- kibin girmemesi, buralarda bulunan nöbetçilerin ihtaratıma dikkat edilme si ve transit geçen 'vapurların key- fiyetten haberdar edilmesi, ateşten on derece kazanan bu sevimli ve değerli! nelmilel atı mânia müsübakalarına! gayri günlerde bu sahalarda tesadüf edilecek patlamamış mermilere doku nulmadan mermi yerlernin derhal a- tış mektebi müdürlüğüne bildirilme- si alâkadarlara tamim edilmiştir. baik in; Ziraat Talebesinin Tetkikleri Istanbul ziraat mektebi son sinıf talebesi bağcılık muallimi Necati Gö- nençer ve bahçıvanlık muallimi Hil mi Onay ve altı asistanla birlikte dün Paşabahçe cam fabrikası ile alkol fab rikasını gezerek tetkikatta bulun- muşlardır. Talebe, bugün de Mecidi- Göğsünden Ağır Yaralandı Beyoğlunda Kaş sokağında ota emlâk tellâlı Vasil ile müşterili den Edirneli Faik arasında 8 yüzünden kavga çıkmıştır. Bir # lik bıçağını çeken Faik Vasilin Gİ ne hücum etmiş ve onu göğsüslüü ve karnından ağırca yaralamış 5. ralı Beyoğlu hastanesinde tedavi (na alınmış, suçlu bıçağı ila beri tutulmuştur. f Bacağından Yaraland! Beyoğlunda Kara Mustafa yer lah, sarhoşluk yüzünden kavgay9 tuşmuşlardır. Neticede Abdullah mini çakı İle bacağından yarol# tır. Yaralı hastaneye kaldırılmış, lu yakalanmıştır. Denize Düştü Usküdarda Inadiye mahallesinâf”| turan Recebin oğlu 7 yaşında Mi rem Üsküdar iskelesinden denis€ öl müş ise de, etraftan yetişenler t fından kurtarılmıştır. 5 4 Usküdarda Ihsaniye mahal sinde çıkan yangın hakkında yap” zabrta tahkikatı neticesinde ye sinde oturan Emin ile arkadaşı soba borularının temizlenmemesi zünden çıktığı anlaşılmıştır. sırasile mezbahayı gezecektir. Di) yıstan sonra da Trakya ve Ege MÜ takalarında bir aylık bir tetkik lara binmiş süvariler arasında ve GT LL / ; / / Üs» Yazan: Kerime Nadir İKİ GÜNLÜK HULÂSA (Balkonun ke Kendisini selimi a komsu k 1n birinde verilen Kir tanıştıklarını anlattı. Fakat ona gönül Giğini söylüyordu. Umran benim mektep arkadaşımdır. O gece bizde kal- ilin önüne geldiğimiz zaman Ür karşıdaki beyaz köşkü gürüyör m »de bir aşik var, İşte Halük Giray oradı dedi. Ses çikarmadığımı görünce ağlamıya başladı. — Beni deşmekler çekiniyessun biraz cesaret sen daha fazla yeyler söyliyeceğim. dedi, Her gece çitin önünde onunla bukuştuklarını, rabıtıdan buşka berşep konuştuklarını anlattı ederek dedi k yuşmamız beş on dakikanın içine" sığıyor, selâm verir ve uzaklar.) —— İyi ama, sen bu işe ne müna veriyorsun? — Ne gibi”. .— Tabii bu adamın bir gayesi, bir maksddı var- kenli —ş otruyor, sonr bır... Orasını bilmem... Sana evlenme teklif eder mi dersin?.. Kimbilir?.. Böyle bir şey 0l5â-- Evet??. — Sandetimden belki çıldırırım.. Gülümsemekten kendimi alama mahzun duruyordu. Bir müddet uz8 sonra başını çevirdi: — Bu düşünce tahakkuk ederse, maz zannederim. Çünkü Halük Giray, ükemmel bir erkek görünüyor. Her dım. Fakat o, klara baktıktan hiç te fena ok her husus halde pa- Günan Bende mi? ; / TEFRİKA No. 3” rası da var. Güzel, asil bir adam.. Ama biraz yaşlı imiş. Bence bunun da kıymeti yok.. Sonra, rahmet- Mi babamın adı da, Halükmuş. Evlendikten sonra üzerimde ayni ismi taşımak daha hoşuma gidecek... Nasıl fena mı?. — Alâ! Fakat bana karanlık görünen noktalar var. — Hangi noktalar? — Bu buluşmaların garipliği!.. Seni beğenmiş, sevmiş olsa, niçin doğrudan doğruya ailenden İste- mesin?... Belki daha evlenmeğe karor vermemiştir. — Bu büsbütün fena ya!.. Demek ki, senin gön- lünle oynamak istiyor... — Bu kadar derin düşünmeyi ben lizumsuz ad- dediyorum.. Çünkü nasıl olsa cereyana kapılmış sü- rükleniyorum.. Netice kendiliğinden gelecek. Bu son sözle Umran belki bahsi kapamak istedi. Lâkin ben, bir sual daha sormaktan Kendimi ala- madım: — Bu gece geln — Hayır! — Demek haberlisiniz?.. Güldü: — Akşam üzeri yanımda seni gördü. Onun 2e- kâsı alelâde bir insan zekâsina benzemez.. Bu gece bizde kalacağını anlamıştır. Hiç gelir mi? — Fakat sen de, ondan az zeki değilsin!... — Neden?.. —Onun gelmiyeceğinden kat'i surette emin olarak beni yanma alıp çekinmeden buraya getir din... ecek mi?. Beşe içinde sona erdi, veköyü şal Gülmekte devam ederek bir iki adım geri gitti, sonra birdenbire yine eliyle uzakta bir noktayı göstererek: — Bak, dedi. Odasında dolaşıyor. Görüyor mu- sun Hakikaten bir gölge arada sırada perdenin ö - blnden gelip geçiyordu. Nazarları orada uzun müddet kaldı. Sonra yine yanıma gelip koluma gi Terek: — Haydi dönelim, dedi. Hafifçe titrediğini hissettim. Fakat lâkayt gö- rünmek için genizinden bir hava mırıldanıyordu. Gümüş ışıklarla yıkanan bağdan ağır ağır geç tik. Bahçenin çakıl döşeli yollarında, bu mehtaplı yaz gecesinin ilik havasını teneffüs ederek köşke döndük. Ertesi gün öğleden evvel İstanbula dönmüş ve #i buçuk ay kadar Ümrandan haber alamamış tım, merak içinde idim. Gönderdiğim iki mektubu cevapsız bırakmıştı. Nasıldı . Ne yapıyordu?. Son bahar aheste adımlarla İlerliyor, günler kr salmağa başlıyordu. Bir gün postacı “Erenköy” damgalı bir mektup getirdi. Namıma gelen bu mektup O Ümründandı Helecanla zarfı yırttım, Titrek bir kalemle yazıldığı belli olan iki ince satır Şu sözlerden ibaretti; “Kardeşim, Mektubumu alır almaz vakit kaybetmeden koş gel.. Sana son derece ihtiyacım var. Büyük bir te essür içindeyim., Umran Bu mektup beni hayli düşündürdü. Aklıma bin bir şey geliyordu. Hemen ertesi gün trene atlıyarak Erenköyüne geçtim. Ümran beni solgun bir yüzle karşladığı zaman gözleri yaşlı idi, Boynuma sarılarak: — Başıma neler geldi bilmezsin, dedi, Ben sonsuz bir merakla; ve likör fabrikasını ve hatine çıkacaklardır. — Çabuk anlat, Söyliyeceklerimi söyliyememi Sırasiyle hikâye etmek lâzm.. Lâkin endişe edece” bir şey yok. Müsteçih k hahımm yanında biraz oturduktan son?9 kendi odasma çıktık. Ümran hakikaten çok müştu. Büyük bir hastalıktan kalkmış gibi zayıflf” miş, gözlerinin etrafı siyahlanmıştı. Sabırsızlandığımı görünce karşıma geçti ve ÜR” reyen bir sesle anlatmağa başladı: — Mektuplarma cevap yazamadım. Çünkü bü | Yük bir hercümerç içinde İdim.. Ya her şeyi Kal” me almalı, yahut hiçbi hsetmemeli İdi Ben ikinci şekilde karar nkü birincisisi başarmağa muktedir bir iradem kalmamıştı. km zamanda biraz kendimi toplıyabildim.. Bu başlangıçtan sonra arkadaşım derin bir göğü geçirdi, ve devam e — Sen gittikten dört gün sonra idi. Bir gece YİN Halük Girayle çitin kenarında konuşuyorduk. DW Tup dururken birdenbire boynumdeki pantantif? yapıştı: — Bunu bir dakika çıkarıp bana verir misinif? Dedi, Tereddüt etmeden arzusunu evirdi çevirdi. Sonra; a İçini açmama müsaade eder misiniz? Diye a. — Açmız! Dedim. Açtı. Yalnız bir kapağında annemin küçük PİT resmi vardı. Bu reâme dikkatle baktıktan sonrü — Kim bu? Dedi. — Annem! Dedim. Bu sırada ay bir bulut #rkasına girdiği için zünü göremiyordum. Pantantifi geri verdi. Ve rısmı içtiği sigarasını yere atıp çiğnedikten son” ilk defa ellerimi tutarak dedi ki: — Umran hanım bana inanırsınız ve itimat ©d0”” © siniz değil mi?, ün a yaptım. Eline #1” çi yi

Bu sayıdan diğer sayfalar: