7 Nisan 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

7 Nisan 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7-4 -939 TAN ündelik Gazete — TAN'ın hedefin Mabar- de, fikirde, herşeyde temiz. dürüst, samimi olmak, o karlin zetesi olmıya çalışmaktir. ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 2800 Kr, 1500 400 3 Ay 800 ,, 150, 1 Ay 300 ,, Milletlerarası posta Ittihadına dahil olmıyan memleketler için ebone bedeli müddet sirasiyle 30. 16. 9. 3.5 Wiradır. Abone bedeli peşindir. firmek 25 kuruştur ap için mektuplar 10 kuruş Yuk pul ilâvesi lizımdır. 1400 Kr. 750 , 1 Sene 6 Ay Sanatkârı Himaye Etmeliyiz Ö Eriliimize göre, | İstanbul Şehir Tiyatrosunun operet kısmı lâğvediliyormuş. Bunun sebe- bi de, Şehir Tiyatrosunun sahneye çikacak artist, hattâ figüran bile bu- lamayişı imiş. Bu hüvadisten, teessiir duyma- mak mümkün değildir kanaatinde. yiz. Biz eminiz ki tiyatro sahnesinin boş kalışmın sebebi İstanbulda, sah- neye çıkmayı hâlâ hoş görmiyen mu- taassip aileler bulunması değildir. Bugün, çok şükür, umumiyetle, ai- lelerimiz, bu taassup o çukurundan ileri düşüncelerin irtifama o yüksel- miş bulunuyorlar. Bu itibarla, Ka- dınlarımızım, kızlarımızın o sahneye çıkmak hevesini duymayışlarında büsbütün başka sebepler aramak li- zımdir. Bu rağhetsizlik, maalesef, hemen bütün sanat sahalarında sezilmekte- dir. Sünata intisap arzusu gösteren- der e taya sahip olamamış, İşsiz ve çare- siz kalmış kimselerdir, Fakat, sana- tın, ve sanatkârın kâfi derecede hi- maye görmediği nazarı itibara uli- nırsa, bu rağbetsizliği gayet tabii bulmak, ve karşısında kaldığımız aer neticelere şaşmamak Tâzimdır. Sekiz yüz bine yakın nüfusu bu- Tunan İstanbulda, bir tek - iyi, kötü - tiyatro, şehrin belediyesinden de yar dım gördüğü halde, kendisine inki- şaf imkânlarını kazandırabilecek de- recede rağbet göremiyer. Bu yüz- den, bir binaya, daha iyi eserlere, daha kuvvetli sanatkârlara kavuşa- e miyor, Bundan da anlaşılmaktadır ki, gün geçtikçe ölmekte olan şey, “şan. at,, sevgisidir. Bu sevginin gittikçe azalışı, sade tek tiyatro salonunun boşluğundan değil, sade resim sergi- lerinin boşluğundan değil, sade kü- tüphanelerin boşluğundan değil, için- de “sanat,, havası, “sanat,, İzi, “san. at,, fikri bulunan bütün mefhumla. lışından belli: himayesinde daha fedakâr davranılmaması, isti- datların, heveslerin, rağbetin, sev- ginin, hulâsa, sanatın memlekette in- kişatma hizmeti olabilecek her şeyin birer birer inkirazina sebebiyet veriyor, Biz sanatı kâfi derecede ko- rumuyoruz. Korunmıyan sanat, san- atkâr yetiştirmiyor. Hakiki sanatkâr yelişmeyinee, yarım sanatkârlar tü- rüyor. Yarım sanatkârların yarnn eserler verişleri de, halkın sevgisini, sayısını, rağbetini kurutuyor. Bu umumi İnkirazın zararlarm- dan kurtulmak İstiyorsak, sanatkâ-| rı, - en münasip çareler. ve usuller- le, en münasip şekillerde - korumak. tn acele davranmak mecburiyetin-! deyiz: Yoksa, onere' sahnesinin arka” sından Gyatro sahnesi, tyatrn sahne- sinin arkasından resim sergileri, re- sifn sergilerinin arkasından heykel, kitap sergileri de, birer birer, çürü- müş birer temel gibi yıkılıp gidecek- lerdir! Ve o hazin viranenin üzerin- de, gözlerimiz, tekrar ele geçiril mesi güç nimetlerin açlığı ve hasre- le yaşaracaktır!. TAN Fransa, topraklarını müdafaa için şark hududunda meydana getirdiği göze görünmiyen istih- kâmlar için 60 milyon İngiliz lirası X Bu yazı size, ğü hattını anlatacaktır, o Fransanın Yer Altında? Kurduğu Kaleler: Maginot » Yazan:: Frank İllingworth ransanın en kuvvetli müda- faa hattı olan Maginot hat- ta Metz ile Wissenberg arasında u. zandığı halde burada seyahat eden bir yolcu, hiç bir şey göremez ve tahkimat bulunup bulunmadığının larkına dahi varamaz. Burada gö- rülebilecek şeyler, bir kaç asker, bir mıktar tel örgüleri, betondan yapılma bir takım inşaat, ve ara- da bir göze çarpan top ağızlarından ibarettir, Fakat bura; uğrayan bir çok adamlar vardır. İşçiler, çiftçiler, posta müvezzileri, ve sa- ir esnaf. Ana yola yakın bir yerde bir asker nöbet beklemektedir, Bir sıra ağaç, saf ve berrak bir sema yâ doğru yükseliyor, iakatağâçla- ra yakın bir yerde, bir yol kıvrı - yor ve bu yol her nedense insü « na korku veriyor, pe bü ağaçların hepsi de bir süsten ibaret ve bunlar öz boyamak için buraya konmuş- $ur. Verilen bir kumanda üzerine bütün bü ağaçlar devriliyor ve on ların devrilmesi fle göze bir sürü top ağızları görünüyor. Bu ağaç lar devrildi mi, buraya gelen pos- ta müvezzileri ile köylüler, yer al- tında bin kadem derinliğe inerek memleketlerini müdafaa için silâ- ha sarılacaklardır. Civardaki tar- lalarda askerler talim görecek ve dahâ sonra yerin diplerine gönde- rilerek vazifelerini yapacaklardır, O zaman ana yolu bekleyen aske- re bir çok askerler katılacak, bun lar bütün yolu tel örgüleri içine a- “lacak, ve yol geçilmez bir hale ge- lecektir. Sonra etrafta göze çar pan tepecikler, birer U mitralyöz yuvası olacak, ve bu mitralyöz yu- vasından fışkıran ateşler her tara- fı dövecektir. Bütün bu saha, tank taarruzunu durdurmak için icabın- da çelikten bir set vücude getire - cek, derhal sular fışkırarak hen - dekleri dolduracak, hendeklerin dibinde bulunan ve infilâk madde- leriyle dolu olan gizli yerler, bir kumanda ile derhal fsaliyete ge - çecek su mahzenlerini patlatacak ve geçmeğe teşebbüs eden bütün tankları yutacak. Ateş, su ve her Vasıta ile hareket eden bir kuvve- te karşı ne yapılabilir? ransa, Maginot hattı için 60 milyon İngiliz lrası sarfet. ti. Hat, Fransız - Alman hududu boyunca 200 mil uzunluğundadır Ve bu hat bin kadem derinliğinde olan bir çelik ve beton kitlesidir. Arzın sathı üzerinde kaleler görünmektedir, Ve bunlar en hü - nerli askerler tarafından idare ©- lunuyor. Kaleler, birbirine bağlı - dır. Onun için, arzın sathına çık- madan bunların her birine mühim mat ve adam göndermeğe imkân vardır. Arzın altındaki elektrikli trenler insan ve mühimmat taşı - yor, asansörler her tarafa istenen her şeyi sunuyor. Doktorlar, bu - rada &meliyat ile meşgul oluyor, işçiler arzın yüz kadem altında va zifeler yapıyor ve Disel motörle - ri, ışık, hararet ve hava istihsal e. diyor. Yukarıda anlattığımız gibi in $an burada muhkem tahkimat bu: lunduğunu gösterecek hiç bir man zara ile karşılaşmamaktadır. Çün- kü her şey gayet mükemmel bir surette gizlenmiştir. Halbuki bu - rası baştan başa kalelerle doludur ve bu kalelerin içi arı kovanı gibi işlemektedir. Buradaki askerler gündüzleri köylerde yaşıyor ve ge celeri içeriye giriyorlar. Hudutta- ki bütün köylüler, buradaki tâh - kimatı idareye yarayacak tarzda terbiye görmüşlerdir ve bunlar bit lâhzade vazife başına koşacaklar- dır. Bunun için kilise o çanlarının çalması kâfidir. Bu sesi işilen he insan elindeki işi bırakarak karar. gâha koşuyor ve karargühtan va zife başına gidiyor. Aklınıza “gaz” mi gelecek. Fa. kal bu tahkimata karşı gaz kullan- mağa da imkân yok. Maginot hat- tını yapanlar, gaz İaarruzlarını da düşünmüşler ve yet altında ha- vayı tasfiye edecek ve temizliye- cek bütün tesisatı vücude getir - mişlerdir. Bundan başka buraya giren havâ, hatların gerisinde mil lerce mesafeden gelmekte ve tat- hir edildikten sonra içeriye veril mektedir. Daha mühim bir nokta kaleler ve istihkâmlar içindeki ha- Üstte Maginot hattındaki elektrik istasyonlarından biri, aşağıda toprağın 50 metre derinliğine kadar inen asansör tesisatı va tazyikinin, yer üstüüdeki hava tazyikinden daha yüksek tutul - masıdır. Bu yüzden topla üzerine gaz atıldığı takdirde topların ağ - Zından mütemadiyen harice çıkan hava güzin içeri girmesine mani olacaktır. Hattâ herhangi bir bom bardıman yüzünden bu topların bulunduğu kaide çatlayacak olur- sa, buradan da gatlerin içeri sız - Beyoğlunun Göbeğinde Bir HarpBaşlıyacak — Mevzu kıtlığı olmamakla beraber bu dahi bir mevzudur — Yazan : “ tw günlerde Beyoğlundaki Bü- Ş yük Parmakkapının Pembe çıkmazında ansızın silâh sesleri i- şitirseniz hiç telâşlanmayınız. Ne Tirana istilâ müdafaasına giriş miştir, ne de Patagonya Berline İ- lânıharp etmiştir. Hakikat şu ola- caktır: Ben bütün fişeklerimi ku şanacak, av tüfeklerimi doldurup omuzlayacak, ve bir kedi cengine başlayacağım. Yani bizim çıkmaz- daki Kedileri çifter çifter öldüre. ceğim, Çünkü bıçak kemiğe, sıhhat ve hayat endişesi yüreğe dayandı; Bizim Pembe çıkmaz, bir sürü hastalıklı, uyuz, ve bilhassa ikisi kuduz kedilerle bir beyaz Rus ko- kanasının istilâsına uğramıştır. Bizim çıkmaz zaten ömür, Beyaz Rus madamasına gelin - ee o da Bmür mü ömiir. Bir hod - rumla bir mutfağı var ki kırk sih- hiye müdürünün görmelerine lâ- yık. Haspa küllü temizsizliğinden başka bir de Beyoğlunun, bütün ti- folu, mikroplu, yaralı ve bilhassa iki tanesi kuduz kedilerini topluyor, Evinin içine alsa neyse, fakat hep- sini mahalleye musallat ediyor. AKA GÜNDÜZ Kuduzlardan - ölmüş olmalıdır - bir tan. saldırdı, tekme ile kurtuldum, ben den fırladı bir geçene rdi, şemsiye vurarak daülkelpten kur. tulda. Şikâyet ettik. Hemen topladı - lar. Bu alüka ve vazifeperverliğe hepimiz teşekkür ederiz. Fakat ni- ye yarar ki tekrar bırakmışlar. Se- bebini sordum. Kapıctlar, kiracı - lar, mahalleli, bir ağızdan yana yakıla dediler ki: — Madama Himayei Hayvanat Cemiyeti orta başkanı imiş. Git - miş uğrşmiş. Ne baş ağrısı etmiş» se etmiş pix ve cidden korkulu ke- diciklerini yine geri getirmiş. Ger- çi ben de bir vakitler tam altmış dört kediyi bir arada besledim Bes ledim amma evim dağ başındaydı ve her kedinin kendine mahsus yatağı. kereveti, tabldotu vardı Dağa taşa ziyan vermezlerdi, © halde bile farenin ve kedinin ku. duzundaki dehşetli tehlikeyi gözö- nine alarak dağıttım. Ama şimdi Beyoğlunun göbe- ğinde beyaz Rus madamasının esi- riyiz o ( Sonu 7 inci sayfada) masına imkân kalmayacaktır. Esasen top kaldelerinin bom- bardıman yüzünden çatlamasına veya herhangi bir arızaya uğra - masma imkân yok gibidir. Fakat böyle bir hâdise vukuunda çelik duvarlar derhal burasını başka yerlerden tamamiyle ayıracaktır. B u kalelerdeki bütün topların İaaliyete geçmesi için otuz saniyelik bir müddet kâfidir. Otuz saniye sonra bütün bu kalelerden canlı bir şeyin yaşamasına imkân vermiyecek bir cehennem boşans- caktır, Bu ateş, her tarafı silip süpü - recektir. Kalelerin biri sukut et - tiği takdirde bu kaleyi de imha et- mek mümkündür. Onun için bir hasım bütün hattı işgal etmedikçe hiç bir noktada tutunamıyacak - tır. Yer altındaki kale tavanlarının 6 kadem kalınlığında olduğu bil- diriliyor. Fakat buraları serindir ve rahaftır.-Ea müthiş bombardı - man bile buraya aksetmemekte - dir, Bu yüzden, bombardıman yü- zünden sinirler bozulmuyor ve a- bın gerginliği asgari hadde ini yor, İstihkâmlar (Mulhouse) 3 kadar uzanmaktadır. Burada ise üç sıra istihkâm vardır. Her 190 kadem başında, aylarca muhasaraya da- yanacak levazım ye mühimmat ile dolu mevkiler vardır. Bu mevki - lerin her biri dört top ile müceh - hezdir. Bu mevkilerin her biri di- gerlerinden müstakil sayılacak va- ziyettedir. Çünkü kendisine lâzım olan gıda maddelerini, ve her şeyi muhtevidir. Bu mevkiler arasın - da da yere gömülü toplar bulun - maktadır. Ve hasmın bunları seç mesine imkân yoktur Fakat bun. lar bütün ateşlerini hasmın öze - rine boşaltacak bir tarzda yerleş tirilmiştir. Maginot hattının İnşaatına İş - tirak edenlerden öğrendiğim bun- lardır, Fransada hüküm süren kanaat TEE a — EŞ ZI Acaba Dalga mı Geçiyor? Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel Müttin Birgen, İspanyada har- bin nihayet bulması müna - #ebetiyle yazdığı bir yazıda, İspanya- daki kavganın bir kardeş kavgası olduğunu, şimdi bu mağlübiyetten sonra birbirleriyle daha çok kardeş olacaklarını yazıyor. Bu iddiayı ya - parken Muhittin Birgen, bu kardeş kavgasının Cümhuriyetçilerle, kral- cılar arasında bir kavga olduğunu farketmemiş gibi görünüyor. Olabi- lir. Bir çok rivayetlere göre bu kav- ga, daha sol bir cümhuriyet kurmak isteyenlere karşı açılmıştı, diğer bir çok vâkulura göre de, kral Alfonsu deviren ciimhuriyetçileri yikap, tek- r daha sağ bir rejim kurmak için- di. Muhittin Birgen birincisine inan- mış olabilir.. Buda bir görüştür. Fakat bu kadar kan döktükten son- ra, yüz yüze gelen, eümhuriyet için bu kadar fedakârliklara katlandık - tan sonra mağlâp olan kardeşlerin, topraklarında hâlâ ecnebi nüfuzu baki iken birbirlerine kardeş gözü i- le bakacaklarına, birbirlerinin bo - yunlarına sarılıp şapır şupur öpüşe. ceklerine inanmak için çok nikbin ol. mak veya miyop olmak lâzım. * Haydi bu görüşü Muhittin Bir - genin nikbinliğine bağışlayalım. Da- vanın mazisini, sebeplerini cereyan- larını unutalım, Fakat Muhittin Bir- gen bu yazının aşağısında insanların ne aptal mahlüklar olduklarını, ra » hat rahat yaşamak varken, dahili harplerle birbirlerini kırmanın an - cak bir hamakat olduğunu söyle - dikten sonra, mücadelenin ancak milli varlıkları müdafaa için yapıla- bileceğini ilâve ediyor. Milli varıkları, istiklâlleri müda- faa için yapılan harpler, ne bir zekâ, ne de hamakat eseri değil, milli za. jruretlerdir, Fakat dahili harpler aca- ba neden hamakat eseri oluyor. İn- gilterede bir asır süren derebeyliğin yıkılış inkılâbında, mutlakıyet ta « raftarlarıyle, demokrasi taraftarla - İrinin mücadelesi dahili bir harpti, Kardeşler birbirlerinin boğazlarına / sarıldılar. Fransa da Luiler haneda- nını ve Napolyonları devirmek için, yapılan meşhur Fransız inkılâbmda senelerce kardeşler birbirleriyle dö. vüştüler, Üçüncü cümhuriyetten son- ra dahili harp bitti. Almanyada e- tuz sene süren köylü harpleri, Ame- rikada, Linkolnun esareti kaldırmak için yaptığı mücadele, hepsi dahili harplerdi, kardeşler birbirleriyle dö- İvtiştüler.. Haydi Muhittin Birgenin hafızası zayıftır, bu kadar eski za - manlarda geçen şeyleri unuttu, di - yelim. Ya bizim İstiklâl harbi de bir hamakat mıydı? Daha dün, haneda- nı, saltanatın etrafında toplanan ha. inleri yenmek için yaptığımız müca- dele, döktüğümüz kan daha kuru - Anzavurları, hilâfet ordula - rını daha unutmadık.. Demek ki sal» tanatı yıkmak için dövüşen bu kar- deşler de aptaldılar, kardeş kardeş geçinmek varken birbirlerinin boğaz larına sarıldılar, ve bu kadar kan döktüler, Eğer bu hamakatse, Muhittin Bir. genin zekâsına diyeceğimiz yoktur. Yahut da derin bir dalga geçiyordur. Aydında Pamuk Ekimi Gecikecek Aydın, (TAN) — Son yağmurlar hasebile vilâyetimiz içinde pamuk e- kimi bu sene bir ay gecikecektir. E- kimin vaktinde yapılabilmesi için bahçelerin mart iptidasında kesilme- si lâzım gelirken 21 martta şiddetli yağmurlar yağmıstır. Feyezandan * mütevellit sular yüksek araziden çer kilmişse de çok yerlerde hâlâ vardır. Suların çekildiği yerlerde de tav ol- madığından pamuk ekilemiyor. Bu vaziyet altında pamukların ha» sedı da 20 eylülde değil, 20 teşrini- evvelde yapılabilecektir. Sonbanar- da da havalar müsait gitmez ve top- bu hattın istilâsına imkân bulun -İlama zamanında yapılamazsa, bunun madığıdır. Şimdilik her şey de bu kanaati teyit ediyor. rekolteye tesir etmesinden korkul maktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: