25 Mayıs 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

25 Mayıs 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gr RİN TAN 2146 Türk Safosunun Hayatı ii Daima Vakurdu TEFRİKA No. 53 Yapılan Şahane Zulümler ve: Padişaha Söz Geçirememek Kendisini Fazlaca Üzüyordu dı. Çün- mültezime günde - altın verildiği hal inden her yıl altmış u, garip & kü bir kendi lik de, ürk alınırdı. Fakat n getirecekle yadan gürürük alınm ticari eş- çalımı yerindeydi. Sad- resine gittikçe, önünde şla bir manga yeniçeri yürüyordu. Nedimler onun bu du- rumunda sadrazamın kendilerine nisbet verişini tevehhüm ettikle - rinden bir daha teşebbüse giriş ler, Kırım Hanından Kantagüzen- metnameler getirtti. ıltan Murattan bir hattı alarak herifi Ahyol ayının kapısına astırdılar!, Fakat Sokullu ağır darbe n yeni öldürülmesi her bakı u periş Budin valiliğinde Pa; nun bi cümi hi olup hal ter- ni yaparken: “Çok cömert- ti, ata bindikçe dört beş yüz lâzim kendisiyle bile süyar ve bunlara o gün iki üç kese ak- çe iksan ederdi, Timarları, zaametleri o meccanen verdikten yeğen yo! harçlığı, berat harcı di- rdi. Irz hâl Jarı, yetim kızları r calarına geçim yolu gösterirdi., Diyor,. Budin kalesindeki barut mahzenine, yıldırım düşmesi üze“ rine bundan £ ları incel y İmrahor acar. eyaleti ildi.. Onun va- — sebep- idam olündu v rine (Paşa) unvan! gönderildi. Sokullu; tatsız ve uğursuz âkı- betler hissettiren bu şahane zu- lüm ve zalimane ihtar üzerine de vakarını kaybetmedi, o mişvarını ” değiştirmedi, eskisi gibi çalışmak- ta devam etti. Sabahları kubbe al- tında kurulan divan ile iktifa et- mezdi, halkın işleri çabuk görül üstü kendi sars- kurardı. Fakat gün geçtikce nüfuzu azalıyordu padişaha söz anlatamaz hale geli yordu. Nedimler ise onun vaka rını korumasından büsbütün huy- Yanarak padişahı daha zalim dü- ve kararlara sevketme- rlardı. Bu arada gülünecek ve ağlana- cek vâkıâlar da birbirini kovalı yordu. Meselâ mütekait vezirler. den Macarlı Ferhat Paşanın ölü- mü bir devlet meselesi halini al dı. Ferhat paşa hattatlıkla meşhur olduğu gibi, Kanuni Süleymanın en büyük şehzadesi Mehmedin kı- zı Hüma sultanla ev $ bulun- duğundan dolayı da vezirler ara- sında ayrıca bir şahsiyet ve haj siyet sahibiydi. Frenkten dönme hekim, padişaha tezkere sunmak yolunu buldu. Ferhat paşayı son hastalığında tedavi etmiş olan he- kim Koca Şüca, yanlış ilâç ver- mekle ve hastayı hiç yoktan öl- dürmekle itham etti. Murat, belki bir masal mevzuu çıkarmak dü - şüncesiyle nidügü Belirsiz jurnal- cının sözüne kıymet | vermiş gibi göründü, hemen bir hattı şerif çi- ziktirdi, kendi hekimlerinden Gı- yasettini, bu işin tahkikine mur etti. Koca Şüca, rahmetli ve- zirin iki yıldanberi taştan muzta- rip olduğunu ve Mihridat * dan icat olunduğu için M adlandırılan panzehirden ba hiç bir ilâç ve pat etti, lâkin yine hapse a- tıldı (1). me u hâdise, sürekli bir deği- kodu mevzuu olarak diller- de'gezerken, Hançerli Sultan lâ- kabim alan Gevher Mülükün iş lediği bir cinayet halkın dikkati- hi yeni bir mevzua çevirdi, Gev- ik, Üçüncü Muradın hem- ezir Piyale Paşanın da eşi Fakat İkinci Selimin bütün kızları gibi o da çirkindi, çelim- sizdi. Üstelik son derece kıskanç ıklardan her hangi bir ale ile konuşurken gözle- rini yere eğmediğini görse küple- re biner ve o halayığı kör etmek isterdi, Gerçi kamçıyı, falakayı odasın- dan ayırmıyordu, kocasına su ve- rirken gülümsemiş, peşkir tut ken fazlaca sokulmuş, vapucuru çevirirken saçını kaftamna değ - dirmiş olmak gibi bahanelerle ha- layıkları her gün sıra dayağına çekiyordu. Lâkin bununla, onların gözlerini korkutabildiğine, ihtiras- larını körlettiğine inanamadığın- dan belinde bir de keskin hançer taşıyordu. Bu silâh, onun icabın- da nereye kadar gideceğini Ve rio- ler yapacağını bildiren korkunç bir işaret olup halayıkların ödle- rini ağızlarına getirmeğe kâfi ge liyordu. Fakat hançer, onun çirkin yüzü- ne nur getirinekten çok uzaktı Ondan ötürü de Piyale Mehmet Paşa, kıskanç ve zalim karısının sohbetinden hiç hoşlanmazdı. Bu- nunla beraber, nefretini açığa vurmuyordu, vursmıyordu, Çünkü bir padişah kızını çirkin bulmak 6 devire göre affolunmaz bir suç- tu. Sultanların — hattâ birer zak- küm da olsalar — üzerlerine gül koklamak ise, tabiatiyle imkânsız olduğundan Piyale paşaya düşen tahammül etmek, Gevher Mülük özretlerinin mânasiz yüzünde her yı bulmuş görünmekti. Gel- gelelim ki korku, t ihtiyaçlara, kalbi aklara ko- lay kolay tahakküm edemez. He- le idrâki sarsmak ve iradeyi erit- mek en birinci iş olan güzellik de- diğimiz kudret önünde sultan ve hakan korkusiyle temkinli davran- mak değme âkile müyesser olmaz. Piyale paşa da bir gün, mayası gülderi alınmış bir güzellik fi pırin salına salınu yanından geç- mesinden heyecana düştü. Karısı- nin o sırada yanında bulunmama sını firsat sayarak, biraz çerez devşirmek istedi, o nazli fidanı ya- nina getirterek — harap bir ses- le — adını sordu, yaşım sordu, yurdunu sordu ve bu suallere ve rilen çevapların tadına dayana mıyarak iradesini kaybettiğinden iha iratiyle titriyen elini — ar- siz bir top diken gibi — kızın gül yüzüne uzattı, yavaş yavaş okşa- mağa başladı. Halayıklar kendi efendilerini “Helâl,, sayarlar, şeriat te teserri- yi, yani parayla satın alınmış esir kadınlara tasarrufu tecviz etmiş- tir. O sebeple Gevher Mülük Sul- tan sarayında zincirsiz bir esaret hayatı geçiren şu kızcağızda e- fendisinin bu iltifatını hemen he- re men bir hak olarak kabul ediy du, Gerçi Sultanın kamç aıleık kası hançerini unutmuş değildi, kendi güzelliğinden heyecana gel- m$. tırnağa kadar titre » ve hele değneği £ tepeder hi müh: ordu ve gülü yanağını o bir top bırakıyordu. B U sahnehin tahmin olutmaz menzillere kadar uzaması, Miğe mağlüp erkekle, erkek ko- kusundan sarhoşlamış kadının gü- nah merhalelerinin birinden öbü- rüne hızla geçerek nedamet du- rağında ayrılmaları mümkündü Fakat zavallılar, Âdemle Havva kadar bile mücrim olamadan bin gazabı — Gevher Mülük Tetinde — tecelli etti ve kü: dikenler, o titrek parmaklar, bü- züle büzüle geri çekildi, © uysal yanak sararıp soldu, odaya mate- bir hava doldu. Gevher Mülük, bodur bir kara miyecek kadar — zevk ye gü titrek mü getirdiği belliy nin ucunda kimin ecelini taş anlaşılmıyordu. Ondan ötürü Pi- yale paşa şaşkındı, bir şeyler o- kumağa çalişiyordu.-Halayık med- buştu, durduğu yerde sendeliyor- (Devamı var) ş eline ha; mikli tarihi » S: 138. 8'vo- Çektiği ıstırabların mes'ulü kendisidir NEVROZİN Kaşelerini tecrübe etmiş olsaydı Ona cehennem hayatı bu muannid baş ağrısından &ser kalmiyacaktı. MALIN Bütün istırabları dindirir, bâş ve diş ağrıları ile üşütmekten müte- vellid ağrı, sızı ve sancılara karşı bilhassa müessirdir, Mideyi bozmaz, kalbi ve böbrekleri yormaz. Ea EREĞLİ KÖMÜRLERİ İŞLETMESİNDEN: İşletmemizin Zonguldak civarındaki inşaat işlerinde çalıştırılmak üzere MÜHENTİS, MİMAR VE FEN MEMURU İŞE ALINACAKTIR. lerin kısa hal tercümelerile işletmemizin Zonguldak'taki Umum Müdürlüğüne müracaatları Lâkin | keresinde Berç Türker | 939 Dünkü Meclis Müzakereleri (Başı, 1 imeide) işleri daha düzgün, daha esaslı bir şekle bağlamasını kendilerinden di. lerim Berç Türkerin temennileri Dahiliye Vekilinin bü tenkitlere| verdiği cevaplar dinlendikten sonra | inin müza- söz alarak çede sanatoryom için 50 bin tahsisat olduğuna işaret natoryomun nerede tesis edileceği. emniyeti umumiye büt ederek bu “1 s6 diğer y nbulun da, İz-| mirin de, sair yerlerin de buna ihti- yacı vardır. Temennim gelecek s bunları tevsi etmeleridir” dedi. Küçük memurların karşılaştıkları mesken buhranma tekrar temas ede. rek Dahiliye Vekilinden bu izahat istedi. Mesken buhranı Dahiliye Vekili kalkarak: Mesken buhra mak lâzım gelir, Sanıyoru yapmak ve bilhassı ar için. evler ve lüzüm! edir r, Hakikaten bu iş in bir ukde olmuştur. bir çare bulunacaktır” kiralı evler yapm Hükü- hükümet İm- kân bulune: cevabını verdi. Polis ve Jandarma sanatoryomları Abdülhak Fırat (Erzincan!) polis| ve jandarma karakolların ıslahı ile sanatoryom üzerinde söyledi. Polis ve jandarma için de| hususi bir sanatoryom açılmasını İs- tedi. | Sırrı İçöz (Yozgat) Ankarada hazır sanatoryoni binası olduğunu ifade e- derek Keçiörendeki bir binayı hatır- lattı ve dedi ki: — Orası merhum Büyük Atamar zın da nazarı dikkatini celbetmiş bir binadır. Rüzgâr miş, raporları alınmıştır. Elyevm i- darei husüsiyelerin bekçileri elinde gelen giden köylülerin hayvanlarına ahırlık vazifesi görmektedir. hiye Vekâleti burasını kullanmı- yacaksa emniyet memurları için tam bir sanatoryor olabilir.” Bundan sonra Hariciye Vekâleti bütçesi müzakere ve kabul edildi Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâ- leti bütçesinin müzâkeresine başlı dı. Sıtma mücadelesi İlk sözü Meliha Ulaş (Samsun) al- dı, çok çocuklu silelere o yardırive| emracı efrenciye ve sıtma hastâlik-| larını ele alarak izahı bulundu, çok çocuklu yardımın bile vaktinde yapılmadığ nı, bu kimselerin ekserisini köylü- lerin teşkil ettiğini, senelerdenberi istihkaklarını ellerine geçiremedikle- rini, bu sene bütçemizde ayrılan 75 bin liranın ihtiyaca kâfi gelmiyece- ğini, gelecek yıllarda bu işe daha fazla tahsisat ayrılmasını İstedi. ran Meliha, bundan sonra sıt- ma hast kâletinin yaptığı görmiyerek: Bunlar hakkında ciddi, esaslı tâkipler ve tedbirler alınması lâzım- dır, sıtma hâlâ nüfusumuzu tahrip, ediyor, kemiriyor” dedi. Hazır ilâç reklâmları | Osman Şevki Uludağ Sıhhiye Ve-! kületinin bütün ieraatmda tama mile muvaffak olduğunu iddin ede-! miyeceğini söyledi Ve bazı kusurları olduğunu ilâve etti. n verem! mücadele teşkilâtının 3 dispanser ve bir sanatoryomdan ibaret bulundu- Bunu, memleketin daha kalabalık| yerlerinde bu müesseselere yer ve-| rilmesi lâzim geldiğini, Heybeliadada bulunan sanatoryomun memleketin en uzak köşesinde bulunduğunu, Şark vilâyetlerinde bulunan bir has- tanın İstanbula kadar gelemiyeceği- | ni ve binsenaleyh bu mımtakalarda da bu müesseseleri; kurulmasının zaruri olduğunu söyledi. Bundan sonra tıbbi ilânlarden bahsaden doktor, gazetelerde tesadüf i ilânlara halkin aldandığını,| mücadeleyi kâfi e | raber gil silelere yapılan pek az!7 kulak, soğuk kağeler hakkında “ağız, diş, ş ağrılarını dindirir. stizma, nezle için en iy eklinde yapılan reklâm- larda muska sata e benzediğini ve | ların y ve uydur- söyledi. Vekâletten ınlara meydan verilmemesi; ir alınmasıni istedi. Hâlâ doktorsuz kazalarımız var erç Türker, memleketin doktora olan ihtiyacının çok fazla olduğunu, uz K yang ğil, en yakın yerleri elâ Yalovadan otomobille t mesafede bulunan 50,000 yüluslu Orhaneli kazasında bile dok tor bulunmadığını, Ankarada K liranm sarfmı ermiyeceğini memlekı nin en başta gel , almak için e- saslı ve vâsi bir teşkilâtin İüzümunu söyliyerek: milli kınma ile nüfusumuzun artn » Çok çocuklu aileleri za- ruretten kurtarmak, bunlara yardım #tmek willt bir borçtur, dedi İş Kanunu neden iyi tatbik edilmiyor? Tali bahsetti, 1s tanbulda bir çok hâlâ doktorsuz bulunduğumu, sibhi geral- tin bozuk oldu sıhhi ahkâmı muhtevi taliinatnamenin hâlâ tatbi- kine geçilmediğin! söyledi. Ankara kanalizâsyon işinin ne olduğunu sor- unu, İdu ve: - Ankaranm bir çok servet gömü. ilerinden bugiin kirden ge- or. Buna en piş memleketlerde raslanmaz. Bu Iş me zaman te- lenecektir, dedi. Muhacir meselesi, milli bir davadır Ziya Gevher (Çanakkale) Muhacir işlerini anlattı. Bunun büyük bir milli dava olduğunu, bu mesele hak- kında burada uzun uzadıya söz söyli- yecek olursa bütçenin Eylülde çıka- cağımı, 19 bin aileye hâlâ ev yapılma- dığını, Bulgaristanda ini barkını, her şeyini satıp buraya gelmek İsti- n irktaşlarımızın orada ne halde unduğunu tebarüz ettirerek: — Arkadaşlar! Bu öyle bir milli davadır ki, bunun gecikmesine ta- hammül edemem. Bu İş bütçe işi ola- eğil, başlı başına bir iş olarak buraya gelmelidir. Bundan sonra mu hacir işiyle behemehal uğraşmalıyız, dedi, Adliye kâtipleri terfi edilmeli Adliye Vekâlet! bütçesinin müza- keresinde İstamat Özdamar (Eski- şehir) söz aldı. Şöyle dedi: aha! Jken ümit ederim ki, zavallı kâtlf in maaşlarına zam yapılmasına bir paranın rastgeleyif| Bunü görmemekle sonderece muf rip oldum. Emiğim ki, siz de benii” beraber istırap dü İ kadar değil sesleri) ye hayatımda bu kâtipli dum. Bunla: iklerine şahit oldum. İmide bile v dan ayrılmadı çok refaha kâtipleri hakkında dığını görmeki liye Vekilinden rica ederim. Bun hakkmda âcil bir tedbir bulsun. Nevzat Abbas (Bursa) ve gir klerinin ahlâki hayatı safhaları hakkında bi tetkike müsait olacak şekilde asla” Di temenni etti. Bu undan sonra AdlİY*) tefrikine yrfuşsunuzdur. © meyus” Ahlâkı umumiyenin kikler neticesinde tedet rakki gösterdiğinin müşahede edilâ” eyledi. Âş ata nazaran b şanma davaları da adet itibari”? 1937 de 16.000 iken 938 de 13.000 * düşmüştür. Adliye Vekili bu hâdiseyi şay99 Ve metres hay işine temas edere — Metres hayatına gelince, bu €” liler için kanun tehdidi sitinda P cürümdür. Diğerlerinin ise yapmıs” âdabı umumiyeye muhaliftir, Zat” bu gibi mukaveleleri tasdik etm” mesi için noterlere direktif verilmif” tir. Sizin de itiraz edeceğiniz nokt lar varsa, bunlar hakkında da der memnuiyet tedbirleri alırız, biz bw nun tamamiyle eleyhindeyiz.,, Müteakıben kâtiplerini? maaşlarının cidden az old Adliye Vekili il adliye raf eden tir: — Bu iş bütçe imkünl kayyettir. Son zamanlarda kanunla tebligatı posta İd in$ verdikten sonra mübaşir tahsisi” karşılığı olarak kalacak meb 1940 senesinden sonra bunlara ve” meyi düşünüy. Böyle bir pili” üzerinde yürüdüğümüz için yakın bir neticeye varacağımızı ve muyaf fak olacağımızı umarım. Adliy tistikleri için de merkezde teşk fiğimiz bir büro bu işle hassa meşguldür.,, Meclis yarın 14 te toplanarak büt çenin müzakeresine devam edecek” tir, ——————— Küçükpazarlıların Çınarcık Gezintisi disi Küçükpazar nahiyesi tar“ 39 pazar günü iz ga çıkan # — Bendeniz adliye bütçesini okur- lığı hakkında Sıhhiye Ve-| gr BAHARATI Karabiber Beyazbiber Kırmızıbiber Tarçın Yenibahar Kimyon Karanfil Zencefil Sahlep Yemeklerinize Lezzet: Nefaset, verir. Ve Sıhhatinizi korur. Her yerde 15 gramlık paketleri 5 Kuruştur

Bu sayıdan diğer sayfalar: